Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

CİHAD ERLERİ*ÇEÇENLER (1 Kullanıcı)

CAFERİ_TAYYAR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
385
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
S.A.
ÇEÇENİSTANDA ŞEHİD OLAN TÜRK VATANDAŞI

Şehid Murat Konukçu

Şehadeti: 10 Ağustos 1999 Dağıstan

1974 yılında Eskişehir’de doğdu. Babasının işi nedeniyle İzmit’in Karamürsel ilçesine yerleştiler. Çocukluğu ve okul dönemi burada geçti. 1992 yılında Karamürsel İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. Daha sonra Ahadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü kazandı.

Lise yıllarında başlayan İslami Mücadelesi, üniversite yıllarında daha bir olgunluk kazanmaya başladı. Bosna savaşının başlaması ile birlikte eğitimine ara vererek 1995 yılında Bosnaya gitti. Yaklaşık 5 ay savaştıktan sonra, savaşın durması ile birlikte, Türkiye'ye döndü. Bosna'da şehid düşen arkadaşlarını anlatırken, kendisine nasib olmadığı için hayıflanırdı.

Aklından hep Ogadin, Keşmir, Filistin geçiyordu. Çeçenistan’da Şamil Basayev’in bağımsız bir kampının olduğunu öğrenince, 1998 yılının başında Çeçenistan’a gitti.

Bir süre eğitim gördükten sonra, kampa yardım toplamak üzere Türkiye’ye geldi. Şehir, şehir dolaşarak şahsi dostlukları bulunan esnaflardan yardım toplayarak, bu kampa götürdü. Bu faaliyetlerine 1 yıl kadar devam etti.

23 Haziran 1999 tarihinde ailesiyle vedalaşarak Çeçenistan’ın yolunu tuttu. Bu gidiş farklıydı. Yardımları götürmek gayesiyle gidiyordu. Ayrıca bir operasyonun yapılacağından haberi vardı. Şehid olması için yakınlarından dua etmelerini istiyordu. Operasyondan bir hafta önce, Çeçenistan’dan annesini arayarak helallik istedi.

Dağıstan’ın Rus işgalinden kurtulması için verilen mücadelede Türkiye'den giden müslümanlardan ilk şehidler verildi: Murat Konukçu (Cüheyman) , Cemil (Ebu Zeynep) ve Avrupadan iki kardeş birlikte gelen ve büyüğü olan Faruk. Faruk, henüz 3 aydır İslamî bilince ulaşmış bir müslüman olduğunu öğrendik. Kardeşi Fatih, daha sonra şehadete ulaşacaktı. Fatih, Bosna Cihadına da katılıp, büyük başarılar göstermişti.

Murat Konukçu, Bosna cephesine gitmeden önce, yazmış olduğu bir şiirinde duygularını şöyle ifade ediyordu.

"Dağlardır benim yuvam, sılamdır dağlar
Sılaya vuslatı özlerim
Kanım kaynar, çeker beni, çağırır kendine
Ebedî yuvaya dağlar
Haksızlık karşısında Ammar gibi kıyama çağırır beni
Ana kucağı gibi sıcak ve şefkatli dağlar
Duyarım sessiz çığlığını Bosna Dağları’nın,
Çağırır beni
Bekle, geliyorum Ey Şehid Dağları..."

Murat Konukçu ajandasına mü’minlerin vasıflarıyla ilgili şöyle bir not düşmüş.

“ Önceki mü’minlerin ilahî emirlere yaklaşımı “İşittik ve itaat ettik” şeklindeydi. Şu anki müslümanların zihniyeti ise “İşittik, düşünüyoruz, tartışıyoruz, akletmeye çalışıyoruz, mütalaa ediyoruz ve nasib olursa, ömrümüz yeterse, işimiz, gücümüz, sosyal konumumuz ve yasalar elverirse itaat edeceğiz.” demektir. Ama elbetteki mü’minler ilahî emirlere ancak “Semi'nâ ve eta'nâ” derlerdi."

Murat’ın dilinden düşürmediği duası ile şöyleydi. Tam bir Şehid’e yakışacak bir dua….

"Ya Rabb! Bize, sonu şehadet olan ameller işlet !....
Nefsimizde olanı değiştirmede bize yardım et.
Hakkı olduğu gibi anlatmayı nasip et!
Bizi, sevdiklerinle beraber yaşat, sevdiklerinle beraber ölüdür ve sevdiklerinle beraber haşr eyle!
Senin zikrini anmayı ve yaşamayı bize nasip et.
Allah’ım bile bile şirk koşmaktan sana sığınırım, bilmediklerimden de af dilerim…" (Amin.)

Murat Konukçu, Karamürsel’de oturmaktaydı ve daha önce de, Bosna cephesinde 5 ay kalmıştı. Kosova'nın Sırplar tarafından yağmalanmaya başlaması üzerine de Kosova’ya gitmek üzere Makedonya ya gitti. Kosova’ya giremeden geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Ne pahasına olursa olsun Kosova’ya gitmeyi kafasına koymuştu. İkinci defa Makendonya’ya gitmişti. Geçiş emniyeti için gereken bağlantıları kurmuş, sınırda beklemekteydi ki barış anlaşması imzalandı. Yine geri dönmek zorunda kalmıştı.

Buradan dönüşünde, Bosna cephesinden tanıdığı Karamürselli Salih’le zaman zaman dertleşirlerdi.

Murat Konukçu Dağıstan cephesine gitmeden birkaç gün önce, yine böyle bir sohbet esnasında Salih’e;

“Bugün öyle bir rüya gördüm ki, çok enteresan. Bosna’da iken bir arkadaşım, aynen benim gördüğüm bu rüyayı gördüğünü anlattıktan sonra şehid olmuştu. Benim gördüğüm rüya o kardeşimin anlattığı rüyanın aynısı. İnşaallah Dağıstan’da Şehid olurum.” diyerek, şehadet özlemini dile getirmiş.

Murat, her sefere çıkışında, annesinden helâllik dilemek adetiydi. Annesi de ciğerparesini her seferinde “ Hayırlısı ile git ve gel. Allah yardımcınız olsun” diye dualar ederek uğurluyordu. Bunu arkadaşlarına övünerek anlatırdı.

Murat kardeşimizin şehadeti ise şöyle gerçekleşir. Kendisi Şeleka diye tabir edilen ve Kamaz kamyonu üzerine monte edilmiş, uçaksavar kullanıyordu. Uçaklar, yerlerini farkeder ve bulundukları yeri bombalamaya başlarlar. Kamyon mevzi değiştirdiği esnada freni patlar, Murat ve yardımcısı Abdulbari ismindeki Ürdün’lü mücahid, kamyonun sağ taraftaki uçuruma yuvarlanması sonucu Şehid olurlar. Murat’ın cenazesini defneden Suud’lu Osman ismindeki mücahid, Murat’ın şehadet parmağını şehadet getirir bir vaziyette ve kalbinin üzerinde olduğunu, defnederken sağ kolunu ne kadar yanına koymaya çalıştıysa da, her seferinde kolu dirseğinden büküldüğünü, elini şehadet getirir vaziyette, kalbinin üstünde koyduğunu ve öylece defnettiklerini aktarmıştır.
 

CAFERİ_TAYYAR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
385
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
S.A.
ŞU TARİFE BAKARMISINIZ ARKADAŞLAR, ŞEHİDİMİZ NE DE GÜZEL ANALİZ ETMİŞ ÜMMETİN HALİNİ

“ Önceki mü’minlerin ilahî emirlere yaklaşımı “İşittik ve itaat ettik” şeklindeydi. Şu anki müslümanların zihniyeti ise “İşittik, düşünüyoruz, tartışıyoruz, akletmeye çalışıyoruz, mütalaa ediyoruz ve nasib olursa, ömrümüz yeterse, işimiz, gücümüz, sosyal konumumuz ve yasalar elverirse itaat edeceğiz.” demektir. Ama elbetteki mü’minler ilahî emirlere ancak “Semi'nâ ve eta'nâ” derlerdi."
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
selamün aleyküm..
sevgili kardeşim belki anında giremiyoruz anında okuyamıyoruz ama illa paylaşımları okuyup nasipleniyoruz inşallah...
iş yerindeyiz çalışıyoruz ancak yetşip ancak iştirk edebiliyoruz..

bende geçen hafta nasip bir türlü bu foruma denk gelemedim o yüzden acaba kimse okumyacakmı diye düşündüm ama ben saat 22 de fetih süresini okudum hamd olsun
rabbim kabul eder inşallah..
hakkını helal et kardeşim biraz geç oldu..

selam ve dua ile
 

CAFERİ_TAYYAR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
385
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
selamün aleyküm..
Sevgili kardeşim belki anında giremiyoruz anında okuyamıyoruz ama illa paylaşımları okuyup nasipleniyoruz inşallah...
Iş yerindeyiz çalışıyoruz ancak yetşip ancak iştirk edebiliyoruz..

Bende geçen hafta nasip bir türlü bu foruma denk gelemedim o yüzden acaba kimse okumyacakmı diye düşündüm ama ben saat 22 de fetih süresini okudum hamd olsun
rabbim kabul eder inşallah..
Hakkını helal et kardeşim biraz geç oldu..

Selam ve dua ile

ve aleykum selam kardeşim,
allah kabul etsin okuduğumuz kuranı ve ettiğinizi duaları inş.
Benim öyle dua listesi oluşturmak, yada kuran okuma listesi oluşturmak gibi bi gayem yok. Forumun geçmişini okudum ordan esinlenerek bizde devam edelim bu hayırlı işi diye düşündüm, okuyandanda okumayandanda allah c.c. Razı olsun.
Okuyan zaten kârda her bir harfine 10 sevabın yazıldığı bi hayırda kim bulunmak istemez demi
 

CAFERİ_TAYYAR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
385
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
s.a.
Şehid Bilal

Bilal... O’nu kardeşleri böyle adlandırmıştı. O da ismini aldığı o mazlum sahabe gibi esaretten hürriyete, kölelikten ebedi mutluluklar diyarına yol almayı başardı.

Doğup büyüdüğü coğrafyanın zayıf bırakılmış, mazlum insanlarının yanından ayrılarak İstanbul'a göç etti. İstanbul'da girdiği üniversite imtihanında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı. Ama hiç bir zaman bu okulda okumayı içine sindiremedi. O kendine Rabbi’nin rızasını gaye edinmişti. Onun işi salih ameller peşinde koşmaktı. Bilal tüm yaşamını cennet için azık peşinde koşmaya adamıştı.

İlk önce 1995 yılında 21 yaşındayken, Müslümanların batı cephesi olan Bosnalı kardeşlerinin yardımına koştu. Orada 5 ay kadar kaldı. 1995 yılının sonunda savaşın barış antlaşmasıyla son buluşundan sonra Türkiye'ye geri döndü. Kısa bir süre sonra Hinduların esareti altındaki Keşmirli kardeşlerinin yanına gitti. Orada da bir müddet Allah yolunda çalıştı. Bir çatışma sırasında cihada beraber gittikleri Osman Öztürk isimli kardeşi şehid oldu, kendisi de yaralandı ve Türkiye'ye tekrar geri döndü. Fakat Kafkasya'da Şeyh Şamil'in torunlarından bir avuç yiğidin, dünyanın en güçlü ordularına karşı verdikleri destansı mücadeleye icabet etmek için tekrar yollara düştü.

Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "İnsanların en hayırlısı atının dizginine sıkıca tutunup nerede bir feryad, bir tehlike sesi duysa atını oraya süren kişidir."

Çeçen kardeşlerinin yanına daha önce gittiği yerlerden farklı olarak epey tecrübe kazanarak gelmişti. Yüzyılımızın Halid bin Velid'i, Seyfülislam (İslam’ın Kılıcı) Emir Hattab'ın grubunda, bölgelerden birinin komutanı olmuştu. Birinci Çeçen cihadı 1996 yılında bitti. Ama o bu bereketli cihad topraklarını terketmek istemedi.

1999'un başında birinci Çeçen Cihadında tanışmış olduğu bir şehid arkadaşının kız kardeşi ile evlendi. Bir sene sonra ismini Musab koyduğu bir oğlu oldu. Musab için; "O benim reyhanım" derdi. Ona karşı çok düşkündü. Eşine bıraktığı son vasiyetinde; "Sizleri çok seviyorum.Siz benim dünya ahiret sevdiklerimdensiniz. Ama ben cihadı, Allah yolundaki mücadeleyi, Rabbimin Firdevs Cennetlerini daha çok seviyorum. Şimdi ben sizleri Allah için terk ediyorum. Ama şunu bilin ki, Firdevs Cennetinde sizi bekleyeceğim." demişti.

6 Ağustos 1999'da başlayan ikinci Çeçen Cihadında da Bilal, bir mücahid bir komutan olarak görülmemiş kahramanlıklara imza attı. Allah onun eliyle birçok düşmanına azap etti ve cehennemlere sürdü. Bu savaşlar sırasında defalarca yaralandı. 1. Dağıstan operasyonları sırasında, karnına isabet eden bir kurşunla midesinden ağır yaralandı. Bundan 4 ay sonra sağ yanağına isabet eden bir mermiyle de çene kemiği ve dişleri dağıldı.En son ise, bir mayına basarak sol ayağını kendinden önce cennete gönderdi.

Allah Resulü buyuruyor ki; "Allah kıyamet günü şehidi vurulduğu ilk günkü yarasıyla, rengi kan rengi, kokusu misk kokusu olduğu halde diriltecektir."

Bu ağır yaradan sonra Bilal, tedavisi için tekrar Türkiye'ye döndü. 3–4 ay Türkiye'de kaldı ve bu süre içinde kopan sol ayağı yerine protez takıldı. Oğlunu, gönlünün reyhanını, Musab'ını kokladı, öptü. Ona doyamadan cennet kokan o şehitler diyarına tekrar geri döndü. Bu dönüşünde yanında yeni tanıştığı, ahlakından ve imanından etkilendiği Konyalı Mücahid Şener'i de götürdü.O öyle bir gençti ki yaşı henüz 19'du ama o kendisini Allah yolunda cihada adamıştı. Yüzü ayın ondördü gibi nurluydu, ama O gençliğini Rabbine adanmış izzetli bir yaşam için harcamıştı.

Bilal'in ve Mücahid'in şehadetlerine tanık olan bir arkadaşları anlatıyor:

”Gün kadir gecesinin sabahı (2003'ün Ramazan ayının), saat 8:30 sıralarıydı. Sığınak içinde kimimiz Kur'an okuyor, ibadetle meşgul oluyor. Kimimiz de günlük işleriyle uğraşıyordu. Emirimiz Bilal ayağını çıkarmış, istirahat ediyordu. Aniden kapıdaki nöbetçi içeri girip, Rusların etrafımızı sardığını ve saldırıya geçmek üzere olduklarını söyledi. Başta emirimiz Bilal olmak üzere hemen hazırlandık. Emirimiz en önde yavaş yavaş dışarıya çıkmaya başladık. Fakat Ruslar saldırıya başlamışlardı. Bilal sığınaktan çıkar çıkmaz, vurularak şehid düştü... O ve diğer kardeşler kadir gecesi sabahı şehid düştüler.”
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
”Gün kadir gecesinin sabahı (2003'ün Ramazan ayının), saat 8:30 sıralarıydı. Sığınak içinde kimimiz Kur'an okuyor, ibadetle meşgul oluyor. Kimimiz de günlük işleriyle uğraşıyordu. Emirimiz Bilal ayağını çıkarmış, istirahat ediyordu. Aniden kapıdaki nöbetçi içeri girip, Rusların etrafımızı sardığını ve saldırıya geçmek üzere olduklarını söyledi. Başta emirimiz Bilal olmak üzere hemen hazırlandık. Emirimiz en önde yavaş yavaş dışarıya çıkmaya başladık. Fakat Ruslar saldırıya başlamışlardı. Bilal sığınaktan çıkar çıkmaz, vurularak şehid düştü... O ve diğer kardeşler kadir gecesi sabahı şehid düştüler.”...........................ALLAHUEKBER....Allahcc şefaatlerini üzerimizden eksik etmesin...BESMELE...SELAM...DUA...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Medet Ünlü: Çeçenya hassasiyetini bitirmek istiyorlar Fahri konsolos Ünlü, Çeçenistan direnişine olan hassasiyetin kırılmak istendiğini söyledi.
23/03/2009
1723.jpg

Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Hükümeti Türkiye Fahri Konsolosu Medet Ünlü, yaptığı açıklamada, "Müslüman Anadolu halkının Çeçenya cihadına olan hassasiyetini kırmak istiyorlar. Tüm bunlar ahlaksız bir propoganda savaşıdır. Bazı muhafazakar basın kuruluşları buna alet oluyorlar.." şeklinde konuştu.

Çeçenya direnişini karalayan ve Rusçu Ramazan Kadirov'u öven haberlere Çeçenistan Fahri Konsolosu Medet Ünlü'den sert tepki geldi.

Kadirov'u barış yanlısı, Müslüman dostu, alim ve Mahmut Efendi'den destek alan devlet başkanı olarak gösteren haberleri eleştiren Medet Ünlü; "Rusya kendi yapamadığı işleri uşakları aracılığı ile yapıyor. Türkiye'de de kamuoyu oluşturmak istiyorlar. Müslüman Anadolu halkının Çeçenya cihadına olan hassasiyetini kırmak istiyorlar. Tüm bunlar ahlaksız bir propaganda savaşıdır. Bazı muhafazakâr basın kuruluşları buna nasıl alet olurlar?" dedi.

YALAN HABERLERLE SALDIRIYORLAR

Medet Ünlü, "Çeçenistan'da devam eden bağımsızlık mücadelesinin karşısında, askeri olarak iyice batağın içerisine saplanan Rusya, tüm gücü ile ahlaksız bir propaganda savaşı yapıyor. İşgalci Ruslarca atanan kukla hükümet başkanı Kadirov, uluslararası topluma işgal altındaki Çeçenistan'ın meşru Cumhurbaşkanı olarak sunuluyor. Rusya, Kadirov üzerinden Çeçen cihadına destek olan Müslüman halklara karşı planlı bir dezenformasyon uyguluyor. Son günlerde Türk medyasında da yer alan haberler bu gerçeği gözler önüne serdi. Türk medyasında yer alan haberlere göre 'Çeçenya savaşı bitmiş', 'Rus işbirlikçisi Kadirov'a Mahmut Efendi açık destek veriyormuş' ve 'Direnişçiler silah bırakıp teslim olmuşlar.' " şeklinde konuştu.

"YAPTIKLARI, AHLAKSIZ BİR PROPAGANDA SAVAŞIDIR"

Çeçenistan Fahri Konsolosu Medet Ünlü, tüm bunların ahlaksız bir propaganda savaşı olduğunu ve bazı muhafazakar basın kuruluşlarının da buna alet olduğunu söyledi.

Ünlü; "Rusya kendi yapamadığı işleri uşakları aracılığı ile yapıyor. Propaganda yapıyorlar. Türkiye'de de birileri bu amaçla kullanılıyor. 'Rusya kazandı, direnişçiler yenildi' diyorlar. İnsanları inandırmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

Rusya'nın İslâm coğrafyasından beklentilerinin olduğunu ve bu maksatla Çeçenya direnişini karaladığını söyleyen Ünlü, şöyle devam etti:

"Mücahitleri karalıyorlar. Putin, işini ciddiye alıyor ve yapıyor. Amaçları Anadolu halkındaki Çeçenya hassasiyetini kırmaktır. Türk kamuoyunu etkilemeye çalışıyorlar. Yoksa zulüm aynı zulüm, savaş tüm hızı ile devam ediyor. Resmen katliam yapılıyor. İnsanlar sebepsiz yere tutuklanıyor, evler basılıyor, kadınlara saldırılıyor. Bunu bizzat Kadirov da yapıyor.

İslâm kisvesi altında şeytani amaçları için çalışıyor. Ama Çeçenya, özgürlüğünden vazgeçmiş değildir. Güzel ülkem, bedel ödedi ama hedeflerinden asla sapmadı."

KADİROV, KENDİ EŞİNİ KATLETTİ

Son dönemde Türk medyasında da her hali ile sipariş olduğu anlaşılan haberlerde dört dörtlük Müslüman olarak tanıtılan Ramazan Kadirov, aslında amaçlarına ulaşmak için her türlü yolu kullanabilen bir cani.

Kadirov, kişiliği ve işkenceci ruhlu karakteri ile Çeçenler arasında iyi bilinen bir isim. Evinin altında bulunan işkence odasını fark eden ve orada işkence gören mücahitlere acıdığı için kendi karısını kurşunlayan Kadirov'un ailesi de aynı gelenekten geliyor.

Şehid Cevher Dudayev zamanında başlatılan ilk özgürlük savaşında dahi, Çeçen halkının çıkarlarına açıkça yandaş olmayan Kadirov ailesi, mücahitlerle karşı karşıya gelmesi neticesinde, dönemin komutanlarından şehid Şamil Basayev tarafından defaatle uyarılmış ve bu sebeple bir süre doğal bir tecrit dönemi yaşamıştı.

Öte yandan, Ramazan Kadirov'un babası Ahmed Kadirov, müftü olarak atandığı dönemde de Rus ajanı olmakla itham edilmiş ve bu ithamlar sebebiyle görevinden alınmıştı.

Çeçenistan'ın maruz kaldığı ikinci işgalden sonra, Kadirov ailesinin Rusya hesabına çalıştığı ortaya çıkmış ve Ahmed Kadirov, Caharkale'yi işgal eden Ruslarca işbirlikçi hükümetin başına getirilmişti.

Ahmed Kadirov, Çeçenistan'ın sözde cumhurbaşkanı olduktan sonra yeniden inşa edilen ve Çeçenya'nın sembolü olarak tanıttığı stadyumda tertip edilen bir kutlama merasiminde, mücahitlerce öldürülmüştü. Ahmed Kadirov'un oğlu Ramazan Kadirov da Rusya'ya sadakat yemini etmiş ve "Güçlü ve istikrarlı bir Rusya olmadan iyi olmamızın imkânsız olduğunun tamamen farkındayız" demişti.

EVLİ KADINA EVLİLİK TEKLİF ETTİ

Kadirov, başkent Caharkale'de defileler düzenlemiş ve "Yılbaşı" kutlamaları organize etmişti. Bu programlarda kendisi de, Çeçen halkının karşısına "Noel Baba" kıyafetiyle çıkarak, sözde şirin bir kişiliği yansıtma çabasına girişmişti. Kadirov'un Çeçenistan'ın geleceği ile ilgili, Müslümanları endişeye gark eden icraatlarından bir diğeri ise Soçi kentinde düzenlenen, "Evli Kadınlar Güzellik Yarışması" adlı sapık organizasyonun yarışmacılarını Çeçenistan'a davet etmek olmuştu. Kadirov, evli ve 4 çocuk annesi olan bir yarışmacıya evlenme teklifi yapmıştı.

NELER YAZILMIŞTI?

Mücahitlere yardım ettiği için kendi karısını bile kurşuna dizen Kadirov'u muhafazakar bazı medya kuruluşları büyük bir alim gibi sunmuşlardı. İşte o sipariş satırlar: "Dünyanın en genç Devlet Başkanı olan 33 yaşındaki Kadirov, Grozni'ye yarım saat mesafede olan bir köyde annesi ve ailesiyle birlikte yaşıyor. İçeriden Kur'an ve salavat sesleri geliyor. Devlet Başkanı, etrafındaki Çeçen yiğitlerle birlikte bizi karşılıyor. Bir halka şeklinde oturuyoruz. Bu bir zikir ve dua halkası. Çünkü bugün 23 Şubat. Büyük Çeçen Sürgünü'nün yıldönümü. Kadirov ile imamlardan, din adamlarından oluşan İstişare Meclisi; Kur'ân, dua, zikir ve salavatlarla Çeçen Sürgünü'nde hayatını kaybeden mazlum soydaşlarını anıyorlar.

Kadirov ve ailesi Kadiri tarikatına mensup. Saatler süren dua ve zikirden sonra Kadirov'la röportaj yapıyoruz. Kadirov son derece mütevazı bir insan."

MAHMUT EFENDİ'Yİ BİLE ALET ETMİŞLERDİ

Rusçu Kadirov, Türkiyeli Müslümanların, Çeçen direnişçilere yönelik sevgilerini kırabilmek için Mahmut Efendi'yi bile alet etmişti. Kadirov, geçen gün bir televizyon kanalında Mahmud Efendi'nin kendisine sarık, tesbih, ibrik ve seccade hediye ettiğini iddia etmişti. Bunun üzerine Beyan Dergisi Yayın Kurulu sert tepki göstermişti.

Beyan Dergisi'nden Abdullah Demir; "Ramazan Kadirov, Üstadımız Mahmud Efendi tarafından kendisine sarık, tesbih, ibrik ve seccade hediye edildiğini iddia etmiş, cemaatimizin kendisine manen destek olduğunu söylemiş.

Mahmud Efendi'nin şehid Komutan Şamil Basayev'e tesbih, takke ve seccade hediye ettiği ve rahmetli Basayev'in sık sık bu tesbihle kameraların karşısına geçtiği doğrudur. Fakat Ramazan Kadirov gibi Rusya tarafından atanmış, Çeçen halkı ve cemaatimiz tarafından hiçbir meşruiyeti kabul edilmeyen birisine böyle bir hediyeleşmede bulunduğunu iddia etmek yalandır, iftiradır. Amaç cemaatimizi Rus çıkarlarını destekliyormuş gibi göstermektir" demişti.

Kaynak: Vakit

 

Emir Sadullayev

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
90
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Esselamualeyküm, Allah celle celâluhu razı olsun arkadaşlar emeklerinizin ecrini versin İnşAllah-u Teâla...




ÇİC Cumhurbaşkanı Abdulhalim Sadullayev ve Efsane Komutan Şamil Basayev

İki Şehid... İki Yiğit...

Sizleri Unut-tur-mayacağız!

Abdulhalim Sadullayev

Çeçenistan İchkerya Cumhuriyeti IV.Devlet Başkanı

1967 - 17 Haziran 2006

"Düşmanlarımız bizi esir almak ve bir halk olarak yok etmek için savaşıyor; biz ise sadece özgür olmak ve yaşamak için.." A.Sadullayev

Çeçenistan İchkerya Cumhuriyeti'nın IV.Devlet Başkanı olan Abdulhalim Sadullayev, 17 Haziran 2006 tarihinde, yani tam bir yıl önce bugün işgalci Rusya Federasyonu askerlerince Çeçenya'nın Argun kentinde şehit edildi.

Tarih sahnesine öyle liderler çıkar ki, onlar ölümlerinden sonra dahi unutulmazlar. Fakat bu liderler arasında bir fark vardır: Kimisi zalimlikleri ile anımsanır, kimisi ise iyilikleri ile anımsanır. İşte şehidimiz Abdulkhalim Sadullayev; cesareti, iyiliği, insani ilişkileri, halkını kucaklayışı ve halkı için gözünü kırpmadan canını feda edişi ile hatırlanacak ve dualarla yad edilecek olan ender şahsiyetlerden birisidir.

Şehidim, Sen genç yaşına rağmen tüm özgürlük savaşçılarının takdirini ve beğenisini kazandın da bu kutlu mücadelenin liderliğine layık görüldün!

Şehidim, Sen barış isteyen Cevher ve Mashadov'un katledildiğine şahit oldun da yine "önce barış" demekten vazgeçmedin!

Rahat uyu Sadullayev, "Senin Yolun Bizim Yolumuzdur!"

Ruhun şad, mekanın cennet olsun!..

Tarihsel anımsamalara vaktimiz yok diyenlere cevabımızıdır: Titreyin ve uykunuzdan uyanın diye bu abide şahsiyetleri sizlere anımsatmaya devam edeceğiz!..

Şehitlerimiz Şerefimizdir! Unutmak İhanettir!

Abdulkhalim Sadullayev Kimdir?
1967 yılında Çeçenya'nın başkenti Grozny'e 12km mesafede bulunan Argun kentinde dünyaya geldi. Argun kentini kuran Ustradoylara mensuptur.

Din eğitimi alan Sadullayev, Argun Camii imamlığı ve Argun cemaati liderliği yaptı. Çeçenistan Devlet Üniversitesi'nde Filoloji Fakültesi'nde eğitim alırken çıkan savaş nedeniyle eğitimini tamamlayamadı.

Her iki savaşında aktif katılımcılarından. Ayrıca her iki savaşta da vaazlar ve konferanslar verdi. İkinci Rus-Çeçen Savaşı'nın başlamasından sonra kurulan Çeçenistan İchkerya Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı Argun Gönüllüler Birliği'nin komutanlığını yaptı.

1999 yılında Aslan Mashadov tarafından Anayasa Hazırlama Komitesi'ne seçildi. 2002 yılında Şeriat Mahkemesi Başkanlığı görevine getirildi.

Sadullayev, Çeçenistan İchkerya Cumhuriyeti I.Devlet Başkanı Cevher Dudayev tarafından "Ulusun Şerefi" madalyası ile, III.Devlet Başkanı Aslan Mashadov tarafından ise iki kez Çeçenistan Devlet Nişanı ile ödüllendirilmiştir.

Aslan Mashadov'un 8 Mart 2005'te şehit olmasının ardından Çeçenistan İchkerya Cumhuriyeti Anayasası gereği IV.Devlet Başkanı oldu.

Karısı ise FSB tarafından kaçırılmış ve öldürülmüştür.

Kaynak: Kafdağı İnternet Portalı

Kavkaz Center
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
kapak.gif
Şehid Şamil Basayev'in kitabı çıktı...


Bir Mücahid tevhide sıkı sıkı sarılır ve şirki reddeder.


Hakikate sarılır ve batılı reddeder.


Hakka sarılır, haksızlığı ve zulmü reddeder.


Akrabalarıyla ilişkilerini sürdürür ve koparmaz.


Komşularıyla iyi geçinir ve komşularına zarar vermez.


Bir Mücahid, her iyi davranışa sıkı sıkı tutunur ve her rezilliği reddeder.



Şamil Basayev
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Bir Mücahid tevhide sıkı sıkı sarılır ve şirki reddeder.


Hakikate sarılır ve batılı reddeder.


Hakka sarılır, haksızlığı ve zulmü reddeder.


Akrabalarıyla ilişkilerini sürdürür ve koparmaz.


Komşularıyla iyi geçinir ve komşularına zarar vermez.


Bir Mücahid, her iyi davranışa sıkı sıkı tutunur ve her rezilliği reddeder.


Şamil Basayev
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
20078.jpg
AVRUPALILAR BUNLARIDA DUYUYORMUSUNUZ?
27.04.2009
Rus ölüm mangasından vahşet itirafları: Sessizliklerini ilk kez bozan Rus komandolar, Çeçenistan’daki vahşeti anlattı.


Zanlılara yaptıkları kan donduran işkenceleri dile getiren askerler, kanıt bırakmamak için cesetleri ‘toza çevirdiklerini’ söyledi.

İKİNCİ Dünya Savaşı’ndan bu yana en kanlı savaşlardan birine sahne olan Çeçenistan’da Rus güçlerinin uyguladığı vahşi taktikler, komandoların itiraflarıyla ortaya çıktı. Sunday Times’a konuşan Rus özel kuvvetlerinden iki yetkili, zanlılara uyguladıkları işkenceleri, yargısız infazları ve kanıt bırakmamak için cesetleri bombayla havaya uçurup nasıl ‘zerrelerine ayırdıklarını’ anlattı.

ÇEKİÇLE KEMİK KIRDIK

Savaşla
ilgili ilk kez yabancı basına konuşan Rus askerler, zanlıları konuşmaya zorlamak için yaygın olarak çekiçle kemikleri kırmak, elektrik vermek ve erkekleri birbirleriyle cinsel ilişkiye zorlamak gibi yöntemleri uyguladıklarını anlattı. Kanıt bırakmamak için cesetleri çukurlara gömdüklerini ya da havaya uçurduklarını söyleyen askerler, aksini iddia etmelerine rağmen üst düzey Rus yetkililerin Çeçenistan’daki durumundan haberdar olduğunu kaydetti. Askerlerden biri, Rus rehinelere tecavüzle suçlanan bir zanlıyla ilgili olayı şöyle anlattı:

BALTAYLA KOLU KESİLDİ

‘Dövdüğüm sırada yere düştü. Kalkmasını emrettim ancak kelepçe nedeniyle kalkamadı. Kelepçenin çıkarılmasını emrettim ancak kilitte sorun çıktı ve kalkamadı. Öfkelendim ve her halükarda çıkarılmasını istedim. Askerlerimden biri baltayla kolunu kopardı. Zanlı acı içinde feryad etti. Bu halde sorgunun devam edemeyeceğini anladım ve kafasından vurdum.’ Mücadele ettikleri kişileri böcek gibi gördüklerini söyleyen Rus yetkili, bir defasında da yaralı kadın zanlıyı bağlayarak tanka üzerinden geçmesi talimatı verdiğini anlattı.

Savaş 10 yıl sürdü
Çeçenistan’da 10 yıl süren kanlı operasyon bu ay başında resmen sona erdirildi. Savaş Çeçenistan’ı harabeye çevirirken, 100 binden fazla sivilin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Denetimin Kremlin yanlısı Kadirov’a devrinin ardından da adam kaçırma, işkence ve yargısız infazlar devam ediyor.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53



Seni Asla Unutmayacağız !



1951 yılında Kazakistan’da sürgünde doğan Aslan Mashadov, 1957 yılında altı yaşındayken ailesi ile birlikte Çeçenistan’a geri döndü. Sovyet ordusunda topçu subayı olarak göreve başlayan Mashadov, 1972’de Tiflis Askeri Topçu Akademisi’nden mezun oldu. Macaristan, Litvanya ve Rusya Federasyonu’nun bazı bölgelerinde Sovyet ordusunda görev yaptı. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ordudan ayrıldı ve 1992 yılında Çeçenistan’a geri döndü. Çeçenistan’ın bağımsızlık mücadelesine katılarak Genel Kurmay Başkanlığı’na yükseldi. Bağımsızlık mücadelesinde büyük başarılara imza atan Mashadov’un Birinci Rus-Çeçen Savaşı’nın kazanılmasında büyük payı vardır.
27 Ocak 1997’de seçimlerde %63 oy ile Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu. Bu dönemde ve 1998 yılında iki suikast girişimine uğradı. Mashadov, Şubat 2005 tarihinde ateşkes ilan ederek Rus Hükümeti ile barış görüşmeleri yapmayı önerdi ancak bu öneri Moskova tarafından reddedildi. 8 Mart 2005 tarihinde diğer Çeçen liderler gibi Rus özel birlikleri tarafından düzenlenen operasyonda öldürülerek şehit oldu.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti Parlamentosunun bildirisi Cumhurbaşkanımız Aslan Mashadov’un ölümü hakkında Bugün çok acı bir haber aldık. Cumhurbaşkanımız Aslan Mashadov şehit oldu. Bağımsız bir devletin topraklarına 1994 yılında giren Rus işgalcilerle çatışmada şehit düştü. Tüm bu yıllar içerisinde Rus işgalciler Çeçen Direnişinin iradesini kırmaya çalıştılar. Cumhurbaşkanımız Aslan Mashadov Direnişin başına geçti ve savaşan tarafları ayırmak için hep barış siyaseti kullandı ki, Kremlin buna karşı çıkmıştır. Skandal bir cinayet işlendi: dünyada ses getirmeli ve uluslar arası seviyede yargılanmalıdır. Cumhurbaşkanımız Mashadov, AGİT’in ve birçok diğer kuruluşların gözetiminde 1997 yılında seçildi. Mashadov’un öldürülmesi halkımızın ve halkımızın dostlarının kalplerini üzdü. Moskovalı yöneticiler bir kez daha dünyaya yüzünü gösterdiler. Taraflarımız arasında barış yolunu sonuna kadar savunan insan öldürüldü. Bu amaca giderek, Kremlinin barışı Kafkasya’da istemediğini açıkça göstermişti. Olanlar, Çeçen direnişini yok etmez. Protesto sesleri ve işgalcilere karşı savaşan orduda yer almak için gönüllülerin sesleri geliyor. Moskova, Çeçen ulusunu korkutamaz! Putin rejimi, düşünemeyeceğiz bile sınırları aştı. Kremlin yine savaşı provoke ediyor ve barış görüşmeleri, iyi ilişkiler istemiyor. Böylece Moskova, cani siyasetini bırakmak istemediğini gösteriyor. Uluslar arası topluluklar, AGİT üyesi devletlerin başkanları, Moskova’nın işbirlikçileri olmamak için, bu cinayete karşı seslerini yükseltmeli. Kremlin iktidarı, tüm uluslar arası hukuk ve hakları çiğnemiş, kendisine karşı savaşanlara örnek göstermiştir. Bu cinayetlerden kurtulmak için uluslar arası bir seviyede savunma mekanizmaları yoktur. Bu konuda pozisyonları yeniden gözden geçirme gereği çoktan düşünülüyor. Aslan Mashadov’un ismi, diğer şerefli evlatların isimleri gibi her zaman halkın hafızasında kalacaktır: Şeyh Mansur, Beybulat Taymiev, Hasan İsrailov, Cevher Dudayev ve Zelimhan Yandarbiyev... Onlar gibi, Aslan Mashadov bir an bile tereddüt etmeden, şerefini ve halkın özgürlüğünü savunmak için hayatını verdi. Hayatında olduğu gibi, kahraman olarak öldü. Çünkü o bir kahramandı. Cumhurbaşkanımız Aslan Mashadov, Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti Anayasasını savundu ve modern uluslar arası kanunlara göre harekette bulundu her zaman. Bu çizgiye karşı gelmedi. Onun sözleri bunun bir örneğidir: Biz, her noktasına ve virgülüne kadar, ÇİC Anayasasına göre davranacağız! Devletimizin bundan sonraki çizgisi de, bizi yok etmek isteyen düşmanlarımızın tüm çabalarına rağmen, bu noktadan hiçbir zaman çıkmayacaktır. Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti Parlamentosu, Kremlinin bu eylemini – ÇİC cumhurbaşkanının öldürülmesini çok kararlı bir biçimde kınamaktadır. Aynı zamanda Çeçen halkını sakin olmaya davet ediyoruz. Aslan Mashadov’un öldürülmesi, çizdiği yolun Kremlin için uygun olmadığı fikri etrafında toplamalı bizi. Belki de, Kafkasya’da barış ve işgalden kurtuluş yoluna bazı düzenlemeler yapmalıyız, ama genel çizgi değişmemeli. Ve bu yoldan şaşmayacağız. Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti parlamentosu, Çeçen devleti, 12 Mart 1992 yılında kabul edilen Anayasasında belirtilen hak ve özgürlükleri savunmaya devam edeceğini belirtmektedir.
Ahyad İdigov, ÇİC Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı


Aslan mashadovun şehadetiAskeri Amir, ÇİC Şura Meclisi DSK Askeri Komite Başkanı Abdullah Şamil Abu-İdris, Kavkaz Center haber ajansına, kontrol edilmiş ve teyit edilmiş bilgileri sunarak, Aslan Mashadov’un Ruslar tarafından nasıl bulunduğunu, anlattı. Çeçen komutanın söylediği göre, her şeyin sebebi, Mashadov’un dikkatsizce telefon kullanması oldu. Abdullah Şamil Abu-İdris’in Kavkaz Center ile yaptığı kısa röportajında anlattıkları bunlar:"Aslan Mashadov’un ölümü mücahitler tarafından sakin bir şekilde karşılandı. Hatta mücahitlerimiz bu ana kadar böyle şerefli bir liderin önderliğinde savaştıkları için memnun oldular ve aynı şekilde mücadeleye devam etmeye karar verdiler. Söylememiz gerekir ki Aslan İslam dininde sürekli gelişiyordu ve özellikle son üç yıl içerisinde her gün gittikçe daha iyi oluyordu. Arap dili öğrenmişti ve Kuran’ı öğreniyordu. Geçen yılın sonbaharından itibaren değişik kanallar üzerinden Mashadov’a görüşmeler teklif edildi. Kesin bir şey söylemeyeceğim, ama teklifler sanki Kremlinden bile geliyordu. Aslan’ın ne olursa olsun savaşı ne kadar durdurmak istediğini herkes biliyor. Kısacası, bu yönde çalışmaya başladı. O andan itibaren aktif bir biçimde telefon kullanmaya başladı. Yurt dışı temsilcilerinden daha çok operatif bilgiye ihtiyacı vardı, tabii, ve bunun için daha çok telefon kullanmaya başladı. Mücahitlerin dağlarda bulunan birlikleri ile bağlantı kuruyordu. Önceleri dikkatli idi ve telefon açmak için köyden çıkıyordu, daha sonra evinden bile arayıp, telefonlar alıyordu. Kendisi konuşmuyordu: yardımcıları Vahit Murdaşev ve Vishan konuşuyorlardı, ama farkı yok, çünkü sorulara cevaplar hemen veriliyordu. Demek ki yakınlarında idi. Sıkça SMS gönderiyordu. Ben birkaç kez rica ettim kendisine: şehirden ara, ama o konuşmak istiyordu ve benim yapabileceğim bir şey yoktu. Kısacası, bulunduğu yeri telefonla tespit ettiler ve ihanet yoktu. Böylece 10 milyon dolar Patruşev (en az beş milyon) ve Rus Gizli Servisinin bölgesel müdürlükleri kendi aralarında paylaşacaklar. Savaştan öncesindeki gibi: fidyeler Ruşaylo ve yandaşları arasında paylaşılıyorlardı. Çeçenlerin sahte pasaportlarını düzenlemek onlar için sorun değildir, ki, bizim için bile sorun değil. Bir haini bulacaklar ve parayı bölüşecekler kendi aralarında. Mashadov’un bulunduğu evden yüz metre ötesinde komutanlık ve yerel yönetim binası var. Birkaç gün öncesinde oraya telefon konuşmaları dinleme teçhizatları getirdiler. Bunu da biliyorlardı. Operasyonu ancak Rus FSB (Federal Güvenlik Servisi) yürütüyordu ve kimsenin haberi yoktu. Onun için Şabalkin, terör eylemi hakkında saçmalıklar konuşuyordu. Mashadov bodrumda kalmıyordu. Yusupov’un bahçesinde bulunan bir evde yaşıyordu. Televizyonda gösterilen gizli yer altı bölmesi, Yusupov’un kuzeni için yapılmıştı. Kuzeni İlishanov, birkaç kez tutuklanıp, serbest bırakılmıştı ve daha sonra yine aranıyordu. Bazen bu gizli yerde saklanıyordu.Geçen yılın sonbaharında oraya geldi ve kuzeni, arkadaşları ile kendisini kışı geçirmek için aldı. Aslan’ı görmedi, sadece Vahit’i ve Vishan’ı. Öylece, ayrı bir evde yaşadılar. Evin sahibi ve eşi eve hiçbir zaman girmediler, çünkü misafirleri rahatsız etmek adetlerimizde yoktur. Bunun için ev sahibi eşi, Mashadov’un bedeninin Ruslar tarafından oraya getirildiğini düşünüyor. Evde kimin olduğunu bilmiyordu bile. Ev kuşatıldığında, Vishan, Vahit ve Aslan, evin bodrumuna indiler. Ev sahibi ve İlishanov’u sabahın saat sekizinde tutukladılar ve sonra, öğle saat iki ye kadar arama yaptılar. Bodrumu bulduklarında Aslan hemen ateş açtı. Kısa çatışmadan sonra kafirler Aslan’ın esir düşmeyeceğini anlayınca, bodruma el bombaları attılar ve bir plan düzenlediler. Aslan Şehit oldu İnşaALLAH, silahlı Vahita ve Vishan ise- dışarıya çıktılar ve teslim oldular. Aslan onlara müsaade etmezdi çünkü onların elinde çok bilgi vardı. Nasıl olsa onun yanında uzun zaman boyunca kaldılar.Daha önce demiştim ona, daha kararlı ve yanında ölecek insanları alması gerekirdi, ama o istediği gibi davrandı. Çok isteseler de canlı olarak Aslan’ı ele geçiremezlerdi. Daha geçen yıl ona hafifletilmiş "Şehit kuşağı" vermiştim ve onu hep yanında taşıyordu. Üç otomatik silah, tabancalar ve el bombaları hariç hiçbir şeyleri yoktu. Özellikle de Rusların dediği gibi "düzinece patlayıcılar". Fazla silahlara gerek de yoktu. Onların en büyük silahı, zedeledikleri gizlilik idi. Bugün kafirler ne derse desinler, ne öyküler üretirse üretsinler, Aslan ALLAH için savaştı ve ölümü ile bunu ispat etti. Ruslar ise, cesedi etrafında rezil konuşmaları ve oynaşmaları ile kendilerini aşağılıyorlar. Kafirler kafirdir, başka bir kelime de onlara yakışmaz.ÇİC parlamento ve hükümeti bildirisiDeğerli hemşirelerim, kardeşlerim! Rus işgalcilerle Tolstoy-Yurt adlı yerleşim biriminde eşit olmayan güçlerle bir çatışma sonucunda, Yüce ALLAH’ın takdiri ile, Çeçen halkının büyük evladı, Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti cumhurbaşkanı, ÇİC hükümeti başkanı, Devlet Savunma Komitesi başkanı, ÇİC Şura Meclisi başkanı, Çeçenistan Silahlı Kuvvetler Başkanı ve ordu generali, Aslan Mashadov, Şehit oldu. ALLAH, kutsal cihadını kabul etsin! Bağımsızlık ve Özgürlük adına savaşan halkın gerçek evladı olan Aslan Mashadov, gerçek bir erkek gibi, dört yüz yıldır hayatı muharebelerde geçen bir ulusun parçası olarak, sevdiği Vatanına olan görev ve borcunu, sonuna kadar tamamladı ve Rus işgalci ordularına karşı verdiği mücadelede Şehit oldu. Aslan Mashadov bu dünyada kısa (21.09.1951 - 08.03.2005) ama şerefli bir hayat sürdü. O gerçek bir Müslüman idi, Vatanının gerçek bir evladı ve vatanseveri, büyük kalbi vardı: temiz niyetli, vicdanlı, cömert ve yardımsever bir kişiliği vardı... Onu yakınen bilen herkes (ailesi, iş arkadaşları), onun bilge tavsiyelerini ve öğütlerini özleyeceklerdir. Aslan Mashadov, en büyük davanın bile, bir kişinin özelliklerine bağlı olduğunu çok iyi biliyordu. Çünkü bir önder, ne kadar büyük insan olsa dahi, sonu ALLAH tarafından kadere yazılan ve haklı mücadelede savaşan insanların ortak çabaları ile bir araya geldiğini biliyordu. Şahıslar gelir ve gider, ama mücadele kalır ve Kıyamet Gününe kadar devam edecektir. Daha önce 21 Nisan 1996 yılında Gehi-Çu adlı yerleşim biriminde Çeçenistan devletinin ilk cumhurbaşkanı Cevher Dudayev öldürüldüğünde yaşadık. O zaman, onun yerine, hepimizin hafızasında olan Zelimhan Yandarbiyev geldi ve onun yönetimi döneminde, Rus işgalcilerin Çeçenistan’da kovulduğu siyasi – askeri operasyon "Cihat" gerçekleşti. (13 Şubat 2004 tarihinde Rus istihbarat servisi Zelimhan’ı Katar’da öldürdüler). Şimdi de öyle olacak: Aslan Mashadov’un yerine başka bir lider gelecek ve Çeçen Direnişinin kanlı bayrağını yarınlara taşıyacak. Ama bu defa göreceğimiz yeni "Cihat" operasyonu, tarihi düşmanı Rus imparatorluğu ile mücadeleyi bitirecek ve Çeçen halkına özgürlük ile barış getirecektir. Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyetinin Anayasasına göre, Çeçen devletinde tüm iktidar, Devlet Savunma Komitesi Şura meclisinin elindedir ve en yakın zamanda yeni Cumhurbaşkanı – amir seçilerek, Devlet Başkanlığı ve Silahlı Kuvvetler komutanlığı kendisine verilecektir. ÇİC Cumhurbaşkanlığı, Aslan Mashadov’un ölümünden sonra yayınladığı bildiride ÇİC DSK Şura Meclisi ve DSK ŞM Askeri Komitesi, "tüm komutanlara ve ÇİC Silahlı Kuvvetler Birliklerine, Kuzey Kafkasya sektörleri birliklerine ve cephe komutanlarına, aynı zamanda mücahitlerin mobil gruplarına, Çeçenistan’da ve dışında, önceden planlanan bahar – yaz savaş kampanyasını planlandığı gibi devam ettirmelerini" emretmiştir. Sırası gelince biz, ÇİC hükümeti üyeleri, Çeçenistan halkını sakin olmaya davet ederek, Rus işgalcileri (putinciler) ile hainlerin (kadirovcuların) yapacakları kirli provokasyonlarına alet olmamalarını ve onlara hazırlanan kötü sonu izlemelerine davet ediyoruz. Çeçenistan’da ve dışında, devlet organlarının tüm strüktürleri, eskiden olduğu gibi fonksiyonlarını yerine getirecek, ta ki, DKS ŞM bunun için özel emir çıkarana kadar. Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aslan Mashadov’un Şehit olmasından dolayı, ÇİC’de - 9, 10, 11 Mart günleri yas günleri olarak ilan edilmiştir. Biz, bununla ilgili olarak, cumhuriyetin her yerinde mümkün olduğu kadar cenaze törenleri ve kurban kesimleri düzenleyeceğiz. Değerli hemşirelerimiz, kardeşlerimiz! Çeçen halkı ve devleti için bu zor günlerde, düşmanlarımıza sabırla güçlü olduğumuzu gösterelim. Düşmanlarımıza gösterelim ki, cumhurbaşkanımız Aslan Mashadov, kahraman gibi ölerek, Çeçen Direnişini zayıflatmadı, tam tersine, Bağımsızlık ve Özgürlük mücadelemizde bizi güçlendirdi. Bir kez daha Yüce ALLAH’a dua ediyoruz – ALLAH onun cihadını kabul etsin ve cennetine kabul etsin. En iyi evlatlarından birini kaybeden halkımıza ve cumhurbaşkanının yakınlarına baş sağlığı diliyoruz!





Çeçenistan İçkeriya Cumhuriyeti hükümeti adına Ömer Hambiyev, ÇİC Sağlık BakanıÇİC Cumhurbaşkanı Yurt dışı genel temsilcisi
 

effect7

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 May 2009
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
rezillik

rezillik

ben ne konuşacağımı bilmiyorum
ama samimi söylüyorum varya bu kafa kesen çeçenlerin vebalini kimse veremez.biz müslümanlığa kötü örnek oluyorlar hangi müslüman eziyet eder kafa keserek misillememi yapıyorlar.tamam belki çeçenlerde görmüştür vahşeti ama böyle bir misilleme yapılmaz kardeşim türklerde eziyet çekti zulmü gördü ama hiç biri kafa keserek misilleme yapmadı yazıklar olsun ya
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah razı olsun.Paylaşım için.

Yolunuz yolumuzdur.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
27 Temmuz 2009 Pazartesi




Çeçen direnişçiler atağa geçti



Çeçen direnişçiler, 8 özel Rus komandosunu öldürdü. Ardından Kadirov'un gençlik festivaline saldırıda bulundular. Çeçenistan'da çatışma yeniden alevlendi...

Çeçenistan'da düzenlenen canlı bomba saldırısında 6 kişi öldü. Ölenlerden birinin Grozni'de inşaat şirketinde çalışan Türk vatandaşı olduğu bildirildi.

Adının açıklanmasını istemeyen Cevherkale (Grozni)'deki üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Kadirov gençlik festivalinin yapıldığı salona girmek isteyen bir kişinin durdurulması üzerine, üstündeki bombaları patlattığını bildirdi.

Kadirov yönetimi tarafından yapılan açıklamada patlamada, en az 10 kişinin yaralandığı kaydedildi.

Açıklamada, Grozni'de inşaat şirketinde çalışan adı açıklanmayan bir Türk vatandaşının yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği ifade edildi. Olayın yakınlarında bulunan Cevherkale'de 45 katlı gökdelenlerin Türk "BORA" inşaat şirketinin mühendisi olduğu belirtildi.

İntertas'ın haberine göre, bombalı saldırıyı düzenlemek isteyen kişiyi durdurmaya çalışan 4 polisin olay yerinden beşincisinin ise hastaneye kaldırılırken öldüğünü duyurdu.

ÇEÇEN DİRENİŞÇİLER 8 ÖZEL RUS KOMANDOSUNU ÖLDÜRDÜ


Çeçen Direnişçiler, geçtiğimiz Cumartesi (25.07.2009) günü de Dattıh köyü yakınlarında 8 Rus Özel Birliği üyesini öldürmüştü. Direnişçilerin operasyonunda 3'ü ağır 5 Kadirov askeri yaralandı.Kadirovculardan 3'ünün sağlık durumları ciddi şekilde Ğalğayçö Vilayeti Sunja bölgesi Galashki köyünde hastanede bulunuyorlar.

KADİROV'UN POLİS TEŞKİLATINDA DEPREM

Özgürlük Radyosu, Çeçenya’da Rus yanlısı polis teşkilatındaki Çeçenlerin toplu olarak ayrıldıklarını ya da kovulduklarını öne sürdü.

Radyoya göre son iki ayda sadece Nadtereçni bölgesinden 50, Naurski bölgesinden 30 polisin görevlerine son verildi. Caharkale, Gudermes ve Şali’deki Rus yanlısı polisler de kendi istekleriyle topluca görevi bıraktı. Ramzan Kadirov yönetiminin polis teşkilatında yaşanan depremi gizlemeye çalıştığı belirtiliyor. Ayrıca direnişçilere karşı düzenlenen operasyonlarda son altı ay içerisinde Çeçen polisinin 40 kayıp verdiği, en az 80’inin de yaralandığı kaydediliyor. Başarılı bir özel operasyondan sonra direnişçiler kayıp vermeden üslerine geri döndüler.


 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kadirov operasyonunda 8 direnişçi ÇEÇEN Şehit!
Çeçen lider tarafından yönetilen özel bir operasyonda sekiz direnişçininŞehit düştüğü bildirildi

Çeçenistan devlet başkanı Ramzan Kadirov'un planladığı ve yönettiği bir operasyon sonucu, şimdiye kadar 8 direnişçinin öldürüldüğü, operasyonların devam ettiği açıklandı.
Kadirov'a bağlı kaynaklara göre, Dağıstan sınırında sık ağaçlarla kaplı dağlık arazide süren operasyonlar sırasında polisin kayıp vermediği belirtildi.
Çeçenistan'daki direnişi kırmak için ülkede bir "korku ve baskı" ortamı oluşturduğu savunulan Ramzan Kadirov yönetimi, Çeçenler'e karşı işlenen suçları araştıran ve dile getiren aktivistlere karşı düzenlenen suikastlerden de sorumlu tutuluyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
q4.jpg

Medvedev'den, hain Kadirov'a 'aferin' rütbesi
Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Polis Günü'nde memuru Ramazan Kadirov'a sürpriz yaptı. Medvedev'in gözüne girdiği anlaşılan Kadirov artık general...
Medvedev'in imzaladığı özel kararla Rusya güdümlü lider Kadirov'a polis generali rütbesi verildi.

Rusya güdümlü Çeçenistan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, Kadirov'un son zamanlarda bölgede direnişçi güçlere karşı başarılı şekilde mücadele ettiği gerekçesiyle Kremlin tarafından general rütbesine layık görüldüğü belirtildi.

Çeçenistan Cumhurbaşkanı Kadirov aynı zamanda ülkenin en büyük ödülü sayılan Rusya Kahramanı ödülüne de sahip. Kadirov'un ayrıca devlet kahramanı ve babası Ahmed Kadirov adına madalyaları da bulunuyor. Kadirov'un Özgür Çeçenistan'ın değil İşgalci Rusya'nın "kahramanı" olması tarihte acı bir not olarak yerini almış oldu.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com


4808_1.jpg

Stavropol'da Dünyanın en büyük gaz depolama tesisi tahrip edildi!
Stavropol Bölgesinde'ki muhtemelen dünyanın en büyük gaz depolama tesisi tahrip edildi

Kafkasya Emirliği'nin Nogay stepleri Vilayetinden gelen resmi olmayan bilgilere göre, Ulyanovsk da bulunan 2 askeri tesisin eş zamanlı olarak yıkılmasından sonra, buna ilaveten Kafkasya Emirliği (bundan böyle KE olarak kullanılacak) bölgesinde bulunan bir Yeraltı Gaz Depolama Tesisi de ayrıca tahrip edildi. Bu tesisin dünyadaki en büyük tesis olduğu bildirildi.
Bu olayda ki "el yazısı" sürpriz bir şekilde bu senenin başlarında Rusya da ki Sayano-Şuşenskaya Hidro Elektrik Santrali'yle birlikte Kafkasya Emirliği topraklarında bulunan sözde "milis" üyelerinin büyük bir kısmının eş zamanlı olarak yok edilmesini akla getiriyor.
Rusya'nın kendi haber kaynaklarına göre:
"13.Cuma Rusya'nın Felaket Günü oldu. Darbe çok hassas ve stratejik hedefleri vurdu.
Basında işlenen ana konu Ulyanovsk'ta ki askeri depolarda meydana gelen gizemli yangınlar hakkında oldu: Onlarca kayıp olduğu, şehrin üstünde kalın bir duman bulunduğu ve muhtemelen de kimyasal savaş başlıklarında bir sızıntı olduğu bildirildi. Yerel nüfusa su sağlamada güçlükler çekildiği ve çok sayıda kişinin gaz maskeleri taktıkları bildiriliyor.
Bu federal çapta ciddi bir olaydır (muhtemelen ÇOK ciddi bir olay), özellikle kimyasal silahlarda gerçekten sızıntı varsa. Şimdiye kadar, Ulyanovsk'ta meydana gelen olay 13 Kasım 2009 da ki başlıca olay da değildir.
Stavropol bölgesinde ki haber kaynaklarımız Rızdvyanı köyü yakınında bulunan Kuzey Stavropol da ki dünyanın en büyük yer altı doğal gaz depolama tesisinde global bir kaza meydana geldiğini bildiriyorlar. Bölge askeri bir bölge olarak ilan edildi ve askeri kuvvetler tarafından kuşatıldı. Bölgeden gelen her bilgi sansürlendi ve herhangi bilgi sızıntısı olduğu zaman TV'de bölgedeki gaz nakil hatlarında küçük bir yangın olduğu ve onunda söndürüldüğü diye haber verilyor.
Bununla birlikte, "küçük yangın" açıkça asıl sorun değildir, olayın görgü tanıkları tarafından görülen ateş sütunu onların görüşlerine göre 200-300 m'ye ulaştı ve hatta çoğu zaman bir nükleer mantarı andırıyordu.
Bu olayın ölçeği ve sonuçları hakkında biz bu kazanın hedefinin çapıyla değerlendirme yapabiliriz. Bu katastrof hem teknik olarak hem de temel olarak siyasi yönden kendisinden söz ettirdiği için Ulyanovsk'ta ki askeri mühimmat depolarında meydana gelen olaydan çok daha fazla ciddidir.
Kuzey Stavropol Yeraltı Gaz Depolama tesisi doğal gaz alanıyla birlikte Rusya'nın Güney Federal Bölgesinde dünyadaki mevsimsel gaz dengesizliklerini düzenleyen dünyada ki en büyük tesistir. Bu kaynağın tüketicileri Kafkas cumhuriyetleri ve Ukraynadır ve ayrıca ihracatın sağlamlığının sağlanması buna bağlıdır.
Hatta tutulan gazın hacmi resmi olarak bile hiçbir yerde belirtilmiyor, bu da ayrıca bu tesisin önemini gösterir. Düz bir yaklaşımdan öte ancak tahmin edebilirsiniz, ancak on milyarlarca ton gaz siparişi muhtemelen en doğru olanıdır. Bu demektir ki biz burada çok büyük bir stratejik ve siyasi öneme sahip bir tesis hakkında konuşuyoruz.
Bu deponun aşırı dolması yüzünden taşıyan zemin katmanları düzensiz hale gelerek bu alan dinamik bir gaz biçimine döndü ve buda bu alanda ciddi bir deformasyona neden olduğu 1975-1990 döneminden bu yana bölgede yapılan jeodezik gözlemlerde belirtiliyor.
Daha sonra, yakındaki doğal gaz alanı tekrar işlediğinde durum daha da kötüleşti. Basınçlı gazın kontrolsüz akışıyla birlikte serbest topraktaki gaz katılarda çoklu kırılmalar ve çatlaklara neden oldu. Bir sonuç olarak, bu sahalardan gelen gazlar sonra tekrar toplandı ve kendiliğinden olan zemin çökmeleriyle birlikte yüzeye doğru birbirini izleyen gaz çıkışları meydana geldi. Ancak, Sayano-Şuşenskaya Hidro Elektrik Santralinde ki gibi, "özelleştirme"dönemi sürecinde federal eller diğer işlerle meşgulken yani tesis çok savunmasızdı.
Şu anda, bunun gibi bir tesiste geniş çaplı bir tür kaza meydana geldi. Yüzey üzerinde ne olduğu tamamıyla belirli değil (bölge kapatıldı), ve toprak yüzeyinin altında ne olmakta olduğu da daha az belirli değil. Yaklaşık olarak 1 km altta gaz alanının bulunduğu zannediliyor. Ancak burada bazı şeyler kesinlikle belirli-aşikârdır.
Doğal Gaz bir kovada muhafaza edemeyeceğiniz bir ürün, sizin oturarak iyi bir fiyat gele kadar beklemenize izin verir. Yer altı gaz depolama tesisleri (YGDT) bu "kova" rolüne hizmet edilebilir. Bu yüzden YGDT gaz nakil ağında anahtar bir kavşaktır ve bölgede ki gaz akışının mevsimsel düzenlemesinde ya da teknik kullanımında kullanılabilir. Ve bir nedenden ya da bir diğer nedenden dolayı kullanıcı-bölge de kalan kapalı gaz YGDT nin içine doğru itilirdi.
Ancak Kuzey Stavropol YGDT sadece bir kavşak da değildir. Bu çok büyük bir kavşaktır ve gezegende ki en büyük olanıdır. Kafkasya'ya, Türkiye'ye, Avrupa'ya ve Güney Rusya'nın tamamına gaz akışını düzenler. Buna göre bu kavşağın kullanıcıları sadece fabrikalar ya da gaz şirketler değil, ülkelerdir. Örneğin, Kiev'le yaşanan geçen seneki gaz savaşında Ukrayna gaz boru hatlarını kapattı. Urengoy'dan gelen gaz sadece Kuzey Stavropol YGDT içine doğru itildi.
O zaman, Ukrayna içinde; gazı koyabileceği (depolayabileceği) bir yer olmadığı için Rusya'nın bu transit boru hattı yoluyla gaz akışını durduramayacağı konusunda ortak bir görüş vardı. Ukrayna hükümetinden gelen bazı resmi olmayan-kayıt dışı bilgiler bunu işaret ediyordu. Onların hepsi Rus YGDT sinin kapasitesi hakkında bilinen genel tahminleri dikkate aldı.
Bununla birlikte, bu olayda olduğu gibi, onların hepside hatalıydı. Rusya'nın gazı depolayabileceği hiçbir yer olmadığı hakkında ki tahmin Yuşenko tarafından batılı TV şirketlerine verdiği bir röportajında dile getirilmişti. Bu yüzden, gaz akışı durdurulduğunda Yulia Timoşenko parlamentosu için hiçte hoş olmayan rahatsız edici bir keşif olmuştu.
Rus YGDT kapasitesi alınmış doğal gazın tamamını depolamak için yeterliydi. Ukrayna politikacıları hatalıydı ve Timoşenko Moskova'ya boyun eğme selamı yapmak zorunda kalmıştı. Bu kapasite içinde başlıca rolü Kuzey Stavropol'un YGDT si hizmet etmişti. Ve gerçek kapasitesi bilinmiyor olmakla birlikte şimdi bir hata olmuştu.
Şimdi, eğer bu YGDT geçici olarak ya da daimi olarak çalışmayı durdurursa, ya Ukrayna Rusya'nın gaz madeni operasyonu kesintilerini (ayrıca pahallı ve bazen bir madeni kullanışsız kılmaktadır) engellemesine "yardımcı" olmak için Urengoy gaz fiyatlarını dikte edebilecektir. Ya da Rusya Urengoy da ki gazı yakabilecektir, doğal gaz için uygun kullanım yöntemi olarak başka bir yol yoktur.
Kaza tarihi, 13. Cuma, 2 tane felaket,
Her ikisi de başkanının halka verdiği mesajın ertesi günü oldu...
Bir diğer acayip tesadüf?
Bu ya göklerden Rus liderliği için çok kötü bir uyarı
ya da birileri çok sıkı çalışıyor.
Evet, ve Çeçenya'da çok uzakta değil.
Çok acayip rastlantı"
Kavkaz Center
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kafkasya Bölgesi Haber Özetleri

16 Aralık 2009
Kafkasya Bölgesinden haberler yayınlayan şamil online isimli siteden alıntıladığımız özetleri sizlerin ilgisine sunuyoruz

Polonya; 200 Civarında Kafkasyalı Mülteci Bir Treni Ele Geçirdi
69649_1.jpg
Shamilonline'nin İmarat Kavkaz haber kaynaklarından edindiği bir habere göre, bugün (15.Aralık.Salı) öğle den sonra Polonya'nın Dolnoshlenskie,Legnica yerleşim birimindeki tren istasyonunda (Wroclaw'ın batısındaki demiryolu kavşağında) yaklaşık 200 kadar Çeçen-İnguş ve Gürcü mülteciler bir treni ele geçirdiler. Legnica da sınır istasyonunda durdurulan trende bulunan Mülteciler, mülteci ve göçmen kamplarındaki kötü yaşam koşullarını protesto ettiler.

İnguşetya; Mozdok-Tiflis Doğalgaz Boru Hattında Patlayıcılar ve Bubi Tuzakları Bulundu
68031_1.jpg
Shamilonline'nin, Rus İnterfax ve Itar Tass haber ajanslarından edindiği bir habere göre, Mozdok-Tiflis (Kuzey Osetya-Gürcistan hattı) doğal gaz boru hattının İnguşetya, Molgobek bölgesinden geçen bölümünde, 13 Aralık'ta Federal Güvenlik Servisi güçlü patlayıcı madde, mayın ve çevresinde bubi tuzakları bulduklarını iddia ettiler.
Rusya'nın Perm Kentinde "Topal At" Adlı Gece Kulübündeki Yangında Ölenlerin Sayısı 148 Ulaştı
15724.jpg
Shamilonline'nin Itar Tass haber ajansından edindiği habere göre, Rusya'nın Perm kentinde "Topal At" adlı gece kulübündeki yangında ölenlerin sayısı, dün 2 kişinin daha ölümüyle toplam; 148'e ulaştı. FSB yetkilileri sabotaj ihtimalini yalanlarken, "asma tavanın polistren köpük tabakası kaplı olması sebebiyle,yangının ardından, plastik yanması ve buharlaşması başladı, boğucu duman solunumu zorlaştırdı.
Dağıstan Shamilkale'de UAZ Polis Aracına Sabotaj
001sozj.jpg
Shamilonline'nin İmarat Kavkaz Dağıstan sektörü haber kaynaklarından aldığı bilgilere göre, Dağıstan Shamilkale'de (eski Mahachkale) dün gece yerel saat ile 00:30 sıraları, Akushinsky caddesi üzerinde devriye görevinden dönen yerel işbirlikçi mürted polis aracına bombalı sabotaj yapıldı.
İnguşetya, Nazran'da Çeşitli Saldırılarda 4 Mürted Polis Yaralandı
govd_araba.jpg
Shamilonline'nin İmarat Kavkaz İnguşetya sektörü haber kaynaklarından edindiği bilgilere göre, İnguşetya Nazran'da, Gamurzievsk yerleşim birimi civarında, Pazar günü (dün) yerel saat ile 19.00 sıraları mürted polis çetesinin UAZ marka aracına ateş açıldı ve 2 mürted polis ağır yaralandı. Aynı yerleşim biriminde yaklaşık 2 saat sonra bir başka mürted (UPC) polis çetesinin aracına bombaatar otomatik tüfekler ile saldırı yapıldı ve 1 mürted polis ağır yaralandı.
Çeçenistan Sokaklarında Yeniden Korku
66714_1.jpg
Çeçenistan'da Kadirov'un siyah bereli militanları korku saçıyor. Militanlar bu gücü Moskova’nın verdiği geniş yetkiden alıyor. İnsan kaçırma olayları ise devam ediyor.
Çeçenistan halkı, Rus yanlısı başkan Ramazan Kadirov’un adamlarının sıkı baskısına maruz kalıyor. Reuters haber ajansının haberine göre, Çeçen vatandaşların yollarını kesip arabalarından indiren bu militanlar, yasal olsun olmasın Kadirov’un yayımladığı tüm kararnameleri uyguluyor. Kaçırılan mahkûmlara televizyona çıkıp yalan itirafta bulunmaları için para teklif ediliyor. Kadirov ise kaçırma ve işkence eylemlerine katıldığı iddialarını reddediyor.
İmarat Kavkaz KBK (Kabardey-Balkar-Karaçay) Sektöründe Mürtedler Müslüman Sivil Halka Karşı Şiddeti Arttırdı.
39278.jpg
Shamilonline'nin İmarat Kavkaz KBK (Kabardey-Balkarya-Karaçay) sektörü haber kaynaklarından edindiği haberlere göre; yerel işbirlikçi mürtedler, yerel Müslüman halka zulüm ve şiddeti arttırdı. KBK sektöründe, Malokarachaevsky yerleşim bölgesinde, son iki ay içinde (Kasım - Aralık 2009) en az 10 kişi mücahidlere yardımcı oldu suçlamasıyla tutuklandı ve akibetleri belli değil ve kendilerinden haber alınamıyor.
Mücahidler ve Allah'ın Savaşçısı İsa İzerhanov
66671_1.jpg
Şehidler hakkında o kadar yazı yazmamı istiyorlar ki, ("Gerçek Kahramanlar ve Yalan" isimli makaleyi bitirdim diye düşünürken) yine sevdiğimiz kardeşlerimizden biri bizi terk ediyor ve gene oturup yazmaya başlıyorum. Bu yazıda İsa'nın gerçek yönünü anlatmak istiyorum, onun yaşadıklarına ve büyük sabrına hayrandım (Bu mektubumda bizi ve Cihad'ta olan kardeşlerimizi anlayanlar olur ve okurlar inşaallah..) ve ne kadar yazsam belki İsa hakkında az olur, İsa kardeşimle son ekmeğimizi paylaştık, nice kafirlere karşı operasyonlara katıldık, ama bir gün kafirlerle çatışmada Şehid (İnsh'Allah) oldu.

Çeçen cihadı zafere kadar bitmez
11122.jpg
1996'da Çeçen cihadını dünyaya duyurmak için Avrasya feribotunu kaçırarak Trabzon’dan İstanbul’a getiren eylemcilerden Erdinç Tekir (Hacerat), ilk kez Vakit’e konuştu.
Şamil Basayev ile Abhazya savaşına da katılan Hacerat, o dönemde Türk kamuoyunda Çeçen cihadına yönelik büyük bir sempatinin olduğunu belirterek; “Meydanlar doluyordu, hassasiyet yüksekti. Şimdi Cihad bölgeleri öksüz kaldı” diye konuştu.
Rusya,Perm Bölgesindeki Gece Kulübünde Patlamayla İlgili Sabotaj İhtimali (Video)
69524_1.jpg
Shamilonline'nin Geçtiğimiz günlerde, Rusya'nın Perm kentindeki "Topal At" gece klubündeki patlamayla ilgili Rus medyasından elde ettiği verilere göre, Sabotaj ihtimali gerekçesiyle 4 kişi gözaltına alındı. Rus resmi medyası echo.msk.ru bir haberinde UBEP polis departmanıın sabotaj ihtimali üzerinde durduğunu ve 4 kişinin tutuklandığını ve 3 zanlı hakkında toplam; 700 yıla kadar hapis cezası istendiğini iddia etti.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt