Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

NAMAZ VAKİTLERİNİN SIRRI.... (2 Kullanıcı)

tenahek

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
23 Ağu 2008
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Kardeşim sadece sana ezberletildigi için böle oluyor.Bazıları şekilcilige düştügü için.

Bak sana bişe anlatayım.Namaz kıldıgında odaklanma sorunu yaşıyorsun degilmi

Bak bu anlatıklarım hepsi sende oluyor diye degil şimdi sıralıyacam ben bu yazdıklarım genel namaz sorunu yaşıyanlarda gözküyor..

BİR ÇOK BU SORUNDA KARŞILAŞANLAR ÇEKTİKLERİ:

Namaz esnasında aklına fitne şeylerin gelmesi-ve eger geliyorsa bunu rabbin asla kabul etmiyecegi düşüncesi

2- Namaz kılarken duanın bir yerine takılmak ve illa o kelimeyi atlıyamamak(çok olur tam o kelime sana degişik bir şey ifade eder(kötülügü yani fitneyi)

3-Namaz kılarken secdede hep önündekine bakma istegi

4-namaz kılarken 6 kere niyet etme yada daha fazlası-nedeni içten edemedigini sanmam ve allahın bunu kabul etmiyecegini sanman ve namazdan başlamadan soguman

5-duaları karıştırman.


vsssss............

ne demek istedigimi kulak kesil.Sen fazla odaklanıyorsun.piskolojide bunu adı saplantıdır.Yani namazaın şekline fazla odakalanıyorsun....

Şöle bişe
Eger fatihayı yada niyette olabilir tam anlamıyla yapamazsam Allah kabul etmiyecek...

Bunu bu verdigim küçük örneklerden şöle kurtula bilirsin..

Sadece ruhunu serbest bırak..
Secdeye yönelecegin zaman hayal et dokuz gezegenini dizlişini -yaz aylarındaki güneşin o kavuran gücünü-hayal et saman yolunu-hayal et en şiddetli rüzgarı hayal et senin sırıl saıklam ıslatan şideetli bir kış yagmurunu-hayal et en dondugun günü
ve hayal et Tanrıyı

Bir kaç namaz hiç dua okuma
Sadece kendi cümlelerini söle ve secde ed.
Deki''Sana inanıyorum-sana diz çötüm-senin kapına geldim-sen benim rabbimsin..sen benim Rabbimsin.

sadece Sen benim Rabbimsini ssöle Her secdede

sonra secde ederken kendini dıştan izle..hayal et kendini dışatn işte allah senin hayal ettiginle gördügünden seni daha yakın görüyor..
Ve bölelikle onu hissetmeye başladın.

Daha önce söledigim olumsuz düşünceler neden di biliyormusun şeytandandı..
Bana diye bilirsin kardeşim bismillah çekiyor.

Onu hisetmen lazım bismillah demessin yürekten bir allah dersin.
Namazı dosdıgru kıl çünkü şeytan seni ya bir duaya yönlendiri yada secdeleri kafana taktırır yada namazda kafanı başka yöne çeker ve namazı zorlaştırır.
Peygamber efendimiz bunu bildiginden kolaylaştırın der...


Peygamber efendimiz=Biri ABDESTSİZ GELSE.NAMAZI KILSA BİŞE DEMEYİN SORSA-KILA BİLİRSİN DİYİN DEMİŞTİR.

NEDEN DİYE SORDUKLARINDA..

BİRİNCİ GÜN GENE AYNI GELİR-İKİNCİ GÜN GENE AYNI GELİR-3 GÜN ABDEST ALACAKTIR...


BÖLEDİR BU.NAMAZDA ALLAH SECDE SAYINA BAKMAZ..TAVRINADA YADA NAMAZDA YALAVARMANA BAKMAZ..
İÇTENLİGİNE BAKR
İÇTEN YALVARMAYA-İÇTEN DUAYA-İÇTEN SEVGİYE..
YANİ İÇTENLİK


sorun varsa hala elimden gelen yaparım bunu için
odaklanma o afffedendir.YOga yapar gibi namz kıl secdede ve secdden sonra her an Allah de
Ruhunu eydir

Namazın yarısında aglıyacaksın hissederek kılınca.
şeytan kapının dışında kalacak çünkü
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
sorularla islamiyet..!

selamünaleyküm sevgili kardeşlerimiz aşağıda belirtilen madde doğrultusunda hak verirsiniz ki yasaklama getirilmiştir.açıkça izahı yapılmıştır,idrak edebilenlerden olmak duası ile.

verilen link'te sorularınızı sorabilir veya sorduğunuz soruların aynısını cevapları ile kaynaklara dayalı olarak takip edebilirsiniz.

hatırlatma :

Yeni üye kuralları

2:cool: Defalarca uyarmamıza rağmen halen forum içersine sorular sorulmaktadır. Biz forum içersine soru sorulmasını yasaklamıştık, bunun sebebi ise, farklı fikirler oluştuğu için biri çıkıp "Bence günah değildir, Bence birşey olmaz yani şundan dolayı şöyle olur çünkü, ama böyle olursa benim fikrimce olmamalıdır yani niye caiz olmasın ki" gibi saçmalıklar meydana gelebiliyor. Kişilerin kendi fikirlerini beyan etmesi güzel birşeydir. Ama konu dini konular olunca hassas bir konu olduğu için bunun vebali ağır olur. Bence sence onca gibi kelimelerle ifade edilmesi çok sakıncalıdır.
Konu hakkında bilgi sahibi olan kişiler elbette kaynaklarıyla konuya cevap verebilir. Biz konu hakkında bilgi sahibi olmayan kişilerin cevap vermemesini, özellikle yukarıda da belirtildiği gibi "BENCE" kelimesini kullanarak yorum katmamasını rica ediyoruz.

adres :

Sorularla islamiyet, ?slami bilgiler, Dini bilgiler, soru ve cevaplar, islami sorular, Sorularla islamiyet, Sorularla islam, dini sorular, Diyanet bakanl???n?n sorular?, Kuran ile ilgili sorular, cevaplar, islami sorulara cevap, Han?mlara Özel sorula

Soru Sor, Sorularla islamiyet, Soru Gönder, ?slami soru cevap, islami bilgiler, dini sorular ve cevaplar, islami sorular

Nas?l Soru Sorulur , Sorularla islamiyet , Dini bilgiler , soru ve cevaplar , islami sorular , islam way , S?kça sorulan sorular , Sorularla islam , islami sorular , Diyanet bakanl???n?n sorular? , Kuran ile ilgili sorular , cevaplar , islami sorular

hayırlara vesile olması duası ve ümidi ile.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Namazsız insan kaybolmuş insandır

Namazsız insan kaybolmuş insandır

Bir vakit namaz mı, hayat mı?” diye bir soruyla ve tercihle karşı karşıya gelsek ve gözümüzü hiç kırpmadan ve bir saniye bile düşünmeden “namaz” diyemeyeceksek, yaşadığımız hayatı “Hayy” olanın bir armağanı olarak göremiyoruz demektir.

Namaz, kulluk bilincinin zirve yaptığı duraktır. Bir insanın yükselebilecek olduğu en büyük makam, kulluk makamıdır. Namaz işte bizi buraya taşır. Bir insan kendini “kul” olarak kabul etmiyorsa, ne olarak kabul ederse etsin, fark etmez. O artık nefsinde ilahların çarpıştığı bir savaş meydanındadır ve “barış” denen nimetten de çok çok uzaklardadır.

Namaz, mü’minlere, Allah’u Teala tarafından Mirac’da armağan edilen en güzel hediyedir. O Mirac ki, Cebrail’in huduttan öteye bir adım atamadığı, bir yerden sonra, Rabbin huzuruna yalnızca AşK’la girildiği bir ilahi tören! Zaman ve mekanın ötesinde, fakat aşkın en gizemli nağmelerini ruh ikliminde duya duya, insan olmanın şerefiyle ve seni yaratana “Rabbim” diyebilmenin mutluluğuyla “kul” olma onurunun insana hediye edildiği mutluluk diyarı. Bu diyarın mutluluğunu yalnızca kendisinin tatmasına gönlü razı olmayan Sevgililer Sevgilisi’nin
“Namaz mü’minin miracıdır.” diyerek Rabbi katında bize namazla şefaat etmesi, eğer uyuyan gözlerimizi hala uyandırmıyorsa, yazık!


Namaz, böyle bir iklimin diriltici soluğudur. Dünyanın dönüşü nedeniyle yeryüzünde ezan okunmayan bir an yoktur. Ve beş vakitin her anı dünyada mevcuttur. Dünya anbe an secde ederken, gökyüzünde melekler namaz şöleninde Allah’ı tesbih ederken, her varlık kendi diliyle “Allah” derken, insan, namaza durarak “Allahu Ekber” demiyorsa, kendi kıyametini koparmış demektir.

Namaz Mirac’dır ve Allah ile buluşmadır. Gözyaşlarıyla abdest almayan insan Rabbi ile nasıl buluşabilir?

Namaz, aşkta yok olmanın adresidir. Kendi varlığından başka varlık bilmeyenlerin o adrese gitmeleri nasıl mümkün olabilir? Namazsız insan, kaybolmuş insandır.


Namazla arınan gönül, duygularını aydınlatmıyorsa, sen kimin münevverliğinden (aydın) söz edersin?

Her sabah göklerden gelen diriltici sesi duyup, yeryüzüne merhametle dolmuyorsan, senin varlığından daha büyük eziyet mi vardır?

Secdede, aşkın doruklarında kainatın ruhunu sağamıyorsan, medeniyet meydanına “bozguncu” olarak indiğinin de farkında değilsin.


Namaz arındırıcı ve aydınlatıcıdır. Arınmamış ve aydınlanmamış insan bir şeyin başına geçer ve iktidar olursa, o yer fesada uğramış demektir.

Gece. Yıldızlar ayet ayet gökyüzünden asılıyor. Gökyüzünde şölen var: vaktin melekleri, insanoğluna ikinci kez eline geçiremeyecek olduğu “zaman dilimi”ni sunuyorlar.
“Kalkın ey insanlar, Rabbimiz, sabahı size hediye ediyor!”
diye nida ediyorlar.

insan uykuda. insan nefsinin kuyusunda. Kuyularda Yusuf yok. Rüyaları yılanlar basmış. Minareden bir ses: “Allahu Ekber!” Yusuf suretinde bir genç ayakta ve namazda: “Allahu Ekber!”

Kıyamet bugün de ertelendi, çok şükür.


Ve ruhumuzun kıyametinin ebediyyen ertelenmesi için hep birlikte haykıralım:

“Haydi namaza!”
alıntı
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Namazim niye terk ettin beni?

Namazim niye terk ettin beni?

Bekledim... Baktım ki geldiğin yok... Dedim hele şuna bir mektup yazayım... Hâlimi anlatıp, "Gel!” diye yalvarayım... De hele, neye gücendin? De hele, niye bıraktın beni?
Hakkını veremedim hiç tamam... Bir zamanlar hiç unutmazken buluşacağımız vakti, sonraları unutur oldum... Bazen yük geldiğin oldu bana... Seni beklerken, eski heyecanım kalmadı... Sana aşkla bakamadım... Seni ilgisiz bıraktım... Ettim bir eşeklik! Ama be canım, ne demeye uydun sen bana! Ne demeye çekip gittin!?
Gerçi, haksız değilsin... Ne desen, ne etsen haktır bana... Oyalanmazsın elbet ben gibi dökük bir handa... Herkes gibi sen de pek, sağlam yerler ararsın... Çürükle halvetlikten, elbette hoşlanmazsın... De ki mecnûn ararım, beni unutmayacak... Benimçün işin gücün bir kenara koyacak... Ne diyeyim, doğrudur, gün geldi, işim için seni ihmal ettim.
Bilenler, farzını, sünnetini, hükmünü anlatıyor... Edebinden bahsediyor. Seni huşû ile ifâ etmekten, sana dalıp, dünyayı unutmaktan bahsediyor. A canım, ben ne anlarım o işlerden... Ben senin az biraz huyunu bilirim o kadar. Ve sanırım, huyuna suyuna gidemedim...
Az biraz dedimse, küçümseme!.. Aslında tanırım seni... Bilirim ne nazlı olduğunu... Bilirim incelik beklediğini... Şimdi, aramızda yabancı yok, bak, hadi söyle, niye bıraktın beni?
Derdin ki bana, abdestini al... Güzel elbiselerini giyin... Kokularını sürün... El âleme giderken süslenmeyi biliyorsun! Hadi, benimle buluşacağında da şık ol... Ama ben, bazen pek güzel geldim sana... Bazen pek darmadağın... Acep diyorum, bu mu zoruna gitti? Kılığımı kıyafetimi, kokumu mu beğenmedin? Hani suyla, sabunla, miskle gidermeye çalıştım da, yine de o hassas burnun, kalbimdeki necâsetin kokusunu aldı, beni ondan mı terk ettin?
İsterdin ki, buluşacağımız yer tertemiz olsun... Ne bileyim, temizdi zannederim... Öyle pek sevmem iş yapmayı bilirsin... Ama be canım; toz, necâset değil ki... Yine de, acep diyorum, ona mı gücendin?
Ört derdin... Ört kendini... Tek teli görünmesin saçlarının... Topuklarını kapatsın çorapların... Bana edeple gel... Nizamla gel... Ama ben, üşendim bazen, çorap giymeye bile... Bazen, özensiz olurdu başörtüm... Yoksa, buna mı içerledin?
Yoksa hiçbiri değil de... Sana hakkıyla yönelemeyişim mi üzdü seni? Yönümü, bir silüet olarak sana dönmüşken, aklımın nice başka yönlere koşturması mı zoruna gitti... Hani, sana doğruymuş gibi dururken, aslında, nice yerlerde gezinir gelirdim... Bedenim seninleyken, kalbim, ruhum, dolaşır dururdu uzaklarda... Seninle hemhâl olmuş görüntümün altında, nice keder, nice şüphe, nice vesvese yaşayışım mı mâlûm oldu ki, bırakıp gittin?
Nazlım! Yoksa, dediğin saatte gelmediğim için miydi sitemin? Hani, sana yönelmem gerekirken, işlerimi bitirmeye çalıştığım, hattâ bazen, seni her şeyden sonraya bırakıp mahzun ettiğim zamanların acısını mı çıkartıyorsun? De hele, ne olur! Tâ ezelden verdiğim: "Vaktinde gelmek” sözünü tutamadığım için mi kırıldın? Tamam haklısın... Vakitli olursa güzeldir, her iş... Ve elbet sen, vaktinde hazır olunmaya pek lâyıksın...
Ya da belki, o firâsetli gözlerinle, kim bilir nasıl derûnuna baktın da, gördün, kalbimin harap vaziyetini... Hani, sana niyetlenirken dilimle, kalbimin nasıl da başka başka arzulara dalıp gittiğini fark ettin... Ne bileyim, belki, sana niyet ederken, nice gaflet yaşadı da kalbim, riyaya, kibre sürüklendim, bunun için terk ettin...
Ah be nazlım! Ne yapayım, kalbimin bir ipi yok, ki tutsam da çeksem, uzağa kaçtığı zaman... İşte, sana bunları yazarken bile, sırf gidişinin değil, başka düşlerin kederiyle içi yanmada... Ne yapayım ki, sadece sana değil, bu sebeple, kalbim herkese yaban kalmada...
A nazlım! Sana niyetlenip de, başkalarına dalışım üzdüyse seni... Sende gibi görünüp de, uzaklarda oluşum üzdüyse, ne diyebilirim?
Ama kim bilir, belki de, seninleyken, dünyayı ellerimin arkasında bırakamayışımdan rahatsız olmuşsundur. Başım secdede iken, az mıydı sanki, kaybettiğim bir eşyayı düşünmelerim? İsterdin bilirim... Seninleyken, bütün kâr-zarar hesaplarından sıyrılıp, sadece sana bakayım, bakışlarınla sarhoş olayım isterdin... Seni seveyim, o kadar ki, sana durmuşken, ne sağımı, ne solumu göreyim... Hani, aşkın gözü kördür derler... Bilirim sana aşk ile durmamı beklerdin.
Kim bilir ne de çok özlüyorsun, sahabenin kıldığı o namazları... Hani, baldırlarına bir ok saplansa, kendilerini unutmak için sana niyetlenir de... Okun çıktığını hissetmezlermiş bile... Ah be nazlım! Şimdi âhir zaman bilmez misin? Bilmez misin ki, imanımız elimizde kor gibi durmada! Zaten o kor dahî hikâye! Zaten her şeyim şüpheli, her hâlim defolu! Ne olduğum belli değil zaten! Sırası mıydı yani, bir de sen bıraktın gittin!?
Belki de, sadece sendeyken ayakta durup, haksızlıklar karşısında pısmışlığımdır, seni kızdıran... Hani, sendeyken, başım, sırtım dimdik kıyama durup, sağda solda ezilmekte olan nicesi için, parmağımı bile kımıldatmayışıma kızmışsındır belki... Öyle ya... Kıyam, sadece senin bir parçan olarak kalmamalıydı. Tüm hayatıma yayılan ve cesurca, haksızlıklar karşısında da dimdik durabilmemi sağlayan bir idman olmalıydı. Kıyam... Evet ya... Kıyamı sadece sana mahsus bir basit harekete dönüştürüp, korkaklığa ve yılgınlığa düşüşümden rahatsız olmuşsundur belki... Nefsimin azgınlığı ve yersiz istekleri karşısında da... Şeytanın fısıltıları karşısında da kıyama geçebilmeliydim... Tabi yaa... Seni, bütün hayatımı kaplayan bir sevda gibi yaşayamadığıma içerledin!
Ya da, belki sadece dilde kalan duâlarımdı seni üzen... Doğru düzgün hissetmekten geçtim, anlamlarından bile gâfil olduğum âyetleri, sadece, ağız alışkanlığıyla, hızlı hızlı okuyup da, bunu da okumadan sayışıma mı bozuldun? Ki dile gelişleri bile yarım yamalak, eksik gedikti... Hâlbuki Hak'la konuşmak olmalıydı, sende okumak! Bulaşık yıkarken türkü mırıldanmaya benzememeliydi. Ne yalan söyleyeyim, çoğu zaman, sendeyken alamadığım hazzı, bir türkü söylerken hissettim. E tabiî bakmazsın yüzüme! Ben sana âşık olamadım!
Eğildim... Kıyamlarımın beni dik başlı yapmaması için, eğilmemi öğütlerdin çünkü. Yoksa, diyorum, rukûlarda söylediğim o, "Sübhâne Rabbiye'l-Azîm”lerin içi mi boştu ki? Hani hem, O'nun bütün eksikliklerden münezzeh bir güç olduğunu söyleyip, hem de yine O'nun yaptıklarında kusur buluşlarım mıydı seni küstüren? Öyle ya, mademki eksiklikten münezzehti, her yaptığı da mutlaka, bir sebeple, bir hikmetleydi... Sabredemeyip, şikâyet ettim. Bel çalıştırmaktan ibaret bir beden hareketinden öteye geçmeyince... Ubûdiyete götürmeyince rukûlar beni, dedin ki belki: Boşa kürek sallıyorum, burada vakit kaybetmeyeyim!
Âhh, neler neler geliyor aklıma... Yoksa diyorum, alnım yere değmişken, aklım havada olduğu için mi darıldın? Kalıbım, sevgilisinin ayaklarına kapanmış, mahcup ve yanık birininkini andırırken, kalbim, ukalaca ve âsice çarptığı için mi? Hani "Subhâne Rabbiye'l-A‘lâ!” sözleriyle yüceltirken Rabbini, bir yandan, o en Yüce'nin râzı olmayacağı laflar edişine mi kızdın dilimin? Âhh, o dil var ya, o dil! Kemiği yok işte mübâreğin! Hem canım, sen ne diye takıldın ki, o densize?!
Ya da ona takılmadın da belki, yerinde duramayan, jet hızıyla bir çukura, bir zirveye gidip gelen hâllerimdi seni üzen... Ânı yaşayamadım doğru-düzgün, evet... Sadece, anlık yaşadım her şeyi... Samimiyet ve istikrar bekledin... Veremedim...
Selamlarım, Kirâmen Kâtibîn'e idi ama... Beş vakit selam verip, yine de onların varlığından gaflete düşüşümdü belki, gidişinin sebebi... Her yaptığımı... Ve yapmam gerekirken yapmadıklarımı yazan... Her söylediğimi... Ve söylemem gerekirken sustuklarımı yazan... Her kaçtığımı... Ve kaçmam gerekirken yakalanıp kaldıklarımı belgeleyen o yazıcılar mı şikâyet etti beni sana? Bilmiyorum ki...
Şimdi söyle! Sıradan bir kumaş parçası, işe yarar bir elbise olana kadar, kaç iğne darbesi alıyor, kaç kez ateş altına yatıyor bilir misin?! Sitem yüklü gidişini, hasret çektirişini, işte buna yoracağım! Zira, sen benimleyken, ben benimleydim. Seni benden ötürü zannederdim. Ben sana sahibim, sen bana tâbîsin sanırdım... Meğer ben, başıma bile sahip değilmişim nazlım! Meğer tâbî olmak öyle kolay mesele değilmiş! «Kıldım» demesi kolay da seni... «Kılması» zor imiş...
Diyorlar ki: O gittiyse gelir... Sen ondan gittiysen, seni beklemededir... Ben işte burada, eli-kolu kırık, gücü bitik, kendine pek yenik ve ezik bir hâlde, gelişini bekliyorum. Bir yere gitmedim... Şimdi, dersin ki belki, ben seni nasıl duyayım, uzaklara gittim, seni terk ettim...
İnanmam be güzelim! Hissediyorum, yakınlarımdasın... Sana bunca ihtiyaçlıyken, seni bunca dibimde hissederken, Fîzan'da olsan ne çıkar?
Bilmem mi seni! Terk etmiş gibi yapıp, beni peşine düşürmek niyetin... Ama işte... Peşine düşüp de yakalayacağımı ve seni hiç bırakmayacağımı söyleme zamanlarım gerilerde kaldı. Büyük konuşmamayı öğrendim. Anladım ki, sen benim hakkıyla beklemeye ve karşılamaya güç yetiremeyeceğim, ancak, bana lûtfedilen ve şükründen âciz kaldığım bir nimetsin... Emirsin... Boynumun borcusun... Fakat o kadar miskin ve öylesine fakirim ki... Vallahi, senden ancak, âmirler âmiri seni bana hediye ederse, istifade edebilirim. Hakkında, "Ben namaz kıldım!” demekle, ancak gafletteymişim. Bütün hayatıma yayılmayan kıyamlar, kıraatlar, secdeler ve rukûlardan ötürü, seni de sahte etmişim.
Şimdi, işte tüm bunlara rağmen, gel!.. Ben böyle çürükken, sen sapasağlam lûtfet, bana kendini... Ben böyle hastayken, sen sıhhatle lûtfet seni... Ben yaşayan bir ölüyken, sen, dipdiri, capcanlı ve coşkulu bir âşık gibi, bana gel! Hakkını veremeyeceğimi bil, râzıysan gel! Yok, işte ne yapayım, yok, sarhoş olamıyorum! Ben böyle yarı ayık ve kayıkken, sen mest ü hayran ol, bana rağmen bana gel! Ben eksikken, bütün varlığınla sen koş bana... Zira "Ben” sana koştuğunu zannedince, burnu havaya dikiliyor. Burnumu sürtercesine utandır da, tüm pişkinliğime karşın, hadi, gel! "Ben” i beklersen, işte, dokuz canlı bir nefisle, keçi gibi inat edip, ayak diremede! Yahu ne olur ki, uyma da ona, yola çık, gel!
İşte dedim diyeceğimi! Daha bundan sonra da uğramazsan, senden sorsun hesâbını! A benim nazlım! A benim niyazlım! Sana, "Gözümün nûrudur” diyenin hatırına, yalnızca beş vakit değil, ah keşke, vakitli vakitsiz, çat kapı çık gel! Yetsin artık, küskün durduğun bana...
Hem, beni sakın cehennemle korkutma! Yokluğun zaten yangın! Yokluğun zaten musibet! Cehennemden kurtulayım diye değil! Hem bırak, isteyenine kalsın üstelik cennet! Çok naz, âşık usandırır derler... "Gafil Ben”in zaten canına minnet... Ne olur, uzatma artık hasreti... Ne olur, insâf et!
Yahu her şeyi ko! Beni de ko da kenara, gel! Mâbudun aşkına çık gel! Kucaklaşalım...

NESLİHAN NUR TÜRK
 

iLLeGaLTM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Ağu 2008
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Allah razı olsun kardeşim
Güzelmiş kim yazdı acaba bunu merak ettim

Allaha emanet olunuz
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Ilk teravih namazini da kildik çok şükür

Ilk teravih namazini da kildik çok şükür

selamün aleyküm arkadaşlar..
bu gece Ramazan ayının ilk teravih namazını da kıldık çok şükür
Rabbim.. o ne yüce bir duygu, ne haz verici bir ortam
o mübarek camiinin kokusu, secdeye vardığımız zamanki o seccadenin kokusu..
Yüce Rabbim kabul eylesin inşaallah
bu hazzı, mutluluğu daim etsin
AMİN AMİN AMİN ...
selametle..
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Ben de şimdi geldim camiden,girerken büyük bi huzurla girdim cıkarken biraz buruk...İnsanlara cami adabı anlatılmalı sık aralıklarla diye düşündüm,üzüldüm biraz açıkcası...Arka saflarda durmak,boşken önler marifet olmuş,yazık...Herşeye rağmen Rabbim nice Ramazanlar göstersin,hayırlara vesile olsun inşallah...Dualarınıza Talibim,selametle...
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
aleyküm selam ALLAH CC kabul etsin inşallah darısı benimde başıma
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Rabbim kabul etsin inşaallah
bu konuda çok haklısın gerçekten..
aslında benim de içim biraz buruktu bu akşam ama Rabbim kabul etsin yine de çok huzurlu bir gece oldu..
malesef gündüzünde caddelerde, parklarda dolup taşan insanlar akşam olunca sanki yok olmuşlar gibiydi...
bu mübarek ayın ilk teravih namazı olmasına rağmen bence yeteri kadar kalabalık olmadı
gönül ister ki, camilerimiz de parkların, caddelerin dolduğu gibi dolup taşsın ama malesef..
buna da şükür, bu günleri aramayalım inşaallah..
dualarımızda tüm din kardeşlerimize yer var çok şükür
selametle...
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm

Allah c.c. kabul etsin inşaAllah ben gidemedim :( kızımı bırakacak biri yoktu evdekilerde camiye gitti sırayla artık gideriz yarın sıra bende :( inşaAllah
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,186
Tepki puanı
3,547
Puanları
163
Yaş
46
selamün aleyküm arkadaşlar..
bu gece Ramazan ayının ilk teravih namazını da kıldık çok şükür
Rabbim.. o ne yüce bir duygu, ne haz verici bir ortam
o mübarek camiinin kokusu, secdeye vardığımız zamanki o seccadenin kokusu..
Yüce Rabbim kabul eylesin inşaallah
bu hazzı, mutluluğu daim etsin
AMİN AMİN AMİN ...
selametle..
aleyküme selam kardeşim.Allah kabul etsin ne güzel.ben gidemedim inşallah yarın gitmeye başlıcam.kızım gelicek istanbuldan onu bekliyorum.Rabbim herkese nasip etsin.
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
selamün aleyküm

allah c.c. Kabul etsin inşaallah ben gidemedim :( kızımı bırakacak biri yoktu evdekilerde camiye gitti sırayla artık gideriz yarın sıra bende :( inşaallah

olsun zaten bayanlar için cami farz değil onlara mescit gibi.evde kilmak aslinda bi bayan için daha efdal,kardeşim,allah mübarek etsin ramazaninizi...​
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
Esselamunaleyküm verahetullahi veberekatuhu.

Esselamunaleyküm verahetullahi veberekatuhu.

:a15:ben de teravihe gidenlerden oldum inşallah.çok maneviyat dolu oluyor.evet,bu cemaat sıkıntısı her yerde var.Rabbim iman gücü versin cümlemize.camiler boş kalmasın inşallah..
selam ve baki dualarımla..
 

sindy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2007
Mesajlar
169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah kabul etsin ben bugün gidemedim ama yarın inşallah gideceğim...Allah'a emanet olun..
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Selamün Aleyküm

Allah c.c. kabul etsin inşaAllah ben gidemedim :( kızımı bırakacak biri yoktu evdekilerde camiye gitti sırayla artık gideriz yarın sıra bende :( inşaAllah

aleykümselam..
olsun Rabbim biliyor ya içinizdeki isteği, kısmet yarın akşam inşaallah
önümüzde daha çok teravihler olur inşaallah, gün gelir kızınızla beraber gidersiniz :a03:
selametle..
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
aleykümselam..
olsun Rabbim biliyor ya içinizdeki isteği, kısmet yarın akşam inşaallah
önümüzde daha çok teravihler olur inşaallah, gün gelir kızınızla beraber gidersiniz :a03:
selametle..


Amin kardeşim inşaAllah çok isterim kızımla namaz kılmayı Rabbim nasip eder inşaAllah o günleri selametle hayırlı akşamlar
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt