Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ESRARENGİZ OLAYLAR (1 Kullanıcı)

marziye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eyl 2006
Mesajlar
215
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: HİDAYETE DAVET

RE: HİDAYETE DAVET

Allahım bizlerede son nefeste böyle güzellik nasip etsin.Allahım cehennemin ateşinden şeytanın şerrinden koru.doğru yolundan ayırma
 

dost_37

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 May 2006
Mesajlar
463
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
RE: HİDAYETE DAVET

RE: HİDAYETE DAVET

AMİN KARDEŞİM.İNŞAALLAH
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
Azrail'n Güzelliği

Azrail'n Güzelliği

Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den gerçek bir hatıra-
Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum.


Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için İzmir'e gitmek istedi. Kışaylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış. Dönüşünden kısa 1 süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim gün, yine güçlükle konuşarak:


-''Doktor bey,'' dedi. ''Ben size...dargınım.'' ''Niçin?" diye sordum.
-"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH 'ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?"

Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. O'nu üzmemeye çalışarak:
--"Doktora ulaşmak kolaydır'' dedim. ''Parayı bastırdın mı istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."

Konuşmaya mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatına bir hafta kala:
-"Doktor bey,'' dedi. ''Ben ölürken ne söylemeliyim?"
-"Senin durumun çok özel" dedim. ''Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O anı farkedince ''Muhammed'' (s.a.v) sana yeter."

O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap'a sürekli morfin yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi telefon ederek:

-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi. "Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.

İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.


Ertesi gün O'na:
-"Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin.

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:
-"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"
-"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."

Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek:
-"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!" dedi ve devam etti:
-Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de:
-Doktor bey'e söyleyin, dedi. Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!...
 

Tayfun_Dokgoz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 May 2006
Mesajlar
853
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Azrail'n Güzelliği

RE: Azrail'n Güzelliği

LA İLEHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RESURULLAH :( PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER ALLAH RAZI OLSUN
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Azrail'n Güzelliği

RE: Azrail'n Güzelliği

sizdende kardeşim..selametle.B)
 

fevzisultansu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2006
Mesajlar
262
Tepki puanı
0
Puanları
0
YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den gerçek bir hatıra-
Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum.


Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için İzmir'e gitmek istedi. Kışaylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış. Dönüşünden kısa 1 süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim gün, yine güçlükle konuşarak:


-''Doktor bey,'' dedi. ''Ben size...dargınım.'' ''Niçin?" diye sordum.
-"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH 'ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?"

Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. O'nu üzmemeye çalışarak:
--"Doktora ulaşmak kolaydır'' dedim. ''Parayı bastırdın mı istediğine tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."

Konuşmaya mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler "hızlandırılmalı öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatına bir hafta kala:
-"Doktor bey,'' dedi. ''Ben ölürken ne söylemeliyim?"
-"Senin durumun çok özel" dedim. ''Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O anı farkedince ''Muhammed'' (s.a.v) sana yeter."

O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap'a sürekli morfin yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi telefon ederek:

-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi. "Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.

İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine sandığım salı gününe kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.


Ertesi gün O'na:
-"Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin.

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:
-"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"
-"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."

Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek:
-"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!" dedi ve devam etti:
-Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce de:
-Doktor bey'e söyleyin, dedi. Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!...
 

dilema

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Kas 2006
Mesajlar
101
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

RE: YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

GERCEKTEN MUKEMMELDI EMEGINE SAGLIK.ALLAH TÜM MÜSLÜMAN KARDESLERIMIZIN SON NEFESINI SALAVAT GETIREREK ÖLMEYI NASIP EDER INSALLAH.
 

desertrose

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
3,480
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
RE: YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

RE: YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

Allah razı olsun kardeşim emeğine sağlık çok güzeldi B)
 

fevzisultansu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2006
Mesajlar
262
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

RE: YAKIŞIKLI PRENS AZRAİL ...

ALLAH CÜMLEMİZDEN RAZI OLUR İNŞALLAH
 

ireme

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
921
Tepki puanı
0
Puanları
0
AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan
sayısız
olayla karşılastım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte
belgelereyerek ozel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yasanmış
bir
olayı size nakletmek istiyorum.

Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir
hanım
hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi icin yurt
dışına gitmek istemesine rağmen, bazi formaliteler sebebiyle o imkanı
bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım.
Ve
kısa bir süre sonra da Allah'ın izniyle iyileştiğini gördüm. Ancak
Serap'ın
da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli
geçirmesi
gerekiyordu.

Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra bir ihale için
izmir'e gitmek istedi. Kış aylarında
olduğumuz için uçakla gitmesi şartıya kabul ettim. Maalesef bilet
bulamamış
ve benden habersiz bindigi otobüsün kaza gecirmesi üzerine 6 saat
kadar
mahsur kalmış.

Dönüşünden kısa bir süre sonra kanser, kemik ve akciğerine
yayıldı. Serap bacak kemiklerindeki metasaz nedeniyle yürüyemez hale
gelirken,
hastalığın akcigerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen
cihazı
kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra agzını o cihaza
yapıştırarak
nefes almak zorunda kalıyordu.

Evine gittigim gün, yine güclükle konuşarak:

Doktor bey, dedi. Ben size... dargınım.

"Niçin?" diye sordum.

"Siz...dindar...bir...insanmışsınız...niçin...bana...da,
Allah'ı......ahireti...anlatmıyorsunuz?"

Dini inanclarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu
teklifi
karşısında oldukça şaşırdım.

O'nu üzmemeye çalışarak:

"Doktora ulaşmak kolaydır dedim. Parayı bastırdın mı
istediğine
tedavi olursun. Ancak iman tedavisi icin gönülden istek duymalısın..."

Konuşmaya mecali olmadığından "ben o isteği duyuyorum"
manasında
başını salladı. Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanısıra, ebedi
hayatın ve
saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve son günlerini
yaşayan
Serap icin bu dersler "hızlandırılmalı ögretime" dönmüştü.

Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla meczediyor ve
arada
bir soru soruyordu.

Vefatına bir hafta kala:

"Doktor bey, dedi. Ben...ölürken...ne...söylemeliyim?

"Senin durumun çok ozel" dedim. Kelime-i Şehadet sana uzun
gelir.O anı farkedince Muhammed (s.a.v) sana yeter." O, haliyle
tebessüm
ederek yine başını salladı. Cok ıstırabı olduğu için Serap'a sürekli
morfin
yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk.

Ben, bir iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine
gidemedim.
Döndüğümde annesi telefon ederek:

"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." Dedi.

"Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor."

Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum.
Aldığım cevabı hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum.

-"Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır ve son
nefeste
"Muhammed.(s.a.v) diyemezsem?".

İşte Serap, böyle bir hanımdı. Bu arada benden istihareye
yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa , son günü uyanık kalacak
şekilde morfin yaptırılmasını rica etti. Ben hiç adetim olmadığı
halde cuma
gününe rastlayan o gece istihareye yattım ve Serap'ın acizliği
hürmetine
olacak ki Salı gününe kadar yaşıyacağına dair işaret sezdim.

Ertesi gün O'na:

"Hiç korkma!" dedim.

"İğneyi vurdurabilirsin."

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son
sorusunu
da sordu:

"Doktor bey...Azrail...bana...nasıl...görü...necek?

"Kızım," dedim.

"O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir
prens
gibi gelecektir."

Salı günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve
gittim.
Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece
kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve
beni
görünce yanıma gelerek:

"Doktor bey, biliyor musunuz , bu evde biraz önce bir
mucize
yaşandı!"

dedi ve devam etti:

Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı
ve "yataktan
kalkması imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat
namaz
kıldı. Bütün ev halkı hayretten donup kaldık.

Ve kelime-i Şehadet getirerek vefat etmeden biraz önce
de:

"Doktor bey'e söyleyin, dedi.

Azrail, O'nun söylediginden de güzelmis!!!"


Onk. Dr. Haluk Nurbaki
 

Birnur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
1,099
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
İsTaNBuL
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

ALLAH RAZI OLSUN CANIM KARDEŞİM.. BEN BUNU DAHA ÖNCEDE OKUMUŞTUM. YİNE OKURKEN DUYGULANDIM. EMEĞİNE SAĞLIK.. ALLAH RAZI OLSUN.
 

minanur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2006
Mesajlar
23
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

rabbım bızede boyle guzel ölümler nasıp etsın ınsallah
 

ireme

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
921
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

Birnur yazdı:
ALLAH RAZI OLSUN CANIM KARDEŞİM.. BEN BUNU DAHA ÖNCEDE OKUMUŞTUM. YİNE OKURKEN DUYGULANDIM. EMEĞİNE SAĞLIK.. ALLAH RAZI OLSUN.


Allah (cc) cümlemizden razı olsun...Bende okuduğumda çok duygulandım....:(
 

ireme

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
921
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

minanur yazdı:
rabbım bızede boyle guzel ölümler nasıp etsın ınsallah

AMİN İNŞAALLAH...
 

nurrumeysa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2006
Mesajlar
243
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RABBİBİZ okadar merhametli ve affediciki, yeterki biz tövbe etmesini bilelim.
ALLAH herkese böyle güzel ölümü nasip etsin.
ALLAHA
EMANET
OLUNB)B)B)
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN....
 

zerrin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2006
Mesajlar
2,172
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

iremecim Allah (c.c.) razı olsun. daha önce okumuştum ama olsun.. çok güzel.. B)
 

deren75

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
802
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

S.A. yazıyı okuyunca cok kötü oldum.son günler.....morfin....dayanılmayacak sancılar.....ve beklenen ölüm......babamı aynen bu şekilde kaybettim son nefesinde yanında değildim dayanamadım çünkü rabbim babamı çok seviyordum hayırlı bir evlat olabilmek için her zaman arkasından okuyup hayır dualar ediyorum.selam ve dua ile.
 

ireme

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
921
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

deren75 yazdı:
S.A. yazıyı okuyunca cok kötü oldum.son günler.....morfin....dayanılmayacak sancılar.....ve beklenen ölüm......babamı aynen bu şekilde kaybettim son nefesinde yanında değildim dayanamadım çünkü rabbim babamı çok seviyordum hayırlı bir evlat olabilmek için her zaman arkasından okuyup hayır dualar ediyorum.selam ve dua ile.

ALEYKÜM SELAM...CANIM BENİM ÇOK ÇOK ÜZÜLDÜM...ALLAH (CC) RAHMET ETSİN...RABBİM MEKANINI CENNET EYLESİN...NE MUTLU BABANA Kİ SENİN GİBİ Bİ EVLAT YETİŞTİRMİŞ...ARKASINDAN HAYIR DUASI EDEN VE OKUYAN BİR ÇOCUĞU VAR HAMDOLSUN...NE MUTLU SANA Kİ SENİ BU ŞEKİLDE YETİŞTİREN BABAYA SAHİP OLMUŞSUN...SELAM,SEVGİ VE DUA İLE GÜZEL KARDEŞİM....
 

ireme

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
921
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

RE: AZRAİL,O'NUN SÖYLEDİĞİNDEN DE GÜZELMİŞ!!!

m_muaz yazdı:
KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN....

ecmain olsun kardeşim....selam ve dua ile....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt