Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s. (1 Kullanıcı)

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

sevvalmina yazdı:
mustafa_xtar yazdı:
sevvalmina yazdı:
adıyamana,afyona yada ist kavacığa gidebilenler varmı.

afyon daha yok kardeşim orayı görmedim. ama adıyamana belki çoğu adıyamanlıdan fazla gitmişimdir. Kavacıktada daha ilk zamanımda görmüştüm. Kurtköydeki külliyedeydi yakın bi zamana kadar o da nasip olmadı. Demek ki gönülden istemiyormuşuz.

kurtköy dediğiniz tepeörenmi oluyo

evet kardeşim
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

mk5834 yazdı:
s.a
ALLAH razı olsun kardeşim.çok emek harcamışsın emeğine yüreğine sağlık.
düşünüyorumda Rabbimin rahmetiyle o mübarek insanların karşısına çıkacak olsak acaba yüzümüz olacakmı.hep ahir zamandayız diyoruz ama Muhammet Raşit (k.s) hazretleride bu devirde yaşadı bizden asırlar önce yaşamadı.ama yaşantı olarak arada uçurumlar uçurumlar var.
Rabbimden makbul kullarının şefaatini diliyorum kendim ve cümlemiz için.

ve aleykümselam abi hakkını helal et ya senin yorumunu atlamışız.

O mübarekler kıyamete kadar gelecekler Allahın izniyle. Onlar kimsenin işlediği günahlara bakmıyorlar kardeşim. Mevlana ks. gibi Yunus gibi Şahı Nakşibend gibi, Abdulkadir Geylani gibi, Bediüzzaman Said Nursi gibi, Mevlana Halid gibi...... ve diğerleri gibi gelin diyorlar. gelin dostu dost edinin. Onları sevin. hiç olmazsa münkirlik etmeyin. Rabbul Alemin bu sevninin karşılığını boşa çıkarmayacak buna emin olur. Bütün Allah dostlarını sevin. hepsi birbirinden değerli altın gibi mübarekler.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.


Seyyid Muhammed Raşit Erol Ks. Sohbetlerinden

[big]Rabbul Aleminin bize üç büyük nimeti[/big]​

Allah (c.c.) bizlere üç büyük nimet bahsetmiştir. Bu nimetlere çok şükür etmemiz lazımdır. Bu nimetlerden birincisi ve en önemlisi; Allah (c.c.)'in bizi Müslüman olarak yaratmasıdır. Bizim de bu nimete karşılık Allah (c.c.)'a çok ibadet etmemiz lazım. Oruç tutmak, zekat vermek, sadaka vermek, namaz kilmak Allah (c.c.)'in bize bahşettiği en büyük nimetlerdendir. Bu ibadetlere karşilik Allah (c.c.) müslümanlara cenneti ve içindeki nimetleri hazırlamış ve ebedi olarak orada kalacaklardır. Ona göre ibadetleri artirmamiz lazim gelir.Allah-u Teala (c.c.) bize hidayet yolunu göstermekle büyük bir lütuf ve ihsanda bulunmuştur. Kafirler bu lütfü ilahi'ye icabet etmediklerinden ötürü onlara ebedi cehennem ateşi ve izdirabmi hazirlamiştir.

İnsan bir düşünecek olursa, parmağını tuttuğu bir mum ateşine bile parmağını tutamazken nasıl olurda ebedi ateş olan cehennemlik amelleri işler, günahlardan sakınmaz ve ibadet yapmaz? Bütün bunları düşünerek ibadetlerimizi artırmamız lazım. Allah (c.c.) tüm dünyanın servetini bize vermiş olsaydı ve bu serveti Allah (c.c.) yolunda tasadduk etseydik yine de müslüman olmanın şükrünü eda edemezdik.

Allah (c.c.)'m bize bahşettigi ikinci büyük nimet; bizleri en son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmeti olarak yaratmasıdır. Nasıl ki, Hz. Muhammed (s.a.v.) paygamberlerin en efdali ve en üstünü ise, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmeti de ümmetlerin en üstünüdür.

Hz. Musa (a.s.) Levh-i Mahfuz'a baktığı zaman, orada Hz. Muhammed (s.a.v.)'in öyle hasletlerini, bü-yüklüğimü, faziletini görmüş ki, "Ya Rabbii Keşke beni de Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmeti olarak ya-ratsaydın, başka bir şey istemezdim" buyurmuştur. Biz böyle bir peygamberin ümmetiyiz. Buna layık olmaya çalışalım.

Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Benim ümmetimin evliyaları, Beni İsrail peygamberleri gibidir. (Bu,büyüklük bakımından değil, hidayet bakımındandır.) " Eskiden gönderilen peygamberlerin bir kısmı yalnız kendisini irşad etmiş, bir kısmı yalnız kendi ailesini, bir kışımı kendi içinde bulunduğu kabilesini, bir kısım da yalnız bulunduğu köyü irşad edebilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ümmetinin evliyaları, mür-şid-i kamilleri ise daha fazla irşadda bulunarak daha çok kişinin hidayete ermelerine vesile olmuşlardır.

Allah (c.c.)'ın bize sunduğu üçüncü büyük nimet, Allah (c.c.)'ın Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmetini son ümmet olarak, bizleri de ümmetin en son kısımlarında yaratmasıdır. Diğer ümmetler binlerce ytl toprak altında (kabirde) yattıkları ve günahkar olanların kabir azabı çektikleri halde, bu son ümmet az bir süre toprak altında yatacaktır. Ve (günahkar için de) azapları da çok kısa bir zaman sürecektir.Cenab-ı Hakk'ın bizlere farz kıldığı namazda huşu ve takvaya da çok dikkat etmeliyiz.Namaz peygamber (s.a.v.)'e miraçta farz kılınmıştır. İlk önce elli rekat olarak farz kılınmıştır. Bu emirle Rabb'in huzu-randan dönen Hz. Peygamber (s.a.v.) altıncı kat semada Hz. Musa (a.s.)'m ruhaniyeti ile karşılaşır. Hz. Musa (a.s.), Resullah Efendimiz'e (s.a.v.) elli vakit namazın çok olduğunu, bunun ahir zaman ümmetine ağır geleceğini, Allah (c.c.)'tan namaz vakitlerini azaltması için niyazda bulunmasını söyler. Resulullah (s.a.v.) da tekrar Allah-u Teala'nın (c.c.) huzuruna varıp, elli vakit namazın ağır gelebileceğini, vaki
tleri biraz azaltması için Alah-u Teala'nın (c.c.) huzuruna varıp, elli vakit namazın ağır gelebileceğini, vakitleri biraz azaltması için Allah-u Teala'ya (c.c.) niyazda bulunur.

Allah-u Teala (c.c.) da namazları on vakit azaltarak kırk vakte indirir. Resullulah Efendimiz (s.a.v.) geri dönerken tekrar Hz. Musa (a.s.) ile karşılaşır. Hz. Musa (a.s.) yine bu kadar vakit namazın çok olacağını söyler ve biraz daha azaltılması için tekrar Allah-u Teala (c.c.)'nın huzuruna gitmesini söyler. Bu gidip gelmeler birkaç kez daha tekrarlanır ve namaz vakitleri sonunda beş vakte indirilir. İşte böylece Muhammed aleyhisselam ümmetine her gün beş vakit namaz farz kılınır.
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

sevvalmina yazdı:
adıyamana,afyona yada ist kavacığa gidebilenler varmı.

S.A.
AFYONA GİTTİM, HATTA ORADA TRAFİK KAZASI BİLE YAPTIM.
ADIYAMAN'A ÇOK GİTTİM,
KAVACIK ORAYA GİTMEDİM, (TÜRKİYENİN NERESİNE DÜŞÜYOR:D:D:D
K.S.E.O.
 

mtekik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,702
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
islamiportal.net
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

mustafa_xtar yazdı:

Seyyid Muhammed Raşit Erol Ks. Sohbetlerinden

[big]Rabbul Aleminin bize üç büyük nimeti[/big]​

Allah (c.c.) bizlere üç büyük nimet bahsetmiştir. Bu nimetlere çok şükür etmemiz lazımdır. Bu nimetlerden birincisi ve en önemlisi; Allah (c.c.)'in bizi Müslüman olarak yaratmasıdır. Bizim de bu nimete karşılık Allah (c.c.)'a çok ibadet etmemiz lazım. Oruç tutmak, zekat vermek, sadaka vermek, namaz kilmak Allah (c.c.)'in bize bahşettiği en büyük nimetlerdendir. Bu ibadetlere karşilik Allah (c.c.) müslümanlara cenneti ve içindeki nimetleri hazırlamış ve ebedi olarak orada kalacaklardır. Ona göre ibadetleri artirmamiz lazim gelir.Allah-u Teala (c.c.) bize hidayet yolunu göstermekle büyük bir lütuf ve ihsanda bulunmuştur. Kafirler bu lütfü ilahi'ye icabet etmediklerinden ötürü onlara ebedi cehennem ateşi ve izdirabmi hazirlamiştir.

İnsan bir düşünecek olursa, parmağını tuttuğu bir mum ateşine bile parmağını tutamazken nasıl olurda ebedi ateş olan cehennemlik amelleri işler, günahlardan sakınmaz ve ibadet yapmaz? Bütün bunları düşünerek ibadetlerimizi artırmamız lazım. Allah (c.c.) tüm dünyanın servetini bize vermiş olsaydı ve bu serveti Allah (c.c.) yolunda tasadduk etseydik yine de müslüman olmanın şükrünü eda edemezdik.

Allah (c.c.)'m bize bahşettigi ikinci büyük nimet; bizleri en son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmeti olarak yaratmasıdır. Nasıl ki, Hz. Muhammed (s.a.v.) paygamberlerin en efdali ve en üstünü ise, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmeti de ümmetlerin en üstünüdür.

Hz. Musa (a.s.) Levh-i Mahfuz'a baktığı zaman, orada Hz. Muhammed (s.a.v.)'in öyle hasletlerini, bü-yüklüğimü, faziletini görmüş ki, "Ya Rabbii Keşke beni de Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmeti olarak ya-ratsaydın, başka bir şey istemezdim" buyurmuştur. Biz böyle bir peygamberin ümmetiyiz. Buna layık olmaya çalışalım.

Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Benim ümmetimin evliyaları, Beni İsrail peygamberleri gibidir. (Bu,büyüklük bakımından değil, hidayet bakımındandır.) " Eskiden gönderilen peygamberlerin bir kısmı yalnız kendisini irşad etmiş, bir kısmı yalnız kendi ailesini, bir kışımı kendi içinde bulunduğu kabilesini, bir kısım da yalnız bulunduğu köyü irşad edebilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ümmetinin evliyaları, mür-şid-i kamilleri ise daha fazla irşadda bulunarak daha çok kişinin hidayete ermelerine vesile olmuşlardır.

Allah (c.c.)'ın bize sunduğu üçüncü büyük nimet, Allah (c.c.)'ın Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmetini son ümmet olarak, bizleri de ümmetin en son kısımlarında yaratmasıdır. Diğer ümmetler binlerce ytl toprak altında (kabirde) yattıkları ve günahkar olanların kabir azabı çektikleri halde, bu son ümmet az bir süre toprak altında yatacaktır. Ve (günahkar için de) azapları da çok kısa bir zaman sürecektir.Cenab-ı Hakk'ın bizlere farz kıldığı namazda huşu ve takvaya da çok dikkat etmeliyiz.Namaz peygamber (s.a.v.)'e miraçta farz kılınmıştır. İlk önce elli rekat olarak farz kılınmıştır. Bu emirle Rabb'in huzu-randan dönen Hz. Peygamber (s.a.v.) altıncı kat semada Hz. Musa (a.s.)'m ruhaniyeti ile karşılaşır. Hz. Musa (a.s.), Resullah Efendimiz'e (s.a.v.) elli vakit namazın çok olduğunu, bunun ahir zaman ümmetine ağır geleceğini, Allah (c.c.)'tan namaz vakitlerini azaltması için niyazda bulunmasını söyler. Resulullah (s.a.v.) da tekrar Allah-u Teala'nın (c.c.) huzuruna varıp, elli vakit namazın ağır gelebileceğini, vaki
tleri biraz azaltması için Alah-u Teala'nın (c.c.) huzuruna varıp, elli vakit namazın ağır gelebileceğini, vakitleri biraz azaltması için Allah-u Teala'ya (c.c.) niyazda bulunur.

Allah-u Teala (c.c.) da namazları on vakit azaltarak kırk vakte indirir. Resullulah Efendimiz (s.a.v.) geri dönerken tekrar Hz. Musa (a.s.) ile karşılaşır. Hz. Musa (a.s.) yine bu kadar vakit namazın çok olacağını söyler ve biraz daha azaltılması için tekrar Allah-u Teala (c.c.)'nın huzuruna gitmesini söyler. Bu gidip gelmeler birkaç kez daha tekrarlanır ve namaz vakitleri sonunda beş vakte indirilir. İşte böylece Muhammed aleyhisselam ümmetine her gün beş vakit namaz farz kılınır.

S.A. SOFİ,
YA ÇOK GÜZEL PAYLAŞIMLAR HAZIRLIYORSUN, SEN İŞLERİNE NASIL YETİŞİYORSUN ALLAH AŞKINA.
HEP BÖYLE ÇOK YORUCU PAYLAŞIMLAR HAZIRLIYORSUN. ŞU İŞİN PÜF NOKTASINI BİZEDE ÖĞRETSEN DİYORUM.
K.S.E.O.
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

mtekik yazdı:
sevvalmina yazdı:
adıyamana,afyona yada ist kavacığa gidebilenler varmı.

S.A.
AFYONA GİTTİM, HATTA ORADA TRAFİK KAZASI BİLE YAPTIM.
ADIYAMAN'A ÇOK GİTTİM,
KAVACIK ORAYA GİTMEDİM, (TÜRKİYENİN NERESİNE DÜŞÜYOR:D:D:D
K.S.E.O.

o zaman sende sofilerdensin abi:)kavacık istanbulda
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

Menzil Menzil dedikleri
Ummanda bir Derya imiş
Kirli demir gelenleri
Temiz altın yapar imiş

Seyda Seyda dedikleri
Denizde bir gemi imiş
O gemiye binenleri
Allah'a götürür imiş

Sofi sofi dedikleri
Bir deli divane imiş
Onları hor görenleri
Yüce Mevlam sevmez imiş

Hakk'a aşık olanlar
Bu yollarda yolcu imiş
Menzilden hiç geçmeyenler
Bir gün pişman olur imiş



allah razı olsun kardeşim allah a emanet olun..
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

mtekik yazdı:
sevvalmina yazdı:
adıyamana,afyona yada ist kavacığa gidebilenler varmı.

S.A.
AFYONA GİTTİM, HATTA ORADA TRAFİK KAZASI BİLE YAPTIM.
ADIYAMAN'A ÇOK GİTTİM,
KAVACIK ORAYA GİTMEDİM, (TÜRKİYENİN NERESİNE DÜŞÜYOR:D:D:D
K.S.E.O.

ve aleykümselam abi bizede afyona gitmek nasip olmadı. Kavacıkta istanbul anadolu yakasında ;)
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

mustafa_xtar yazdı:
mtekik yazdı:
sevvalmina yazdı:
adıyamana,afyona yada ist kavacığa gidebilenler varmı.

S.A.
AFYONA GİTTİM, HATTA ORADA TRAFİK KAZASI BİLE YAPTIM.
ADIYAMAN'A ÇOK GİTTİM,
KAVACIK ORAYA GİTMEDİM, (TÜRKİYENİN NERESİNE DÜŞÜYOR:D:D:D
K.S.E.O.

ve aleykümselam abi bizede afyona gitmek nasip olmadı. Kavacıkta istanbul anadolu yakasında ;)

inşallah sizde afyona gidersiniz orasıda çok güzel
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

mustafa_xtar yazdı:
mtekik yazdı:
sevvalmina yazdı:
adıyamana,afyona yada ist kavacığa gidebilenler varmı.

S.A.
AFYONA GİTTİM, HATTA ORADA TRAFİK KAZASI BİLE YAPTIM.
ADIYAMAN'A ÇOK GİTTİM,
KAVACIK ORAYA GİTMEDİM, (TÜRKİYENİN NERESİNE DÜŞÜYOR:D:D:D
K.S.E.O.

ve aleykümselam abi bizede afyona gitmek nasip olmadı. Kavacıkta istanbul anadolu yakasında ;)


s.a
adıyamana gıttın demek bende cok gıttımde..m.tekık abı allah razı olsun..senden nasıl oralar..
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

mtekik yazdı:
mustafa_xtar yazdı:

Seyyid Muhammed Raşit Erol Ks. Sohbetlerinden

[big]Rabbul Aleminin bize üç büyük nimeti[/big]​

Allah (c.c.) bizlere üç büyük nimet bahsetmiştir. Bu nimetlere çok şükür etmemiz lazımdır. Bu nimetlerden birincisi ve en önemlisi; Allah (c.c.)'in bizi Müslüman olarak yaratmasıdır. Bizim de bu nimete karşılık Allah (c.c.)'a çok ibadet etmemiz lazım. Oruç tutmak, zekat vermek, sadaka vermek, namaz kilmak Allah (c.c.)'in bize bahşettiği en büyük nimetlerdendir. Bu ibadetlere karşilik Allah (c.c.) müslümanlara cenneti ve içindeki nimetleri hazırlamış ve ebedi olarak orada kalacaklardır. Ona göre ibadetleri artirmamiz lazim gelir.Allah-u Teala (c.c.) bize hidayet yolunu göstermekle büyük bir lütuf ve ihsanda bulunmuştur. Kafirler bu lütfü ilahi'ye icabet etmediklerinden ötürü onlara ebedi cehennem ateşi ve izdirabmi hazirlamiştir.

İnsan bir düşünecek olursa, parmağını tuttuğu bir mum ateşine bile parmağını tutamazken nasıl olurda ebedi ateş olan cehennemlik amelleri işler, günahlardan sakınmaz ve ibadet yapmaz? Bütün bunları düşünerek ibadetlerimizi artırmamız lazım. Allah (c.c.) tüm dünyanın servetini bize vermiş olsaydı ve bu serveti Allah (c.c.) yolunda tasadduk etseydik yine de müslüman olmanın şükrünü eda edemezdik.

Allah (c.c.)'m bize bahşettigi ikinci büyük nimet; bizleri en son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmeti olarak yaratmasıdır. Nasıl ki, Hz. Muhammed (s.a.v.) paygamberlerin en efdali ve en üstünü ise, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmeti de ümmetlerin en üstünüdür.

Hz. Musa (a.s.) Levh-i Mahfuz'a baktığı zaman, orada Hz. Muhammed (s.a.v.)'in öyle hasletlerini, bü-yüklüğimü, faziletini görmüş ki, "Ya Rabbii Keşke beni de Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmeti olarak ya-ratsaydın, başka bir şey istemezdim" buyurmuştur. Biz böyle bir peygamberin ümmetiyiz. Buna layık olmaya çalışalım.

Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Benim ümmetimin evliyaları, Beni İsrail peygamberleri gibidir. (Bu,büyüklük bakımından değil, hidayet bakımındandır.) " Eskiden gönderilen peygamberlerin bir kısmı yalnız kendisini irşad etmiş, bir kısmı yalnız kendi ailesini, bir kışımı kendi içinde bulunduğu kabilesini, bir kısım da yalnız bulunduğu köyü irşad edebilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ümmetinin evliyaları, mür-şid-i kamilleri ise daha fazla irşadda bulunarak daha çok kişinin hidayete ermelerine vesile olmuşlardır.

Allah (c.c.)'ın bize sunduğu üçüncü büyük nimet, Allah (c.c.)'ın Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ümmetini son ümmet olarak, bizleri de ümmetin en son kısımlarında yaratmasıdır. Diğer ümmetler binlerce ytl toprak altında (kabirde) yattıkları ve günahkar olanların kabir azabı çektikleri halde, bu son ümmet az bir süre toprak altında yatacaktır. Ve (günahkar için de) azapları da çok kısa bir zaman sürecektir.Cenab-ı Hakk'ın bizlere farz kıldığı namazda huşu ve takvaya da çok dikkat etmeliyiz.Namaz peygamber (s.a.v.)'e miraçta farz kılınmıştır. İlk önce elli rekat olarak farz kılınmıştır. Bu emirle Rabb'in huzu-randan dönen Hz. Peygamber (s.a.v.) altıncı kat semada Hz. Musa (a.s.)'m ruhaniyeti ile karşılaşır. Hz. Musa (a.s.), Resullah Efendimiz'e (s.a.v.) elli vakit namazın çok olduğunu, bunun ahir zaman ümmetine ağır geleceğini, Allah (c.c.)'tan namaz vakitlerini azaltması için niyazda bulunmasını söyler. Resulullah (s.a.v.) da tekrar Allah-u Teala'nın (c.c.) huzuruna varıp, elli vakit namazın ağır gelebileceğini, vaki
tleri biraz azaltması için Alah-u Teala'nın (c.c.) huzuruna varıp, elli vakit namazın ağır gelebileceğini, vakitleri biraz azaltması için Allah-u Teala'ya (c.c.) niyazda bulunur.

Allah-u Teala (c.c.) da namazları on vakit azaltarak kırk vakte indirir. Resullulah Efendimiz (s.a.v.) geri dönerken tekrar Hz. Musa (a.s.) ile karşılaşır. Hz. Musa (a.s.) yine bu kadar vakit namazın çok olacağını söyler ve biraz daha azaltılması için tekrar Allah-u Teala (c.c.)'nın huzuruna gitmesini söyler. Bu gidip gelmeler birkaç kez daha tekrarlanır ve namaz vakitleri sonunda beş vakte indirilir. İşte böylece Muhammed aleyhisselam ümmetine her gün beş vakit namaz farz kılınır.

S.A. SOFİ,
YA ÇOK GÜZEL PAYLAŞIMLAR HAZIRLIYORSUN, SEN İŞLERİNE NASIL YETİŞİYORSUN ALLAH AŞKINA.
HEP BÖYLE ÇOK YORUCU PAYLAŞIMLAR HAZIRLIYORSUN. ŞU İŞİN PÜF NOKTASINI BİZEDE ÖĞRETSEN DİYORUM.
K.S.E.O.

ve aleykümselam kurban. Allah yardım ediyo sadat himmet ediyor abicim yoksa biz ne yaparız ki. Allaha emanet ol abi ;)
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

SULTANLAR DİYARI




Dâr-ı aşk makâm-ı Bâki’dir Menzil.
Aşk oduna yakanı,Sâki’dir Menzil.
Derde düçar olmuş her kim âdeme
Âsudeyi liman makam-ı tâkidır Menzil

Hüseyni ol münâdi ki işitsin âlemler
Ol mukaddes belde ki Mekke-i hâkidir Menzil


Kâle gelmez,kifayetsiz tarifi şânı
Kuyu salâtin,Menzil’dir mârufu nâmı
Kelâm-ı hâcet eyle ki deva bulasın
Berhâvâdır müdâvât gezsen cihânı

Gül hâkine düşse de rüsva cesedim
Seyreyleyip toy edem anda asmânı.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

Seyda Muhammed Raşit Hz. Sohbetlerinden

[big]imanın önemi[/big]


Seyda hazretleri itikadın tam olarak yer leşmesi, muhafazası vç kâmil hale ulaşmasi üzerinde hassasiyetle dururdu. Özel veya genel sohbetlerinde iman nimetinin büyüklügü ve kiymetinin anlaşilmasini anlatarak şöyle buyururlardi: "insan biraz düşünecek olsa, iman nimetinden daha büyük bir nimetin olmadigini hemen anlar. Zira iman, insanin ebedi cehennem azabindan kurtulmasina vesiledir. Iman öyle bir nimettir ki batidan doguya kadar bütün dünya malindan, hükümdarligindan, saltanatindan daha faydali ve makbul, paha biçilmez nadide bir incidir. Alemlerin Rabbi insana bu nimeti nasip ve ihsan ettiginden dolayi hassasiyetle muhafaza edilmeli, elden çikmamasi için azami gayret gösterilmelidir. Zira imanla şereflenmeyen kimse Allah korusun küfür üzerine son nefesini verir. Böyle kişiye ne peygamberin ne de evliyanin şefaati fayda verir. Öyle ise, insan akilsiz degilse imanina en ufak bir leke getirmemeli, onda herhangi bir noksanligin meydana gelmemesine dikkat etmeli, aşkla ve şevkle korumalidir. Salih amele devamla birlikte günahlardan ve Allah'in emirlerine karşi gelmekten kaçinmakla imanini takviye etmelidir. Zira insan imanini istikamet üzere kurnaya, kâmil hale getirmeye ancak taât ve ibadetle ulaşabilir. Allahu Teala da bize (Amele devam-edin, ta ki sizde hakikat meydana gelip itikadiniz kemale ersin) buyurmaktadir. Allah dostlari fenâfillah makamina itikatlarinin tam, imanlarinin kamil olmasi sebebiyle varmişlardir." İmanın kıymetini bu şekilde anlattıktan sonra tehlikeleri hususunda uyarılarda bulunarak dikkat edilmesi gereken noktalar üzerinde dururdu: "İnsan için her an tehlike mevcuttur. Bu tehlike alim de olsa, maneviyat ve makam sahibi de olsa, hatta Gavs, Kutbul arifin veya Abdallardan da olsa herkes için geçerlidir. Öyle ise insan hiçbir şeyine güven-memeli, ne sofiliğine, ne de şeyhliğine güvenmeli ve son nefesine kadar, acaba imanımı kurtarabilir miyim, onu tehlikeden koruyabilir miyim? diye endişe duymalıdır." Seyda hazretleri iman nimetini, büyüklüğünü ve tehlikelerini böylece vurgulamış, tekrar tekrar bahsetmiş ve itikad konusunda bağımsız bir kitap olan Kita-bul Akaid'de itikatla ilgili görüşlerini bağlıları ve ümmeti Muhammed için teker teker sıralamıştır. Bu görüşlerin çoğu herkes tarafından bilinen klasik bilgiler olmakla birlikte azımsanmayacak Ölçüde orjinal düşünceler de ihtiva etmektedir. Mübareğin beyan buyurduğu sözlerini yorumsuz ve yalın olarak aktarıyoruz: Din akide üzerine kurulmuştur. Akide olmayinca imanda olmaz İnsanı cehennemden koruyacak tek şey, iman ve itikattır. Müslümanlık ismi almakla hiç kimse islam olmaz. Rabbül alemin insanın itikadına bakar. Rabbül alemin iman ve itikadı nasip etmekle insanları kafirlikten kurtarıp islam ve imanla şereflendirmiştir. Ameli salih ve Allah rızası, Allah'ın emirlerine olan itikatla sabitleşir. Allah'ın emirlerine muhalefet etmenin müsebbibi, iman ve itikadın kalplerde tam yer etmemesindendir. Ehlullah olan zatlar tam bir itikat üzeredirler. Kur'an'a ve Kur'an’ın içindeki emirlerin cümlesine itikat ederler. Fenafillaha ulaşan evliyalar, itikatlarinin tam olmasi sebebiyle, bu yüksek makamlara ulaşmişlar ve nihayet ermişlerdir. Rabbül alemin bizleri İslam olarak halk etmiş ve islami akideyi nasip etmiştir. O halde hareketlerimiz de bu Akideye göre olmalıdır. İnsan iman ve itikadı olmayan kimselerin sözlerine iltifat etmemeli, onların bozuk itikatları sebebiyle onlara uyup delalete düşmemelidir. Kelam ilmini öğrenmek caizdir. Günümüzde ise kelam ilmini öğrenmek farz-ı kifayedir.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

sevvalmina yazdı:
SULTANLAR DİYARI




Dâr-ı aşk makâm-ı Bâki’dir Menzil.
Aşk oduna yakanı,Sâki’dir Menzil.
Derde düçar olmuş her kim âdeme
Âsudeyi liman makam-ı tâkidır Menzil

Hüseyni ol münâdi ki işitsin âlemler
Ol mukaddes belde ki Mekke-i hâkidir Menzil


Kâle gelmez,kifayetsiz tarifi şânı
Kuyu salâtin,Menzil’dir mârufu nâmı
Kelâm-ı hâcet eyle ki deva bulasın
Berhâvâdır müdâvât gezsen cihânı

Gül hâkine düşse de rüsva cesedim
Seyreyleyip toy edem anda asmânı.

Allah razı olsun kardeşim :)
 

sevvalmina

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1,747
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

rabbim cümlemizden razı olsun inşallah hayırlı geceler herkese.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

sevvalmina yazdı:
mustafa_xtar yazdı:
mtekik yazdı:
sevvalmina yazdı:
adıyamana,afyona yada ist kavacığa gidebilenler varmı.

S.A.
AFYONA GİTTİM, HATTA ORADA TRAFİK KAZASI BİLE YAPTIM.
ADIYAMAN'A ÇOK GİTTİM,
KAVACIK ORAYA GİTMEDİM, (TÜRKİYENİN NERESİNE DÜŞÜYOR:D:D:D
K.S.E.O.

ve aleykümselam abi bizede afyona gitmek nasip olmadı. Kavacıkta istanbul anadolu yakasında ;)

inşallah sizde afyona gidersiniz orasıda çok güzel

İnşallah onların himmetiyle dolaşıyoruz bakalım. Afyonuda görmek nasip olur inş.
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

sultanım

hani ben çemberin en dışındaydımya.
hani bagırıyordumda sesimi kimse duymuyordu.
hani uzatıyordum elimi bataklıktan cıkmak için
hani ugraşıyordumda habire batıyordumya
hani ne anam ne babam anlıyordu beni
ne dostum ne arkadaşım ne kardeşlerim.
sultanım hani sen benim elimden tutmuştunya
hani benim necis halime aldırmadan bagrına basmıştın
hani ilk menzile gelişim vardıya
hani sen bana uzun uzun bakmıştın
hani ben orda utancımdan yerlere batmıştım
hani gözlerim ilk defa allah için aglamıştı
hani bir gün sen haneyi sadete gidiyordunya
hani bende arkandan ne olur banada bak diye yalvarmıştım
hani babacıgım sultanım sende dönüp bakmıştınya tebessümle
hani beni dizinin dibine otutturupta elimden tutmuştun
hani bende gül kokulu ellerinde söz vermiştim
yarabbi ben çok pişmanımdiye.
hani sende bana şahitlik etmiştin.
hani babacıgım ben hep sözümü bozup gelirdimya
hani sen yinede şefkatla merhametle bakardın.
hani yine severdin bana dua ederdin
ben yine gül kokulu ellerinden tutar
bir daha yapmıyacagım derdim.
hani babacıgım sen bana nazar ederdinya
yine öyle bak bana babacıgım....

dermanbey
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan
RE: Adıyaman'lı M.Raşit Erol Hz. K.s.

m_muaz yazdı:
Menzil Menzil dedikleri
Ummanda bir Derya imiş
Kirli demir gelenleri
Temiz altın yapar imiş

Seyda Seyda dedikleri
Denizde bir gemi imiş
O gemiye binenleri
Allah'a götürür imiş

Sofi sofi dedikleri
Bir deli divane imiş
Onları hor görenleri
Yüce Mevlam sevmez imiş

Hakk'a aşık olanlar
Bu yollarda yolcu imiş
Menzilden hiç geçmeyenler
Bir gün pişman olur imiş



allah razı olsun kardeşim allah a emanet olun..

Amin kardeşm ecmain :) B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)
 

mustafa_xtar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2006
Mesajlar
5,606
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Oradan

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt