mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 53
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com
Terör Örgütü NATO bölgemizden Defol!
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
[/FONT]
22 Şubat 2010
Çeşitli kitle örgütlerinin pazar günü katıldığı eylemde ABD ve NATO'nun Afganistan'daki saldırıları kınanarak, NATO'nun işgal gücü olduğu belirtildi
Sağanak yağış altında bulunulmasına rağmen önemli bir katılımın gerçekleştiği basın açıklaması Ankara Atatürk Bulvarı Üzerindeki ABD Büyükelçiliği önünde gerçekleştirildi. Platform adına basın açıklamasını okuyan Bülent Uğur Koca şunları söyledi:
"Biz direnen mazlum Afgan halkının yanındayız. Çünkü biz de şimdi yaşadığımız ideolojik işgal öncesinde askeri işgal gördük, bizim ülkemiz de emperyalist güçlerin kirli postallarına şahit oldu. Ve o gün Afgan halkı bize dua ve yardımlarını esirgemedi. Biz Afgan direnişini destekliyoruz; çünkü bu direniş; çıkarları için insanların hayatlarını cehenneme çevirmekten çekinmeyen, kapitalist patronlara karşı yapılmaktadır. Çünkü bu direniş birilerinin dünyayı paylaşma heveslerini kursaklarına tıkamaktadır. Ve ayrıca Afgan direnişini desteklemek daha önce onların yardımını almış olan bu ülkenin tüm insanlarının vefa borcudur."
"Ülke çıkarları ve günü birlik menfaatler uğruna, insanlığın katledilmesine, onursuzluğun egemen kılınmasına seyirci kalınabilir mi? Bugün Afganistan'da kadınların, çocukların, masum sivillerin ve ülkelerini işgale karşı savunan insanların katledilmesine ortak olmak suçunun sorumluları, yarın hesap gününde ülke çıkarlarını ve stratejik dengeleri gözettiklerini belirterek yahut "biz muharip güç değildik yalnızca katliamı yapanlara lojistik destek sağlıyorduk" diyerek kurtulacaklarını mı sanmaktadırlar? Dün Rus işgaline karşı direnen Afgan yiğitlerine "mücahid" diyerek methiyeler yağdıranlar, işgalcinin adı ABD ve NATO olarak değişince neden mücahidlere "terörist" deme ihtiyacı hissetmişler ve ortaklarının teröründe işbirliği yapmak için sıraya girmişlerdir? Bu çifte standardı hangi vicdan kabullenebilir? Bugün aklıselim sahibi herkes şunu bilmektedir ki; Nato'ya dâhil olmak, mazlum halkların kanına elini bulaştırmak, emperyalist ABD'ye ve onun çıkarlarına hizmet etmektir. Çanakkale'de İngiltere'nin yanında müslümanlara karşı savaşmaya gelen Yeni Zelandalı askerler ne kadar hürse, Kore için, Afganistan için, Somali için daha doğrusu emperyalistlerin iğrenç çıkarları için cephelere sürüklenen askerler de o kadar hürdür. Bugün ne yazık ki bizler, uluslar arası konjonktür müsaade ettiğinde belirli adımları atabilen iktidarların yönetiminde, emperyalistlerin müsaade ettiği kadar kendimizi hür ve bağımsız hissediyoruz. Ne yazık ki bizler, darbecilerin de, onlara karşı demokrasi mücadelesi verdiğini zannedenlerin de, ABD'nin müsaade ettiği ölçüde emellerini gerçekleştirebildikleri bir ülkenin insanlarıyız."
"Gelin! Bu vahşi işgal ve katliama seyirci kalmayalım. Gelin! ABD ve NATO katliamlarına karşı mazlum müslüman halkların yanında yer aldığımızı ortaya koyalım. Gelin! "mazlum bir halk yokedilirken ve milyonlarca masum aldatılırken ne yaptınız?" sorusuna cevap hazırlamaya çalışalım. Gelin! Hep birlikte Firavuni zorbalığa karşı, yalnız Hakka dayanarak onurlu bir ses yükseltelim. Ve unutmayalım ki; zalimlerin yanında aktif ya da pasif yer almak, Cehennemdeki mevkilerinizin katlarını değiştirmekten başka hiçbir işe yaramaz…"
"Katil NATO Bölgemizden Defol / Kahrolsun Emperyalist ABD / Kahrolsun İşgalci NATO / Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi / NATO Emperyal Tetikçi, Kapitalizme Bekçi / Kahrolsun İşbirlikçi Zalimler / İslami Direniş Onurumuzdur / Emperyalizm Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak / Zulme Karşı Direneceğiz / NATO İnsanlığın Düşmanı, İnsan Olan Karşı Durmalı / Mücahid Taliban, NATO Kaçacak Ondan / NATO İslam Düşmanı, Üstündür Direnişin İmanı /Türkiye Girdi NATO Safına, Eli Bulaştı Mazlumların Kanına / Türkiye Dönsün Büyük Hatadan, Çıksın Artık Katil NATO'dan / Hükümet NATO Yandaşı, Müslüman'a Zulümde ABD'nin Yoldaşı" gibi sloganların atıldığı, "Afgan İslami Direnişi Onurumuzdur", "Emperyalizmin başı ABD ve Terör Örgütü NATO Bölgemizden Defol", "Afganistan'daki Amerika-NATO İşgalini Protesto Ediyoruz" pankartlarının ve " Uluslar arası cinayet şebekesi Nato'ya hayır / İşgale Son Suç Ortaklığına Hayır / Afganistan Direnişi Onurumuzdur / Irak Filistin Afganistan Sırada Kim Var / NATO Afganistan'da İnsanlık Suçu İşliyor / Lütfen Bize Amerikan Gözlükleriyle Bakmayın (Afganlı Çocuklar) / ABD Teröristtir Afganlı Özgürlük Savaşçıları / Yanınızda Savaşmak İçin Can Atıyoruz dövizlerinin taşındığı basın açıklamasının ardından M. Pamak ve M. Emin Akın görüşlerini açıkladılar.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı Başkanı Mehmet Pamak şunları söyledi:
"NATO, Amerika ve Batının Emperyalist çıkarları uğrunda başka ülkelerin askerlerini de kullanarak, Emperyalizmin emrinde bir katliam aracı, bir zulüm kırbacı, bir terör ordusu olarak oluşturuldu. Yaklaşık 60 yıldır, Türkiye'de ki darbecilerin, Ergenekon terör örgütü nevinden çetelerin arkasında da hep bu küresel terör örgütü yer aldı.
ABD VE NATO'NUN DÜŞMANI, İSLAM VE MÜSLÜMANLARDIR
NATO için düşman önce komünizmdi, ancak komünist blokun çöküşünü müteakip, gerçek teröristler olan NATO ve ABD, İslamı ve Müslümanları düşman ilan edip İslamı ve Müslümanları terörle suçlayıp saldırıya geçtiler. NATO bu yeni süreçte düşman rengini kırmızıdan yeşile döndürdü.
Artık herkes bilmektedir ki, bu katil emperyalistlerin "terörist"ten kastettikleri, işgal edip sömürülen ülkelerin, vahşi kapitalist küresel sistemin işgaline, sömürüsüne ve katliamlarına karşı direnen onurlu evlatlarıdır. Mazlum halklarını katliam ve tecavüzden, ülkelerini işgalden koruma mücadelesi veren, bağımsızlık ve özgürlük için direnen onurlu Müslümanlar terörist olmakla suçlanırken, işbirlikçiler, gerçek terörist emperyalist devletlerce övgü ile desteklenmekte, İslam'a ve Müslümanlara karşı kullanılmaktadırlar.
AKP HÜKÜMETİNİN TUTUMU
Bugün AKP hükümetinin, ABD ve NATO'nun Türkiye de oluşturduğu ve yıllardır desteklediği cuntalara ve Gladyo çetelerine karşı haklı bir mücadele sürdürülmekte, biz de asker, yargı, büyük sermaye ve medyadaki bu cunta-çete uzantılarına karşı atılan adımları, hukuk, adalet ve insan hakları eksenli çabaları, sistem içi bir özgürleşme gayreti ve görece bir olumluluk olarak değerlendirip destekliyoruz. Biz de yıllardır bu cuntacı ve darbeci bürokratlara karşı açık ve ilkeli itirazlar yükseltip tavır koyuyoruz ve bu mücadelemize de devam ediyoruz. Bugün sistem içi değişimin ve görece özgürleşme çabalarının öncülüğünü yapanların sustukları, çekindikleri, konuşamadıkları süreçlerde bile bu konudaki açık tavır ve eleştirilerimizi açık İslami kimlik ve ilkelerimiz çerçevesinde hep yapa geldik ve bunu İslami ve insani bir sorumluluk olarak gördük. Bu konudaki mücadele sorumluluğumuz, nasıl Filistin'deki işgale ve katliamlara sessiz kalmamıza neden olmuyorsa, aynı şekilde Afganistan'daki kardeşlerimize yönelik katliamlara da sessiz kalmamıza yol açmamalıdır.
Ancak, NATO ve Amerika'nın oluşturup yıllarca destekledikleri cunta ve çetelere karşı bizim de olumlu bulup desteklediğimiz çıkışlar gerçekleştiren AKP hükümeti, ABD yandaşlığını ve NATO işbirlikçiliğini en üst seviyede kendisi üstlenip sürdürme misyonunu üstlenmektedir. Bizim eleştirimiz, NATO'nun eski darbeci, Gladyocu işbirlikçilerinin tasfiye edilmeye çalışıldığı bu süreçte, "eski işbirlikçilere nazaran biz sizin çıkarlarınızı daha iyi koruruz" dercesine çabalar göstererek, batı ve NATO işbirlikçiliğinin daha özgürlükçü versiyonu olmayı üstlenmelerinedir.
Gazze'ye terörist İsrail'in saldırısına, bizim de takdir ettiğimiz haklı vicdani bir tutumla 'one minute' çıkışıyla tepki gösterenler, Irak ve Afganistan da çok daha fazla sayıda masum sivil halk katledildiği ve halen bu katliamlara devam edildiği halde tek bir eleştiri ve tepki göstermedikleri gibi, tam tersine katil işgalci NATO ordusuna asker veriyorlar, komutayı üstleniyorlar. Üstelik, "Rabbim Allah'tır" dedikleri için yok edilmek, ülkelerinden çıkarılmak istenen ve kendi ülkelerinde insanca, Müslüman'ca yaşamak için bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren mazlum halkın çocuklarını terörist olarak damgalamaktan utanmıyorlar.
AFGANİSTAN İŞGAL ALTINDA ve KATLİAMA MUHATAP DEĞİL Mİ?
İşgalci terör devleti İsrail'in Gazze saldırısında 1400 masum insanı katletmesine gösterilen haklı ve vicdanlı tepki neden daha çok sayıda masum insanın katledildiği Afgan halkı için gösterilmiyor? Yoksa Afganlılar mazlum halk değil mi? Afganistan işgal edilmiş değil mi? Misket bombaları, papatya biçenler ve fosfor bombası misali kitle imha silahları Afganistan'da da düştüğü her yeri ve tüm canlıları yakıp yıkmıyor, vahşi katliamlar yapmıyor mu? On binlerce sivil masum halk ve binlerce bağımsızlık mücadelesi veren İslami direnişçi, işgal güçleri tarafından kendi topraklarında, haksız yere ve alçakça katledilmiyor mu? Gazze katliamına ve İsrail'e haklı ve vicdanlı tepkiler gösterip, ABD ve NATO'nun Afganistan ve Irak'taki katliamlarına susukun kalmak, hatta desteklemek, üstelik mazlum halkın onurlu direnişçilerini "terörist" olarak nitelemek büyük tutarsızlık, çirkin bir çelişki ve çifte standart değil mi?
Gerek Pakistan'a yapılan ziyaretlerde, gerek işbirlikçi Afgan ve Pakistan liderleri Karzai ve Zerdari ile Türkiye'de bir araya gelerek, gerekse İstanbul NATO toplantılarında emperyalist devletlerle buluşarak, ittifak halinde "teröre karşı mücadeleyi" sürdüreceklerini açıklıyorlar.
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]
22 Şubat 2010
Çeşitli kitle örgütlerinin pazar günü katıldığı eylemde ABD ve NATO'nun Afganistan'daki saldırıları kınanarak, NATO'nun işgal gücü olduğu belirtildi
Sağanak yağış altında bulunulmasına rağmen önemli bir katılımın gerçekleştiği basın açıklaması Ankara Atatürk Bulvarı Üzerindeki ABD Büyükelçiliği önünde gerçekleştirildi. Platform adına basın açıklamasını okuyan Bülent Uğur Koca şunları söyledi:
"Biz direnen mazlum Afgan halkının yanındayız. Çünkü biz de şimdi yaşadığımız ideolojik işgal öncesinde askeri işgal gördük, bizim ülkemiz de emperyalist güçlerin kirli postallarına şahit oldu. Ve o gün Afgan halkı bize dua ve yardımlarını esirgemedi. Biz Afgan direnişini destekliyoruz; çünkü bu direniş; çıkarları için insanların hayatlarını cehenneme çevirmekten çekinmeyen, kapitalist patronlara karşı yapılmaktadır. Çünkü bu direniş birilerinin dünyayı paylaşma heveslerini kursaklarına tıkamaktadır. Ve ayrıca Afgan direnişini desteklemek daha önce onların yardımını almış olan bu ülkenin tüm insanlarının vefa borcudur."
"Ülke çıkarları ve günü birlik menfaatler uğruna, insanlığın katledilmesine, onursuzluğun egemen kılınmasına seyirci kalınabilir mi? Bugün Afganistan'da kadınların, çocukların, masum sivillerin ve ülkelerini işgale karşı savunan insanların katledilmesine ortak olmak suçunun sorumluları, yarın hesap gününde ülke çıkarlarını ve stratejik dengeleri gözettiklerini belirterek yahut "biz muharip güç değildik yalnızca katliamı yapanlara lojistik destek sağlıyorduk" diyerek kurtulacaklarını mı sanmaktadırlar? Dün Rus işgaline karşı direnen Afgan yiğitlerine "mücahid" diyerek methiyeler yağdıranlar, işgalcinin adı ABD ve NATO olarak değişince neden mücahidlere "terörist" deme ihtiyacı hissetmişler ve ortaklarının teröründe işbirliği yapmak için sıraya girmişlerdir? Bu çifte standardı hangi vicdan kabullenebilir? Bugün aklıselim sahibi herkes şunu bilmektedir ki; Nato'ya dâhil olmak, mazlum halkların kanına elini bulaştırmak, emperyalist ABD'ye ve onun çıkarlarına hizmet etmektir. Çanakkale'de İngiltere'nin yanında müslümanlara karşı savaşmaya gelen Yeni Zelandalı askerler ne kadar hürse, Kore için, Afganistan için, Somali için daha doğrusu emperyalistlerin iğrenç çıkarları için cephelere sürüklenen askerler de o kadar hürdür. Bugün ne yazık ki bizler, uluslar arası konjonktür müsaade ettiğinde belirli adımları atabilen iktidarların yönetiminde, emperyalistlerin müsaade ettiği kadar kendimizi hür ve bağımsız hissediyoruz. Ne yazık ki bizler, darbecilerin de, onlara karşı demokrasi mücadelesi verdiğini zannedenlerin de, ABD'nin müsaade ettiği ölçüde emellerini gerçekleştirebildikleri bir ülkenin insanlarıyız."
"Gelin! Bu vahşi işgal ve katliama seyirci kalmayalım. Gelin! ABD ve NATO katliamlarına karşı mazlum müslüman halkların yanında yer aldığımızı ortaya koyalım. Gelin! "mazlum bir halk yokedilirken ve milyonlarca masum aldatılırken ne yaptınız?" sorusuna cevap hazırlamaya çalışalım. Gelin! Hep birlikte Firavuni zorbalığa karşı, yalnız Hakka dayanarak onurlu bir ses yükseltelim. Ve unutmayalım ki; zalimlerin yanında aktif ya da pasif yer almak, Cehennemdeki mevkilerinizin katlarını değiştirmekten başka hiçbir işe yaramaz…"
"Katil NATO Bölgemizden Defol / Kahrolsun Emperyalist ABD / Kahrolsun İşgalci NATO / Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi / NATO Emperyal Tetikçi, Kapitalizme Bekçi / Kahrolsun İşbirlikçi Zalimler / İslami Direniş Onurumuzdur / Emperyalizm Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak / Zulme Karşı Direneceğiz / NATO İnsanlığın Düşmanı, İnsan Olan Karşı Durmalı / Mücahid Taliban, NATO Kaçacak Ondan / NATO İslam Düşmanı, Üstündür Direnişin İmanı /Türkiye Girdi NATO Safına, Eli Bulaştı Mazlumların Kanına / Türkiye Dönsün Büyük Hatadan, Çıksın Artık Katil NATO'dan / Hükümet NATO Yandaşı, Müslüman'a Zulümde ABD'nin Yoldaşı" gibi sloganların atıldığı, "Afgan İslami Direnişi Onurumuzdur", "Emperyalizmin başı ABD ve Terör Örgütü NATO Bölgemizden Defol", "Afganistan'daki Amerika-NATO İşgalini Protesto Ediyoruz" pankartlarının ve " Uluslar arası cinayet şebekesi Nato'ya hayır / İşgale Son Suç Ortaklığına Hayır / Afganistan Direnişi Onurumuzdur / Irak Filistin Afganistan Sırada Kim Var / NATO Afganistan'da İnsanlık Suçu İşliyor / Lütfen Bize Amerikan Gözlükleriyle Bakmayın (Afganlı Çocuklar) / ABD Teröristtir Afganlı Özgürlük Savaşçıları / Yanınızda Savaşmak İçin Can Atıyoruz dövizlerinin taşındığı basın açıklamasının ardından M. Pamak ve M. Emin Akın görüşlerini açıkladılar.
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı Başkanı Mehmet Pamak şunları söyledi:
"NATO, Amerika ve Batının Emperyalist çıkarları uğrunda başka ülkelerin askerlerini de kullanarak, Emperyalizmin emrinde bir katliam aracı, bir zulüm kırbacı, bir terör ordusu olarak oluşturuldu. Yaklaşık 60 yıldır, Türkiye'de ki darbecilerin, Ergenekon terör örgütü nevinden çetelerin arkasında da hep bu küresel terör örgütü yer aldı.
ABD VE NATO'NUN DÜŞMANI, İSLAM VE MÜSLÜMANLARDIR
NATO için düşman önce komünizmdi, ancak komünist blokun çöküşünü müteakip, gerçek teröristler olan NATO ve ABD, İslamı ve Müslümanları düşman ilan edip İslamı ve Müslümanları terörle suçlayıp saldırıya geçtiler. NATO bu yeni süreçte düşman rengini kırmızıdan yeşile döndürdü.
Artık herkes bilmektedir ki, bu katil emperyalistlerin "terörist"ten kastettikleri, işgal edip sömürülen ülkelerin, vahşi kapitalist küresel sistemin işgaline, sömürüsüne ve katliamlarına karşı direnen onurlu evlatlarıdır. Mazlum halklarını katliam ve tecavüzden, ülkelerini işgalden koruma mücadelesi veren, bağımsızlık ve özgürlük için direnen onurlu Müslümanlar terörist olmakla suçlanırken, işbirlikçiler, gerçek terörist emperyalist devletlerce övgü ile desteklenmekte, İslam'a ve Müslümanlara karşı kullanılmaktadırlar.
AKP HÜKÜMETİNİN TUTUMU
Bugün AKP hükümetinin, ABD ve NATO'nun Türkiye de oluşturduğu ve yıllardır desteklediği cuntalara ve Gladyo çetelerine karşı haklı bir mücadele sürdürülmekte, biz de asker, yargı, büyük sermaye ve medyadaki bu cunta-çete uzantılarına karşı atılan adımları, hukuk, adalet ve insan hakları eksenli çabaları, sistem içi bir özgürleşme gayreti ve görece bir olumluluk olarak değerlendirip destekliyoruz. Biz de yıllardır bu cuntacı ve darbeci bürokratlara karşı açık ve ilkeli itirazlar yükseltip tavır koyuyoruz ve bu mücadelemize de devam ediyoruz. Bugün sistem içi değişimin ve görece özgürleşme çabalarının öncülüğünü yapanların sustukları, çekindikleri, konuşamadıkları süreçlerde bile bu konudaki açık tavır ve eleştirilerimizi açık İslami kimlik ve ilkelerimiz çerçevesinde hep yapa geldik ve bunu İslami ve insani bir sorumluluk olarak gördük. Bu konudaki mücadele sorumluluğumuz, nasıl Filistin'deki işgale ve katliamlara sessiz kalmamıza neden olmuyorsa, aynı şekilde Afganistan'daki kardeşlerimize yönelik katliamlara da sessiz kalmamıza yol açmamalıdır.
Ancak, NATO ve Amerika'nın oluşturup yıllarca destekledikleri cunta ve çetelere karşı bizim de olumlu bulup desteklediğimiz çıkışlar gerçekleştiren AKP hükümeti, ABD yandaşlığını ve NATO işbirlikçiliğini en üst seviyede kendisi üstlenip sürdürme misyonunu üstlenmektedir. Bizim eleştirimiz, NATO'nun eski darbeci, Gladyocu işbirlikçilerinin tasfiye edilmeye çalışıldığı bu süreçte, "eski işbirlikçilere nazaran biz sizin çıkarlarınızı daha iyi koruruz" dercesine çabalar göstererek, batı ve NATO işbirlikçiliğinin daha özgürlükçü versiyonu olmayı üstlenmelerinedir.
Gazze'ye terörist İsrail'in saldırısına, bizim de takdir ettiğimiz haklı vicdani bir tutumla 'one minute' çıkışıyla tepki gösterenler, Irak ve Afganistan da çok daha fazla sayıda masum sivil halk katledildiği ve halen bu katliamlara devam edildiği halde tek bir eleştiri ve tepki göstermedikleri gibi, tam tersine katil işgalci NATO ordusuna asker veriyorlar, komutayı üstleniyorlar. Üstelik, "Rabbim Allah'tır" dedikleri için yok edilmek, ülkelerinden çıkarılmak istenen ve kendi ülkelerinde insanca, Müslüman'ca yaşamak için bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren mazlum halkın çocuklarını terörist olarak damgalamaktan utanmıyorlar.
AFGANİSTAN İŞGAL ALTINDA ve KATLİAMA MUHATAP DEĞİL Mİ?
İşgalci terör devleti İsrail'in Gazze saldırısında 1400 masum insanı katletmesine gösterilen haklı ve vicdanlı tepki neden daha çok sayıda masum insanın katledildiği Afgan halkı için gösterilmiyor? Yoksa Afganlılar mazlum halk değil mi? Afganistan işgal edilmiş değil mi? Misket bombaları, papatya biçenler ve fosfor bombası misali kitle imha silahları Afganistan'da da düştüğü her yeri ve tüm canlıları yakıp yıkmıyor, vahşi katliamlar yapmıyor mu? On binlerce sivil masum halk ve binlerce bağımsızlık mücadelesi veren İslami direnişçi, işgal güçleri tarafından kendi topraklarında, haksız yere ve alçakça katledilmiyor mu? Gazze katliamına ve İsrail'e haklı ve vicdanlı tepkiler gösterip, ABD ve NATO'nun Afganistan ve Irak'taki katliamlarına susukun kalmak, hatta desteklemek, üstelik mazlum halkın onurlu direnişçilerini "terörist" olarak nitelemek büyük tutarsızlık, çirkin bir çelişki ve çifte standart değil mi?
Gerek Pakistan'a yapılan ziyaretlerde, gerek işbirlikçi Afgan ve Pakistan liderleri Karzai ve Zerdari ile Türkiye'de bir araya gelerek, gerekse İstanbul NATO toplantılarında emperyalist devletlerle buluşarak, ittifak halinde "teröre karşı mücadeleyi" sürdüreceklerini açıklıyorlar.