Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Incirlik terör üssü hemen kapatılsın... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Terör Örgütü NATO bölgemizden Defol!

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7920.jpg
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7924.jpg
[/FONT]


[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7932.jpg
[/FONT]

22 Şubat 2010
Çeşitli kitle örgütlerinin pazar günü katıldığı eylemde ABD ve NATO'nun Afganistan'daki saldırıları kınanarak, NATO'nun işgal gücü olduğu belirtildi
Sağanak yağış altında bulunulmasına rağmen önemli bir katılımın gerçekleştiği basın açıklaması Ankara Atatürk Bulvarı Üzerindeki ABD Büyükelçiliği önünde gerçekleştirildi. Platform adına basın açıklamasını okuyan Bülent Uğur Koca şunları söyledi:

"Biz direnen mazlum Afgan halkının yanındayız. Çünkü biz de şimdi yaşadığımız ideolojik işgal öncesinde askeri işgal gördük, bizim ülkemiz de emperyalist güçlerin kirli postallarına şahit oldu. Ve o gün Afgan halkı bize dua ve yardımlarını esirgemedi. Biz Afgan direnişini destekliyoruz; çünkü bu direniş; çıkarları için insanların hayatlarını cehenneme çevirmekten çekinmeyen, kapitalist patronlara karşı yapılmaktadır. Çünkü bu direniş birilerinin dünyayı paylaşma heveslerini kursaklarına tıkamaktadır. Ve ayrıca Afgan direnişini desteklemek daha önce onların yardımını almış olan bu ülkenin tüm insanlarının vefa borcudur."

"Ülke çıkarları ve günü birlik menfaatler uğruna, insanlığın katledilmesine, onursuzluğun egemen kılınmasına seyirci kalınabilir mi? Bugün Afganistan'da kadınların, çocukların, masum sivillerin ve ülkelerini işgale karşı savunan insanların katledilmesine ortak olmak suçunun sorumluları, yarın hesap gününde ülke çıkarlarını ve stratejik dengeleri gözettiklerini belirterek yahut "biz muharip güç değildik yalnızca katliamı yapanlara lojistik destek sağlıyorduk" diyerek kurtulacaklarını mı sanmaktadırlar? Dün Rus işgaline karşı direnen Afgan yiğitlerine "mücahid" diyerek methiyeler yağdıranlar, işgalcinin adı ABD ve NATO olarak değişince neden mücahidlere "terörist" deme ihtiyacı hissetmişler ve ortaklarının teröründe işbirliği yapmak için sıraya girmişlerdir? Bu çifte standardı hangi vicdan kabullenebilir? Bugün aklıselim sahibi herkes şunu bilmektedir ki; Nato'ya dâhil olmak, mazlum halkların kanına elini bulaştırmak, emperyalist ABD'ye ve onun çıkarlarına hizmet etmektir. Çanakkale'de İngiltere'nin yanında müslümanlara karşı savaşmaya gelen Yeni Zelandalı askerler ne kadar hürse, Kore için, Afganistan için, Somali için daha doğrusu emperyalistlerin iğrenç çıkarları için cephelere sürüklenen askerler de o kadar hürdür. Bugün ne yazık ki bizler, uluslar arası konjonktür müsaade ettiğinde belirli adımları atabilen iktidarların yönetiminde, emperyalistlerin müsaade ettiği kadar kendimizi hür ve bağımsız hissediyoruz. Ne yazık ki bizler, darbecilerin de, onlara karşı demokrasi mücadelesi verdiğini zannedenlerin de, ABD'nin müsaade ettiği ölçüde emellerini gerçekleştirebildikleri bir ülkenin insanlarıyız."

"Gelin! Bu vahşi işgal ve katliama seyirci kalmayalım. Gelin! ABD ve NATO katliamlarına karşı mazlum müslüman halkların yanında yer aldığımızı ortaya koyalım. Gelin! "mazlum bir halk yokedilirken ve milyonlarca masum aldatılırken ne yaptınız?" sorusuna cevap hazırlamaya çalışalım. Gelin! Hep birlikte Firavuni zorbalığa karşı, yalnız Hakka dayanarak onurlu bir ses yükseltelim. Ve unutmayalım ki; zalimlerin yanında aktif ya da pasif yer almak, Cehennemdeki mevkilerinizin katlarını değiştirmekten başka hiçbir işe yaramaz…"

"Katil NATO Bölgemizden Defol / Kahrolsun Emperyalist ABD / Kahrolsun İşgalci NATO / Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi / NATO Emperyal Tetikçi, Kapitalizme Bekçi / Kahrolsun İşbirlikçi Zalimler / İslami Direniş Onurumuzdur / Emperyalizm Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak / Zulme Karşı Direneceğiz / NATO İnsanlığın Düşmanı, İnsan Olan Karşı Durmalı / Mücahid Taliban, NATO Kaçacak Ondan / NATO İslam Düşmanı, Üstündür Direnişin İmanı /Türkiye Girdi NATO Safına, Eli Bulaştı Mazlumların Kanına / Türkiye Dönsün Büyük Hatadan, Çıksın Artık Katil NATO'dan / Hükümet NATO Yandaşı, Müslüman'a Zulümde ABD'nin Yoldaşı" gibi sloganların atıldığı, "Afgan İslami Direnişi Onurumuzdur", "Emperyalizmin başı ABD ve Terör Örgütü NATO Bölgemizden Defol", "Afganistan'daki Amerika-NATO İşgalini Protesto Ediyoruz" pankartlarının ve " Uluslar arası cinayet şebekesi Nato'ya hayır / İşgale Son Suç Ortaklığına Hayır / Afganistan Direnişi Onurumuzdur / Irak Filistin Afganistan Sırada Kim Var / NATO Afganistan'da İnsanlık Suçu İşliyor / Lütfen Bize Amerikan Gözlükleriyle Bakmayın (Afganlı Çocuklar) / ABD Teröristtir Afganlı Özgürlük Savaşçıları / Yanınızda Savaşmak İçin Can Atıyoruz dövizlerinin taşındığı basın açıklamasının ardından M. Pamak ve M. Emin Akın görüşlerini açıkladılar.


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı Başkanı Mehmet Pamak şunları söyledi:

"NATO, Amerika ve Batının Emperyalist çıkarları uğrunda başka ülkelerin askerlerini de kullanarak, Emperyalizmin emrinde bir katliam aracı, bir zulüm kırbacı, bir terör ordusu olarak oluşturuldu. Yaklaşık 60 yıldır, Türkiye'de ki darbecilerin, Ergenekon terör örgütü nevinden çetelerin arkasında da hep bu küresel terör örgütü yer aldı.

ABD VE NATO'NUN DÜŞMANI, İSLAM VE MÜSLÜMANLARDIR
NATO için düşman önce komünizmdi, ancak komünist blokun çöküşünü müteakip, gerçek teröristler olan NATO ve ABD, İslamı ve Müslümanları düşman ilan edip İslamı ve Müslümanları terörle suçlayıp saldırıya geçtiler. NATO bu yeni süreçte düşman rengini kırmızıdan yeşile döndürdü.
Artık herkes bilmektedir ki, bu katil emperyalistlerin "terörist"ten kastettikleri, işgal edip sömürülen ülkelerin, vahşi kapitalist küresel sistemin işgaline, sömürüsüne ve katliamlarına karşı direnen onurlu evlatlarıdır. Mazlum halklarını katliam ve tecavüzden, ülkelerini işgalden koruma mücadelesi veren, bağımsızlık ve özgürlük için direnen onurlu Müslümanlar terörist olmakla suçlanırken, işbirlikçiler, gerçek terörist emperyalist devletlerce övgü ile desteklenmekte, İslam'a ve Müslümanlara karşı kullanılmaktadırlar.
AKP HÜKÜMETİNİN TUTUMU
Bugün AKP hükümetinin, ABD ve NATO'nun Türkiye de oluşturduğu ve yıllardır desteklediği cuntalara ve Gladyo çetelerine karşı haklı bir mücadele sürdürülmekte, biz de asker, yargı, büyük sermaye ve medyadaki bu cunta-çete uzantılarına karşı atılan adımları, hukuk, adalet ve insan hakları eksenli çabaları, sistem içi bir özgürleşme gayreti ve görece bir olumluluk olarak değerlendirip destekliyoruz. Biz de yıllardır bu cuntacı ve darbeci bürokratlara karşı açık ve ilkeli itirazlar yükseltip tavır koyuyoruz ve bu mücadelemize de devam ediyoruz. Bugün sistem içi değişimin ve görece özgürleşme çabalarının öncülüğünü yapanların sustukları, çekindikleri, konuşamadıkları süreçlerde bile bu konudaki açık tavır ve eleştirilerimizi açık İslami kimlik ve ilkelerimiz çerçevesinde hep yapa geldik ve bunu İslami ve insani bir sorumluluk olarak gördük. Bu konudaki mücadele sorumluluğumuz, nasıl Filistin'deki işgale ve katliamlara sessiz kalmamıza neden olmuyorsa, aynı şekilde Afganistan'daki kardeşlerimize yönelik katliamlara da sessiz kalmamıza yol açmamalıdır.
Ancak, NATO ve Amerika'nın oluşturup yıllarca destekledikleri cunta ve çetelere karşı bizim de olumlu bulup desteklediğimiz çıkışlar gerçekleştiren AKP hükümeti, ABD yandaşlığını ve NATO işbirlikçiliğini en üst seviyede kendisi üstlenip sürdürme misyonunu üstlenmektedir. Bizim eleştirimiz, NATO'nun eski darbeci, Gladyocu işbirlikçilerinin tasfiye edilmeye çalışıldığı bu süreçte, "eski işbirlikçilere nazaran biz sizin çıkarlarınızı daha iyi koruruz" dercesine çabalar göstererek, batı ve NATO işbirlikçiliğinin daha özgürlükçü versiyonu olmayı üstlenmelerinedir.

Gazze'ye terörist İsrail'in saldırısına, bizim de takdir ettiğimiz haklı vicdani bir tutumla 'one minute' çıkışıyla tepki gösterenler, Irak ve Afganistan da çok daha fazla sayıda masum sivil halk katledildiği ve halen bu katliamlara devam edildiği halde tek bir eleştiri ve tepki göstermedikleri gibi, tam tersine katil işgalci NATO ordusuna asker veriyorlar, komutayı üstleniyorlar. Üstelik, "Rabbim Allah'tır" dedikleri için yok edilmek, ülkelerinden çıkarılmak istenen ve kendi ülkelerinde insanca, Müslüman'ca yaşamak için bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren mazlum halkın çocuklarını terörist olarak damgalamaktan utanmıyorlar.

AFGANİSTAN İŞGAL ALTINDA ve KATLİAMA MUHATAP DEĞİL Mİ?

İşgalci terör devleti İsrail'in Gazze saldırısında 1400 masum insanı katletmesine gösterilen haklı ve vicdanlı tepki neden daha çok sayıda masum insanın katledildiği Afgan halkı için gösterilmiyor? Yoksa Afganlılar mazlum halk değil mi? Afganistan işgal edilmiş değil mi? Misket bombaları, papatya biçenler ve fosfor bombası misali kitle imha silahları Afganistan'da da düştüğü her yeri ve tüm canlıları yakıp yıkmıyor, vahşi katliamlar yapmıyor mu? On binlerce sivil masum halk ve binlerce bağımsızlık mücadelesi veren İslami direnişçi, işgal güçleri tarafından kendi topraklarında, haksız yere ve alçakça katledilmiyor mu? Gazze katliamına ve İsrail'e haklı ve vicdanlı tepkiler gösterip, ABD ve NATO'nun Afganistan ve Irak'taki katliamlarına susukun kalmak, hatta desteklemek, üstelik mazlum halkın onurlu direnişçilerini "terörist" olarak nitelemek büyük tutarsızlık, çirkin bir çelişki ve çifte standart değil mi?

Gerek Pakistan'a yapılan ziyaretlerde, gerek işbirlikçi Afgan ve Pakistan liderleri Karzai ve Zerdari ile Türkiye'de bir araya gelerek, gerekse İstanbul NATO toplantılarında emperyalist devletlerle buluşarak, ittifak halinde "teröre karşı mücadeleyi" sürdüreceklerini açıklıyorlar.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Terör Örgütü NATO bölgemizden Defol!

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7920.jpg
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7924.jpg
[/FONT]


[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7932.jpg
[/FONT]
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Devamı...
PEKİ, TERÖRİST KİM?
Afgan İslami direnişine "terörist" diyen ABD, Batı ve NATO HAMAS'a da "terörist" diyorlar. Çünkü onlar için emperyalizme, işgale ve katliamlara karşı çıkarak bağımsızlık ve özgürlük isteyen herkes "terörist"tir. AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanının bu katil ülkeler ve işbirlikçi yönetimlerle "teröre karşı ortak mücadele" çağrısı yaptıkları süreçlerde Afganistan ve Pakistan da gerçek terörist ABD, Batı ve NATO'nun katil orduları mazlum Afgansitan ve Pakistan halklarını bombalayan insansız uçaklarla katliam yapmayı, yani terör estirmeyi sürdürüyorlardı.
Halbuki, Türkiye'nin Batılı emperyalistlerce askeri işgale muhatap kılındığı süreçte, tüm fakirliğine rağmen Afgan halkı maddi yardımları ve dualarıyla Türkiye halklarının yanında yer almış, Türkiye'nin emperyalizme karşı savaşını desteklemişti. Bugün aynı emperyalist güçlerin Afgan halkının topraklarını işgal edip, toplu bir biçimde katliamlar gerçekleştirdikleri bir süreçte, Türkiye'nin emperyalistlerin safında yer alıp, işgalci, katliamcı gücün içinde asker bulundurması, dost Afgan halkını ve bağımsızlık için mücadele eden direnişçi evlatlarını katleden emperyalist devletlerle işbirliği yapıp üstelik direnen Afganlıları "terörist" olarak suçlaması insani erdemlerle, ahlaki ölçülerle ve İslami duyarlılıklarla hiçbir mazeretle bağdaştırılamayacak utanç verici bir durum değil midir?
RUSYA'YA KAŞI OLUNCA MÜCAHİD,
ABD VE NATO'YA KARŞI OLUNCA TERÖRİST Mİ OLUNUYOR?

Geçmişte işgalci Rusya'ya karşı savaşan Afgan mücahid liderlerinin dizinin dibinde oturup destek verenler, bugün aynı halkın cihadı sürdüren evlatlarının direnişi ABD ve NATO'nun işgal ve katliamlarına karşı olduğunda, işgalci, katliamcı olan ABD ve NATO safında yer alıp, üstelik Müslüman direnişçileri "terörist" olmakla nitelendiriyorlarsa bunun sebebi ilkesizlikten, ahlaki değerleri, iktidarlarını korumak için ya da siyasi ve "ulusal" çıkarlar uğrunda feda etmekten başka ne olabilir?
Bizler bugün bu vahşi işgallere, katliamlara ve topyekun emperyalizme karşı susarak dilsiz şeytan konumuna düşmemek, hiç değilse hesap gününe bir mazeret hazırlamak için buradayız. İşte bu amaçla, Rabbimizi razı etmek için mazlum Müslüman Afganistan, Irak, Filistin halklarının yanında yer aldığımızı haykırıyor, alçak emperyalistleri, işgalci katilleri protesto edip lanetliyoruz.
AKP hükümeti, İsrail katliamı konusunda ve NATO artığı darbecilerin, Gladyocu çetelerin Türkiye'deki hukuksuzlukları hakkında, bizim de takdir edip desteklediğimiz, eski hükümetlere nazaran daha onurlu tutumlar takınıyor ve hiç yoktan iyi sayılabilecek vicdani tepkiler gösteriyor. Ancak nedense sadece konuşuyor tek somut adım atmıyor. Sürekli erteleyerek her tarafı idare ediyor görünümü veriyor. Ne İsrail'le ilişkilerde geri adım atıp somut eylemler ortaya koyuyor, ne de asker ve yargının darbeciliklerini, hukuksuzluklarını, ideolojik-siyasi müdahalelerini engelleyecek yapısal değişimleri gerçekleştirecek hukuki reformlar yapıyor. Halkın verdiği iradeyi temsil zaafı yaşıyor. Sıra ABD ve NATO ya gelince bunu bile yapmıyor, yani söylemde kalan bir itiraz bile ortaya koymuyor. Aksine, onların işgal ve katliamlarına "terörle mücadele" nitelemesiyle meşruiyet kazandırıp tam destek veriyor.
Ülkemizi yönetenlerin, emperyalistlerle, emperyalizmin katil kanlı gücü NATO ile işbirliğini kınıyor bu tür bir işbirliğinden ve işbirlikçilerden de beri olduğumuzu ilan ediyoruz.
AKP hükümetini ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ı 'one minute' çıkışıyla tutarlı politikalar güderek emperyalizme, işgal ve dönüştürme projelerine karşı dik durmaya çağırıyoruz. İsrail'e gösterilen takdire şayan tepkiyle tutarlılık içinde politikalar izlenmesi gerektiğini hatırlatarak, terörist İsrail devletiyle askeri, istihbari, silah alımı anlaşmalarını iptale çağırdığımız gibi, aynı haklı ve vicdanlı çıkışı, işgalci ABD ve terör örgütü NATO'nun işgal ve katliamlarına karşı da gerçekleştirmeye çağırıyoruz. Zalim NATO'dan çıkarak mazlum halkların kanına daha fazla elini bulaştırmamaya davet ediyoruz.
İŞGAL VE KATLİAMLAR ARASINDA AYRIM YAPILMAMALI
İşgal ve katliamlar arasında ayrım yapmamaya sadece emperyalistlerin çeşitli sebeplerle artık müsamaha ile karşıladıkları Gazze konusunda değil, rahatsız olup asla hoşlanmayacakları konularda da, bu bağlamda daha fazla insanın katledildiği Afganistan ve Irak'taki işgal ve katliamlar konusunda da 'one minute' diyerek tavır koymaya ve katliamlara karşı tavrında tutarlı olmaya çağırıyoruz."

Medarik Yayınları editörü Mehmet Emin Akın da şunları ifade etti:

"NATO ve ABD'nin uluslar arası ifsadına değindi ve bu ittifakın bir batı haçlı ittifakı olduğunun üzerinde durdu. İslam topraklarında karakol devletçikler kurduran emperyalistlerin ümmet arasındaki kardeşlik bağlarını körelttiğini anlatan Akın, Kardeşlik bağlarının üzerinde durdu. Kur'ani temellere dayanan bir kardeşlik ortamını oluşturmamız gerektiği noktasına değinilen konuşmada emperyalist ABD'nin ve NATO' nun direnen Müslümanları "terörist" olarak nitelemesini eleştirildi. Mehmet Emin Akın şunları söyledi: " NATO'ya asker göndermek büyük bir yanlıştır. Bizimle aynı kaynaklardan beslendiğini söyleyen bugünkü Hükümetin üyelerinin NATO'ya asker göndermesi açık bir hıyanettir. Eğer hükümet Afganistan'da direnen Müslümanların gerçekten terörist olduğuna inanıyorsa o halde Türk askerini bizzat muharip olarak göndermeli ve Müslüman kardeşlerine karşı savaştırmalıdır." Konuşmalarında sık sık kuran ayetlerine yer veren akın NATO'ya karşı mücadele eden mücahitleri Talut'un komutasındaki İslam ordusuna benzetti. Akın sözlerine şöyle devam etti: " Hükümet eğer Filistinliler konusunda samimi ise bizim de buna inanmamızı bekliyorsa aynı duyarlılığı Afganistan ve Irak konusunda da göstermelidir. Aksi takdirde Filistinlilere olan bu ilginin arkasında Arap sermayesinin körfez sermayesinin olduğunu düşünmeye başlayacağız."

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7933.jpg
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7942.jpg
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7952.jpg
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7953.jpg
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7982.jpg
[/FONT]

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7983.jpg
[/FONT]
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
DSC_7987.jpg
[/FONT]

Basın Açıklamasının tam metni
Bismillahirrahmanirrahim
Sayın Basın Mensupları
Kıymetli Kardeşlerim

İşgal, kan, sömürü ve katliam üzerine kurulmuş; kızıldereli kanı ve zencilerin sırtında şakırdayan kırbaçlarla serpilmiş; sabıkalı bir barbarlığın dünya halkları üzerindeki çirkin emellerini ifşa ve protesto etmek için burada toplandık.
Bugün dünyadaki ifsadın baş müsebbibi, ihtirasın ve azgınlığın sınırlarını sonuna kadar zorlayan, her santimi mazlum kanı üzerine kurulmuş sömürgeci korsanların ülkesi ABD'nin elçiliği önünde toplandık ve buradan dünya mülkünü sahiplenme hülyasına dalmış, dünya halklarını ahmak olarak görüp, türlü hilelerle kendine çekmeye çalışan bütün azgınlara sesleniyoruz.
Bugün, küresel ifsatlarını küresel barış kılıfıyla insanlara süslü göstermeye çalışan canilerin, asilerin, NATO'cuların efendisi ABD'nin karşısında ve bu Kan İmparatorluğunun elçiliği önünde; onların kirli oyunlarına asla kanmayacağımızı ve işgalci emperyalist zalimlerle yandaş konumuna asla düşmeyeceğimizi, işbirliğine rıza göstermeyeceğimizi haykırmak için buradayız.
Bizler bütün dünyanın gözü önünde, yalanlarıyla ve bin bir çeşit hileleriyle Irak'ı işgal eden ve ardından bölgede iki milyonu aşkın insanın ölümüne sebeb olan insanlık düşmanlarını bir kez daha teşhir etmek için buradayız. Yeryüzü hâkimiyetini kendi tekellerinde gören, Allah'ın hâkimiyetini yalnız göklere hapsedeceğini sanan bu zavallıların, bu çağdaş firavunların karşısına dikilerek; bütün menfaatleri, bütün hesapları ve bütün kirli politikaları bir kenara atarak hakkı haykırmak, katledilen, aşağılanan insanlığın onuru için; emperyalizme, işgal ve katliamlara Allah rızası için dur demek sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız.
Bizler, karanlık planların gereği olarak Kabil'e ilk ABD bombasının düştüğü 7 Ekim 2001 tarihinden bu yana, yani tam dokuz yıldır, ABD ve NATO işgaline maruz kalan Müslüman Afgan halkına karşı organize bir şekilde sürdürülegelen katliamı, soykırımı ve köleleştirme projelerini lanetlemek için burdayız. Biz, topraklarını işgale karşı korumak için yaklaşık otuz küsür yıldır cansiperane mücadele veren onurlu insanların kendi topraklarındaki meşru müdafalarının niçin "terörizm" olarak lanse edildiğini sorgulamak ve gerçek terörist emperyalist devletleri ifşa etmek için buradayız.
Biz, Afgan İslami direnişinin, bağımsızlık mücadelesinin yanındayız; çünkü Allah'ın mülkü üzerinde hoyratça at koşturma sevdasında olan emperyalistlerin, dünyayı sömürerek yeryüzündeki bütün kaynakları istila ederek, bütün insanlığı kendilerine kul etmekten başka bir amaçlarının olmadığını çok iyi biliyoruz. Ve biz Müslüman kimliğimizle ve İslami sorumluluğumuzla, kalbinde iman olan herkesi, yüreğinde vicdan taşıyan her insanı, her tür ifsada ve sömürüye karşı durmaya, yoğun medya bombardımanına aklıselimle karşılık vererek mankurtlaştırılmaya karşı direnmeye, insanlığı katledenlerle birlik olmamaya, zulme karşı suskun kalmamaya, varlığıyla dünyanın her yerinde huzur ve güven ortamını tehdit eden ABD ve NATO'ya karşı durmaya çağırıyoruz.
Biz direnen mazlum Afgan halkının yanındayız. Çünkü biz de şimdi yaşadığımız ideolojik işgal öncesinde askeri işgal gördük, bizim ülkemiz de emperyalist güçlerin kirli postallarına şahit oldu. Ve o gün Afgan halkı bize dua ve yardımlarını esirgemedi. Biz Afgan direnişini destekliyoruz; çünkü bu direniş; çıkarları için insanların hayatlarını cehenneme çevirmekten çekinmeyen, kapitalist patronlara karşı yapılmaktadır. Çünkü bu direniş birilerinin dünyayı paylaşma heveslerini kursaklarına tıkamaktadır. Ve ayrıca Afgan direnişini desteklemek daha önce onların yardımını almış olan bu ülkenin tüm insanlarının vefa borcudur.
Afganistan'ın yönetiminin Afgan halkının eline bırakılmamasının ABD için ve küresel sermaye babaları için büyük önemi vardır. ABD'nin bir yandan Türkmen doğal gazının Hint Okyanusu'na ulaşmasını sağlayacak projeleri yürürlüğe koyması ve Rusya, Hindistan, Çin ve İran ittifakına karşı jeostratejik konum kazanması ancak Afganistan'da bir yer kapmasıyla sağlanabilir. Öte yandan ABD'nin Rusya'yı kendi sınırları içine hapsederek Orta Asya'nın fiili kontrolünü ele geçirmesi de Afganistan'a yerleşmek suretiyle gerçekleştirilebilir. BM'nin yayınladığı raporda 2001 yılındaki NATO işgalinden sonra Afganistan'da eroin yapımında kullanılan afyon üretiminin %80 oranında arttığı ifade edilmiştir. Geçen hafta Afganistan'ın Helmalt eyaletinde 15 bin askerin katılımıyla başlatılan işgal ve katliamların arkasında da bilindiği üzere bölgede huzur ve güvenin tesisi değil yine işgalcilerin kirli menfaat planları yatmaktadır. Ortada bu kadar menfaat dururken paraya tapan vahşi kapitalist sermayenin beşiği ABD'nin ve emperyalizmin silahlı gücü NATO'nun insanları katletmekten çekinmesi veya halkları köleleştirmekten kaçınması, bebeklere insaf etmesi beklenemez. Her zorluğun üstesinden parayla kalkacağını düşünen bu sığ kafalar, onurlu İslami direnişin pak mücahitlerini parayla satın alabileceklerini sanmaktadırlar. Hatta bu insanlık düşmanları güya istemeden katlettikleri bebeklerin karşılığı olarak ailelerine 500 dolar vereceklerini duyurmuşlardır. Bizde onların duymayan kulaklarına birkez daha işittirebilirmiyiz ümidiyle kapılarına dayandık ve soruyoruz.
Siz Ey zalimler! Bir bebeğin cennet kokusunu satın alabilir misiniz?
Ey insafsızlar! Bir Ananın yürek yangınını susturmaya güç yetirebilir misiniz?
Ey zavallılar! Kanlı paranızı kanlı ceplerinize koyun ve defolun bölgemizden…

Bütün bunlara ragmen Vietnam'da, Kore'de, Irak'ta Afganistan'da ve dünyanın birçok yerinde sömürü düzenini devam ettirmek adına, dünya halklarının başına bela olan ABD ve NATO'nun kula kulluk düzenine, işlediği cinayetlere ses çıkarmamak ne ile izah edilebilir. Dünyevi iktidar ve hırslar uğruna akıtılan bunca kanın hesabını sormak dururken neden bu katliamlara sessiz kalınmaktadır? Oysaki bu ülkede yaşayan herkes şunu çok iyi bilmektedir; ABD ve NATO gittiği yere barış, huzur ve güven değil; ancak kan, ölüm, sömürü ve fesat götürmüştür. Bu ikili, her zaman dünya halklarının düşmanı olmuştur. Buna rağmen neden Amerika'nın çıkarlarına tabii olunmuş ve hangi değer için savaştığından zerre kadar haberi olmayan 4500 bu ülke insanı KORE'ye ne olduğu belirsiz bir savaşa asker olarak sürüklenmiştir. Bu ülkenin siyasetinin sınırlarını neden halkımızın kök değerleri olan Adalet ve Hakkaniyet değil de menfaat ve rekabet belirlemiştir. İnsanlığın katledildiği, doğruluğun, dürüstlüğün ve bütün insani değerlerin yalnızca göz boyamak için kullanıldığı taguti bir sistemi özümsemek, ona itiraz etmemek, zalimlere teslim olmak, emperyalistlerle mazlum halkların kanı pahasına işbirliği yapmak insani erdemlerle, ahlaki değerlerle bağdaştırabilir mi?
Ülke çıkarları ve günü birlik menfaatler uğruna, insanlığın katledilmesine, onursuzluğun egemen kılınmasına seyirci kalınabilir mi? Bugün Afganistan'da kadınların, çocukların, masum sivillerin ve ülkelerini işgale karşı savunan insanların katledilmesine ortak olmak suçunun sorumluları, yarın hesap gününde ülke çıkarlarını ve stratejik dengeleri gözettiklerini belirterek yahut "biz muharip güç değildik yalnızca katliamı yapanlara lojistik destek sağlıyorduk" diyerek kurtulacaklarını mı sanmaktadırlar? Dün Rus işgaline karşı direnen Afgan yiğitlerine "mücahid" diyerek methiyeler yağdıranlar, işgalcinin adı ABD ve NATO olarak değişince neden mücahidlere "terörist" deme ihtiyacı hissetmişler ve ortaklarının teröründe işbirliği yapmak için sıraya girmişlerdir? Bu çifte standardı hangi vicdan kabullenebilir? Bugün aklıselim sahibi herkes şunu bilmektedir ki; Nato'ya dâhil olmak, mazlum halkların kanına elini bulaştırmak, emperyalist ABD'ye ve onun çıkarlarına hizmet etmektir. Çanakkale'de İngiltere'nin yanında müslümanlara karşı savaşmaya gelen Yeni Zelandalı askerler ne kadar hürse, Kore için, Afganistan için, Somali için daha doğrusu emperyalistlerin iğrenç çıkarları için cephelere sürüklenen askerler de o kadar hürdür. Bugün ne yazık ki bizler, uluslar arası konjonktür müsaade ettiğinde belirli adımları atabilen iktidarların yönetiminde, emperyalistlerin müsaade ettiği kadar kendimizi hür ve bağımsız hissediyoruz. Ne yazık ki bizler, darbecilerin de, onlara karşı demokrasi mücadelesi verdiğini zannedenlerin de, ABD'nin müsaade ettiği ölçüde emellerini gerçekleştirebildikleri bir ülkenin insanlarıyız.
Bugün ülke içerisinde kutuplaşmayı körükleyenler, Kürt sorunu, katsayı sorunu ve tekel işçileri eylemi gibi meselelerde bile adaleti ve hakkaniyeti bir kenara bırakarak sadece zıtlaşmak adına birbirlerinin kuyusunu kazıp arada masum halkı perişan edenler, söz küresel güçlerin emirlerine geldiğinde "İşittik ve İtaat ettik dercesine" sessiz bir şekilde icraatlarını yerine getirmekte ve kolayca uzlaşı vermektedirler. Bu gün birbirine muhalif gibi görünen Hükümet, Muhalefet ve Genelkurmay gibi kurumlar iş Afganistan'a asker gönderme konusuna gelince, yek vücüt olmakta ve birden olgunlaşarak birbirlerinin kararlarını saygıyla karşılamaktadırlar. Ne acıdır ki, İşgalci NATO ve ABD yanında Afgan Halkına ve Taliban Mücahidlerine kurşun sıkan işbirlikçi Karzai'nin Askerleri, bizim memleketimizde Isparta'da eğitilmektedir. Halkımız ise muharip güç olunmadığı aldatmacasıyla avutulmaya çalışılmaktadır. İnsanlık suçu faili katil Raşid Dustum da, Çeçen komutanlarını ve ailelerini zorla Rusya'ya iade etmekten çekinmeyen hükümet tarafından Türkiye'de ağırlanmakta, desteklenmektedir.
Bizler bütün bu kuşatılmışlığımıza rağmen bu zillete, bu aldatmacaya karşı yalnız Allah'a dayanarak Hakkın ve Hakikatin Savunucuları olmaya gayret ediyor Firavun rejimi ABD'ye ve Batı emperyalizminin silahlı gücü NATO'ya soruyoruz:
Dünyanın Jandarmalığını yapma görevini size kim vermiştir?
Kimin asi, kimin muti olduğuna ancak Alemlerin Rabbi karar verirken, siz kim oluyorsunuz da Rabbim Allah'tır diyen ve Allah'ın emaneti olan topraklarını, ırzlarını, haklarını işgalcilere karşı savunan onurlu insanların ülkelerine tecavüz ediyor ve onları yurtlarından çıkarmaya çalışıyorsunuz?

Halkların kaynaklarını gasbetme yetkisini kimden aldınız? Dünyadaki enerji kaynaklarının hakimiyetini size kim vaad etti? Siz masum erkekleri öldürüyor, namuslu kadınlara ve kızlara tecavüz ediyor, bebekleri katlediyorsunuz. Bu halinizle atanız Firavun'a ve onun denizde gark olmuş ordusuna ne kadar da benziyorsunuz? İnşallah sonunuz mazlumların kanında Firavun gibi boğulmak olacaktır.
Bugün Allah'ı hiçe sayarak Allah'ın arzında hâkimiyet kurmaya çalışan ABD ve NATO bütün dünya halklarının hakkını açıkça gasbetme stratejisi güden şer güçlerin başını oluşturmaktadır. Emperyalistlerin, katillerin yanında yer alanların, onlarla stratejik veya model ortaklıklar kuranların hiçbir mazereti kabul edilebilir olamaz. Bizler, yeryüzünü kana bulayan ve mazlum Müslüman halkların kanını akıtmaktan çekinmeyen ABD'yi ve emperyal katliam aracı NATO'yu lanetliyoruz ve bütün hilelere rağmen onurunu yitirmememiş, vicdanını köreltmemiş, hayatını menfaate göre değil hakkaniyete ve adalete göre düzenleme çabası içinde olan insanlara sesleniyoruz.

Gelin! Bu vahşi işgal ve katliama seyirci kalmayalım
Gelin! ABD ve NATO katliamlarına karşı mazlum müslüman halkların yanında yer aldığımızı ortaya koyalım

Gelin! "mazlum bir halk yokedilirken ve milyonlarca masum aldatılırken ne yaptınız?" sorusuna cevap hazırlamaya çalışalım.
Gelin! Hep birlikte Firavuni zorbalığa karşı, yalnız Hakka dayanarak onurlu bir ses yükseltelim.
Ve unutmayalım ki; zalimlerin yanında aktif ya da pasif yer almak, Cehennemdeki mevkilerinizin katlarını değiştirmekten başka hiçbir işe yaramaz…

Haksozhaber
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Rusya'ya karşı savaşınca mücahidler,Abd ve Nato'ya karşı savaşınca terörist..

Bu cümle herşeyi anlatıyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
SİZDE İNCİRLİK ÜSSÜNÜ KAPATIN

incirlik.gif

05 Mart 2010
Uluslararası Emperyalizmin yıllardır sürdürdükleri Ermeni Soykırımı yalanlarında beklenen son ABD tarafından neticelendirildi
Kamuoyu AKP Hükümetinin Stratejik Müttefiklikten ayrılıp İNCİRLİK işgal üssünü derhal kapatmasını BEKLİYOR..

Türkiye’nin yıllardan beri Amerikan meclisinden geçmesini engellemek için lobi şirketlerine para akıttığı sözde “Ermeni soykırımı” yasa tasarısı ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde görüşüldü.

Gelişmeleri izleyen ve tam saha preste olan Ankara, “Büyükelçiyi geri çağırdı.Ancak bunun bir tepki niteliği taşıyıp taşımadığı belli değl.Büyükelçinin istişare için çağırıldığı ve tekrar ABD'ye döneceği bildiriliyor. Türkiyenin Büyükelçiyi çekme tehtidine rağmen tasarının onaylanması resmen Diplomaside ABD kazığı yenildiğinin bir kanıtı olarakta tasarı ile birlikte tarihe geçiyor.

Komite'de kabul edilen tasarıda, ABD Başkanı'nın her 24 Nisan'da Amerikan halkını sözde "soykırım" sırasında hayatını kaybeden 1.5 milyon Ermeni'yi anmaya davet etmesi isteniyor.

Amerikaya güvenen çevreleri şok eden bu kararda göstermektedir ki ABD ile Türkiye kesinlikle aynı kulvarda NATO VE BM gibi emperyalist teşkilatlarda beraber olamaz...



İŞTE OYLAMANIN SONUCU:
Hayır: 22
Evet: 23
MECLİS, SÖZDE SOYKIRIMI KABUL ETTİ !
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İşte Türkiyede ki Kafir-ABD İşgal Üsleri!

http://forum.islamiyet.gen.tr/editor/3-anadolu-haber.html
ABD'de Ermeni tasarısının kabul edilmesi üzerine, Ankara sert tedbirler almak zorunda. İşte bu tedbirlerden en önemlisi de Türkiye'deki ABD'nin stratejik tesisleri
ABD'nin Türkiyede ki tesisleri stratejik olarak büyük önem taşımaktadır.Bu üslerin ABD'nin özellikle İslam Dünyasında yürüttüğü operasyonlarda çok önemli görevler üslendiğini ve Adanada ki İNCİRLİK üssünün özellikle IRAK'ta yürütülen işgal harekatında Askeri ve lojistik olarak ABD'nin vazgeçilmezi olduğunu herkes bilmektedir.
Bu üslerden en önemlisi olan İNCİRLİK kamuoyunda da popüler olduğundan diğer ABD üsleri hemen hemen hiç gündeme gelmemektedir.Oysa ki ABD'nin Türkiyede İNCİRLİK'ten başka bir yığın üssü bulunmakta olup aşağıda bunları sizlerin ilgisine sunuyoruz

İŞTE TÜRKİYEDE BULUNAN VE MUTLAKA KAPATILMASI GEREKEN ABD TESİSLERİ

1- Ankara Elmadağ’da NATO eken uyarı istasyonu
2- Ankara Belbaşı’nda Amerikan dinleme istasyonu
3- Ankara Balgat’ta Amerikan hava kuvvetleri için atom deposu, Amerikan dinleme istasyonu
4- Amasra’da NATO role istasyonu
5- Bartın’da NATO erken uyarı istasyonu,
6- Sinop’ta Amerikan dinleme istasyonu
7- Samsun’da NATO erken uyarı istasyonu
8- Merzifon’da NATO role istasyonu, NATO eken uyarı istasyonu
9- Sivas’ta NATO role istasyonu
10- Ordu Perşembe’de NATO role istasyonu, NATO erken uyarı istasyonu
11- Malatya Erhaç’ta Amerikan hava kuvvetleri için atom bombası deposu, NATOaskeri tesisleri, NATO erken uyarı istasyonu
12- Rize Pazar’da NATO erken uyarı istasyonu, NATO role istasyonu,
13- Kargapazarı’nda NATO erken uyarı istasyonu,
14- Erzurum’da NATO erken uyarı istasyonu
15- Diyarbakır’da NATO erken uyarı istasyonu, NATO role istasyonu,
16- Pirinççik’te Amerikan dinleme istasyonu
17- Mardin’de NATO role istasyonu, NATO erken uyarı istasyonu
18- Silopi’de NATO erken uyarı istasyonu
19- Adana İncirlik’te Amerikan hava kuvvetleri için atom bambası deposu, NATO role istasyonu

incirlikhavayauctubodyoflies.jpg

20- Kocaeli Köseköy’de NATO’nun atom bombası deposu
21- Kocaeli Karamürsel’de Amerikan hava kuvvetleri için atom bombası istasyonu,
22- Eskişehir’de Amerikan hava kuvvetleri için atom deposu,
23- İzmir’de NATO’nun Güneydoğu karargahı ve NATO’nun Kuzeydoğu karargahı
24- Çanakkale’de NATO erken uyarı istasyonu,
25- Lüleburgaz’da Amerikan kara kuvvetleri için atom deposu, NATO erken uyarı istasyonu.
26- Ankara Merkez’de NATO Kuzey Karargahı, NATO erken uyarı istasyonu, NATO role istasyonu, Amerikanlojistik grubu, Amerikan askeri misyonu.
27- Kütahya’da NATO role istasyonu,
28- Balıkesir’de Amerikan Hava Kuvvetleri için atom bombası deposu...


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
NATO`NUN AFGANİSTAN BOZGUNU VE İNCİRLİK

tarih.gif
09 Temmuz 2010
kullanici.png
Anadolu Haber



Bir uzak Batı ülkesi olduğu halde, Kuzey Atlantik Terör Örgütü NATO`yu da peşine takıp Büyük Asya`nın merkezindeki Afganistan`ı işgal ederek, katliamlara, cinayetlere, işkence ve tecavüzlere imza atan barbar ve cani Amerikan ordusu ve NATO...

Amerikan caniliğinin maskelenmiş yeni yüzü Obama, Afganistan`da yaşanan bozgunu her ne kadar gizlemeye çalışsa da, yönetimine tavır alması akabinde, Afganistan`daki işgal birliklerine komuta eden terör elebaşlarından General McChrystal`i görevinden almak zorunda kalarak, mağlubiyeti en üst seviyeden kabul etmiş oldu. Bu, aynı zamanda Kuzey Atlantik Terörö Örgütü NATO`nun da mağlubiyeti demek.

Terör Örgütü elebaşlarından McChrystal, Obama`nın, işgal ettikleri Afganistan`dan 2011 Temmuz ayındaki çekilme kararına karşı çıkıyordu. Ona göre bu çekilme mağlubiyeti kabullenmek demekti. Terör elebaşı McChrystal, çekilmek bir yana, işgalci asker sayısını artırmak taraftarıydı ki, bu talebi, büyük ve uzun tartışmalardan sonra kabul edildi ve Afganistan`a 30 bin işgal askeri daha sevkedildi. Durum öyle vahimdi ki, McChrystal, emrindeki askerleri bile savaşı kazanmaya ikna edemediğini söylemek zorunda kalmıştı.

McChrystal, Obama ekibinden emekli general Eikenberry`nin, Afganistan kukla yönetiminin başı Hamid Karzai`nin, işgale direnen mücahid silahlı kuvvetleriyle mücadele stratejisi için güvenilir bir ortak olmadığı görüşünü dile getiren raporunu basında gördüğünde, ``kendisini ihanete uğramış gibi hissettiğini`` de açıklamıştı.

Nihayetinde, Obama, McChrystal yerine, terör örgütünün elebaşlarından biri olan Petraus`u getirmek zorunda kaldı.

Kuzey Atlantik Terör Örgütü üyelerinden İngiltere, işgale gittikleri Afganistan`da tutunamayacaklarını anladıklarında, “bu 13. yy ülkesinden çekileceğiz” demişlerdi.

McChrystal`in görevden alınmasıyla açıkça ve en üst seviyeden itiraf edilmiş olundu ki, “13. yy” (!) ülkesine yenildiler.

Bu yenilgi bütün Asya`ya yayılarak devam ediyor. Natocular hesabını buna göre yapsın!

Tabi NATO`yu ABD`li generalden daha iyi bilmiyorlarsa... Ya da McChrystal`in sözde liderliğini yaptığı örgüt üyelerinin inanmadığı zafere inanacak kadar Amerikancı değillerse...

Seyfi Çabukel/Büyükasya.net
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İncirlik Üssüne ABD Askerleri İnmeye Başladı



17 Temmuz 2010



Anadolu Haber



52 Sene Evvel 16 Temmuz 1958'de Ortadoğu'da görev alacak 11 bin Amerika Birleşik Devletleri askerinin İncirlik üssüne indirilmesine başlandı.52 Sene Evvel 16 Temmuz 1958’de Ortadoğu'da görev alacak 11 bin Amerika Birleşik Devletleri askerinin İncirlik üssüne indirilmesine başlandı. İncirlik Hava Üssü, yönetimi ve denetimi TSK'da olan, NATO'nun önemli bölgesel bir depo üssü olarak kuruldu. 1951 yılında inşaatına başlanan İncirlik Üssü, Aralık 1954'de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Amerikan Hava Kuvvetleri'nin hizmetinde ortak kullanıma açıldı. İncirlik Üssü´nün aynı zamanda U-2 casus uçaklarının keşif ve gözetleme operasyonlarında kullanıldı, 1960 Mayıs'ına kadar U-2 casus uçaklarının ana operasyon merkezi haline geldi. İlk olarak 1958´deki Lübnan Krizi sırasında Birleşik Taktik Hava Komutanlığı Vuruş Gücü'nün İncirlik'te konuşlandı, krizin ardından Türk Hava Kuvvetleri'nin, ABD´nin Avrupa Hava Kuvvetleri'nin filosunun tatbikat ve deneme uçuşları için Konya'da hava-kara sahasını kullanmaya izin verdi......

Peki bundan sonra ne oldu ?

52 sene evvel ABD akerlerine kapı açan Türkiye'nin ASYA kapılarını emperyalizme açmasının en önemli kanıtı olan İNCİRLİK üssü adeta bize ait olan ve Osmanlı'dan miras kalan topraklara dolayısı ile Tarihimize karşı bir savaş ilan etmiştir.

İNCİRLİK İşgal Üssü'nün 52. senedir Topraklarımızda konuçlandırılması sebebi ile daha önce yayınladığımız bir yazımızı sizlerinde taktirlerine sunuyoruz.



BİR İŞGAL PLANI:İNCİRLİK

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Batı medeniyeti tarafından kurulan Amerika Birleşik Devletleri kurulma aşamasından sonra yeni bir şekle bürünerek önce içerisinde yer alan toprakların gerçek sahiplerini (Kızılderililer vs..)yani iç muhaliflerini katletmiş ve daha sonra da yeni bir Dünya İmparatorluğu hayali ile kendisini meydana getiren Avrupa-Hıristiyan merkezlerin planladığı projelerle piç bir medeniyet olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.



Bu aşamadan sonra Amerika’nın özellikle İslam topraklarına yönelik girişeceği işgal ve saldırılar için gerekli olan planlar yapıldıktan sonra yeni bir strateji olan ‘Askeri üsler’ isimli projeleri dünyanın çeşitli bölgelerinde uygulanmaya başlanmış ve ABD’nin hem kendisini hem de etrafında kümelenen Avrupalı stratejik müttefiklerinin beslemesine katkı sağlayacak çapta dünya imparatorluğuna doğru yola çıkılmıştır. Ancak, kurulmaya çalışılan bu imparatorluk, tüm imparatorluklardan farklıydı. Bu yeni tip yapılanmaya göre Amerikan İmparatorluğu, üsler imparatorluğu olacaktı ve Antartika hariç (şimdilik) tüm kıtalarda kurulacak üslere yerleştirilecek askeri güçler ile tüm dünyaya hükmedecekti.




u6eAaFrA.jpg

Amerikan U.S. Air Force, İNCİRLİK AİR BASE resmi internet sitesinden, İncirlik’in
“Adana’nın bir kasabası”ndan ibaret olmadığını gösteren bir fotoğraf... “AmerikanGücü’nün Sembolü”nün kuşattığı Kartal figürünün ihtar ettiği işgalin fotoğrafında bütün Anadolu ABD bayrağıyla kuşatılmış.




NATO’ya girişimizle birlikte, 1954 tarihli bir gizli anlaşmayla kurulan ve gündemi sürekli işgal eden İncirlik Üssü, zaman içinde değişen sözleşmelere göre, Türkiye’nin savunma üssü olarak kurulmuş görünür. Önceki sözleşmelerle saptanan statüsü en son 29 Mart 1080 tarihli TC ile ABD arasında imzalanan Savunma Ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması, ABD’ye tanınan yeni ayrıcalıklarla güçlendirilmiştir.NATO bünyesinde ABD'nin askeri tesislerinin yer aldığı İncirlik, önce soğuk savaş döneminde SSCB'ye karşı ardından da Ortadoğu'da gelişen olaylar ile hep dünya gündeminde kalmıştır.. ABD'nin Afganistan ve Irak’a yönelik başlattığı saldırılarda "ileri karakol" görevi üstlenen İncirlik, her dönemde dünya kamuoyunun gözünün çevrildiği en stratejik noktalardan birisi oldu.

1991'deki Körfez Savaşı'na ABD ve müttefikleri önemli ölçüde İncirlik üzeriden müdahale etti. İncirlik'te hava operasyonları için Çekiç Güç konuşlandırıldı. Bu güç, 1 Ocak 1997' den itibaren kuzeyden keşif harekâtını gerçekleştirmeye başladı. Halen Irak'ın kuzeyinin keşif ve kontrolü İncirlik'ten kalkan uçaklar tarafından yapılıyor. Üste halen 10. Tanker Üs Komutanlığı personelinin yanı sıra 3 bin 500 civarında personel bulunuyor. 50 yıldır varlığını sürdüren İncirlik, bugün üs içerisinde küçük ABD diye nitelendirilen 10 bin nüfuslu yerleşimi ve çevresinde Türklerin oluşturduğu 15–20 bin nüfuslu kasabası işgalci ABD’nin bölgede ki en büyük teknolojik bir imparatorluk kalesi görünümünde.

Hatırlarsanız AKP hükümetinin ısrarla bir tezkere hazırlayıp ABD’ye askeri üslerimizi açmak ve Irak’ta ki katliamlarında kullandırmak amaçlı tezkeresi TBMM’de red edilmiş ve bu hadiseden sonra Türkiye ile ABD arasında ortam gerilmişti.Fakat Aşağıda okuyacağınız Resmi Gazete’nin 1 eylül 2004 tarihli sayısında bu tezkerenin nasıl delindiğine şahit olacaksınız..

1 Eylül 2004 tarihli Resmi Gazete`de yayınlanan tebliğ şu şekilde:

Amaç: Madde 1 – Amerika Birleşik Devletleri Makamları tarafından Türkiye`ye ithal ve buradan ihraç olunacak malzeme, teçhizat, ikmal maddeleri ve eşyalarının (bundan sonra `Destek Hamulesi` diye anılacaktır) giriş/çıkış ve ülke içi nakil işlemlerinin yürütülmesinde aşağıdaki usuller uygulanacaktır.
Kapsam: Madde 2 – ABD Destek hamulesinin giriş ve çıkış işlemlerinde Türk mevzuatına ve 6375 sayılı Kanunla tasdik olunan 19 Haziran 1951 tarihli `Kuzey Atlantik Anlaşmasına Taraf Devletler Arasında Kuvvetlerin statüsüne Dair Sözleşme`ye (NATO-SOFA) uyulacaktır.

Genel hususlar: Madde 3 – ABD gemi ve uçakları ile Türkiye`ye getirilecek ve buradan götürülecek destek hamulesinin giriş ve çıkışı aşağıdaki deniz ve hava limanlarından yapılacaktır.
A) Deniz Limanları: İstanbul, İzmir, İskenderun, Yumurtalık, Antalya, Karaağaç, Ağalar.
B) Hava Limanları: Esenboğa (Ankara), Atatürk (İstanbul), Çiğli(İzmir), İncirlik (Adana), Aksaz/ Dalaman

Bu anlaşma maddelerinden de belli olacağı üzere ABD yeni bir dünya imparatorluğu için İncirlik gibi İslam Dünyasına hükmedecek stratejik mevkii tamamen eline geçiriyordu.Aslında ABD’nin eline geçen Türkiye’nin stratejik konumuydu.Yine Hatırlayacak olur isek İskenderun Limanının ABD işgal gemilerine açılarak Irak’ta Müslüman katliamında nasıl bir şekilde lojistik destek sağlandığı hala gözlerimizin önündedir.

ABD 100 Bin Kişilik Askeri Gücünü İncirlik’e Getiriyor!

ABD’nin Türkiye topraklarını kullanarak özellikle İslam topraklarına karşı başlattığı Haçlı savaşının merkezi üssü konumunda ki İncirlik hakkında yukarıda bahsettiklerimiz aslında bugünlerde basın ve yayınımızda yer alan aşağıda ki haber yüzündendir. Bu haber vesilesi ile bir kez daha İncirlik meselesini irdeleyelim istedik.

İşgalci ABD ordusu, Ağustos 2010 için kesilen Irak'tan çekilme takvimini öne çekiyor. Habere göre Pentagon'dan Türkiye'deki İncirlik Üssü'ne gönderilen yazıda, Aralık 2009 sonunda işgal birliklerinin çekilmeye başlayacağı belirtilerek. 100 bin yanki, İncirlik’e getirilerek ABD’ye Türkiye güvencesi ile gönderilecek.

2003 yılından bu yana Irak'ı kana bulayan ve işgale katılan bu Amerikan askerleri, . Toplamda 100 bin işgal askerinin Irak'tan çekilmesi için hazırlanan planın daha önce duyurulan Ağustos 2010'dan önceye alındığı belirtildi.

Tarihin en adi, aşağılık işgalinde yer alan ve Irak’lı kardeşlerimizin kanlarına, inançlarına, namuslarına musallat olmuş piç bir medeniyetin şerefsiz askerlerinin Anadolu’ya ayak basarak Türkiye güvencesi ile ABD’ye dönecek olması elbette ki Türkiye’nin en büyük ayıbı olacak ve tarihi bir hata olarak defterine işlenecektir. Bu Ayıp’ın sahipleri ABD gibi bir devleti ‘stratejik müttefik görenlerdir.

İncirlik ABD’nin Anadolu’da yer alan en büyük işgal üssüdür. Bu İşgal üs’sü ABD imparatorluğu oluşturma yolunda kurulmuştur ve mutlaka kapatılmalıdır.


Kaynak: Baran Dergisi 138. sayı /Tuncay Aksoy Eylül 2009
[/FONT]
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
080801-F-0000B-001.JPG




Türkiye Amerikan Üslerine El Koydu !


Tabi bu söylediğimiz 1975'te geçici olarak İncirlik dışında ki tüm ABD üslerini kapsıyordu.Kısmi de olsa ABD'nin üslerine el koyan Türkiye'de bugün sürüsüne bereket ABD üssü var.
1975'te Türkiye İncirlik dışındaki bütün Amerikan üslerine el koydu.
1974’te CHP-MSP koalisyon hükümetinin kararıyla yapılan Kıbrıs Harekatına karşılık, ABD Türkiye’ye silah ve kredi ambargosu koydu. Amerikan Kongresi’nin Türkiye’ye silah satışını ve askeri kredileri durdurma kararı alması üzerine; 9 Şubat 1975 ’te dönemin TC hükümeti bir açıklama yaparak ABD’nin tutumunu hasmane bir tutum olarak nitelendirdi.

ABD’nin hasmane tutumunu devam ettirmesinden dolayı TC hükümeti, 25 Temmuz 1975’te Bakanlar Kurulu kararı ile Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşmasını feshetti, Söz konusu karar ile Türkiye’deki 20 den fazla ortak savunma tesislerinin faaliyetleri, İncirlik ortak savunma tesisinin NATO görevi saklı kalmak kaydıyla, 26 Temmuz 1975 tarihinden itibaren durdurularak Türk Silahlı Kuvvetlerinin denetimine alındı.
ABD’nin 6 Ekim 1975’te ambargoyu kaldırmasının ardından üslerin yeniden kullanımına izin verildi.
O gün bugündür bu askeri üsler İslam dünyasında ki katliamlara köprü olarak lullanılmaktadır.

Tarihi bir vak'a olan Kıbrıs Harekatından yola çıkarak,bugün Türkiye'de kaç ABD ve Nato işgal üssü olduğuna dair bir yazıyı bir kez daha sizlere hatırlatmak istiyoruz.

İşte Türkiyede ki ABD İşgal Üsleri!

ABD'nin Türkiyede ki tesisleri stratejik olarak büyük önem taşımaktadır.Bu üslerin ABD'nin özellikle İslam Dünyasında yürüttüğü operasyonlarda çok önemli görevler üslendiğini ve Adanada ki İNCİRLİK üssünün özellikle IRAK'ta yürütülen işgal harekatında Askeri ve lojistik olarak ABD'nin vazgeçilmezi olduğunu herkes bilmektedir.

Bu üslerden en önemlisi olan İNCİRLİK kamuoyunda da popüler olduğundan diğer ABD üsleri hemen hemen hiç gündeme gelmemektedir.Oysa ki ABD'nin Türkiyede İNCİRLİK'ten başka bir yığın üssü bulunmakta olup aşağıda bunları sizlerin ilgisine sunuyoruz

İŞTE TÜRKİYEDE BULUNAN VE MUTLAKA KAPATILMASI GEREKEN ABD TESİSLERİ

1- Ankara Elmadağ’da NATO eken uyarı istasyonu
2- Ankara Belbaşı’nda Amerikan dinleme istasyonu
3- Ankara Balgat’ta Amerikan hava kuvvetleri için atom deposu, Amerikan dinleme istasyonu
4- Amasra’da NATO role istasyonu
5- Bartın’da NATO erken uyarı istasyonu,
6- Sinop’ta Amerikan dinleme istasyonu
7- Samsun’da NATO erken uyarı istasyonu
8- Merzifon’da NATO role istasyonu, NATO eken uyarı istasyonu
9- Sivas’ta NATO role istasyonu
10- Ordu Perşembe’de NATO role istasyonu, NATO erken uyarı istasyonu
11- Malatya Erhaç’ta Amerikan hava kuvvetleri için atom bombası deposu, NATOaskeri tesisleri, NATO erken uyarı istasyonu
12- Rize Pazar’da NATO erken uyarı istasyonu, NATO role istasyonu,
13- Kargapazarı’nda NATO erken uyarı istasyonu,
14- Erzurum’da NATO erken uyarı istasyonu
15- Diyarbakır’da NATO erken uyarı istasyonu, NATO role istasyonu,
16- Pirinççik’te Amerikan dinleme istasyonu
17- Mardin’de NATO role istasyonu, NATO erken uyarı istasyonu
18- Silopi’de NATO erken uyarı istasyonu
19- Adana İncirlik’te Amerikan hava kuvvetleri için atom bambası deposu, NATO role istasyonu
20- Kocaeli Köseköy’de NATO’nun atom bombası deposu
21- Kocaeli Karamürsel’de Amerikan hava kuvvetleri için atom bombası istasyonu,
22- Eskişehir’de Amerikan hava kuvvetleri için atom deposu,
23- İzmir’de NATO’nun Güneydoğu karargahı ve NATO’nun Kuzeydoğu karargahı
24- Çanakkale’de NATO erken uyarı istasyonu,
25- Lüleburgaz’da Amerikan kara kuvvetleri için atom deposu, NATO erken uyarı istasyonu.
26- Ankara Merkez’de NATO Kuzey Karargahı, NATO erken uyarı istasyonu, NATO role istasyonu, Amerikanlojistik grubu, Amerikan askeri misyonu.
27- Kütahya’da NATO role istasyonu,
28- Balıkesir’de Amerikan Hava Kuvvetleri için atom bombası deposu,
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İNCİRLİK MÜZE YAPILSIN!
incirlik_muze_yapilsin_02.jpg




İNCİRLİK MÜZE YAPILSIN!

ARAP SOYKIRIM MÜZESİ

91 Yılından Beri Amerikancılığın Türkiye’deki Terör Üssü Ve Yine 91 Yılından Beri Uygulanan Arap Soykırımının Koordinasyon Merkezi İncirlik Kapatılıp, Yerine Soykırım Müzesi Yapılsın!

Yüzyılın En Büyük Soykırımı Olan Ehli Sünnet Arap Soykırımı Bütün Delilleriyle Burda Sergilensin!
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Anadolu Haber Günlüğü Anketleri...

Türkiyenin Afganistanda 1758 tane Askeri bulunuyor.Bu Askerlerin ABD ve Nato işgali kapsamında Afganistan'da bulunmasını ve Obamanın Türkiyeden yeni Askerler isteyerek Katliama Türkiye'yi ortak etmesini onaylıyormusunuz?


Hayır
%85 | 515 Oy



Evet
%15 | 91 Oy
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD'den Türkiye raporu: Gizli değil ama hassas

images

15 Ağustos 2010
ABD Dışişleri Bakanlığı na bağlı Genel Teftiş Bürosu Türkiye deki Amerikan temsilciliklerinde incelemelerde bulunarak hem bu kurumlarla hem de genel olarak Türkiyeyle ilgili izlenimlerini 116 sayfalık bir raporda yayımladı
“Hassas ancak gizli değil” ibaresiyle yayımlanan raporda, “Türk hükümetinin, hem bölgesel hem de ülke içindeki meselelerde yeni bir hareketlilik sergilediği bir önemde Türkiye’deki Amerikan misyonları Türkiye ile ABD arasındaki karmaşık ve çok önemli ilişkileri iyi bir şekilde idare etmektedir” denildi.

İstanbul’daki Kürt nüfusu

Türkiye’deki eksen kayması tartışmalarının da yer aldığı raporda, “Temel soru, Türkiye’nin Batıdan uzaklaşıp uzaklaşmadığı ya da ne ölçüde uzaklaştığıdır. Türkiye yeni hareketliliğinin getirdiği mücadelelerle boğuşurken, Amerikan misyonları da bu soruyla boğuşuyor” ifadeleri yer aldı.

Raporun bir bölümünde ise “İstanbul’un, dünyanın en büyük Kürt nüfusunu barındıran şehri olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca, “İslami kuruluşların, uzun yıllar boyunca hakim konumda olan laik elit kitleye başarılı bir şekilde meydan okuduğu” vurgulandı ve “Bu meydan okumanın demokratikleştirici bir etkisi olsa da Türkiye demokratik yönetimin doğasını tam olarak tanımlayabilmiş değil” ifadesi kullanıldı.

Türk hükümetinin hem kendi sınırları içinde hem de dışında istikrar sağlamak için çalıştığı belirtilen raporda, bu yolda atılan adımların ABD’yi “bazen memnun ettiği, bazende etmediği” kaydedildi.

MİLLİYET
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD, Afgan savaşında Türk askeri istiyor...

images


16 Ağustos 2010
Afganistan'a takviye asker için müttefiklerden de katkı isteyen ABD Başkanı, Türkiye'nin kapısını YENİDEN çaldı.
ABD Başkanı Barack Obama Afganistan'da sekiz yıldır süren savaşı bitirme amacıyla 30 bin takviye Amerikan askerini içeren yeni stratejisi çerçevesinde müttefiklerden askeri katkı isterken, Türkiye'nin de kapısını çaldı.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, istedikleri asker sayısını Ankara'ya ilettiklerini, konunun Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 7 Aralık'taki Washington ziyaretinde de ele alınacağını belirtti. Türkiye muharip asker talebine direnirken, Jeffrey "Her asker muhariptir" yorumunu yaptı.

Obama'nın müttefiklere çağrısının ardından 'Ankara'dan ne isteniyor' sorusunun yanıtı aranırken, dün Jeffrey "Türkiye'den de ek katkı bekliyoruz. Bu katkı ekonomik, sivil ve askeri alanlarda olabilir" diyerek daha fazla asker istediklerini vurguladı. ABD elçisi, Obama'nın Beyaz Saray'da Erdoğan'la konuyu müzakere edeceğini, ikinci değerlendirmenin ay sonunda Washington'da Türkiye'yi Genelkurmay 2. Başkanı Aslan Güner'in temsil edeceği 'Türkiye-ABD Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantısı'nda yapılacağını aktardı. Yarın Brüksel'deki NATO toplantısında da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu talebi Amerikalı meslektaşı Hillary Clinton'dan dinleyecek.

"SAVAŞTAN KAÇINMAYIN"

Talep edilen asker sayısını telaffuz etmeyen Jeffrey, şunları söyledi: "Müttefiklerden beklediğimiz ek birlik, özellikle de halkın korunmasını sağlayıcı ek roller. Halkın korunması çok önemli bir misyon ve talebimizin ana unsuru bu. Belli rakamlar telaffuz ediyoruz, ama kamuoyuna açıklamadık. Görüşmelerde ele alınıyor. Her ülkenin kendine has durumu var."

ABD elçisi, istenilenin muharip güç olup olmadığı sorusunu şöyle cevapladı: "Afganistan'daki her asker muharip güç, çünkü hepsi silah taşımak zorunda ve Taliban saldırısına açık." Askerlerin görev tanımında esneklik istediklerini, çatışmaya girmeme gibi kısıtlamaların hafifletilmesini beklediklerini belirten Jeffrey, Türk birliklerinin bölgelerinde halkı koruduğunu ve bu misyonun gelişmesini istediklerini söyledi.

"Müttefiklerimizden mümkün en kısa sürede karar bekliyoruz. Her ülkenin kendi kurumlarıyla danışmalarda bulunması, para bulma, birlik eğitmeleri gerekeceğini anlıyoruz. Özel zaman dilimi yok, ama ne kadar erken olursa o kadar iyi. Çünkü mevcut durum sürdürülebilir değil" diye bastıran Jeffrey, asker talebinin iki ülke arasında potansiyel sorun kaynağı gibi görülmesini istemediklerini ve konunun 'ABD Türkiye'ye baskı yapıyor, Türkiye reddediyor' gibi algılanmasından rahatsızlık olduklarını belirtti.

MGK REDDETMİŞTİ

Türkiye'nin F-16'ların kullanımı ve istihbarat paylaşımında çok iyi düzeyde olduğunu söyleyen Jeffrey, Pakistan'dan Taliban ve Kaide'nin temizlenmesine çalışırken Türkiye ile işbirliği istediklerini ekledi.

Kendini Afgan güçlerinin eğitimi ve imara hasreden Türkiye, Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) Kabil Bölge Komutanlığı'nı tekrar üstlendiğinden asker sayısını 750'den 1750'ye çıkaracak, ama muharip güç göndermeye taraftar değil.

Türkiye'nin Afganistan'a asker gönderip göndermeyeceği, gönderilmesi durumunda bu askerlerin sıcak çatışmaya girip girmeyeceği konusu son olarak 20 Ekim'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında ele alınmıştı. Toplantı sonrası yayınlanan bildiride, Türkiye'nin Afganistan'ın istikrarına yönelik katkı ve girişimlerinin sürdürüleceği belirtilirken, TSK kuvvetlerinin bölgede terörle mücadele, uyuşturucu ile mücadele ve mayın temizleme görevlerinde kullanılmayacağı mesajı verilmişti.

ÇEKİLMEDEN ÖNCE YENİ İSTİLA

ABD Başkanı Barack Obama, üç aylık değerlendirmenin ardından, Afganistan'dan çıkma hedefiyle 30 bin asker takviyesini içeren yeni stratejisini ilan etti. Dün West Point Askeri Akademisi'nde "Başkomutanınız olarak 30 bin takviye askerin gönderilmesinin hayati ulusal çıkarımıza olduğuna karar verdim" diyen Obama, üç ana hedefi 'Kaide'nin güvenli barınağa erişmesini önleme', 'Taliban'ın sağladığı ivmeyi tersine çevirip Afgan hükümetini devirebilme kapasitesini önleme' ve 'güvenlik güçleriyle hükümetin güçlendirilmesi' olarak koydu.

Afganistan'da halihazırdaki 71 bin Amerikan askerini 100 binin üzerine çıkaracak Obama, takviyelerin gelecek haftalardan itibaren 2010'un ilk altı ayına kadar hızla konuşlanmasını ve 18 ay sonra askerlerin eve dönmeye başlamasını öngördü.

VİETNAM KIYASLAMASINA KIZDI

Vietnam kıyaslamasına "Karşılaştırma tarihin yanlış okunmasının bir sonucu" diye karşı çıkan Obama, 30 milyar dolarlık yeni stratejiye içerde kamuoyu ve Kongre'yi, dışarda müttefikleri ikna etmesi gerekiyor. Afganistan'da 849 askerini yitiren Amerikan halkının AfPak stratejisine desteği yüzde 35'e düştü.

Yarınki NATO toplantısında ABD'nin 5-7 bin asker istemesi bekleniyor. Obama'ya tam destek sağlayacağını söyleyen Fransa lideri Nicolas Sarkozy, 3 bin 750 Fransız askerine ilave için ocaktaki Afganistan konferansını bekleyecek. Britanya, 9 bin askere 500 ilave taahhüdünü yineledi. 4 bin 500 askeri olan Almanya, Afgan polisinin eğitimine katkı sözüyle yetindi. 2 bin 800 askeri olan İtalya takviyeyi anmadı.

Taliban sözcüsü Kari Yusuf Ahmedi, "Obama utanç verici stratejisiyle ülkeyi kontrol etme ümidini gerçekleştiremeyecek. Takviye sadece direnişi güçlendirir. Ruslar gibi Amerikalılar da çekilmek zorunda kalacak. Obama ölen birçok askerin tabutunu görecek" açıklamasını yaptı.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İncirlik'te Sarhoş ABD Askerine Herşey Serbest
10 Aralk 2010
Bazılarına 'biz bu kadar şerefsizmiyiz dedirtecek' kadar önem arzeden bir rezalet tablosu ve bugüne kadar aynı şart ve koşullarda muhafaza edilen veyahut korunan bir mekan İNCİRLİK.Müslüman Türk tarihinin belkide en utanç verici dönemi olan ve 1948'den günümüze uzayan bir tiksinti tablosu; İNCİRLİK...

ABD'nin ülkemizde ve bölgemizde ki en büyük askeri işgal üssü olan İncirlik,bugünlerde hiçte yabancısı olmadığımız bir hadise ile yeniden gündeme geldi.Bir sarhoş Amerikalı subayın eğlence dönüşü bindiği lüks arabası ile İncirlikte devriye gezen iki polis memuruna çarpıp yaralaması ve ardından Amerikalı asker William Theodis'in , kaçarak Tanker Üs Komutanlığına sığınması şeklinde verilen bu haber,bizlere vatan topraklarımıza girdiği günden beri işlediği adi suçları özellikle gizlenen bu işgal üs'sünün rezaletlerini tekrar hatırlattı.(haberin ayrıntısı:Sarhoş ABD Askeri Kaza Yaptı yine Serbest Kaldı! - Anadolu Haber Günlüğü-Anti Emperyalist)


051220102035160027412_3.jpg
Haberin ayrıntıları ise oldukça ilginç:Kazanın ardından hiç durmadan yoluna devam eden araç sürücüsü William Theodis 1 kilometre uzaklıktaki 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’na sığındı. Nizamiye yakınında park edilen araç, bölgede görevli asayiş ekibi tarafından tespit edildi. Bir süre sonra William Theodis, polis ve üs görevlileri tarafından muhafaza altına alındı.
Bir ülke düşünün ki,kendi emniyetini sağlayan polisleri araba altına alıp ezen ve sonrada hiç bir şey olmamış gibi kaçan sarhoş bir Amerikalıyı korumak için yine o polisleri kullanıp harekete geçiyor,ve onunlada yetinmeyip bu Amerikalı asker elleri kelepçeli getirildiği Cumhuriyet Savcılığınca serbest bırakılarak yine o işgal üssü İNCİRLİK'e hiç bir şey olmamış gibi geri gidiyor.Böyle bir hadisenin tersinden yaşandığını düşünecek olursak,Bir polis memuru veya normal bir vatandaş o ABD üssünde çalışan işgalci bir ABD askerini ezip kaçsa nasıl bir cezaya çarptırılırdı?

Daha önceden yaptığımız araştırmalarda edindiğimiz bilgiler bizlere bu soruya verecek bir yığın cevabımız olduğunu göstermektedir.Kaldı ki , emperyalist sömürü ve alçaklığın bir numaralı sembol mekanı olan İNCİRLİK'te bir Türk Subay ve Karısının yere yatırılarak ellerini kelepçeleyen namussuzluğu bile içine sindiren bir adalet ve hukuk anlayışının bu hadise karşısında takındığı tavır Türkiye için resmen yüzkarasıdır.

ABD askerine adam öldürmek bile serbest !
Bu hadise'de biri başından diğeri bacağından olmak üzere iki polis memuru sarhoş bir ABD conisi tarafından ezilerek yaralanmış ve ağır yaralı olan bir polis hala hastanede bulunmaktadır.Bu Polis memuru'nun ne olacağı veya durumunun nasıl olduğunu bilemiyoruz.Ancak geçtiğimiz yıllarda aynen bu hadise gibi ABD üssünde görevli Yüzbaşı Sean R. Lovest, alkol ve aşırı hız nedeniyle kontrolünü kaybetmiş, orta refüjü aşıp diğer yola girince karşı yönden gelen Turgay Köksal'ın kullandığı otomobille çarpışmıştı. Köksal'ın yanında bulunan 31 yaşındaki Hasan Yetiş ağır yaralanmış, Adana Devlet Hastanesi'ne götürülmesine rağmen kurtarılamamıştı.
Eğlenceden dönerken kullandığı araba ile bir vatandaşımızı öldüren bu ABD askeri, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre değil ABD'nin koyduğu anlaşma maddelerine göre yargılandı. Peki ABD ne gibi bir cezai işlem uyguluyor diye soracak olursak,bu ise tamamen bir komedi örneği teşkil etmekte.Daha önceki pek çok örnekte olduğu gibi en büyük cezanın ABD'ye geri yollanmak olduğu ve yahut kazayı gerçekleştiren askerin araba kullanması yetkililerce yasaklanıyormuş!

incirlik.gif
İncirlik resmen ABD'nin Toprağı

İncirlik'te görev yapan ABD askerleri, Irak işgalinin ardından artan güvenlik uygulamalarını gerekçe göstererek üsse giriş çıkışlarda Türk personel için,yüzde 100 kontrol uygulaması yapıyor. Üsse giren bütün araçlar,özellikle de Türklere ait olanlar didik didik aranıyor. Anlaşma gereği Türkiye'ye ait olan üsteki bu uygulamanın sivillerle sınırlı kalmadığı, Türk askerleri için de geçerli olduğu söyleniyor. Bir Türk binbaşının iki yıl önce eşiyle birlikte yere yatırılıp kelepçelenmesi ve köpeklere aratıldığının ortaya çıkmasının ardından geçen yıl da başka bir Türk astsubayın yüksek ateşli bebeğiyle birlikte üsse dönerken otomobilinden indirildiği ve köpeklere arattırıldığı ortaya çıkmıştı.Binbaşı olayın üstüne gidilmemesine tepki göstererek Hava Kuvvetleri'nden istifa etmiş, eşi ise dava açmak istemiş, binbaşının üstlerinin telkiniyle davadan vazgeçmişti.
Bizzat anlaşmalar ve Türkiye'nin verdiği izinler ile adeta ABD tarafından işgal edilmiş bir toprak görünümünde olan bu üs kesinlikle Türkiye'nin tarihi ve stratejik perspektifleri ile uyuşmamaktadır.Bu üs'sün bir ABD toprağı gibi kullanıldığı ve bugüne kadar bir çok suç işlemesine rağmen içerisinde bulunan ABD askerlerinin cezalandırılamadığını hepimiz biliyoruz.
Aslında bu hadise bir ülkenin egemeliği ile paralel seyreden ve belkide sadece egemeliğini ilgilendiren en önemli unsurların başında yer almaktadır.Ülkemizde ise egemenlik kavramının kayıtsız şartsız milletin elinde olduğu yalanı devamlı yetkililerce dillendirilsede,bunu dillendirenlerin maalesef ABD hegomanyasının bir numaralı sembolü İNCİRLİK'te işlenen suçları görmediği,göstermediği bir gariplikler ülkesinde yaşıyoruz..
Dünya'da ABD Pislikleri
ABD'nin İkinci Dünya Savaşı?nın sonundan 1972 yılına kadar elinde tuttuğu Japonya?nın Okinava adasında Japonya'daki ABD askeri varlığının yaklaşık yarısı bulunuyor. Buradaki ABD askerlerinin karıştıkları suçlar sık sık gündeme geliyor. 1972-2001 arasında ABD personelinin 5006 suçtan sorumlu tutulduğu ve bu suçların içinde ön sıraları tecavüz ve cinsel tacizin aldığı belirtiliyor.
ABD askerleri Güney Kore'de çok yüksek sayıda suç işlemiş durumdalar. ABD askerlerinin ülkeden çıkarılması için düzenlenen kampanyalarda 1967 ile 2002 arasında bu askerlerin 52 bin suça bulaşmış oldukları belirtiliyor. Bunların içinde cinayet ve tecavüz ilk sıraları alıyor.Aynen Türkiyede ki gibi cezai işlem uygulanmamasına halk büyük protestolarla tepki verince ABD askerine cezai işlem uygulanıyor.
ABD askerleri Kırgızistan'da da ölüme sebebiyet veriyor. 2001 yılında Afganistan?a saldırı döneminde Manas havaalanında kurulan ABD askeri üssü en başından itibaren Kırgız halkının tepkisini çekiyor. Bu tepkiler geçtiğimiz yılın sonlarında bir ABD askerinin bir kamyon şoförünü ateş açarak vurup öldürmesiyle doruğa çıkarken, bu tarihten itibaren üssün kapatılması için büyük protestolar yapılıyor. ABD ise katil askeri Kırgız yetkililere vermeyerek ABD'ye kaçırıyor.
Türkiye'de Gizlenen Suçlar!
Amerikan askerleri tecavüz, adam öldürme, Tük bayrağına hakaret dahil olmak üzere Türkiye'de sayısız suç işlemelerine rağmen kesinlikle ceza almadılar. Çünkü Amerikalı askerler 1948'li yıllarda gelmeye başladıkları Türkiye'de karşılıklı yapılan anlaşmalara göre görev başındaydı ve müdahale edilemez ABD yasalarına göre yargılanabilirlerdi.Bunun içinde ABD'li askerlerin suçları yıllarca gizli tutulmuş , gizlenemeyen birkaç rezaleti ise aşağıda sizlere sunuyoruz.
Türkiye'deki Amerikan Dehşetinin Kısaltılmış Kronolojisi
28.06.1955. Bir Amerikalı Hilton Oteli asansöründe görevli kıza tecavüz etmeye kalkıştı. Kızın bağırması üzerine yetişenler kızı kurtardı.
18.03.1959. Bill adındaki bir Amerikalı 15 yaşındaki bir kıza tecavüz etti. 6.05.1964. Tuslog'da görevli bir Amerikalı yüzbaşı ve çavuş Türk bayrağına hakaret etti.
11.05.1964. Bayrağı yırtan bir Amerikalı Wilburd Martin “Bütün Türkler …. Çocuğudur” diyerek hakaret etti.
13.06.1964. Bir Amerikalı asker Türk kadınına cebren tecavüz etti.
24.06.1964. Adana'da John adındaki bir Amerikalı çavuş mahalle bekçisini vurdu. Bekçi Resul ağır yaralı.
28.11.1964. Bir Amerikalı çavuş zorla bir kızın evine girmek istedi. Mahalle halkı kızın bağırması üzerine olaya engel oldu. Kız sinir krizleri geçirdi.
6.12.1964. Ankara. Amerikalı çavuş Veysel adındaki Türkü arabasıyla ezdi.
20.04.1966. Ankara'da çavuş Glen bütün mahallenin gözü önünde bir bayanın kapısına dayandı ve kırmak istedi vatandaşlar olaya engel oldu.
16.05.1966. Büyükadada otuz Amerikan askeri içki içtikten sonra etrafa saldırdı, vatandaşları dövdü, sarhoş Amerikan askerlerine polis müdahale edemedi.
6.08.1966 Çavuş Keith Esentepe'de Mediha isimli bir kadını ezerek ölümüne sebebiyet verdi.
Bütün bunlar bizlere sadece bir gerçeği hatılatıyor.İncirlik ABD'nin Anadolu'da yer alan en büyük terör ve işgal üssü'dür.Derhal ve koşulsuz kapatılarak,işgalci ABD askerlerinin işlediği bütün suçların hesabı sorulmalıdır.Kısacası milletin bağımsızlığına,namus ve şerefine musallat olmuş bu şer yapılanma topraklarımızdan çıkarılmalıdır.
incirlikmarastai3.jpg

 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kimsenin aklına gelmeyecek karşı adım'' bu mu?
ERMENİ TASARISI GEÇERSE İNCİRLİK KAPATILIRMI...
images


Amerika, Ermeni soykırımı tasarısını bir koz olarak Türkiye'ye karşı kullanmayı sürdürüyor. ABD'nin 1915 yılı Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanımasını isteyen tasarı, çalışmalarını akşam geç saatlere kadar sürdüren Temsilciler Meclisi'nde gündeme gelmedi.


Ancak bugün de toplanacak Meclis'te, tasarının hala gündeme gelme ihtimali bulunuyor.

Türkiye'de diplomasi ayakta: Gelecek mi gelmeyecek mi? Gelmemesi için yoğun bir çaba sarf ediliyor. Peki bu hep böyle mi olacak?

Türkiye'nin bu kozu kökten bertaraf edecek kozu yok mu elinde?

KİMSENİN AKLINA GELMEYECEK KARŞI ADIM!
Bu anlamda bir soruya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun cevabı şöyle oldu: “Halen, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın da dahil olduğu devlette sadece 4-5 ismin üzerinde çalıştığı ve kimsenin aklına bile gelmeyecek bir karşı adımlar çalışması yürütüyoruz. Bunları şimdi açıklayamam fakat açıklanınca ülkemizin tepkisinin ne olacağı görülür.”
Kimsenin aklına gelmeyecek karşı adım ne olabilir?
Yoksa burada ima edilen, halkın yıllardır talep ettiği “İncirlik Hava Üssü konusunda siyasi tasarrufta bulunulması” mı?

İNCİRLİK'TEN BAŞKA NE OLABİLİR?
Milliyet'ten Semih İdiz de bugün “ABD'ye misilleme İncirlik'ten başka ne olabilir?” diye yazdı:
Hürriyet'ten Metehan Demir'e konuşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ermeni soykırımı tasarısının ABD Temsilciler Meclisi'nden geçmesi halinde Türkiye'nin tepkisinin sert olacağını çağrıştıran ifadeler kullanarak, şöyle konuşmuş:

“Halen, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın da dahil olduğu devlette sadece 4-5 ismin üzerinde çalıştığı ve kimsenin aklına bile gelmeyecek bir karşı adımlar çalışması yürütüyoruz. Bunları şimdi açıklayamam fakat açıklanınca ülkemizin tepkisinin ne olacağı görülür.”

Bu sözlerin yayımlanmasının ardından Ankara'daki ABD Büyükelçiliği'nden Washington'a “acil” kodlu bir kriptonun uçtuğunu tahmin etmek güç değil. Soykırım tasarısının geçmesi halinde, Ankara'nın “kimsenin aklına gelmeyecek karşı adımlarının” ne olabileceğini merak edenler kuşkusuz sadece Amerikalılar da değil.

Davutoğlu'nun Batı genelinde olduğu gibi, Ortadoğu'da da dikkat çekecek olan bu sözleri üzerine biraz beyin jimnastiği yaparsak, Ankara'nın ABD'ye karşı misilleme olarak atabileceği adımlar hakkında şunlar söylenebilir.

Her şeyden önce, tasarının geçmesi halinde Washington Büyükelçimiz Namık Tan'ın protesto olarak Ankara'ya çağrılması beklenebilir.

Ancak, Tan'ın geri çağrılmasının “kimsenin aklına gelmeyecek” bir yanı yok.

Tasarının geçmesi halinde bu adımın tek başına, ABD'ye zaten şiddetle karşı olan ve galeyana kapılacak olan Türk kamuoyunu kesmeyeceği ortada. Özetle, Türkiye'nin “karşı adımları” kamuoyunun da anlayacağı şekilde ABD'yi “acıtmazsa” Davutoğlu'nun sözleriyle yarattığı beklenti havada kalacaktır.

Davutoğlu'nun misilleme olarak hangi adımları kastettiğini bilmemiz mümkün değil tabii.

Fakat Türk kamuoyunun “aklına anında gelecek olan şey” hükümetin İncirlik Hava Üssü konusunda siyasi bir tasarrufta bulunması olacaktır. Bu çerçevede de Amerika'nın İncirlik'ten çıkarılması için kamuoyu baskısı artacaktır. Muhalefet de konuyu gündemde tutacaktır.

Öte yandan, ABD'ye karşı misilleme, “beklenmedik” ancak sokaktaki insanlar açısından yine de kolay anlaşılmayan “nüanslı” bazı diplomatik adımlar içerecekse, bunların kamuoyunu tatmin etmeyeceğini herhalde Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan da biliyordur.

Peki, İsrail'e sağladığı kör destek nedeniyle ABD'ye ne kadar antipati duyarsa duysun, AKP iktidarı İncirlik konusunda ileri adımlar atabilecek durumda mı? Başka bir ifadeyle, yarım asırlık Türk-Amerikan askeri anlaşmalarını feshedip -veya tek taraflı olarak revize ederek- Washington'dan İncirlik'i boşaltmasını isteyebilecek güce sahip mi?

İncirlik'te taktik nükleer füzelerin stoklandığı artık Wikileaks sayesinde doğrulandığına göre, hükümet işin bu boyutundan kaynaklanan sorunları da göz ardı edebilecek durumda mı? Dahası, NATO ile ilişkilerimizin de bu gelişmelerden olumsuz anlamda etkileneceği gerçeğini bir kenara itebilir mi?
Soykırım tasarısının geçmesi halinde Türkiye'nin ABD'ye karşı tepkisiz kalması mümkün değil tabii.

Ancak yukarıda sorduğumuz sorulara kolay yanıt verecek durumda da değiliz. Hükümet aksini söylese de, Batı ile ilişkilerimizin zayıflıyor olduğuna dair emarelerin artması bu soruların yanıtını daha da zorlaştırıyor.
Bu yazının yazıldığı saatlerde Ermeni soykırımı tasarısının ABD Temsilciler Meclisi'nde gündeme alınması olasılığı vardı. Ancak tasarının gündeme alınmaması olasılığı da vardı. Bu yazıyı okuduğunuz sıralarda bu meselenin biraz daha netleşmiş olması gerekiyor.

Biz şahsen düne kadar tasarının geçmeyeceği inancındaydık. İki ülkenin uzun vadeli çıkarları açısından da en iyi sonuç bu olacaktır. Fakat tasarının konjonktürel nedenlerle geçmesi halinde, bu sadece ABD ile değil, Batı ile ilişkilerimizde de ciddi sorunlar yaratacaktır.

Batı'dan ve özellikle de ABD'den nefret eden çevrelerimiz açısından bu mutlu bir sonuç olacaktır. Ancak bunun Türkiye'nin uzun vadeli çıkarları açısından iyi mi, yoksa kötü mü olacağı ciddi şekilde tartışılmalıdır.

HABERVAKTİM.COM
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Afganistan'ı TSK'ya bırakıp kaçıyorlar
Murad Salih
19.12.2010

5485.jpg


Fransa Savunma Bakanı Hervé Morin ve Obama'dan Sonra Merkel de Afganistan'dan çekileceklerini açıkladı .

Afganistan'a sürpriz bir ziyaret yaparak Kunduz çevresinde görevli Alman askerlerini teftiş eden Almanya Başbakanı Angela Merkel, şartlar uygun olduğu takdirde 2011 ya da 2012 yılında Alman askerlerini bu ülkeden çekmeye başlayacaklarını söyledi.

Ankara'dan tık yok..

İSAF'taki asker sayısını iki katına çıkaran...

Komuta süresi dolduğu halde, bu riskli ve işi hiçbir uyanık Batılı devlet üstlenmediği için, bir yıl daha bu pis işi üstlenmek zorunda kaldığı halde niçin gıkını çıkaramıyor...

Sadece hükümet mi?

Her iç politika meselesine görev ve yetki tecavüzü yaparak salça olan Genel Kurmay, Afganistan'da içine çekildiği ölümcül tuzak konusunda tek kelime etmiyor...

Etmiyor mu?

Edemiyor mu?

O da ayrı muamma...

Hem Hükümet, hem Genel Kurmay niçin susuyor...

"Trafik kazası" olarak açıklanan bir olayda o zaman orada bulunan Alayımızın komutanını kaybetmiştik...

Yanında bir albay ve bir yarbayın da ağır yaralı oldukları açıklanmıştı...

Bu subaylarımızın akıbetine dair bugüne kadar hiçbir açıklama yapılmadı...

Bir helikopterimizin vurulduğunu yabancı ajanslardan öğrendik...

İçindeki askerlerimize ne olduğuna dair herhangi bir açılama gelmedi...

Oradaki alayımız şimdi tugaya dönüştü...

Afganistan'dan her gün işgalci haçlı güçlerinin onlarca ölü ve yaralı verdikleri haberleri geliyor?

Ya Mehmetçikler?

Hiç mi kayıp vermiyorlar?

Veriyorlarsa bu niçin açıklanmıyor?

Onlar bizim evlâtlarımız...

Evlâtlarımızın oradaki hallerinden haberdar olmak istiyoruz...

Gerçek bilgilerle bilgilendirilmek istiyoruz...

Oraya niçin gittiğimiz açıklanmadı...

Millî mücadelede bize destek vermiş bir halkın ülkesi haçlı orduları tarafından işgal edilip tarumar edilirken; TSK'nın orada haçlıların yanında durması, onlara destek olması bizim ve Afgan halkının tarihî, manevî ve kültürel dokusuna/yapısına ve bizim millî menfaatlerimize uygun mu?

İşgalci haçlı güçleri oradan sessiz sedasız sıvışma hazırlıkları yaparken...

Amkara kış uykusna mı yattı?..

Bu derin uykulardan Ankara'yı ne uyandırır?

Kaç askerimizin daha orada pisi pisine ölümü gerekiyor?

Ankara'nın bu gaflet uykusundan uyanması için...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İncirlik yol geçen hanı!



WikiLeaks'te yayınlanan belgeler 2002-06 yılları arasında CIA gizli uçaklarının Türkiye üzerinden 24 uçuş yaptığını doğrulamıştı.

ABD, 2003 yılında da Saddam'ın subaylarını İncirlik üzerinden yurtdışına kaçırmıştı. WIKILEAKS belgelerinde yer alan, Amerikan istihbarat örgütü CIA'nin, terör zanlılarının 2002-2006 arasında İncirlik Üssü üzerinden uçakla taşıması sürecinden daha önce Türkiye'nin, kritik operasyonlar için de ABD'ye özel bazı izinler verdiği ortaya çıktı.

Saddam yönetiminin çökertilmesi amacı ile CIA, önceden Amerika'da yeni bir hayat vadettiği 320 üst düzeyde Irak Cumhuriyet Muhafızı subay ve ailesini, 2003 Mart'ındaki Irak savaşı öncesinde Irak sınırından geçirip Türk toprakları üzerinden sivil otobüslerle İncirlik Üssü'ne getirdi. Oradan da uçaklarla halen yaşamlarını sürdürdükleri ABD'ye sevketti.

Normal yolcu otobüsü gibi
Döneme tanıklık eden görevlilerin verdiği bilgiye göre, Kuzey Irak'tan Adana'daki İncirlik Üssü'ne otobüslerle geliş 11 Ocak'tan başlayarak Mart'taki savaşın başlangıcına dek sürdü. Ayrıca, o dönemde sadece CIA değil diğer Amerikan askeri istihbarat birimlerinden yüzlerce görevli de yine İncirlik üzerinden takma isimlerle ve sivil kıyafetlerle ‘saha çalışmasına' başlamak üzere Irak'a geçti. Geçişlerde hafif silahlar da taşındı.

Bir Türk diplomatına göre, Washington, her ne kadar Ankara'ya, 1 Mart 2003'de ABD askerlerinin Kuzey Irak'a geçişine izin vermediği ve Irak'ı kuzeyden kuşatma imkanını engellediği yönünde eleştiride bulunsa da, hava sahasını kullanılarak füze atışları dahil perde arkasında verilen bu tür desteklerin ABD yönetimi çok iyi farkındaydı. O nedenle eleştirel ses zamanla azaldı.
Hürriyet
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Irak İncirlik'ten Bombalandı!



20 yıl önce bugün, ABD Irak'a ilk bombayı atarak I. Körfez Savaşı!nı başlattı. Tüm dünyanın gözü önünde beş hafta süren katliam ve yıkım, Irak!ın ve bölgenin tarihini değiştirdi.

ABD’nin Irak’a yönelik Birinci Körfez Müdahalesi 20 yaşında. Irak’ın ve bölgenin kaderini değiştiren müdahale, Irak’ta doğrudan ve dolaylı büyük boyutlarda yıkıma neden olurken, ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik sonraki müdahalelerine de zemin hazırladı.

Körfez Savaşı esnasında cumhurbaşkanı olan Turgut Özal, savaşta Amerika'nın öncülüğünde bir araya gelen ittifak kuvvetlerine verdiği lojistik desteği haklı çıkarmak amacıyla: "Bir koyup üç alacağız" demişti. Ama Türkiye, üçün birini aldı.. İddia edildiği gibi bir koyup üç almış olsaydı bile insanların kanları ve canları üzerine yapılan pazarlığı insani ve islami değerlere göre izah etmek mümkün değildir.

O GÜNLERDE MİLLİYET GAZETE'si aşağıda ki manşeti atmıştı...IRAK TÜRKİYE'DEN BOMBALANDI!

Türkiye yönetimi resmi açıklamasında Amerika'nın İncirlik üssünü kullanma yönünde herhangi bir talebinin olmadığını ileri sürdü. Ancak başta İncirlik belediye başkanı olmak üzere olayları yakından takip edenler İncirlik üssünden uçakların kalkıp indiğini ve bunların muhtemelen Irak'a karşı bomba yağdırdığını dillendiriyordu...


“…Amerika’nın hem siyasî ve hem de askerî sahada cakası bozuldu!..”

Bu sözleri dillendiren kişi 13 yıldır cezaevinde bulunan Mütefekkir Salih Mirzabeyoğluydu...
Salih Mirzabeyoğlu Saddam Hüseyin'in yenilmesi ve Irak'ın mağlup ilan edilmesine karşı adeta zil takıp oynayan bazı islami ! ve batıcı kesimlerede aşağıda ki söyledikleri ile adeta ders veriyordu.

IRAK Amerikaya Kafa Tutulabileceğini Göstermiştir.
“Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Amerika’nın dünyada tek süper
güç olarak kaldığı ve dünyanın patronu olduğu masalı, bu savaşta çökmüştür; ve savaşın neticesine bakmaksızın söyleyeyim ki, Irak bilerek veya bilmeyerek üçüncü dünya ülkelerine iyi bir örnek ve moral vermiştir…Kafa tutulabileceğini ve Amerika’nın istediği yere elini kolunu sallaya sallaya girip istediğini yaptıramayacağını göstermiştir…Yâni, Irak’ın ödediği bedel ne olursa olsun Amerika mağlubiyetten beter bir zafer kazanmıştır.”

168134_148155585238969_100001335845096_258041_6128092_n.jpg


ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt