Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Güzel Yazılar Paylaşım Mekanı (1 Kullanıcı)

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Sevme Beni

'Ben'Li cümleler kurma…
Yazılarına düşmesin karanlığım…
Içimdesin kanıyorum…
Beyaz sayfalarına bulaşmasın kirli kanım…
Sevdim seni…
Kendime bile itiraf etmekten korkacak kadar sevdim…
Bu yüzdendi senli cümlelerimi en derinime hapsedişim…
Bu yüzdendi uzanan elini görmezden gelişlerim…
Bu yüzdendi “gel” deyişlerini duymamazlık edişlerim…

Sevdim seni…Nedensiz beklentisiz gerekçesiz tanımsız…
Sevdikçe korktum kendimden…
Sevdikçe uzaklaştım senden…
Yeni hayaller yeni düşler kuramayacak kadar yorgunum…
Sevme beni benim bezmişliğim değmesin sıcacık yüreğine…

Sevme beni korkuyorum…
Alışık değilim bana dair yazılar yazılmasına…
Bugüne kadar hep bendim içini döken beyaz sayfalara başkaları adına…
Hep bendim satır satır kanayan…
Şimdi senin satır aralarında kendi adımı hecelemek hiç görmemem gereken mavi bir düşü anımsatmakta…
Bu düşe dalmak istemiyorum…
Çünkü biliyorum her düş karabasana dönüşmeye mahkum…
Biliyorum her düş apansız bir uyanışla son bulmakta…
Bu düşe dalmak istemiyorum bu düşten uyanmak istemediğim için…

Sevme beni korkuyorum…
Bu ruh bu yürek alışık değil yaralarının sarılmaya çalışılmasına…
Ömrümce içimi cam kesikleriyle lime lime edenlere koştum ben…
Benden beni çalıp geri vermeyenlere uzandı ellerim yıllarca…
Hep bekleyendim hiç olmadı bekleyenim…
Şimdi ne olursa olsun bekleyenim olacaksın biliyorum ama inanamıyorum…
Bilip de inanmamanın nasıl olduğunu sorma bana…
Yine ben anlatmasam da beni anlamana sığınıyorum…

Sevme beni korkuyorum…
O kadar uzun zaman beklentisiz
Karşılıksız sevdim ki insanları ve o kadar uzun zaman beklentisiz
Karşılıksız sevilmeyi bekledim ki
Artık yitirdim inancımı…
Artık onlardan biri olmak için kendime rağmen kendimle cebelleşirken çıktın Karşıma…
Sevme beni kendime geri dönmemeliyim…

Sevme beni korkuyorum…
Korkumdan yazmadım sana bunca zaman…
Korkumdan içimdesin… Ben’li cümleler olmasın satırlarında….
Okuyunca içim içime sığmıyor…
Yansımamı sende görmek yüreğimi yakıyor…
Sen yazdıkça çok eskide kalan bir masal belli belirsiz benliğime süzülüyor…

Sevme beni korkuyorum…
Şimdi zamansızlıklarımda boğuluyorum…
Gereksiz meşguliyetler yarattım dünyevi istekler adına…
Kaçışımı kolaylaştırsın diye önemli insan rollerine büründüm ahmakça…
Kendimi kandırıp kendimden kaçıp kaybolmanın yok olmanın hiç olmanın derdindeyim…
“Ben” olarak tutunamıyorum…

Sevme beni Korkuyorum…


Sevme beni “Beni sevme” derken içimi parçalıyorum içime kanıyorum…
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Ben Beni Bıraktığım Zaman, Sen Beni Bırakma Ya RAB


Ben Beni bıraktığım Zaman, Sen Beni bırakma Ya RAB!
İLAHİ...! YALNIZ KALDIM...
Yalnız kaldım. Su yumuşaklığında kaldı kalbim... Bir damla düştü zamandan.
Kirlendim... Dağıldı kelimelerim. Aşkından bir tek geriye senden
gizleyemeyeceğim zaaflarım kaldı.Günah çıkardım her an; bir sonraki an suç
işlemek için. Cesaretim şeytana taş çıkarttı. Bilemezdim şehir bana ihanet
edecek... ve ben yine yalnız kaldım. Taş yumuşaklığında kaldı kalbim.
İLAHİ...!
Meleklerin kapısını çalmadığı tek ev benim (mi) kaldı. Gölgesi üstüme
düşmeyen mahşeri kalabalıklarda (nasıl oldu da) kayboldum. Güneş ışığını
yeryüzünden mi çekti; yoksa gecelerin, kötü gündüzün masum çocuğu geri mi
geldi? Kim geldi ilahi...?
İftar sofralarına susam taneleri şuh düşünce, beyaz iplik siyah ipliği
çözünce; tende cana "düş" düşünce; kim gelir?.. kim gider?.. neyin peşine
düşer?.. bilemeyince... Yalnız kaldım yine. Bağışlar mısın?
Hangi savaştan arta kaldı bu yüz? Hangi zayıf yanlarından tutulup savruldu
bu yürek? Herkes bilmese de sen biliyorsun. Sen söylersen bu yüz çekilir
herşeyden. Utanır, kıvrılır, çaresi çığlık atıp intihar eder. Örter misin?
İLAHİ..!
Yeniden başlarsak, yol verir misin? Yolda ihanet üzerine lekeler bırakan
sözler bulursak, ayet ayet bize tekrar inen kitap verir misin? Elçilere
zeval veren ahitlerimiz bizi tenhalarda yoklarsa eğer, bizi sure sure
yayılan şehirlere vardırır mısın? Yoksa.. yoksa İlahi bizi bize bırakarak mı
cezalandırırsın?
Yalnız kaldım. Saçlarımı kavrayıp yerde sürüklese de geçmişim... Ağlarsam,
bağışlar mısın? Yoksa beni tel tel zaaflarımla örer misin?
"Ramazana erdirdin ise bizi, bizden ümidini kesmemişsin dersek" eğer; bizi
bir kez daha sever ve bağışlar mısın? Bayram namazını şeytana kıldırtmadan
"söz bu sefer son" dersek; tevbe edersek.
Bizi seninle kalmak için yalnızlaştırır mısın? .
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Öp Beni Anlımdan,Öp Beni Seccadem…!!!

Öp Beni Anlımdan,Öp Beni Seccadem…!!!
Seccadem… Sevdalı gönlünü, tertemiz endamınca açarken ve tevazu kanatlarını sererken sere serpe, beni de bas bağrına, beraber kurban olalım Sevgilinin uğruna…

Yaradan’la buluşma anlarımda, buseler konduruyorsun anlıma. Şairin dediği gibi; “öp beni anlımdan, öp beni seccadem…” Dudakların dokunsun kalbime, ellerim değsin avuçlarına, benim vefalı yârim seccadem…

Gözpınarlarım sana aşina, gözlerim sana tutsak, gönlüm Hak katında, birkaç damla gözyaşım düşerken avuçlarına, rengarenk desenlerinin arasında kayboluyor ıslak duygularım, sırılsıklam hicranım…

Canım seccadem…

Burağımsın, mîracımın her vaktinde, anne kucağı gibi sararken yumuşacık tebessümün bütün azalarımı, seninle hakka varışın, Hakkın huzuruna duruşun, dupduru rahmetin ve huzurun yoğunluğunu yaşarken, senin şefkatli kucağına ve kollarına, hüzünlerimi ve kaygılarımı bırakıyorum. Seninle beraber olmak ne güzel, ne ulvi, seninle dostla buluşma ve kaybolma anlarımız…

Kucakla beni seccadem! Sarmala beni!.. Al götür nisbet kokulu ve gül rengi yarınlara!..

Ötelerden bir pencere aç seccadem!… Üfür buhurunu, tütsüler gönder canıma.

O rengarenk desenlerini anlıma işlerken, gönül gergefime doku ipliklerini, dokundur ruhuma yumuşacık tenini.

Seccadem; sen sadık bir dostsun biliyorum, seni ve sende namaz kılmayı çok seviyorum.

Bana şahadetlik eder misin mahşerde? … Bazen öylece kalakaldığım, rabbimle baş başa secde anlarımda, günahlarım için af dilerken, ne olur şahidim olur musun o zor günde…

Beni yalnız bırakma, bu köhne zamanlarda! Çok muzdaripim, yaralıyım… Çağır her dem yanına!.. Dostum, namazlığım, seccadem…
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
beni düşünme

SeVDaMı eN ÇoK aNLaTMaK iSteDiĞiM SUSKUNLUĞUMSUN aRTıK



Susuyorsam, hiç konuşmuyorsam ve söylediklerine boş gözlerle bakıyorsam; üzülme... İyiyim ben!


Saçlarıma takılıyorsa hayallerim, ruhum derin bir çöküntüyü yaşıyorsa bile geçer... Meraklanma sen!

Geceleri uyuyamıyorsam, her yıldız kor gibi düşüyorsa eteklerime;
Endişelenme... Zaman gelir uyurum ben!

İçime akan öfkeyle saldırıyorsam sağa sola, kırıp döküyorsam içindekileri geçer... Sakinleşirim ben!

Yeni bir başlangıç yapayım derken, bir yanım kederden azalıyorsa ve görmek acı veriyorsa sana; acele etme sakın... Bütünlenirim ben!

Aynı şeyleri konuşup, farklı anlamlar çıkarıyorsak ve o anlamlarla kararıyorsak; üzülme... Aynı dili öğrenirim ben!

Aynı ritmi yakalayamıyorsam seninle, şarkının sözlerini şaşırıyorsam; sinirlenme...
Güzel bir ezgi olurum ben!

Gecenin ayazını sen sanıyorsam ve yüzüme çarptıkça derin kesikler oluşuyorsa; vazgeçme... Biraz daha uğraşırsan parçalanırım ben!

Sen öyle tepkisiz, sen öyle hareketsiz bekle… Mükemmel bir egoyla yaşa ve düşünme... Çırpınır çabalar, hallederim ben!

Ben gülümsemeye çalışırken, kırılan yanlarımızı onarırken; sen öylece geç karşıma ve sus… Tepkisiz kal yine... İşte o zaman arkama bakmadan giderim ben!

Kendi vicdanını rahatlamak için yalanlar söyle kendine… Olgunlukla karşıla yaşananları… Gül geç içindeki yangına... Bilirim; vurdumduymaz tavırlarının gücüyle, iyileşirsin sen!

Son kez söylemek istedim… Beni düşünme sakın... İyiyim ben..!!!
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
SAKINDIR BENİ

Yâ Rabbi, lütfunla dünyaya geldim,
Kendimi en üstün mahlûkun buldum,
Dahası İslâm’la müşerref oldum,
İzin ver minnetle anayım seni,
İnkâra kaymaktan sakındır beni!


Yâ Rabbi, çok şanslı, umutluyum ben,
Âlemlere rahmet Peygamberinden,
Ümmetlik pâyesi alabildiysem,
Haykırmak isterim bu sevincimi,
Ahdimden caymaktan sakındır beni!


Yâ Rab, huzurunda, hesap gününde,
Efendimiz Resûlünün yanında,
Eşin-dostun, cümle alem önünde,
Ne olur sağımdan verdir defteri,
Mahcupluk duymaktan sakındır beni!


Yâ Rabbi, her emrin kulaklarımda,
Yansıyıp durmakta dudaklarımda,
Namazda, oruçta, kul haklarında,
Dinimin direği bütün hâlleri,
Hafife almaktan sakındır beni!


Yâ Rabbi, kibirden, büyüklenmekten,
Yüksekten bakıp da çalım etmekten,
Üstünlük taslayıp atıp tutmaktan,
Hıfzına sığındım; bu kor ateşi,
Gönlüme koymaktan sakındır beni!


Yâ Rabbi, aç gözlü nefsime yön ver,
Arzum çatlasa da komşuma bin ver,
Kıskançlık duygumu ıslah et, son ver,
Ruhuma göz dikmiş haset illeti,
İçimi oymaktan sakındır beni!


Yâ Rab, yasağına, zevke düşmemden,
Harama meyledip yoldan şaşmamdan,
Savaş hâlindeki iki düşmandan,
İğfâle ta baştan yeminli hani,
Şeytana uymaktan sakındır beni!



Yâ Rab, zem etmeğe açtırma kucak,
Korku ver içime, uzak duracak,
Duyulsa üzecek, gönül kıracak,
Her türlü saklanan gizli şeyleri,
Âleme yaymaktan sakındır beni!


Yâ Rab, dünya malı, şan-makam için,
Şâşaâlı hayat, lüks mekân için,
Alkışlar-övgüler, boş yaşam için,
Mazluma sırt dönüp kof mâlâyâni,
Zalimi övmekten sakındır beni!


Yâ Rab, milletime merhamet eyle,
İlâhi affınla hidâyet eyle,
Ülkemi mahfuz kıl mukayyet eyle,
Düşmanın şerrine, ihânetine,
Başımı eğmekten sakındır beni!


Yâ Rabbi, neslime iman nasip et,
Çünkü imansızlık büyük musibet,
Vatan aşkı, Hak yolu, pek çok meziyet,
Gönlünde taht kursun, gitsin ileri,
Dizimi dövmekten sakındır beni!


Yâ Rabbi, ecdâdım bu kutsal dini,
Yüzyıllar boyunca yaydı, yükseltti,
Uğrunda can verip şahâdetini,
Rızanın en yüce şerefi bildi,
Geçmişe sövmekten sakındır beni!


Yâ Rab, korkumuzu lütfedip dindir,
Fitneyle sınandık bileli gündür,
Ne olur şerleri hayıra döndür,
Suçumuz fazlaca affet Yâ Rabbi,
Binlerce tevbeyle kutsarız seni!

Şevket OKYAY
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm yana yana aşk boyadı beni kana
Ne âkılem ne divâne gel gör beni aşk neyledi

Gâh eserim yeller gibi gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi gel gör beni aşk neyledi

Akarsu gibi çağlarım dertli ciğerim dağlarım
Şeyhimi anıp ağlarım gel gör beni aşk neyledi

Tut elimden kaldır beni yâ vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile şeyh ararım dilden dile
Gurbette hâlim kim bile gel gör beni aşk neyledi

Bir mecnun olup yürürüm o yâri düşte görürüm
Uyanıp mahzun olurum gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus bîçâreyim baştan ayağa yâreyim
Dost ilinden âvâreyim gel gör beni aşk neyledi
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Dostlukla İlgili Güzel Bir yazı..


Ey gündüzlerime güneş gibi doğan, gecelerimi iyilikleriyle hep aydınlatan vefa abidesi dost! Hep yanımda olacağını düşündüğüm için mutluyum ve acılarımı azalttığın için gönlümün sarayına kondurmuşum seni.

Bilir misin dost seninle ne günler yaşadık, ne afetler atlattık? Ama hiç yıkılmadık, sarsmadı bizi en büyük depremler bile. Umutlar biriktirdik eteklerimizde başkaları yakamozlar toplarken. Ve güldük önümüze çıkan engellere, çünkü biz beraber aştık tüm sarpa dağları.

Hatırlar mısın bir soru sormuştun bana, canından daha kıymetli var mı bu dünyada? Cevap bulamamıştım küçücük aklımla, ama düşündüm de dost! insanın canından daha kıymetli olan şey cananıymış ve o cananların insanlar içinde en kıymetlisi biricik dostlarıymış.

Arkadaşlarımız bir daldaki yapraklar gibi çoktur, dost! Günü gelince hepsi birer birer düşerler dalından. Ama gerçek dostluklar baki kalır, asla bitmez vefaları.

Şimdi düşünüyorum da kaç tanedir insanın dostları ya da kaç tanedir arkadaşları, her arkadaşı dost sanmayın yanılırsınız, ya da her dostu vefasız sanmayın. Mutlu zamanında çoktur, kişinin etrafında sevenler, asıl gerçeği insan kötü gününde anlar.
Dostluklarınızın baki kalması dileğimle..
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Peygamberimizin bizleri müjdeleyen rüyası / güzel bir yazı / önerilir

Peygamberimizin müjdeleyen bir rüyası
SEVGİLİ Peygamberimiz, bütün yeryüzüne gönderilmişti. Onun daveti bir ırka, millete, kavme veya yöreye değil, bütün insanlığadır. Onun için Kuran-ı Kerim’de “Ey Araplar!” tarzında bir çağrı cümlesi bulamazsınız. Kuran’daki bütün hitaplar, “Ey insanlar, ey iman edenler” şeklinde geneli kuşatır.
Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamber’in misyonunu, “Seni bütün insanlığa müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik” (Bakara 19, Sebe 28, Fatır 24, İsra 105, Furkan 56, Ahzab 45, Fetih cümlesiyle duyurmuştu. Halbuki kendisinden önce gelen peygamberler belli bir ırka, bölgeye veya kavme indirildi.
İşte bu Peygamber (SAV), bütün çabasını insanlığın hidayetine yönlendirdi. Önce imanı öğretti. Allah’a imana ve itaate çağırdı. Sonra Yüce Rabb’e ibadet etmeye, kötülüklerden vazgeçmeye, ahlaki zafiyetleri ıslah etmeye, erdemli tavırlarda bulunmaya davet etti. Bazen konuşarak, bazen konuşturarak, bazen bakarak, sadece lisanı haliyle (duruşuyla), bazen de ikna etmenin en güzel yöntemlerini kullanarak bunu sağlamaya çalıştı.
* * *
Bu anlamda Efendimizin gördüğü ve aktardığı bazı rüyalar da önemli yer tutar. O, gördüğü rüyaları paylaşır, sonra da yorumlardı. O’nun gördüğü rüyalar, apaçık ve müjde dolu rüyalardı. İnsanları bağlardı. Çünkü peygamberlerin rüyaları da bir anlamda vahyin bir parçasıdır.
İşte bu yazımızda, toplumu ıslah etmek için büyük çabalar gösteren peygamberimizin müjde ve umut dolu rüyalarından birine yer vereceğiz. Efendimiz (SAV) buyuruyor:
Dün gece acayip bir rüya gördüm: Ölüm meleği, ümmetimden birinin canını almaya geldi, ana-babasına iyiliği onu çevirdi.
Ümmetimden birini kabir azabı ona açılmışken gördüm. Abdesti geldi, onu bundan kurtardı.
Yine birini şeytan korkutuyordu, zikri geldi, aralarına engel oldu.
Ümmetimden birini gördüm; susuzluktan dili dışarı çıkmış, havza ne zaman gelse men ediliyordu. Orucu geldi, onu suladı.
Ümmetimden birini gördüm; azap melekleri korkutuyordu. Namazı geldi, ellerinden kurtardı.
Ümmetinden birini gördüm; nebiler halka halka oturmuşlardı. Onlara yaklaşmak isteyince kovuluyordu. Gusül abdesti geldi, elinden tuttu. Onu benim yanıma oturttu.
Yine ümmetimden birini gördüm; onun arkası, sağı, solu, üstü, altı karanlık idi. O ise şaşkın halde idi. Haccı ve umresi geldi, onu karanlıklardan çıkardı, nura girdirdi.
Ümmetimden birini gördüm; müminlerle konuşuyor, fakat müminler onunla konuşmuyorlardı. Sıla-i rahim (akrabalarıyla ilgilenmesi) geldi, “Ey müminlerin topluluğu! Onunla konuşun” dedi. Konuştular.
Ümmetimden birini gördüm; ateşin hücumunda kalmıştı. Alev yüzünden eline geliyordu. Sadakası geldi; yüzüne perde, başına gölge oldu.
Ümmetimden birini gördüm; cehennem melekleri onu yakalamış. Emr-i bil-maruf, nehy-i anil-münker (iyiliği emretmesi, kötülükten sakındırması) onu ellerinden kurtardı. Onu rahmet meleklerinin yanına dahil etti.
Ümmetimden birini gördüm; dizleri üzerine oturmuş, onunla Allah arasında hicap var. Güzel ahlakı geldi, elinden tuttu, onu Allah’ın huzuruna girdirdi.
Ümmetimden birini gördüm; sayfası sola uçtu. Allah korkusu (ve Allah’ı sevmesi) geldi, sayfasını yakalayıp sağ tarafa getirdi.
Ümmetimden birini gördüm; mizanı hafif geliyordu. Çok çalışması geldi ağırlaştırdı.
Ümmetimden birini gördüm; cehennemin kıyısında duruyordu. Takva ile hareket etmesi geldi, onu kurtardı, biraz geçti.
Ümmetimden birini gördüm; cehenneme atıldı. Allah için dökülen gözyaşları geldi, onu oradan çıkardı.
Ümmetimden birini Sırat’ta dururken gördüm; hurma dalının titremesi gibi titriyordu. Allah’a olan hüsn-ü zannı (Allah’ı unutmaması ve Allah’ı terk etmemesi) geldi, titremesi durdu. Biraz geçti.
Ümmetimden birini bazen sürünüyor, bazen emekliyor, bazen takılıyor gördüm; bana olan salavatı geldi. Elinden tuttu, onu kaldırdı, Sırat’ı geçti.
Ümmetimden birini cennetin kapısına kadar gelmiş gördüm; kapı içten kapanıyordu. La ilahe illallah şehadeti geldi, kapılar açıldı, onu cennete girdirdi.
* * *
Hayatı boyunca hep güzele çağıran bu sevgili davetçinin cennetten sunduğu şu manzara ile yazımızı sonlandıralım: “Cennete girdim. Kuran sesini işittim. Kim bu okuyan diye sordum. Orada bulunanlar cevaben, Numan oğlu Harise’dir, dediler. Harise’nin içinde bulunduğu nimetin sebebi şudur: O, anasına, babasına Karsı çok saygilidir
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Evlilik üzerine Güzel Bir Yazı

Almitra sözü aldı ve sordu:

-Peki üstad evlilik nedir?

Cevap şöyle geldi:

-Siz birliktelik için doğmuşsunuz.

Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız.

Allahın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız.Ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın;bırakın ki cennetin rüzgarları aranızda dansedebilsin.Birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin.bırakın aşk ruhunuzun kıyılarınavuran dalgalar gibi olsun.

Birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin;ekmeğinizden verin ama aynı somundan ısırmayın.Birlikte şarkı söyleyin ama birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin.Sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir.

Brbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil!Sadece hayatın eli o kalbi saklar.

Birlikte durun ama yapışmayın;tapınakların sütunları da bitişik değildir.

Ve meşe ve çınar ağaçları birbirlerinin gölgesinde Buyumezler
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Tövbe kapısı açık dediysek,yeni günahlara koşman mı gerek?

Tövbe kapısı açık dediysek,yeni günahlara koşman mı gerek? İster ßilerek,ister ßilmeyerek, ßirde kul hakkı var unutmaman gerek!

( Necip Fazıl Kısakürek.)




Üzerinde kul hakkı olan ne yapmalı?


Sual: Üzerinde kul hakkı olan ne yapmalı?


CEVAP
Üzerinde kul hakkı olan buna tevbe için, kul hakkını hemen ödemeli, onunla helalleşmeli, ona iyilik ve dua etmeli. Mal sahibi, hakkı olan ölmüş ise, ona dua, istiğfar edip vârislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları, vârisleri bilinmiyorsa, o miktar parayı fakirlere sadaka verip, sevabını hak sahibine bağışlamalıdır. (Sefer-i Ahiret)

Bir kimseden haksız olarak alınan bir kuruşu, sahibine geri vermek, yüzlerle lira sadakadan kat kat daha sevaptır. Bir kimse, Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa, fakat, üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremez. (Mektubat-ı Rabbani c.2, m.66, 87)

Kıyamet günü, hak sahibi, hakkından vazgeçmezse, bir dank [yarım gram gümüş] hak için, cemaat ile kılınmış, kabul olmuş yediyüz namazı alınıp, hak sahibine verilecektir. (Dürr-ül-muhtar)

Kul hakkını, ALLAHü teâlânın hakkından önce ödemek gerekir. Kul hakkı olan günahların affı güç ve azapları daha şiddetlidir. Başkasının hakkını yiyen, hak sahipleri ile helalleşmedikçe affa uğramaz. Yani üzerinde kul veya hayvan hakkı bulunanı ALLAHü teâlâ affetmez ve bunlar Cehenneme girip, cezalarını çekeceklerdir. (Hadika)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir.) [Buhari]

(Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mümin, Cennete girer.) [Nesai]
(Kul hakkı, müminin aybı, kusurudur.) [Ebu Nuaym]

Üzerinde kul hakkı bulunanların ruhları Cennete girmez. Salihlerin ruhları kabirlerine gelerek, cesetlerini ziyaret ederler. Vefat eden müminlerin ruhları gelip, dünyada tanıdıklarını sorarlar. (Feraid-ül-fevaid)


İşlenen günahta kul hakkı da varsa, kul hakkını hemen ödemek, onunla helalleşmek, ona iyilik ve dua etmek de gerekir.
Kul borcu ile ölürsek, birçok sevabımız hak sahibine verilir, sevabımız kalmazsa, onun günahlarını yüklenmek zorunda kalırız.
Şehid olan kimselerin kul borçlarını ALLAHü teâlâ öder.


Sual: 13-14 yıl önceleri okulda bir Alman arkadaştan bozuk para almıştım ve daha sonra geri vermek nasip olmadı... şimdi ne yapmalıyım?
CEVAP
Bulma imkanı yoksa, mirasçılarını da bulamazsan, müslüman bir fakire o kadar sadaka vermelisin. Bulabilirsen parasını vermen gerekir veya vermeden de helalleşmek ve hediye ettim, senin olsun gibi bir söz söylemesi gerekir.


Sual: Peki, ödünç bir şey alınmışsa (mesela kalem veya kitap) ve geri verilmesi unutulmuşsa, ne yapmalı?
CEVAP
Bunlar da aynı, ya bulup vereceksin veya parasını vereceksin veya helalleşeceksin. Yahut hiç birisi mümkün olmazsa, fakire sadaka vereceksin.


Kul hakkı Cennete girmeye manidir

* Bir kimse Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa fakat üzerinde bir kuruş kul hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe Cennete giremez.

* Kul hakkı çok mühim. ALLAHü teâlâ her türlü günahı affedebilir. Ama, kul hakkıyla gelmeyin buyuruyor. Kul hakkıyla gidenin işi adalete bırakılır. Adaletin ne şekilde hüküm vereceği belli olmaz. ALLAH korusun çok kimse ümitle gider de, hâli perişan olur.

* Size haksızlık eden, zulmeden, malınızı mülkünüzü gasp eden aslında size iyilik etmiştir. Eyvah onların haline. Sen mazlum, onlar zalim. Alan düşünsün. Ahirette zalim ağlayacak, mazlum gülecek. Zalim verecek, mazlum alacak.

Bir mümine bir bardak su verenin, kul hakkı hariç bütün günahları affolur

(Müflis, şu kimsedir ki, kıyamette, defterinde pek çok namaz, oruç ve zekat sevabı bulunur. Fakat, bazılarına çeşitli yönden zararı dokunmuştur. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır.) [Müslim]

(Bir kimse, en büyük günahları işlese, hatta ALLAH’ı inkâr etse, şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe ederse, ALLAHü teâlâ onun bütün günahlarını affeder. Cenab-ı Hakkın rahmeti bu kadar boldur.
Kur'an-ı kerimde, (Şirki affetmem) buyurması, (Şirk üzere imansız ölenleri affetmem) demektir.
Yoksa ölmeden önce yaptığı şirklere tevbe edenin tevbesini kabul eder.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, tevbe edince, ALLAHü teâlâ tevbenizi kabul eder.) [İbni Mace]

Bu hadis-i şerif kul hakkı bulunmayan günahlar içindir.
Eğer işlenen günahlarda kul hakkı da varsa, sahibi ile helalleşmek gerekir. Borcu varsa, borçlarını ödemelidir. Kul borçlarını ödeyip onlarla helalleşen, diğer günahlarına da tevbe edip bir daha işlemeyen kimse, hiç günah işlememiş gibi olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tevbe eden, günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace]


* Kul hakkı çok mühim. İnsan şehit olsa, Cennetin kapısına kadar gider. Kul hakkı ödenmedikçe Cennete giremez. İhsanı ilahi, ALLAHü teâlâ şehitlerin kul haklarını helalleştirecek.

* Muhyiddin-i Arabi hazretlerini rüyada görmüşler etrafı çok kalabalık derecesi çok yüksek, büyük nimetlerin içinde. Demişler efendim siz nasıl bu kadar büyük nimetlere kavuştunuz? Buyurmuş ki, dünyada benim gıybetimi yapanlar, düşmanlar çok fazla, onların bu yaptıkları sayesinde burada derecem durmadan yükseliyor.


* Ahir zamanda fitne fesat çok olur. Dili tutup, bir şeye karışmamalı. Herkesin arasında olursunuz ama ha var ha yok. Var mı yok mu belli değil. Böyle olmalı

Büyükler buyuruyor ki:

Bir dank, yani bir kuruş, üzerinde kul hakkı olan Cennete giremez.

İnsanın giydiği elbisenin tamamı helal olsa, bir düğmesi, bir ipliği haram olsa, bu elbise ile kılınan namaz helal olmaz.

Peygamber efendimiz yine buyuruyor ki:
Ahirette sırat köprüsünde her Müslümana yedi sual sorulacaktır. Yedinci sualden Peygamberler dahi korkmuştur.
Birincisi imandan sorulacaktır,
ikincisi namazdan,
üçüncüsü oruçtan,
dördüncüsü hacdan,
beşincisi zekattan sorulacaktır.
Altıncısı gusül abdesti sorulacaktır.
Ve yedinci suale gelince orada bu sualden Peygamberler dahi, ben dahi hepimiz korktuk.
O da kul hakkıdır!

İşte o kul hakkının da hesabı verildikten sonra karşı tarafa geçiliyor, Cennete girebiliyor.

Kul haklarından bir tanesi, gıybet ve dedikodu. Kalbi kırılacak bir lafı bir kimsenin arkasından konuşmak gıybettir.
Gıybet, zinadan bile günahtır, kul hakkına girer, kalb kırmaya girer. O halde sakın ola ki, hiç bir müslümanın, hiç bir şekilde aleyhinde konuşmamalı. Onun hesabını Cenab-ı Hak görecektir.

Gıybetin yol açtığı en büyük günahlardan biri de kalb kırmaktır. Küfürden sonra en büyük günah kalb kırmaktır. Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günah. Kalbi kırılan bir müminden, onun bedduasından çok korkmalı.... Kalb, nazargâhi ilahidir. Cenab-ı Hak insan vücudunda en yakın komşu kendine kalbi yaratmıştır. Eğer kalb incitilirse yanındaki de incitilir. O halde müslüman olsun, kâfir olsun hiç kimsenin kalbini kırmamalı. Aksine, iyilik yapmalı.
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Af kapısı


Her zerresi bir âlem, dokunmuş kanaviçe
Yoklukta varlık sırrı, gündüzden çıkar gece!

Kainat kitap gibi; her satırı Hakk derken;
Kapadım gözlerimi, her şey; dönüp bak! derken;

Senin mülkünde sana âsi oldum suçluyum...
Bozulmuş her tövbede; nefsimin mahkumuyum

Zaman ihtiyarlıyor, Kur'an gençleşen rehber
Varlığının dellâlı; haykırmakta Peygamber!

Lakin sağır kulağım; hakikatten çok uzak...
Şeytana zebûn ruhum, kalbimi kapmış tuzak

Mülk senin, Mâlik sensin, üstelik Hâlik sensin
En alenî olanla... en gizliyi bilensin!

Seversin kullarını, afv-u saffı seversin!
Duâ edin ki Bana; cevap vereyim dersin;

Rahmeti engin Rabbim! fazlına sığınmışım...
Açmışım ellerimi; şefaatçi gözyaşım...

Gecenin seherinde; seven sevdiği ile...
Hemhâl olurken bütün, bu mücrîm geldi dile!

Zerrât-ı kâinatın adedince pişmanım!
Söyle affeylemezsen kime gidem Sultanım?
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Buyur GÖNÜL Haneme


İçimde duygular kördüğüm oldu,
Çözeceksen buyur gönül haneme…
Ne yazacak şiir ne de söz kaldı,
Sezeceksen buyur gönül haneme…

Ayırıp bedeni can yeleğinden,
Kurtularak nefsin her dileğinden,
Top yekûn hayatı aşk eleğinden,
Süzeceksen buyur gönül haneme…



Bin bir kaygı ile korkular saçtım,
Kendimi görünce kendimden kaçtım!
Halimin resminden bir sergi açtım,
Gezeceksen buyur gönül haneme…

Uzanır sonsuza aşkın yolu bir,
Baki olmak için bir gönüle gir…
Bu yolda ne varsa gurura dair
Ezeceksen buyur gönül haneme,,,
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
BEN,



Ben: Karlı dağların deli rüzgârı..



Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım.


Ben: suyu kurumuş sevgi pınarı...


Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım.


Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban...



Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban.


Ben: Hayâl peşinde çarıksız taban...


Ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım.


Ben: çürük bir gemi aşk denizinde..


Ben: Yağmur damlası dostun izinde.


Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde...


Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım.


Ben: çürük bir gemi aşk denizinde..


Ben: Yağmur damlası dostun izinde.


Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde...


Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım.



Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe


Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe


Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe...


Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım.



Ben: Gönlü aklına uymayan deli..


Ben: Az düşünceden doymayan deli.


Ben: Beni ben diye saymayan deli...


Bırakın, ben benden uzaklaşayım
*
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Kaybolsam
Atsam bu hüznü üstümden diyorum
Kaçıp gitsem ,kimse bulamasa,

Yolumu kaybetsem kaybolsam…
Kaybolmuş ümitlerin ormanında,

Gözümde yaşlar kalbimde kırıklar,
Üşüsem yalnızlar sokağında,

Nefesimle ısıtmaya çalışsam,
Isınmasa,üşüsem ayazda sabaha kadar,

Sabah benim gibi kaybolmuşlar bulsa cesedimi,
Belki şimdikinden az acı çeker…

Az üşürdüm
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Vefasız bir gönülle ölmeyeceğim
Ey ruhunun kokusuna bin ah düştüğüm
Kaldır beni bu acıtan uykulardan…
Kalbimin yoksulluğuna aç o lâmekân sevgini
Sakın korkma senden giderim diye
Yarım bırakılmış bir ses gibi eksilme sayfalarımdan
Bir yudum düşle geldin, gitme gecemin hüzünlü uçurumlarından
Suslar büyüttüm Sana taşıdıkça ruhumu
Tek hece bir sancı da kayboldum...
İçine seslendiğin şiirler acıtmasın canını
Sen yüreğini dinle ve sevgimi demle en hüzünlü yerinden…
Sev diye değil inan
Sadece bil diye
Yürüyüşüme seni can (yoldaşı) bildiğimi
Ve yağmurlar boyu eridiğimi…
Kaleme mahkûm ettiğim muhal senler düşlüyorum.
Bir yıldız eskisi gibi solmuş renksizliğim ellerinde
Azalıyor nefesim.
Gecenin içli sesine hıçkırıklar(ım) doluyor…
Kalan bütün mevsimlerimden haberdar edeceğim seni
Öncesi ve sonrası sus olmuş kelimelerime
SEN diyeceğim…
Sen(siz)liğe ihtiyacım var…
Kal diye değil
Hayalini kurduğun çocukluğun adına
Salıncaklar kurdum şiirlerden sana
Gözlerin kapanırsa bir gün bensiz,
Beni anımsa…
Sana verecek bir parça huzurum yoksa...
Derdinle dertlenmiş yalnızlığıma sen katışıma aldırma…
Git(me) … Bir ÖMÜR yüklediğin,
Eksilen gözlerinde(n) Düşeyim.
Çizilsin yüzüm ellerim…
K/aldırma.
İzlerini taşımaktan şikâyet etmem…
Vefalı bir dillenişle susacağım
Dört yanı karanlık hüzünlü yüreğime
Aydınlık diye SENİ sürerken
Kapanırken gözlerim meleklerimi senden haberdar edeceğim.
Ve sana dair şiirlerle kendime ninniler söyleyeceğim...
Hangi geceyi sarsa da o kokusuna ah düştüğüm ruhun
Sensiz bir cennet düşlemeyeceğim…
Dört yanı karanlık hüzünlü yüreğime
Hayata aydınlık diye SENİ süreceğim…
İnfaz olsa da sensizlik bana
DAREYN..
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Bir damla su ver bana eyçöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak, günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndanbaşka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nugöreyim diye, kıblegâhım da yandı.
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Bir kahraman buluyorum kendime,
kurtarıyor beni öcülerden.
Bir can buluyorum kendime,
son anda yaşama dönüyorum ölmelerden.
Bir an buluyorum kendime,
kaçıyorum tüm hesap vermelerden.
Bir yer buluyorum kendime,
karmaşaya geçit yok huzurla çevrili kalelerinden.
Bir yol buluyorum kendime,
geriye geliyor herkes gitmelerden.
Herşey olup bitiyor ben uyuyorum,
bunları düşlerken...
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Bu hayat ne senin ne benim.
Yolum yüreğine düştü düşeli…
Nice vedalar kıldık birbirimize, nice vefalar.
Savrulsa da son baharında son yapraklar,
Girse de araya her seferde ayrılıklar,
Nice sözler söyledik birbirimize, nice dualar.
Bir sendin pencereden el sallayan sende başlayan yorgunluğa,
Bir bendim el sallayan senden bana kalan ayrılığa.
Bir sen bir ben gittik bu yolda, biz olacağımız o yolun sonuna.
Her ayrılıkta dinlenmeye bıraktık gönlümüzü sabır yolunda.
Bir sendin kapıdan inen, bekleyen bana,
Bir bendim kapıdan inen, bekleyen sana.
Gözlerin kucaklaştığı mevsimlerin çocuğu ikimiz,
Bir bakışla anlattık dillendiremediklerimizi,
Gerek bırakmadan teferruatlara.
Kesişmişti yolumuz tek bir çizgide.
Kaybetmişken yönümüzü. Çocuk iken henüz ruhumuz.
Büyümeye başlamışken bizliğimiz.
Ne senlik ne benlik, bizlik…
Olgunlaşmaya yüz tutan meyvemiz,
Yolculuğumuz…
Bu hayat ne senin ne benim.
Yolun yüreğime düştü düşeli.
Bu hayat artık bizim
*
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Bismillah!...
Her şeyimizle Yanarız
Bismillah...
Yarab yanarız askın en humması ile.Yanarız sadece Senin için.Tutuşur bütün azalarımız isminin her biri ile ihtişamla yanar,yanar da Sana yöneliriz.Yönelişimiz yanlız Sana Yarabbi.Günün her anı anar kalblerimiz Senin en güzel cemalinde vasıflarının isimlerini.Döner bu dünya Senin askın ile.Yapıştırırız dilimize ismini ,ismin ile zikrettiririz kalblerimiz.Vuruluruz esmanın her bir adına.Yeniden, yeniden daha aşk ile yanarız.Yıkarız kalblerimizi Senin esman ile.Coştururuz ibadetlerimizle isimlerinin her birini.
Yanarız sadece İsimlerinin ihitişamı ile...Senin için yanan gönüllerimize serperiz suyu yine Senin isimlerin ile söndürürüz ask ateşini gecici olarak.Duruluruz Senin Esma'nın isimleri ile...Ve yine yanarız Senin Esmanın isimleri ile...
Bütün yarattkılarına merhamet eden, merhametin en merhametilisini gösteren Rabbim.Yanarız bu lütfûna karsılık.Yarabbi bizleri aşkın ile layıkıyla yananlardan eyle.Bizleri Senin sevginden uzak bırakma.Her an hatırlayalım Esma'nın ismini.Yanalım hummalı ask ile.Sonsuz nimetler veren Rabbim.Nimetlerini anlayacak akıl ihsan eyle bizlere Yarabbi.Senin nimetlerini kavrayacak ,Senin aşkın ile yanacak aşk gözü ver Yarabbi.Sana sunarız bütün hamdlarımızı bütün şükürlerimizi lütuf buyurdugun nimetler için.Yanarız karşılıgını ödeyebilmek için.Yarabbi ömrümüz boyunca bize Senin aşkınla yanmayı nasip et.Düşürme bizleri nefsi isteklerin yoluna.Yanlız düşür bizleri senin yoluna.Yolunda olalım yana yana aşk ile kul.Yanlız Sana ederiz secde yanlız Sana boyun bükeriz.Senin verdiklerini sorgulamayız.Sadece başımız üstüne deriz yanan aşk ile.Sadece Senin aşkın ile Yarabbi.Yanlız Seni biliriz Rabb olarak.Yanlız Sana ederiz kulluk.Sana yöneliriz yana yana.Düşeriz yoluna Yunus'un aşkı ile ateş yoluna.Gezer dururuz dört bir yanı.Anarız her bir an yana yana.
Yana yana oluruz sevginle kül.Külümüz sana feda olsun Yarabbi.Bizi ancak Senin ateşin mutlu eder.Ancak Senin yolunda olmak serinletir.Yanalım aşk ile yanalım.Mevla ateşi ile yananı görür Mevla.Görür de bu benim kulum işte der.Ne güzel bu sevgiye ulaşmak.Yanmaktır bu işin çaresi.Yangın ile yanmak.Aşk ile yanmak.İşte başka söze ne hacet Yakalım kendimizi Allahh askının ateşi ile.....
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
….sevmiyorsun degil mi? Sevmiyorsun vuslatı….bir kaç harfe sıkıstırılmıs bir nihayet .. degil mi? ..biliyorum

….aglıyorsun ..aglamak yasam felsefen olur diye ..aglamak halin olur diye efkarlısın!..degil mi?..biliyorum..

….bir damla gözyası mı bekledigin gökyüzünden?…yeter! diyecegin bir damla yasa mı adadın umutlarını…ıslanan yanaklarına mı bıraktın aglamayı…yasladın yüzüne..degil mi?....biliyorum..

….soluklarına dahil olan halleri bırakıp gitmeye, yok olmaya,hiç var olmamaya hazırsın….peki hazır olmayı mı istiyorsun?bir hazırlıgı mı bekliyorsun?..biliyorum ..

….sır gibi yasamaktır dilegin..bir sır gibi kafeslerinde yasatmalı ..yoksa zindanların mı onlar?..biliyorum.. seni biliyorum…seni dinliyorum…

….sen dinle gönül..!!!pes etme Gönül ..!!ses etme gönül ..!!
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt