Ebû Abdullah bin Es'ad, Ebû AbdullahKureşî'nin şöyle anlattığını nakletti: Bana hocam
Ebü'r-Rebî bir gün şöyle dedi: "Sana bitmek tükenmek bilmeyen bir hazîne öğreteyim mi?"
Ben de; "Evet." deyince, Ebü'r-Rebî bana; "Şu duâyı devamlı oku." dedi.
Okumamı istediği duâ şöyle idi:
"Yâ ALLAH, yâ Vâhid, yâ Mûcid, yâ Cevâd, yâ Bâsit, yâ
Kerîm, yâ Vehhâb, yâ Ze't-Tavl, yâ Ganî, yâ Mugnî, yâ Fettâh, yâ Razzâk, yâ Alîm, yâ Hayy,
yâ Kayyûm, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Bedîassemâvâti vel-ard, yâ Ze'l-celâli vel ikrâm... Yâ
Hannân, yâ Mennân infehnî minke bi nafhat-i hayrin tugnînî bihâ ammen sivâk... in testeftihü
fekad câekümü'l-feth... İnnâ fetehnâleke fethan mübînâ... Nasrun minellahi ve fethun karîb...
ALLAHümme yâ Ganî, yâ Hamîd, yâ Mubdî, yâ Muîd, yâ Vedûd, yâ ze'l-arşil-Mecîd, yâ Fe'âlen
limâ yürîd, ikfinî bihelâlike an harâmike ve agninî bi fadlike ammen sivâke ihfaznî bimâ
hafizte bihizzikr... Vensurnî bimâ nasarte bihirrusül... İnneke alâ küllî şey'in kadîr..."
Sonra bana şöyle dedi.
"Her kim bu duâyı namazlardan özellikle Cumâ namazından sonra okursa,ALLAHü teâlâ onu her türlü kötülükten muhâfaza eder. Düşmanlarına karşı muzaffer kılar, ona ummadığı yerlerden rızıklar verir, geçimini kolaylaştırır. Borcu dağlar kadar büyük ve kabarık olsa dahi, ALLAHü teâlânın lütfu keremi ve inâyeti ile öder."