RE: BU ZİNCİRDE SENDE VARMISIN?
İnsanlığın İftihar Tablosu Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), bize, hem bu dünya hem de öte dünya saadeti veren dinimiz İslamın yanılmaz ve yanıltmaz rehberidir. Ona çok şey borçluyuz. Bu borçluluğun bir ifadesi olarak Efendimizi her zaman hayırla yâd etmek ve Ona salât ü selam getirmek her Müslüman için ihmal edilmemesi gerekli olan mühim bir vazifedir.
Salât kelimesi, Peygamberimize (s.a.s.) yapılan duâ, istiğfar ve rahmet gibi anlamlara geliyor. Selam malum olduğu üzere, muhatabına sağlık ve esenlik dileklerini sunma ameliyesidir. Günlük dilde daha çok kullandığımız salavat ise, salât kelimesinin çoğuludur. Allah, Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin. (Ahzab, 33/56) buyurarak bizlerden Efendimizin (s.a.s.) ismini andığımız zaman salavat getirmemizi istiyor. Bu ayetten hareketle alimlerimiz Allah Rasulünün (s.a.s) isminin geçtiği yerde bir defa salât ve selâm getirmenin vacip olduğunu, isminin tekrar edilişi sayısınca ise salavat getirmenin müstehap olduğunu söylemişlerdir.
Esasen hayatı boyunca ümmeti üzerine titreyen Efendimizin (s.a.s.) adı zikredildiğinde bu işi hafife almadan, salât ü selam getirmeyi bir ibadet neşvesi içinde yerine getirmeliyiz. Her ne kadar alimlerimiz müstehap olarak görse de O’nun isminin söylendiği veya yazılı olduğu her yerde ihmal göstermeden salât ü selam getirmeyi bir vazife olarak görmeliyiz. Nitekim geçmişe baktığımızda Allah Rasulünü (s.a.s.) en iyi tanıyan sahabinin ve onların arkasından gelen ilim ve irfan sahibi kimselerin sözleriyle, hal ve tavırlarıyla O’na çok engin bir saygı gösterdiklerini ve Hz. Peygamberin (s.a.s.) adı ne kadar çok anılırsa anılsın, her anıldıkça, sallallahu aleyhi ve sellem dediklerini görüyoruz.
Eskiler, salât ü selamı teşvik eden âyet ve hadîslerden hareketle birbirinden güzel salavat örnekleri ortaya koymuşlardır. Delâilül hayrât ve Delâilün nur en bereketli salavat örneklerinin bir araya getirildiği önemli eserlerdendir. Bu eserlere baktığımızda Salâtü Münciyeden, Mişşîşiyesine ondan Tıbbul kulûbuna kadar en kapsamlı salât ü selâmlarla hep Efendimizin (s.a.s.) anıldığını görürüz. Biz de yazımızın sonunda günümüze kadar gelen ve müslümanlar tarafından en çok bilinen ve okunan salât ü selamlardan örnekler sunacağız.
Efendimize salât ve selâm getirmenin önemini vurgulayan pek çok hadisi şerif rivâyet edilmiştir. Bu hadisleri okuduğunuzda Allah Rasulüne salât ü selam getirmenin ne kadar önemli olduğunu anlayınca belki de çok şaşıracaksınız. Şimdi önemine binaen bu hadislerden bazılarını madde madde verelim:
1. Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder on derece yükseltir.(Nesei, Sehv, 55)
2. Yeryüzünde Allahın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) bana ulaştırırlar. (Nesei, Sehv, 46)
3.Kim bana tek bir defa salât u selâm getirirse, Allâh da ona on defa salât eder. (Dâvud, Vitr, 26 Dârimî, Rikâk, 58)
4. Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavat edendir.43
Gerçek cimri, yanında anıldığım hâlde bana salavat etmeyendir. (Tirmizi, Daavât, 110)
5. Bir gün Resûlullah sevinçli olarak geldi. Kendisine: Sizi sevinçli görüyoruz! denilince, şöyle buyurmuşlardır: “Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: Ey Muhammed! Rabbin diyor ki: Sana salât eden herkese benim on rahmette bulunmam, selâm eden herkese de benim on selâm etmem sana (ikram olarak) yetmez mi? (Nesei, Sehv, 55)
6. Allah benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salavat getirdi mi, mutlaka o iki melek ona: Allah seni bağışlasın derler. Allah Teâlâ ve diğer melekleri de o iki meleğe cevap olarak: Amîn” derler. Bir müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salavat getirmedi mi, mutlaka o iki melek: Allah seni bağışlamasın. der. Yüce Allah ve öteki melekler de o iki meleğe cevaben: Amîn derler. (Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, 10/164-166) buyurmuşlardır.
Salât u selâmın Peygamberimize ve bize olmak üzere iki yönü vardır: Bizim Allah Rasulü (s.a.s.) için getirdiğimiz salavat, Allahın, peygamberinin kendi katındaki değerini artırması içîn bir dua mahiyetindedir. Bu vesileyle bizim dualarımızla Efendimizin (s.a.s.) mertebesi devamlı olarak yükselmektedir. Burada hemen şunu ifade edelim ki, Allah Rasûlüne (s.a.s.) yapılan salât ü selam, onun aslında salâta olan ihtiyacından dolayı değildir. Bu, ancak O’na duyulan saygı, sevgi ve hürmeti ifade etmek içindir.
Salavatın müminlere bakan yönü de kulu Allaha yakınlaştıran vesilelerden birisi olmasıdır. Nebiler Serverine (s.a.s) bol bol salavat getiren bir kul, Efendimize (s.a.s.) dolayısıyla da Allaha yaklaşmış olacaktır. Nitekim Ona yaklaşmaya vesile arayın (Mâide, 5/35) ayeti, Allaha yaklaşmak için vesileleri kullanmamızı emretmektedir. İşte Efendimize (s.a.s.) getirdiğimiz salat ü selamlar bizi Allaha yaklaştıran önemli vesilelerdendir.