Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Türbanlı kızı kürsüden indiren komutanı kutluyorum! (1 Kullanıcı)

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
selamün aleyküm (sivetok )kardeşim)yüreğine sağlık bu konuda bilgilendirdiğiniz için sonsoz teşekkürlerimi sunuyorum.Allah razı olsun.

beşeri sistem işte kardeşim herkes istediği gibi yönetiyor bu ülkeyi.ey bu ülkenin laiklik ve demokrasiyle yönettiniği düşünen beyinler. hiç demokrasiyi ve laikliği adından başka bir şey gördünüzmü .hani laiklik, din ve devlet sisteminin ayrı yaşandığının bir felsefesiydi.hani demokrasi ifade ve yaşam özgürlüğüydü,hani siz mustafa kemal atatürk'ün izindeydiniz.ilk meclis kuruluşunu hiç hatırlamıyormusunuz.meclesisteki insanların çoğu sakallı ve cübbeli insanlar değilmiydi.hanımları ve anaları baş örtülü değilmiydi atatürkün annasi ve bacısı dahi baş örtülü değilmiydi.şimdi bunlara karşı çıkarak hangi laikliğiği hangi demokrasiyi insanlara yaşatıyosunuz.eğer atatürk yaşasaydı hiç birinizi şuan o kultukta bırakmazdı ve görevden bırakmazdı.ben bunu biliyorum.VESSELAM.

a.s.
sayın EL_ENSARİ kardeşim öncelikle teşekkür ederim
Rabbim inşallah cümlemizden razı olur.
Yorumunuzda çok güzel teşekkürler kardeş
Elleriniz dert görmesin
 

EL_ENSARİ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2007
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamün aleyküm burdan mağdur olan kardeşimede seslenmek istiyorum.şunu unutma kardeşim dünyadaki rütbe derece madalya veya ödül hepsi geçicidir .onun içiN üzülmene gerek yok.ve şunu bilki önemli olan Allah katında o değerlere mazhar olmaktır.çünkü peygamberimiz.sav.(İnne ekremeküm indellahi etkakum)En hayırlınız ve derecesi en yüksek olan Allah katında takvalı olanınızdır.başörtünüze yaplan saygısızlığın islam alemine yapılan bir saygısızlıktır bunun bütün müslüman kerdeşlerimizin bilincinde olması gerek. gereken tepkiyi vermelerinin inancındayım.VESSELAM
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
selamün aleyküm burdan mağdur olan kardeşimede seslenmek istiyorum.şunu unutma kardeşim dünyadaki rütbe derece madalya veya ödül hepsi geçicidir .onun içiN üzülmene gerek yok.ve şunu bilki önemli olan Allah katında o değerlere mazhar olmaktır.çünkü peygamberimiz.sav.(İnne ekremeküm indellahi etkakum)En hayırlınız ve derecesi en yüksek olan Allah katında takvalı olanınızdır.başörtünüze yaplan saygısızlığın islam alemine yapılan bir saygısızlıktır bunun bütün müslüman kerdeşlerimizin bilincinde olması gerek. gereken tepkiyi vermelerinin inancındayım.VESSELAM

a.s.
inşallah kardeş
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
tuncay.jpg

Tuncay Özkan'dan itiraf: Dün bizi davet eden Rektörler bugün 'aman gelmesin' diyor


Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce birçok üniversite rektörünün kendisini konuşmacı olarak davet ettiğini ve salonların kapısını sonuna kadar açtığını söyleyen Kanaltürk Televizyonu'nun sahibi Tuncay Özkan, bugün rektörlerin kendisine kapıları tek tek kapatmaya başladığını söyledi.



9 Aralık'ta Ankara'da 'Hukukuma Adalete ve Hukukçuma Dokunma' mitingi yapılacağını; ancak bu mitinge otobüs kaldırmayacağını ifade eden Özkan, "Çünkü otobüs kaldıracak param kalmadı. Bitti, pamuk eller cebe" diye konuştu.

Kanaltürk Televizyonu sahibi Tuncay Özkan, İzmir'de Rotary Kulüpleri 2440. Bölge'nin düzenlediği 'Türkiye'nin Geleceği' konulu toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Buradaki konuşmasında, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bazı üniversite rektörlerinin kendisini okullarında konuşmacı olarak davet ettiğini; ancak seçimlerden sonra bunun tersine döndüğünü söyleyen Özkan, "Dün Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce konuşmamız için bizi davet eden, salon açan rektörler, bugün öğretim üyelerinin yoğun ısrarına rağmen bizimle ilgili olarak 'aman gelmesinler, Cumhurbaşkanlığı'na, rektörlük seçimlerinde ismimiz gidecek' diyorlar. Bize üniversiteler salon açmamaya başladı" dedi.

Toplantılarına katıldığı Rotary üyelerine 9 Aralık'ta Ankara'da Hukukuma Hukukçuma ve Adalete Dokunma Mitingi'nin düzenleneceğini hatırlatan Özkan, çok sayıda kişinin kendisine bu mitinge otobüs kaldırıp kaldırmayacağını sorusunu yönelttiğini söyledi. "Otobüs kalkmıyor" diyen Özkan, ücretsiz otobüs kaldıracak parasının kalmadığını, pamuk ellerin cebe gitmesi gerektiğini kaydetti.

Rotary Kulüpleri'nin misafiri olarak katıldığı toplantıda seçimlerde yüzde 10-12 arasında manipülasyon yapıldığı inancına sahip olduğunu ve bu inanç doğrultusunda Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) gittiğini anlatan Kanaltürk televizyonu sahibi Özkan, YSK'nın kendisine, seçim sonuçlarının doğru olduğu yönünde cevap verdiğini belirtti. Referandumun iptali için de başvuruda bulunduğunu ifade eden Özkan, "YSK, orda da 'yetkisizim' diye cevap verdi. CHP Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. İkisini de alıyorum, referandumun iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürüyorum" diye konuştu.

Özkan, " Ben bu mücadeleye çıkmaya, faşizmin karşısında dikilmeye karar verdim. Bugün 520. konferansım, 13 meydan mitingi yaptım" şeklinde konuştu.

Konuşma sonunda İzmir'deki bütün Rotary Kulüpleri Özkan'a tek tek flamalarını hediye ederek hatıra fotoğrafı çektirdi.


CİHAN
29 Kasım 2007, Perşembe



NOT:
Başörtüsü konusunda en çok problemin çıktığı üniversitelerden böylesi bir adım iyiye işaret bence inşallah tez zamanda Başörtüsü sorunuda çözülür
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Tevhide'ye, Avrupa'dan çifte destek geldi

Tevhide'ye, Avrupa'dan çifte destek geldi

tevhide.jpg
tevhide.jpg
tevhide.jpg
tevhide.jpg


Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi Alman Yeşiller Partisi üyesi Cem Özdemir, Tevhide Kütük'ün ödül almak üzere çıktığı kürsüden indirilmesinin tamamen yanlış olduğunu söyledi.

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk de, "Kaymakam ve komutanın tepkilerine sempati ile bakmak mümkün değil." dedi. AP üyesi Cem Özdemir, halk arasında bir başörtüsü sorunu olmadığını; ancak birçok konuda olduğu gibi devletin müdahalesi ile sorun haline dönüştürüldüğüne dikkat çekti. Küçük bir çocuğa reva görülen muamelenin tasvip edilemeyeceğini vurgulayan Özdemir, "Eğer niyet köktendincilik ile mücadele ise yetkililer bu tavırları ile radikal hareketlere destek veriyorlar. Bu tavırlar ancak radikal unsurları güçlendirir." diye konuştu.

Lagendijk ise kız öğrencilerin başörtüsü ile üniversitelere girmesine destek verdiğini; ancak daha küçük yaştakilerin başörtüsü takmaları konusunda mütereddit olduğunu anlatırken, "Ancak şunu net olarak ifade etmek isterim ki bu tür acımasız tavırlara hiçbir sempatim olamaz. Bu yaklaşım hiçbir şekilde tasvip edilemez." şeklinde konuştu Selçuk Gültaşlı, Brüksel

Zaman
01 Aralık 2007, Cumartesi
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Kardeşler bu fotografı görünce tutamadım göz yaşlarımı :A
Rabbim ne olur bu zalimlerin elinden kurtar kardeşlerimizi :A
Ey merhametlilerin en merhametlisi merhamet eyle bize :A
Allah diyen kullarını hainler karşısında ezdirme ne olur :A
 

nilgun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Tem 2006
Mesajlar
147
Tepki puanı
0
Puanları
0
Eminim Oraya Türbani Yerine Mini Etekli Hoş Bir Lise öğrencisi Gelse çok Daha Mutlu Olurlardi. Ve Kimsede Tepki Göstermezdi Değilmi. çünkü Demokrasi Var ?
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Başörtüsü Zulmüne "dua Hükmünde"..

Başörtüsü Zulmüne "dua Hükmünde"..

Hocam Size Katiliyorumm..



YERYÜZÜNDE BAŞÖRTÜSÜ ZULMÜ'nün SONA ERMESİ DİLEĞİ İLE...

Ve Sizler...
O gün ayetler, sizin omuzlarınızdan söz ediyordu..
Başörtüsünü bir SANCAK gibi yapan Elif'tiniz.
İnce Ceylan derisinde, sülûs yazılarla, süslü ''Nur'' ayetlerinin şavkıydı dalgalanan..
Üç küçük ağaç dallarını size dönüp çiçeğe döndü O gün.
Rüzgar bazen pervaz ediyor, ince beyaz çiçeklerin arasından süzülüp, sizin başörtünüzde duruluyordu...


Ve derken..
Gökte, güneş gelip başınızın üstünde durdu..
Hüznün şerefelerinde mavi ezan çiçekleri açıldı...
Siz.. bir zulmün üzerine yürür gibi yürüdünüz..
Siz.. ayetlerde omuzlarından söz edilenlersiniz
Siz.. yeryüzünün bütün meydanlarında başörtüsünü birer sancak gibi taşıyanlarsınız..
Siz.. iffet ve namus timsalleri...
yeryüzünün zümrüt parıltılarısınız...
Siz.. yeryüzüne sığmayan, iman çağlayanlarısınız..


Ve Sizler BACILARIM..
Başörtüsü için çile çeken, gözyaşı döken bacılarım...
Allah yolunda her türlü tehdide, işkenceye, zulme göğüs geren, dövülen, horlanan..
Sözlerinde, özlerinde gönüllerinde imanın nurunu dalgalandıran..
Allah için, seherlerde kanlı gözyaşları arş-ı alaya dayanmış sizler...! BACILARIM... SİZLERE SELAM OLSUN!

Ve sizler, öyle kimselersiniz ki;
Allah ve Rasulünü dünyadan ve dünyadakilerden üstün tutanlarsınız...
- Sizler Allah'tan ümit kesmeyenlersiniz..
- Sizler Dertlerini sessiz-beyaz dilekçelerle Allah'a sunanlarsınız..
- Sizler istediklerini yalnız ve yalnız Allah'tan isteyenlersiniz..
Ve sizler..
-Allah'ın mahşerdeki hesabını unutup, size alaylı gözlerle her türlü acımasızlığı yapanların yüzüne;
Şanlı direnişinizi tokat gibi çarpan sümeyyelersiniz..
SİZLERE SELAM OLSUN..


BACIM;
İnan ki, senin başörtünde gül bahçesine dönüşmüş..
Onların kanları boşa akmamış..
Onlar gül bahçelerini sulayan; Eyyub El-Ensariler, Ulubatlı Hasanlar, Sütçü imamlar, Akifler..
Ey Sütçü imam.. İki bacımızın yaşmağını aldılar diye maraşı kana buladın..
HEYHAT..!
Gel görki, şimdi senin şuuruna ne kadarda da muhtacız..
Hakkını helal et!
Senin emanetine sahip çıkamadık..
Senin huzurunda duracak yüzümüz yok..
Bacılarımızın, kızlarımızın derdine derman olamadık..
Onlar okumak istiyorlar..
Ama gel görki senin torunlarını başörtülü diye sokmuyorlar okullarına..
O gün fransız, ingiliz yunan dölleri; Bayrağa, başörtüsüne, namusa el uzatıyordu..
Bugün adı müslüman olan, Mehmetler, Ayşeler maalesef birer başörtüsü celladı kesilmişler..
Başörtüsünü düşman bellemişler.
Başörtüsünü düşman bellemişler..

"BACIMIN İFFETİ BATMAKTA REZİLİN GÖZÜNE..
ACIRIM TÜKRÜĞE BİLLAHİ ! TÜKÜRSEM YÜZÜNE" diyor merhum Akif

Reziller görevlerini yapıyorlar..
Peki ya bizler? Adı "müslüman" olan bizler..

Lafı gelince mangalda kül bırakmayan bizler, üzerimize sanki ölü toprağı serpilmiş..
Bizler vazifemizi yapamasak da sen yine de üzülme..!
Ümitvar ol..

BACIM..
Unutma! tez geçer zulmün ezası. Sabretmeyi bileceksin tamam mı?

Çevirmez ahını Allah öksüzün Pek basittir, devrilmesi köksüzün Her kim olsa haksızlığı haksızın Suratına çalacaksın tamam mı?

Yolunuz her zaman Allah yoludur! Bu öyle bir çileki, kökü şehid kanıdır! Hak haklının en mukaddes malıdır. Vermezlerse alacaksın tamam mı?

Yalana hayır, bu gerçeğe evet Mücadeleden yılma, kalsanda tek fert Birde ötesi var, buranın elbet, Nasıl olsa güleceksin... güleceksin...
Güleceksin tamam mı?

ALLAHIM, Bizlere yüzümüz ağırtan böyle nesiller verdiğin için sana şükürler olsun..

ALLAHIM, Ayakları senin davanda sabit olan bu güzide evlatları, bütün ümmeti muhammede ibret eyle, rehber eyle..

ALLAHIM, Bütün bu yapılanlar, ümmetin dağınıklığından.. En kısa zamanda bütün müslümanlara, birbirini sevmeyi, birbirleriyle kardeş olmayı ve birleşme şuurunu nasip eyle..

ALLAHIM sen Mevlamızsın.. Bizleri bağışla.. bizleri şuurlandır.. gözlerimizi aç.. kalplerimizi yumuşat.. ayaklarımızı kaydırma.. davamızda zafer nasip eyle..

AMİN... AMİN... AMİN :A:A:A:A
 

ysm_in

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
115
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
istanbul
Eminim Oraya Türbani Yerine Mini Etekli Hoş Bir Lise öğrencisi Gelse çok Daha Mutlu Olurlardi. Ve Kimsede Tepki Göstermezdi Değilmi. çünkü Demokrasi Var ?

çok haklısınız bu kardeşimin böyle duruma maruz kalmasına çok üzüldüm dilerim Allahtan herkes hakkettiğini görür ve yaşar .Allah yolunda çekilen her çilenin ve sıkıntının Onun katında elbet bir değeri ve mükafatı vardır bunu untmamak lazım Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun bu kardeşimizi üzenler inş. bir gün gelirde aynı şeylere onlarda maruz kalmazlar (aslında bize çektirdiklerini yaşamalılar ama bizlere beddua etmek yakışmaz).Allah herşeyi iyi işitir ve görür. kimsenin ahı yerde kalmaz !!
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
çok haklısınız bu kardeşimin böyle duruma maruz kalmasına çok üzüldüm dilerim Allahtan herkes hakkettiğini görür ve yaşar .Allah yolunda çekilen her çilenin ve sıkıntının Onun katında elbet bir değeri ve mükafatı vardır bunu untmamak lazım Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun bu kardeşimizi üzenler inş. bir gün gelirde aynı şeylere onlarda maruz kalmazlar (aslında bize çektirdiklerini yaşamalılar ama bizlere beddua etmek yakışmaz).Allah herşeyi iyi işitir ve görür. kimsenin ahı yerde kalmaz !!


kimsenin ahı yerde kalmaz !!
Amin inşallah kardeş
 

pakizebölükbas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2007
Mesajlar
230
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Allah razi olsun olsun hocam.o bacimin gözyasi benim yüregime akti.o gün ödülünü aldi oyücelerin yücesinden.kullar vermesede olur.:A
 

dereli_06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
25
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
BÖYLE SAÇMALIK OLMAZ BAŞI KAPALI İNSANIN KİME NE ZARARI VAR BU ÜLKEDE ANLAYAMIYORUM ALLAH'a havale ediyorum her yerde bu böyle maalesef bir gün düzelir İNŞALLAH ayrıca sivetok arkadaşım sana pek katılmıyorum o komutanın cesaretini takdir etmenden dolayı başörtüsüne düşman birisini ne olursa olsun neden savunuyorsunki kötülüğe destek çıkmışsın sen
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
BÖYLE SAÇMALIK OLMAZ BAŞI KAPALI İNSANIN KİME NE ZARARI VAR BU ÜLKEDE ANLAYAMIYORUM ALLAH'a havale ediyorum her yerde bu böyle maalesef bir gün düzelir İNŞALLAH ayrıca sivetok arkadaşım sana pek katılmıyorum o komutanın cesaretini takdir etmenden dolayı başörtüsüne düşman birisini ne olursa olsun neden savunuyorsunki kötülüğe destek çıkmışsın sen

s.a.
Sayın dereli_06 kardeşim o komutanın cesaretini ben takadir etmiyorum ki. Ayrıca O cümlede alaycı bir takdir söz konusu. Hem o cümlenin sahibi ben değilim ilgili haberi yazan kişinin sözüdür.
Ben asla başörtüsüne karşı çıkanın yanında olmadım.
Ayrıca başörtüsünden dolayı benimde mağduriyetim söz konusu. Bu mağduriyet hayatımızı olumsuz yönde etkilemiştir.
Sen yanlış algılamışsın kardeş
Ayrıca yorum ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim
Saygılarımla
 

aysunaydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2007
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
s.a. duyarlı din kardeşlerim...
Yüce Rabbimin emirlerine uyup yaşayıp o emirleri, bu dünyadan ve dünyalıklardan üstün gören tüm bacılarımdan Allahım razı olur inşallah... bizler milyonlarca başı örtülü Ayşeler,Elifler... Yüreğimiz Mehmetçiğin yüreği gibi volkan!!! ne başörtümüz çıkar, ne başımızı eğilir, nede kabuğumuza çekiliriz tek bileğiz bükülmeyiz herkes bilsin ...
 

CennetMelegi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ara 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
S.a. Tevhide kardeşimize yapılan haksızlığa bende çok üzülenlerdenim. Herkez herkeze bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah’ın işidir. Mevlam hidayet versin Kullarına. Rabbim yar ve yardımcımız olsun...
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Türbanlı sayısı 4'e katlandı / Anket

Türbanlı sayısı 4'e katlandı / Anket

Araştırma sonuçlarını TABLOLAR halinde görmek için GALERİYE GİRİŞ

Acizane ))) Online ilahi ve Ezgi Merkezi - Full Albümler


anketav1.jpg


Araştırma sonuçlarını TABLOLAR halinde görmek için GALERİYE GİRİŞ

haber7com 'bu noktada haber var'

Konda'nın araştırmasına göre, başını örtenlerin oranı son dört yılda yüzde 64.2'den 69.4'e çıktı. Başını türbanla örtenlerin oranı ise 4 kat arttı.


Tarhan Erdem'in sunumu

2003 araştırmasında, yetişkin kadınlar arasında başını örtenlerin sayısı yaklaşık 13 milyondu. Bugün bu sayı 14 milyon çevresindedir. Ancak dört yıl içinde türban takan hanımlarımızın sayısı yaklaşık 500 binden 2 milyona çıkmıştır. Bu dikkat çekici ve hızlı artışın nedeni bu araştırmada belirgin değildir.

Örtünenlerle örtünmeyenler arasındaki fark genellikle, sadece başlarını örtmesiyle sınırlı değildir. Örtünme insanın yaşam tarzı ve anlayışını da etkilemektedir.

Örneğin, eskiden beri örtünme ile modernleşme arasında bağıntı kuranlar olmuştur. Başını örtenlerin Batılılaşmanın karşısında oldukları iddiası azımsanmayacak kadardır. Ancak, bu görüş kabul edilirse, yüzde 30 dışındakilerin hepsini Batılılaşma karşıtı olarak kabul etmemiz gerekir. Eğer bu doğru olsaydı, örneğin son 20 ya da 10 yılda aldığımız mesafeyi geçmemiş olmamız gerekirdi. Çünkü, yüzde 70 Batılılaşma karşıtı olan bir ülkede bu ilerlemeler sağlanamaz. En azından başını örtenler dört yılda yüzde beş arttı diye, ülkemizin ve halkımızın Batı'dan uzaklaştığını söyleyemeyiz.

Birçok bakımdan modernleşmede alınan yolun geriye değil, ileriye doğru olduğu açıktır. Başını örtenlerin bir kısmının, Batılılaşmaya karşı olduğu bir gerçektir, ancak büyük çoğunluğunun teknolojide, bilimde, hukukta, siyasal rejimde yüzlerinin Batı'ya dönük olduğu yadsınamaz. Halkımız geleneğini, dini inancını kaybetmek istememekte, özetle kültürel değerlerine bağlı kalırken modernleşmek istemektedir. Bunlar için kültürel değerlere bağlılık, modernleşmenin tehlikeleri (!) için bir korunak, korkuları için bir kalkandır. Diğer taraftan, başını örtmeyenlerin kültürel değerlere saygısı başını örtenlerden çok farklı değildir.

Kültürel değerler dışındaki diğer değerler tartışıldığında, başını açanlarla başını örtenlerin ortaya koydukları görüşler arasındaki fark azalmakta, örtünme hali görüşler arasında bir ayıraç olmaktan çıkmaktadır.
Siyasal hayatımızda, kültürel değerleri korumayı yaşamsal gören ama Batılılaşmak isteyenler ile devleti korumak ve aynı zamanda Batılılaşmak isteyenler arasında belirli ayrışma olduğu görülmektedir. Oysa ne bu taraftakiler devleti ve cumhuriyeti yıkmak istemekte, ne de öbürleri kültürel değerlerin yok olmasına çaba göstermektedirler.

Bu çekişmenin bugünkü içeriği aynı kaldıkça, tabloda bir değişiklik beklenmemelidir.

Tartışma, kültürel değerlerin dışındaki yaşamın ortak yanlarına (demokrasiye, altyapıya, eğitime, sağlığa, hukuka) taşınabildiğinde, bugünkü tablo değişecek, örtünme tercihi siyasal hayattaki ayrışmanın belirleyicisi olmaktan çıkacaktır.

Tarhan Erdem'in araştırması

Milliyet bugün, Türkiye'nin en çok tartışılan konularıyla ilgili önemli bir araştırmanın yayımına başladı. KONDA araştırma şirketi tarafından Tarhan Erdem yönetiminde yapılan araştırma "Gündelik Yaşamda Din Laiklik ve Türban" başlığını taşıyor.


Araştırma sonuçlarını TABLOLAR halinde görmek için GALERİYE GİRİŞ


Tarhan Erdem yönetiminde A&G Araştırma Şirketi, Mayıs 2003'te başörtüsü konusuyla ilgili bir araştırma yapmış ve Milliyet gazetesinde 27-31 Mayıs arasında yayımlanan araştırma, önemli ve ilgi çeken sonuçlar ortaya çıkarmıştı.

Örneğin, Türkiye'deki hanelerin yüzde 77.2'sinde başını kapatan kadın olduğu, 18 yaş ve üstü kadınların yüzde 64.2'sinin ev dışında başını kapattığı, yaş yükseldikçe başını kapatanların oranının hızla yükseldiği, başörtüsünde eğitimin en belirleyici unsur olduğu ve sosyal statü yükseldikçe kapanmayanların oranının hızla yükseldiği gibi bulgular ortaya konmuştu.

AKP'nin tekrar iktidara gelmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci, türban konusunun yine gündeme gelmesine yol açtı. Dört yıl geçtikten sonra tekrarlanan araştırma, değişimin yönünü ve miktarını merak edenler ve bu dönemin siyasetini değerlendirmek isteyenler için çok ilgi çekici veriler ortaya koydu.

AMAÇ
Araştırmayla şu noktaların belirlenip değerlendirilmesi ve sonuçların kamuoyuna sunulması amaçlandı:
# Türkiye'deki yetişkin nüfusun başörtüsünün kullanımı ve siyasette tartışma konusu edilmesini nasıl algıladıkları;
# Bu alanda son 4 yıl içinde ne yönde ve oranda değişimler olduğu;
# Türban konusunun yetişkin nüfusun gözündeki ve algılarındaki durumlarının ölçülmesi;
# Gündelik yaşamda din, örtünme, laiklik algı ve alışkanlıklarındaki eğilimlerin değerlendirilmesi.

Araştırmanın kapsamı
Araştırmanın kapsamı da şöyle belirlendi:
# Türkiye insanının dindarlık yönünden kendini nasıl konumladığı ve ibadet alışkanlıkları;
# Örtünme tercihleri, gerekçeleri ve anlamlandırışı;
# Türban meselesine ve tartışmanın yansımalarına bakışı;
- Dini kuralların gündelik yaşamındaki geçerliliği ve ağırlığı;
# Kadın meselesine bakış ve dini inançların bu bakışa etkileri;
# Muhafazakârlık algılarının ölçülmesi ve değerlendirmesi.


Örneklem böyle hazırlandı
Araştırmanın saha çalışması 8-9 Eylül 2007 tarihlerinde, 41 ilde, 171 ilçede 298 mahalle ve köye gidilerek yapıldı. Her mahalle ve köyde 18'erden 2 bin 639 denek kadın, 2 bin 650 denek erkek olmak üzere toplam 5289 kişiyle görüşüldü.


Örneklem Adet
İl 41
İlçe (merkez ilçeler dahil) 171
Mahalle ve köy sayısı 298 (Kent 208, kır 90)
Görüşme adedi 5 bin 289


Örneklem, 2000 Genel Nüfus Sayımı ve 2002 Genel Seçim sonuçları esas alınarak hazırlandı. 46 bin 797 mahalle ve köy, bölge, il, eğitim, istihdam ve nüfus bilgileri ile seçim sonuçlarına göre ayrıştırılarak ve kümelendirilerek ana veri elde edildi. Bu ana veriden de bilgisayar tarafından kümelerin nüfus oranlarına koşut olarak rastlantısal metotla seçildi.
Araştırma alanı TÜİK'in 12 bölge ayrımına göre seçildi ve görüşmeler yandaki tabloda yer alan illerde yapıldı.


BÖLGE ADI İLLER
İstanbul İstanbul
Batı Marmara: Balıkesir, Edirne, Tekirdağ
Ege: Denizli, İzmir, Manisa,
Doğu Marmara: Bolu, Bursa, Kocaeli,
Batı Anadolu: Ankara, Karaman, Konya
Akdeniz: Adana, Hatay, K.Maraş, Mersin, Osmaniye
Orta Anadolu: Kayseri, Nevşehir, Sivas,
Batı Karadeniz: Bartın, Karabük, Samsun,Tokat,
Doğu Karadeniz: Giresun, Rize, Trabzon
Kuzeydoğu Anadolu: Bayburt, Erzincan, Erzurum,
Ortadoğu Anadolu: Elazığ, Malatya, Tunceli, Van
Güneydoğu Anadolu: Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Şanlıurfa,

Tarhan Erdem yönetiminde KONDA araştırma şirketi tarafından Milliyet için yapılan "Gündelik Yaşamda Din, Laiklik ve Türban" araştırması, örtünme ile türban konularında önemli veriler ortaya koyuyor. Verilerde, "Türbanın siyasal simge olarak kullanılıp kullanılmadığı" tartışmalarına ışık tutacak ayrıntılar da yer alıyor.
Çünkü araştırma sonuçlarına göre, AKP yönetiminde geçen son dört yılda başını örtenler kendi içinde yaklaşık yüzde 8'lik artışla yüzde 64.2'den yüzde 69.4'e yükselirken, türbanla örtünenlerin oranında ise 4.7 katlık artışla bir patlama yaşanmış durumda. Türbanla örtünenlerdeki artışın eğitimli gençler arasında çok daha yüksek olması da dikkat çeken bir başka ayrıntı.

Örtünme biçimi böyle değişti

"Siz veya eşiniz sokağa çıkarken başını örtüyor mu?" sorusuna, deneklerin yüzde 30.6'sı örtmediği karşılığını verirken, yüzde 69.4'ü farklı isimlerle de olsa başını örttüğünü söyledi. Yanıtlara göre, deneklerin yüzde 51.9'u başını başörtüsü, eşarp, yemeni benzeri yerel örtülerle örterken, yüzde 16.2'si türban, yüzde 1.3'ü çarşaf, peçe kullanıyor. 2003 araştırmasında başını örtenler toplamda yüzde 64.2 iken bugün bu oran yüzde 69.4'e yükselmiş. 2003 araştırmasıyla kıyaslandığında, toplumda başını örtenlerin oranı kendi içinde yüzde 10 dolayında artarken, örtenler içinde türban kullananların oranında çok ciddi artış görülüyor.

Türban gençlerde daha yaygın

Başını örtmeyenler gençler arasında yüzde 46.9 oranındayken, 29-43 yaş grubunda yüzde 31.1'e 44 yaş üstü grupta yüzde 18'e düşüyor. Türban kullananlar 18-28 yaş grubunda yüzde 19.7 iken 29-43 yaş grubunda yüzde 17.3'e 44 yaş üstü grupta yüzde 16.2'ye düşüyor.
Örtünme geleneksel eğilime uygun olarak yaşlandıkça artarken, türban kullananlar ise yaşlar arasındaki örtünme eğiliminin zıttı karakter göstermekte olup dikkat çekici biçimde gençlerde daha yüksek.
2003 araştırmasıyla kıyaslandığında, türban kullananlardaki artış en yüksek oranda gençler arasında görülüyor. 2003 yılında türban kullanan gençler yüzde 4.1 iken şimdi yüzde 19.7'ye yükselmiş durumda. 28-43 yaş grubunda türban kullananlar 2003 araştırmasında yüzde 3.8 iken şimdi yüzde 17.3'e yükselmiş durumda. 44 yaş üstü grupta ise türban kullananlar yüzde 2.5'ten yüzde 12.6 oranına yükselmiş görünüyor.

Türban kullanımı eğitimlilerde fazla

Başını örtmeyenler arasında üniversite eğitimliler yüzde 17.7, lise mezunları yüzde 42.2, ortaokul mezunları yüzde 12.3, ilkokul mezunları yüzde 23.7 oranında. Başörtüsü kullananlar arasında üniversite eğitimliler yüzde 2.2, lise mezunları yüzde 14, ortaokul mezunları yüzde 13.6, ilkokul mezunları yüzde 51.4 oranında. Türban kullananlar arasında üniversite eğitimliler yüzde 5.5, lise mezunları yüzde 25.9, ortaokul mezunları yüzde 19, ilkokul mezunları arasında yüzde 38.8 oranında.
Eğitimlerine göre bakıldığında, Türkiye eğitim ortalamalarına kıyasla lise altı eğitimliler başını örtmeyenler arasında daha az görülüyor. Bir başka deyişle lise altı eğitimliler genele göre daha fazla oranda örtünüyor. Eğitim arttıkça genel olarak örtünme azalırken, yine şaşırtıcı biçimde, örtünenler arasında türban kullananların oranı eğitim arttıkça artıyor.

Kümelere bakıldığında eğitimlerine göre, çarşaf ve peçe kullananlar ağırlıklı olarak okuryazar olmayanlar (yüzde 4.5) ve diplomasız okuryazarların arasında (yüzde 4) görülüyor. Türban kullananlar ise nispeten ağırlıklı olarak ortaokul (yüzde 22.1) ve lise mezunları (yüzde 17.2) arasında görülüyor.
Geleneksel başörtüsü kullananlar üniversite mezunları arasında yüzde 15.4 iken lise mezunları arasında yüzde 29.6, ortaokul mezunları arasında yüzde 50.5, ilkokul mezunları arasında yüzde 65.3, hiç eğitimi olmayanlar arasında yüzde 76.4 oranında.
Sonuçlar, 2003 araştırmamızla kıyaslandığında Türkiye genelinde örtünmeyenler kendi içinde yüzde 16 oranında azalarak yüzde 35.8'den yüzde 30.6'ya düşmüş görünüyor. Başını bir biçimde örtmekte olanlar ise kendi içinde yüzde 8 artarak yüzde 64.2'den yüzde 69.4'e yükselmiş durumda. Eğitim kümeleri üzerinden bakıldığında örtünen kadınlar içinde türban kullananların oranlarında şu artışlar görülüyor:
# Türkiye ortalaması olarak 4.7 kat (yüzde 3.5'den yüzde 16.3'e);
# Üniversite eğitimliler arasında 4.4 kat (yüzde 2.6'dan yüzde 11.4'e);
# Lise eğitimliler arasında 6.9 kat (yüzde 2.5'ten yüzde 17.2'ye);
# Ortaokul eğitimliler arasında 6.1 kat (yüzde 3.6'dan yüzde 22.1'e);
# İlkokul ve daha az eğitimliler arasında 3.9 kat (yüzde 3.8'den yüzde 15'e çıktı).

Ev kadınlarının dörtte üçü, öğrencilerin dörtte biri başını örtüyor

Kadınların iş ve meslek dağılımlarına bakıldığında, öğrencilerin yüzde 77'si, çalışan kadınların yüzde 59.4'ü, emekli kadınların yüzde 47.2'si başını örtmüyor. Başörtüsü en yaygın biçimde ev kadınları (yüzde 59.8) ve işsiz kadınlar yüzde 45.5)arasında görülüyor. Öğrencilerin yüzde 23'ü örtünmeyi tercih ederken, yüzde 13.5'i türbanı, yüzde 9.5'i başörtüsünü tercih ediyor.
Grafikte de görüldüğü gibi en az örtünenler öğrenciler iken, örtünenler arasında en yaygın türban kullanımı yine öğrencilerde görülüyor.

Nişan ve nikâhta örtü var

Araştırma sonuçları, örtünmede kadın ve erkek beraberliğinin de önemli etkenlerden biri olduğunu gösteren veriler sunuyor. Bekârların yüzde 64.6'sı, sözlü-nişanlı olanların yüzde 49.2'si, evlilerin yüzde 24.3'ü ve dul-boşanmış olanların yüzde 28.5'i gündelik hayatta başını örtmüyor. Başını örtenler bekârlar arasında yüzde 35.4, sözlü-nişanlılar arasında yüzde 50.8, evliler arasında yüzde 75.7, dul-boşanmışlar arasında yüzde 71.5 oranında.
Grafikte de görüldüğü gibi Türkiye'de kadınlarla, erkeklerin beraberlik seviyesi geliştikçe başını örtme oranı yükseliyor.

Gelir düzeyi düştükçe başını örtme artıyor

Başını örtmeyenler en yüksek oranda en yüksek gelir grubunda (yüzde 72.9) görülüyor. En düşük gelir grubunda başını örtmeyenler yüzde 15.2 iken, ikinci dilimde yüzde 21.3'e, orta gelir diliminde yüzde 37.3'e yükseliyor. Başını örtenlerin oranı ise örtmeyenlerin zıttına karakter gösterip gelir düştükçe artıyor. Başını örtenler arasında türban kullananlar ise bu eğilimin tersine hareket ediyor, gelir seviyesi arttıkça genel karakter olarak türban kullananlar artıyor.
Gelir arttıkça örtünmenin azalıyor oluşu grafikte de daha kolay izlenirken, türbanın orta ve orta üstü gelir grubunda, ortadireğe göre daha fazla kullanıldığı görülüyor.

Başörtüsü kırda, türban kentte yaygın

Araştırmaya katılanlara oturdukları yere göre baktığımızda, kentte oturanlarda başını örtmeyenler yüzde 35.5 iken, kırda oturanlarda bu oran yüzde 19.8'e düşüyor. Yani kentlerde oturanların yüzde 64.5'i başını örtenken, kırsal kesimde oturanlarda bu oran yüzde 80.2'ye yükseliyor. Türbanla ilgili olarak burada da bir farklılık görülüyor. Başörtüsü kullananlar kentte yüzde 46 iken, kırda yüzde 64.9'a çıkıyor. Türban kullananlar ise kentte yüzde 17.4 iken kırsal kesimde yüzde 13.6 oranında çıkıyor.
Grafikte kolayca görüleceği gibi, kırda başını örtme yüksek iken, türban kentte kırsal kesimden daha fazla kullanılılıyor.
Veriler 2003 araştırmasıyla kıyaslandığında, 2003 yılında kentte oturup da başını örtenlerin toplamı yüzde 56.3 iken 2007'de yüzde 64.9'a, kırsal kesimde oturanlar arasında başını örtenler yüzde 75.5 iken şimdi yüzde 80.2'ye yükselmiş durumda. Başını örtme eğiliminin kentte kırsal kesime göre biraz daha fazla artması da dikkat çekici bir ayrıntı.

(Milliyet)
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Önceki haberin devamı ...


Parti tercihine göre örtünme biçimi değişiyor

Araştırma, siyasi tercihlerle örtünme ve örtünme biçimleri arasındaki ilişkiyi de çok net şekilde ortaya koyuyor. Özellikle türbanla ilgili veriler dikkat çekici.
AKP seçmeninin başını örtmeyenleri yalnızca yüzde 14 iken CHP seçmeni arasında başını örtmeyenler yüzde 59.3, MHP seçmenleri arasında yüzde 32.4 oranında çıktı. Başörtüsü kullananlar ise AKP seçmenleri arasında yüzde 58.9, CHP seçmenleri arasında yüzde 31.6, MHP seçmenleri arasında yüzde 41.8 oranında.
Türban kullananlar AKP seçmenleri arasında yüzde 21.3, CHP seçmenleri arasında yüzde 2.7, MHP seçmenleri arasında yüzde 11.7 oranındadır. Çarşaf, peçe kullananlar ise SP seçmenleri arasında yüzde 6.7, AKP seçmenleri arasında yüzde 1.7 oranındadır.
AKP başını örtenlerden ortalaması üzerinde oy alırken, CHP örtmeyenlerden ortalaması üzerinde oy almaktadır. Başını örtenler arasında AKP seçmeni yüzde 62.3, CHP seçmeni yüzde 9.4 iken; türban kullananlar arasında AKP seçmeni yüzde 72, CHP seçmeni yüzde 2.6 çıkıyor.
Başörtüsü kullananlar ağırlıklı olarak AKP seçmeni iken, türban kullananların öncelikli partilerinin AKP ve SP olduğu görülüyor.
(Milliyet)
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
'Kalbinizle bakabilseydiniz!'- VİDEO

'Kalbinizle bakabilseydiniz!'- VİDEO

Tevhide Kütük'ü 'evinde' dinlediler ! - Video - SAMANYOLUHABER

tevhidezo7.jpg


Evinde okuyabildi! - Sahneden indirilen başörtülü öğrenci 'eserini' okudu - Video

Tevhide Kütük'ü 'evinde' dinlediler ! - Video Tevhide Kütük'ü 'evinde' dinlediler ! - Video - SAMANYOLUHABER
24 Kasım Öğretmenler Günü'nde kürsüden indirilen Tevhide'ye ödülünü Eğitim-Bir-Sen üyeleri verdi.

Adana'nın Kozan ilçesinde düzenlenen yarışmada birinci olan ve 24 Kasım Öğretmenler Günü töreninde ödülünü alamadan kürsüden indirilen imam hatip lisesi öğrencisi Tevhide Kütük'e ödülü evinde verildi.


Adını birilerinin birilerini dışlamakta kullandığı 'Ata'ya yeni imaj görevine soyunan İş Bankası'na gönderme yapan Sinai Demirci, Kozanlı yetkililere Tevhide’nin gözyaşlarını sordu


SENAİ DEMİRCİ'nin Zaman gazetesinin Pazar ekindeki yazısı...

Senin eline diken batar mı komutanım?

Neydi o reklam filmi? Doğduğumuz günden beri, kalıp kalıp sunulan resmi ideolojinin bir de kalbinin olduğunu hatırlatmaya ayarlıydı.

Bir çocuk merakının sokulganlığı ve teklifsizliğiyle, “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez” katılıktaki ilkeleriyle tanıştırıldığımız “Ata”yı parmağındaki sızıyla tanımamız da beklendi. Koskoca devlet bankası bile “iş”ini bırakıp kalbimize gül yumuşaklığıyla dokunmayı denedi. “Senin de eline diken batar mı?” sorusuyla, devlet gibi devasa, banka gibi tok bir yapının dokunulmaz kurucusunun insanî gözeneklerinden içeri doğru sızıverdik. “Senin de canın yanar mı?” şaşkınlığıyla, heykellerin katı ve soğuk yüzüne kazıdığımız, adını birilerinin birilerini dışlamakta kullandığı “Ata” imajının buzları çözülüverecekti. Heykellerin soğukluğuna, ilkelerin kesinliğine inat “kıpır kıpır”, “sıcacık” ve “yumuşacık” bir kalbi de olmalıydı “Ata”nın. Doğru ya; insan kalıbıyla olduğu yerde kalbiyle de var değilse, ne bir gül büyütebilir ne de güle hayran olacak bir zevk büyütebilir.

Merak ediyorum, o gün, Kozanlı yetkililer, Tevhide’nin gözünün yaşını görebildi mi? Kalpleriyle de orada olmuşlarsa, görebilmeleri gerekirdi. Ben yine de görmelerine yardımcı olayım: Gözyaşının akıverdiği utangaç yüz Tevhide’ye aittir. Tevhide 15 yaşındadır. Yani, bir ergendir. Bir ergenin en çok aradığı, takdir edilmek ve onaylanmaktır. Hele de bileğinin hakkıyla alırsa takdiri, çelik gibi bir kişilik maya tutar kalıbında. Hakkının yenmediği, umutlarının zayi olmadığı bir ülkeye açar gözlerini. Onaylandıkça, kocaman olur kalbi. Bayrağını, atasını, öğretmenini, okulunu daha bir genişçe kucaklar.

Meselâ, siz, sayın komutanım, kalbinizle de bakabilseydiniz, en zarif takdiri alacağı yerde, en güzel onaylanmayla ödüllendirileceği anda, aşağılanan kırık-dökük bir kalbi, küskün ve üzgün bir “genç kız”ı da görebilecektiniz. O genç kızın başındaki örtüden çok daha fazla göze batıcıdır o kırık kalp. Başörtüsüne dair yazılı kurallardan çok daha kalınca yazılıdır bir genç kız onurunun dokunulmazlığı. “Yasak”ların hemen uygulanmasından, “suçlu”nun derhal kürsüden indirilmesinden çok daha önce gelir bir çocuk sevincinin masum kıpırtıları. Dediğim gibi, kalbinizle bakarsanız görürsünüz bunları. Babacan bir tebessümle geçiştirilebilecekken, “hadi neyse...” hoşgörüsüyle atlatılabilecekken, sonradan gelecek “bir daha olmasın...” uyarısıyla düzeltilebilecekken, parmağındaki sızıyla yeniden tanıştığımız “Ata” adına, gencecik bir kalbin sevincine kör olmanın, çocukça bir hevesi en ince yerinden kırmanın, bir küçük hanımefendinin onurunu yerle bir etmenin odağı oluverdik.

O gözyaşını o gün orada görmedinizse, bugünlerde, belki biraz daha sakince, o göz aşını göremeyişinizi görebilmenizi, sonra da o gözyaşına körlüğünüze olan körlüğünüz üzerinde biraz düşünmenizi tavsiye ederim. Sizin de kompozisyon yazan bir kızınız/oğlunuz yok mudur acaba? Başörtülü/başörtüsüz kalıplarına sokmadan, şu ya da bu renkteki ideolojilere takılmadan, bir genci sırf kalbiyle görmek, bir çocuğu sadece insanî heyecanlarıyla anlamak bu ülkenin alışkanlıkları arasında olmadı mı hiç?

Bu körlüğün tek kurbanı Tevhide değil. Şehit olunca eller üstünde taşıdığımız Mehmetçiğimiz, kaçırıldığı yerden sağ salim dönünce de kalbimizle bakamadık onlara. Ne kaçırıldığını itiraf edebildik kendimize, ne de sağ salim geri dönmelerine sevindiğimizi açık edebildik. Kalbimizle bakmaya cesaret edemeyince, yok saydık onları, ellerini kollarını bağladık, tutukladık.

Bir milli maçta sokağa dökülüp alabildiğince açtığımız kalbimizi, kimi mitinglerde ilga ve imha edip bayrağı bile kin ve nefret mızrağının ucuna takmayı nasıl becerdik? Başörtülünün ve başörtüsüzün kalplerinin attığımız gollerde birlikte hızlandığını, tarikatçıların ve laiklerin şehitler için birlikte üzüldüğünü, halk partililerle ak partililerin göğüslerinin yediğimiz her golde beraberce daraldığını, köyde yangın çıkınca Kürtlerin ve Türklerin birlikte su taşıdığını nasıl unuttuk?

Eğer parmağımıza diken batıyorsa, eğer bir gülün açılışına birlikte sevinebiliyorsak, kalbimizle de var olabiliriz bu ülkede. Kalıbıyla olduğu yerde kalbiyle de değilse insan, tohum ekilmeyen toprağı sulayıp gübrelemek gibi boş yere hasat bekleriz. Küçücük bir kalbin sevincinin hatırına gözlerimizi yazılmamış kurallara kapatmayı beceremiyorsak, kalbimiz yok. “Burada körpecik bir dimağ var...” diye fısıldayan vicdanımızın sesini sağır ideolojik labirentlerde yitirmişsek, kalbimiz yok. Bir genç kızın onurunu, pekala unutulabilir, pekala gözden çıkarılabilir önyargıların altında ezdiriyorsak, kalbimiz yok. Duam o ki, kendi çocuklarının sevinciyle yürekleri hoplayan, bebeciklerinin tebessümüyle yüzünde güller açan o büyüklerimiz, ister komutan, ister müdür, ister kaymakam, ister gazeteci-yazar olsun, siyasal gürültüler içinde susturdukları, gereksiz kavgalar arasında yitirdikleri kalpleriyle kimsenin görmediği bir köşede yeniden buluşurlar. Belki bir gün onlar da ağlar.. Belki bir gün... Yüzlerine ılıkça dokunan bir gözyaşıyla, Tevhide’nin ve daha nice gencecik kalbin umutlu kıpırtılarını göğüslerinde hissederler.

Tevhide’yi kürsüden indirmeden önce kalplerini kalıplarından sürdüklerini belki o gün anlarlar. s.demirci@zaman.com.tr


Zaman-Pazar
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt