Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hadislerde Dua Kavramı (1 Kullanıcı)

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Abdest Almak Sırasında Duâ Etmek

Ebû Mûsâ el-Eş'ari (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) abdest suyu istedi ve o su ile abdest aldı. Sonra iki elini kaldırıp:
Yâ Al*lah! Ebû Âmir Ubeyd kulunu mağfiret eyle! Yâ Allah! Ebû Âmir kulunu kıyamet gününde şu yarattığın insanlardan çoğunun üstünde yüksek bir makaamda kıl" diye duâ etti.
Duâ ederken (ellerini o kadar kaldırdı ki) ben O'nun iki koltu*ğunun beyazlığını gördüm

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 49 Hadis no 76
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
İnsanın Yüksek Bir Yere Çıktığında Duâ Etmesi

Ebû Mûsâ el-Eş'ârî (R) şöyle demiştir: Bizler Peygamber(S)'in maiyyetinde bir seferde bulunduk. Vâdîden yüksek bir yere çıktıkça, yüksek sesle tekbîr getiriyorduk. Peygamber (S):
"Ey insanlar! Nefislerinize yumuşak davranın sesinizi yük*seltmeyin Çünkü sizler sağırı ve gaibi çağırmıyorsunuz- Lâkin sizler Semî' ve Basîr olan Allah'a duâ ediyorsunuz!" buyurdu.
Sonra benim yanıma geldi. Ben kendi kendime "Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi (= Değişiklik ve kuvvet ancak Allah iledir)" zik*rini söylüyordum. Rasûlullah:
"Yâ Abdallah ibne Kays! Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi zik*rini söyle. Çünkü bu, cennet hazînelerinden bir hazînedir" buyurdu -yâhud: "Sana cennet hazînelerinden bir hazîne olan bir kelâma delâlet edeyim mi? O: Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi sözüdür" buyurdu

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 50 Hadis no 77
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Bir Vâdîye İndiği Zaman Duâ Etmek

Bu konuda Câbir'in rivayet ettiği hadîs vardır



İnsanın, Bir Sefere Çıkmak Yâhud Seferden Dönmek İstediği Zamanlarda Söyleyeceği Duâ


Bu konuda Yahya ibnu Ebî İshâk'm Enes'ten rivayet ettiği hadîs vardır

Bana Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Umer(R)'den şöyle tahdîs etti: Rasûlullah (S) bir gazveden yâhud bir haccdan yâ*hud bir umreden döndüğü zaman yolda yüksek bir yere çıktığında üç kerre tekbîr getirir, sonra şu sözleri söylerdi:

"Lâ ilahe üleHlâhu vahdehû İâ şerike lehü, tehu'l-mulku ve lehu'l-hamdu ve huve ala kullî şeyn kadının. Âyibûne, tâibûne, âbidûne H-Rabbinâ hâmidûne. Sadaka'llâhû va'dehû ve nasara abdehû ve hezemel-ahzâbe vahdehû!
[Yoktur tapacak Çalap'tır ancak. O birdir. O'nun ortağı yok*tur, mülk O'nundur. Hamd O'nundur. O herşeye gücü yetendir. Biz ancak Rabb'imize dönücüleriz, O'na tevbe edicileriz, O'na ibâdet edi*cileriz, O'na hamdedicileriz. Allah va'dinde doğru çıkmış, kulu(Muhammed'i)na yardım etmiş, bütün düşman topluluklarını yalnız başına bozguna uğratmıştır!

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 51-52 Hadis no 78
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Evlenen Kimseye Yapılacak Duâ

79

Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) Abdurrahmân ibn Avf'ın üzerinde (evlenenlere mahsûs olan) safran bo*yasından yapılmış güzel koku) eseri gördü de:
"Hâlin nedir -yâhud: Bu ne-?" diye sordu. Abdurrahmân:

Bir çekirdek ağırlığı altın (mehr) karşılığında bir kadınla ev*lendim, dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah ona:
"Allah (bu evliliği) sana mübarek eylesin! Bir koyun (kesmek sureti) ile olsun düğün aşı yap!" buyurdu .


80
Câbir (R) şöyle demiştir: Babam Abdullah, arkasında yedi yâhud dokuz kız bırakıp vefat etti. Bir müddet geçince ben bir kadınla evlendim. Peygamber (S):

"Evlendin rni yâ Câbir?" diye sordu. Ben:

Evet evlendim! diye cevâb verdim. O:

"Bakire kız ile mi, yoksa dul ile mi evlendin?" dedi. Ben:

Dul bir kadınla evlendim, dedim. Peygamber:
"Kendisiyle oynaşacağın, seninle oynaşacak- -yâhud: Kendi*siyle gülüşeceğin, seninle gülüşecek- bir kızla evlenseydin ya!" bu yurdu.

Ben:
Babam vefat etti, arkasında yedi yâhud dokuz kız bıraktı. Ben onların arasına, kendileri gibi bir kız getirmekten hoşlanmadım. Bu sebeble onlann işlerini görecek bir kadınla evlendim, dedim. Rasûlullah:

"Bareke'llâhu aleyhe ( = Allah eşini sana mübarek eylesin)/ diye duâ etti.

Sufyân ibn Uyeyne ile Muhammed ibn Müslim, Amr ibn Dînâr dan; o da Câbir'den rivayet ettikleri hadîslerinde "Bâreke'llâhu aleyke duasını söylemediler

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 53 Hadis no 79-80
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Cinsi Münasebet İçin Eşine Geldiği Zaman Söyleyeceği Duâ

İbn Abbâs (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) şöyle bu*yurdu:
"Onların herhangibiri (cinsî münâsebet yapmak için) eşine gelmek istediği zaman Bismillâhi. Yâ Allah, bizleri şeytândan uzaklaştır, şeytânı da bize ihsan ettiğin çocuktan uzak kıl) der*se, şu muhakkak ki, eğer o karı-koca arasındaki bu cinsî münâsebette bir çocuk takdir olunursa, o çocuğa ebediyyen şeytân zarar veremez

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 54 Hadis no 81
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Peygamber(S)1n "Rabbena Âtinâ Fid-Dünyâ Haseneten.., " Kavli (Yânî Duâsi)

Enes ibn Mâlik (R): Peygamber(S)'in en çok okuduğu duâ: "Allâhumme, Rabbena âtinâ fid-dünyâ haseneten ve fil-âhireti haseneten ve kına azâbe'n-nâri (Yâ Allah, ey Rabb'imiz, bize dünyâda da bir güzellik ver, âhirette de bir güzellik ver ve bizi ateş aza*bından koru)" duası idi, demiştir

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 55 Hadis no 82
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
muberra,
Allah CC sizden de razı olsun
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Dünyâ Fitnesinden Allah'a Sığınmak

Sa'd ibn Ebî Vakkaas (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) bizlere şu duâ kelimelerini yazı -yâhud kitâb- öğretir gibi öğretirdi:
Allahümme, innî eûzu bike minel buhli ve euzu bike minel cubni. Ve eûzu bike min en uredde ilâ erzelil-umuri. Ve eûzu bike minfîtneti'd-dünyâ ve azâbil-kabri
(Yâ Allah, ben cemrilikten, Sana sığınırım, korkaklıktan da Sana sığınırım. Ömrün en kötüsüne (ihtiyarlığın bunaklık devrine) döndürülmemizden de Sana sığınırım. Dünyâ fitnesinden ve kabir azabından da Sana sığınırım!)


SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 56 Hadis no 83
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Duayı Tekrar Tekrar Yapmak

Bize Enes ibnu Iyâd, Hişâm'dan; o da babası Urve'den; o da Âişe(R)'den şöyle tahdîs etti: RasûluIlah(S)'a sihir yapılmıştı. Hattâ kendisine bâzı işi yapmadığı hâlde yaptım hayâl ettirilirdi. Rasûlullah, Rabb'ine (tekrar tekrar) duâ etti. Sonra bana:
"(Yâ Âişe) Hissettin mi? Fetva istemekte olduğun şey hak*kında Allah bana fetva verip bildirmiştir" buyurdu.
Ben Âişe de:
Yâ Rasûlallah! Bu nedir? diye sordu. Rasûlullah şöyle anlattı:
"Bana iki adam geldi. Bunlardan biri başımın yanına, diğeri de ayaklarımın yanına oturdu. Biri arkadaşına:
Bu zâtın hastalığı nedir? diye sordu. O da:
Sihir yapılmıştır, diye cevâb verdi. Öbürü:
Ona kim sihir yapmıştır? dedi. Öteki:
Lebîd ibnu'l-A'sam! diye cevâb verdi.
Bu sihir ne ile yapılmıştır? diye sordu. O da:
Bir tarak, saç sakal tarantısı ve erkek hurmanın kurumuş çi*çek kapçığı ile! diye cevâb verdi.
Nerede yapılmıştır? sorusuna da:
Zervân da! diye cevâb verdi."


Zervân, Zurayk oğulları yurdunda bir kuyudur. Âişe dedi ki: Rasûlullah bâzı sahâbîleriyle o kuyuya gitti. (Ona baktı, üzerinde hurma ağacı vardı.) Sonra dönüp Âişe'ye geldi de:
"(Yâ Âişe!) Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytânların başları gibidir!" buyurdu.
Âişe dedi ki: Rasûlullah geldi de ben Âişe'ye o kuyunun hâlin*den haber verdi. Ben:
(Yâ Rasûlallah!) Sen o sihri çıkarıp çözseydin? dedim.
"Bana gelince, Allah benim şifâmı vermiştir. Ben o sihri çıka*rıp da insanlar arasında bir şerri yaymayı istemedim" buyurdu.

îsâ ibn Yûnus ile el-Leys ibn Sa'd, Hişâm'dan; o da babası Ur-ve'den; o da Âişe'den yaptıkları rivayette şu ziyâde vardır: Âişe: Peygamber'e sihir yapılmıştı da O tekrar tekrar duâ etti, dedi ve hadîsi şevketti

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 57 Hadis no 84
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Müşrikler Aleyhine Beddua Babı İbn Mes'ûd Da: Peygamber (S) "Yâ Allah, müşriklere karşı bana Yûsuf'un zamanındaki yedi yıl gibi, yedi şiddet yılı ile yardım et!" diye beddua etti, dedi.

Ve yine İbn Mes'ûd: (Ka'be'de namaz kıldığı sırada üzerine deve son'u attıklarında namazı tamamlayınca):

"Yâ Allah! Ebû Cehii Sana havale ediyorum..." diye beddua etti, dedi.

Abdullah ibn Umer de:

Peygamber (S) namaz içinde kunûtta: "Yâ Allah, fulâna vefulâna la'net et" diye beddua etti. Nihayet Azîz ve Celîl olan Allah:

"(Kullardaki) işten hiçbirşey sana âid değildir. Allah ya onların tevbesini kabul eder, yahud kendileri zâlimler
oldukları için azablandırır" (âli îmrân: 128) âyetini indirdi..., demiştir.

85
Abdullah ibn Ebî Evfâ (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) müşrik orduları aleyhine şöyle duâ etti:

"Allâhumme, munzile'l-KitâbU serîa'l-hisâbU EhzimVl-ahzâbe eh-zimhum ve zehilhum [ = Yâ Allah! Ey hesabı çabuk görücü olan

(Rabb'im)! Sen (Medine önünde toplanan) şu Arab kabilelerini da*ğıt, onların topluluklarını kır, irâdelerini sars]/".

86
Bize Hişâm ed-Destevâî, Yahya ibn Ebî Kesîr'den; o da Ebû Seleme'den; o da Ebû Hureyre(R)'den şöyle tahdîs etti: Pey*gamber (S) yatsı namazının son rek'atinde başını rukû'dan kaldırıp Semiallâhu limen hamideh dediği zaman, kunût yapar, şu duayı söy*lerdi:

— "Yâ Allah! el-Velîd ibnu'l-Velid'i kurtar.

Yâ Allah, Seleme ibnu'l-Hişâm'ı kurtar!

Yâ Allah, (müşrikler elinde) zatfve âciz görülen diğer mü'min-leri de kurtar!

Yâ Allah, Mudar (müşrikleri) üzerine baskını şiddetlendir.

Yâ Allah, içinde bulundukları bu yılları onlara Yûsuf Peygam-ber'in kıtlık yıllarına benzet!"

87
Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) (Munzir ibn Amr'ın başkanlığı altında) kendilerine Kurrâ denilen (kırk yâ-hud yetmiş kişilik) bir birliği Necd halkının isteği üzerine, onlara dîni öğretmek üzere göndermişti. Bunlar Maûne Kuyusu başında pusuya düşürülüp öldürüldüler. Ben Peygamber'in onların öldürülmelerine üzüldüğü kadar hiçbirşeye üzüldüğünü görmedim. Peygamber, sa*bah namazında bir ay kunût yaptı da;

— "Usayya kabilesi Allah'a ve Rasûlü'ne âsî oldular!" buyu*rurdu.

88
Âişe (R) şöyle demiştir: Yahudiler Peygamber (S) üze*rine selâm verirler de "es-Sâmu aleykum ( = Ölüm üzerinize)" der*lerdi. (Ben) Âişe onların bu sözlerini farkedip anladı da:

— Aleykumulsâmu ve'l-la'netu( = Ölüm ve la'net sizin üzeri*nize olsun)! dedi.

Bunun üzerine Peygamber:

— "Yavaş ol yâ Âişe! Muhakkak ki Allah herşeyde yumuşak muamele etmeyi sever!" buyurdu.

Âişe:

— Ey Allah'ın Peygamberi! Onların söylemekte oldukları sözü işitmedin mi? dedi.

Peygamber:

— "Sen de benim bu sözü onlara reddettiğimi işitmedin mi? Ben onlara: Ve aleykum (-Sizin üzerinize de)! şeklinde söylüyordum" buyurdu .

89
Bize Alî ibn Ebî Tâlib (R) tahdîs edip şöyle dedi: Biz Hendek harbi gününde Peygamber(S)'in beraberinde bulunduk. O:

— "Allah bu müşriklerin kabirlerine ve evlerine ateş doldursun! Çünkü onlar bizi tâ güneş batıncaya kadar orta namazını kılmaktan alıkoydular; orta namazı ikindi namazıdır" buyurdu

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 58 Hadis no 85-86-87-88-89
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Müşrikler Lehine Duâ

Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: et-Tufeyl ibnu Amr ed-Devsî, Rasûlullah(S)'ın huzuruna geldi de:
Yâ Rasûlallah! Devs kabilesi halkı Allah'a âsî oldular ve İslâm'ı kabulden çekindiler! Bu sebeble Sen onların aleyhine duâ et! dedi.
Onun bu sözü üzerine oradaki insanlar Rasûlullah'ın Devs kabîlesi halkı aleyhine duâ edeceğini sandılar. Rasûlullah ise:
"Yâ Allah! Devs halkına hidâyet eyle de onları İslâm toplu*luğumuza getir!" diye duâ etti

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 59 Hadis no 90
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Peygamberdin "Allâhumme'ğfir Lî Mâ Kaddemtu Ve Ahhartu" Duası

91
Bize Şu'be, Ebû İshâk'tan; o daEbû Burde'den; o da babası Ebû Mûsâ el-Eş'arî(R)'den şöyle tahdîs etti: Peygamber (S) şu duâ ile duâ ederdi:
'Rabbiğfir lî hatîetî ve cehli ve israfı fî emri kullihî ve mâ ente aHemu bihi minni. Allâhummeğfir lîhatâyâye ve amdi ve cehli ve hezlî ve kullu zâlike indî! A llâhumme 'ğfir lî mâ kaddemtu ve mâ ahhartu ve mâ esrertu ve mâ a'Ientu. EnteH-Mukaddimu ve enteH-Muahhıru. Ve ente alâ külli şey'in kadîrun!
( Ey Rabb'im! Benim günâhımı, bilgisizliğimi, her işimde is*rafımı ve benden daha iyi bilmekte olduğun kusurlarımı mağfiret ey*le! Yâ Allah! Benim hatâlarımı, kasdımla ve bilgisizliğimle işlediklerimi, şakalarımı mağfiret eyle! Bunların hepsi bende vardır. Yâ Allah! Evvelden yaptığım, sonradan yapacağım; gizlediğim, açı*ğa çıkardığım bütün günâhlarımı Sen mağfiret eyle! Öne geçiren an*cak Sen'sin, sonraya bırakan da ancak Sen'sin. Sen herşeye gücü yetensin!)"
Ubeydullah ibnu Muâz şöyle dedi:
Ve bize Şu'be, Ebû İshâk'tan; o da Ebû Burde'den; o da babası Ebû Musa'dan; o da Peygamber(S)'den bunun benzeri olan hadîsi tahdîs etti.

92
Bize Ebû İshâk, Ebû Bekr ibnu Ebî Musa'dan ve Ebû Burde'den; sanırım ki, o da babası Ebû Mûsâ el-Eş'arî(R)'den tahdîs etti ki, Peygamber (S) şöyle duâ ederdi:

"Allâhumme'ğfir lî hatîetî ve cehli ve isrâfi fî emri ve mâ ente aHemu bihî minnt Allâhumme 'ğfir lî hezlî ve ciddî ve hatâye ve amdî ve kullu zâli*ke indî!"
(Yâ Allah! Benim günâhımı, bilgisizliğimi, isimdeki israfımı ve benden daha iyi bilmekte olduğun bütün kusurlarımı mağfiret ey*le! Yâ Allah! Benim latifemi, ciddî hâlimi, hatâmı ve dileyerek iş*lediğim günâhımı mağfiret eyle! İ'tirâf ederim ki, bu kusurların hepsi bende vardır!)

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 60 Hadis no 91-92
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Peygamber(S)'İn: "Bizim Yahudiler Hakkındaki Duamız Kabul Olunur, Onların Bizim Hakkımızdaki Duaları Kabul Olunmaz" Kavli

Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Ebû'I-Kaasım (S):
"Cumua (gününde öyle bir saat vardır ki, herhangibir müslümân dikelip namaz kılar olduğu hâlde Allah'tan bir hayır ister ve bu istemesini o saate denk getirirse, Allah ona dilediğini muhakkak verir" buyurdu ve o saatin kısa olduğunu anlatmak için eliyle işaret etti. Biz: Peygamber bu işaretiyle o saatin azlığını gösteriyor, dedik.

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 61 Hadis no 93
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Cumua Günü İcabet Ümîd Edilen Saatte Duâ Etmek

Bize Eyyûb, İbnu Ebî Muleyke'den; o da Âişe(R)'den şöyle tahdîs etti: Yahudiler Peygamber(S)'e geldiler ve ("Ölüm üze*rine olsun" demek olan) "es-Sâmu aleyke" dediler.

Peygamber de: "Ve aleykum ( = Sizin üzerinize de olsun)/" dedi.
Âişe de: es-Sâmu aleykum ve laanekumu'llâhu ve gadıbe aleykum ( = Ölüm sizin üzerinize olsun, Allah size la'net etsin ve gadab eyle*sin)! dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah: "Yavaş ol yâ Âişe! Rıfk ile, yumuşaklıkla muamele etmen lâzımdır. Ben seni katılıktan, sertlikten sakındırırım yâhud: Çirkin sözden sakındırırım" buyurdu.

Âişe:Onların söyledikleri sözü işitmedin mi? dedi. Rasûlullah:
"Sen de benim söylediğimi işitmedin mi? Ben (söylediklerini) onlara reddettim. Benim onlar hakkındaki duam kabul olunur. Fa*kat onların benim hakkımdaki dilekleri kabul olunmaz" buyurdu

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 62 Hadis no 94
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Duâ Sonunda "Âmîn" Demek

Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Bu hadîsi bize ez-Zuhrî, Saîd ibnu'I-Müseyyeb'den; o da Ebû Hurey-re(R)'den tahdîs etti ki,
Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: "Okuyucu, yânı Fatiha okuyan kimse 'Âmîn dediği zaman sizde 'Âmîn deyiniz Çünkü melekler de 'Âmîn' derler. Her kimin 'Âmîn' demesi meleklerin 'Âmîn' demesine uyarsa, geçmiş günâhları mağfiret olunur" .

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 63 Hadis no 95
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
"Lâ İlahe İlle'llâh" Demenin Fazileti Babı

96

Bize Abdullah ibn Mesleme, Mâlik'ten; o da Sumeyy'den; o da Ebû Salih'ten; o da Ebû Hureyre(R)'den şöyle tahdîs etti ki, Ra-sûlullah (S) şöyle buyurmuştur:
"Her kim günde yüz kerre Lâ ilahe ille Hlâhu vahdehû lâ şe*rike leh lehul-mulku ve lehul-hamdu ve huve ala kullî şeyin kadîr
(Bir tek Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O'nun hiçbir ortağı yok*tur. Mülk O'nundur. Hamd O'na mahsûstur. Herşeye kudreti yeten O'dur)' tehlîlini söylerse, bu onun lehine on köleyi hürriyete kavuş*turmaya denk sevâb olur ve onun lehine yüz hasene yazılır, ondan yüz seyyie de silinir. Ve bu, o kimse için bu gününde tâ akşama gi*rinceye kadar şeytândan da bir sığınma olur. Hiçkimse onun yaptığından daha faziletlisini yapmış olmaz, ancak onunkinden daha çok çalışmış olan adam müstesnadır"


97
Bize Abdullah ibnu Muhammed tahdîs etti. Bize Abdulme-lik ibnu Amr tahdîs etti. Bize Amr ibnu Ebî Zaide, Ebû İshâk'tan tahdîs etti ki, Amr ibnu Meymûn:
"Her kim günde on kerre 'Lâ ilahe ille'llâhu...' tehlîlini okursa, İsmail Peygamber neslinden on esîr âzâdlamış gibi sevaba hakk kazanır" diye söylemiştir.

Amr ibnu Ebî Zaide şöyle dedi: Ve bize Abdullah ibnu Ebi's-Sefer, eş-Şa'bî'den; o da er-Rabî' ibnu Hüseyin'den bunun benzeri*ni tahdîs etti. Ben, er-Rabî'e:
Sen bunu kimden işittin? diye sordum. O:
Amr ibnu Meymûn'dan, dedi. Akabinde Amr ibnu Meymûn'a geldim ve ona:
Sen bunu kimden işittin? diye sordum. O:
İbnu Ebû Leylâ'dan, dedi.
Akabinde İbnu Ebî Leylâ'ya geldim ve ona:
Sen bunu kimden işittin? diye sordum. O:
Ebû Eyyûb el-Ensârî (R)'den işittim, o bunu Peygamber(S)'den tahdîs ediyordu, dedi.

Ve îbrâhîm ibn Yûsuf da babası Yûsuf ibn İshâk'tan; o da de*desi Ebû İshâk Amr'dan söyledi ki, o şöyle demiştir: Bana Amr ibnu Meymûn, Abdurrahmân ibnu Ebî Leylâ'dan; o da Ebû Eyyûb(R)'dan, Peygamber'in bu hadîsini tahdîs etti.

Ebû Abdillâh el-Buhârî: Sahîh olan, Amr'ın, Peygamber(S)'den olan sözüdür, dedi.

Ve (Buhârî'nin şeyhi) Mûsâ ibnu İsmâîl şöyle dedi: Bize Vuheyb, Dâvûd ibnu Ebî Hind'den; o da Âmir eş-Şa'bî'den; o da Abdurrah*mân ibnu Ebî Leylâ'dan; o da Ebû Eyyûb(R)'dan; o da Peygam*ber)'den tahdîs etti.

Ve İsmâîl ibnu Ebî Hâlid, eş-Şa'bî'den; o da er-Rabî'den onun sözünü söyledi.

Ve Âdem ibnu Ebû Iyâs şöyle dedi: Bize Şu'be tahdîs etti.Bize Abdulmelik ibnu Meysere tahdîs etti. Ben Hilâl ibn Yesâf'tan işit*tim; o da er-Rabî* ibn Huseym'den ve Amr ibnu Meymûn'dan; onlar da Abdullah ibnu Mes'ûd(R)'dan, Peygamber'in bu sözünü söyledi*ler.

Ve el-A'meş ile Husayn; bunların ikisi de Hilâl ibn Yesâf'tan; o da er-Rabî'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd'dan O'nun kavlini söy*lediler.

Ve bu hadîsi Ebû Muhammed el-Hadramî de Ebû Eyyûb(R)'dan; o da Peygamber(S)'den: "Bu tehlîli söyleyen, İsmâîl evlâdından on köle âzâd eden kimse gibi olur" hadîsini rivayet etti "

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 64 Hadis no 96-97
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
"Subhânallah" Demenin Fazileti

98

Bize Abdullah ibnu Mesleme, Mâlik'ten; o da Sumeyy'den; o da Ebû Salih'ten; o da Ebû Hureyre(R)'den tahdîs etti ki, Rasûlul-lah (S):
"Her kim günde yüz kerre 'Subhânallahi ve bihamdihi ( Allah'ı tesbîh ve hamdederim)' derse, o kimsenin (Allah hakkı olan) günâh*ları -deniz köpüğü kadar çok olsa bile kendisinden indirilip affedilir" buyurmuştur .

99
Bize îbnu Fudayl, Umâreibnu'l-Ka'kaa'dan; o da Ebû Zur'a'dan; o da Ebû Hureyre(R)'den tahdîs etti. Rasûlullah (S) şöyle buyurmuştur:
"Subhânallahi ve bihamdihi, Subhânallâhel-azîm (= Allaha hamdederek tesbîh ederim, ve yine büyük olan Allah'ı tekrar tekrar tesbîh ederim), dile hafif, mizanda ağır, Rahman 'a sevgili iki kelime*dir"

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 65 Hadis no 98-99
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
Azız Ve Celîl Olan Allah'ı Anmanın Fadlı

100
Ebû Mûsâ el-Eş'arî (R) şöyle demiştir: Peygamber (S):
"Rabb'ini zikreden kimse ile zikretmeyen kimsenin benzeri, diri ile ölü gibidir" buyurdu .

101
Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: "Allah'ın bir sınıf melekleri vardır ki, bunlar yollarda, so*kaklarda dolaşırlar, zikir ehlini ararlar. Onlar (Azız ve Celîl olan) Al*lah'ı anan bir cemâat bulunca birbirlerine:
Aradığınıza geliniz, diye seslenirler.
Bunun üzerine melekler zikir ehlini dünyâ semâsına kadar kanatlarıyle tavaf edip etrafını kuşatırlar. Rabb'leri onları pek iyi bil*diği hâlde, meleklere:
Kullarım ne söylüyorlar? diye sorar. Onlar da:
CSubhânallah' diyerek) Sen 'i tesbîh ediyorlar, ('Allâhu Ekber diyerek) Sen 'i tekbîr ediyorlar, ('el-Hamdu lüîâhi' diyerek) Seni hamd ve sena ediyorlar! suretinde cevâb verirler.
Sonra Allah:
Bu kullarım Beni görürler mi ki? diye sorar.
Melekler:
Hayır, vallahi onlar Sen'i görmezler! derler.
Allah:
O kullarım ya Beni görseler nasıl olurlar? buyurur.
Melekler:
Onlar Sen 'i görseler, Sana ibâdet ve ubudiyetleri daha şid*detli; temcîd ve tahmîdleri daha çetin; teşbihleri daha çok olur! der*ler.
Yüce Allah:
Benden ne diliyorlar? diye sorar.
Melekler:
Cennet istiyorlar! diye cevâb verirler.
Yüce Allah:
Onlar cenneti görmüşler mi?
Melekler:
Hayır, vallahi onlar cenneti görmemişlerdir!
Allah:
Ya onlar cenneti görselerdi?
Melekler:
Eğer görselerdi cennete karşı hevesleri daha çok, talebleri daha şiddetli, rağbetleri daha büyük olurdu.
Allah:
O kullarım neden istiâze ederler?
Melekler:
Cehennem ateşinden!
Allah:
Cehennemi gördüler mi?
Melekler:
Hayır, vallahi onu görmediler.
Allah:
Ya görselerdi nasıl olurlardı?
Melekler:
Ondan daha çok kaçınırlardı, korkuları daha çok olurdu. Bunun üzerine
Yüce Allah, meleklere:
Ey melekler, ben sizleri şâhid yapıyorum ki, ben bu zikreden kullarımı mağfiret ettim! buyurur.
Meleklerden birisi:
O zikredenlerin arasında fulan kişi var ki, o zikredenlerden değildir, bir haceti için gelmiş oturmuştu! der.
Yüce Allah:
O mecliste oturanlar öyle kemâl sahibi kimselerdir ki, onlar*la birlikte oturanlar şakı olamaz! cevâbını verir."

Bu hadîsi Şu'be, el-A'meş'ten, Peygamber'e yükseltmeyerek ri*vayet etti. Keza bu hadîsi Süheyl, babası Ebû Salih es-Semmân'dan; o da Ebû Hureyre(R)'den; o da Peygamber (S)'den olmak üzere riva*yet etmiştir

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 66 Hadis no 100-101
 

tahsin33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
2,697
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
"Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ Billahi' Kavlinin Fazîleti

Ebû Mûsâ el-Eş'arî (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) bir dağ yolunda yâhud bir tepede yol alıp yürüdü.

Ebû Mûsâ dedi ki: Rasûlullah (S) katırının üzerinde yol alıyor*du: "Sizler sağırı ve gaibi çağırmıyorsunuz!" buyurdu.
"La ilahe illellâhu vallâhu ekber (Hiçbir ilâh yok, ancak Allah vardır. Allah en büyüktür)" tehlîl ve tekbîrini söyledi.
Ebû Mûsâ dedi ki: Rasûlullah (S) katırının üzerinde yol alıyordu: "Sizler sağırı ve gaibi çağırmıyorsunuz!" buyurdu.
Sonra da:
"Yâ Ebâ Mûsâ -yâhud: Yâ Abdallah! Ben sana cennet hazînesinden bir kelimeye delâlet edeyim mi?" diye sordu.
Ben:
Evet (delâlet buyur), dedim.
Rasûlullah:
"Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi (Tahavvül ve kuvvet ancak Allah iledir)" buyurdu

SAHİH-İ BUHARİ
Dua bölümü
Bölüm 67 Hadis no 102
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt