Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Incirlik terör üssü hemen kapatılsın... (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
22 Haziran 2009 Pazartesi




ABD Dönüşte Liman ve Üslerimizi İstiyor



ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeffrey, Irak'taki ABD askerlerinin çekilmesi sırasında Türk limanlarının ya da askeri üslerinin kullanılması konusunda Türk yetkililerle teknik müzakereler başladıklarını açıkladı.

NTV canlı yayınında Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtlayan ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Amerikan yönetiminin Türkiye'den Irak'taki askerlerin çekilmesi sırasında üs ve limanların kullanımına dair herhangi bir talebi olup olmadığını değerlendirdi.

Jeffrey, "Türk ordusuyla bu konuda teknik görüşmeleri sürdürüyoruz ancak görüşmelerde henüz somut planlara ulaşmış değiliz" dedi.

Irak'taki askerlerin kullandığı askeri malzemelerin bir bölümünün Irak'ta kalacağını, bir bölümünün Afganistan'a gönderileceğini söyleyen Jeffrey "Bir bölümü de Irak'tan çıkarılabilir, bu malzemeyi çıkarmanın yollarından biri Türkiye olabilir" diye konuştu.

Türkiye ile ABD arasında mevcut bazı anlaşmalar olduğunu hatırlatan Büyükelçi, "Büyük çaplı malzemeleri Irak'tan çıkarmanın yollarını araştıracağız" ifadesini kullandı.

Büyükelçi Jeffrey röportajının tam metni şöyle:

Murat Akgün: Siz kaç kere Türkiye'ye geldiniz?

Jeffrey: Dördüncü defa Türkiye'de çalışıyorum.

Murat Akgün: 1980’li yılların başlarında geldiniz Türkiye'ye ilk defa. O zaman ki Türkiye ile şimdiki Türkiye'yi kıyaslarsanız nasıl bir değişiklik var?

Jeffrey: Çok daha kalkınma durumunda bulunuyorsunuz. Özellikle 10 sene öncesine dönersek ne kadar ileri bir ülkeniz var. İktisadi bakımdan özellikle büyük bir sürpriz değil. Çok başarılı bir ülkeniz var, hem demokrasi hem iktisadi açıdan. Aynı zamanda güvenlik açısından gerçekten çok istikrarsız bir bölgede Türkiye genel olarak barışçı ortam içinde yaşıyor.

KÜRT SORUNUNDAKİ ADIMLARI DESTEKLİYORUZ
Murat Akgün: Türkiye'nin PKK terörizmine karşı olan mücadelesi ile ilgili olarak sayın Başbakan çok olumlu bir ortam olduğundan bahsetti, Kürt meselesinin çözülmesi noktasında. Gerçekten de PKK silahlardan vazgeçmeden kalıcı bir çözüm olabilir mi?

Jeffrey: Türkiye gibi demokratik bir sistemde silahlı direniş olarak ifade edilen unsura bir yer olmadığını düşünüyorum. İkinci olarak Türk yetkililerle PKK’ya karşı ortak operasyonlarda birlikte faaliyet yürütüyoruz. Türkiye tarafından Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik olarak yapılan operasyon son derece başarılı oldu. Aynı zamanda sosyal, siyasi ve ekonomik bir takım önlemlerin de alınması gerekiyor. Ancak genel anlamda Türk hükümetinin şu anda almayı düşündüğü adımları yoğun bir şekilde destekliyoruz. Türk halkının mutlaka bir çözüm bulacağına inanıyoruz.

Murat Akgün: Diyarbakır’da da iki gün önce bunu söylediniz. Kısa vadede Türkiye'den ne gibi siyasi reformlar bekliyorsunuz?

Jeffrey: Pek çok reformlar var yapılmış olan. Aslında Türk halkından bu konu hakkında açıkça konuşabilme yönünde bir ilerleme görüyoruz, ki ben bunun çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda Başbuğ’un da çok önemli bir yaklaşımı söz konusu. Ancak ayrıntılar noktasına gelecek olursak biz Türkiye'nin bir dostu olarak bu konuyu çok da fazla ayrıntılandırmak istemiyoruz. Bu Türk halkının ve Türk hükümetinin kendi başına karar vermesi gereken bir konu.

BARZANİ PKK KONUSUNDA DAHA ÇOK ÇABA GÖSTERMELİ
Murat Akgün: Sizin gündeminizde PKK’ya karşı Kuzey Irak’ta yeni bir takım adımlar söz konusu mu?

Jeffrey: Bizim tarafımızdan ve Irak hükümeti tarafından Kuzey Irak’ta PKK’ya yönelik bir takım çabalar söz konusu ama aslında oradaki bölgesel yönetimin de biraz daha çaba harcaması gerekiyor. Bu kalan PKK grupları için hayatı daha zorlaştırmak noktasında. Burada üçlü bir operasyon var, süreçte Türkiye de bunun bir parçası.

Murat Akgün: Sizce Türkiye'nin PKK’ya karşı çabalarına içtenlikle yardımcı olmak istiyorlar mı bölgesel ve yerel yönetim?

Jeffrey: Kendi deneyimlerime dayanarak Irak’ın şu anda karşı karşıya olduğu zorluklar, devam eden şiddet ve onların vermek zorunda oldukları siyasi kararlar aslında durumu Türkiye açısından hem zorlaştırıyor hem de çok kolay bir hale getiriyor. Iraklılar çok sayıda sorunla karşı karşıyalar ve bu sorunlar hiçbir ülke ile karşılaştırılamayacak derecede ciddi sorunlar. Yalnızca PKK değil, çeşitli sınır ötesi sorunlar vardı. Suriye’den sızmalar var, İran’dan gelen bir takım faaliyetler söz konusu. Bütün bu konuları birlikte ele almaya çalışıyoruz ama zamana ve sabra ihtiyacı var.

YENİ BİR İNSANLIK HAVASI OLUŞTU
Murat Akgün: Türkiye Başbakanı'nın daha ılımlı bir ortam olduğundan bahsettiğini söylemiştik. Ama siz dışarıdan bakan bir insan olarak Kürt sorununun çözümü açısından daha ılımlı bir ortam olduğunu düşünüyor musunuz?

Jeffrey: Dışarıdan bakan bir insan olarak değil, doğrudan Türklerin kendisinden ve Güneydoğu'da yaşayan Kürt kökenli nüfustan geldiğini görüyoruz. Atılan adımlar yeni bir insanlık havası ortaya koyuyor ama tabi ki pek çok sorun da devam ediyor. Buradaki ayrıntılar çok önemli olacak. Ama biz Türkiye'nin çok uzun bir yol kat ettiğini düşünüyoruz. Demokratik bir ortamda pek çok şeyin mümkün olduğuna inanıyoruz.

AĞIR TEÇHİZATLAR TÜRKİYE'DEN GEÇEBİLİR
Murat Akgün: Irak’tan ABD’ye askeri ait güçlerin geri çekilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz ve nasıl bir süreç ilerliyor?

Jeffrey: Sürekli irtibat halindeyiz, somut bir planla ortaya çıkmadık henüz. Ülkede çok fazla teçhizat var. Önümüzdeki yıl bunların bir kısmı Irak’ta kalacak, bir kısmı Afganistan’a nakledilecek, bir kısmı geri götürülecek. Özellikle geri çekilirken Türkiye ile bazı anlaşmalarımız söz konusu. Burada Türkiye ile paylaştığımız alanlar var o bölge içinde ve ne gibi olasılıklar söz konusu olacak, tabi ki konuyu daha iyi bir şekilde ele alacağız. Özellikle büyük teçhizatlar açısından.

Murat Akgün: Bu müzakereler konusunda iyi bir duygu içinde misiniz?

Jeffrey: Aslında müzakere resmi bir terim oldu. Bunlar müzakereden ziyade teknik görüşmeler olarak ifade edilmeli. Ve Türk yetkilileri ile bu konuya istinaden tartışmalar yürütüyoruz. Biz doğal müttefikleriz ve her zaman da çok iyi bir şekilde ilerliyor görüşmeler


 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Yaran kabuk tutmasın her an deş tazelensin!
Sen ağla gafil gülsün, nadan yelpazelensin!NFK
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Terör Örgütü Lideri BUSH.Devaminda OBAMA...


Meğer adam terör örgütü yönetmiş!

“Bu suikast timleri, büyükelçiyle ya da CIA istasyon şefiyle konuşmadan ülkelere gidiyorlardı. Listede isimleri bulunan insanları buluyor, infaz ediyor ve ayrılıyorlardı. Kongre'nin bunun üzerinde bir denetimi yok. Bu bir yönetim suikast timidir…”

Seymour Hersh, Mart ayındaki bir konuşmasında böyle diyordu. Ona göre suikast timi George Bush dönemi ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney tarafından yönetiliyordu. Bu timler, hiçbir yasal izin almadan ülkelere dağılıyor, ABD için tehlikeli görülen kişileri öldürüyor, cinayetler işliyor, suikastlere imza atıyordu.

Bu açıklamadan sonra,11 Eylül sonrası öldürülen siyasiler, din adamları, aydınlar, liderler geldi aklıma. Lübnan'dan Pakistan'a kadar uzanan bölgede yapılan “Büyük Ortadoğu Suikastleri” geldi. Sekiz yıl boyunca öldürülenlerin faillerinin neden hiç bulunamadığı geldi. Suikast yönteminin bir devlet politikasına dönüştüğü tek ülkenin İsrail olduğunu düşünürken, ABD yönetiminin neden hiç suikastlerden sorumlu tutulmadığı geldi. Listesini tuttuğumuz, her ayrıntısını kaydettiğimiz bu suikastler ABD'yi gösterirken neden bu tür iddiaların hiç önemsenmediği geldi.

Aynı dönemde, İsrail ve Irak merkezli olarak Türkiye'ye aktarılan silahların, patlayıcıların, suikast hazırlıklarının da izini sürdük ve ulaştıklarımızı burada paylaştık. Bize göre bunlar da büyük suikast operasyonunun Türkiye uzantılarıydı. Ama o zamanlar dikkat çekememiştik.

Konuyu neden bir kez daha gündeme aldık? Yeni bir gelişme olduğu için. Bu tür konuların ısrarlı takip gerektirdiğini bildiğimiz için ve ısrarla takip etmeye çalıştığımız için. Her ne kadar Bush yönetimi gitmiş olsa da, sekiz yıl boyunca kapkaranlık bir örtülü operasyonlar dönemi yaşandığı için. Belki inanan az olacak ama aynı senaryonun hâlâ uygulamada olduğunu düşündüğümüz için. Ve elbette konu ile ilgili yeni bir gelişme olduğu için. Şöyle:

The New York Times gazetesi, Cheney'in CIA'nın derin operasyonlarını Kongre'ye bildirmediğini yazdı ve büyük bir tartışma patladı. Cheney'in, CIA'in gizli terörle mücadele programını, verdiği bir talimatla 8 yıl boyunca Kongre'ye haber vermeden sürdürdüğü ortaya çıktı. Olayı, CIA'in yeni şefi Leon Panetta, Senato ve Meclis komitelerinde yaptığı bilgilendirme toplantılarında açıkladı. ABD Başkan Yardımcısı, hem dünyayı hem ABD'yi kandırmış. Devlet içinde devlet olarak dünyaya yön vermeye çalışmış. Gizli örgütler kurup terörist eylemler yapmış. Bütün bunları ABD'nin siyasi ve askeri gücünü kullanarak yapmış. Ve bu suçları, kendi devletinin gücünü kullanarak gizlemiş.

Henüz çok az şey ortaya çıkmış olsa da bir kapı aralanmış sayılır. Bu kapı açılabilirse, terörle mücadele adı altında, ABD'yi yönetenlerin, dünya genelindeki müttefiklerinin binlerce insana yaptıkları, kaybolan insanların akıbeti, gizli esir kampları, işkence gemileri, küresel düzeyde yürüttükleri insan avı ve elbette siyasi suikastleri bir bir ortaya çıkacak demektir.

Elbette bu örtülü operasyonun, bu kirli örgütlenmenin, cinayet şebekesinin Türkiye ayağına ilişkin dehşet verici, hepimizi şaşırtıcı bilgiler de ortaya çıkacak. Hesaplarına para aktarılanlar, gizli tutulan anlaşmalar, bu anlaşmaların altında imzası bulunanlar, İsrail-Kuzey Irak-Türkiye sevkıyatlarına refakat edenler, içerideki hazırlıklara ortaklık yapanlar da ortaya çıkacak. Dosyalar açıldıkça 21. yüzyılın kara tarihi önümüze serilecek.

Konuyla ilgili son yazımın başlığı “BOP suikastlerinin şifreleri çözülüyor!” şeklindeydi. Çünkü, Lübnan'dan Pakistan'a uzanan bölgede işlenen siyasi cinayetleri “BOP Suikastleri” olarak tanımlıyorum. O yazıda da vurguladığım gibi; her bir cinayetin arkasında bir şeyler aradım, bazen buldum bazen izlediğim yol bir yerlerde karanlığa büründü. Suikastleri ve para ilişkilerini siyasi gelişmelerden hatta çatışmalardan daha çok önemsedim. Çünkü gerçeğe ulaşmak için en kestirme yol buralardan geçiyordu. Bana göre de; “Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto ve Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri Cheney'yle bağlantılı ekip tarafından öldürüldü. Suikastlerin CIA içinde kurulan 'Özel Operasyon birimi' tarafından yürütüldüğü biliniyor artık.

14 Şubat 2005'te Beyrut'ta uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri ve Lübnanlı Hristiyan lider Elie Hobeika suikastlarına bizzat yetki veren isimler Bush'un danışmanlarından Karl Rove ve Eliot Abrams'tı. Suikastler Bush yönetimine bağlı bir birlik tarafından yapılıyordu. Bu birliktekiler Irak ve Afganistan'da da benzer suikastler yapıyordu. Özellikle Irak'ta mezhep çatışmasını başlatan suikastler! Cheney'nin suikast timi İsrail ile birlikte çalışıyordu. Kudüs'te de benzer bir tim vardı. Abrams'ın bir işaretiyle İsrailliler harekete geçiyordu.

Suikast timinin başındaki isim, General Stanley McChrystal, şu an Afganistan'daki ABD birliklerinin başında! Bir zamanlar, tanıdığımız, adını bildiğimiz bir çok isme suikast düzenleyen “Ortak Özel Operasyonlar Birliği'ni yönetiyordu. Bu birlik de şu an Pakistan'da! Marriott Hotel saldırılarını hatırlayalım. Pakistan'daki o büyük terör saldırılarını. Kimleri hedef almışlardı? İşte bu özel birlikleri… Çünkü onlar şu an aynı kirli savaşı Pakistan'da yapıyorlar. Hem de yeni ABD Başkanı Barack Obama döneminde! Sadece bu kadar mı? İsrail'in Lübnan'a saldırdığı o korkunç savaş sırasında, Türkiye'den özel birliklerin İsrail ve Lübnan'a gönderildiğine dair iddialar da sadece iddia olarak kaldı. Tabii şimdilik…

Daha hiçbir şey aydınlanmadı. 11 Eylül'den bu yana uygulanan kirli tezgahlarla ilgili hiçbir şey ortaya çıkmadı. O günden bu yana yapılan suikastlerin hiçbiri aydınlatılmadı. 11 Eylül'den birkaç gün önce gerçekleştirilen Ahmet Şah Mesud suikastinden Refik Hariri suikastine, Şeyh Ahmet Yasin suikastinin ortaklarından Benazir Butto suikastine kadar her suikast dosyası kapatıldı. Bali saldırılarından İspanya ve Londra saldırılarına kadar El Kaide saldırısı dosyalarının kapatıldığı gibi.

Bu yüzden, Cheney-suikastler bağlantısına ilişkin her şeyi önemsiyoruz. Dikkatle takip edeceğiz ve paylaşacağız. İnsanlık adına, o günden bu yana öldürülen yüz binlerce insan anısına bunu yapmaya devam edeceğiz…



I.Karagül..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İNCİRLİK İŞGAL ÜSSÜ KAPATILSıN




Amerika ...


Bir Iraklı veya Afganlıya yada Filistinli bir çocuğa veyahut bu coğrafyadan olan birisine Amerikayı sorsak vereceği cevap ; - işgal ettiler, tecavüz ettiler ve işkence yaptılar olacaktır...
********************************


Osmanlının Yıkılmasından sonra sahipsiz kalan İSLAM COĞRAFYASI parça parça bölünerek pay edilmiş adeta bizim olan topraklara yabancı adamın eli değmişti... Osmanlıyı yıktıktan sonra ellerine aldıkları cetvellerle çizdikleri haritalarla böldükleri halkların, birbirlerinden ayırdıkları kardeşlerin kendilerine bugün bir tehdid olduğunu ileri sürerek yeniden İşgale girişen Batı ve amerika BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ adını verdiği bir projeyi uygulamaya koydu...

"Osmanlı'dan geriye kalan topraklarsa emperyalistler tarafından yağma ve talan edilirken, öz devletlerini yitiren "Mutlak Fikir" bağlıları, lokma lokma bölünen öz vatanları üzerine kurulan emperyalist güdümlü zalim devletçiklerin yönetiminde paryalaştılar..."

Bu projeye göre başta İSLAM COĞRAFYASI ve DÜNYA da kendine düşman olarak benimsediği halkların ıslah edilmesini amaçlayan Amerika 11 eylül saldırılarının akabinde önce Afganistan ve daha sonrada Irak işgallerini gerçekleştirerek kendi egemenliğini sağlayacak ve kendine BOP u uygulamasında sorun çıkaracak bu iki ülkeyi hallediyordu....Ve aslında bu iki ülkeden sonra sıradaki kim ? sorusu sorulmaya başlandı.......

Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında köle olarak gördüğü halkların kendisine tepkisini ise yine yerli işbirlikçiler sayesinde bastırıyor elinde tuttuğu işbirlikçi basın yayın ve televizyonlarla DİRENİŞÇİLER ve GERÇEK VATANSEVERLER birer terörist olarak gösteriliyordu...Halklar üzerindeki etkisinide psikolojik harp gereği böyle sürdürüyordu....

."- Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Amerika'nın dünyada tek süper güç olarak kaldığı ve dünyanın patronu olduğu masalı, bu savaşta çökmüştür; ve savaşın neticesine bakmaksızın söyleyeyim ki, Irak, bilerek veya bilmeyerek Üçüncü Dünya Ülkelerine iyi bir örnek ve moral vermiştir... Kafa tutulabileceğini ve Amerika'nın istediği yere elini kolunu sallaya sallaya girip istediğini yaptıramayacağını göstermiştir... Yâni, Irak'ın ödediği bedel ne olursa olsun, Amerika mağlubiyetten beter bir zafer kazanmıştır!.." (1)1991 körfez savaşı için belirtilmiş olan bu husus bugün hala daha tazeliğini korumaktadır...

Büyük Ortadoğu Projesi kısa adı ile BOP. Soğuk savaşın bitiminden sonra dünyada esen demokrasi insan hakları ve özgürleşme rüzgarları Amerikanın eli ile sürerken bu kelimelerin ne demek olduğunu Amerikanın Irak işgali ile gördük.....

-"IRAK ı özgürleştirmek için orada bulunuyordu AMERİKA....

"Haçlı savaşı başlattık " sözünü neden ağzından kaçırdı Bush denilen amerika başkanı bilinmez ama tarihte görülen haçlı seferleri ile özdeş ve hatta onlardan daha beter bir katliama maruz kalıyordu halklar.......
******************************************
yıl 1919

ANADOLUyu İşgale girişen yedi düvele karşı MÜSLÜMAN ANADOLU halkının verdiği şanlı mücadelenin ve bugünkü ANADOLU topraklarına kadar süren işgallerle yine ANADOLU yedi düvele karşı bir kurtuluş Savaşı vermişti....Çanakkalede şehitliği gezenler orda ki mezar taşlarında daha 13 14 yaşındaki çocukların ve en önemlisi pakistandan, afganistan ırak, cezairden ve hatta filistinden gelen insanların bu topraklar için şehit düştüğünüde görürler........İnsanlar Öbek Öbek ANADOLUNUN İŞGALDEN KURTULUŞU İÇİN oradaydılar......


KURTULUŞ SAVAŞI mana itibarı ile bakıldığında kendimize övünç kaynağı olan bu zafer elbette mühim.....
KURTULUŞ SAVAŞI YEDİ DÜVELİ DİZE GETİREN İMANIN ZAFERİ..

ANADOLU sana, bana insana hayat kaynağı olan mekan.....Bizim olan topraklar ....Bize ait olan Topraklar gibi.....Afganın filistinlinin Iraklının Türkistanın toprakları gibi bize ait o topraklar.....

Arzumuz emelimiz bu toprakların yabancı adam tarafından çiğnenmemesiydi...."Kurtuluş Savaşıyla kurtardıklarımız
birlik oldu birlikte savştıklarımızla
-bedeli ihanet oldu kanımızın-
kara bir bulut gibi
kapkara düşünceyle
-kiralık düşünceleriyle-
"giydiler çıkardıkları çizmeleri"
emperyalistlerin.
-efendi olma hevesiyle
silahları bize döndü-
(gözardı olurken
çürüten, iyiyi, doğruyu, güzeli
çelik örgülü canavar çenesi.)

"Çiğneyemeyecek yabancı adam toprağımızı,
Çiğneyemeyecek yabancılaşmış adam !.. "(2)


******************************************

ÇİĞNEDİLER ÇİĞNİYORLAR .....

Bugün bu hadise ANADOLUYU MESKEN TUTMUŞ BİR İNCİRLİK İŞGAL ÜSSÜ tarafından gerçekleştiriliyor...

"ABD Savunma Bakanlığı'nın Avrupa ve NATO işlerinden sorumlu müsteşar yardımcısı Dan Fata'nın geçen aylarda İşte Dışilişkiler Komitesi'ne sunduğu Bush Yönetimi'nin “uykularını kaçıran” İncirlik verileri şöyle:

* Türkiye, Ocak-Şubat 2007'de 22 USAF uçağının İncirlik'e konuşlanmasına izin verdi. Amerikan Hava Kuvvetleri için hayati eğitim faaliyetleri yapıldı.

* Irak'taki ABD güçlerine ulaşan hava kargolarının yüzde 70'i Türkiye hava sahasından gidiyor.

* Irak'ta savaşan Amerikan Ordusu'nun yaktının 3'te 1'i Türkiye'den gidiyor.

* Daha önce Almanya'dan 9-10 uçakla getirdiğimiz malzemeleri İncirlik sayesinde 6 uçakla Irak'a ulaştırabiliyoruz. Bu yılda 160 milyon dolar tasarruf anlamına geliyor.

* KC-135 kargo uçakları, İncirlik'ten 3 bin 800 sorti yaptı ve Irak'taki ABD güçlerine 40 milyon galon yakıt götürdü.

* Üs, Lübnan, Bosna, Kosova, Makedonya'da da çok önemli katkılar yapıyor."(3)

Ayrıca Guantanamo gibi tüm dünyanın nefretini üzerine çekmiş İşkence Merkezlerine de Bu üssün bir köprü olduğu haber edilmektedir...

Peki bugünlerde epeyce adı anılmaya başlayan bu üs ANADOLU da neyin kimin çıkarı için barındırılıyor...?

Amerika ortadoğu ve Anadolunun hatta tüm dünya halklarının baş düşmanı AMERİKA !!

Irak senaryosu : İsrail Abd ortak yapımı bir Kürdistan kuruldu ....

Barzani-Talabani işbirliği neticesinde Irak bölünerek BOP adını verdikleri proje kapsamında Amerika kendi düzenini uyguluyor...

En ilginç olanı ise Kürtlerin de ,Türklerin de, Arapların da kurtuluş peşinde koştuğudur..Fakat ABD ye bel bağlayan işbirlikçileri sayesinde bu unsurlar hep birlikte kan,zulm ve işkencenin pençesindeler...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dış Politika Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu , Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Monde ile yaptığı söyleşide İran’a yaptırım uygulanmasının, durumu daha da kötüleştireceği uyarısını yaparken, Bush Yönetiminin “Büyük Ortadoğu Projesi”nin çöktüğünü de belirterek bölgesel sorunların çözümü için yeni bir yaklaşım gerektiğini söyledi.....

Ve Bop eşbaşkanlığı görevini üzerine almış uygulayıcı konumda ki birilerinin geçtiğimiz günlerde yaptığı bu itiraf bile Büyük Doğu Coğrafyasının Emperyalizme karşı üstünlüğünün işaretidir...
O halde *Bop Çöktü ise Onun işgaline kapı aralayan Askeri üs İNCİRLİK te bu topraklarda çökmelidir..

Yukardada belirtildiği gibi o üs Amerikanın Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bölgeyi işgali için Anadoluyu mesken tutmuş bir yerdir....Yani Anadoluda ki işgal edilmiş olan bir yer...

Bu Askeri Üssün DERHAL Kapatılması gerek...Bunu dünde dillendirdi bu halk ve bugünde biz dillendiriyoruz...

Emperyalizm Bugün hem Anadolu da hemde onun bağlı bulunduğu Büyük Doğu Coğrafyasına Askeri üslerle yerleşme peşindedir...Ortadoğu,Orta Asya -Türkistan'da ,ve Anadolu da kesinlikle bu üslere yer yoktur ..

Öz yurdunda Garip,Öz vatanımızda Parya statüsünde yaşamamak için ,geleceğimiz ,çocuklarımız ve Tarihimizden aldığımız ruh potansiyelimizle , Bu Askeri üsse HAYIR diyoruz...







AMERİKAN EMPERYALİZMASI İŞGAL ÜSSÜ OLARAK ANADOLUYU KULLANAMAZ...




İNCİRLİK DERHAL KAPATILSIN !..


*********************************************






1- Adımlar SM, a.g.e. s. 76...

2 - S.M ...Aydınlık Savaşcıları....


3-Aktif haber ( ABD'nin İncirlik Korkusu-12 Ekim 2007 07:28)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD ARAŞTIRDI;TÜRKLERE GÖRE AMERİKA EN BÜYÜK DÜŞMAN



Türkiye'de ABD karşıtlığı bu sene de değişmedi. ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk Müslüman ülke ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirmiş olmasına rağmen, Türk halkındaki Amerikan karşıtlığı değişmeden kaldı.

The Pew Global Attitudes Project'in "ABD'nin İmajı" konulu son araştırmasının sonuçları Ulusal Basın Merkezi'nde yapılan bir basın toplantısıyla açıklandı. Araştırma şirketinin başkanı Andrew Kohut'un yanı sıra ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ve ABD eski Senatörü Danforth'un da katıldığı toplantıda, Barack Obama'nın göreve gelmesinin ardından dünyada genel olarak Amerika'nın imajının düzelme gösterdiği belirtildi.

Araştırmaya göre, pozitif yöndeki ilerleme en çok kendini Batı Avrupa ülkelerinde gösterdi. Latin Amerika ülkeleri de Amerika'ya olumlu bakışlarını sürdürdü. Ancak Obama, gerek Türkiye gerekse de Mısır'daki konuşmaları ve İsrail-Filistin sorununa ilişkin açıklamalarına rağmen İslam dünyasında kayda değer bir ilerleme kaydedemedi. Araştırma hala Türkiye'nin en Amerika karşıtı ülke olduğunu da açıkça ortaya koydu.

TÜRKLERİN SADECE YÜZDE 14'Ü AMERİKA'YA OLUMLU BAKIYOR

Çıkan rakamlara göre, Türkiye'de Amerika'ya olumlu bakanların oranı sadece yüzde 14. Geçen yıl yüzde 12 olarak gerçekleşen bu rakam, yüzde 2'lik bir artış gösterse de beklenilenin altında kaldı. Diğer Müslüman ülkelerinden Amerika'ya olumlu bakanların oranı ise şöyle gerçekleşti: Mısır: yüzde 27, Ürdün: yüzde 25, Lübnan: yüzde 55, Filistin: yüzde 15, Pakistan yüzde 15 ve Endonezya yüzde 63.

Rakamlar diğer ülkelerde ise şu şekilde: ABD: yüzde 88, Kanada: yüzde 68, İngiltere: yüzde 69, Fransa: yüzde 75, Almanya: yüzde 64, İspanya: yüzde 58, Polonya: yüzde 67, Rusya: yüzde 44, İsrail: yüzde 71, Çin: yüzde 47, Hindistan: yüzde 76, Japonya: yüzde 59, Güney Kore: yüzde 78, Arjantin: yüzde 38, Brezilya: yüzde 61, Meksika: yüzde 69, Kenya: yüzde 90, Nijerya: yüzde 79.

Bu rakamlara göre en büyük artış, yüzde 33 ile Fransa ve Almanya'da görüldü. En az artış ise yüzde 2 ile Türkiye ve Filistin'de gerçekleşti. En fazla düşüş de yüzde 7 ile İsrail'de ortaya çıktı.


MÜSLÜMANLARA GÖRE AMERİKA HALA TEHDİT

Araştırma, Obama'nın İslam dünyası ile barış yapma çabasının tam da sonuç vermediğini ortaya çıkardı. Buna göre, Müslümanlar Amerika'ya hala tehdit olarak görüyor. Türklerin yüzde 54'ü, Ürdünlülerin yüzde 48'i, Mısırlıların yüzde 51'i, Endonezyalıların yüzde 77'si, Lübnanlıların yüzde 57'si, Filistinlilerin yüzde 75'i ve Pakistanlıların yüzde 79'una göre Amerika hala oldukça endişe verici ve bir tehdit. Bush dönemine oranla, Amerika'yı tehdit algılanmasında en fazla düşüş yüzde 22 ile Türkiye'de gerçekleşirken Pakistan'da yüzde 7'lik bir artış yaşandı.

TÜRKLER'E GÖRE AMERİKA DÜŞMAN

Ayrıca araştırma Türklerin Amerikan halkını da çok sevmediğini gösterdi. Amerika halkını seven Türklerin oranı geçen seneye göre sadece 1'lik bir artış göstererek yüzde 14 oldu. Bu rakam bu kategorideki en düşük rakam olarak gerçekleşti. Araştırmadaki "Amerika'yı partner mi, düşman mı görüyorsunuz?" sorusunu verilen yanıt da Obama'nın İslam dünyası politikasının çok da sonuç vermediğinin başka bir kanıtı. Buna göre, Filistinlilerin yüzde 77'si, Pakistanlıların yüzde 64'ü ve Amerika'yı düşman olarak görüyor. İsraillerin ise sadece yüzde 2'si Amerika'yı düşman olarak görürken, yüzde 84'ü partner olarak algılıyor.

Öte yandan Türklerin sadece yüzde 18'ine göre Amerika, Türkiye'yi partner olarak görüyor. Ayrıca Türkler Amerika'nın Türkiye'nin çıkarlarının umurunda olmadığını düşünüyor. Sadece yüzde 15'lik bir kesim Amerika'nın Türkiye'nin çıkarlarına dikkat ettiğine inanıyor. Ayrıca Türklerin yüzde 48'i de Obama döneminde de bu durumun değişmeyeceği kanısında.

TÜRKLER, ÇİN, RUSYA, AVRUPA BİRLİĞİ VE BM'YE DE GÜVENMİYOR

Araştırmada, Türklerin diğer ülkelere bakışı da ortaya koyuldu. Buna göre, Türker'in diğer ülkelere olumlu bakışı ise şöyle gerçekleşti: Çin: yüzde 16, (8 puan düşüş), Rusya: yüzde 13, AB: yüzde 22 (5 puan düşüş) ve BM: yüzde 18 (5 puan düşüş).

TÜRKLER AB LİDERLERİNE DE GÜVENMİYOR

Türklerin yüzde 33'ü Obama'ya güvenirken, AB liderleri konusunda çok da yüksek bir rakam ortaya çıkmadı. Türklerin sadece yüzde 7'si Almanya Başbakanı Angela Merkel, yüzde 3'ü Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve yüzde 7'si de Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'e güveniyor.

Toplantı sonunda konuşan Kohut, Türkiye'nin uzun yıllardır ABD açısından kritik önemde olduğunu söyledi. Diğer Müslüman uluslar gibi Türklerin de ABD'nin terörle savaşının haksız olduğuna, ABD'nin gücünden endişe ettiğine ve Türkiye'nin çıkarlarının umurunda olmadığına inandığını ifade etti.


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
MÜSLÜMAN KATİLLERİ -Blackwater Pakistan’da!


blackwater-pakistanda-medium-0.jpg



Başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın pek çok Müslüman ülkesinde insan hakları ihlalleri yapan özel Amerikan zulüm şirketi Blackwater, şimdi de Pakistan'da kol geziyor, halkı tehdit ediyor.


Pakistan'ın kuzeybatısındaki Peşaver şehrinde üst kesimin yaşadığı University Town bölgesinde Blackwater görevlilerine şahit olunuyor. Koyu renk güneş gözlükleri takan ve makineli silahlar taşıyan paralı askerler, siyah renkteki zırhlı araçlarla bölgede trafikte seyrediyorlar. Bunlar, trafik sıkışıklığı zamanlarında da şoförlere bağırarak etrafa kabus estiriyorlar.
Çalışanları kötülükten zevk alıyor


Bölge halkı Blackwater'dan tedirgin. Şirketin çalışanları çoğu zaman zulüm, cinayet, çocuklara tecavüz ve silah kaçakçılığıyla gündeme geldi. Evi, University Town'da Blackwater çalışanlarının üssüne birkaç yüz metre mesafede olan mühendis İmtiyaz Gül, "Bazen bu adamlar trafikte sıkıştıkları zaman şoförler ve yayalara çok kötü davranıyorlar. Çoğu zaman da hiç gereksiz yere insanlara silah doğrultuyorlar" dedi. Gül ayrıca, "Sokaklarımıza kim hükmediyor, Pakistan hükümeti mi, ABD mi? Devlet içinde devlet oldular" diye konuştu.


Blackwater, Pakistan'ın aşiretlerin kontrolündeki bölgelerine milyonlarca dolarlık projeler gerçekleştiren Amerikan şirketi Creative Associates International'e güvenlik sağlıyor.


1997'de kurulan Blackwater, Batılı ülkeler ve 3. Dünya ülkelerinden binlerce eski asker kiraladı. Şirket, Pakistan ordusundan emekli komandolar ve seçkin polis gücünden elemanlar da istihdam etti. Blackwater, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın özel güvenlik şirketlerinin en büyüğü oldu ve şimdiye kadar milyarlarca dolarlık ihaleler kazandı.
Sebepsiz katliamlarla meşhur


Blackwater, bilhassa Irak'ta büyük haksızlıklara imza attı. Eylül 2007'de şirket çalışanları hiçbir tehdit olmadan 17 sivili öldürerek dünya medyasında geniş şekilde yer aldı. Irak hükümeti şirketi "taammüden cinayetten" sorumlu tutuyor. Bu katliam dolayısıyla şirket hakkında ABD'de Virginia eyaletinde açılan dava devam ediyor. Bu olay, Irak'ta Blackwater'a yönelik sayısız suçlamadan sadece bir tanesi. Blackwater, terör örgütü PKK'ya silah sağlamakla da suçlanıyor.


Irak'ta yaşattığı dehşet ve işlediği suçlar dolayısıyla Irak hükümeti Blackwater'ın sınırdışı edilmesini sağladı. Şirket, yaptıklarının duyulması dolayısıyla isim değişikliğine de gitti ve Şubat 2009'da Xe Worldwide ismini aldı.


El Kaide ve Taliban da Pakistan'da Blackwater'ı hedef alan saldırılar gerçekleştiriyor. İntihar bombacıları, 9 Haziran'da Peşaver'deki tek 5 yıldızlı otel olan Pearl Continental otelini, Blackwater çalışanlarının kaldığı tarafından bombalamıştı. Saldırıda 4'ü Blackwater çalışanı olmak üzere 16 kişi ölmüştü. Blackwater'a yönelik başka saldırılar olması ihtimali de University Town sakinlerini tedirgin ediyor. Bölge sakini İhsan Toro, Blackwater'ın bölgeden uzaklaştırılması için İçişleri Bakanlığı'na bir mektup yazdıklarını ifade etti.
Pakistan'da bombalı saldırı

Öte yandan, Pakistan'ın kuzeyindeki bir kentte, müzik CD'leri satan bir dükkana atılan bomba, iki kişinin yaralanmasına neden oldu. Svat Vadisi'ne komşu Manşahra kentinin üst düzey polis yetkililerinden Abdüssettar Han, dükkanın dışına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu, CD satan dükkan ile bitişiğindeki CD satan diğer iki dükkanda maddi hasar meydana geldiğini söyledi. Yetkili, patlama sonucu yoldan geçen 2 kişinin de hafif yaralandığını belirtti. Bu arada, ülkenin kuzeyinde 5,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), depremin merkez üssünün, ülkenin kuzeybatısındaki Svat vadisinde bulunan Mingora kentinin 77 kilometre doğusu olduğunu açıkladı. Depremin, başkent İslamabad'da da hissedildiği belirtildi. Depremde ilk belirlemelere göre ölen ya da yaralanan olmazken, deprem herhangi bir hasara yol açmadı.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
nabucco.jpg

Irak Direnişi Siyasi Konseyi Sözcüsü Abdurrahman Bağdadi, Türkiye'de Amerikalılarla yaptıkları görüşmelerin müzakere olmadığını sadece görüşmeler çerçevesinde şartlarını deklare ettiklerini söyledi. Bağdadi'nin bazı internet sitelerine yansıyan açıklamalarından bu şartları da öğrenmiş bulunuyoruz. Elbette ki bu şartları Amerikalıların dikkate almaları beklenemez veya düşünülemez. Bu dört şarttan birisi, ABD'nin işgalden dolayı resmi olarak Irak halkından özür dilemesidir. Elbette ki gönül arzu eder ki keşke Amerikalılar, Irak ve Afganistan halkından özür dileseler. İsrail de aynısını Filistin halkına yönelik olarak yapsa. Lakin temenniler başka bir vadide gerçekler başka bir vadide salınıyor. Irak direnişinin ikinci talebi ise Iraklı işgal kurbanlarına ve işgalden zarar görenlerin zararlarının telafi edilmesi. Aynen yıllar yılı Almanya'nın, Nazilerden dolayı günah çıkartması ve Nazi kurbanları adına tazminat ödemesi gibi. Üçüncüsü de, bütün esirlerin salıverilmesi ve direnişin meşruiyetinin tanınması. Bunları yaptığında ABD hem kendisini hem de yaptıklarını inkar etmiş olur.

Bu talepler haklı olmakla birlikte gerçekçi değil. Yani Amerikalılar bu talepleri dikkate almazlar. Buna rağmen neden Amerikalılar Iraklı dört direniş örgütü temsilcileriyle görüşme ihtiyacını hissetti? Özellikle de direnişin tavsadığı bir sırada. Son sıralarda yeniden tırmanma şeridine geçmiş olsa bile Irak direnişi geçmiş yıllara nazaran en tavsamış dönemini yaşıyor. Öyleyse Amerikalıların niyeti ne ? Amerikalılar işgalden sonra insiyatifi kaybetmiş ve işbirlikçi olarak getirdiklerinin siyasi olarak güçlenmesi ve başka gündemlere yönelmesi karşısında onları da dengelemek istemektedir. Bundan dolayı da Hizb-i İslami gibi Sünni partilerinden sonra Sünni direniş örgütlerini de siyasi arenaya çekmeye ve onları da siyasi ameliyeye ve sürece dahil etmeye çalışıyor.

İşte bundan dolayı Maliki hükümeti bu görüşmeler karşısında beyninden vurulmuşa döndü ve derhal tepki gösterdi ve Türkiye'ye protesto notası verdi. Halbuki, böyle bir notayı Mukteda Sadr gibiler Türkiye'yi ziyaret ettiğinde vermemişti. Belli ki, Maliki hükümeti ve ortakları da Amerikan işgali üzerinden kazandıkları imtiyazları başkalarıyla paylaşmak istemiyor. Türk tarafından yapılan açıklama ise bunu reddeder nitelikte olmuştur. Türk tarafı görüşmeleri ve detaylarını Irak tarafıyla paylaştıklarını söylemiş bulunuyor. Dolayısıyla meselenin bu noktası anlaşılmamış durumda. Direnişi temsil eden taraflar da Irak hükümetinin tepkisini anlayamadıklarını ifade ediyorlar. Zira, onlar da Türkiye'nin temaslar konusunda Irak hükümetini önceden haberdar edeceğini ve bilgilendireceğini kendilerine de ifade ettiğini teyit ediyorlar.

Direniş sözcülerine göre, Maliki hükümetini veya Yeşil Bölge hükümetini asıl rahatsız eden Irak'ta başka aktör ve faktörlerin de varlığının ortaya çıkması. Tekelin kırılması. Abdurrahman Bağdadi, son Amerikan askeri çıkıncaya kadar da ellerini tetikten çekmeyeceklerine ve direnişi sürdüreceklerine dair söz veriyor. Amerikan askerleri ve diplomatlarının da katıldığı görüşmeler Mart ve Mayıs aylarında Türkiye'de gerçekleşmiş ve Amerikan heyeti Haziran ayına kadar cevap vereceklerini ve yeni bir tur yapacaklarını söylemiş lakin ardından heyetten ses seda çıkmamış.

Iraklıları kuşkuya düşüren ise Amerikan yönetiminin görüşmeleri Washington Post'a sızdırması olmuştur. Washington Post'un haberinden sonra Irak hükümeti işkillenmiş ve bunun üzerine tepkilerini dile getirmiştir. Washington Post gazetesinin haberinde yer alan detaylarda göre Amerikan yönetimi direnişçileri siyasi sürece dahil etmek istiyor. Herhalde Maliki yönetimini rahatsız eden bu nokta olmalı. Maliki yönetimi Amerikalılarla önceden anlaşmış olmanın avantajını sonuna kadar götürmek istiyor. Bu noktada tekel olarak kalmak istiyor. Yıl sonunda Irak meclis seçimleri de yapılacağından dolayı karşı kutupların organize olmasını istemiyor.

- Amerikalılar haziran ayında yapılması beklenen görüşmeyi tek taraflı olarak iptal ettiklerine göre bu sürüncemede kalan süreci neden duyurdular?

- Acaba bu yolla Maliki hükümetine şantaj ve baskı mı yapmak istiyorlar?

Tabii hepsi mümkün.

- Lakin bu durumda herkesle herkesi buluşturan Türkiye'nin çıkarı ne?
T
ürkiye Hizb-i İslami gibi Sünni kesimin kitle partilerinin siyasi sürece dahil edilmesinde öncü bir rol oynamıştı. Bununla Irak'taki işgal ve işgal sonrası rejim bir nevi meşruiyet kazanmıştı. Şimdi direniş gruplarını da aynı şekilde siyasi sürece dahil etmek için aracılık rolü oynuyor. Burada İran'ın rolüne mümasil bir rol oynuyor. Taraflar birbirinden farklı olsa bile oyunun kendisi aynı. Bilindiği gibi Ahmet Çelebi'nin el Hayat gazetesine de anlattığı gibi Iraklı Şii partiler İran'dan icazet aldıktan sonra siyasi sürece katılmışlardı. Irak Sünnileri de Türkiye'nin işaretiyle aynı sürece dahil oldular.

Türkiye Afganistan'da da benzeri bir rol oynuyor. Direnişi dönüştürüyor ve kırılmasına neden oluyor.

Belki bu yöntemin kazanımları da olmuştur lakin bedeli hiç hesap edildi mi?

MUSTAFA ÖZCAN
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
15691.jpg


Afganistan'da 4 ABD askeri telef oldu.



Afganistan'da yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu, 4 Amerikan askerii öldü.


07 Ağustos 2009


Afganistan'ın batısında yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu, 4 Amerikan deniz piyadesi hayatını kaybetti.

Patlamanın, ABD askerlerini taşıyan bir aracın geçişi sırasında olduğu bildirildi.

NATO kaynakları, saldırının tam yeri ve diğer ayrıntılar hakkında bilgi vermedi.

Yerel yetkililer, bugün düzenlenen türlü bombalı saldırılarla, ABD güçlerinin hava bombardımanları sonucu toplam 15 Afgan'ın da öldüğünü söylediler. Ölenler arasında, bir düğüne giden aile üyelerinin de bulunduğu kaydedildi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Afganistan'da en büyük kaybı bu yıl yaşadılar



İnternet sitesi icasualties.org, 2008 yılında ölen 294 yabancı askere karşın, 2009 yılında NATO ve Amerikan koalisyonunun yürütüğü operasyonlar sırasında şimdiden 250 yabancı askerin öldüğünü belirtiyor.

İcasualties, temmuzda 76, ağustosta 10 yabancı asker hayatını kaybetiğ ini ve bu sayıların 2001 yılı sonundan itibaren Taliban'a karşı savaşmak üzere Afganistan'a gelen uluslararası güçler açısından bir rekor olduğunu kaydediyor.

ABD, Britanya ve Kanada güçlerinin, 20 Ağustos seçimlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla Taliban'ın kalesi olan güney bölgelerinde operasyonlarını artırdığı ifade ediliyor.

Afganistan'ın güneyinde devriye görevi yapan 3 NATO askeri dün Taliban mensuplarıyla girdikleri çatışmada öldürülmüştü. Bu son ölen 3 askerle birlikte, bu ay ölen Batılı askerlerin sayısı 18'e çıktı.


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
savasahazirolun314a2b663147a9beby.jpg



Savaşa hazır olun



Latin Amerika'nın ABD karşıtı solcu lideri Hugo Chavez, bölgede tansiyonu yükseltti. Artan Amerikan askeri varlığını bahane eden Chavez, orduya, Kolombiya ile olası çatışmalara hazırlıklı olunması talimatını verdi.




CARACAS (A.A)
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, orduya, Kolombiya ile olası çatışmalara hazırlıklı olunması talimatını verdi. ABD'nin Kolombiya'daki mevcudiyetini artırma planlarından bahseden ve Washington yönetiminin, bölgeyi istikrarsız hale getirmek için Kolombiya'daki üsleri kullanma niyetinde olduğunu vurgulayan Chavez, "Bize yönelik tehdit büyüyor. Halka ve silahlı kuvvetlere, çatışmalara hazır olmaları çağrısında bulunuyorum" diye konuştu. Venezuela'nın sosyalist lideri, ülkesinin, herhangi bir saldırıya cevapla karşılık vereceğini belirtti. Kolombiya ile Venezuela arasındaki ilişkiler, geçen yıl Kolombiya'da, isyancılara ait bir kampta, Venezuela tarafından tedarik edildiği ileri sürülen İsveç yapımı tanksavar silahlarının bulunması nedeniyle gerginleşmişti.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
31 Ağustos 2009 Pazartesi




ABD İncirlik'ten daha erken çekiliyor


Irak işgalcisi Amerika'nın kısmi olarak askerlerini geri götürürken Türkiye topraklarını kullanması kesinleşti.Bilindiği üzre Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arasında sürdürülen 'stratejik müttefiklik' ismi altında ki ABD'nin kendi amaçları doğrultusunda Türkiye'yi İslam Coğrafyasında kullanma amaçlı işbirliği neticesinde Irak işgali başlamış ve Türkiye olmadan bölgede hiç bir adım atamayacak olan ABD'ye büyük manevra alanı yine Türkiye tarafından sağlanmıştı.Öncelikle bunlardan bir tanesi haberde de ismi geçen ve yıllardır bütün kesimlerce derhal kapatılması için çeşitli platformlarca dillendirilen İncirliktir. Bilindiği üzre son ABD büyükelçisinin son Adana ziyareti esnasında ki sözler hala hafızalarımızda kazılı durmaktadır.'.ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin aldığı kararla gelecek 19 ay boyunca Irak'tan asker çekmeyi sürdüreceklerini belirterek, ''Ancak İncirlik Üssü'nden çekilmiyoruz. İncirlik, Irak ve Afganistan açısından önemli'' diyerek adeta İncirliğin neye hizmet ettiğini açıklıyordu.


ABD YAKTI YIKTI ŞİMDİDE TÜRKİYE'NİN GÜVENCESİ İLE ASKER ÇEKİYOR

Amerika bu askeri üssü dün olduğu gibi Irak ve Afganistan dahil İslam Topraklarında ki işgal ve katliamlar için kullandığı gibi özellikle 'işkence uçakları'diye anılan ve müslüman esirleri guantanamo ve diğer gizli işkence üslerine götürmek içinde kullanıyor.Bu askeri üs tam anlamı ile ABD'nin yüz karası olduğu gibi Türkiye topraklarında da adeta işgal edlmiş bir toprağı andırmaktadır.Şu anda Abd adına çekilme dediği bir strateji ile Iraktan Asker çekiyor.Ve yine Türkiye topraklarında yer alan bu işgal üssünü kullanacak.Türkiye yine tarihi bir hata ile kendini ABD çıkarlarına hizmet etmesinin yanında İslam dünyasında ki hamiliğini veya liderliğinide kullandırarak adeta 'TARİHİ ROL'üne zıd bir şekilde işgalci askerleri topraklarına sokacak.Hem İslam dünyasında ki hem de bir bütün olarak kendi hinterlandı içerisinde itibar kaybına uğrayacak olan kesinlikle Türkiye olacaktır.

ABD'nin yeni yüzü olan Barack Obama'nın seçim öncesi vaat ettiği, Irak'taki 142 bin ABD askerinin çekileceği sözünü yerine getiriyor. Üstelik çekilme tarihi Ağustos 2010'dan daha da önceye alındı.

Akşam Pentagon'dan İncirlik Hava Üssü'ndeki 39'uncu Wing Komutanlığı'na birkaç gün önce gönderilen yazının detaylarını ele geçirdi. Pentagon'dan gelen yazıda Irak'tan çekilecek askerlerin İncirlik'te toplanacağı ve sevkıyatın bu üs üzerinden sağlanacağı belirtilirken, '100 bin askerin konaklayacağı şekilde hazırlıklara başlansın' talimatı verildi. Yazı, askerlerin açıklandığı 2010 Ağustos ayında değil, aralık ayı sonuna doğru gönderilmeye başlanacağını ortaya koydu.
YÜZLERCE EV KURULACAK
Talimatın gelmesinin hemen ardından 100 bin askeri ağırlamaya hazırlanan İncirlik Üssü'nde konaklama ve yemek gibi ihtiyaçların giderilebilmesi için lojistik çalışmalara başlandı.
Aralık ayında başlayıp 2011'e kadar sürecek çekilmede periyodik aralıklarla askerlerin İncirlik Hava Üssü'nde 10'ar gün konaklayacağı daha sonra kısım kısım ülkelerine gönderileceklerinin planlandığı öğrenildi.
Üs içerisine yüzlerce prefabrik ev kurulması için de çalışmalar başladı. Askeri kargo uçakları ile askerlerin barınmasını sağlamak için Amerika'dan tonlarca malzeme İncirlik'e taşınırken, 'Çadırkent'i oluşturmak için inşaat çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
ABD'nin üstte kullandığı MAC terminali sayısı da, sevkıyatın hızlanması için 3'ten 12'ye çıkarılıyor. Pist sayısının artırılması ve prefabrik evlerin inşası ise başladı. Erken çekilme 'Obama'nın yeni yıl jesti' olarak değerlendirilirken, konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
İncirlik'te görevli ABD'li bazı subaylar, bunun gizlenmesini, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin ısrarcı tavrına bağlıyor. Talabani, Irak'taki iç güvenliğin tehlikeye düşmemesi için ABD güçlerinin kalmasını istiyordu.




 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
BİR İŞGAL PLANI:İNCİRLİK


Batı medeniyeti tarafından kurulan Amerika Birleşik Devletleri kurulma aşamasından sonra yeni bir şekle bürünerek önce içerisinde yer alan toprakların gerçek sahiplerini (Kızılderililer vs..)yani iç muhaliflerini katletmiş ve daha sonra da yeni bir Dünya İmparatorluğu hayali ile kendisini meydana getiren Avrupa-Hıristiyan merkezlerin planladığı projelerle piç bir medeniyet olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.


Bu aşamadan sonra Amerika’nın özellikle İslam topraklarına yönelik girişeceği işgal ve saldırılar için gerekli olan planlar yapıldıktan sonra yeni bir strateji olan ‘Askeri üsler’ isimli projeleri dünyanın çeşitli bölgelerinde uygulanmaya başlanmış ve ABD’nin hem kendisini hem de etrafında kümelenen Avrupalı stratejik müttefiklerinin beslemesine katkı sağlayacak çapta dünya imparatorluğuna doğru yola çıkılmıştır. Ancak, kurulmaya çalışılan bu imparatorluk, tüm imparatorluklardan farklıydı. Bu yeni tip yapılanmaya göre Amerikan İmparatorluğu, üsler imparatorluğu olacaktı ve Antartika hariç (şimdilik) tüm kıtalarda kurulacak üslere yerleştirilecek askeri güçler ile tüm dünyaya hükmedecekti.


u6eAaFrA.jpg

Amerikan U.S. Air Force, İNCİRLİK AİR BASE resmi internet sitesinden, İncirlik’in“Adana’nın bir kasabası”ndan ibaret olmadığını gösteren bir fotoğraf... “AmerikanGücü’nün Sembolü”nün kuşattığı Kartal figürünün ihtar ettiği işgalin fotoğrafında bütün Anadolu ABD bayrağıyla kuşatılmış.

İncirlik İşgal Üssü




NATO’ya girişimizle birlikte, 1954 tarihli bir gizli anlaşmayla kurulan ve gündemi sürekli işgal eden İncirlik Üssü, zaman içinde değişen sözleşmelere göre, Türkiye’nin savunma üssü olarak kurulmuş görünür. Önceki sözleşmelerle saptanan statüsü en son 29 Mart 1080 tarihli TC ile ABD arasında imzalanan Savunma Ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması, ABD’ye tanınan yeni ayrıcalıklarla güçlendirilmiştir.NATO bünyesinde ABD'nin askeri tesislerinin yer aldığı İncirlik, önce soğuk savaş döneminde SSCB'ye karşı ardından da Ortadoğu'da gelişen olaylar ile hep dünya gündeminde kalmıştır.. ABD'nin Afganistan ve Irak’a yönelik başlattığı saldırılarda "ileri karakol" görevi üstlenen İncirlik, her dönemde dünya kamuoyunun gözünün çevrildiği en stratejik noktalardan birisi oldu.

1991'deki Körfez Savaşı'na ABD ve müttefikleri önemli ölçüde İncirlik üzeriden müdahale etti. İncirlik'te hava operasyonları için Çekiç Güç konuşlandırıldı. Bu güç, 1 Ocak 1997' den itibaren kuzeyden keşif harekâtını gerçekleştirmeye başladı. Halen Irak'ın kuzeyinin keşif ve kontrolü İncirlik'ten kalkan uçaklar tarafından yapılıyor. Üste halen 10. Tanker Üs Komutanlığı personelinin yanı sıra 3 bin 500 civarında personel bulunuyor. 50 yıldır varlığını sürdüren İncirlik, bugün üs içerisinde küçük ABD diye nitelendirilen 10 bin nüfuslu yerleşimi ve çevresinde Türklerin oluşturduğu 15–20 bin nüfuslu kasabası işgalci ABD’nin bölgede ki en büyük teknolojik bir imparatorluk kalesi görünümünde.

Hatırlarsanız AKP hükümetinin ısrarla bir tezkere hazırlayıp ABD’ye askeri üslerimizi açmak ve Irak’ta ki katliamlarında kullandırmak amaçlı tezkeresi TBMM’de red edilmiş ve bu hadiseden sonra Türkiye ile ABD arasında ortam gerilmişti.Fakat Aşağıda okuyacağınız Resmi Gazete’nin 1 eylül 2004 tarihli sayısında bu tezkerenin nasıl delindiğine şahit olacaksınız..

1 Eylül 2004 tarihli Resmi Gazete`de yayınlanan tebliğ şu şekilde:

Amaç: Madde 1 – Amerika Birleşik Devletleri Makamları tarafından Türkiye`ye ithal ve buradan ihraç olunacak malzeme, teçhizat, ikmal maddeleri ve eşyalarının (bundan sonra `Destek Hamulesi` diye anılacaktır) giriş/çıkış ve ülke içi nakil işlemlerinin yürütülmesinde aşağıdaki usuller uygulanacaktır.
Kapsam: Madde 2 – ABD Destek hamulesinin giriş ve çıkış işlemlerinde Türk mevzuatına ve 6375 sayılı Kanunla tasdik olunan 19 Haziran 1951 tarihli `Kuzey Atlantik Anlaşmasına Taraf Devletler Arasında Kuvvetlerin statüsüne Dair Sözleşme`ye (NATO-SOFA) uyulacaktır.

Genel hususlar: Madde 3 – ABD gemi ve uçakları ile Türkiye`ye getirilecek ve buradan götürülecek destek hamulesinin giriş ve çıkışı aşağıdaki deniz ve hava limanlarından yapılacaktır.
A) Deniz Limanları: İstanbul, İzmir, İskenderun, Yumurtalık, Antalya, Karaağaç, Ağalar.
B) Hava Limanları: Esenboğa (Ankara), Atatürk (İstanbul), Çiğli(İzmir), İncirlik (Adana), Aksaz/ Dalaman

Bu anlaşma maddelerinden de belli olacağı üzere ABD yeni bir dünya imparatorluğu için İncirlik gibi İslam Dünyasına hükmedecek stratejik mevkii tamamen eline geçiriyordu.Aslında ABD’nin eline geçen Türkiye’nin stratejik konumuydu.Yine Hatırlayacak olur isek İskenderun Limanının ABD işgal gemilerine açılarak Irak’ta Müslüman katliamında nasıl bir şekilde lojistik destek sağlandığı hala gözlerimizin önündedir.

ABD 100 Bin Kişilik Askeri Gücünü İncirlik’e Getiriyor!

ABD’nin Türkiye topraklarını kullanarak özellikle İslam topraklarına karşı başlattığı Haçlı savaşının merkezi üssü konumunda ki İncirlik hakkında yukarıda bahsettiklerimiz aslında bugünlerde basın ve yayınımızda yer alan aşağıda ki haber yüzündendir. Bu haber vesilesi ile bir kez daha İncirlik meselesini irdeleyelim istedik.

İşgalci ABD ordusu, Ağustos 2010 için kesilen Irak'tan çekilme takvimini öne çekiyor. Habere göre Pentagon'dan Türkiye'deki İncirlik Üssü'ne gönderilen yazıda, Aralık 2009 sonunda işgal birliklerinin çekilmeye başlayacağı belirtilerek. 100 bin yanki, İncirlik’e getirilerek ABD’ye Türkiye güvencesi ile gönderilecek.

2003 yılından bu yana Irak'ı kana bulayan ve işgale katılan bu Amerikan askerleri, . Toplamda 100 bin işgal askerinin Irak'tan çekilmesi için hazırlanan planın daha önce duyurulan Ağustos 2010'dan önceye alındığı belirtildi.

Tarihin en adi, aşağılık işgalinde yer alan ve Irak’lı kardeşlerimizin kanlarına, inançlarına, namuslarına musallat olmuş piç bir medeniyetin şerefsiz askerlerinin Anadolu’ya ayak basarak Türkiye güvencesi ile ABD’ye dönecek olması elbette ki Türkiye’nin en büyük ayıbı olacak ve tarihi bir hata olarak defterine işlenecektir. Bu Ayıp’ın sahipleri ABD gibi bir devleti ‘stratejik müttefik görenlerdir.

İncirlik ABD’nin Anadolu’da yer alan en büyük işgal üssüdür. Bu İşgal üs’sü ABD imparatorluğu oluşturma yolunda kurulmuştur ve mutlaka kapatılmalıdır.

Kaynak: Baran Dergisi 138. sayı /Tuncay Aksoy
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Mubarek Ramazan-i Serif ayinin su son on gunune girdigimiz bugun ; Yuce Rabbim sahidim olsun ki :

Ya Rabbi ; aramizdaki beyinsizlerden oturu bizleri helak etme

Allah-u Teala cumle kafirleri ve onlarin isbirlikcileri hain munafiklari bildigi gibi yapsin onlarin gercek yuzlerini bizlere gostersin.

Imanlari kalblerinden midelerine inen bir zamanlarin guzide,magrur ve ihtisamli muslumanlari olan halkimiza Yuce Rabbim mubarek Ramazan-i Serif yuzu suyu hurmetine idrak makanizmasini tekrar mevcut eyleye,amin...

Turk Milleti olarak ;
ulkemizden diger musluman kardes ulkelere yapilan kafir ataklarinin sorumlularini cezalandirmayi bir vebal borcu olarak kalplerimize yazmaliyiz.

Bu kara lekeyi uzerimizden atmak,bu isgalci emperyalist gucleri durdurmak icin elimizden geleni yapmaliyiz.Onlarin isbirlikcilerine destek olmamaliyiz .Elimiz ile ,dilimiz ile onu da yapamiyorsak en azindan kalplerimizden bugz etmeliyiz; bu da imanin en zayif olan hareketidir..

Incirlik ussu kapatilmalidir.Turk Milletinin elindeki kardes kani bir an once bir daha bulasmamak uzere temizlenmelidir.
Vebali cumle Turk'um diyen hepimizin uzerinedir....
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İncirlik İşgal Üssü'nün Kapatılması Yönünde adım!
Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, Danıştay savcısının verdiği mütalaa ile, Adana'daki İncirlik üssünün kapatılması için adım atıldığını belirtti.
Uras'ın konu ilgili güçlü ve ilginç iddiaları da var:
İncirlik üssünden ABD silahlı kuvvetlerinin de yararlanmasını öngören Bakanlar Kurulu kararnamesinin iptali için dava açan İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, Danıştay savcısının verdiği mütalaa ile, üssün kapatılması için adım atıldığını belirtti.

İncirlik Üssü ile ilgili kararnamelerin ulusal güvenlik gerekçesiyle açıklanmadığını anlatan Uras, ‘’Danıştay savcısı, Bakanlar Kurulu kararı sonrası Türkiye’nin hava ve deniz limanlarının yabancı silahlı güçler tarafından kullanıldığının tespit edildiğini ve Türkiye topraklarındaki üsleri yabancı güçlere açma yetkisinin sadece TBMM’de olduğunu vurguluyor. Biz de bunu söylüyoruz. Ankara’da onurlu savcılar var. Bu memnuniyet verici” dedi.
“IRAK’TAKİ SAVAŞA ORTAK OLDUK”
GAZETEPORT’a konuşan Uras, Bakanlar Kurulu’nun, TBMM’ye ait yetkiyi hukuka aykırı olarak kullandığını öne sürdü ve “İncirlik üssünün yabancı güçlere kullandırılmasıyla Türkiye, Irak savaşına doğrudan değil ama, ABD ve yandaşlarına sağladığı yardımlarla, savaşa dolaylı olarak katıldı. Danıştay savcının görüşüne uyarsa, Türkiye’deki üsleri yabancı güçlere açma yetkisi TBMM’de olacak. Bu da üssün misyonunu yeniden değerlendirilmesi anlamını taşır. Kapanmasının ön adımı olur’’ dedi.
Adana’ya yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki İncirlik Üssü 1954 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri ve Amerikan Hava Kuvvetleri’nin ortak kullanımına açıldı. Halen 4 bin personel bulunan üs ABD’nin bölgedeki operasyonlarına destek sağladı. 1991’de Irak’ın Kuveyt’i işgali sırasında operasyonlarda da yer aldı. Pentagon kaynaklarına göre bu operasyonlarda üsten kalkan uçaklar Irak üzerine 4 bin 600 sorti uçuş yaptı, 3 bin ton bomba attı.



(Gazeteport)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Çuvalcının Ankarada NE İŞİ VAR?

cuval.jpg

03 Şubat 2010, 13:17 Anadolu Haber
Süleymaniye`de 11 Türk askerinin başına çuval geçiren General Odierno, Türkiye`ye geldi. İşte ilginç detay;
Irak`taki Amerikan Kuvvetleri komutanı General Raymond Odierno, Türk yetkililerle görüşmek üzere Ankara`ya geldi. Odierno, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile de görüşecek.
.
Bunu yapan kahraman olur
DİPLOMATİK kaynaklar, ziyaretin askeri içerikten çok siyasi amaçlı olduğunu belirterek, “Görüşmeye katılacak olan yetkililer, Odierno hazır ayaklarına kadar gelmişken, askerlerimizin başına geçirdiği çuvalın hesabını sorsunlar” dedi.


‘Çuvalcı’ ABD’li çantayla geldi
Odierno’nun Ankara ziyaretinde gündemi yoğun.
Ankara hem “çuval krizi”nin ABD’li mimarı general Ray Odierno’yu hem de Beyaz Saray’ın hedefindeki İran’ın Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki’yi konuk ediyor. Üç gün sürmesi öngörülen ziyaret sırasında Odierno’yla gerçekleştirilecek toplantılara İçişleri Bakanlığı, MİT ve Genelkurmay yetkililerinin katılması bekleniyor. Odierno’un başta Mahmur kampının boşaltılması olmak üzere, Yemen’deki gelişmelere kadar bir dizi dosyayla Ankara’ya geldiği ifade ediliyor. Diplomatik kaynaklar ziyaretin askeri içerikten çok, diplomatik ve siyasi içerikte olacağını kaydediyor.

Ankara`ya gelişinde bir açıklama yapan Odierno, "Türkiye ve Türk Genelkurmayı ile mevcut ilişkilerimizi daha ileriye götürmek üzere beni davet etmiş olan İçişleri Bakanı Beşir Atalay`a teşekkür ediyorum." dedi.

ABD`nin Ankara Büyükelçiliği`nden yapılan açıklamaya göre, açıklamasında
ÇUVAL GEÇİRDİ TERFİ ETTİ
General Raymond Odierno, Amerikan ordusunun en önemli isimlerinden. 2003 yılında Süleymaniye`de bulunan Türk Özel Harekat timlerinin bulunduğu büro Amerikan güçleri tarafından basılmıştı.

Kerkük`ün Kürt valisine suikast hazırlığında oldukları iddiasıyla yakalanan 11 Türk askeri, kafalarına çuval geçirilerek Kerkük`e götürülünce Ankara ile Washington arasındaki ipler iyice gerilmişti.Ancak daha sonradan bu hadisede unutuldu gitti.
Türkiye`nin ABD`nin güçlü bir müttefiki olduğunu vurgulayan Amerikalı komutan, şunları söyledi: "Terörizmle mücadelede birlikte çalışma taahhüdümüz devam etmektedir. Kongra Gel`in (KGK/PKK) Türk şehirlerine ve Türk halkına karşı gerçekleştirdiği terörist eylemleri şiddetle kınıyorum. Amerika Birleşik Devletleri terörizmle mücadelede ve Türk vatandaşlarını korumak için Türkiye`nin yanındadır."

ABD`nin terörle mücadelenin yanı sıra istikrarlı, egemen ve kendi kendine yeterli bir ülke haline gelme çabalarında Irak`a yardım taahhüt ettiğini kaydeden Odierno, Bugün Irak, bölgesel güvenlik dinamiklerini güçlendirmek amacıyla komşularıyla diplomatik, ekonomik ve güvenlik ilişkilerini tekrar kurmaktadır." dedi. Odierno, ABD-Türkiye-Irak arasında 2008 yılında tesis edilen üçlü komitenin Türkiye ve Irak arasındaki önemli konuların çözümü için yasal bir çerçeve sunduğunu vurguladı.

Odierno, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Amerika Birleşik Devletleri, bu üçlü çerçevede, sınırların karşılıklı güvenliğini temin etmek ve PKK/Kongra Gel terörünü sona erdirmek üzere, Türk hükümeti ile Kürdistan Bölgesel Hükümetinin de dahil olduğu Irak hükümeti ile çalışmaktadır.

Terörle mücadele konusunda geniş kapsamlı çözümler üzerine konuşmayı umut ediyoruz. Şiddetin kökenleri üzerinde ortak bir anlayış birliğinin geliştirilmesi önemlidir; bu sayede Türkiye ve Irak`ın güvenliğini ve emniyetini arttırmaya katkı sağlayabilecek siyasi, ekonomik ve güvenlik önlemlerinin belirlenmesi hususunda yardımcı olabiliriz."
Özel kuvvetler
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Nurullah Aydın, Irak’ta görev yapan ABD’li generallerin sadece askerlik görevi yapmadığını belirterek şunları söyledi: “ABD özel kuvvetleri ile, bizim özel kuvvetler arasındaki gizli bir sürtüşme olduğu artık kamuoyundan saklanamaz hale geldi. Öte yandan İran’a her fırsatta müdahalenin kaçınılmaz olduğunu belirten bir ABD var. Muhtemel bir İran müdahalesinde Türkiye’nin rolü ne olacak? Sözde Kürt Açılımı ile ilgili olarak Barzani’nin Beyaz Saray’da söyledikleri var. Bunun sonucunda sözde Kürt Açılımı’na yönelik olarak bir askeri planlama da konuşulacak. Bu ziyarette sadece Irak konusu yok. Mutteki, Erdoğan’la görüştü İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki de, temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya geldi. Konuk Bakan ilk görüşmesini Başbakan Erdoğan’la yaptı. Başbakanlık Resmi Konut’ta basına kapalı gerçekleyen kabul, yaklaşık 1 saat sürdü.

Ankara konsolosluk için Erbil’de yer arıyor
Türkiye, peşmerge yönetiminin başkenti Erbil’de açacağı konsolosluk için yer aramaya başladı. Türkiye’nin Erbil’e konsolosluk açma talebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda Irak’a yaptığı ziyaret sırasında açıklanmıştı. Bağdat’ın onay yazısı Ankara’ya ulaşınca çalışmalara hız verildi. Hedef 1 Mart’a kadar yer bulunması, hazırlıkların bitirilmesi ve konsolosluğun işler hale getirilmesi. Bu süre içerisinde başkonsolosluğa atanacak isme de karar verileceği ifade edildi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Çuvalcı General'e çuvallı protesto!

alperen-ocaklarindan-cuvalci-generale-protesto-96765.jpg

03 Şubat 2010Anadolu Haber
Alperen Ocakları üyesi bir grup, Irak'ın Süleymaniye kentinde 11 Türk askerinin başına çuval geçiren General Raymond Odierno'nun Türkiye'ye gelişini, kafalarına çuval geçirerek protesto etti.
Ankara Alperen Ocakları üyesi yaklaşık 20 kişi, bir dizi temaslarda bulunmak için Türkiye'ye gelen ve "Çuvalcı General" olarak tanınan Odierno'yu protesto etmek için Kızılay Güvenpark'ta toplandı. Grup üyeleri, ''Ya Allah Bismillah Allah'u Ekber" şeklinde tekbir getirdi.

Bazı Alperen üyeleri arkadaşlarının başına çuval geçirdi. Alperenler daha sonra başına çuval geçirdikleri arkadaşlarını tokatlayarak Raymond Odierno'yu protesto etti.

Grup adına yapılan açıklamada, General Odierno'nun Türkiye'ye gelişinin kınandığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca General'in, Genelkurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanı ile görüşmesinin kabul edilmez olduğu belirtildi.

Alınan yoğun güvenlik önlemleri altında açıklama yapan grup üyeleri daha sonra olaysız dağıldı
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD'nin Adana konsolosluğuna silahlı saldırı, 6 kişi gözaltına alındı

04 Şubat 2010, 00:26 Anadolu Haber
ABD'nin Adana'daki konsolosluğuna iki gün önce silahlı saldırı düzenlendiği ortaya çıktı.

ABD'nin Adana Konsolosluğu binasına pazartesi gecesi silahlı saldırı düzenlendiği öne sürüldü. Saldırıyı gerçekleştirdikten sonra kaçan ve El Kaide mensubu olduğu iddia edilen 6 kişi bu sabah düzenlenen operasyonla gözaltına alındı.

Girne Bulvarı üzerindeki ABD Konsolosluğu binasına pazartesi akşamı bir otomobilden silahla ateş edildiği iddia edildi. Silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişilerin, olay yerinden kaçtıkları öne sürülürken saldırıda konsolosluk binasının isabet aldığı belirtildi.
Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, saldırıyı terör örgütü El Kaide mensuplarının gerçekleştirdiğini öne sürdü. Bu sabah bazı adreslere operasyon düzenleyen ekipler 6 kişiyi gözaltına aldı. Olayda kullanıldığı tahmin edilen silahlar da ele geçirildi.alarının sürdüğü bildirildi.

Adana'da geçen hafta da seri operasyonlar düzenlenmiş, El Kaide üyesi iddiasıyla onlarca kişi gözaltına alınmıştı.
iha
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Mazlum Der TSK Afganistandaki görevine son versin!

nato-300x300.jpg

17 Şubat 2010
Mazlumder NATO güçlerinin Afganistanda sürdürmekte olduğu kanlı operasyonlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu
NATO’DAN ‘MÜŞTEREK’ KATLİAM

20. asrın son çeyreğinden itibaren savaş ve çatışmaların eksik olmadığı Afganistan’ın 11 Eylül sonrası uğradığı Amerikan işgalinden bugüne 9 yıl geçmiştir. Kaosun halen durmadığı ülkede bu günlerde NATO’ya bağlı güçler son 9 yılın en büyük saldırılarını gerçekleştirmektedir.

13 Şubat günü sabaha karşı Helmand Eyaletine yönelik olarak, NATO’ya bağlı ABD, Estonya, Danimarka, İngiltere ve Kanada askerlerinden oluşan 15.000 kişilik bir orduyla başlatılan saldırılarda 6’sı çocuk 6’sı kadın olmak üzere 20 sivil hayatını kaybetmiştir.

Bölgeden gelen haberler, sivil halkın mayın tarama faaliyetlerine zorlandıklarını ortaya koymaktadır. The Wall Street Journal Gazetesi’nin haberine göre 13 yaşındaki Zamray isimli çocuğun NATO askerleri tarafından mayın arama çalışmalarına zorlandığı, çocuğun ise buna “bacaklarını kaybetmemek” için direndiği belirtilmektedir.

Askerlerin bir başka dikkat çekici uygulaması ise halkın tek tek fişlenmesidir. Retina kontrolü yaparak, Afgan halkının retinalarının fotoğrafını çeken ve bunu bir veri bankasında toplamaya başlayan NATO askerlerinin dünyanın en büyük fişleme operasyonunu başlattığı anlaşılmaktadır.

Nobel Barış Ödüllü ABD Başkanı Barack Obama, dünya liderleriyle aylardır sürdürdüğü görüşmelerin ve son olarak Londra’da yapılan Afganistan Konferansı’nın sonucunda Afganistan’a dair stratejisini savaş olarak belirlediğini açıklamıştır.

1949’da Sovyetler Birliği’nin yayılma tehlikesine karşı kurulduğu ifade edilen ve Sovyetlerin dünya sahnesinden çekilmesiyle doğal olarak varlık sebebini yitiren NATO, Afganistan’da bugüne kadar birçok savaş suçu işlemiştir. 2008 yılında Herat bölgesinde yapılan hava saldırısında ve 2009 Mayıs ayında Ganj Abad bölgesine bağlı bir köyde sivillerin hedef alındığı bombardımanlarda aralarında çok sayıda bebek ve yaşlının da olduğu iki yüzden fazla insan katledilmiştir. En son 2009 Eylül ayında gerçekleşen Kunduz şehrine yönelik hava saldırısında ise NATO uçakları petrol tankerinin yakınında bulunan 142 kişiyi hedef almış ve sivillerin çoğunun yanarak ölümüne sebep olmuştur.

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, İngiltere, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fransa, Hollanda, İspanya, İzlanda, İtalya, Kanada, Letonya, Litvanya, Luksemburg, Macaristan, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan gibi neredeyse tamamı batılı ülkelerden oluşan yapısıyla NATO’nun bir İslam ülkesinde gerçekleştirdiği bu saldırıların İslam dünyasında yol açacağı etki ve travmanın izahı ve tamiri çok güç olacaktır.

Türkiye’nin böylesi bir organizasyonun içinde tek İslam ülkesi olarak hala bulunuyor olması ise kabul edilebilir bir şey değildir. Türkiye, Afganistan’daki misyonunu her ne kadar muharip olarak tanımlamasa da, ISAF Komutasını devralarak, Afganistan’da ABD öncülüğündeki NATO işgal gücünün bir parçası olmuştur. Türkiye halkı, tarih boyunca dostu ve zor zamanlarında daima yanında olan bir halka karşı düşmanlık gösterilmesini asla kabul etmeyecektir.

MAZLUMDER olarak, NATO’nun Afganistan’da gerçekleştirdiği saldırıların savaş suçu olduğunu hatırlatarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afganistan’da sürdürmekte olduğu göreve son vererek işgal misyonundan çekilmesi, Türkiye Cumhuriyeti resmi makamlarının ve Türkiye kamuoyunun Gazze savaşında göstermiş olduğu duyarlılığın Afganistan için de ortaya konması çağrısında bulunuyoruz.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt