Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yıdızlar dökülecek dağlar yürütülecek (3 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: "Bu da emeldir" dedi ve ilâve etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir."

Buhârî, Rikak 4; Tirmizî, Zühd 25, (2335); İbnu Mâce, Zühd 27, (4232).

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır."

Buhârî Rikak 4; Tirmizî, Da'vât 113, (3545), Zühd 23 (2332); İbnu Mâce, Zühd 27, (4236), Metin Buhârî'den alınmıştır.

Tirmizî'nin metni şu şekildedir: "Ümmetimin vasatî ömrü 60-70 yaş arasıdır. Allah, kime ömründe 40'ına kadar mühlet verdi ise, ondan özrü kaldırmıştır."

İbnu Ömer (radıyallahu anh) hazretleri şöyle diyordu: "Akşama erdinmi, sabahı bekleme, sabaha erdinmi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap."

Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25, (2334).
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
tevhiteri

tevhiteri

نعىمة;576890' Alıntı:
AMİN , TEŞEKKÜR EDERİM.
ALLAH ÖLMEDEN ÖNCE UYANMAYI NASİB EYLESİN
ÖLDÜKTEN SONRA UYANMANIN FAYDASI OLMAZ

''HESABA ÇEKİLMEDEN ÖNCE NEFSİNİZİ HESABA ÇEKİNİZ''
HZ.MUHAMMED (SAV)
sa..bir şeyler biliyorsun ama sonucu getiremiyorsun.
insanlar ölmeden uyanmazlarki...
ölmeden evvel ölünüz diyor resullullah...ölü gibi olursanız uyanıyorsunuz.
yoksa herşeyi kendinde toplamış.yaşayan insan uyanmaz...a.e.o
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
uyanmak demek gafletten uyanmak.nasıl ? Allahı zikretmekle, "biz Allahtan ve yine Ona döneceğiz" diyerek hazırlık yapmakla.
Kuranda zikirden uzak kalmışlara "yaşayan ölüler" deniliyor.
Allah için yaşayıp Allah için can verenlere :"Allah yolunda öldürülenlere emvat/ölüler demeyin onlar diridirler lakin idrak edemezsiniz.
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
Allah Razi Olsun Guzel Ifade Edilmiş
Her An Olcekmiş Gibi Yaşamaliyiz
Olumu Duşunmeliyiz Ki Davranişlarimizda Hatadan Sakinmaliyiz
Bize Rabbimin Verdiği Herşeye şükretmeliyiz Ve Verdiklerini Doğru Yolda Kullanmaliyiz

Allaha Emanet Olun
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Allah Razi Olsun Guzel Ifade Edilmiş
Her An Olcekmiş Gibi Yaşamaliyiz
Olumu Duşunmeliyiz Ki Davranişlarimizda Hatadan Sakinmaliyiz
Bize Rabbimin Verdiği Herşeye şükretmeliyiz Ve Verdiklerini Doğru Yolda Kullanmaliyiz

Allaha Emanet Olun

çünkü ne zaman öleceğimiz belli değil. "la yadri nefsun fi eyyi ardın tamut"
"nefis hangi yerde öleceğini idrak edemez" sonra yaptığımız her şeyden hesaba çekiliriz. "beni geri dünyaya gönder, hayırlı işler yapacağım" diyecek fasıklar ama nafile.

dünya hayatı büyük bir sermaye karşılığında ya ebedi cennet ya ebedi cehennem kazanıyor insan.
 

tevhiteri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
364
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
65
tevhiteri

tevhiteri

نعىمة;583530' Alıntı:
uyanmak demek gafletten uyanmak.nasıl ? Allahı zikretmekle, "biz Allahtan ve yine Ona döneceğiz" diyerek hazırlık yapmakla.
Kuranda zikirden uzak kalmışlara "yaşayan ölüler" deniliyor.
Allah için yaşayıp Allah için can verenlere :"Allah yolunda öldürülenlere emvat/ölüler demeyin onlar diridirler lakin idrak edemezsiniz.
sa.sizin biraz tasavvufa merakınız olduğu için söyleyecegim...
önce allahın bize verdiklerinin.allahın oldugunu bilecegiz.
bunlar nedir..efallimiz hareket ve fiillerimiz
sonra sıfatlarımız[ki bunların hepsi esma-i hüsnadır.
sonra ruh ve canın allahtan oldugunu .bilecegiz.
manada bunları sahibine iade edecegiz ve benlik kalmayacak.geriye baktıgınız da sadece cesediniz kalacak..oda topragın emaneti...
sen yok oldun...
sen cıktın aradan kaldı yaradan..allah ikilikte bilinir..kul ve allah gibi...
birlikte yani tevhidte....vardır..a.e.o
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
sa.sizin biraz tasavvufa merakınız olduğu için söyleyecegim...
önce allahın bize verdiklerinin.allahın oldugunu bilecegiz.
bunlar nedir..efallimiz hareket ve fiillerimiz
sonra sıfatlarımız[ki bunların hepsi esma-i hüsnadır.
sonra ruh ve canın allahtan oldugunu .bilecegiz.
manada bunları sahibine iade edecegiz ve benlik kalmayacak.geriye baktıgınız da sadece cesediniz kalacak..oda topragın emaneti...
sen yok oldun...
sen cıktın aradan kaldı yaradan..allah ikilikte bilinir..kul ve allah gibi...
birlikte yani tevhidte....vardır..a.e.o

HERŞEY ALLAHIN MÜLKÜNDEDİR. EFAL VE HAREKETİMİZ DE BİZ KUL İRADEMİZLE ALLAHIN BİZE VERDİĞİ GÜÇLE VE İZİNLE YAPIYORUZ.
ESMA'UL HUSNA ALLAHINDIR.
İNSAN RESULULLAHA UYMAKLA GÜZEL AHLAK SAHİBİ OLABİLİR.

BENLİK KALMAMASI NE DEMEKTİR? ADEM "YOKLUK DEMEKTİR".
İRADENİ ALLAH İRADESİNE RAM KILMAKLA BENLİK ARADAN ÇIKARILIR.
BUNUN ADI MUHABETULLAHTIR. İNSAN AŞIK OLUNCA KENDİSİ FARKINDA OLMADAN BENLİĞİ ARADAN ÇIKARMAKTADIR. BUNUN İÇİN TOPRAKTA ÇÜRÜMEK LAZIM DEĞİLDİR. HAYATTA İKEN YAPACAKSIN. YOKSA TOPRAKTA HİÇ BOŞ VAKTİN KALMAZ ,AZAB EDERLER.

RESULULLAH (SAV) BUNUN İÇİN "Sizden biri, beni, babasından, evladından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş sayılmaz" BUYURDU.



aşkın pazarında canlar satılır
satarım canımı alan bulunmaz

yunus öldü deyu sala verirler
ölen hayvan imiş aşıklar ölmez
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Bazen niçin yaratıldığımızı unutuyoruz. Bazı şeylerin cevabını kendi mantığımızla, ölçülerimizle verirsek yanılabiliriz. Tarihte böyle olmuştur.

İnsanlar, birtakım kararları kendiliğinden verme durumunda olmuş ve bu kararlar istikametinde amel ettikleri, icraatta bulundukları için de maalesef helak olmuşlardır.
Şimdi günümüzün insanı, aynı kararı, ortada Kur’an–ı Kerim mevcut iken verirse, aynı badireye düşmesi mukadder ve muhakkak olur. Binaenaleyh bu sorunun cevabını biz Kur’an–ı Kerim’e bakarak vereceğiz. Niçin yaratıldık? Neden varız? Bizim bir varoluş sebebimiz var. Hemen Kur’an–ı Kerim’e baktığımız zaman Cenab–ı Hak, "Ben insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım" (Zariyat, 51/ 56) buyuruyor.

Yani insanın dünyaya geliş maksadı, bir başka ifadeyle yaratılış sebebi, insan gibi cinlerin de yaratılmasının esrarı Allah’a kulluktur, ibadettir. Onun için kullukta ne derece ileri giderse insan, o derece kıymetli, ne kadar geri kalırsa o ölçüde insan olmaktan çok uzak olur.

Bu insan çok şeye malik olabilir, zengin olabilir, üstün bir teknik ve teknolojiye sahip olabilir. Ama aydın olamaz. Medeni olamaz.
Medenilik, aydınlık, modernlik, insanın Cenab–ı Hakk’ın vasfettiği sıfatlara kavuşması ile mümkündür. İnsan olmasıyla mümkündür. Peki insan nasıl olunacak? İnsan, insanda mevcut olan vasıfların, hasletlerin öne çıkmasıyla insan olur. Merhametlidir, şefkatlidir, rikkat ehlidir, adaletlidir, izzet sahibidir, iffet sahibidir, haya ehlidir.
Şimdi öyle bir model ki bu, buna baktığınız zaman onun yanında, kurtla koyun bile rahat geçinir. Şayet günümüzün dünyasında adaletsizlikler var ise bu, insan tipinden, kısacası bu Müslüman tipinden dünya mahrum olduğu içindir.
Hz. Ömer’in döneminde Ammar fethediliyor. Hz. Ömer ağlıyor. "Ya Ömer! Senin bayram etmen lazım. Bak Ammar fethedildi. İran düşüyor. Nedir bu halin?" denilince, Hz. Ömer’in (ra) verdiği şu cevaba bakın: "Nasıl ağlamasın bu Ömer? Ömer’in sorumluluğu arttı. Dün Ömer’in tasarruf ettiği saha bu kadardı. Şimdi daha genişledi. O beldede, herhangi bir köyde, bir koyun veya keçi eski, yıkık bir köprüden düşer de, yarın Rûz–i Mahşer’de; ’Ömer’in tasarruf ettiği beldede yapılmayan bir köprüden düşüp bacağımı kırdım. Şimdi hakkımı ondan istiyorum’ derse ben ne cevap vereceğim?"
Ömer bunu düşünüyor. Onun için ağlıyor." İnsanlık budur işte, medenî olmak budur.
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
biz de amin diyoruz. çok dehşetli bir gündür.
hadiste okuğum ,kişi 70 peygamberin işlediği sevabı işlemiş olsa dahi cehennem kükreyince (4 kere kükrer) yürek gırtlağa kadar çıkar ve hayra olan emelleri yok olur.
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Hayat denen karmaşa acısıyla, tatlısıyla akmaya devam ediyor. Geçen günler bazılarına keder, bazılarına sevinç getiriyor. Madem her şey gelip geçici, o zaman ne çok kederlenmeli, ne de çok sevinmeli bir şeylere…
Kimimiz sabır imtihanındayız, kimimiz şükür, kimimiz duygularımızla imtihan ediliyoruz. Böylece kendimizi ve duygularımızı daha iyi tanıma imkanı doğuyor. Duygularımızın ve düşüncelerimizin eylemlerimizi nasıl etkilediğini görüyoruz. Bazı zamanlarda duygularımız mantığımızı aşıyor. İşte bu bizim için bir tehlike arz ediyor.
İnsan kederle de imtihan ediliyor demiştik, bazılarına üzücü gelen olaylara, bazılarının kılı bile kıpırdamıyor. Demek ki bu konuda da bir görecelilik söz konusu.
İnsan yaşadığı müddetçe imtihanlarda. Önemli olan bu imtihanlar sırasında Allah’ı (cc) unutmamak. “Ancak Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz” cümlesini hatırlamak. Her fiilin gerçek failinin O azimüşşan olduğunu hatırdan çıkarmamak. Bundan daha önemli olan bir şey varsa o da Allah–ü Teala’nın muhabbetini kalbimizde taşıyabilmek. Hiç hoşlanmayacağımız olaylarla karşılaşsak bile O’na muhabbet beslemeye devam etmek, kulluğun bir gereği…
Her zaman kul olduğumuzu hatırlamak, iyi kullardan olmamıza yardım edecektir.
Tasavvuf büyükleri derler ki: Allah’ı sevmek, O’nun Resulünü sevmekle başlar. Çünkü Resulullah (sav) mir’atullah’tır. Yani Allah’ın aynasıdır. Kulluğumuz süresince Resulullah’a olan muhabbetimiz bizi muhabbetullah’a taşıyacak olan vasıtadır.
İyi bir kul olmak, Resulullah’a benzeyebilmekle de ilgilidir. Resulullah’a (sav) benzeyiş bizim kulluk yükünü daha kolay kaldırabilmemize yardım edebilir. Böylece her halükarda Allah’tan razı oluruz, sabır, şükür ve kanaat ehli olmamız kolaylaşır.
Resulullah’a olan sevgimiz, bu dünya için yarar sağladığı gibi, öte dünyada da güzellikler çıkaracaktır karşımıza. En basit anlatımla, kulluğumuz kolaylaşacak, tevbe, sabır, şükür, kanaat ve tevekkülümüz artacaktır inşallah. Allah’ım bizleri cennette Efendimize komşu olanlardan eyle.
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
Amin Amin Amin

Ellerinize Sağlik

Imtihan Ediliyoruz Bazilarimizin Cani Yaniyor Uzuluyor Bazilarimizda Umursamaz Oluyor Hayatina Devam Ediyor.inanci Olan Hatalarindan Doleyi Pişmanlik Duyarak Aci Cekiyor Ama Oyle Insanlar Taniyorum Ki Yaptiklarindan Dolayi Hiç Bir Uzuntu Yaşamiyorlar


Acaba Diyordum Ama Simdi Soyle Duşunuyorum

Allah Da O Insanlara Oyle Aci Verecek Ki Onlarda Birgun Tuh Ben Naptim Dicekler Buna Inaniyorum Cunku Hadiste Zerre Kadar Kotuluk Ve Zerre Kadar Iyiliğin Hesabi Sorulacak Diyor....sadece Vakti Var Herşeyin Diye Duşunuyorum.....

Yorumlarinizi Bekliyorum

Eğer Ki Yanlişim Varsa Allah Affetsin Amin
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Amin Amin Amin

Ellerinize Sağlik

Imtihan Ediliyoruz Bazilarimizin Cani Yaniyor Uzuluyor Bazilarimizda Umursamaz Oluyor Hayatina Devam Ediyor.inanci Olan Hatalarindan Doleyi Pişmanlik Duyarak Aci Cekiyor Ama Oyle Insanlar Taniyorum Ki Yaptiklarindan Dolayi Hiç Bir Uzuntu Yaşamiyorlar


Acaba Diyordum Ama Simdi Soyle Duşunuyorum

Allah Da O Insanlara Oyle Aci Verecek Ki Onlarda Birgun Tuh Ben Naptim Dicekler Buna Inaniyorum Cunku Hadiste Zerre Kadar Kotuluk Ve Zerre Kadar Iyiliğin Hesabi Sorulacak Diyor....sadece Vakti Var Herşeyin Diye Duşunuyorum.....

Yorumlarinizi Bekliyorum

Eğer Ki Yanlişim Varsa Allah Affetsin Amin

teşekkür ederim size katılıyorum
insan kendi kendine bazen öyle yalan söylüyor ki bir aldatmaca dünyası kuruyor
bazen gelen musibetler onu ayıktırır. onun için Allah hakkımızda hayırlısını nasib eylesin. dayanamayacak kadar imtihan etmesin. bollukta şükrü darlıkta sabrı nasib eylesin. şüphe yok ki "gerçek hayat ancak ahiret hayatıdır"
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Hz. Huzeyfe ölüm döşeğinde iken şöyle demiştir: "Yâ Rab! Eğer katında fakirlik zenginlikten, hastalık sıhhatten, ölüm yaşamaktan daha sevimliyse ölümü bana kolaylaştır ki sana kavuşayım”

Dünyaya dalan, dünyaya aldanan, şehvetlerine köle olan bir kimsenin kalbi şüphesiz ki ölümün zikrinden gaflet gösterir. Ölümü hatırlamaz.
Kendisine ölüm hatırlatıldığında bunu hoş karşılamadığı gibi ölümden nefret eder. Onlar o kimselerdir ki Allah onların hakkında şöyle buyurmuştur:
“De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm muhakkak sizi bulacaktır! Sonra hem gizliyi hem de aşikârı bilen (Allah’a) döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir.” (Cuma, 8)
Tevbe edene gelince, o kalbinde korkunun kabarması, tövbesinin tamamlanması için ölümü çokça hatırlar. Bazı zamanlar tevbesi tamam olmadan önce kendisini kapıp götürmesinden korktuğu için ölümden hoşlanmaz. O ölümü hoş karşılamamakta mazurdur. Bu durum şu hadisin kapsamına girmez.
“Kim Allah’ın mülakatından hoşlanmazsa, Allah da onu mülakatından hoşlanmaz.”
Hz. Huzeyfe ölüm döşeğinde iken şöyle demiştir:
“Bir dosttur ki fakirlik üzerine geldi. Gelmesinden pişman olan kurtulmasın. Yâ Rab! Eğer katında fakirlik zenginlikten, hastalık sıhhatten, ölüm yaşamaktan daha sevimliyse ölümü bana kolaylaştır ki sana kavuşayım.”
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
ölümün başlangıcı ve gelişi

ölümün başlangıcı ve gelişi

5380 - Ebu Sa'îdi'l-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Lailahe illallah demeyi telkin

edin."

Müslim, Cenâiz 1, 2, (916, 917); Tirmizî, Cenâiz 7, (976); Ebu Dâvud, Cenâiz 20, (3117); Nesâî, Cenâiz 4, (4, 5).

5381 - Ma'kıl İbnu Yesâr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Yâ-sin süresini okuyun."

Ebu Dâvud, Cenâiz 24, (3121); İbnu Mâce, Cenâiz 4, (1448).

5382 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm: "İnsan öldüğü zaman gözleri nasıl belerip kalıyor, görmez misiniz?" buyurmuştu. Cemaat:

"Evet, görüyoruz!" dediler. Bunun üzerine:

"İşte bu, gözünün, nefsini (çıkan ruhunu) takip etmesindendir!" buyurdular."

Müslim, Cenâiz 9, (921).

5383 - Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Ebu Seleme radıyallahu anh'ın yanına girdi. Ebu Seleme'nin gözleri açık kalmıştı; onları kapattı. Sonra:

"Ruh kabzedildi mi göz onu takip eder" buyurdu. Ehlinden bazıları feryad u figân koparmıştı. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Kendinize kötü temennide bulunmayın, hayır dua edin! Çünkü melekler, söylediklerinize âmin derler!" buyurdu. Sonra ilâve etti:

"Allahım, Ebu Seleme'ye mağfiret buyur! Derecesini hidayete erenler arasında yükselt. Arkasında kalanlar arasında ona sen halef ol! Ey âlemlerin Rabbi! Ona da bize de mağfiret buyur! Ona kabrini geniş kıl, orada ona nur ver!"

Müslim, Cenâiz 7, (920); Tirmizî, Cenâiz 7, (977); Ebu Dâvud, Cenâiz 19, 21, (3115, 3118); Nesâî, Cenâiz 3, (4, 5).

5384 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Bir müslüman muhtazar olduğu (can çekişme anına girdiği) zaman rahmet melekleri, beyaz bir ipekle gelirler ve şöyle derler:

"Sen razı ve senden de (Rabbin) razı olarak (şu bedenden) çık. Allah'ın rahmet ve reyhanına ve sana gadabı olmayan Rabbine kavuş."

Bunun üzerine ruh, misk kokusunun en güzeli gibi çıkar. Öyle ki melekler onu birbirlerine verirler, tâ semanın kapısına kadar onu getirirler ve: "Size arzdan gelen bu koku ne kadar güzel!" derler. Sonra onu mü'minlerin ruhlarına getirirler. Onlar, onun gelmesi sebebiyle sizden birinin kaybettiği şeyinin kendisine geldiği zamanki sevincinden daha çok sevinirler. Ona:

"Falanca ne yaptı? Falanca ne yaptı?" diye (dünyadakilerden haber) sorarlar. Melekler:

"Bırakın onu, onda hâla dünyanın tasası var!" derler. Bu gelen (kendisine dünyadan soran ruhlara):

"Falan ölmüştü, yanınıza gelmedi mi?" der. Onlar:

"0, annesine, Hâviye cehennemine götürüldü!" derler. Aleyhissalâtu vesselâm devamla der ki:

"Kâfir muhtazar olduğu vakit, azab melekleri mish (denen kıldan kaba bir elbise) ile gelirler ve şöyle derler:

"Bu cesedden kendin öfkeli, Allah'ın da öfkesini kazanmış olarak çık ve Allah'ın azabına koş!"

Bunun üzerine, cesedden, en kötü bir cîfe kokusuyla çıkar. Melekler onu arzın kapısına getirirler. Orada:

"Bu koku ne de pis!" derler. Sonunda onu kâfir ruhların yanına getirirler."

Nesâî, Cenâiz 9, (3, 8-9).

5385 - Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Mü'min alnının teriyle ölür."

Tirmizî, Cenâiz 10, (982); Nesâî, Cenâiz 5, (4, 6).

5386 - Ubeyd İbnu Halîd es-Sülemî Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ashabından birinden naklen anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ani ölüm, kâfir için gadab-ı ilahî'nin bir yakalamasıdır, mü'min için de bir rahmettir."

Ebu Dâvud, Cenâiz 14, (3110).
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamünaleyküm kardeşim.

mevlam razı olsun.güzel bir konu.

selam ve baki dua ile saygılarımla.
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
selamünaleyküm kardeşim.

mevlam razı olsun.güzel bir konu.

selam ve baki dua ile saygılarımla.

ve aleykum selam. amin cümlemizden. cumanız mubarek olsun.

KABİR AZABI

5456 - Hâni Mevlâ Osmân İbnu Affân radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Osman radıyallahu anh, bir kabrin üzerinde durunca sakalı ıslanıncaya kadar ağlardı. Kendisine: "Cenneti ve cehennemi hatırladığın vakit ağlamıyorsun, fakat kabri hatırlayınca ağlıyorsun!" dediler. Bunun üzerine: "Çünkü Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söylediğini işittim:

"Kabir, ahiret menzillerinin birinci menzilidir. Kişi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydır. Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha şediddir."

Hz. Osman devamla Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şu sözünü de nakletti:

"(Ahiret âleminden gördüğüm) manzaraların hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü değildi!"

Rezin şu ziyadeyi kaydetti: "Hâni der ki: "Hz. Osman radıyallahu anh'ın şu beyti irşad ettiğini işittim:

"Eğer ondan necat buldunsa, büyük musibetten kurtuldun, Aksi halde senin kurtulacağını hayal etmem."

Tirmizi, Zühd 5, (2309).

5457 - Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Şu ayet ininceye kadar kabir azabından şüphelenmeye devam etmiştik. (Meâlen): "Sayınızın çokluğuyla övünmek sizi oyaladı. Öyle ki, kabirleri ziyaret ettiniz."

Tirmizi, Tefsir Tekâsür, (3352).

5458 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ'nın anlattığına göre, bir yahudi kadın, yanına girdi. Kabir azabından bahsederek:

"Seni kabir azabından Allah korusun!" dedi. Aişe de Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a kabir azabından sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Evet, kabir azabı haktır. Onlar kabirde azap çekerler, onların azabını hayvanlar işitir!" buyurdu. Hz. Aişe der ki:

"Bundan sonra Aleyhissalâtu vesselâm'ı namaz kılıp da, namazında kabir azabından istiaze etmediğini hiç görmedim."

Buhâri; Cenâiz 89; Müslim, Mesâcid 123, (584); Nesâî, Cenâiz 115, (4,104,105).

5459 - İbnu Abbas radıyallahu anhümâ anlatıyor "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün) iki kabre uğradı ve:

"(Bunlarda yatanlar) azab çekiyorlar. Azabları da büyük bir günahtan değil" buyurdular. Sonra sözlerine şöyle devam ettiler:

"Evet! Biri, nemîmede (lâf getirip götürmede) bulunurdu. Diğeri de idrar sıçrantısına karşı korunmazdı." Aleyhissalâtu vesselâm sonra yaş bir hurma dalı istedi, ikiye böldü. Birini birinin üzerine dikti, birini de öbürünün üzerine dikti. Sonra da:

"Belki bunlar yaş kaldıkça azapları hafifler!" buyurdular."

Buhâri, Vudû 55, 56, Cenâiz 82, 89, Edeb 46, 49; Müslim, Tahâret 111, (292); Tirmizi, Tahâret 53, (70); Ebu Dâvud, Tahâret 11, (20, 21); Nesâî, Tahâret 27, (1, 28-30).

5460 - İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Sizden biri ölünce, kendisine akşam ve sabah (cennet veya cehennemdeki) yeri arzedilir. Cennet ehlinden ise, (yeri) cennet ehlinin (yeridir), ateş ehlinden ise (yeri) ateş ehlinin (yeridir). Kendisine:

"Allah seni Kıyamet günü diriltinceye kadar senin yerin işte budur!" denilir."

Buhârî, Cenâiz 90, Bed'ü'l-Halk 8, Rikâk 42; Müslim, Cennet 65, (2866); Muvatta, Cenâiz 47, (1, 239); Tirmizî, Cenâiz 70, (1072); Nesâî, Cenâiz 116, (4, 107).

5461 - Zeyd İbnu Sâbit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bizimle birlikte, Benî Neccâr'a ait bir bahçede bulunduğu sırada bindiği katır, onu aniden saptırdı, nerdeyse (sırtından yere) atacaktı. Karşısında beş veya altı kabir vardı. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Bu kabirlerin sahiplerini bilen var mı?" buyurdular. Bir adam:

"Ben biliyorum!" deyince, Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ne zaman öldüler?" dedi. Adam:

"Şirk devrinde!" deyince Aleyhissalâtu vesselâm;

"Bu ümmet kabirde fitneye maruz kılınacak. Eğer birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydım şahsen işitmekte olduğum kabir azabını size de işittirmesi için Allah'a dua ederdim" buyurdular ve sonra şunları söylediler: "Kabir azabından Allah'a sığının!" Oradakiler:

"Kabir azabından Allah'a sığınırız!" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Cehennem azabından da Allah'a sığının!" dedi

"Cehennem azabından Allah'a sığınırız" dediler.

"Fitnelerin açık ve kapalı olanından Allah'a sığının!" dedi.

"Açık ve kapalı her çeşit fitneden Allah'a sığınırız!" dediler.

"Deccal'ın fitnesinden Allah'a sığının!" buyurdu.

"Deccal'ın fitnesinden Allah'a sığınırız!" dediler."

Müslim, Cennet 67, (2867).

5462 - Ebu Eyyub el-Ensârî radıyallahu anh anlatıyor: "Güneş battıktan sonra, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm çıkmıştı, bir ses işitti: "Bu, kabirlerinde azab çeken yahudiler(in sesidir)!" buyurdular."

Buhâri, Cenâiz 88; Müslim, Cennet 69, (2869); Nesâi, Cenâiz 114, (4, 102).

5463 - Nesâi. Hz. Enes radıyallahu anh'tan naklediyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir kabirden bir ses işitmişti: "Bu ne zaman öldü? (Bileniniz var mı?" buyurdular.

"Cahiliye devrinde!" dediler. Bu cevaba sevindi ve:

"Eğer birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydım kabir azabını size de işittirmesi için dua ederdim" buyurdular."

Müslim, Cennet 68, (2868); Nesâî, Cenâîz 114, (4, 102).

MÜNKER VE NEKİRİN SUALLERİ

5464 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kul kabrine konulup, yakınları da ondan ayrılınca -ki o, geri dönenlerin ayak seslerini işitir- kendisine iki melek gelir. Onu oturtup:

"Muhammed aleyhissalâtu vesselâm denen kimse hakkında ne diyordun?" diye sorarlar. Mü'min kimse bu soruya:

"Şehadet ederim ki, O, Allah'ın kulu ve elçisidir!" diye cevap verir. Ona:

"Cehennemdeki yerine bak! Allah orayı cennette bir mekâna tebdil etti" denilir. (Adam bakar) her ikisini de görür. Allah da ona, kabrinden cennete bakan bir pencere açar. Eğer ölen kâfir ve münafık ise (meleklerin sorusuna):

"(Sorduğunuz zâtı) bilmiyorum. Ben de herkesin söylediğini söylüyordum!" diye cevap verir. Kendisine:

"Anlamadın ve uymadın!" denilir. Sonra kulaklarının arasına demirden bir sopa ile vurulur. (Sopanın acısıyla) öyle bir çığlık atar ki, onu (insan ve cinlerden ibaret olan) iki ağırlık dışında ona yakın olan bütün (kulak sahipleri) işitir."

Buhâri, Cenâiz 68, 87; Müslim, Cennet 70, (2870); Ebu Dâvud, Cenâiz 78, (3231); Nesâi, Cenâiz 110, (4, 97, 98); Tirmizi, Cenâiz 70, (1071) -Ebu Hureyre'den-,

5465 - Yine Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ölüyü, (mezara kadar) üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri baki kalır: Ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle bâki kalır."

Buhâri, Rikâk 42; Müslim, Zühd 5, (2960); Tirmizi, Zühd 46, (2380).

5466 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ölüp de pişman olmayan yoktur, mutlaka herkes nedamet duyar: İyi yolda olan hayrını daha çok artırmadığı için pişman olur, nedamet duyar. Kötü yolda olan da nefsini kötülükten çekip almadığına pişman olur, nedamet duyar."

Tirmizi, Zühd 59, (2405).

5467 - Yine Ebu Hureyre anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Bir insan ölünce üç kişi hariç herkesin ameli kesilir: Sadaka-i câriye (bırakan), veya istifade edilen bir ilim (bırakan) veya kendine dua edecek sâlih evlat (bırakan)."

Müslim, Vasıyyet 14, (1631); Ebu Dâvud, Vesâyâ 10, (2880); Tirmizî, Ahkâm 36, (1376); Nesâî, Vesâya 8, (6, 251).

kUTUBU SİTTE
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Her geçen dakika ölüme yaklaşıyoruz. Mahşer, hesap, mizan bizleri bekliyor. Allah–ü Teala’nın huzurunda hesap vereceğiz, kaçış yok, Allah–ü Teala’nın mülkünden başka mülk yok.
Neyin ardındayız?
Önemli olan bu.
Nereye koşuyoruz?
Dünyanın içindeyiz ve çoğumuz dünyaya koşuyoruz. “Sonunda zehr olan balı nidersin ?” diyor şair. Her dünyalık yanında acıyla geliyor. Kur’an–ı Kerim’de; “Mallarınız ve evlatlarınız sizin için imtihandır” buyruluyor. Malımızı nasıl kazandığımızdan, nereye harcadığımızdan, çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimizden, zamanımızı nasıl harcadığımızdan hesabımız var.
Her geçen dakika ölüme yaklaşıyoruz, halbuki bu dünyadaki rahatımıza ne kadar da düşkünüz. Allah’ı tanımak için geldiğimiz bu denî alemde O’nun zikrinden ne kadar da uzağız. Halbuki O’nu tanımanın yolu çokça anmaktır, bunu biliyoruz.
“Lütfunla bize merhamet eyle aman Allah
Fazlınla bize merhamet eyle aman Allah.”
Allah–ü Teala Kur’an–ı Kerim’inde, O’nu anmak için namaz kılmamızı emrediyor. O zaman demek ki insan Allah’ı anmadan, hakiki manada hatırlayamadan da namaz kılabiliyor. Ne kadar üzücü değil mi . Biz insanlar bu konularda ne kadar fakir ve aciziz.
Bir düşünelim, namaz kılmak için abdest alıyoruz, ”Allahüekber” deyip tekbir alıyoruz, lakin gönlümüz Yüce Divan’da, Huzur’da değil. Demek ki biz kendimizi namaz için yeterince hazırlayamamışız. Namazda dahi Rabbimizi hatırlayamamak…
“Bir garipsin şu dünyada gülme gülme ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin gülme gülme ağla gönül”.
Dünyaya ait dertlerimiz var, ahiret için kaygılarımız var. Asıl hayat ahiret hayatı olduğu için ahiret kaygılarına daha bir önem vermeli. Ölmeden önce ölmeli, hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeliyiz.
Gündemin yükü bir tarafa, kul olmanın dayanılmaz ağırlığı var üzerimizde. Azrail (as) ile bir randevumuz var, her nefeste yaklaştığımız. Allah (cc) bizlere akl–ı selim, kalb–i selim nasib eylesin. Sevdiği ve razı olduğu kullar olarak huzuruna gelebilmeyi nasib eylesin.
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
S.a Guzel Ifade Edilmiş
Ellinize Sağlik
Gunumuzde Medenilikten Cok Uzak Olup Da Ben Medeniyim Diyenler Cok Fazla Ne Yazik Ki
Allah Razi Olsun
Allaha Emanet Olun
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
S.a Guzel Ifade Edilmiş
Ellinize Sağlik
Gunumuzde Medenilikten Cok Uzak Olup Da Ben Medeniyim Diyenler Cok Fazla Ne Yazik Ki
Allah Razi Olsun
Allaha Emanet Olun

as.teşekkür ederim. günümüzde her şey yanlış anlaşılıyor. iman ,islam, insan.. batıl ile hak , haram ile helal sınırını silmek isteyenler var.
kabir azabı ne acı bir şey Allah o günümüzde yardım eylesin.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt