Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Çocuklarımıza '' Dini Eğitim'' i nasıl veriyoruz ? (2 Kullanıcı)

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Sıla 1 kardeşim şu an nerelerdesiniz?yani kur'an öüretiminde.Ben çoktan girememiştim bu konuya,Rabbım sizlere kolaylıklar versin.
Benim öğrencilerim 8 yılllık eğitimden sonra gelenler.
Kuran a sevdalı kardeşim hayırlı sabahlar. amin arkadaşım. evet senin alanın değil benim ufaklık okula gitmiyor daha. harfleri öğrendi canım şimdi harekelere geçti bir hafta oldu hatta. zorlanıyorum cim in üstüne üstün gelince ce ye dönüştüğünü anlatamada yeni bi harf öğreniyor gibi oldu. kreşe gidiyor zaten. orda öğretmenlerden biriyle görüştüm. zamanla öğrenecekler dedi. dualarda da ezan duası ve çarşı duasını öğretmeye çalışıyorum. çoğu bitti az kaldı hamd olsun. bir de çabuk sıkılan yerinde durmayan bi çocuk. inşallah dua ediyorum düzelir bu dikkat eksikliği birazdan harekeleri çalıştırıcam. dua edin bana da. Allah razı olsun canım. Allah sana da kolaylıklar versin.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
ALLAH’I, ONLARIN ANLAYACAĞI ŞEKİLDE ANLATMAMAK YANLIŞ

Anne-babalar 0-7 yaş döneminde çocukların sadece somut kavramları ve varlıkları algılayıp, onlar hakkında yorum yapabildiklerini ve sadece somut varlıklarla ilgili hayal kurabildiklerini düşünürler. Bu, doğru bir bilgidir, ancak soyut düşünemedikleri için manevi kavramların anlatılmaması gerektiği, çocuğun zihninin karışabileceği ve ruhsal durumunu olumsuz etkileyeceği düşüncesi de yanlıştır. Peygamberimiz küçük yaşta öğrenilenlerin kalıcı olduğunu bizlere açıklıyor. Modern psikolojide de altı yaşına kadar çocuğun fıtratının şekillendiği bilgisi, çocuğun 0-7 yaş döneminde öğrendiklerini ve bilinçaltına yerleşen kavramları daha önemli hale getiriyor. Allah’a iman, insanın yaratılışında kendisine yerleştirilen ve tabiatı haline gelen bir özelliktir, ancak Efendimiz’in de buyurduğu gibi anne-baba ve çevre faktörü çocuğun doğuştan ve fıtri olan imanını değiştirebilir, farklılaştırabilir. Bundan dolayı doğumdan itibaren Allah (cc) çocuğun dünyasına girmelidir. Soyut düşünemediği için Allah’la ilgili bilinçaltı kazanımları engelleyecek tutum ve eğitim yöntemlerine başvurulması büyük bir hata olur.

alıntıdır
 

YARALI KAPL

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2007
Mesajlar
189
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamın aleyküm bende epeyden beri girmedim yada zamanım olmadı bizde harflerdeyiz kızım çok sevdi sıkmadan öğretmeye çalışıyorum,birde dersleri olunca birde kalıcı olsun diye abdestalıyor,abdestim bozulmadan iyice öğreneyim diye lkendi kendini yiyip bitiriyor çok komik ama hali bende içden içden gülüyorum ama belli etmiyorum ona kızımın büyük kuran sevdası var küçük leri görünce zevk almıyor ama büyük kuranı çok hoşuna gidiyor büyük bir gün kuarnı var şimdi vitrinede koyduk girip çıkıp baıyor biran çnce öğrenip okuması için hevesleniyor.hayırlısı rabbim başarmak nasip etsin selam ve dua ile allaha emanet olun
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
aleyküm selam yaralı kalp kardeşim ben de her gün girmiyorum bu başlığa. ne güzel kızının içinde heves var en önemliside bu zaten. biz de buraya yazdığımde ezan duasında kalmıştık galiba onu ezberledi hamd olsun. onbeş tatile girdiler. karne aldılar. tatile girmeden önce harekelere geçmişlerdi onda zorlanıyorum işte. öğretemiyorum. Allah yardımcımız olsun inşallah içine istek versin Rabbim. ilk kitapları güzeldi. resimli tekerlemeli harfleri çabuk öğrendi. inşallah devam eder de yaza kadar yani beş yaşını doldurana kadar Kuran a geçer o gün hayatımın en mutlu günü olur herhalde. Allahım nasip etsin senin kızında öğrenir inşallah. benim oğlumda tüm isteyenlere RAbbim nasip etsin
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
2 yaşına kadar çocuğu anne-baba yaşantısı etkiler

Çocuklara Allah’ın anlatılması ve onların şuuraltlarında Yüce Yaratıcı’nın varlığına ilişkin bilgilerin ve hislerin kazanımı öncelikli olarak bulundukları ev ortamından ve anne-babanın kişisel yaşantısından etkilenir. 0-2 yaş döneminde henüz konuşma ve akıcı cümle kurabilme olgunluğuna sahip olmayan çocuklar, evlerinde bulunan anne-babalarını ve bulundukları ortamı izlerler. Çocuk, ebeveyninin davranışlarını ve sergiledikleri davranışların ev ortamına yaptığı katkıları gözlemlediği kadarıyla ruh dünyasında şekillendirir ve kendine göre bir yorumlamayla beraber bilinçaltına yerleştirir. Dinimizde çocuğun ilk öğrenmesi gereken kelimenin Allah (cc) olması tavsiye edilmesinin bildiğimiz ya da bilemediğimiz birçok hikmeti olabilir; ancak bu konuda bizim bilmemiz gereken, çocuğun ruh dünyasına çok küçük yaştan itibaren Allah’ın (cc) girmesidir. Aile ortamında ve günlük konuşma dilimizde kullandığımız birçok cümle Allah’ın varlığını çocuğa öğreten ilk kavramları oluşturur. “Allah’a emanet ol, maşallah, Allah korusun, Allah büyüktür, Allah kolaylık versin…” gibi cümleler, çocuğun kavram olarak kelime dağarcığında Allah’ın varlığını bilmelerinin temellerini oluşturur. Sadece kullanılan cümleler değil, anne-babaların ellerini açarak diz çökmüş bir halde dua etmeleri, birtakım ibadetleri yapmaları ve bu ibadetlerini yaparken içinde bulundukları manevi hazzın beden dillerine yansımasıyla birlikte, çocuk tarafından bunların gözlenmesi, hep şuuraltında Allah’ın varlığını çocuğa hissettiren şeylerdir. Büyük zatların hayat hikayelerini okuduğumuzda kendilerini çok küçük yaşta yaşantısıyla etkileyen insanların var olduğunu görürüz.

alıntıdır
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
canım ya ne mutlu sana ınan ımrenıyorum nekadar guzel sımdıden yavruna kur-anımızı ögretıyorsun ben malesef onları yapamadım burada ısguc derken anlatması cok uzun ve yerı degıl o kadar ısterdımkı zamanı gerı almayı ve cocuklarıma herseyı ogretmeyı (kardeslerim hic bir sey gec degilse yavrulariniza ögretin ne olur)ama nasıp olmadı fakat rabbım ınsallah sımdı onların gönullerıne ıman;ıbadet gucu verırde ögrenırler rabbım ınsallah sana hayırlı avlat verır benım oglumda benımle umreye gıtmek ıstıyor bakalım nasıp olur ınsallah böyle guzel bılgıler verdıgın ıcın allahım senden bın kere razı olsun allaha emanet ol
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
canım ya ne mutlu sana ınan ımrenıyorum nekadar guzel sımdıden yavruna kur-anımızı ögretıyorsun ben malesef onları yapamadım burada ısguc derken anlatması cok uzun ve yerı degıl o kadar ısterdımkı zamanı gerı almayı ve cocuklarıma herseyı ogretmeyı (kardeslerim hic bir sey gec degilse yavrulariniza ögretin ne olur)ama nasıp olmadı fakat rabbım ınsallah sımdı onların gönullerıne ıman;ıbadet gucu verırde ögrenırler rabbım ınsallah sana hayırlı avlat verır benım oglumda benımle umreye gıtmek ıstıyor bakalım nasıp olur ınsallah böyle guzel bılgıler verdıgın ıcın allahım senden bın kere razı olsun allaha emanet ol
amin ablacım. ben çocuğuma Allah sevgisini vermek istiyorum. bu dünyaya neden geldiğimizi amacımızı bilsin istiyorum. ama anlatmakta zorlanıyorum. Allah içinden versin. güzel hisler içinde olursa kendi yapar zaten bizim zorlamamız olmadan. yani derse oturunca kendini vermiyor hala harekeleri geçemedik maalesef. bir de dikkat dağınıklığı var bilgisayarda çalışıyoruz mesela benim ki bişeyler buluyor önünde onunla oynuyor hiç bişey bulamazsa kazağını çekiştiriyor kucağımdan aşağı kayıyor. inşallah bu dikkat dağınıklığına Rabbim şifa verir. hiperaktifliğinede. inşallah önce Rabbimize sonra bize itaatkar kişiler olurlar. seninde torunların öğrenirler inşallah. sen teşvik edebilirsin. çcuklar için güzel dergiler var nettede güzel siteler var. Kuran öğreten hem sesli. cümlemizden de sende Allaha emanet ol.
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
amin ablacım. ben çocuğuma Allah sevgisini vermek istiyorum. bu dünyaya neden geldiğimizi amacımızı bilsin istiyorum. ama anlatmakta zorlanıyorum. Allah içinden versin. güzel hisler içinde olursa kendi yapar zaten bizim zorlamamız olmadan. yani derse oturunca kendini vermiyor hala harekeleri geçemedik maalesef. bir de dikkat dağınıklığı var bilgisayarda çalışıyoruz mesela benim ki bişeyler buluyor önünde onunla oynuyor hiç bişey bulamazsa kazağını çekiştiriyor kucağımdan aşağı kayıyor. inşallah bu dikkat dağınıklığına Rabbim şifa verir. hiperaktifliğinede. inşallah önce Rabbimize sonra bize itaatkar kişiler olurlar. seninde torunların öğrenirler inşallah. sen teşvik edebilirsin. çcuklar için güzel dergiler var nettede güzel siteler var. Kuran öğreten hem sesli. cümlemizden de sende Allaha emanet ol.
AMIN canım evet cok güzel bir düşünçe ama daha çok küçük sıkılıyordur bilmiyorum hergünmü okutuyorsun hafda da ıkı gün felan okut daha iyi olur bence benım torun 7 yaşında pazar günleri camiye gidiyor ELİF.BA ları okuyor MAŞALLAH hemen ezberlemişte ama senin oğlun okuma bilmediği için sıkılır sabır kolay değil tabi.RABBİM INŞALLAH senin emeğinin karşılığını verir:a12:. canım senin bildiğin bir site varmı benım torunlara kızım okutsun İNŞALLAH RABBİM tüm yavrularımızın kalblerıne İMAN gücü verır ALLAH,A emanet olun
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
haklısın abla küçük daha işte bu yaşlarda öğrenirse öğrenir diye düşünüyorum çünkü büyüyünce istemiyoruz diyorlar daha dikkafalı oluyorlar. bir de etrafımdan görüyorum hep bayanlar büyük ama bişekilde öğrenmemişler. hep erteliyorlar yazın seneye. diyorum seneye kadar yaşayacağımız belli mi? Allah herkesin içinden versin. bugün oğlan salli ve bariği bitirdi hamd olsun. rabbenaya geçti. şu anda yanımda bilg da oyun oynuyor ben de mesajlarımı yazıyorum burda. bir yandan da rabbenayı dinliyoruz çünkü dinlemekte önemli ezber yapmada. o oyun oynarken filan ya dinletiyorum ne ezberleyecekse ya da ben okuyorum. mesela beraber kurabiye yaptık geçen ay ezan duasını öyle ezberlettim. o tekrar etmese bile ben arka arkaya okuyorum. ister istemez öğreniyor. ben bildiğim linkleri burdan bikaçını vermiştim. daha veririm yasak değildir inşallah. başka sitenin linkini vermek durup dururken banlanmayaım da :) sen bilirsin süreç yönetimindesin.
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
evet sende haklısın sımdı ben bıle ezberlemede zorluk çekiyorum insan ne öğrenirse gençliğinde .çocuklukta öğreniyor.
öğrenmesı gerek allah senden razı olsun emeğinin karşılığını ınşallah rabbim oğlunun öğrenmesiyle verir ve hayırlı kılar ne mutlu oğluna senın gibi melek bir annesi var her yere yetişiyorsun maşşallah
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
evet sende haklısın sımdı ben bıle ezberlemede zorluk çekiyorum insan ne öğrenirse gençliğinde .çocuklukta öğreniyor.
öğrenmesı gerek allah senden razı olsun emeğinin karşılığını ınşallah rabbim oğlunun öğrenmesiyle verir ve hayırlı kılar ne mutlu oğluna senın gibi melek bir annesi var her yere yetişiyorsun maşşallah
amin inşallah hayırlı, itaatkar evlat olurlar bizleri hiç üzmezler. yetişmeye uğraşıyorum. az az da olsa hiç yapmamaktan iyidir. tüm gün hiç uzanıp yatmıyorum ev işi yapıyorum dinlenmek için biraz buraya geliyorum. Allah kabul etsin. mazeret uydurmamamız lazım abla herşeyi yapabiliriz istersek kitapta okuruz Kuranda okuruz. çocuk ev işleri mazeret olmamalı.
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
vallah cok haklisin bazen goruyorum veya duyuyorum ay cok is yaptim cok yoruldum is guc cocuk beni bitirdi felan diye rabbim calisani sever yan gelip yatmaya mehilli olani degil- bende cocuklari nasil buyuttum bi bilsen okula yolla yuvaya goturuyordum ordan ise isten gel cocuklari al alis veris yap yemekti yedir ders yaptir topla gece 12 yatiyordum sabah 04 yine ayakta allahima sükür büyüdüler artikda rahatladim ama insan gens yasta hic bir sey anlamiyor inan ok yasim cokta gec degil ama 20 ile 40 arasi herseyi yikip devire biliyor insan ondan sonra yokus assagi inise gidiyor yinede allahima cok sukur hic bir rahatsizligim yok inan seni cok taktir ediyorum masallahin var böylede devam edersin insallah yavrunda senin gibi olur insallah -allahim senin gönlüne göre versin canim benim :a14:
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
inşallah ablacım Allah sana da sağlık versin bana da cümlemize de ölene kadar ibadetlerimizi yapalım inşallah. abla bak sitemizin anasayfasında resimli elif ba var küçük çocuklar için hazırlanmış ben de oğluma harfleri böyle öğrettim. biz dergide aldık. kreşten aldırdılar. Kuran öğreniyorum seti. muştu yayınlarının. ama gerek yok nette de var.

Resimli Elifba - Online Kuran Okumayı öğrenme - Cüz - Elifba - Harfler, Yazılışlar, Okunuşlar, Dualar , Sureler, Alıştırma, Harekeler, Resimli Elifba, Namaz lafızları, Kunut Duaları İndir, Download, yükle

aynen böyle bebeğin be'si telefonun te'si diye resimlere bakınca çabuk öğreniyorlar.
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
allah razi olsun canim yeni galiba gerci uzun suredir oraya hic girmedim ama kizima söyleyim oraya üye olsun
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Selamün aleyküm kardeşlerim konuma göz attım oğluma Kuran-ı Kerimi öğretirken çektiğim sıkıntıları okudum hatıralarımı ihya ettim. oğlum nisan ayı sonu civarında Kurana geçti hamd olsun. yani beş yaşın içindeydi. yasinden başlatmayı tercih ettim yasini bitirdik. tekrar yasini okutmak istedim ikinci okuyuşumuz daha rahattı. tabi büyükler gibi değil bir harfe birkaç sn bakıyor harfi tanıyor harekesini düşünüyor sonra cevap veriyor. yasini ilk okuyuşumuzda günde beş satır okuttum yarım saatte okuyordu. ikinci okuyuşumuzda ise 15 dk ya düştü süre. yasin okutmaya devam edecektim ama hatim başlamak istediğini belirtti başlattık. Ramazan ayında birkaç sayfa okuttum. şimdi haftada bir gün okutmak planım üç dört satır kadar sıkılmaması için zorlamak istemiyorum. 14. sayfayı bitirdik. maşallah :) tabi çok yavaş okuyor fakat yaşı küçük büyüdükçe hızlanacaktır önemli olan öğrendiklerini unutmaması.

yazmamdaki amacım forumun başını okuyanların eğitimin devamında neler olduğunu merak edebilecekleri düşüncesi ve merakını giderebilmek ve eğer küçük çocuğu olan varsa onlara çocuklarının Kuranı öğrenebileceklerine bir örnek olmak. çocuğum yapamaz demeyin 5-6 yaş grubunda çok çocuk gördüm öğrenen okuyan.

Allah isteyen herkese nasip etsin.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Çocuklara dini ve ahlaki eğitimi nasıl vermeliyiz?

DİN EĞİTİMİ hakkında belki de ilk söylenecek şey, bu kavramın değişik çevrelerce değişik anlamlarda kullanıldığıdır. Bazıları, din eğitimi denince sadece okullarda ya da Kur’ân kurslarında verilen din eğitimini anlıyor. Böyle anlayınca da, çocuğa din eğitimi on beş yaşından sonra verilsin gibi kendince önerilerde bulunabiliyor. Fakat ideal din eğitimi bu tanımdan çok daha geniş bir çerçeveye sahiptir.

İslâm’da din eğitimi, bir açıdan bakılırsa çocuk doğduktan itibaren, bir açıdan bakarsanız ondan da önce, eş seçimiyle birlikte başlar. Bu eğitimi eş seçimiyle başlatan din âlimleri, uygun bir eş seçilmediği takdirde çocuğun ilk ve temel okulu olan evde taşların hiçbir zaman yerli yerine oturmayacağını haklı olarak öne sürerler.

Dinimize göre eğitim, ne sadece okul duvarları arasına ne sadece eve, ne de belli bir yaştan sonrasına hasredilen bir şeydir; daha çok “hayat boyu ve her yerde” bir niteliğe sahiptir.

Bu açıdan bakıldığında, çocuk doğduğu andan itibaren ona verilen her şey eğitim kapsamına girer. Onun emzirilmesi, altının temizlenmesi, kucağa alınması, sevilmesi bile bu eğitimin bir parçasıdır. Neyin eğitim olup olmadığıyla ilgili bir soruya dinin vereceği cevap, “Çocuğun duygularını, düşüncelerini, bedenî gelişimini, Rabbine olan yakınlığını, ileride olgun bir iman sahibi olup olmamasını etkileyecek her şey eğitimin konusudur” olacaktır. O bakımdan okulda öğretmenlerden önce evde anne baba, çocuk için en önemli “eğitici” olduklarının farkında olmalıdırlar.

Günümüz gelişim psikolojisi bilgileri de bu yargıyla uyum halindedir. Uzmanlar, çocuğun 0-7 yaş arasındaki eğitiminin asla ihmal edilmemesi gerektiğini belirtmektedirler. Hele hele “el kadar çocuk ne anlar” anlayışı çok yanlış bir çıkarsamadır. Çünkü o hiçbir şeyden anlamadığını sandığımız çocuk bir yaşına kadarki dönemde anne ve babanın konuşmalarıyla, kelimeleriyle hafızasını doldurur. Sonra da yaşını tamamlamaya yakın hafızasına aldığı kelimeleri kullanmaya yeltenir. Telaffuzu kolay kelimelerle de bunu başarır.

Yine bu dönemde çocuğun konuşmaya başlamasının yanısıra, emeklemesi, düşe kalka yürüme egzersizleri yapması da daima bir “öğrenme faaliyeti” içinde olduğunun delilidir.

Öte yandan, çocuğun hayat boyu sürecek karakterinin kimi psikologlara göre ilk dört yaş, kimilerine göre ise ilk yedi yaşta şekillendiği hususu çok önemli bir tespittir. Hal böyle olunca, psikologlar tarafından “ahlâkî gelişmesi” şeklinde nitelenen inanç ve ahlâk kuralları çocuğa doğru biçimde verilmelidir. Çünkü bu kurallar iç kontrol gücü denilen vicdanın gelişmesini de beraberinde getirir. İç kontrol gücünün gelişimi demek, çocuğun kendi kendisini yönetme yeteneği demektir. Aile ve çevre faktörünün oluşturduğu dış kontrol gücü, iç kontrolün gelişmesine paralel olarak etkisini azaltır.

Çocuğun ilk yaşlarında konuşmayı kavramasından sonra dini duygu ve düşüncelerin sağlıklı bir zeminde yürümesi için öğretilecek ilk şey, Peygamber Efendimizin emirleri doğrultusunda “Lâ ilâhe illallah” lafzı ya da cümlesi olmalıdır. Allah’ın varlığını ve birliğini ifade eden bu gizemli ve ürpertili gerçekle hayata başlayan çocuk, o küçük yaşta büyük adımlara, yaratılış gayesine hazırlık için en ciddi başlangıç aşamasını geçmiş demektir. Aileler bu konuyu asla ihmal etmemelidirler.

Çocuğun hayata adım attığı, düşe kalka yürümesini öğrendiği ve yarım yapıldak kelimeleri telaffuz edip ailenin neşe kaynağı haline geldiği bu süreçten itibaren “oyun” da asla ihmal edilmemesi gereken bir eylemdir. Bu süreçte sevgili Peygamberimizin “Çocuğu olan çocuklaşsın” buyruğu ebeveyn tarafından ilke edinilmeli ve çocukları eğlendirmek, onlarla oyunlar oynamak için özel çaba sarf edilmelidir.

Çünkü oyun çocukların en sevdiği eylemdir. Anne babanın ve diğer aile bireylerinin çocukla oyun oynaması, çocukla aile fertleri arasındaki ilişkiler için sağlam bir zemin oluştururken, aynı zamanda çocuğun zekâsını geliştirip, psikolojik açıdan gelişimine de ciddi manada katkı yapacaktır. Biricik önderimiz olan Peygamber Efendimizin çocukları oynamaya, eğlendirmeye teşvik etmesinin yanı sıra, kendisinin de çocuklarla bizzat oynadığı, torunlarını omuzlarına ve sırtına bindirdiği, böylelikle onları güldürüp eğlendirmesi oyun konusunun önemini bütünüyle ortaya koymaktadır.

Çocuğun algılamasının arttığı, karakterinin şekillenmeye yüz tuttuğu bu dönemde çocuk, anne babanın yanında namaz ibadetiyle, dua ibadetiyle tanışacak ve onları gözlemleyecektir. Taklit yönteminin genel geçer olduğu bu dönemde anne ve baba çocuğa çok iyi bir örnek teşkil etmelidirler. Çocuğa dini eğitim vermede anne babanın örnek olmaması durumunda başarı şansı oldukça zayıftır. Çünkü çocuğa örnek teşkil edemeyen aile bireylerinin çocuğa dini eğitim vermesi mümkün olmadığı gibi, verse de etkili olamaz.

Din eğitim ve öğretiminde en ideal yöntem, çocukla birlikte ibadet etmek, ona anlayabildiği bir dille ibadetin önemini kavratıp, ibadete teşvik etmektir. Çocuğa eğitim ve öğretim sırasında onun psikolojik durumu gözden ırak tutulmamalıdır. Korkutucu örnekler yerine, ergenlik çağına değin biteviye sevdirici, teşvik edici örnekler verilmelidir.

Bu dönemde hoşgörü ve müsamaha etken unsurlar olarak öne çıkarılırken, çocukla olan iletişim beden diliyle güçlendirilmeli ve sevgi muhtevalı sözcüklerin albenisi kuşanılmalıdır. Sevgi içerikli kelimeler, güzel sözler, takdir ve iltifat yüklü kelimeler, çocuğun inançla olan bağlarının kavileşmesini sağlarken, çocuğun aileyle olan bağlarını da olumlu olarak etkileyecektir.

Ayrıca, ibadet sonrasında çocuğun başını okşamak, sırtını sıvazlamak, onu takdir dolu kelimelerle yüreklendirmek, daha çok manevi içerikli ödüllendirmelerdir. Bu ödüllendirme biçimi çocuğa özgüven, huzur ve inanç aşısının da etkili olmasını sağlayacaktır.

Sevgide dengeli olmak, bu nokta da önemli bir faktördür. En sevdiklerimizi çocuğunda sevmesi için aynı zamanda lüzumlu da bir hareket tarzıdır. Disiplinli sevgi şeklindeki bir vasat sevgi, ideal bir sevgi biçimidir. Çocuğun ilk mürebbiyeleri olan anne ve babalar verdikleri eğitimde, sevgi, anlayış, merhamet, düzen, disiplin gibi davranış şekillerini öne çıkarmalıdırlar.

Yine bu koşutta ebeveynler çocuğun yetiştirilmesi için seferber olurken, çocuklarının hayırlı bir evlat olası için yüce Yaratıcıya el açıp, yalvarıp yakarmayı da asla ihmal etmemelidirler. Tabii yakarışlarında “dünya hayatının süsü, meyvesi olan” çocuk nimetini kendilerine bahşettiği için şükran duygularını da mutlaka sunmalıdırlar.

Çocuğa temel eğitimin verildiği bu süreçte anne ve babalar birlikte hareket etmeli ve görevlerini ihmal etmedikleri gibi, asla birbirlerine de bırakmamalıdırlar. Taraflardan birinin bu sorumluluğu yüklenmekten kaçınması eğitimin yarı yarıya sekteye uğraması demektir. Deyim yerindeyse, çocuğun eğitimi bir tahterevalli oyunudur ve bu oyunda uçlarda anne baba otururken ortada çocuk durmaktadır. Bu oyun öylesine dengeli oynanmalıdır ki, taraflar birbirini ağdırmamalıdır.

Buraya kadarki izahlardan da anlaşılacağı üzere, çocuğun küçüklüğünden itibaren aile içinde kuvvetli bir iman dersi almalıdır. Bediüzzaman’ın dediği gibi, “bir çocuk küçüklüğünde kuvvetli bir iman dersi almazsa, İslâmiyetin ve imanın erkânlarını ruhuna alması sonra çok zor olur, yabani düşer. Özellikle anne ve babasını dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabani olur.”

Bu ifadelerden çıkarılacak önemli bir husus, gerçek dinî ibadetlerini yerine getirebilecek yaşa gelene kadar çocuğu yaptığı işlerden zevk alır halde tutmaktır. Maneviyat konusunda çocuk için başka her yerden daha çok, evde yaşadıkları önemlidir. Anne baba çocuklarına dinî bir şeyler anlatırken “yetişkin odaklı” değil, “çocuk odaklı” olmaya dikkat etmelidir. Başka bir ifadeyle çocuğa yetişkin gibi davranmalı, ama ondan yetişkin gibi davranması beklenmemelidir.

Bir diğer husus ise, anne baba ile okulda verilen eğitimin çocuk nezdinde “eğitimin bütünlüğünü bozucu” bir niteliğe dönüşmesine izin vermemektir. Yine Bediüzzaman’ın “okulda öğretmenlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar” diyen lise talebelerine “Öğretmenleriniz bahsetmiyorsa da, her bir fen kendi lisanıyla Allah’tan bahseder. Onları dinleyiniz.” şeklindeki öğüdü bu çerçevede son derece manidardır. Laik eğitim anlayışında keskin çizgilerle birbirinden ayrılan dinî-dünyevî eğitim, din odaklı bakışta geçersizdir.

Dindar bir anne baba ya da öğretmen için, bir çocuğun namaz kılması da, gezegenler hakkında bilgi sahibi olması da, aynı dünya görüşünün izlerini taşımalıdır. Bu konuda kâinatın da, Kur’ân’ın da, Peygamber’in de aynı hakikati öğreten farklı öğreticiler oldukları sanırım konuyu açıklayıcı mahiyettedir. Söz gelimi, binlercesi içinden sadece bir örnek olarak, “Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler” Kur’ân âyetini, kâinatta cari olan gerçekler yalanlamaz. İkisi birbirine destek olurlar. Yine Kur’ân’ın övdüğü her bir hasleti Peygamber yaşantısında en kemal düzeyde tezahür ettirir.

İdeal din eğitiminin nihaî hedefine gelince, çocuğun kendisini yaratan, büyüten, besleyen ve terbiye eden Rabbini bilmesidir. Ev, okul ve toplum hep beraber bu hedefe ulaşması için çocuğa yardımcı olmalıdır. Bu yardım sırasında, çocuğa öğretilmek istenen konunun onun gelişim çağına uygun olup olmadığını göz önüne alınmalıdır.

Özellikle çocuğun ahlâkî gelişim basamakları, bu çerçevede son derece önem arzetmektedir. Ahlâkî gelişimin birinci basamağı, bebeklik dönemidir. Bu dönemde çocuğun doğru ve yanlış hissi, sadece iyi ve kötüyle ilgili ne hissettiğidir. İkinci basamak, çocuğun yeni yürümeye başladığı dönemdir ve çocuk bu dönemde de, başkalarının anlattıklarından “doğru” ve “yanlış”ı öğrenir. Okul öncesi yıllara denk gelen üçüncü basamakta ise, çocuk aile değerlerini, sanki kendi değerleriymiş gibi, içselleştirmeye başlar; ve kendi davranışlarının sonuçlarını algılamaya, anlamaya başlar.

Dördüncü basamak, 7-10 yaş dönemini kapsar. Bu dönemin ayırıcı özelliği, çocuğun anne babasının, öğretmenlerinin ve diğer yetişkinlerin yanılmazlığını sorgulamaya başlamasıdır. Çocukta güçlü bir “yapılmalı” ve “yapılmamalı” duygusu hakimdir. Ön ergenlik ve ergenlik yıllarını kapsayan beşinci basamağa gelen çocuk ise yetişkinlerden ziyade, arkadaşlarına önem verir ve arkadaş sistemi içinde farklı değer sistemlerini deneyerek, bunların içinde kendisi için en uygun olanını bulmaya gayret eder. Özellikle bu dönemde çocukların dini ve ahlaki değerleri bilen insanlara yönlendirmek ve onlarla arkadaşlık kurmalarını tavsiye etmek gerekir.

Anne baba açısından bakıldığında, çocuğun terbiye olacağı gelişim dönemleri daha farklı bir düzleme oturur. Anne baba ve eğiticiler açısından kaba bir tasnifle ifade edilirse, 0-6 yaş dönemi “telkin,” 7-10 yaş dönemi “teşvik,” 10-14 yaş dönemi “ikaz,” 14 yaş üzeri üzeri ise “müsamaha dönemi” olarak isimlendirilebilir.

Buna göre çocuğa ilk önce dini açıdan önemli ve en temel telkinler yapılır. Çocuğun kulağına ezan ve kamet okunması, konuşmaya başladığında “La ilahe illallah” sözünün söyletilmesi, telkin faaliyetleri arasında sayılabilir. Teşvik döneminde ise çocuğun namaz kılmaya özendirilmesi, doğru davranışları yapmaya yönlendirilmesi, az yemek yemeye veya arkadaşlarıyla paylaşmaya ikna edilmesi, teşvik döneminde yapılabileceklere örnek olarak verilebilir.

İkaz dönemi ise, çocuğun ergenlikten önceki son virajdır. Burada çocuk, yavaş yavaş aile otoritesinden kurtulmaya başlar. Kendi başına hareket etmeye özenir. Fakat yine de, duygularının etkisinden kurtulup iradesini tam olarak hakim kılamadığı için anne babasının zorlayıcı ve ikaz edici birtakım terbiye uygulamalarına muhatap olur. Küçük yaşlarda çocuğa abartılı şefkat göstermek ne kadar makul ise, bu dönemde biraz daha disiplini öne çıkarmak aynı oranda makuldur.

Son olarak, müsamaha dönemine geldiğinde artık karşımızda gerek bedenen gerekse aklen yetişkin kabul edilecek yaşa gelmiş bir genç durmaktadır. Bu genç, Peygamberimizin bu yaştaki gençleri askere almasında da görüleceği üzere, yetişkin kabul edilmelidir. Artık baskı gence fayda etmez. Ona ancak dostane ve müsamaha yoluyla yakınlaşılabilir ve faydalı olunabilir.

Tüm bu açıklamalardan şöyle bir sonuç çıkarmak doğru olur: İslâm’da din eğitimi hem bilinçli olmayı hem de büyük çaba göstermeyi gerektirir. Bu yolda en büyük sorumluluk da, herkesten önce anne babaya düşer.

Hilmi Orhan - Zafer Dergisi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt