Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ve İsrail'le Tüm İlişkilerimiz Kesiliyor (İnşallah) (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Erdoğan Gazze'ye gidiyor

basbakan_erdogan_gazze_ye_gidiyor.jpg

Başbakan Erdoğan'ın, 25 Temmuz tarihinde Gazze'ye gideceği öne sürüldü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ay sonunda Gazze Şeridi'ne gideceği iddia edildi. Filistin Haber Ajansı Maan, İsrail'de yayınlanan Maariv gazetesine dayandırdığı bir haberinde Erdoğan'ın 25 Temmuz'da Gazze Şeridi'ne gideceğini öne sürdü.


DİPLOMATİK KAYNAKLAR DOĞRULADI

Ajansta yer alan habere göre Maariv gazetesi, Erdoğan'ın Gazze'ye geleceğini diplomatik kaynakları tarafından doğrulattı. Erdoğan'ın Mısır askeri konseyine Gazze'ye girme talebini ilettiği ve bu isteğinin kabul edildiği kaydedildi.

İSRAİL ZİYARETTEN RAHATSIZ

Maariv gazetesine göre ise İsrail, bu ziyareti önlemek için Mısırlı yetkililerle iletişime geçti. Ancak İsrail'in çağrıları cevapsız kaldı. İsrail'in bu ziyareti Hamas'a bir destek olarak gördüğü belirtildi.
Ancak Gazzeli yetkililer, ajansın bir başka haberinde yer alan ifadelerinde kendilerine Erdoğan'ın geleceğine dair herhangi bir bilgi gelmediğini söyledi. Maan'a konuşan Hamas'ın Dışişleri Bakanı Gaza Muhammed, "Resmi olarak bilgilendirilmedik" dedi.

Öte yandan Hamaslı milletvekili İsmail El Aşkar'ın El Fetih ve Hamas uzlaşması konusunda görüşmeler yapmak için İstanbul'a geldiği bildirildi. Aşkar'ın yanı sıra El Fetih, Popüler Filistin Bağımsızlığı Cephesi'nden yetkililerin de İstanbul'da olduğu aktarıldı. Temsilcilerin İstanbul'da uzlaşıyı görüşmeleri bekleniyor.
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
31
Konum
Konya
gitmedikleri yer kalmadı birazda gazzeye gitsinler :)
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Geçmi kaldık derken ?
Sizmi gidiyorsunuz yoksa :)
71759.jpg

geç kalmışlığımız olmayacak

ne yaldızlı tasmalar; kul sistemleri



-ne doğrusu doğru ne iyisi iyi

ne güzel güzeli

köstebek tünelleri-olmayacak

geleceğe mirasımız...

onlar yükselecekler

eylem birikimimizden



işte

çekildi

isyan

bayrağı

"gemileri yakmışız isteyerek

mümkünü yok dönüşümüzün

çizgimize gelen gelsin"

köy köy

dağ dağ

ve şehir şehir

yankı gelir

bu kutsal çağrıya.



akınlarda besteliyor,

-tellerde ses

dudaklarda söz gibi-

kula kulluğa karşı

silahlı isyanını.



bilen geldi "aşkına"

ölesiye savaşmaya

"bilen" bildi suskunluğun

kurtuluş olmadığını

bir yürek, bir bilek, bir seste

BİRleşti BİRler...



artık ne gam yeryüzünün

şeytana utanç zebanilerinden

ateş de olsa yürüyecekler.

ateş de olsa yürüyecekler

ateşe kalmamak için;

insan olma bedeli için,

iyi için, doğru için, güzel için

yeni bir dünya, yeni insan için

yüzlerinde aydınlığı kurtulmuşluğun.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Öldürmek için indiler ense kökünden vurdular


13998584.jpg


Mavi Marmara baskınına ilişkin raporun ayrıntıları belli olmaya başladı.

24 Temmuz 2011, 10:48
kullanici.png
Anadolu Haber

Raporda, İsrail askerlerinin kasten adam öldürmeyi hedeflediklerini ortaya koyan, “İsrail askerleri gemiye tamamen öldürmek amacıyla indiler ve insanları ense kökünden vurarak öldürdüler” ifadesi Tel Aviv yönetimini zora soktu. Bu ifadeden dolayı İsrail Hükümeti’nin, Türkiye’den özür dilenip dilenmeyeceği kararını, dar kapsamlı bir toplantıda değerlendirdikten sonra verebileceği ileri sürülüyor.

Çarşambadan önce toplantı

Ankara’ya ulaşan bilgilere göre İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 27 Temmuz Çarşamba gününden önce Dışişleri, Milli Savunma, İçişleri ve Adalet bakanlarını toplayarak durum değerlendirmesi yapacak. Dar kapsamlı kabine, İsrail Genelkurmayı ile hukuk çevrelerinden de ayrıntılı yeni raporlar isteyecek. Baskında ölenlere tazminat ödenmesine sıcak bakan İsrail’in önünde ve sonunda hiçbir sıfat bulunmayan “sadece özür” ifadesine olumlu yaklaşabileceği belirtiliyor. Ankara ise “İsrail Devleti resmen diplomatik olarak Türkiye Cumhuriyeti’nden özür diler” ifadesinde ısrar ediyor.

Askerler yargılanır korkusu

İsrail, Türkiye’nin bu talebinin karşılanması durumunda baskını gerçekleştiren askerlerin, uluslararası mahkemelerde yargılanma yolunun açılacağı endişesini taşıdığı için resmi diplomatik özüre yanaşmıyor. Ankara ile Tel Aviv arasındaki sorunun çözümü için Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile İsrail Başbakan Yardımcısı Moshe Ya’alon’un, 26 Temmuz Salı günü yeniden New York’ta bir araya gelmeleri de bekleniyor.

Memnun etmeyen ifade

İsrail’e yönelik sert eleştirilerin yer aldığı raporda Ankara’yı memnun etmeyen ifade ise “Gazze’ye yönelik ambargonun yasal olduğunun vurgulanması ve Türkiye menşeli olduğu kesinleşmiş Mavi Marmara gemisiyle organizatörlerin, bunu bilmelerine rağmen ambargoyu delmeye çalışmaları” oldu. Türkiye bu ifadenin, BM’nin diğer bazı kurumlarının Gazze ile ilgili aldığı kararlarla çelişkili olduğunu savunuyor.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Erdoğan: Mavi Marmara Şehitlerini Unutmadık!








tayip-erdogan.jpg


Filistin Büyükelçiler Konferansı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, İsrail'e karşı sert bir konuşma daha yaptı!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İsrail, uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasa dışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez. Hiçbir inanç, hiçbir düşünce sistemi masum insanların hunharca, barbarca katledilmesini mazur görmez ve göstermez.” dedi.

''Filistin Büyükelçiler Konferansı''nın açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, bütün Filistin halkını ve Filistin davasına gönül veren herkesi burada yürekten selamladığını belirterek, ''Esselamu aleykum ve rahmetullah ve berekatüh'' diye konuştu.

Mavi Marmara Şehitlerimizi Andı

Filistin'in gözü yaşlı annelerini, Filistinli babaları, Filistinli çocukları selamladığını ve her birini gözlerinden öptüğünü ifade eden Erdoğan, İstanbul'dan Gazze'ye insani yardım götürürken 31 Mayıs 2010 sabahı uluslararası sularda, uluslararası hukuka da insanlık hukukuna da aykırı bir şekilde İsrailli askerler tarafından katledilen, şehit edilen 9 kişiyi tek tek isimlerini sayarak özlemle yad ettiğini ve bir kez daha Allah'tan rahmet dilediğini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

FEDAKÂR KARDEŞLERİMİZİ UNUTMADIK!”

''O fedakâr kardeşlerimizin hatıralarını, mesajlarını ve maruz kaldıkları katliamı unutmadık, unutmayacağız. Sözlerimin başında şu gerçeği bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum, İsrail, uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasa dışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez. Zulüm üzerinden siyaset yapanlar, zulümlerinin ebedi, güçlerinin mutlak olduğunu zannedenler er geç yüreklerindeki kin ve nefrete yenileceklerdir. Hiçbir inanç, hiçbir düşünce sistemi masum insanların hunharca, barbarca katledilmesini mazur görmez ve göstermez. Bizim kitabımız Kur'an-ı Kerim 'kim bir canı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı yaşatırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur' diyor. Aynı yaklaşımı İncil, 'adam öldürme, zina etme, hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, annene babana saygı göster ve komşunu kendin gibi sev' diye ifade ediyor. Tevrat ise 'adam öldürmeyeceksin' diye emrediyor. Öyleyse, Filistin halkına reva gördüğünüz zulmü ne ile izah ediyorsunuz? Öyleyse masum insanlara kurşun atmayı, sırtından vurmayı ne ile izah ediyorsunuz? Çocuklara ilaç ve gıda götüren bir gemi dolusu merhamet elçisine nasıl silah doğrultuyor ve nasıl kurşun sıkıyorsunuz?''

“FİLİSTİN DAVASI HER İNSANIN DAVASIDIR!”

Başbakan Erdoğan, Filistin davasının, ayaklar altına alınmak istenen insanlık onurunu dik tutma ve ayağa kaldırma mücadelesi olduğunu söyledi.

Erdoğan, bu nedenle bu davanın sadece Filistin'in ve Filistinlilerin değil, adaletten, hak ve özgürlükten yana olan, hangi inanca sahip olursa olsun, insani değerleri savunan her insanın davası olduğunu belirterek, İsrail-Filistin meselesinin onlarca yılın meselesi olduğunu ve sadece Orta Doğu için değil, küresel barış için de hayati bir mesele olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin bölgesinde yaşanan olayların, Orta Doğu'daki sorunların merkezinde İsrail-Filistin ihtilafının yattığı gerçeğini gölgeleyemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Gelinen aşamada uluslararası camianın dikkati ağırlıklı olarak Libya, Mısır ve Suriye'deki gelişmelere odaklanmış olabilir. Ancak biz, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının göz ardı edilmesine müsaade edemeyiz. Zira Filistin davası, Türkiye'nin davasıdır. Filistinli kardeşlerimizin bütün dertleri bizim derdimizdir. Filistinlilerin 60 yılı aşkın bir süredir kendi devletlerine kavuşamamış olmaları, insanlık adına asla kabul edilebilir bir durum değildir. Aradan geçen sürede ara sıra barış ışığı yansa da maalesef her defasında bu ışığı karartan bir sabotaj, mutlaka vuku bulmuştur. Ancak artık statükonun sürdürülemeyeceği anlaşılmıştır.

Kin, nefret ve çatışma siyasetinin çıkmaz sokak olduğu bizatihi bu çıkmaz sokağa girenler tarafından kabul edilmeye başlanmıştır. Uluslararası sistemin, belirli devletlere suç işleme ayrıcalığı, uluslararası hukuku çiğneme imtiyazı sağlamak ve bu devletleri şımartmak suretiyle, insanlığın meselelerine çözüm bulamadığı ve bulmayacağı artık aşikârdır. Bir yandan güvenlik kavramına vurgu yapan, diğer yandan, kalıcı barış ve istikrar ortamının hakim olması için adım atmaktan imtina eden bir İsrail, açık söylüyorum, sadece İsrail-Filistin meselesi için değil, uluslararası barışın önünde de engel olmaya devam edecektir. Bu, sürdürülebilir ve tahammül edilebilir bir mesele değildir.''

“GAZZE KUŞATMASI KALDIRILMALIDIR!”

Başbakan Erdoğan, Gazze'nin bugün insanlığın yürek yarası olduğunu belirterek, ''Mızrak çuvala sığmıyor. Artık Gazze'de ne olup bittiğini, Gazze'nin maruz kaldığı zulmün boyutlarını bütün insanlık biliyor. Toprakları, köyleri ve hatta aileleri bölen ve Filistin'de normal bir ekonomik hayatın oluşabilmesini engelleyen Batı Şeria'daki Filistinlilerin dolaşımı üzerindeki kısıtlamalar süratle kaldırılmalıdır. Gazze Şeridi'nde yaşayan 1,5 milyon insan halen, İsrail'in uyguladığı insanlık dışı abluka nedeniyle temel ihtiyaçlarını, gıda ve ilaç ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor'' diye konuştu.

''Bu, yasa dışı, hukuk dışı, insanlık dışı ablukanın, yani kuşatmanın bir an evvel kaldırılarak Gazze halkının acilen ihtiyaç duyduğu ürünlerin bölgeye girişine izin verilmelidir'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Binlerce televizyonun olduğu, internet üzerinden dünyanın birbirine entegre olduğu ve her toplumun, diğerinden an be an haberdar bir dünyada hala 'Gazze için ablukayı kaldırın' demek zorunda kalmak ne büyük bir trajedidir. Bu trajedi er geç son bulacaktır. Bu acılar, er geç dinecektir. Daha açık söylüyorum: Gazze'deki trajedi karşısında sızlamayan vicdan, artık vicdan değildir. İsrail, vicdanlarda açtığı bu yarayı tarihe ve insanlığa anlatamaz. İster insani yönden bakın, ister güvenlik boyutuyla ele alın, isterseniz olaya uluslararası ilişkiler perspektifinden bakın.''

“GAZZE İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ!”

Ortada her akıl sahibinin kabul etmesi gereken bir gerçek olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Çocukların, kadınların, sivil ve masum insanların hunharca katledilmesinden daha acı, daha büyük bir gerçek yoktur. Her gün bu insanlık dramıyla karşı karşıya kalan Gazze halkının sıkıntılarının bir an evvel giderilmesi için tüm uluslararası camianın harekete geçmesi gerekiyor. Gemilerle gıda götüren insanlar, hangi insani değerler için hayatları pahasına denize açılıyorlarsa, uluslararası örgütlerin de insanlığın vicdanı adına harekete geçmesi gerekiyor. Bakın son dönemde Yunanistan bile yola çıkan gemilere engel oldu. Ama yeri gelince bizi arayıp 'Filistin için biz ne yapabiliriz?' diye soruyor. Bu nasıl bir samimiyet, bu nasıl bir dürüstlük. Başta BM ve ABD olmak üzere, uluslararası çevreler İsrail'in tek taraflı, şımarık uygulamalarına prim vermeye, bu insanlık dışı uygulamalarına gözlerini kapamaya devam ederse, açık söylüyorum, bu suçun bir faili olarak anılmaktan kurtulamazlar'' ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, Orta Doğu ve Kuzey Afrika halklarının baskıcı ve otoriter yönetimlere karşı açıkça tavır aldığını söyledi.

Erdoğan, bu gelişmelerden ve otoriter rejimlerin akıbetinden en çok ders çıkarması gerekenin İsrail yönetimi olduğunu vurgulayarak, ''Anayasal demokrasinin bir seçenek değil, adeta bir zaruret olarak ortaya çıktığı bir dönemde İsrail'in güvenlik saikiyle Filistin halkını kendi demokratik devletini kurma hakkından mahrum bırakması asla kabul edilemez. Bölge halkları yıllardan beri süregelen eziyetlerin artık sona ermesini istiyor. 'Artık yeter' diyor. Sokaktaki masum insanlar, kadın ve çocuklar, insanlık dışı muamelelere maruz kalmaktan, en temel haklarının dahi çiğnenmesinden bıkmıştır'' diye konuştu.

Bölgedeki herkesin barış ve huzur içinde yan yana yaşamayı ve yeni nesillerin ümitle geleceğe bakabileceği bir dünyadan başka bir şey istemediğini ifade eden Erdoğan, tek istedikleri barış, yegane arzuları huzur ve sükunet olduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, Akdeniz havzası ve Orta Doğu'daki gelişmelerin Türkiye'yi her zaman doğrudan ilgilendirdiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“ORTADOĞU’YA DIŞ MÜDAHALEDEN UZAK DURULMALI!”

''Yeni bölgesel şartlar, yeni fırsatlar kadar, muhtemel tehditleri de beraberinde getiriyor. Şimdi sadece bölge halkları değil, bütün insanlık, çok çetin bir sınavla karşı karşıyadır. (Bakınız biz terörle mücadele ediyoruz. Norveç Oslo'da, yine terör, orada da tüm iyi niyetlerine rağmen 80 can aldı). Bunun nereye gideceği belli değil. Norveç yönetimine ve Norveç halkına başsağlığı diliyoruz, geçmiş olsun diyoruz. Demokrasi ve özgürlük talepleri acaba bölge halklarını birleştirici bir rol mü oynayacak, yoksa bu talepler, daha ayrıştırıcı sonuçlar mı doğuracak? Bu hayati sorunun cevabını düşünmeden, bölgedeki gelişmelerin seyrini anlayamayız. Bölgedeki gelişmelerin, asla ayırıcı, bölücü, kin ve nefret duygularını tetikleyici mecralara çekilmemesi gerekir. Demokrasi ve adalet taleplerinin meşru zeminde yürümesi, geleceğin güven ve emniyet içinde şekillenmesini sağlayacak tek yoldur. Etnik, mezhebi ve dini ayrılıkların ortaya çıkması veya ülkelerin toprak bütünlüğünün zarar görmesi, zamanın ruhuna ve halkların iradesine ve adalet duygusuna aykırıdır. Keza, Orta Doğu'nun içinden geçmekte olduğu demokratik dönüşüm, sadece bölge halkları tarafından üstlenilmeli, dış müdahalelerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Ne yazık ki kardeşlerimizin kanı akıtılmaya devam ediyor ve şiddet olayları tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Şiddete derhal son verilmelidir.''

Sivil halka zarar verilmesinin engellenmesi için bütün tedbirlerin alınması ve halkların meşru taleplerinin ivedilikle karşılanması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

''Türkiye olarak azami hassasiyet gösteriyor, Orta Doğu'nun artık bir an evvel gerilim, ihtilaf ve kriz coğrafyası olmaktan çıkması için bütün gücümüzle katkı vermeye çalışıyoruz. Bölgede sükunetin yeniden tesis edilmesi için gayretlerimizi daima sürdüreceğiz. Şurası açıktır, bölgenin köklü meselelerine çözüm bulunması asla belirli ülkelerin tek başına üstesinden gelebileceği bir durum değildir. Sorunların çözümü, kesinlikle bölge ülkelerinin ortak çabaları sayesinde mümkün olabilir.''

Erdoğan, AK Parti Hükümeti olarak, 9 yıldır her platformda bölgesel iş birliği için verdikleri mücadelenin büyüklüğünü ve öncülüğünü en iyi Filistinlilerin bildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“KUDÜS, EZİYETTEN KURTARILMALI!

''İsrail-Filistin meselesi, kasıtlı olarak uzun seneler dünyaya sadece 'Filistin meselesi' olarak anlatılmıştı. Bu tanımlamanın yanlış olduğu, meselenin tek taraflı olmadığı ve esasen bir İsrail-Filistin meselesi olduğu bu dönemde bütün dünyaca anlaşılmıştır. İsrail-Filistin meselesinin gerçekçi, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme ulaştırılabilmesi için Kudüs'ün statüsünün ve çok kültürlü sosyal dokusunun muhafaza edilmesi gerekir. Kudüs, tarih boyunca farklı din, dil ve etnik kökenden halkların barış içinde bir arada yaşadığı bir şehir olmuştur. Bu sebeple, Kudüs, bugünkü eziyetten ve cefadan kurtulmadığı sürece, ne Orta Doğu'da ne de ötesinde, gerçek anlamda huzur ve istikrar tesis edilemez. Kudüs'ün statüsünü, dokusunu ve demografik yapısını değiştirecek tek taraflı uygulamalar, zaten karmaşık ve çok boyutlu olan bu sorunun içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olmaktadır. Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim faaliyetlerinin genişleyerek sürmesi, Arapların dini ve kültürel mirasına yönelik müdahaleler, Filistinlilerin evlerinden çıkarılmaları ve özellikle yerleşimciler tarafından şiddete maruz kalmaları, ikamet haklarına ve dolaşım özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar, Kudüs'teki Filistin kurumlarının işleyişine izin verilmemesi gibi uygulamalar asla kabul edilebilir değildir. İsrail, Doğu Kudüs'ün, Filistin'in başkenti olduğunu kabul etmesi ve iki halkın barış içinde bir arada yaşamalarını mümkün kılacak şartların ortaya çıkmasına izin vermelidir. Bütün taraflar, uluslararası hukuka ve birbirlerinin haklarına saygı göstermeli, birbirlerinin endişelerini anlamaya çalışmalı ve bu ortak soruna ortak bir çözüm geliştirmelidir. Türkiye, Filistin davasını her zaman kendi davası olarak görmüş ve öyle sahip çıkmıştır. Bu çerçevede, Türkiye olarak, İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözüm temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulmasıyla çözülmesini arzu ediyor, bu anlayışla çözüme elimizden gelen bütün katkıyı sağlıyoruz. Filistinli kardeşlerimiz, özlemini çektikleri devletlerine artık kavuşmalıdır. Barış sürecinin önündeki en büyük engel olan Yahudi yerleşim faaliyetleri bir an evvel sonlandırılmalıdır.''

 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Davutoğlu: İsrail ne yapacağımızı biliyor

352820110817073633893.jpg


İsrail'in Mavi Marmara saldırısı sonrası Türkiye'den özür dilemeyeceğini açıklamasının ardından Ahmet Davutoğlu, 'O halde ne yapacağımızı İsrail biliyor'


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail’in Mavi Marmara saldırısı sonrası Türkiye’den özür dilememesini değerlendirerek, Türkiye’nin bu konudaki beklentisinin net olduğunu, beklentisinin karşılanmaması halinde de Türkiye’nin nasıl bir tutum takınacağını İsrail’in bildiğini ifade etti.

İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü İcra Komitesi Toplantısının ardından ortak bir basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bir gazetecinin, İsrail’in Mavi Marmara saldırısı sonrası Türkiye’den özür dilemeyeceğini açıklamasına ilişkin görüşünü sorması üzerine, “Sayın Başbakan zaten kısa bir açıklama yaptı biliyorsunuz. İsrail’in Mavi Marmara saldırısında sivil insanları uluslararası sularda katletmesi uluslararası bir suçtur. Biz bunun karşılığı olarak kararlı bir şekilde taleplerimizi bugüne kadar vurguladık. Bu taleplerimizde ve bu kararlılığımızda hiçbir değişiklik yoktur. İsrail içinde birkaç ayda bir böyle fırtınalar kopuyor. Özür dileyeceğiz, dilemeyeceğiz. Bakıyorsunuz yoğun tartışmalar yaşanıyor kendi aralarında. Ama Türkiye’nin pozisyonu nettir, beklentisi nettir, bu beklentinin karşılanmadığı takdirde atacağı adımlarda nettir ve bu ilgili taraflarca da bilinmektedir” dedi.

BM Genel Sekreteri ile dün yaptığı görüşmede İsrail konusunun da görüşüldüğünü ifade eden Davutoğlu, “O da tutumumuzu biliyor. Palmer raporunun hazırlanması sürecinde bütün kanaatlerimizi vurguladık. Eğer Palmer raporu herhangi bir uzlaşma sağlanmadan açıklanırsa, ve bu çerçevede yeni bir süreç başlarsa atacağımız adımlarında ne olduğunu taraflar biliyor. ABD başta olmak üzere bu konu ile ilgili taraflar da biliyor” diye konuştu.

-TÜRKİYE VATANDAŞLARININ HUKUKUNU KORUMAKTA KARARLIDIR-


Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının hukukunu korumakta kararlı ve buna da muktedir olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Bu konuda taleplerimiz açık ve nettir. İsrail içinse bir tercih söz konusudur. Ya Türkiye ile ilişkileri normalleştirme yolunu açacaklardır ya da Türkiye ile sadece devlet düzeyinde değil halk olarak da onulmaz bir uçurumu kendileri açmış olacaklardır. Bu kararı İsrail’in vermesini bekliyoruz. Bu kararı verdikleri zaman Türkiye’de ona göre tutumunu alacaktır. İsrail içindeki tartışmalar ve bunun basına yansımaları bizi ilgilendirmiyor. Dolayısıyla gündemimizde de değil. Dolayısıyla beklentimiz nettir, olmaması halinde de ne yapacağımızı taraflar bilmektedir” dedi.

-CANİLERE İŞLEDİKLERİ SUÇLARIN KARŞILIĞI ÖDETİLECEKTİR-

Bakan Davutoğlu bugün Hakkari’de teröristlerce düzenlenen saldırı sonrası hayatını kaybeden şehitlerin hatırlatılması üzerine ise, “Gönül isterdi ki bugün sadece Somali ile ilgili bu yardım faaliyetini konuşabilseydik. Ama maalesef sabah aldığımız acı haber hepimizi derinden etkiledi. Bedenen ve zihnen buradaki faaliyette olsak da genel olarak hepimiz şehitlerimizin ailelerinin yanındaydık. Zihnen oradaydık aynı zamanda. Bu sebeple yakından da takip ettiğimiz için gelişmeyi Sayın Başbakanımız ile tabii konuştuk. Bir kere Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kudretinden kimsenin şüphesinin olmaması lazım. Mutlaka bunların cezası verilecektir. Gerekli her türlü tedbir alınacaktır. Teröre karşı mücadele hem ulusal ölçekli hem bölgesel ölçekli hem küresel ölçekli bir mücadeledir. Zaten Pazartesi günü Sayın Başbakan’ın başkanlığında bir değerlendirme toplantısı yapmıştık. Terör bağlamında hem içeride alınacak tedbirler, hem bölgemizde alınacak tedbirler, hem küresel ölçekte alınacak tedbirlerin hepsini değerlendiriyoruz. Gerekli her türlü çalışma yapılacak ve bu canilerin mutlaka bu anlamda işledikleri suçların karşılığı onlara ödetilecektir. Dolayısıyla bunları yakından takip ettik” dedi.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Ankara'nın, İsrail'e Karşı B Planı

993620110820083237138.jpg


BM'nin Mavi Marmara raporunu açıklayacağı 23 Ağustos'ta İsrail özür dilemezse, hava gerilecek. Başbakan Erdoğan'ın ifade etttiği B Planı 7 aşamalı olarak devreye girecek


İsrail’in 9 Türk vatandaşın ölümüne neden olan Mavi Marmara baskınına ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) Raporu 23 Ağustos Salı günü açıklanacak.

Türkiye rapor öncesinde veya hemen sonrasında İsrail’in özür dilemesini, tazminat ödemesini ve Gazze ablukasını kaldırmasını istiyor. Ancak İsrail’den yapılan son açıklamalar bu ihtimali zayıflattı. Türkiye talepleri yerine getirilmezse, Başbakan Erdoğan’ın ifade etttiği biçimde ‘B Planı’nı önümüzdeki günlerde devreye sokacak.

Habertürk B Planı’nın ayrıntılarına ulaştı:

1) MASLAHATGÜZAR DÖNECEK
Daha önce büyükelçisini geri çeken Türkiye, İsrail’de maslahatgüzar düzeyinde temsil ediliyor. Maslahatgüzar Tolga Uncu’nun kararname ile merkeze alınması söz konusu. Eğer özür gelmezse Uncu, Türkiye’ye gelecek ve yerine atama yapılmayacak. Böylece diplomatik ilişkiler “yok” seviyesine inecek.

2) İSRAİL BÜYÜKELÇİSİ’NE VİZE YOK

İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy’nin görev süresi eylül ayında sona eriyor. Türkiye yeni İsrail Büyükelçisi’ni kabul etmeyecek ya da İsrail büyükelçi göndermeyecek.

3) ERDOĞAN GAZZE’YE GİDECEK
Özür gelmezse, Erdoğan eylül ayında Gazze’ye gidecek.

4) İSRAİL’E DAVA DESTEKLENECEK
Mavi Marmara kurbanları İsrailli askerlere ve hükümet yetkililerine dava açacak. Dışişleri Bakanlığı da davalara hukuki destek verecek. İsrail hem maddi hem manevi olarak yıpratılacak.

5) FİLİSTİN’E TAM DESTEK
Türkiye, Filistin’in BM üyeliği için tam destek vererek lobi yapacak. İsrail ise tüm uluslararası platformlarda yalnız bırakılacak.

6) ASKERİ İŞBİRLİĞİ BİTECEK
Türkiye, İsrail’i her yıl Anadolu Kartalı ve Güvenilir Deniz Kızı tatbikatlarına davet ediyordu. Bundan sonra Türkiye, hiçbir tatbikata İsrail’i davet etmeyerek askeri işbirliğine son verecek. Türkiye ile İsrail’in savunma sanayii alanındaki işbirliği üst düzeydi. Bundan sonra yeni proje alınmayacak.

7) TİCARİ YAPTIRIM

Türkiye, İsrail ile ekonomik ilişkilerini sınırlayacak ve İsrail’e yönelik yatırımlarını da kısacak. Kültürel ve sosyal ilişkiler de tam anlamıyla en düşük noktaya gelecek.

haber 7
 

cemcemil

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2011
Mesajlar
177
Tepki puanı
1
Puanları
16
Yaş
34
israilden daha fazla cana kıyan fransa, abd,ingiltere ile hala can ciğer kuzu sarmasıyız onlarlada ilişkiler kesilmesi cezayirde 1.5 milyon müslümanı katledenlerle ırakta afganistanda müslümanları katledenle görüşüldüğü sürece bu adım eksik kalacaktır
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Dünya BasınıTürkiye İsrail Elçisini Sınır Dışı Ediyor

23288_121586541213539_669_n.jpg


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun İsrail ile ilgili yaptığı sert açıklama İsrail basınında flaş haber olarak verildi.

Davutoğlu'nun açıklamasının ardından, Haaretz gazetesinde İsrail'in Türkiye'deki elçisi Gabby Levy ve yardımcısı Ella Afek'in sınırdışı edileceği yazıldı.

İsrail basınındaki haberlerde, Ankara'nın İsrail ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin kesilmesi tehdidine ayrıca yer verildi ve iki ülke arasındaki ticaretin milyar dolarlar seviyesinde olduğu belirtilerek böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde "pahalıya patlayabileceği" yorumları da yapılıyor.

ELÇİLERİN GÖNDERİLMESİ DÜNYA BASININDA

İngiliz yayın kuruluşu BBC de gelişmeleri manşetten duyururken, "Türkiye İsrail elçisini sınır dışı ediyor" başlığını kullandı.

Amerikan The New York Times gazetesi Davutoğlu'nun açıklamalarına yer verirken, "Artık İsrail'in bedel ödemesinin zamanı geldi" dediği belirtildi.

The Washington Post da Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun açıklamalarını duyururken, İsrail elçisinin Çarşamba günü Türkiye'den ayrılabileceğini yazdı.
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
31
Konum
Konya
Resmen Türkiye'den 'git' dedik


BM'nin Mavi Marmara saldırısına ilişkin Palmer Raporu'nun basına sızmasının ardından Türkiye'nin İsrail'e karşı aldığı yaptırım kararlarının ilki dün resmen hayata geçirildi.


İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin ikinci katip düzeyine indirilme kararı alınması ve çarşamba gününe kadar İsrailli diplomatların Türkiye'den ayrılması için verilen süre konusunda İsrail'in Ankara Büyükelçiği Müsteşarı Ella Aphek, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Müsteşar Aphek dün Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak Türkiye'nin İsrail ile ilgili kararları kendisine sözlü olarak tebliğ edildi.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
İsrail, Türkiye'yi kuşatma provası yapıyor

İsrail'in, Türkiye'ye karşı, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'yle 'derin' ilişkiler kurmaya çalışması Türk istihbarat ve diplomatik misyonunca adım adım takip ediliyor.


israil-in-turkiye-yi-kusatma-plani-desifre-oldu.jpg




Uluslararası stratejist Ömer Özkaya, 'İsrail, bu ülkelerle dostluklar kurarak Türkiye'yi 'yeniden' kuşatmaya çaba gösteriyor'' yorumunda bulundu.

Bülent Erandaç *

Türk diplomatik misyonu ve istihbaratı, İsrail'in Türkiye'yi kuşatma planını deşifre etti.

Gizli plana göre, Türkiye'yle ilişkileri geçen seneden bu yana bozulduğu için İsrail, yeni dostlar ve müttefikler bulmak amacıyla gözünü Türkiye'nin etrafındaki ülkelere çevirerek, yeni girişimlerini istihbarat paylaşımı, ortak askerî tatbikatlar ve turizmin geliştirilmesi şeklinde organize ediyor.

Türkiye, kısa bir süre öncesine kadar, üç tarafı denizlerle, dört tarafı da düşmanlarla çevrili bir ülkeydi. "Komşularla Sıfır Sorun" politikasıyla bu kuşatılmışlıktan kurtulan Türkiye, şimdi İsrail'in sinsi kuşatma planı ile karşı karşıya. İsrail'in, Türkiye'ye karşı, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'yle "derin" ilişkiler kurmaya çalışması Türk istihbarat ve diplomatik misyonunca adım adım takip ediliyor.

PLANLARINI BİLİYORUZ

Doğu Batı Araştırmaları Enstitüsü Türkiye Diplomatik Yönetmeni Ömer Özkaya ile İsrail'in Türkiye'ye yönelik sinsi planlarını konuştuk.

Uluslararası stratejist Özkaya, "Türkiye; Afrika, Kafkasya ve Ortadoğu'da derinleşip İsrail'i tecrit ederken, İsrail de; Kafkaslar ve Balkanlar'da yeni dostluklar kurarak Türkiye'yi 'yeniden' kuşatmaya çaba gösteriyor'' yorumunda bulundu.

Ortadoğu uzmanı Ömer Özkaya, İsrail'in Türkiye'yi kuşatma stratejisinin bazı bölümlerini TAKVİM'e açıkladı:

Kıbrıs Rum kesimiyle, Yunanistan'la, Bulgaristan'la, Romanya, Sırbistan, Karadağ ile başta askeri olmak üzere birçok anlaşmalar yapıp, dünyadaki lobilerini harekete geçirerek İsrail Türkiye'yi kuşatma provası yapıyor.

Balkanlar'da Türkiye karşı lobiler oluşturmaya çalışıyor. İsrail yalnızlığın ezikliği içinde bu kabil anlaşmalarla kendini tatmin etmeye çalışıyor. İsrail, sözüm ona kuşatma hareketleriyle Türkiye'nin bölgesel gücünü kırmak istiyor.

İSRAİL-YUNANİSTAN

İsrail'in Yunanistan'la olan ilişkileri de büyük ölçüde değişti.

Türk filosu olayının ardından Yunan ordusu ve güvenlik güçleri Papandreu'ya İsrail'le daha yakın ilişkiler kurması yönünde yönlendirdi. İsrailli ve Yunan yetkililer, savunma ve stratejik işbirliği yapıyor. İsrail, F-16 savaş uçakları için geliştirilen "silah sistemleri'' veriyor. Yunan F-16'larını modernize etme ve insansız hava araçlarının tedarikine katkıda bulunuyor.

Yunanistan, İsrail F-15I ve F-16I savaş uçağının uzun menzilli uçuş ve havada yakıt ikmali yapma eğitimi için hava sahasını açtı.

RUM KESİMİ VE İSRAİL

Gizli silah görüşmeleri var. Kıbrıs Rum'ları için petrol araması yapılacak. Turizmde özel servisleri devreye girdi. Kıbrıs Rum'ları deniz ulaşımında lojistikler başladı.

İSRAİL-BULGARİSTAN

Ocak 2010'da, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, İsrail'e gitti. Görüşmede, Bulgar ve İsrail silah firmaları arasında "daha ileri" işbirlikleri kurulması kararı alındı. İki ülkenin güvenliği adına "ortak operasyon yapma" kararı alındı. Bulgaristan hava sahası, eğitim yapabilmeleri için, İsrail Hava Kuvvetleri'ne açık.

İsrailli turistler toplu olarak Karadeniz kıyısındaki Varna ve Burgaz'a yöneltiyor. İsrail Bulgaristan'da arazi satışlarına da ilgi gösteriyor. Bulgaristan arazilerinin daha iyi bir şekilde işletilmesi için ortak projeler yürütüyor.

İSRAİL-ROMANYA

Dünyanın çeşitli yerlerinde gizli operasyonlar yapan İsrail, değişik coğrafi özelliklere sahip uzun menzilli hava operasyonlarının eğitimlerini yapmak için Romanya hava sahasını kullanıyor. Seçme askerler, pek çok gizli denizaşırı operasyonda kullanılmakta olan "Yasur" helikopterleriyle, Karpat dağlarında "yoğun muharebe" eğitimi alıyor.

İSRAİL-ERMENİSTAN

Son beş yılda İsrail'in ve uluslararası Yahudi lobisinin Kafkasya'ya dönük yaklaşımlarını belirleyen en önemli faktörlerden biri Hazar ve çevresindeki petrol yatakları olmuştur. Amerikalı Yahudi işadamları konuya petrol ihalelerinden en yüksek payı kapmak ve çıkarılacak petrolü en güvenli yollardan bölge dışına çıkarmak kaygılarıyla yaklaşmaktadırlar.
Ermenistan üzerinde sadece Yahudi lobisinin değil, devlet olarak İsrail'in bölgeye dönük politikaları çok etkili sürüyor.

İSRAİL-GÜRCİSTAN

İsrail'in Gürcistan ile de ilişkilerini geliştirmeye ve ABD'nin bölgedeki politikalarına yönelik işbirliği şartlarını oluşturmaya başladığı gözleniyor''

SONUÇ:

Türkiye'yi kuşatmak isteyen İsrail, kuşatılmış olmanın sıkıntısıyla bunalım içinde ve telaşla çıkış yolları arayışı içindedir. Türkiye, suni bir kuşatma operasyonuna tabi tutuldukça, gerçekte kuşatılan, her gün daha da yalnızlaşan kendisi olduğunu bilmelidir. Zaten bütün telaşı da bunu için.

Türkiye'nin geleceği kendi kültür ve medeniyet havzasında yer alan kardeşleriyle birlikte yeni, adil, kalıcı projeler etrafında birlikte olmaktan geçiyor. Tarih ve kültürel dokumuzdan, genetik kotlarımızdan doğan hamlelerimiz ülkemizin güçlü, bağımsız, lider bir ülke olmasını haber vermektedir.

* Takvim
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
'Erdoğan Gazze'de tanrı gibi karşılanacaktır'

erdogan-gazze-de-tanri-gibi-karsilanacaktir.jpg


İsrail'in eski Ankara Büyükelçisi Alon Liel, "Erdoğan Gazze'ye giderse, bir tanrı gibi karşılanacaktır" dedi. Liel, Erdoğan'ın Gazze Şeridi'ne yapmayı planladığı geziden İsrail'in büyük endişe duyduğunu da belirtti.

Türkiye-İsrail arasındaki özür krizi batı medyasında bugün de geniş yer buldu. İngiliz İndependent gazetesine konuşan İsrail'in eski Ankara Büyükelçisi Alon Liel, "Erdoğan Gazze'ye giderse, bir tanrı gibi karşılanacaktır" dedi.

Eski Büyükelçi, İsrail ve Amerika'nın, Erdoğan'ın olası Gazze ziyaretini engellemek için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini de sözlerine ekledi.

TÜRKİYE İSRAİL İLE ASKERİ TİCARETİNİ DONDURDU
Financial Times, İsrail'i ''şımarık oğlan'' diye niteteleyen Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerini başlığa çektiği haberinde, Türkiye'nin İsrail ile arasındaki askeri ticareti dondurduğunu bildirdi.
Haberin devamı ↓reklam

Haberde, ''şımarık oğlan'' tabirinin yanısıra Erdoğan'ın İsrail'i ''devlet terörü'' ile suçladığı belirtilirken, savunma sektörünü ilgilendiren ticaret yaptırımının bir kurbanının Türk F-16'larının İsrail yapımı elektronik sistemlerle donatılmasını hedefleyen 144 milyon dolarlık anlaşma olabileceği ifade edildi.

Haberde, iki ülke arasında toplam ticaretin geçen yıl yaklaşık 3 buçuk milyar dolara vardığını hatırlatıldı.

'TÜRKİYE'NİN TAVRI MISIR VE ÜRDÜN'Ü ETKİLEYEBİLİR'
Türk-İsrail anlaşmazlığının bölge siyasetinde daha geniş etkileri olabileceğini kaydeden Financial Times, Başbakan Erdoğan'ın gelecek hafta bir stratejik ortaklık anlaşması imzalamak üzere Mısır'a planladığı geziye dikkat çekti.

Gazete, Türkiye'nin etkisiyle Mısır'ın da İsrail'e karşı daha sert bir çizgi benimseyebileceği görüşüne yer verdi.

Financial Times, Türkiye'nin tutumunun zaman içinde Mısır ve Ürdün'ün İsrail ile ilişkilerine de yansıma olasılığının İsrailli yetkilileri en çok endişelendiren konu olduğunu belirtti.

İSRAİL'İN BÖLGEDE MÜTTEFİKİ KALMAYABİLİR
Gazete, Arap dünyasında sadece Mısır ve Ürdün'ün İsrail ile diplomatik bağları olduğunu hatırlarak, İsrail'in bu iki ülkeyi de kaybetmesi durumunda Müslüman aleminde hiçbir müttefiki kalmayacağını ifade ediyor.

İsrailli gözlemcilerin Erdoğan'ın Mısır'a planladığı geziyi ''kritik bir sınav'' diye nitelediğini yazan Financial Times, Türk liderin Mısır'dan Hamas'ın kontrolündeki Gazze Şeridi'ne geçmesinin hem Filistinli İslamcı örgüte büyük bir siyasi zafer kazandıracağını hem de İsrail'e diplomatik anlamda ciddi bir darbe indireceğini ifade etti.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Erdoğan: Yardım Gemilerine Donanma Eşlik Edecek

29684.jpg


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, El Cezire televizyonuna yaptığı açıklamada, bundan sonra Gazze şeridine gidecek yardım gemilerine Deniz Kuvvetleri'ne ait savaş gemilerinin eşlik edeceğini söyledi.


08 Eyll 2011, 23:21
kullanici.png
Anadolu Haber

BM’nin Mavi Marmara raporu sonrası Türkiye’nin İsrail’e karşı aldığı 5 yaptırım kararı içinde en dikkat çekeni Akdeniz’de seyrüsefer serbestisiydi. Bu kararın, Türkiye ile İsrail donanmalarını karşı karşıya getireceği ve olası bir çatışma yaşanabileceği yorumları yapılmıştı.

Başbakan Erdoğan, seyrüsefer serbestisini bir adım ileriye taşıdı ve Türkiye’den Gazze’ye yardım götüren yardım gemilerine donanmanın eşlik edeceğini söyledi.

Başbakan Erdoğan El-Cezire’ye konuştu.

Erdoğan, 'Akdeniz'de seyrüsefer serbestisini sağlayacağız' sözlerini daha da ileri götürdü ve Türk savaş gemilerinin ileride Gazze'ye yardım götürecek yardım gemilerine eşlik edeceğini söyledi.

Erdoğan ayrıca, Akdeniz'in kaynaklarını İsrail'in tek başına kullanmasına izin vermeyeceklerini de kaydetti.

Başbakan Erdoğan'ın daha önceki, Doğu Akdeniz'deki savaş gemilerinin sayısının artırılacağı yönündeki açıklamasına, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'dan tehditvari bir yanıt geldi.

Hayfa'daki deniz üssünü ziyaretinde konuşan Netanyahu, "Donanma İsrail savunma kuvvetlerinin iki uzun kolundan biridir ve bu kol çok güçlüdür" dedi. Netanyahu, en güçlü ve uzun kolun ise hava kuvvetleri olduğunu söyledi.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Davutoğlu, BM'yi terk etti

davutoglu.jpg


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Teröre Karşı Uluslararası Mücadele Sempozyumu" sırasında, İsrail'i protesto için BM'yi terk etti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Birleşmiş Milletler'de gerçekleşen Teröre Karşı Uluslararası Mücadele Sempozyumu sırasında, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un konuşmasından önce salonu terk etti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Birleşmiş Milletler'de gerçekleşen Teröre Karşı Uluslararası Mücadele Sempozyumu sırasında salonu terk etti. Davutoğlu, sempozyumda bir konuşma yapmaya hazırlanan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un konuşmasından önce salonu terk ederek İsrail'i protesto etti.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
Erdoğan: Gerekirse İsrail'le savaşırız

esh_14893.jpg


Başbakan Erdoğan, ABD televizyonunda Charlie Rose'un sorularını yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İsrail belli bir ekonomik güce, belli bir silah gücüne sahip. Söylediği ne? 'Filistin'in elinde silahı olmayacak'. Senin elinde atom bombasına kadar her şey var, Filistinlilerin elinde bir tane silah dahi olmayacak. Bu bir akıl tutulmasıdır. Bunun akılla mantıkla izahı olmaz'' dedi.

'BİZİM YAKLAŞIMIMIZ İSRAİL'E KARŞI'

Başbakan Erdoğan, Rose'un ''İsrail karşıtlığına'' ilişkin sorusu üzerine ''Bizim Türkiye olarak İsrail halkına karşı herhangi bir olumsuzluğumuz yok. Burada bizim yaklaşımımız İsrail yönetimine karşıdır'' diye konuştu.

'3 MADDE GERÇEKLEŞMEZSE NORMALLEŞME OLMAZ'

Başbakan Erdoğan, ''İsrail ile normal ilişki kurmak kesinlikle mümkün değil mi'' sorusunu, ''Bu şekilde giderse, özür dilemezse, tazminat ödemezse, Gazze'ye ambargoyu kaldırmazsa bu normalleşme mümkün değil. Üç maddenin olması lazım'' diye yanıtladı.
'İSRAİL ŞIMARIK ÇOCUK'

Sunucu Rose'un, ''İsrail'e şımarık çocuk dediniz, saldırgan dediniz, bu tür bir dil kullanmanın bir faydası var mı'' sorusuna da ''Evet'' yanıtını veren Erdoğan, bunun nedeninin sorulması üzerine şunları söyledi:
'FİLİSTİN HALKINA ZULMEDİLİYOR'

''Şu anda ben tabii, olan gerçekler üzerinden gidiyorum. Yani İsrail Batı'nın şımarık çocuğudur. Hala aynı şeyi söylüyorum. Örneğin İsrail ile ilgili BM Güvenlik Konseyinin, BM Genel Kurulunun vermiş olduğu bunca kararlar vardır. Bunca kararlara rağmen Batı hiçbir zaman -buna Amerika da dahil- yaptırım uygulamamıştır. Ama bu yaptırım başka yerlere uygulanmıştır. Örneğin bir Sudan'ın Güney-Kuzey ayrılmasında Kuzey Sudan'a bu yaptırım uygulanmıştır, baskı uygulanmıştır. Bu aynı durum, İsrail için söz konusu değildir. İsrail Filistin münasebetlerinde böyle bir şey maalesef olmamıştır. Halbuki biliyorsunuz İsrail'in, Filistin'in devlet olarak tanınması ta 1947'ye dayanıyor. 181 No'lu kararla daha o zaman bu adım atıldı. Ama o günden bugüne hala Filistin'in devlet olarak tanınması sürecine yardımcı olunmuyor. O adımı artık atmak lazım. Ve her zaman söylenen nedir? Filistin'de Ortadoğu'da iki devlet, İsrail, Filistin devleti. Böyle tanındığına göre niçin bunu uygulamaya koymuyoruz? Bu halka zulmetmek niye?''.

Başbakan Erdoğan, ''İsrail karşıtı söylemlerin arkasında, Arap devletleri arasında daha fazla saygınlık ve popülerite kazanma niyeti mi var'' şeklindeki soru üzerine,.

'POPÜLARİTE DERDİMİZ YOK'

''Şunu açık konuşayım. Bizim bir popülerite derdimiz yok. Biz doğruyu, hakkı söylemek zorundayız. Adaletin gereği bu. Benim partimin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. Önce adalet. Adalet olmadan kalkınma olmaz. Eğer bir yerde zulüm varsa biz bu zulme seyirci kalamayız. Burada bir zulüm var. Hele hele benim 9 vatandaşımın öldürülmesi olayı aslında bir savaş sebebidir. Ama biz bunu bir savaş sebebi bile saymadık. Büyük devlet olmanın gereği sabrettik'' diye konuştu.


'GEREKİRSE SAVAŞIRIZ'

''Ama bunu, İsrail'in saldırısını bir savaş sebebi olarak görüyorsunuz değil mi''sorusunu Erdoğan, ''Gereğinde bu da yapılır. Ama biz büyük devlet olmanın gereği olarak buna sabırlı davrandık. Acaba Amerika'nın vatandaşlarının böyle 9 tanesi uluslararası sularda herhangi bir devlet tarafından öldürülmüş olsa 'iyi yaptınız' der mi? Hoş karşılar mı? Bizim bakışımız, yaklaşımımız da şu anda budur'' diye yanıtladı. Erdoğan, İsrail'in Mavi Marmara baskınıyla ilgili BM Soruşturma Komisyonunun raporuna dair değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu raporun hiçbir haklılığının söz konusu olmadığını vurguladı.

'FİLİSTİN KUŞATMA ALTINDA'

'Şu anda bırakın sadece Gazze'yi, Filistin bir açık hava hapishanesidir'' ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Filistin'e bir sandık domates onların izni olmadan sokamazsınız. Böyle bir kuşatma altındalar. Şimdi böyle bir kuşatma altında olan bu insanlar İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin neresine sıkıştırılıyor? Nerede insanlık? Nerede dünya? Niçin bu insanlara gereken ilgi ve destek gösterilmiyor? Bizim yaptığımız bu. İsrail belli bir ekonomik güce, belli bir silah gücüne sahip. Söylediği ne? Filistin'in elinde silahı olmayacak. Senin elinde atom bombasına kadar her şey var. Filistinlilerin elinde bir tane silah dahi olmayacak. Bu bir akıl tutulmasıdır. Bunun akılla mantıkla izahı olmaz. Nasıl buna evet denilebilir? Bizim yaklaşım tarzımız bu. Ve biz burada mazlumun yanındayız. Olmaya da devam edeceğiz. Taa ki hakkı verilene kadar.''


OBAMA İLE ÖZEL İLİŞKİNİZ VAR MI?

Erdoğan, "ABD Başkanı Barack Obama ile aranızda özel bir ilişki var mı?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Şu anda tabii bu Sayın Başkan'ın takdirleridir. Türkiye-Amerika olarak stratejik ortaklıkla başlayan ve çok eskilere dayanan bir süreç söz konusu. Fakat Sayın Obama ile model ortaklık süreci içerisinde devam eden ilişkilerimiz her alanda, siyasi, askeri, ekonomik, ticari artarak devam ediyor. Bu tabii bizler için de bir mutluluk vesilesi. Ve model ortaklığı sürdürdüğümüz Amerika ile bu sürecin her geçen gün daha iyiye gitmesi, bizim de arzumuz ve gördüğüm kadarıyla, tabii Sayın Başkan'ın böyle bir değerlendirme içerisinde olması da bizler için ayrı bir memnuniyet vesilesi. Birbirimizin gönlünü yaptığımıza göre, birbirimizi kırmadan bu uluslararası camialar içerisinde bir arada oluşumuz da zannediyorum
buna zemin hazırlıyor'
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
İsrail''den Erdoğan'ın sözlerine sert açıklamalar.

14533902.jpg


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'in on binlerce Filistinli'yi öldürdüğü yönündeki sözlerine Tel Aviv'den art arda sert tepkiler geldi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Erdoğan'ın sözlerini "çirkin suçlamalar" olarak nitelerken, Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da AK Parti için “terörü destekleyen radikal İslamcı bir liderlik” ifadesini kullandı.

İsrail Başbakanı Netanyahu, Başbakan Erdoğan'ın BM Genel Kurulu çalışmaları sırasında ABD basınına verdiği röportajlarda dile getirdiği, Yahudi Soykırımı ve İsrail'in on binlerce Filistinliyi öldürdüğü yönündeki ifadelerini cevaplandırırken, "Bunlar, gerçeklerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmayan çirkin suçlamalardır" ifadesini kullandı.

Netanyahu, Jerusalem Post gazetesine verdiği ve tamamı Çarşamba günü yayımlanacak yeni yıl röportajında, Erdoğan'ın sözlerini "asılsız" ve "skandal" olarak değerlendirdi.

New York’tan döner dönmez ayağının tozuyla gazeteye verdiği röportajda, Netanyahu, “Türkiye’nin liderinden bu açıklamaları duymuş olduğumuz için üzülüyorum. Biz Holokost’u kullanmıyoruz. Holokost insanlarımıza karşı tarihte işlenmiş en büyük suçtur. Bu suçlamayı 21’inci yüzyılın başında, Holokost’tan sadece 60 yıl sonra duymak kabul edilemez” dedi.

Erdoğan, BM Genel Kurulu çalışmaları sırasında CNN televizyonundaki söz konusu açıklamalarında, "Filistinlilerin İsrail halkını devamlı bombalarla rahatsız edip, çok sayıda İsrail vatandaşının öldürüldüğünün söylendiğini" belirterek, "Bize Filistinlilerin attıkları füzelerle, bombalarla kaç İsrailli öldürülmüş, belgelesinler" demişti.

"Yüzlerce, binlerce, on binlerce Filistinlinin öldürüldüğü çok açık, net ortadadır. Sadece Gazze'de binlerce insan öldürüldü" diyen Erdoğan, "İsraillilerin, tarihteki bir soykırımın arkasına sığınıp, bununla dünyada kendilerini mağdur, mazlum konusuna soktuklarını" da vurgulamıştı.

LIEBERMAN'DAN AĞIR SÖZLER
İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman ise partisi Yisrael Beitinu’nun (İsrail Evimiz) dün yaptığı yeni yıl kutlamasında, Erdoğan hakkında çok ağır sözler sarf etti. Lieberman, "Biz Türk Halkına ve Türkiye'ye saygı duyuyoruz. Sorunumuz şimdiki hükümetledir" dedi ve Ak Parti yönetimini, “terörü destekleyen ve geliştiren radikal İslamcı bir liderlik” olarak nitelendirdi.

İfade özgürlüğü için mücadele veren herkesin dikkatini, halen hapiste olan gazetecilere çeken Lieberman, "Türkiye'de şu an gazetecilere karşı açılmış bin civarında dava ve soruşturma var. 57 gazeteci hapiste. Bu rakam İran'da bile 34. Bu kadar çok gazetecisi hapiste olan başka bir ülke yok" dedi.

Lieberman, dün bazı gazetelerde Mavi Marmara baskınına katıldığı öne sürülerek isimleri yayımlanan İsrail askerlerinin yanında yer alacaklarını belirtti.

İsrailli bakan, Erdoğan’ın BM Genel Kurul toplantıları için gittiği New York’ta basına verdiği röportajlarla da dalga geçti.

Lieberman, “Erdoğan’ı CNN’de gördüm. Bence performansı bizim için muhteşemdi. Eğer İsrail için bir halkla ilişkiler kampanyası yapacak olsam, dünyanın her yerinde basın-yayın kuruluşları satın alır, sabahtan akşama Erdoğan’ı konuştururdum” dedi.

Lieberman, konuşmasında ayrıca Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’la birlikte New York’a gidip, Abbas’ın BM konuşmasını alkışlayan İsrailli Arap milletvekili Ahmet Tibi’ye de çattı.

İsrail Dışişleri Bakanı, “Terör örgütünün Knesset’teki temsilcileri Filistin delegasyonunun bir parçası olarak New York’a gidip ateş saçtı. Arap milletvekillerinin Suriye’deki toplu katliam konusunda şikayet ettiğini hiç duymamış olmam çok ilginç” dedi.

NETANYAHU'YA FİLİSTİN ÖVGÜSÜ
Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Filistinlilerin BM’de tanınma talepleri konusundaki yaklaşımını da öven Lieberman, İsrail’in BM’de bir felaket yaşayacağını öngören Savunma Bakanı Ehud Barak gibileri ise eleştiri yağmuruna tuttu.

Lieberman, “Bırakın diplomatik tsunamiyi yağmur bile yoktu. Kıyamet günü tahminlerini ve felaket olacak diyenleri hatırlıyorum. Bence bu kişiler ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamalarını, Obama’nın konuşmasını ve Ortadoğu Dörtlüsü’nün teklisini okumalı. Dörtlü’nün kararı üzerinde bazı çekincelerim var ama önkoşulsuz müzakere çağrısı yapması bence İsrail için çok büyük bir başarı” dedi.

Filistinlilerin, iki taraf arasındaki ekonomik ilişkileri düzenleyen Paris Protokolü’nün değişmesi taleplerini de reddeden Lieberman, “İsrail’in anlaşmada bir virgülü bile değiştirmeyeceğini” belirtti
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt