Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yürekçe (2 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Seni zaman zaman karşıma alacağım.
Sevdiğim biri gibi sesleneceğim sana.Belki bir çocuk olacak(sın) karşımda.
Darılma, alınma, kırılma, kaçma lütfen!
Nereye kaçacaksın ki?

Kaçmak ne kötü insanın kendisinden!
Ne kötü, aynadaki kendimizi gör(e)memek!
Bu gelecek sözler sana ayna olsun:
Kendi işini kendin yap.
İçinden geldiği gibi davran.

Büyüklenme; küçülürsün.
Büyüksen (zaten) büyüklenmezsin.
Başın dik olsun, ama dik başlı olma.
Başın dik olsun.
Sadece ve sadece her şeyin sahibine eğil.
Ötesini geç.
Kendine bir büyük seçersen eğilmen Tek'e düşer.
Ayrıcalık isteme.

Kendini biraz da başkasının
(karşıdakinin) yerine (yanına) koy da öyle karar(lar) al.
Her şeyin güzel bir yönünü ''bir ucundan'' yakalamaya çalış.
Sen istersen bir güzellik bulursun her şey de;
kalbsin bir kere.

Kalb, güzel(likler)i görmeye ayarlı verilmiş elimize.
İnsan gibi insanların farkında ol.
Tut ellerinden onların.

Gözlerinin içinden sana uzanan o ince yolda
bak ki neler göreceksin!
Neler mi göreceksin?
Ne bileyim ben!
Bunlar senin gözlerin.
Ben sadece parantez açıyorum, kapı aralıyorum.
Ötesi sana ait.

Sen kendini bilirsin.
Yeter ki kalb gözün açık olsun.
Her dalgaya kapılma.
Çoğu hışırtılı, kışırlı (kabuklu).
Dikkat etmelisin.
Bastığın yeri bil.
Baktığın yeri gör.
Sen önemlisin.
Önemlisin.
Kendini bilmek (bulmak) kendine
Kendin bilirsin.

Ali Hakkoymaz
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Adı koyulmamış hiçbir şeyin gerçek anlamda var olduğuna ikna olamayan bir kalbin sahibiydim ben. Hayata kelimelerle hükmeden biriydim ben.Var olanla yok olan arasında fark bir isim. Onunla başlayan hayatımı, onun ismini bilmekle başlamak istedim.

Varlığına dair, nefti gölgeli bir tütsü-buhur dükkanında, bana gösterdiklerinin dışında, hiçbir bilgiye sahip değilken sevmiştim onu. Başka bir şeyi değil, ateşe düşeceği ana kadar hiçbir şeyi merak etmeyerek sevmeyi bilen kalbimin bütün sükûnetiyle sadece onun ismini merak ettim ben.


Gülün önce ilahi muhayyilede adının koyulduğunu, manasının sonradan yaratıldığını, bu dünyadaki suretinin ise en sonra geldiğini kavradığında imanı tamamlanan biriydim ben. Bunun başka yolunun olmadığını aklıma ancak böyle kabul ettirebilmiştim ben .Kolay olmamıştı ama yolculuğun suretten manaya doğru olduğunu öğrenmiştim ben.


Böyle zamanlarda sıkışan ruh belli ki ne ileri ne geri gidebilince, ya düşer ya yükselirdi. Belli ki böyle zamanlarda aşk, sırtından kanlı bir gömleği sıyırıp da atar gibi gözden çıkararak geçmişi, ileri doğru yürümekti. Aşkın kalbe indiği makama doğru yükselmekti. Böyle zamanlarda aşık, kendisine görüntü veren sevgilinin aşkıyla mutlak olanın aşkı arasında bir bağlantı kurunca, Sevgilinin ismiyle O'nun ismi arasındaki binlerce ismi yol, durak, menzil, aşmayı başarınca.

Belli ki bu yükselmeyi başaran âşıkın gönlüne; muazzam yangınlardan sonra başlayan bir yağmur, lanetlenmiş kavimleri yok eden ve dinmek bilmeyen rüzgarları kesen bir yağmur, denizin yüzünden gökyüzünün katlarına yükselen şiddetli hortumları bölen bir yağmur gibi, serinlik ve selamet dökülüverirdi. Ama ben, bu kemter kul.Yapamadım. Eşiğin bir adı da acıydı, aşamadım. Ödünç aldığı ışığın safiyetini kaybedince kayboldu aşkımın masumiyeti. Keşke aşkı saf olmayana da rıza olarak tanımlasaydım.


. . Aklımla kalbimin, hâlimle sözümün, teslimiyetimle ve vehmimin arasında kaldım ben. Aklımı gösteren ismimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben. Aynı anda iki şey olunamadığı için aşkın saltanatında, o uçurumda yitirdim ben..


Nazan Bekiroğlu.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
f917ea9726b151b83120a71be3891281_1270042361.jpg


El...vereni var; alanı var.Kimisi karıştırır; kimisi düzeltir.
Duaya duranı var; bedduaya duranı...
Yumruk olanı var; baş okşayanı...
Her işe koşanı var; her işten kaçanı...
"Hep bana!" diyeni var; al sana diyeni...
Elleriniz hangi ellerden?


Hayırlı bir kişinin eli olmaktır her elin istediği; ama...
sahibi "el" olup gidince... eller ne yapsın!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
26lq4.jpg


Kesme nevanı,

İçine salsalar da keder
Kırılsa gönül medd ü cezr ile,

Hepsi geçer…
Hepsi geçer…


Şirazi
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
26413_1393517526072_1476199407_30999982_7461425_n.jpg


Eskiden yeterdim kendime
Artardım bile
Şimdi ne yapsam nafile!..

Ve
Kim demiş "can eskimez" diye
Bu can tedirgin tende
Can da eskimiş
Bende
. . .

Bedri Rahmi Eyüboğlu
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Aradığımı bulamıyorum diye üzülme ...Bu dünyada "aramanın kendisi " bir çokları için arayıpta bulunamayacak bir hazinedir.

Senai Demirci - Can Kırığı
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Her yokuşun bir inişi ve her zorluğun bir çözümü vardır
Aziz dost !
Zorluklar karşısında ümitsizliğe kapılma
çünkü her şeyin bir sırası vardır.
Açlıktan sonra tokluk uykusuzluktan sonra uyku
hastalıktan sonra sağlık vardır!..

Elbette ki;
Sefere çıkan bir gün dönecek uzakta olan gelecek kaybolan bulunacak.
Ve karanlık bir gün aydınlıkla son bulacaktır...

Çünkü; Her yokuşun bir inişi her zorluğun bir çözümü vardır!..

Aziz dost !..
Müjdeler olsun; geceyi kovalayan bir gündüz var karanlığı kovalayan..
Dağların tepelerin üzerinde derelerin vadilerin arasında beliren bir ışık var !..

Müjdeler olsun; Sıkıntıdan sonra gelen onu unutturan
Belki yarından daha yakın olan bir ferahlık var !..

Çünkü; Her yokuşun bir inişi her zorluğun bir çözümü vardır!..

Uçsuz bucaksız çölü ve engin denizleri görürsen bilki;
Onun ötesinde kıyısında yeşil vâhalar... şırıl şırıl akan sular vardır!..

Sürekli çekilen bir ipi görürsen bil ki;
Bir gün gelecek o ip kopacaktır !..

Çünkü; her göz yaşından sonra bir gülümseme
her korkudan sonra bir güven
ve her ürkeklikten sonra bir durulma vardır !..

Aziz dost !..
Tarihin derinliklerine dön ve unutma;
ateş bile Hz. İbrahim’i yakmamış…
Çünkü ilâhî kudret ona bir serinleme penceresi açmıştı!..
Ateş onu yakacağı yerde onu serinletmişti!..
Deniz bile Hz. Mûsâ’yı ve beraberindekileri boğmamış…
Çünkü ilâhî güç onları yalnız bırakmamıştı !..

Yılan bile azılı düşmanlar bile
Sevgili Rasule ve mağara arkadaşına zarar vermemiş…

Çünkü; “korkma Allah bizimle beraberdir” inancı
Onların tek güvencesi olmuştu !..

İnsan vardır; zamanın kölesi olmuş..
Sıkıntıdan uğursuzluktan başka bir şey göremez olmuş…
Çünkü o yalnız odanın duvarlarına ya da evin kapısına bakmıştır…

Oysa; duvarların ötesine bakıverse... Surların dışını düşünebilse...
Görebilse... “Gün doğmadan neler doğar”ı kavrayabilse;
zindan bile onun için bahar olur.

Çünkü o zaman bilir ki;
her yokuşun bir inişi her zorluğun bir çözümü vardır!..

Şu halde aziz dost !..
Sıkıntıların arasında karanlıkların içinde kendi kendini hapsetme !..
İçinde bulunduğun zor ortama kendi kendini mahkum etme !..
Günler geçicidir zaman değişkendir.Geceler hep gündüzlere gebedir.
Gelecek ise gizlidir. Onu bilen ve yöneten yüce Allah vardır!..
Ola ki yakında O Mutlu bir ortam yaratacaktır.

Çünkü inanmalısın ki;
her yokuşun bir inişi ve her zorluğun bir çözümü vardır !

iktibas
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ben, sana; “kırılmamak için” beklerim! ..
Ben, sana; “gücenmemek için” beklerim! ..
Ben, senden her gelene; “can-baş üstüne” derim! ..
.....
Anlatabiliyor muyum? ..
§
Sen, içimde isen;
“Ben”sin artık! ..
.....
Değil mi? ..
§
Bir şeftali yediğin zaman, yahut bir elma... Veya bir kek, çikolatalı... Ya da bir meyveli pasta...
Ne farkeder, aynı değil mi hepsi? ..
Yani, sen...
Bana dahil olduğun zaman... Güzelliklerin bende kalırken, varsa eğer bünyeme fazla gelen onlar atılıyorlar benden! ..
§
Sen, gönlüme dolmuşsan ve artık bende bir ben olmuşsan... Yani bendeysen eğer; sana kırılmak, en son gelir hatırıma...
Derim ki;
Artık büyüdüm çünkü, bir de o var içimde...
§
Gönlüm, kucaklamışsa onu... Nasıl olur da; ne gelirse “can”dan, “cânüstüne” bilinmez? ..
Nasıl hazır beklenir;
Kırılmak, ve gücenmek ve öfkelenmek için? ..
§
Ve sen;
Zihnimdeysen, ve aklımdaysan, ve kalbimdeysen...
İçimdeysen...
Bende isen yani;
Nasıl “ben” olmazsın ki? ..
§
Ve ben, nasıl olur da “ben”i;
Bir “başkası” bilirim? ..
§
Ben, sana; “kırılmamak için” beklerim! ..
Ben, sana; “gücenmemek için” beklerim! ..
Ben, senden her gelene; “can-baş üstüne” derim! ..

Muammer Erkul
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
16791277820070104.jpg



Öyle bir kaybolsa ki yollarım, kaybolanı nerede bulacağıma dair ufak bir fikrin sahibi olduğumda yaşım otuz üçü bulmuş olsa. O kadar çok yollarda o kadar çok vakit kaybettiğimden mi? Kedimi bir o yana bir bu yana vurup durduğumdan, bir türlü karar tutturamadığımdan mı? Erken bir fark edişin bilinci neden bu kadar geç kalmış olsa, hiç anlamasam.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
Esselam...
Güzel bir paylaşım,
Emeğine sağlık olsun
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
nettenfotolar44ma5qh5.jpg


Kim sevecek bu küçücük serçeyi?


Uzun yoldan gelmiş ve yorgun.


“Ben değil” dedi koca meşe.
“Ben dallarımı onun yuvasıyla paylaşmayacağım
ve yapraklarımın örtüsü onun üşümüş göğsünü ısıtmayacak.”


Kim sevecek bu küçücük serçeyi,
Kim söyleyecek tatlı bir söz?


“Ben değil” dedi kuğu.
“Saçma bir fikir bu
diğer kuğular duysa gülüp alay eder be!”


Kalbi acıma hissiyle dolu,
kim açlıktan ölen bu serçeyi besleyecek?


“Ben değil” dedi altın başak.
“Yapabilseydim keşke ama olmaz!
Büyümek ve gelişmek için güçlü olmalıyım.”


Kim sevecek şu küçük serçeyi,
kimse yazmayacak mı ona bir ağıt?


“Ben yazarım” dedi kara toprak.
“Tüm benden olanlar bana geri döner,
çamurdan yaratıldınız ve
gene çamur olacaksınız sonunda.”
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Son bir sermayemiz kalsaydı hayat için, son bir fırsat, son bir yaprak..
Savurabilir miydik diğer fırsatları savurduğumuz gibi sağa sola..
Vazgeçebilir miydik fütursuzca ondan da..
Son günün denseydi, son şans
Nasıl himaye eder, nasıl korurduk onu, neyle kıymetlendirirdik, nelere değişebilirdik?..

Ama gelmedi henüz son fırsat, daha çook yaprak var,
sermaye de çok, hakkım da çook diyen umarsız benliğe sormalı..

Ya bu elindeki son fırsatsa, son sermaye, son hafta belki son 'an'sa..

Ne yapmalı onu?..
Nerelere saklamalı?..
Nasıl bir heyecanla harcamalı?..
Nasıl sonsuzlaştırmalı?...
R.Nazik Kaya
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
31294_124374824258999_100000594453507_211140_7928628_n.jpg


Bir şey yap...


Güzel olsun...


Çok mu zor?

O vakit güzel bir şey söyle...


Dilin mi dönmüyor?


Güzel bir şey gör...



Veya; güzel bir şey yaz.



Beceremez misin?



Öyleyse güzel bir şeye başla...



Ama hep güzel şeyler olsun.



Çünkü:



HER İNSAN ÖLECEK YAŞTA...



Geç kalmayasın!






(Şems-Tebrizi)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Kapattık bazı kapıları dostlar…

kör bir kilit vurduk üzerlerine..

Şimdi açılırlar mı yeniden, en tılsımlı sözleri söylesek?..
...
Yahut yeni kapılar açsak, kaybettiklerimizin peşine düşsek..

Kör kilitli kapıları açmak gerek dostlar..

Biraz cesaret gerek belki..

Gerçeklerle yüzleşmeye cesaret, gerçekleri kabullenmeye cesaret..

Ve gayret, ve gayret…
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
34178_423550848768_715508768_4459547_5546724_s.jpg


Bilirim Züleyha'nın yükü ağır,
lâkin Yusuf'un gömleğine mi biçilsin bunca kahır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt