Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dur Yolcu Başörtülüsün... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ünüversitede basörtüsü sorunu çözülse ne olacakki yine karma sınıflarda erkek hocalardan ders alacaklar bu caizmi ki?
Başörtüsü mücadelenin bayrağıdır...
Yani yarın başörtüsü serbesttir deseler,herşey bitmiyor,herşey yeniden başlıyor...
Kumarda bitecek,içkide,fuhuşta,
Yalanda,talanda,soygunda bitecek...
Taaki Allahın hükmü hakim olana değin her konu mücadelenin bayrağıdır...
Sadece Şeriat hükmedecek...
Yani sen başörtüsünün mücadelesini verip,gaspedilmiş hakkını söke söke alınca,diğer hakkını da savunacaksın...
Başörtüsü,Ayasofya,İmam Hatip hep mücadelemizin bayraklarıdır,gayeye giden yoldaki vesilelerdir...
Vesileye yapışınız buyruluyor...
 

Mihrace24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2011
Mesajlar
720
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
basörtüsü sorunu çözülünce kızlar erkeklerle aynı sınıflarda ve çoğu zamanda erkek hocalardan ders almayacaklarmı onu soruyorum
 

Tevhid Davası

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Web Sitesi
www.tevhidvesunnet.com
ünüversitede basörtüsü sorunu çözülse ne olacakki yine karma sınıflarda erkek hocalardan ders alacaklar bu caizmi ki?

Demokrasi sevdalısı şeriatçılar(!) için bu caizdir...
Erkek ve kadın ayrımı yapmak bu sevdalılara göre yobazlıktır çağdışılık gericiliktir...

Mhrace24 sen gerici misin erkek kadın karışık okumaya karşısın ?

Demokratlar görmesin...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
basörtüsü sorunu çözülünce kızlar erkeklerle aynı sınıflarda ve çoğu zamanda erkek hocalardan ders almayacaklarmı onu soruyorum

Bende ondan bahsediyorum işte.
Gaye İslamın bir emrini savunmak değil,her emrini savunmak...
Başörtüsü mücadelesi,İslamı hakim kılma mücadelesinin bir parçasıdır,vesilesidir,tamamı değildir...
Sadece ve sadece Şeriat hükmedene değin sürecek bir mücadeleden bahsediyoruz...
O kutlu güne ulaşmak gayesi edrafında her meseleyi davan lehinde semerelendirmekten,
Asla küçük ve bücür oluşlara kanmamaktan...
Biz bu memleketin asıl sahipleriyiz,kunta-kinteleri değiliz...
Okula gitmeyecekse birileri onlar bizler değiliz,
Allah düşmanları terketsin meydanı...
Meydanı küfre teslim etmeyeceğiz,küfre geçit vermeyeceğiz...
Bu uğurda engelleri ve engelcileri eze eze...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Demokrasi sevdalısı şeriatçılar(!) için bu caizdir...KEM SÖZ SAHİBİNİ BAĞLAR,İFTİRA SAHİBİNİ BAĞLAR,DEMOKRASİ SEVDALISI OLANIN DA,DEMOKRASİ SEVDALISI OLMAYIPTA İFTİRA ATANIN DA ALLAH BELASINI VERSİN...Erkek ve kadın ayrımı yapmak bu sevdalılara göre yobazlıktır çağdışılık gericiliktir...
ŞERİATIN ZERRESİNE KARŞI ÇIKANINDA,ÇIKMADIĞI HALDE İFTİRA ATANIN DA ALLAH BELASINI VERSİN...
Mhrace24 sen gerici misin erkek kadın karışık okumaya karşısın ?

Demokratlar görmesin...
Bütün küfür yobazları görsün ve duysun,bütün batıl itikat sahipleri duysun...
YOLUMUZ VE GAYEMİZ SADECE VE SADECE ALLAH VE RESUL YOLUDUR...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
images

GenÇlİĞe Hİtabedİyorum - Salİh MİrzabeyoĞlu
Belli başlı bir ideolocya temeli üzerine oturtulmuş, her ferdinin tek kıbleye dönük olduğu, bütün iş bölümlerinin bir saat nizamiyle çalıştığı, herkesin ve her işin maddî ve manevî hakkını tam aldığı, mükemmel ve müesses cemiyet; kısaca, fildişi kaldırımlarda, fildişi sokaklarda giden, hiç birbirine çarpmayan, herbiri birbirinin emrinde ve Allah korkusu altında, herbiri bugün ölecekmiş gibi iki büklüm ve yine herbiri hiç ölmeyecekmiş gibi dimdik insanların cemiyeti...

Sen, bu ideali gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattâ mahkűmsun!

Büyük fikir, İslâmın saffet, asliyet ve tamamiyetinden zerre feda etmeksizin bizzat İslâmı anlama ve anahtarın kumdaki yatağı gibi ona uyma mânâsına yepyeni bir idrake kavuşmak, "İslâma muhatap anlayış" davasıdır. Bunu anlamak, öz keşifleri içinde müflis ve yeni bir din arama yolunda perişan insanlığa anlatmak; cihanı kaldıracak manivelânın dayanak noktasını Türkiye kabul etmek, oradan İslâm âlemine, oradan da topyekûn beşeriyete el atıcı muazzam bir plâna sahip olmak...

Sen, ideali aksiyona döndürmek ve aksiyonu idealleştirmek gibi zorların zoru bu içiçe işi gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattâ mahkűmsun!

Bu dava etrafında saflarını halkalayabilmen için mutlaka iki müessire ihtiyaç var:

RUH VE ONUN EMRİNDE KOL!.. DÜĞÜM BURDA!..

Her oluşa hakim kanun olarak belirtebiliriz ki, suyun oksijen ve hidrojeni gibi, fikir ve hareket cevherlerinin birleştiği yerde gökler bir anda suyla dolar ve yeryüzü feyzle taşar.

Allah Resűlünün kötülüklere karşı mücadelede kademe kademe aletlerini işaret buyurdukları emri hatırlayınız... Birinci derecede el; yani fiil... İkinci derecede dil; yani ihtar... Üçüncü derecede kalb; yani nefsini muhafaza... En aşağı derece de üçüncü derecede gömülüp orada mahfuz kalmak...

İyiyi yapmak ve getirmek, kötüye mani olmak ve defetmek mükellefiyeti, bu iki müessiri teşkilâtlandırmak zaruretini izaha yeter!

Tarihin çöküntü sahifelerinde kendisine misâl aramanın değil, tarihe destanlık çapta yeni bir felâket örneği vermenin mevzuu şartlar içinde, takip edeceğin strateji şudur:

Davayı, estetik, diyalektik, ideolojik ve politik sahalarda beslemek ve ocaklaştırmak... Meydana gelemeyişlerin sırrını kendi "antitez"inde göstermek ve ortada ne kadar zaaf varsa davan lehinde semerelendirmek... Asla küçük ve bücür oluşlara ve erişlere yanaşmamak, sahte tesellilere miskinliğe kapılmamak... "Hepçilik"ten vazgeçmemek ve zerrece taviz vermemek... Strateji ve taktik dilinden anlamak ve taviz vermemeyi öküzlük etme sanmamak... Millet tarlasını, ünüformalı ve ünüformasız genç fidanlar ve yeni ekinler halinde donatmak... Yepyeni bir diyalektikle muazzam bir kültür ve telkin savaşına girişmek, gerektiği yerde gerekeni yapmak, sır dolu bir strateji yolundan istikbalini hazırlamak...

Sormak makamındayım ki, aynada çehresini seyreden ve zamanda gayesini işleyen BÜYÜK DOĞU, aslın gölgeye kendisinden daha yakın olması hikmetiyle her sahada muhatabından neyi ister? Büyük Doğu'nun muradı ve İslâmcı mücadelenin hayatî suali budur... Her sahada bunun cevabını ver!
 

Mihrace24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2011
Mesajlar
720
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Demokrasi sevdalısı şeriatçılar(!) için bu caizdir...
Erkek ve kadın ayrımı yapmak bu sevdalılara göre yobazlıktır çağdışılık gericiliktir...

Mhrace24 sen gerici misin erkek kadın karışık okumaya karşısın ?

Demokratlar görmesin...

:) galiba gericiyim
 

Mihrace24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2011
Mesajlar
720
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Bütün küfür yobazları görsün ve duysun,bütün batıl itikat sahipleri duysun...
YOLUMUZ VE GAYEMİZ SADECE VE SADECE ALLAH VE RESUL YOLUDUR...
özür dileyerek, bu şekilde bi mitingde konusma yapar gibi yazmak yerine daha sade bi dil kullansanızda soruya direk cvp verseniz daha iyi anlaşabilcez sanırım.siz diyorsunuz ki basörtünün serbest olması bi başlangıçtır mücadele devam edecektir bende diorum ki başörtüsü serbest oldutan sonra mücadelenin devam ettiği esnada kızlar karma okullarda başörtüleriyle eğitime devam etsinlermi?
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Ailesi çarşaflı diye otele alınmadı

images


Samsun'da bir iş adamı, yakınları çarşaflı diye otele alınmadıklarını iddia etti. Otel yetkilileri ise müşterilerin başörtülü kimlikle kayıt yaptırdığını, ancak çarşaflı olarak otele gelince tedirgin olduklarını ve güvenlik amaçlı böyle bir tavır alındığını savundu.

Samsun'da bir iş adamı, yakınları çarşaflı diye otele alınmadıklarını iddia etti. Otel yetkilileri ise müşterilerin başörtülü kimlikle kayıt yaptırdığını, ancak çarşaflı olarak otele gelince tedirgin olduklarını ve güvenlik amaçlı böyle bir tavır alındığını savundu.
Önceki gün kayınvalidesi ve 3 yakını ile Amasya'dan Samsun'a gelen işadamı Ömer Yaraş (31), yakınlarının nüfus cüzdanları ile iki oda ayırtıp, rezervasyon işlemi yaptırdı. Akşam kalmak için otele geldiklerini anlatan Yaraş, "Otelin asansör kapısına doğru giderken, bir görevli gelip, bizim otelde kalamayacağımızı söyledi. Ben de sebebini sordum. Ailemin 'çarşaflı' olmasını gerekçe gösterdiler.

İtirazlarıma rağmen, aynı gerekçeyi öne sürünce rezervasyonumu iptal edip, otelden ayrıldım." dedi.
Daha sonra Samsun'daki avukatı ile otele ikinci kez gittiğini ifade eden Yaraş, "Bu sefer otelin genel müdürü ile görüştük. Bir yanlış anlaşılma olduğunu belirterek bizden özür diledi. Bizi rahatlıkla ağırlayabileceklerini söyledi. Böyle bir muameleden sonra o otelde kalmamız mümkün değildi, gidip başka bir otelde kaldık." diye konuştu.
Ömer Yaraş'ın avukatı Funda Bakan da otelin genel müdürünün 'personel hatasından kaynaklanan bir durum olduğunu' belirttiğini aktardı. Bakan, yanlış anlaşılmadan dolayı özür dilendiğini, ancak yapılan hareketin hiç iyi olmadığını kaydetti.
Atakum Grand Otel Genel Müdür Yardımcısı Burak Çubukçuoğlu ise aileyi otele kabul etmek istememe sebeplerinin tamamen güvenlik gerekçesinden kaynaklandığını savundu.
Çubukçuoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Misafirlerin başörtülü kimlik fotoğrafları ile otelimize kayıtları yapıldı. Kayıt işlemini takiben 4 çarşaflı misafir, dışarıda beklemekte olan araçtan inip otelin asansörlerine yöneldi. Başörtülü kimliklere rağmen, çarşaflı aileyi görünce tedirgin olduk. Geçmişte diğer turistik tesislerin aynı durumla ilgili yaşadığı güvenlik ihlaline yönelik, hatta basına da yansımış olayları da göz önünde bulundurarak böyle bir uygulamaya gittik."
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Başörtüsü zulmü sürüyor

Başörtüsü sorunu hala devam ediyor. Üniversitelerde başörtülü öğrenciler hala okullarına başörtüsü ile giremiyor.
images

Üniversitelerde başörtüsü gibi bir sorunun olmadığı, başörtüsü yasağının keyfi bir uygulama olduğu ve bununla ilgili bir kanun ve yasa olmadığı yetkili merciler tarafından defalarca açıklanması ve üniversiteler bu konuda defalarca uyarıldığı halde, başörtüsü sorunu üniversite yöneticilerinin keyfi uygulamalarıyla hala sürüyor. Öğrencilerin konuya ilişkin üniversite yönetmeliklerine defalarca başvuru yapmasına rağmen, herkes topu birbirine atıyor. Öğretim görevlileri dekanlara, dekanlar ise rektörlüğe.


Kendisini muhafazakar olarak tanımlayan bir iktidarın olmasına rağmen, eşleri başörtülü olan Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın olmasına rağmen, başörtüsü sorununun hükümet tarafından neden çözülemediği merak konusu. Üniversiteli öğrenciler ise başörtüsü sorununun, seçimlerin yaklaştığı dönemlerde ortaya atılan ve adeta seçim kampanyası haline getirildiği kanaatinde.


Başörtüsü sorununun çözülemediği ve yasağın belirgin bir şekilde görüldüğü üniversitelerden biri de Trakya Ünivesitesi.


Motosikletli Görevliler sürekli takipte

Zihinsel bir yasaktan ibaret olan başörtüsü yasağı uygulaması ile Üniversite Hocaları ve dekanları öğrencilerle birlikte sınanmakta ve sistemin çarpıklığı bir kez daha gün yüzüne çıkmaktadır. Öncelikle Üniversitenin Balkan Kampüsü'nde Üniversite sınırları motosikletli güvenlik görevlileri ile adım adım takip edilmekte ve sınırı aşan öğrenciler saygısız ve suçlayıcı bir tutumla uyarılmakta.YÖK'ün başörtüsü açıklamasının hafifleşen güvenlik faaliyetleriyle bugün bina tuvaletlerine kadar ancak girilmekte. Neden derslere hala girilemediği konusunda da Öğrencilerin gerekli bir açıklama için başvurduğu ders hocaları bölüm başkanlarına, Onlarsa dekanlara, Dekanlarsa yine hocalara sevk etmektedir. Net bir açıklama niteliğinde hiç bir makamda ki hiç bir üniversite çalışanı "Yasaktır" ya da "Serbesttir" dememektedir.Bu konuda konuşmaktan kaçınan Dekanlar ve rektörünse açıklamaları merakla beklenmekte.
Trakya Üniversite'sinde farklı bölümlerde okuyan ve bu yasal olmayan yasağa maruz kalan öğrencilerin yasak hakkında ki görüşleri şöyle;


-Trakya üniversitesi 2. sınıf öğrencisiyim, üniversitemde gayet laiki(!)ve demokratik(!)bir şekilde uygulanmakta olan başörtü yasağını şiddetle protesto ediyorum. Düne kadar sadece lavabolara kadar iznine müsaade ederek üstü kapatılan çirkinliğin, bugün bu yüzü de kalmamıştır. Eğitimciler, okullar inşa eden, üniversiteli gençlerimiz, geleceğimiz diye şahane hitabetlerde bulunan çok eğitim sever (!) büyüklerimize şunu söylemek istiyorum, sınıfta ortalaması tavan yapmış bir başörtülü öğrenci olarak, eğitim hakkıma en büyük kelepçeyi takan ve devam ederse eğitim hayatımı başka yerde sürdüreceğim gerçeğini, hangi üstü kapalı bahane ile örteceksiniz? Başörtüye şal diyerek, şala da soğuktan korunma süsünü vermemiz bizden istenerek mi? Artık bu çirkin koku çekilmez bir hal aldı, kapağı Kapatılsın lütfen!


- Ben Trakya Üniversitesi mühendislik mimarlık fakültesinde okumaktayım. Türkiye'de son zamanlarda çıkan üniversitelerde başörtüsünün serbestliği kararından sonra henüz üniversite öğrencileri olarak nasiplenmiş değiliz! Türkiye'deki Trakya Üniversitesi hariç diğer üniversitelere giriş serbest olmasına rağmen bizim fakültemizde okulun kapısından dahi geçmek söz konusu değil! Okulun girişindeki güvenlik görevlileri bizleri hemen durdurmakta ve içeriye o şekilde giremeyeceğimizi söylemekteler. Bu durum bizleri çok üzmekte! bir an önce sağlıklı bir karara varılmasını istiyoruz.

- Bir çok üniversiteye başörtü ile girilebilmesine rağmen hala neyi beklediklerini anlamak mümkün mü? Neredeyse her gün kapıda yahut okulda neyle karşılayacağımız endişesi ile yürümek veya arkadan birisinin senin durduracağını ve uyarıda bulunacağı paranoyası içinde okuyoruz. Okumak denirse eğer buna! Hoca-dekan -güvenlik-rektör dörtgeninde sıkışmış durumda, geçebileceğimiz çitlerin içinde yürürken tellere takılmamak için oryantal olmak lazım! Bu hakkımızın iade edilmesini bekliyoruz ve artik azmış durumda bu isin keyfiyetini sürdüren sayın(!) kişilere sesimizdir bu. Hocalarla gelgit yaşamaya olayın akısını durdurarak bizleri birbirimize düşüren kendini yüksekte görenlere müdahale edilmesi dileğiyle.


- Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü 2.sınıf öğrencisiyiz. İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan olaylar doğrultusunda Türkiye'nin birçok üniversitesinde başörtü ile kampüse, derslere girilmeye başlandı. Bizler artık bu konuda konuşur olduk. Biz de derslere artık örtümüzle girmek istiyorduk. Önceleri rektörlükten bir yazı geleceğini umduk. Bir hareketlilik olmadığını görünce fakülte dekanımızla bu konuyu konuşmak istedik. Yaklaşık 4 hafta boyunca her gün kendisinin yanına gittik fakat ulaşamadık. Hep randevumuz ertelendi. Vazgeçtik... Bu sırada ara tatile girmiş bulunduk. Tatilde tanıştığım bir arkadaşım beni Mazlum-Der'in özgür üniversite grubuna yönlendirdi. Gruba mail attık ve Av. Fatma Benli ile tanıştık. Kendisi bizi yasal haklarımız konusunda oldukça bilgilendirdi.


Üniversite öğrencilerinden biri süreci şöyle anlattı:

İkinci dönem, 21 Şubat 2011 tarihinde Trakya Üniversitesi Ayşe Kadın Yerleşkesi kampusuna örtümüzle girmek istedik ve bunun için arkadaşlarımızla görüştük. Kendimizi içeri alınmayacağımıza o kadar inandırmışız ki -ya da inandırılmışız mı demeliyim bilmiyorum- dilekçeleri tutanağı hazırlayıp gittik. Güvenlikten hiçbir şey olmamış gibi geçmeye çalıştık fakat engellendik. Bunun üzerine güvenlik görevlisine bizim kılık kıyafetimize karışmak gibi bir yetkisinin olmadığını, sadece okulun öğrencisi olup olmadığımızı kontrol edebileceğini söyledik. Rektörlükten herhangi bir yazı gelmediğini, bizi örtümüzle içeri alamayacağını söyledi.


Biz de güvenlik görevlilerini İç İşleri Bakanlığı, Valiliğin atadığını ve rektöre bağlı olmadıklarını söyledik. Bu şekilde geçen konuşmalar sonrasında kampusa örtümüzle girebildik. Bizden hemen sonra kampusa girmek isteyen örtülü arkadaşlardan isim aldıklarını öğrendik. Fakat ertesi gün ne kimseden isim aldılar, ne de herhangi bir uyarıda bulundular. Bu süreçte bazı fakültelerde hocalarından destek alıp derslere örtülü giren arkadaşlarımız oldu. Fakat biz fakültenin kapısında örtümüzü açmak zorunda bırakıldık. Neden olarak herhangi bir yazı gelmediği müddetçe fakülte binasına giremeyeceğimiz söylendi. Bu süreçte derslere şapkayla girmeye başladık.


28 Şubat 2011'de yani kampusa örtümüzle girebildiğimiz 6. günde ise ikinci öğretim arkadaşlar yeniden güvenlik görevlisi engeline takılmışlar. Yazı geldiği ve bu şekilde giremeyecekleri söylenmiş. Biz bu haberi aldığımızda açıkçası bizimle dalga geçtiklerini, 28 Şubat olduğundan böyle davranabileceklerini düşündük.
Ancak 1mart 2011'de biz de kampus kapısından aynı sebeple geri çevrildik. Kimden yazı geldiğini ısrarla söylemediler. Biz de tutanak tutarak şikâyet dilekçelerimizi gerekli mercilere göndereceğimizi söyleyerek işlemlere başladık. Bonemizi çıkarıp, şalı dolayarak, soğuktan korunuyor izlenimi vererek kampusa girebileceğimizi söylediler.


Biz de örtümüzün üzerine şapka takarak kampusa girdik. Edirne'ye geleli sadece 1 hafta oldu fakat aylardır buradaymışız ve her gün bu sıkıntılarla uğraşıyormuşuz gibi geliyor. Yasağın kalkmış olduğu 6 günde her gün okula giderken acaba bugün kimin kötü bakışına maruz kalırız, kimden uyarı alırız, kime nasıl cevap veririz, nasıl davranmamız gerekir diye düşünmekten uyku tutmadı. Her gün eve gelip yasaları ezberlercesine okuduk. Fakat 28 Şubat günü özgürlüğümüzün 6. gününde tekrar kampusa alınmadığımızı öğrendik."

- Trakya Üniversitesi Sağlık bilimleri fakültesi örgencisiyim. Ülkemizde yıllardır süregelen haksızca dayatma olan başörtü yasağının son günlerde çözüme kavuşur görünmesinden faydalanamayan bizler hakkimizi savunmaya kalktık fakat karşımızda muhatap bulamıyoruz. Çok acayiptir ki güvenlik ile muhatap oluyoruz. Doğru düzgün bir açıklama yapamayan görevliler 'emir kuluyuz' deyip konuyu üst mercilere iletmekteler bu çocuk oyuncağına çevrilmiş durumdan bir an önce kurtulmak istiyoruz..


-Trakya Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümünde okumakta yada okumaya çalışmaktayım. Sistemsel bunalım içerisinde başımızı okul kapısından çıkarıp zorla nefes alan eğitim mağdurluğu bize yaşatılan. Aydınlanmamış aydınların kendi karanlığında boğulmaktayız. Bu derebeylik sistemine ancak birlikle karşı koyabiliriz. En önemlisi kardeşlerimizin desteğidir. Bu yasak İslam'a konmuş bir yasaktır. Unutulmamalıdır ki bu yasağı uygulayıcılar kadar bu uygulamayı öylece seyreden tüm Müslümanlardan biz de davacı olacağız. Lütfen davayı sahiplenelim, sarılalım.


-Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde öğrenim görme çabası içerisindeyim. Bugün bu çalkantılar yaşanırken 4 yıl önceki yasağı kaldırma girişimi esnasında SAYIN BÖLÜM BAŞKANIMIZIN kendine olan nedeni belirsiz aşırı güveni ile ve bir sultan edasıyla, BAŞORTUSU GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU OLAMAZ, KİMSE UĞRAŞMASIN ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ" söylemleri ile sözlü bir baskıya uygulamaları geldi gözlerimin önüne. Unutmadan 90'lı yıllarda uygulanan ikna odaları da tarihe falan sıkışmışta değil. Sayın Medeni ve Çağdaş Akademisyenlerimiz birebir Günümüzde bunu uygulamakta Psikolojik bir harp ilan etmektedir. Bu durumun çözümü ise esasında basit ve uygulanabilirdir. Çözüm Birlik olmaktadır. Bende Tüm Müslümanları bu konuda duyarlılığa davet ediyorum.

Milli Gazete
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Bolu'da Başörtülü doktor görevden alındı
images



Bolu Köroğlu Devlet Hastanesinde 15 gün önce göreve başlayan dahiliye uzmanı Dr. Zeliha Asiltürk, görevli olduğu hastaneden uyarı ve ikazlara rağmen başörtüsünü çıkarmayınca resmen kovuldu

Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden, Bolu Köroğlu Devlet Hastanesi’ne tayin edilen Dr. Zeliha Asiltürk, 15 gün önce görevine başladı. Dahiliye polikliniğinde başörtülü olarak hastaları muayene eden Dr. Zeliha Asiltürk, türbanlı çalışmaması konusunda hastane yönetimi tarafından uyarıldı. BAŞÖRTÜSÜ ile çalışmaya devam eden Dr. Zeliha Asiltürk hakkında soruşturma açıldı.
15 gün boyunca hastanede başörtüsü ile çalışmakta ısrar eden Dr. Zeliha Asiltürk, sabah saatlerinde hastalarını muayene ettiği sırada görevinden alındı. Dr. Zeliha Asiltürk’ün poliklinikte muayene odasının önüne gelen Köroğlu Devlet Hastanesi Başhemşire Yardımcısı Meral Köse, sıra bekleyen hastalara doktorun rahatsızlandığını, başka bir doktora muayene olacaklarını söyledi. Sıra bekleyen bazı hastalar, bu öneriye tepki gösterdi. Hastaların başka bir doktora yönlendirilmesi ardından Başhekim Dr. Hüseyin İka, Dr. Zeliha Asiltürk’ün odasına giderek görevinden alındığını açıkladı. Dr. Hüseyin İka’nın yaklaşık 10 dakika sonra odadan çıkmasının ardından, Dr. Zeliha Asiltürk odasından çıkarak hastaneden ayrıldı.
Hastanede görevli Dr. Zeliha Asiltürk’e türbanla çalışmaması konusunda uyarıda bulunulduğunu ve soruşturma açıldığını belirten Bolu İl Sağlık Müdürü Dursun Koç, "Doktorumuza ilk etapta yıllık izin verdik. Daha sonrasında da bizimle çalışmayacak" dedi.
Başıörtülü olarak okuyamayan ve çalışamayan kadınların Türkiye'de adeta ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulduğunun bir örneği olarak görebileceğimiz bu olayın iktidara başörtüsü sorununu çözeceğiz diye gelenleri ilgilendirip ilgilendirmediği ise merak konusu!
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
İktidardakiler her daim kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmişlerdir ve edeceklerdir!..Yazıklar olsun!..

Batı, Batı der çırpınırlar,
Batı tükürük hokkasında...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Başörtülü öğrenciyi Tüpraş'a sokmadılar!

images


Ödev için arkadaşlarıyla birlikte Tüpraş tesislerine giden başörtülü üniversite son sınıf öğrencisi Ahsen Akbulut burada şoke oldu

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi Ahsen Akbulut, ödev için arkadaşları ile randevu alarak gittikleri Tüpraş tesislerine başörtüsünden dolayı alınmadı. Tüpraş, öğrencinin güvenlik gerekçesi ile kuruma alınmadığını iddia etti.
SAÜ Mühendislik Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatem Akbulut'un kızı olan Ahsen Akbuluk, eğitim gezisi için gittiği Tüpraş'a başörtüsünden dolayı alınmadı. Akbulut, bir ödev kapsamında araştırma yapmak için Tüpraş'a gittiklerini söyledi.
BAŞIMI AÇARSAM GİREBİLECEĞİMİ SÖYLEDİLER
Gezi öncesinde mail yoluyla randevu aldıklarını ve taleplerinin kabul edildiğini kaydeden Akbulut; "Ödevimiz için gittik. Girişte problem yaşadım. Başörtüsü ile içeri kabul edemeyeceklerini söylediler. Üç arkadaşla beraber gitmiştik. Onların başı açık olduğu için her hangi bir problem olmadı. Ama girişte güvenlik gerekçesiyle kapalı bayanları kabul etmediklerini söylediler. Başımı açarsam girebileceğimi söylediler. Tabi böyle bir şey yapmayacağım için geri döndüm" dedi.
OTURUP KADERİMİZE RAZI OLALIM İSTEMİYORUM
Yaşadığı olayın kendisini çok üzdüğünü anlatan Akbulut, "Bir şeylerin aşıldığını düşünüp tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamak hoş bir şey değil. Evden çıkarken aklıma gelmişti. Acaba olabilir mi? diye. Ama oluyormuş. Oturup kaderimize razı olalım istemiyorum. Cumhurbaşkanlığı'na, Başbakanlığa mail atıp durumu bildireceğiz." şeklinde konuştu.
Genç kızın babası Prof. Dr. Hatem Akbulut ise kızının bir sanayi tesisinde böyle bir şey yaşayacağının aklına bile gelmediğini belirtiyor. Eğitimin kutsal bir hak olduğunu anlatan Akbulut, eğitimin sadece okullarda verilmediğini kızının oraya eğitim almak amacıyla gittiğini dile getirdi. Olay sonrası tesisin insan kaynakları müdürü ile görüştüğünü ifade eden Akbulut; "Bana kurumun devlette olduğu dönemde de böyle bir anlayışın olduğunu söylediler. Başörtülülerin içeri alınmadığını, çalıştırılmadığını, aynı geleneği kendilerinin de takip ettiğini ve birazda güvenlik nedeniyle başörtülüleri içeri almadıklarını ifade ettiler. Doğrusu bunu da çok fazla anlayamadım. Bu ülkenin başörtülülerine ne denmek isteniyor?" diye konuştu.
images

KAPALI İNSANLARA ÜRÜN SATAN BU KURULUŞLAR KAPALI İNSANLARI AŞAĞILIYOR
Türkiye'nin lider kuruluşlarından birisinin gençlere bu şekilde ayrımcılık yapıp, bilhassa kalbine, yüreğine nefret ve kin tohumları ekmesini kamuoyunun takdirine bıraktığını söyleyen Akbulut; sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok üzücü doğrusu. Kızımın aklına gelmiş belki ama benim aklıma hiç bir şekilde gelmedi. Kızımın beraber gittiği arkadaşları tanıyorum. Onlar da bizim kızımız. Evde aynı ortamı paylaşıp beraber ders çalışırlar. Bizim aklımıza böyle bir ayrımcılık bugüne kadar gelmemiştir. Türkiye'nin lider kuruluşlarından birisinin gençlere böyle bir ayrımcılık yapması kabullenilecek bir şey değil. Bunun ilerisini mutlaka araştıracağız. Toplumu bilgilendireceğiz. Gerekli başvurularımızı yapacağız. Bizim topraklarımızda kapalı insanlara ürün satan bu kuruluşların kapalı insanları ne kadar aşağıladığını bütün halkımızla paylaşmak niyetindeyiz. Bizim ekonomimize yön vermeye çalışanların hangi aşamada olduklarını, ne kadar ayrımcı olduklarını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. "
Akbulut, konuyu Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM İnsan Hakları Komisyonu ve sivil toplum kuruluşları ile paylaşacaklarını bildirdi.
"SAĞA SOLA TAKILABİLECEK KIYAFET" GEREKÇESİ
Tüpraş Kurumsal İletişim yetkilileri ise öğrencinin içeri alınmamasının tamamen güvenlik amaçlı olduğunu belirtti. Bütün topluluk şirketlerinde böyle bir uygulamanın olduğunu ifade eden yetkililer şunları söyledi: "Rafineri sahasına aldığımız tüm kişilerde iş güvenliği ve teknik emniyet gereği başörtüsü gibi sağa sola takılabilecek kıyafetlerle içeri kimseyi sokamıyoruz. Tamamen güvenlik amacıyla. Öğrenci bu nedenle içeri alınmamıştır. Rafineri sahası içerisinde cep telefonuyla konuşmamaktan tutun yakaların açık dolaşılmamasına kadar bir takım kurallarımız vardır. Her hangi bir ekipmana takılma olasılığı söz konusudur. Son derece titiz uygulanan emniyet ve çevre kurallarımız var."
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Fransa'da Müslüman Kadınlar Gözaltına Alındı!

images


Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 'Laik Cumhuriyette burkanın yeri yoktur' diyerek yasakladığı çarşafa ilişkin yasa bugün yürürlüğe giriyor.

Avrupa’dan bir çok İslamcı grubun Paris’te yasağa karşı düzenlediği gösteriye polis müdahale etti. Paris valiliğinin kamu düzenini tehdit edeceği ‘gerekçesiyle izin vermemesine rağmen gösteri yapmak isteyen aralarında çarşaflı kadınların da bulunduğu 61 kişi tutuklandı. Fransız emniyeti gösteri başlamadan 59 kişiyi Nation meydanında, Londra ve Brüksel’den gelmekte olan 2 kişiyi de havalanında gözaltına aldı.
Kamusal alanda yüz açık olacak
Fransa İçişleri Bakanlığı’nın büyük dikkatle uygulamaya hazırlandığı yasa kamusal alanda yüzün kapatılmasını yasaklıyor. Yasaya göre, burka ve kara çarşaf parklarda, tren ve otobüs duraklarında, alışveriş merkezlerinde, okullarda, belediyelerde ve tüm kamusal binalarda yasak olacak. Tüm valiliklere konuyla ilgili genelge gönderen İçişleri Bakanı Claude Gueant, güvenlik görevlilerine, konuyla ilgili tüm provokasyonlardan uzak durmaları uyarısında bulundu.
Ağır cezalar var
Polis, çarşaflı bir kadını tespit ettiği durumda kesinlikle çarşafı açtırmak gibi bir girişimde bulunmayacak.
Polis, kimlik kontrolleri sırasında memurun yüzün açılmasını isteme hakkı olduğunu belirtecek ve yüzünü kendi açmaması halinde karakola sevkedecek.
Uyarıya rağmen yasağa uymayanlar 150 Euro ceza ödeyecek, suçu tekrar edenler vatandaşlık stajına gidecek.
Yasayla, eşine zorlaçarşaf giydiren eşe de 1 yıla kadar hapis ve 30 bin Euro da para cezası verilmesi öngörülüyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
images

images

Hasta Kadına Çarşaf Sorgusu!

images


Çarşaflı kadın, tedavi için gittiği hastanede hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaştı. 4 çocuk annesi, çarşaf sorgusuna çekildi


İstanbul Üniversitesi Kardiyolojı Enstitüsüne, kalbinden muayene olmak için giden 4 çocuk annesi 46 yaşındaki kadının, EKG çektirmek için girdiği odadaki görevli kadın tarafından çarşaf sorgusuna çekildiği ortaya çıktı. Çarşaf giydiği için hastaya ilgisiz ve tepkili davranan hastane personelinin, hastayı eline belgelerini tutuşturup gönderdiği iddia edildi.

Başbakan Erdoğan'ın "kızının başörtülü olduğu için ABD'ye vize başvurusunun kabul edilmediğini" açıkladığı gün benzer bir kılık-kıyafet ayrımcılığının da Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal'ın tedavisi sürecinde medyada gündeme gelen İstanbul Üniversitesi Kardiyolojı Enstitüsü'nde yaşandığı ortaya çıktı.

HASTANE GÖREVLİSİNDEN HASTAYA ÇARŞAF SORGUSU

Haber 7'de yer alan habere göre, astım-boranşit ve kemik ağrıları olan ve aile hekimi tarafından kalbinden muayene olması istenen Aysel S. dün sabah saatlerinde tedavisini yaptırmak için eşi ve oğlu ile İstanbul Üniversitesi Kardiyolojı Enstitüsüne gitti.

Acilde kaydı yapılan Aysel S. görevliler tarafından EKG çekilmesi gerektiği söylenilerek yönlendirdi.

İddiaya göre; EKG odasında 45-50 yaşlarında kadın görevli tarafından tavırlı bakışlarla karşılanan hasta, "niye çarşaf giyiyorsun" sorgusuna çekildi.

Hastaneye tedavisini yaptırmak için giden ancak hastane görevlisi tarafından çarşaf sorgusuna çekilen Aysel S'nin oğlu M. Fatih S. hastanedeki hastayı rencide eden kılık kıyafet sorgusunu şöyle anlattı:

"EKG odasına gittiğimizde 45-50 yaşında bir kadın görevli vardı. Sıranın bize gelmesini bekliyorduk. Kadının normal olmayan tavırlı bakışları hepimizin dikkatini çekti.

Odaya 2 genç bayan girdi ve görevli kadın annemin EKG çekimi için sedyeye uzanmasını isterken, babamla benim dışarıda beklememizi söyledi.

Biz çıktıktan belli bir müddet sonra annem "sana ne be kadın manyak mıdır nedir" diyerek dışarı çıktı. İlk sorduğumuzda net bir cevap vermedi biz de pek konunun üzerinde durmadık.

Doktor muayenesinin ardından eve dönüş yolunda annem konuyu anlattı:

DİNDE ÇARŞAF YOKTUR TEPKİSİ!

Görevli kadın, anneme "neden çarşaf giyiniyorsun" diye sormuş. Annem de doğal olarak "dini inancımın gereği olarak düşündüğüm için" cevabını veriyor. Daha sonra görevli kadın dinde böyle bir şey olmadıgını söylüyor.

Annem kadına Kur'an-ı Kerim okumayı bilip bilmediğini soruyor ve Kuran'daki ilgili ayetten bahsediyor. Allah bize 2 yol göstermiş ben istediğimden giderim sen de istediğinden ben sana karışıyormuyum.

İkili arasında aralarında örtunursun-örtunmezsın diyalogu hastanın "bak hanım senin burada çarşaf tartışması yapmaya hakkın yok, sen işine bak" sözüyle iyice sinirlenen hastane görevlisi, hasta kadını azarlayıp "al şu raporunu (EKG) çık buradan" deyip odadan kovar gibi göndermış."

Olayı aktaran hastanın oğlu M. Fatih S., hastane ve EKG çekilen odadaki dağınıklık ve hastalara ait olduğu tahmin edilen dosyaların yerlerde dolaşmasının dikkatlerinden kaçmadığını söylüyor, "İlgisizlik ve ayrımcı tavırlar ise işin apayrı bir yönü" diyor.

Hastanın ailesinin konu ile ilgili kliniğin bağlı bulunduğu İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet'e de bir şikayet başvurusunda bulunacağı öğrenildi.

 

recep__kita

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Nis 2011
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Günah değilmi başörtülü birinin doktorluk yapması kadının yeri evi değil midir Kadınlar yok kendi paranı kazan yok özgür ol diye böyle imansızlıklara sokmak haramdır en büyük yanlış Müslüman bir kadının çalışmasıdır
Bolu'da Başörtülü doktor görevden alındı
images



Bolu Köroğlu Devlet Hastanesinde 15 gün önce göreve başlayan dahiliye uzmanı Dr. Zeliha Asiltürk, görevli olduğu hastaneden uyarı ve ikazlara rağmen başörtüsünü çıkarmayınca resmen kovuldu

Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden, Bolu Köroğlu Devlet Hastanesi’ne tayin edilen Dr. Zeliha Asiltürk, 15 gün önce görevine başladı. Dahiliye polikliniğinde başörtülü olarak hastaları muayene eden Dr. Zeliha Asiltürk, türbanlı çalışmaması konusunda hastane yönetimi tarafından uyarıldı. BAŞÖRTÜSÜ ile çalışmaya devam eden Dr. Zeliha Asiltürk hakkında soruşturma açıldı.
15 gün boyunca hastanede başörtüsü ile çalışmakta ısrar eden Dr. Zeliha Asiltürk, sabah saatlerinde hastalarını muayene ettiği sırada görevinden alındı. Dr. Zeliha Asiltürk’ün poliklinikte muayene odasının önüne gelen Köroğlu Devlet Hastanesi Başhemşire Yardımcısı Meral Köse, sıra bekleyen hastalara doktorun rahatsızlandığını, başka bir doktora muayene olacaklarını söyledi. Sıra bekleyen bazı hastalar, bu öneriye tepki gösterdi. Hastaların başka bir doktora yönlendirilmesi ardından Başhekim Dr. Hüseyin İka, Dr. Zeliha Asiltürk’ün odasına giderek görevinden alındığını açıkladı. Dr. Hüseyin İka’nın yaklaşık 10 dakika sonra odadan çıkmasının ardından, Dr. Zeliha Asiltürk odasından çıkarak hastaneden ayrıldı.
Hastanede görevli Dr. Zeliha Asiltürk’e türbanla çalışmaması konusunda uyarıda bulunulduğunu ve soruşturma açıldığını belirten Bolu İl Sağlık Müdürü Dursun Koç, "Doktorumuza ilk etapta yıllık izin verdik. Daha sonrasında da bizimle çalışmayacak" dedi.
Başıörtülü olarak okuyamayan ve çalışamayan kadınların Türkiye'de adeta ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulduğunun bir örneği olarak görebileceğimiz bu olayın iktidara başörtüsü sorununu çözeceğiz diye gelenleri ilgilendirip ilgilendirmediği ise merak konusu!
 

osiko123

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Mar 2011
Mesajlar
104
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
23
yok artık:a13::a13:eek:nların :a43::a43::a43::a43:
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt