Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Dur Yolcu Başörtülüsün... (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan mürmüdük
- Başlangıç tarihi
Tevhid ve Sünnet İlimlerini Yayma Derneği - Tevhid ve Sünnet İlimlerini Yayma Derneği da buna dair bir fetva olabilir.Bakabilirsiniz.
Boğaziçi Üniversitesi'nde YASAK'a Karşı Direniş!
Bu yıl Boğaziçi Üniversitesinden mezun olup okulu bitirmenin verdiği tatlı telaşı yaşayan öğrenciler 2011 mezuniyet yıllığında başörtülü fotoğraflarının kabul edilmeyeceğini öğrendi.
Ayrıca mezuniyet törenine de başörtülü gelinmemesi yönünde üstü kapalı ifadelerle karşılaşan 2011 mezunları bu olay karşısında başlatılan mücadeleyi şöyle dile getirdi:
"Boğaziçi Üniversitesi 2011 mezunları olarak,
mezuniyet törenimize ve öğrenci yıllığımıza olduğumuz gibi katılmamızı engellemeye,
keyfi ve dayanaksız bir kılık kıyafet zorunluluğu uygulamaya çalışan üniversite yönetimini ve
uyguladıkları sinsi ayrımcılığı "takmıyor",
bu üniversitenin her öğrencisinin hakkı olduğu gibi
nasıl derslere girdiysek,
kampüste nasıl vakit geçirdiysek,
konserlere, gösterilere nasıl katıldıysak,
seminerleri, söyleşileri nasıl dinlediysek,
çimlerde nasıl eğlendiysek,
mezuniyet törenimize de öğrenci yıllığına da nasılsak öyle katılıyoruz!
Kısaca özetlemek gerekirse bu ayrımcılık sureci,
Boğaziçi Üniversitesi yönetiminde öğrenci isleri sorumlusu olan bir kisinin, derslerin bittiği 27 mayıs cuma günü,
2011 yıllık komitesine "sözlü" olarak "(başörtülüler) gözüme böyle hoş görünmüyor, mezuniyette takacakları boneden taksınlar, o zaman olabilir" demesiyle basladı.
Malum kişi öğrencilerden göreceği tepkinin ne boyutlara ulaştığını daha önce iyi tecrübe etmiş olacak ki bu bildiri için derslerin bittiği günü seçmesi çok da tesadüf değil.
Yıllık komitesi de 28 mayıs cumartesi günü bu açıklamayı bir maille, yıllık alan ama sadece başörtülü olan öğrencilere gönderdi.
Okul yönetiminin yıllık komitesini tam anlamıyla "kullanarak", başörtülü öğrencilere hem yıllığa böyle giremezsiniz, hem de mezuniyete böyle gelemezsiniz demesi, bunu yaparken gösterdiği üslupsuzluk, ses çıkarılmayacak gibi değildi.
Çünkü bu sadece bir mezuniyet töreni ya da yıllık meselesi değil, hepimizin nasılsak öyle okumaya hakkımız olan bir devlet üniversitesinde sahip olduğumuz hakkın birilerinin gözüne hoş görünmediği için engellenmesiydi.
Bundan birkaç saat sonra da bizim bu "inanılmaz keyfi ve dayanaksız" ayrımcılığa karşı hak mücadelemiz başlamış oldu.
3 gün içinde sadece Facebookta hakkımız olanı alma mücadelemiz 600den fazla kişiden destek gördü ve sayı hızla artıyor.
Bu mücadelenin amacı bu üniversitenin öğrencisi olan herkes gibi hakkımız olandan kimsenin gözüne hoş görünmediğimiz için vazgeçmeyeceğimizi bildirmek!
Etkinlikte belirtildiği gibi mezuniyet törenimize, ailelerimizle, arkadaşlarımızla beraber neşe ve gurur içinde katılacağız. bu güzel anları ölümsüzleştirmek için hepimizin kameraları da yanında olacak.
Bu günü okuldaki güzel anılarımızın mutlu bir sonu olarak hep beraber kutlamak adına herkesi 30 Haziran 2011 günü Boğaziçi Üniversitesi Uçaksavar Çim Sahada gerçekleşecek mezuniyet törenimize bekliyoruz!
Yıllık konusunda ise su anda herkes yıllık komitesinin "ilan edilen bedel karşılığı, bu okulun öğrencisi olan herkesin koşulsuz olarak katılabileceği öğrenci yıllığı etkinliği için" aldıkları hukuki ve vicdani sorumluluğu yerine getirmek adına mücadele etmelerini bekliyor.
Amacımız yaygara kopartmak değil,
kimsenin lisans hayatının son zamanlarını tatsız anılarla geçirmesini de istemiyoruz, tek isteğimiz artık bu üstenci zihniyetin bu dünyada yeri olmadığını göstermek.
Zaman artık birilerine hoş görünme zamanı degil, artık kimse sizin keyfi kararlarınıza sessiz kalmayacak..
Facebook etkinlik URL: http://www.facebook.com/event.php?eid=211741388866345
.jpg)
Kemalist Anne-Kız'dan, Başörtülülere Saldırı
Kemalist zihniyetin iki ucubesi, başörtülü kızlara "Bu kılıkla gezecekseniz Suriye'ye gidin" dedi
Ajans Haber Türk adlı sözde haber ajansı, İrem Pehlivan ve Sema Pehlivan adlı iki bayanın Filiz Bucak ve Derya Duman adlı bayanlarla merdivende çarpışmasını, sanki Derya Duman bilerek çarpmış gibi haber yaparak provakasyona malzeme çıkardı.
Polis merkezine götürülen kadınlardan İrem Pehlivan, ifadesinde "Açık giyimli olduğumuz ve özellikle de sarışın olmam nedeniyle abla-kardeş bize saldırdı. Çarşaflı bayan bana omuz attı. Anneme ‘Kızının şu kıyafetine bak’ dedi. ‘Kıyafetimde ne var’ deyince de ‘Yüzde 50 oy aldık. Defolun gidin bu ülkeden. Amerika’da yaşayın’ diye konuştu. Ardından da küfürlü hakaretler birbirini takip etti. Kavgayı görenler hemen yardımımıza koştu. Onlar ortadan kayboldu. Babamın Söğütlüçeşme’deki işyerine yürürken arkadan saldırdılar. Sokağın ortasında annemin gözlüğü kırıldı. Yumruk ve tokat darbelerine maruz kaldık. Yüzümü çarşaflı olan bayan çizdi. Türbanlı bayan da boynumdaki, elimdeki çiziklere neden oldu.” diyerek ifade verdi.
Oysa tesadüfi bir çarpışmanın bu noktaya gelişini tetikleyen Kemalist Anne-Kız olmasına rağmen sanki suçlu başörtülü ve çarşaflı kadınlarmış gibi haberler gezmeye başladı. Çarpışmanın hemen ardından başı açık olan kadınların başörtülülere "Böyle Giyinecekseniz, Suriye'ye Gidin" demesi, aleni olarak tahrik iken basın bu sözü görmezden gelmeye çalıştı.
Yaptığımız araştırmalarda ise "İrem Pehlivan" adlı bayanın, aşırı derecede Kemalist bir siyasi görüşe sahip olduğunu ve seçim sonrasında ruh hali bozgun bir kişiliğe dönüştüğünü öğrendik. Facebook'daki hesabında, seçim sonuçları ile beraber, Müjdat Gezen'in "Kafasına Kuş Sıçınca Şans Oyunu Oynayan Bir Toplumun, Ağzına Sıçana Oy Vermesi Normaldir." sözünü paylaşan İrem Pehlivan bir bayanın ağzına alamayacağı Neyzen Tevkif'in "Turk Millet Gariptir, Her lafi kaldirmaz. İbne dersin kizar da, ......... aldirmaz." sözünü paylaşmayı da ihmal etmeyecek bir ahlak düzeyine sahipmiş. Seçim sonuçlarını hazmedemeyen Kemalistlerin, tahrikleri karşısında duyarsız kalamayan başörtülülere suçlu muamelesi gösteren alçalmış basında iki Kemalist kadının oyununa alet oldu.
Geçenlerde benzer bir olayla karşı karşıya geldik iki arkadaş.. İlk defa böyle bir durumla karşılaştım. Şaşırdım, çok üzüldüm..
Durduk yere, hiç bir şey yokken yanımızdan geçen bir bayan bize bakarak gerizekalılar dedi.. Şaşırdık.. Hiç bir şey söylemeden devam ettik yolumuza.. Beş dakikaya yakın bir süre arkamızdan yürüdü.. Kalabalığın olduğu bir yerde bağırmaya başladı.. ''Kara böcükler.. Allahımmmm ne günlere kaldık''... Hiç bir şey söylemedik, arkamıza bakmadık..
Rabbim ıslah etsin. Ne diyim ki...
Durduk yere, hiç bir şey yokken yanımızdan geçen bir bayan bize bakarak gerizekalılar dedi.. Şaşırdık.. Hiç bir şey söylemeden devam ettik yolumuza.. Beş dakikaya yakın bir süre arkamızdan yürüdü.. Kalabalığın olduğu bir yerde bağırmaya başladı.. ''Kara böcükler.. Allahımmmm ne günlere kaldık''... Hiç bir şey söylemedik, arkamıza bakmadık..
Rabbim ıslah etsin. Ne diyim ki...
İTÜ'de başörtülü kayıt yaptırmak yasak
İstanbul Teknik Üniversitesi yeni dönemde kayıtlar için öğrencilerine başı açık olma şartını koştu.
Geçtiğimiz günlerde Yükseköğretime Geçiş Sınavı sonuçlarının açıklanmasının ardından üniversitelerdebaşörtüsütartışmaları yeniden gündeme geldi.
ÖSYM O KOŞULU KILAVUZDAN ÇIKARMIŞTI
Her yıl olduğu gibi başörtüsü tartışmalarının yaşanacağını göz önünde bulunduran ÖSYM, Temmuz ayında bu konu ile ilgili olarak yapmış olduğu açıklamada, "son altı ay içinde önden, başı açık; adayı kolaylıkla tanıtabilecek şekilde çekilmiş olması'' koşulunu kılavuzdan çıkarmıştı.
İTÜ'NÜN BAŞÖRTÜSÜ ISRARI ŞAŞIRTTI
Ancak ÖSYM'nin almış olduğu bu karara,YGStercih sonuçlarının açıklanmasının ardından yeni öğrencilerini karşılamak için hazırlanan bazı üniversitelerin uymadığı görüldü. Türkiye'nin köklü üniversitelerinden biri olanİstanbulTeknik Üniversitesi'nin kayıt için gerekli belgeler bölümünde; '4 adet 4,5 x 6 cm boyutlu vesikalık fotoğraf (fotoğraflar son altı ay içinde, önden, başı ve boynu açık, sakalsız adayı kolaylıkla tanıtabilecek şekilde çekilmiş olmalıdır.)' maddesinin yer alması yadırgandı.
Malesef kendini bilmeyen insan çok var insan diyorum ama oda şüpheli
Bir hafta evvel ablamala eve dönerken yolda kendini bilmeyen birisi yanındada kende yakışır bir kızla beraber otururken durduk yere
"Ablamlar geçiyor çarşafına bürün.." dedi zaten kurduğu cümleden ne kadar beyinsiz olduğunu haykırıyor du .. O yüzden fazla takmadım.
Allah'ım onları ıslah etsin. Bizede sabır versin. (Aminnn)
Ebu cehil öldümü sanırsınız ?
Başörtülü Öğrenci Benim Dersime Giremez
Çukurova Üniversitesi'nde birinci sınıf öğrencilerinin fişlendiği ortaya çıktı.
Abdullah Özyurt ve Ziya İpek'n haberi:
Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yeşim Yalçın Mendi'nin, özel yurtlarda kalan öğrencileri 'sonuçlarına katlanırsınız' diyerek tehdit ettiği öğrenildi. Hakkındaki iddiaları doğrulayan Mendi, başörtülü öğrencileri de dersine almayacağını söyledi. Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu ise Mendi'ye tepki gösterdi: "Kasıt varsa işlem yaparız. Herkes barınacağı yeri kendisi seçer. Başörtülü öğrenciler dersten çıkarılamaz."
Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yeşim Yalçın Mendi'nin tehdit ettiği iddia edilen öğrencilerden biri, ismini vermek istemezken, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Hocamız beni odasına çağırdı. Nerede kaldığımı sordu. Kaldığım yeri söyleyince oradan ayrılmamı söyledi. Ayrılmadığım takdirde 'oluşacak olumsuz sonuçlara katlanırsınız' dedi. Bu durum beni rahatsız etti. Diğer arkadaşlarla da aynı şekilde konuşmuş. Bu yüzden kaldığı yerden ayrılanlar dahi oldu." Bir diğer öğrenci de Mendi'nin kaldıkları yer dahil birçok kişisel bilgiyi not ederek kendilerini fişlediğini iddia etti.
İddialarla ilgili olarak soruları cevaplandıran Öğretim Üyesi Yeşim Yalçın Mendi, 'kaldıkları yerlerde başlarına bir şey gelme ihtimaline karşı' öğrencileri uyardığını öne sürdü. Başörtülü öğrencileri derslere almadığını doğrulayan Mendi, üniversite yönetiminin başörtüsü meselesini öğretim üyelerinin inisiyatifine bıraktığını savundu. Mendi, "Başörtülü öğrenci benim dersime giremez. Bazı öğretim üyesi arkadaşlarımız karışmıyor. Bu onların bileceği, ama ben almam." ifadesini kullandı.
REKTÖRDEN TEPKİ: İSTEYEN İSTEDİĞİ YURTTA KALIR
Konunun muhataplarından Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu ise öğretim üyelerinin öğrencilerin kaldığı yerleri sorgulamasına karşı çıktı. Bunun doğru bir davranış olmadığını belirten Akınoğlu, öğrencilere bu yönde bir müeyyide uygulanması halinde öğretim üyesi hakkında gerekli işlemin yapılacağını açıkladı. "Herkes kendi barınacağı yeri hür iradesiyle kendisi seçer. 18 yaşını geçen birisi nerede kalacağını kendisi takdir eder." diyen Rektör Akınoğlu, kılık kıyafet konusunda da öğretim üyelerine 'sorun çıkartmamalarını ve öğrencilerin kılık kıyafetleri konusunda hoşgörülü olmalarını' söylediklerini ifade etti. Konunun yıllarca ülke gündemini gereksiz yere meşgul ettiğini kaydeden Çukurova Rektörü, "Biz üniversitemizde bunun sıkıntı olmasını istemiyoruz. Başörtülü öğrencilerin dersten çıkarılması gibi bir talimat vermemiz mümkün değil." şeklinde konuştu.
Zaman
Başörtülü Öğrenci Velilerine Polis Tehdidi!
BURSA- Bursa'nın Gürsu ilçesi Yüksel Bodur ilköğretim Okulu'nda eğitim öğretim yılının başlamasıyla başörtülü oldukları gerekçesiyle sivil ekiplerin okul yönetimini baskı altında bırakmasıyla öğrenci velileri hakkında okul yönetiminin şikâyetçi olmalarından dolayı gözaltına alınan Aziz Kayalık ve Mehmet Polat ifadeleri alındıktan sonra mahkemeye sevk edilip serbest bırakılmıştı.
Polis Okul İdaresine Baskı Yapıyor
Okula örtülü kız çocukları ile birlikte gelen veliler sivil polislerin tehdidiyle karşılaştı. Velilerden Aziz Kaylık şunları söyledi: "Geçen hafta Cuma günü kızımı sınıfına kadar götürdüm ancak sivil polislerinde(terörle mücadele ekipleri) sınıfa kadar çıkıp müdüre ısrarla kızı sınıftan çıkarmasını istedi ve müdürde kızımı sivil ekiplerle beraber sınıftan çıkarıp okul dışına kadar götürdüler."
Bu sabah kızıyla okula gelen veliler sivil polislerin tehdidiyle karşılaştıkları iddia edildi. Veliler " Polis eğer bir daha bu şekilde örtülü olarak okula gelirseniz Hizbullah örgütüyle bağlantılı olduğunuzu söyleyerek tutuklatacağız." iddiasında bulundular. Velilerin de polise örtünün kimsenin eri değil Allah'ın emri olduğu için çocuklarını örtüklerini dile getirdikleri belirtildi.
BURSA- Bursa'nın Gürsu ilçesi Yüksel Bodur ilköğretim Okulu'nda eğitim öğretim yılının başlamasıyla başörtülü oldukları gerekçesiyle sivil ekiplerin okul yönetimini baskı altında bırakmasıyla öğrenci velileri hakkında okul yönetiminin şikâyetçi olmalarından dolayı gözaltına alınan Aziz Kayalık ve Mehmet Polat ifadeleri alındıktan sonra mahkemeye sevk edilip serbest bırakılmıştı.
Polis Okul İdaresine Baskı Yapıyor
Okula örtülü kız çocukları ile birlikte gelen veliler sivil polislerin tehdidiyle karşılaştı. Velilerden Aziz Kaylık şunları söyledi: "Geçen hafta Cuma günü kızımı sınıfına kadar götürdüm ancak sivil polislerinde(terörle mücadele ekipleri) sınıfa kadar çıkıp müdüre ısrarla kızı sınıftan çıkarmasını istedi ve müdürde kızımı sivil ekiplerle beraber sınıftan çıkarıp okul dışına kadar götürdüler."
Bu sabah kızıyla okula gelen veliler sivil polislerin tehdidiyle karşılaştıkları iddia edildi. Veliler " Polis eğer bir daha bu şekilde örtülü olarak okula gelirseniz Hizbullah örgütüyle bağlantılı olduğunuzu söyleyerek tutuklatacağız." iddiasında bulundular. Velilerin de polise örtünün kimsenin eri değil Allah'ın emri olduğu için çocuklarını örtüklerini dile getirdikleri belirtildi.
Fransız Faşizmi
Fransa'da polis, nisan ayından bu yana, burka ya da nikab gibi giysilerle dolaşan kadınlara nefes aldırmıyor. Şu ana dek yasayı ihlal ettiği gerekçesiyle 200 kadın mahkemeye verildi.
Fransa’da burka yasağına ilişkin yasanın ilk maddesinde, “Hiç kimse kamusal alanda, yüzü gizleyen giysiler giyemez“ deniyor. Yasaya karşı gelenleri ise 150 euroya kadar para cezası bekliyor. Ayrıca ek olarak yasaya uymayanlara, vatandaşlık bilgisi kursuna katılma zorunluluğu da getiriliyor. Kamusal alan olarak bahsi geçen yer ise özel konut dışındaki her yer. Tabii bazı istisnalar da var. Motosiklet sürücüleri, eskrimciler, yüz yaralanması geçiren kişiler, karnaval ya da dini tören alaylarına katılanlar bu yasaktan muaf tutuluyorlar.Yasa aynı zamanda yeni bir suç unsuruna daha dikkat çekiyor: Başkasını yüzünü gizlemeye zorlayanlara bir yıla kadar hapis cezası ile 30 bin euro para cezası veriliyor.
Böyle bir yasanın kaçınılmaz olduğunu kaydeden Lyon’daki feminist bir derneğin yöneticisi ve İslam uzmanı Michèle Vianès, şöyle konuşuyor: "Bu yasa yürürlüğe girdiğinden beri, örneğin Lyon’un merkezinde eskiye kıyasla giderek daha az yüzleri tamamen kapalı kadın görüyorsunuz. Bugün bu tarz kişilere sadece radikal İslamcıların faal olduğu bazı dış mahallelerde rastlanıyor.”
Yasa öncesi 2 bin burkalı kadın vardı
Fransa İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, yasa öncesi ülkede burka giyen 2 bin kadar kadın vardı. Bunlardan bazıları, geçen yıl burka yasağının uygulanmasına karşı düzenlenen protesto mitinglerine de katılmıştı.
Bir gösterici, "Biz burkaya ne karşıyız ne de destekliyoruz. Bir kadının burka giyip giymemesinin kişisel bir karar olduğuna inanıyorum. Bugün kişisel seçim hakkını savunmak için buradayız” derken bir başkası da "Ben peçe takmıyorum ancak çoğu arkadaşım kullanıyor. Bu özgürlüklerini kullanabilmek istiyorlar" demişti.
Sembolik ziyarete ceza
Eylül ayında, yasanın yürürlüğe girmesinden altı ay sonra ilk olarak iki kadın mahkûm edildi. Yargılama süreci, burka giyen iki kadının, Paris'in doğusundaki Meaux kentinin Belediye Başkanı’nı ziyaret etmesiyle başladı. Ancak bu ziyaret sembolik anlam taşıyordu; zira Belediye Başkanı Jean-Francois Copé, burka yasağıyla ilgili yasanın öncülerindendi. Sanıklar yargılanarak 120 ve 80 euroluk para cezasına çarptırıldılar.
Ancak bu sadece bir başlangıçtı. Fransa Adalet Bakanlığı’na göre, şu ana dek burka yasağını ihlal suçundan 200 dava açıldı, bunların 143'ü karara bağlandı. İlk resmî verilerin gelecek yılın sonbahar aylarında açıklanması bekleniyor.
Burkalı cumhurbaşkanı adayı
Meaux kentinde iki kadının yargılandığı gün, Arap kökenli bir Fransız mahkeme yakınlarında basın toplantısı düzenleyerek, önümüzdeki yıl Fransa’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olacağını açıklıyordu. Burka yasağını kaldırmak isteyen 32 yaşındaki Kenza Drider,
"Beş aydır yasayla garanti altın alınmış özgürlüklerin yitirildiğini düşünüyorum. Ülkemin milletvekilleri, tek suçları Fransız vatandaşlarının çoğunluğundan farklı giyinmek olan yüzlerce kadın gibi beni de bu haktan mahrum bıraktılar. Sosyal, ekonomik ya da siyasî alanda ayrımcılık kurbanı olan bütün kadınlara hizmet etme iddiasıyla burada bulunuyorum" şeklinde konuşuyor.
Ancak feminist Michèle Vianès için Drider’in talebi şakadan başka bir şey ifade etmiyor. Çünkü cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için 500 milletvekilinin imzasına ihtiyacı var. Burka giyen biri olarak cumhurbaşkanı adaylığı için gerekli şartları yerine getirebileceğine ihtimal verilmiyor.
Fransa'da polis, nisan ayından bu yana, burka ya da nikab gibi giysilerle dolaşan kadınlara nefes aldırmıyor. Şu ana dek yasayı ihlal ettiği gerekçesiyle 200 kadın mahkemeye verildi.
Fransa’da burka yasağına ilişkin yasanın ilk maddesinde, “Hiç kimse kamusal alanda, yüzü gizleyen giysiler giyemez“ deniyor. Yasaya karşı gelenleri ise 150 euroya kadar para cezası bekliyor. Ayrıca ek olarak yasaya uymayanlara, vatandaşlık bilgisi kursuna katılma zorunluluğu da getiriliyor. Kamusal alan olarak bahsi geçen yer ise özel konut dışındaki her yer. Tabii bazı istisnalar da var. Motosiklet sürücüleri, eskrimciler, yüz yaralanması geçiren kişiler, karnaval ya da dini tören alaylarına katılanlar bu yasaktan muaf tutuluyorlar.Yasa aynı zamanda yeni bir suç unsuruna daha dikkat çekiyor: Başkasını yüzünü gizlemeye zorlayanlara bir yıla kadar hapis cezası ile 30 bin euro para cezası veriliyor.
Böyle bir yasanın kaçınılmaz olduğunu kaydeden Lyon’daki feminist bir derneğin yöneticisi ve İslam uzmanı Michèle Vianès, şöyle konuşuyor: "Bu yasa yürürlüğe girdiğinden beri, örneğin Lyon’un merkezinde eskiye kıyasla giderek daha az yüzleri tamamen kapalı kadın görüyorsunuz. Bugün bu tarz kişilere sadece radikal İslamcıların faal olduğu bazı dış mahallelerde rastlanıyor.”
Yasa öncesi 2 bin burkalı kadın vardı
Fransa İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, yasa öncesi ülkede burka giyen 2 bin kadar kadın vardı. Bunlardan bazıları, geçen yıl burka yasağının uygulanmasına karşı düzenlenen protesto mitinglerine de katılmıştı.
Bir gösterici, "Biz burkaya ne karşıyız ne de destekliyoruz. Bir kadının burka giyip giymemesinin kişisel bir karar olduğuna inanıyorum. Bugün kişisel seçim hakkını savunmak için buradayız” derken bir başkası da "Ben peçe takmıyorum ancak çoğu arkadaşım kullanıyor. Bu özgürlüklerini kullanabilmek istiyorlar" demişti.
Sembolik ziyarete ceza
Eylül ayında, yasanın yürürlüğe girmesinden altı ay sonra ilk olarak iki kadın mahkûm edildi. Yargılama süreci, burka giyen iki kadının, Paris'in doğusundaki Meaux kentinin Belediye Başkanı’nı ziyaret etmesiyle başladı. Ancak bu ziyaret sembolik anlam taşıyordu; zira Belediye Başkanı Jean-Francois Copé, burka yasağıyla ilgili yasanın öncülerindendi. Sanıklar yargılanarak 120 ve 80 euroluk para cezasına çarptırıldılar.
Ancak bu sadece bir başlangıçtı. Fransa Adalet Bakanlığı’na göre, şu ana dek burka yasağını ihlal suçundan 200 dava açıldı, bunların 143'ü karara bağlandı. İlk resmî verilerin gelecek yılın sonbahar aylarında açıklanması bekleniyor.
Burkalı cumhurbaşkanı adayı
Meaux kentinde iki kadının yargılandığı gün, Arap kökenli bir Fransız mahkeme yakınlarında basın toplantısı düzenleyerek, önümüzdeki yıl Fransa’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olacağını açıklıyordu. Burka yasağını kaldırmak isteyen 32 yaşındaki Kenza Drider,
"Beş aydır yasayla garanti altın alınmış özgürlüklerin yitirildiğini düşünüyorum. Ülkemin milletvekilleri, tek suçları Fransız vatandaşlarının çoğunluğundan farklı giyinmek olan yüzlerce kadın gibi beni de bu haktan mahrum bıraktılar. Sosyal, ekonomik ya da siyasî alanda ayrımcılık kurbanı olan bütün kadınlara hizmet etme iddiasıyla burada bulunuyorum" şeklinde konuşuyor.
Ancak feminist Michèle Vianès için Drider’in talebi şakadan başka bir şey ifade etmiyor. Çünkü cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için 500 milletvekilinin imzasına ihtiyacı var. Burka giyen biri olarak cumhurbaşkanı adaylığı için gerekli şartları yerine getirebileceğine ihtimal verilmiyor.
Başörtülülerin çok yüce gönüllü oldukları fikrindeyim.
Yıllar geçti hâlâ onlardan hiçbir zarar görmedik.
Ne kafamıza taş attılar, ne yollarda bize hakaret ettiler, ne de yemeklerimize ilaç koydular..
Sıfır...
Şaşılacak denli sabırlılar.
Yalnızca bir-iki protesto gösterisi, hepsi bu.
Dinamit yok, sopa yok, zehir yok.
İnanamıyorum yani.
Bir insanı bu kadar kışkırtın, bu kadar üzün, millete faydası dokunacağı hâlde engelleyin, hırpalayın aşağılayın o da sizin suratınıza uçan tekme atmasın ?
Hâlâ güler yüzle, anlayışla, kibar bir ifadeyle konuşmaya, bizim gibi barbar şebeklere laf anlatmaya çalışsın.
Hz. Eyyûb sabrı var başörtülülerde.
Ben böyle olgunluk, böyle leydi nezaketi görmedim.
Her biri bir prenses asaletiyle hareket ediyor.
Ben anında cadılığı ele alırdım.
Yetkililere sabun büyüsü falan yapardım.
Yarasa kanı kaynatırdım.
Paspasa kaplan kemiği çakardım.
Şaka bir yana, bu ne be kardeşim.
(Murat Menteş)
Yıllar geçti hâlâ onlardan hiçbir zarar görmedik.
Ne kafamıza taş attılar, ne yollarda bize hakaret ettiler, ne de yemeklerimize ilaç koydular..
Sıfır...
Şaşılacak denli sabırlılar.
Yalnızca bir-iki protesto gösterisi, hepsi bu.
Dinamit yok, sopa yok, zehir yok.
İnanamıyorum yani.
Bir insanı bu kadar kışkırtın, bu kadar üzün, millete faydası dokunacağı hâlde engelleyin, hırpalayın aşağılayın o da sizin suratınıza uçan tekme atmasın ?
Hâlâ güler yüzle, anlayışla, kibar bir ifadeyle konuşmaya, bizim gibi barbar şebeklere laf anlatmaya çalışsın.
Hz. Eyyûb sabrı var başörtülülerde.
Ben böyle olgunluk, böyle leydi nezaketi görmedim.
Her biri bir prenses asaletiyle hareket ediyor.
Ben anında cadılığı ele alırdım.
Yetkililere sabun büyüsü falan yapardım.
Yarasa kanı kaynatırdım.
Paspasa kaplan kemiği çakardım.
Şaka bir yana, bu ne be kardeşim.
(Murat Menteş)
Türkiye'de bir ilkti ama kimse görmedi !
YGS'nin dün açıklanan sonuçlarında Türkiye'de ilk kez bir kız öğencinin tam puan aldığı ortaya çıktı. Ancak bu öğrenci başörtülü olunca kimse görmedi!
Türkiye'de ilk kez üniversiteye girişlerde bir kız öğrenci tam puan alarak tarihi bir rekor kırdı ancak medya bunu görmezden geldi. Dün sonuçları açıklanan YGS'den 500 puan alarak Türkiye birincisi olan Sümeyye Nur Satin hem Türkiye'nin ilk kız birincisi, hem de Türkiye'nin ilk başörtülü birincisi olmayı başardı. Satin'in bu başarısı birçok anlama geliyor.
Ancak başarının medya tarafından görmezden gelinmesine bir anlam verilemedi. Bazı gazeteler Satin'in haberini ilk sayfadan verseler de küçük küçük puntolarla görmeyi tercih ettiler. Bazı gazeteler ise Satin'i hiç görmedi bile. Onlardan biri de Sözcü Gazetesi'ydi...
Ev hanımı bir anne ile memur bir babanın kızı olan Satin, ailesiyle Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah'ı makamında ziyareti sırasında, başarısını planlı çalışmaya borçlu olduğunu söyledi. Üç kardeşin en büyüğü olan Satin, böyle bir başarıyı beklemediğini, cevaplarından emin olmadığı soruların bulunması nedeniyle sonucun kendisi için sürpriz olduğunu belirtti.
DOKTOR OLMAK İSTİYOR
Okuldaki ve FEM dershanesindeki öğretmenlerinin yardımıyla bu başarıyı elde ettiğini ifade eden Satin, şunları kaydetti: ''Hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Bu birinci aşamaydı ikinciye de çok çalışacağız inşallah. Tıp fakültesini düşünüyorum. Doktor olmak istiyorum. Aslında çok karışık duygular içerisindeyim. Heyecanlıyım, söyleyecek söz bulamıyorum. Sınav sonucuma evde baktım. Çok mutluyum.''
KIZLAR DAHA BAŞARILI
2012 YGS'de kız adayların yüzde 45,38'inin, erkek adayların ise yüzde 54,62'sinin sınava geçerli sayıldı. Kız adayların yüzde 91,18'i, erkek adayların yüzde 85,47'si 140 ve üzerinde puan aldı. 180 ve üzerinde puan alan kız adayların oranı yüzde 76,52, erkek adaylar yüzde 68,21 olarak belirlendi. Geçen sene yapılan YGS'de kız adaylar yine erkek adaylara göre başarı göstermişti. Kız adayların yüzde 83,86'sı, erkek adayların yüzde 76,05'i 180 ve üzerinde puan almıştı. 140 ve üstünde puan alan kız adayların oranı yüzde 94,55, erkek adayların oranı yüzde 90,19 olarak hesaplanmıştı.
Dünya Bülteni
YGS'nin dün açıklanan sonuçlarında Türkiye'de ilk kez bir kız öğencinin tam puan aldığı ortaya çıktı. Ancak bu öğrenci başörtülü olunca kimse görmedi!
Türkiye'de ilk kez üniversiteye girişlerde bir kız öğrenci tam puan alarak tarihi bir rekor kırdı ancak medya bunu görmezden geldi. Dün sonuçları açıklanan YGS'den 500 puan alarak Türkiye birincisi olan Sümeyye Nur Satin hem Türkiye'nin ilk kız birincisi, hem de Türkiye'nin ilk başörtülü birincisi olmayı başardı. Satin'in bu başarısı birçok anlama geliyor.
Ancak başarının medya tarafından görmezden gelinmesine bir anlam verilemedi. Bazı gazeteler Satin'in haberini ilk sayfadan verseler de küçük küçük puntolarla görmeyi tercih ettiler. Bazı gazeteler ise Satin'i hiç görmedi bile. Onlardan biri de Sözcü Gazetesi'ydi...
Ev hanımı bir anne ile memur bir babanın kızı olan Satin, ailesiyle Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah'ı makamında ziyareti sırasında, başarısını planlı çalışmaya borçlu olduğunu söyledi. Üç kardeşin en büyüğü olan Satin, böyle bir başarıyı beklemediğini, cevaplarından emin olmadığı soruların bulunması nedeniyle sonucun kendisi için sürpriz olduğunu belirtti.
DOKTOR OLMAK İSTİYOR
Okuldaki ve FEM dershanesindeki öğretmenlerinin yardımıyla bu başarıyı elde ettiğini ifade eden Satin, şunları kaydetti: ''Hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Bu birinci aşamaydı ikinciye de çok çalışacağız inşallah. Tıp fakültesini düşünüyorum. Doktor olmak istiyorum. Aslında çok karışık duygular içerisindeyim. Heyecanlıyım, söyleyecek söz bulamıyorum. Sınav sonucuma evde baktım. Çok mutluyum.''
KIZLAR DAHA BAŞARILI
2012 YGS'de kız adayların yüzde 45,38'inin, erkek adayların ise yüzde 54,62'sinin sınava geçerli sayıldı. Kız adayların yüzde 91,18'i, erkek adayların yüzde 85,47'si 140 ve üzerinde puan aldı. 180 ve üzerinde puan alan kız adayların oranı yüzde 76,52, erkek adaylar yüzde 68,21 olarak belirlendi. Geçen sene yapılan YGS'de kız adaylar yine erkek adaylara göre başarı göstermişti. Kız adayların yüzde 83,86'sı, erkek adayların yüzde 76,05'i 180 ve üzerinde puan almıştı. 140 ve üstünde puan alan kız adayların oranı yüzde 94,55, erkek adayların oranı yüzde 90,19 olarak hesaplanmıştı.
Dünya Bülteni
'Sen Başörtülüsün ödül yok'
Okulunda Birinci oldu, başörtülü diye ödülü verilmedi...
06 Haziran 2012
Adana'da İhsan Sabancı Teknik Kız Meslek Lisesi mezuniyet töreninde okul birincisine başörtülü olduğu için ödülü verilmedi. Ödülü alamayan öğrenci gözyaşları boğuldu.
Edinilen bilgiye göre, İhsan Sabancı Teknik Kız Meslek Lisesi mezuniyet töreni, İsmet İnönü Endüstri Meslek Lisesi konferans salonunda düzenlendi.
Konuşmalar yapıldıktan sonra okulu derece ile bitiren öğrencilere ödül verilmesine geçildi. Okul birincisi Tuğba Demir (18) ödülünü almak için beklerken okul müdürü Ayla Avşar, başörtülü olduğu gerekçesiyle öğrenciye ödülünü verdirmedi.
Demir ne olduğunu anlamaya çalışırken diğer dereceye giren başörtülü öğrenciler Munise Keçeli, Müge Albayrak, Arife Saban'da çağrılmadı. Bu öğrencilerden geride okulu bitiren öğrenciler ise kürsüye çıkarak konuşma yapıp ödüllerini aldı.
Tuğba Demir ve arkadaşları da müdürün yanına giderek neden törende ödül verilmediğini sorunca "Kıyafetleriniz okul yönetmeliğine uygun olmadığı için size törende ödül verilmedi" dedi.
Bunun üzerine Demir gözyaşlarını tutamazken diğer başörtülü öğrenciler, yakınları ve müdür arasında tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüşünce olay polise haber verildi. Hem okul müdürü, hem öğrenciler ve aileleri birbirinden şikayetçi oldu.
En mutlu gününde gözyaşlarına boğulduğunu anlatan Demir, "Ben bu ana 1 yıldır hazırlanıyordum ama müdür bugünü yaşamama izin vermedi. Arkadaşlarımda bende mağdur edildik. Müdür bize yönetmeliğe aykırı giyindiğimiz için belge vermemiş, kürsüye çıkmamıza izin vermemiş. Tören bittikten sonra göstermelik belgeler verildi. Biz okulu bitirmişiz, bir konferans salonuna mezuniyet törenine gelmişiz. Burada okul yönetmeliği olur mu? Benim en mutlu günümde bizi hem aşağıladı hem de günümüzü zehir etti. Üstelik bazı arkadaşlarımızın kolunu çekerek darp etti. Bu nedenle hem milli eğitime hem de polise başvurarak şikayetçi olduk" dedi.
Okul Müdürü Ayla Avşar ise okul yönetmeliğini uyguladığını üstelik darp edildiğini öne sürerek öğrencilerden şikayetçi olduğunu söyledi.
Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise konunun kendilerine aksettirildiğini, öğrencilere belgelerinin verildiğini ancak konuyla ilgili araştırmanın devam ettiğini bildirdi.
Okulunda Birinci oldu, başörtülü diye ödülü verilmedi...
06 Haziran 2012
Adana'da İhsan Sabancı Teknik Kız Meslek Lisesi mezuniyet töreninde okul birincisine başörtülü olduğu için ödülü verilmedi. Ödülü alamayan öğrenci gözyaşları boğuldu.
Edinilen bilgiye göre, İhsan Sabancı Teknik Kız Meslek Lisesi mezuniyet töreni, İsmet İnönü Endüstri Meslek Lisesi konferans salonunda düzenlendi.
Konuşmalar yapıldıktan sonra okulu derece ile bitiren öğrencilere ödül verilmesine geçildi. Okul birincisi Tuğba Demir (18) ödülünü almak için beklerken okul müdürü Ayla Avşar, başörtülü olduğu gerekçesiyle öğrenciye ödülünü verdirmedi.
Demir ne olduğunu anlamaya çalışırken diğer dereceye giren başörtülü öğrenciler Munise Keçeli, Müge Albayrak, Arife Saban'da çağrılmadı. Bu öğrencilerden geride okulu bitiren öğrenciler ise kürsüye çıkarak konuşma yapıp ödüllerini aldı.
Tuğba Demir ve arkadaşları da müdürün yanına giderek neden törende ödül verilmediğini sorunca "Kıyafetleriniz okul yönetmeliğine uygun olmadığı için size törende ödül verilmedi" dedi.
Bunun üzerine Demir gözyaşlarını tutamazken diğer başörtülü öğrenciler, yakınları ve müdür arasında tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüşünce olay polise haber verildi. Hem okul müdürü, hem öğrenciler ve aileleri birbirinden şikayetçi oldu.
En mutlu gününde gözyaşlarına boğulduğunu anlatan Demir, "Ben bu ana 1 yıldır hazırlanıyordum ama müdür bugünü yaşamama izin vermedi. Arkadaşlarımda bende mağdur edildik. Müdür bize yönetmeliğe aykırı giyindiğimiz için belge vermemiş, kürsüye çıkmamıza izin vermemiş. Tören bittikten sonra göstermelik belgeler verildi. Biz okulu bitirmişiz, bir konferans salonuna mezuniyet törenine gelmişiz. Burada okul yönetmeliği olur mu? Benim en mutlu günümde bizi hem aşağıladı hem de günümüzü zehir etti. Üstelik bazı arkadaşlarımızın kolunu çekerek darp etti. Bu nedenle hem milli eğitime hem de polise başvurarak şikayetçi olduk" dedi.
Okul Müdürü Ayla Avşar ise okul yönetmeliğini uyguladığını üstelik darp edildiğini öne sürerek öğrencilerden şikayetçi olduğunu söyledi.
Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise konunun kendilerine aksettirildiğini, öğrencilere belgelerinin verildiğini ancak konuyla ilgili araştırmanın devam ettiğini bildirdi.