Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tefekkür damlaları (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com

İmam-ı Gazali hazretlerinden:

İyi bil ki,bir gün;gece ve gündüzü ile 24 saattir.

Kıyamet gününde insanoğlunun önüne her gün için
yirmi dört tane kapalı kutu getirilir.

Kutunun birini açıp o saate yaptığı amellerin mükafatı olarak,
içinin nur ile dolu olduğunu görünce,
Allah(cc)'ın lütfunu düşünerek kul öyle sevinir ki,
bu sevinci cehennem halkı arasında paylaşılsa,
cehennemin acısını duymaz olurlardı.

İkinci kutuyu açtığında,
bundan karanlık ve pis kokular çıkar ki, bu da isyan ile geçirdiği saattir.
Buna da öyle üzülür ki, eğer bu üzüntü cennet halkına dağıtılsaydı,
kederlerinen cennetin zevkini kaybederlerdi.

Üçüncü bir kutu daha açılır ki içi tamamen boştur.
Bu da uyku veya mübah şeylerle geçirdiği saattir.
Fakat küçük bir hayrın ecrine dahi şiddetle ihtiyaç duyulan o günde,
imkanı olduğu halde büyük bir kazancı kaybeden tüccarın zararı gibi
ve hatta çok daha fazla yanar ve o saati boşa geçirmesinin acısıyla kıvranır.

Bu kadar zarar ve aldanma sana kafidir.

O halde "Ey nefsim!

fırsat eldeyken sandığını iyi doldur,
sakın boş bırakma.

Tembelliğe düşme sonra yüksek derecelerden düşersin."
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Kul bir hata işlediği zaman, kalbine siyah bir nokta vurulur.
Şayet o günahtan el çeker, mağfiret diler ve tevbe ederse
kalbi cilâlanır.

Eğer (tevbe edip bağışlanma dilemeden tekrar hata işlemeye)
dönerse siyah noktalar arttırılır ve neticede bütün kalbini istila eder.

İşte Allah'ın (Mutaffifîn Suresi 14. ayette) zikrettiği,

"Gerçek şu ki, onların kazanmış oldukları günahlar, kalplerini örtmüştür."
ayetindeki örtü budur."

(Tirmizî, İbn-i Mace, Ahmed b. Hanbel)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Hayrı Tavsiye

Allah(cc)´ın ve Hz. Rasulallah´ın emirlerine uyun;
şahsi arzularınıza vehissiyatınıza mağlup olarak bid'at yoluna sapmayın !

İtaat edin; türlüve bozuk yollara ayrılmayın!...

Allah(cc)'ı tevhid edin; hiçbir zaman şirkkoşmayın!...

Hakkı tenzih edin; itham etmeyin...

Doğrulukkarşısında şüpheye düşmeyin; tasdik edin.

Hep birden kardeş olun,aranıza düşmanlık sokmayın.

Doğruluktan nefret etmeyin, daima Hak yoluve yolcularını arayın, usanmayın...

Sonuna kadar çalışın;bekleyin ümitsizliğe düşmeyin...

Daima doğru yolda toplanın, sevişinaranıza sevimsizlik girmesin...

Yaptığınız kötülükleri bırakın; tövbeedin;
bir defa yaptığınız hatayı ikinci defa yapmayın!..

İçinizidışınızı temiz tutun. Uğursuz, çıkmaz, karanlık bataklıklaradüşmeyin...

Rabbınızın taatı ile ruhunuzu bezeyin. O'nun kapısından ayrılmayın.
Ondan yüz çevirmeyin. Tövbenizi bozmayın...

Gece gündüz Allah'a yalvarmaktan bıkmayın.

Çünkü rahmet kapıları ancak bu yolda açılır.

Hakiki saadeti bu yolda bulmanız mümkündür.

Şu bataklık aleminden ulvi ruhani aleme bu yoldan gitmeniz mümkündür.

Hak'ka vuslat bu yoldadır. Rahat, huzur ve selamet evine buradan girilir.

Öyle birselamet evi ki, her çeşit binek orada, gözün görmediği her türlü hoşluk oradadır...

Bu nimetlerden bıkmaz, usanmaz, bol bol yeriçersiniz.

O yerde sizin arkadaşlarınız Peygamberler, sıddıklar,şehitler ve salihler olur..

Allah(cc) cümlemize nasib etsin...

FUTUH-UL GAYB (Abdulkadir-i Geylani (KSA)
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Seni topraktan yaratıp besleyen, sonra yeniden yaratan, en sonunda da seni eli yüzü düzgün bir adam yapan Mevla’na nankörlük etme! O’nun emrinden başka bir şey isteme, O’nun yasağından başka bir şeyden ikrah etme.

Dünya ve ahiretten bu kadar muratla yetin. Dünya ve ahirette bu mekruhları kerih, çirkin gör. Ne kadar istenen şey varsa, bu murattan dolayı istenmiş, ne kadar kerih görülen şey varsa o mekruhtan ötürü kerih görülmüştür.

Sen O’nun emrinde olursan, kainat da senin emrinde olur. O’nun mekruh gördüğü şeyleri sen de kerih görürsen, nerede olursan ol ve nerede konaklarsan konakla, bütün kötülükler senden kaçar.

Allah Teala eski kitapların birinde şöyle demiştir: “Ey Ademoğlu, ben Allah’ım, Ben’den başka ilah yoktur. Bir şeye ol derim, oluverir. Bana itaat et ki, sana da bir şeye ol dediğin zaman oldurma gücü vereyim.” Aziz ve Celil olan Allah hadis-i kudside şöyle buyurmuştur:
“Ey dünya, kim bana hizmet ederse, sen de ona hizmet et. Kim de sana hizmet ederse, onu yor! Bana hizmet edene hizmet et; sana hizmet edeni hizmetlerinde kullan.”

Allah’ın emirlerinde kulağını aç ve hızlan, yasaklarda hep geri dur, kader konusunda ölü ve fani gibi ol!
Bu şurupları iç, bu ilaçlarla tedavi ol, bu gıdalarla beslen. Perhiz yap, şifa bulursun. Günah hastalıklarından ve heva illetlerinden sağlığına kavuşursun; Allah’ın izniyle, inşallah-u teala.


SEYYİD ABDÜLKADİR GEYLANİ ks.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Hz. Ömer bir defasinda Sam’a gitmisti. Orada giydigi eski elbiselerden
dolayi söz edildigini duyunca “Biz Islamiyet ile izzet bulduk, izzeti,
serefi baska yerde aramayiz.” buyurdu. Yolu bir mezbeleden gecse, orada
durur ve: “Iste hirsla sarildigimiz dünya” derdi. Dul kadinlara, yetimlere
sirtinda un tasirdi. Bu halini gören biri: Birakin biz tasiyalim deyince,
Hazreti Ömer: “Ya kiyamet günü günahimi kim tasir” buyurdu.

“Allah’a itaat eden büyük zatlarin sözlerine dikkat edin. Cünkü onlara
Allah tarafindan gercekler tecelli eder ve onu konusurlar.”

“Cok gülenin heybeti azalir. Cok saka yapan eglenceye alinir. Bir seyi cok
yapan onunla taninir. Cok konusan cok yanilir, hataya düser. Böyle kimsenin
hayasi azalir. Hayasi azalan süpheli seylerden az kacinir. Süpheli seylerden
az kacinanin kalbi ölür.”

“Hakkimda hangisinin daha hayirli oldugunu bilemedigim icin darlik
(fakirlik) ve bolluk (zenginlik) günlerimin hicbirine aldiris etmedim.”

“Amellerin efdali farzlari yapip haramlardan kacinmak ve Allah katinda
sadik niyyetdir.”

“Hesaba cekilmeden önce kendinizi hesaba cekin. Amelleriniz tartilmadan önce
tartiniz.”

“Ahiret islerinde zarar etmektense, dünyaya ait islerde zarar ediniz.
Böylesi sizin icin daha hayirlidir.”

“Tevbe edenlerle oturun, onlarin kalbleri yumusak olur.”

“Tevazunun basi, bir müslüman ile yolda karsilasirsan ilk önce selami senin
vermen, bir mecliste en geride oturmaya razi olman ve söhretten uzak
durmandir.”

“İnsanlarin en cahili, ahiretini baskasinin dünyasi icin satandir.”

“Allahü teala baskasina acimayana acimaz, affetmeyin affetmez, özür kabul
etmeyenin özrünü kabul etmez.”

“Tevbe’den maksad günahi bilip yapmamaktir. Amel-i salihte bulunmaktan
maksad, kendini begenmemektir. Sükürden maksad, aczini itiraf edip kullugu
bilmektir.”

“Mescidde oturan kimse, Allahü teala’nin huzurunda bulunuyor demektir.”

“Helalin onda dokuzunu harama düsmek korkusu ile terk ederdik.”

“Bana ayiplarimi, kusurlarimi söyleyen kimse Allahü tealanin merhametine
kavussun.”
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Âdemoğlunun seyri gariptir âlemde. Her dış içe yansır da, her iç dışa yansımaz genellikle..



imtihan içinde imtihan gizlidir .. Cenab-ı Hak bir kuluna bir makam bir mertebe vermeyi dilediginde
..onu sınar ..kalbini halden hale çevirir ..sabrını sınar Tevekkülünü ihlasını .. en son kulun varacagı hal bu sınamalar
içinde Tevekkül ile hükme rıza göstermek .. bu imtihanların kimden geldigini kavramaktır .. bu halde sabit kalabilmekde
yine Rahmanın izniyledir hayat devam ettigi sürece şeytan ve nefis rahat bırakmaz insanı . Elbet bu hayat geçici sonlu
..her imtihanın her çileninde bir sonu vardır .. Rabbim bizi bizden daha iyi bilendir ..egerki bir çile vermişse o bizi istiyor demektir ...
biz aciz kullar sabredip de hükme tam anlamıyla razı oldugumuzda .. o zaman hayırlara mazhar kılınırız isteyen ve istediginde
ciddi olan arzusuna ulaşır .. bizim yapacagımız sesizce sabretmek edepli olmak ve itirazda bulunmamaktır ...

İLMİ ARTANIN SIZISI ARTAR
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ey Nefsim!
Ey nefsim, kendi gerçeğinle yüzleşmeye hazır mısın? Hesaptan önce hesap vermeye ne dersin? Halkın sevgisini ararken, ALLAH’ın nefretinden emin misin?
Kendine karşı sadakatini kaybetme...
Elest bezmindeki ahd-ü misakını unutma...
Ey kendi başına buyruk nefsim!
Sevdaların, korkuların, kaygıların?! Evet biraz açar mısın? Kalp ritmini zorlayan heyecanlarından bahsetsene! Hangi limana demir attın?
Göze gireyim derken, gözden düştüğünün farkında değilsin... Övünmek ve saygınlık kazanmak için bu ne hırs? Kendini beğenen nefsim şöyle demen gerekmiyor mu?“RABBİM BENİ BANA BEĞENDİRME.”
Bilmediklerine “ben bilirim” demekten vazgeçmeyecek misin? Hala “bilmiyorum” demeyi bir nakısa olarak mı göreceksin?

NEFSİM! Kitab’a karşı neden soğuksun? Namaza neden ağırsın? Kardeşlerine niçin mesafelisin? Aktüaliteye meraklı, Ahiret’e duyarsızsın...Hangi kulvarda geziniyorsun? Başını almış nereye gidiyorsun?

Ne zaman samimi olacaksın... Riya ile kendine zulmetme...Toplum içinde kıldığın namaz ile yalnız iken kıldığın namaz arasındaki farkı nasıl izah edeceksin?
Nefsim! Rabb’imin “Feveylun” dediğini duymuş olman lazım... Namazında kendine yazık etme... riya bulaşan namaz başına bela olmasın...
Okuduğun Kur-an sana zulmetmesin... Nice Kur-an okuyanlar var ki, Kur-an onlara lanet eder. Bunu biliyorsun.

Ey kendine zulmeden nefsim!
Günah işlemekte ne kadar cesursun.. .Ateşe dayanma gücünü nerden alıyorsun?
Nefsim ebedi ve ezeli düşmanına, şeytana açık veriyorsun... Düşmanını küçümsüyorsun...

Nefsim!
Niçin susuyorsun? Çünkü suçlusun... Haydi itiraf et... Dönsene... Gel tevbeye...
Ey nefsim hala kendini temize çıkarmaya devam edecek misin? Oysa Hz. Yusuf Nebi şöyle diyordu: “Ben nefsimi temize çıkarmıyorum.”
Yusuf’un yapmadığı tezkiyeyi yapıyorsun.
Bak dinle Kur-an ne diyor:
“Nefislerinize tezkiye etmeyiniz.” (Necm- 32)

Ey nefsim!
Kendini güvende mi hissediyorsun? Oysa Hz. Muhammed (s.a.v), kızı Fatıma’ya güvence vermemişti...
“Kızım Fatıma nefsini ateşten koru, kıyamet günü senin için elimden bir şey gelmez.”
Yoksa kimsenin bilmediği güvencelerin mi var?
Hz. Muhammed’in kızına vermediği garantiyi sana veren mi var? Nefsim topraktan geldiğini unutmuş gibisin... Azrail ile randevunu erteledin mi yoksa?
Ey yaşam hırsı ile sersem hırsım!
Hz. Muhammed’den geriye kalan neydi?

Nefsim!
Mutmain misin? Samimi misin?
Haydi rabbine dön! Sen dönmek istemesende dönüş O’nadır... Sen Rabb’inden? Rabb’in senden razı mı?
Uyarıya muhtaç nefsim, kendini müstağni görme... Yoksa samimiyetsizliğini gizlemek için mi samimiyet edebiyatı yapıyorsun.?

EY NEFSİM! HALİS OL Kİ, HALAS BULASIN!..

Ramazan Kayan
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ey Nefis Kıyameti Oku !!


Yemin olsun kıyamet gününe
Yemin olsun kendini kınayan nefse
...
İnsan zanneder mi ki başıboş bırakılacak
...
Bütün bunları yapan ölüleri yeniden diriltemez mi?
(Kıyamet: 1-2...36...40)


EY HER ÂNININ ölümüyle lezzetindeki elemi tattığı halde hâlâ deni olana hırsla sarılan nefsim!

Sanki dünya olmuşsun da ömrünün kıyamete kadar süreceğini vehmedip habire erteleyip duruyorsun.

Heyhat! Nice kıyametler kopmuş başına da farkında değil misin? Yakın olan her geleceğin aslında gelmiş olduğunu bilmiyor musun?


Ey nefis!

Geleceğin geçmiş olsa da yaptıkların mazi olmaz. Hep hafa toprağınde durmaz. Bilmez misim ki kara toprak altında tesettür eden tohum misali, kusurların ahiret baharında dev ağaç büyüklüğünde yüzüne vurulur. Yoksa maziye gömüldü de kayboldu mu sanırsın?
Ne olacak küçük deyip de geçme. Kim bilecek deyip de aldanma. Toprağın altında kimsenin bilmediği nice zerre misal tohumcukların kalplerinde saklı olanlar dağ büyüklüğünde aşikâr edilir.

Şaşarım sana !

Ölüm yokmuşçasına geçmişini helak ettiğin gibi geleceğini de facir yapıp FECİR mi beklersin.

Ey aldanmış gafil!

Bütün yalancı ışıkların tutulduğu an, gölgeyi yok eden güneşin aydınlığında nereye kaçacaksın?

Rabbin mülkünün gayrını mı gördün de gaflete daldın.
Elindeki fenerin ışığı dünyana karabasanlar doldurmakta....
Daha ne kadar gözüne uyku bürümeyen RAKİBinden kaçacaksın.
Ama!... Deyişlerin yok mu?... Daha zamanı vardeyişlerin....
Ele veriyor kendini sana.
Amalar şahittir AMAlarına.
Deve kuşu misali görmüyorumlara sığınıp kendini maskara yapma.



GEL DİNLE BENİ DE VAHYE KULAK VER.

Çıkmamış candan ümüdi kesme. Meleğin, kalbine Kuranı okuyor dinle.
Hımm anladım deyip de acele etme.
Sabret!

Bu, şu manaya gelir, bundan şunu çıkardım deme.
Vahyin ışığında mücessem Kuran olan kâinatı gözle.
Hele bir dinle! Hadisat üzerine yorum getirme hemen.
Bırak hadisat okutsun kendi yorumunu sana. Sen kalbine bildirileni söyle.
Rabbin bildirmekte acizmişçesine: Ben buldum, anladım. deme.

Aah! Dünyanın fani yüzünün müstehzi ışıklarına aldanıp onunla kendi ahiret güneşini söndüren nefis!
Bilmez misin ki canının arzusunu Cananın rızası yaptığında huzur bulursun.
Güneşe bakan bensiz reşhanın ışıl ışıl parladığını nasıl da unutursun!
Bensiz ol ki din gününde senin de yüzün ışıldasın.
O gün ya gülen yüzler görürsün ya da asık çehreler.

Hatırla! Ölümün soluğunu ensende hissettiğin, hiç ardına bakmadan dakikalarca koştuğun zamanları. Nasıl da yüreğin küt küt atıyordu! Unuttun mu içinde yaşadığın kâinat genişliğinde kimsesizliğin, yapayalnızlığın ızdırabını. Nasıl da geceleri cesetler fırlatılıyordu üstüne. Uykudan karabasanlarla uyanıp yetimliğin ızdırabıyla hüngür hüngür ağladığın günleri anımsa.
Sen canı boğazına gelenleri de gördün. Onun etrafındakiler nasıl da çaresizlik içinde ah vah ediyorlardı.
Döşekteki gidişini anlayınca nasıl da bacakları birbirine dolaşmıştı.

Hani şu Allahı inkâr edeni hatırla! Nasıl da ölüm döşeğinde günlece ızdırapla bağırıp Allah var, Allah var! diye bütün köye işittirircesine haykırıyordu. Sahi neydi ona bunu söylettiren. O an nereye gideceğini görmüştü elbet. Keşke iman edip namaz kılmış olsaydı.

Hakka yüz çevirip yalanlayanların halini asıl o gün göreceksin. Mür17;minlerle alay edip de arkadan gülüşenlerin halleri nicedir o gün.
İnsan nasıl da kendi kendine tuzak kuruyor!
Ettiklerinden dolayı kendine hep açık olan rahmete gözlerini yumuyor. Günahları pişmanlığına bir vesile iken
Rabbin rahmetine perde yapıyor onları.
Sonrada yüzleşmekten kaçarak temenni vari Ölüp de dirilen kim var ki biz de dirilelim? diyor. Ya da Herkes aynı yolun yolcusu, bu kadar insan ne yaptıysa ben de onu yaptım. deyip yaptıklarının hesaba çekilmeyeceğini sanır.
Ey nefis !

Sen de canım çekti, deyip durdun. Herkes gibi kalabalığa uydun. Korkmaz mısın canların çekildiği günden.
Unutma!

Kalbini dünyaya bağlayan bağlar sökülüp çıkarılırken yaşayacağın o ızdırap anında kimse yanında olmayacak. Acını kimse paylaşmayacak.

Heyhat ! Şaşarım sana!

İnsanı kâinat kıymetinde yaratan neyi gayesiz yapmış ki.

Gayesiz hareket eden bir zerre bulabilir misin bu âlemde.



Bir sinek bile başıboş bırakılmazken, nasıl sen boş kalabilirsin! Zerre kadar çekirdeği boşa çıkarmayan, nasıl senin yaptıklarını boşa çıkarır ya da görmezlikten gelir.

Sahi sen bir zamanlar görünmeyecek kadar küçük bir zerre diğil miydin? Sonra suyuna kan verilip, can verilmedi mi? Görünmez olan, aşikâr kılınmadı mı sana? O tek zerre içersinden erkek ve dişi her şey tefrik edilmedi mi? Kâinata bedel bir insan çıkmadı mı o zerrenin içinden?
Madem öyle zerre hükmündeki anlarının kâinat genişliğinde aşikâr edilmesinden korkmuyor musun?



Gel Rabbine dön ve nida et benimle!

Ey tohumu açan ve içinden hayatı yeşillendiren RABBİM.
Bizden tuba- i cennet olmayacak hiç bir tohum bırakma geriye.

Geceyi gündüze dönüştürdüğün gibi cehennem zakkumlarını netice verecek anlarımızı mağfiretinle cennet ağacını netice veren tohumlar eyle.
Huzurunda yüzümüzü kızartacak bir şey bırakma ki,sana bakmaya yüzümüz olsun .Aminnn..

Abdürreşid Şahin..
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Üstad Bediüzzaman der ki;
Zaman tarikat zamanı değil,cemaat zamanı değil iman kurturma zamanıdır..tarikatsiz cennete giren çoktur ama imansız cennete giren yoktur
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Ne kötüdür insanın bildiğini anlatamaması ;

"ben" deyip susması ..

"sen" deyip ağlaması..​
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
20yo.jpg
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Herkes korktuğundan kaçar yalnız Allahtan korkan ona yaklaşır...
İnandığınız gibi yaşamıyorsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız...
Dünya kadar malın olsada hiçbirşeyin sana sahip olmasına izin verme...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Hakikat Damlaları -

Birden ortaya çıkan ve zahmetsizce gelenler, aniden kaybolur ve sessizce giderler.
***
Günah nifakla aynı cinsten olduğu için kalbinde nifak kırıntıları bulunanlar günahlardan rahatsız olmazlar; masiyetin gönülde burkuntu hasıl etmesi mü’minlik alâmetidir.
***
Estetik, irfanla zevk-i selimin inzimamından doğar.
***
Bugün de Tâvus b. Keysanlar, Fudayl b. İyazlar, Hasan Basrîler... niçin yetişmesin ki?!.. Evet, aslında çiçekler baharda açar; fakat, siz uygun seraları hazırlayabilirseniz, kış ortasında da olsanız en güzel çiçekleri derersiniz.
***
Cehalet denen muzır varlığın yerde yeri yok ama gelin görün ki başlarda taht kurup oturan da o.
***
Bazı kimseler ezbere konuştukları kadar ezber çalışsalardı Kur’an hafızı olurlardı.
***
“Ben” diyen adamdan uzak olan Allah’a yakınlaşır; “bu hizmette benim yerim neresi?” diyene “derin bir gayya” demeli ve eklemeli, “şimdiye kadar bilmiyorduk ama beklentilerini ifade eden bu sualinle öğrendik.”
***
Malikü’l-mülk öyle bir meliktir ki O’na kölelik sultanlıktır.
***
Çok terakki edeceği ümidini besleyip hayal kırıklığı yaşadığım öyle kimseler var ki, zannediyorum, bazı günahları küçük gördüklerinden kurbet yolunda mesafe katedemiyor ve oldukları yerde sayıyorlar; oysa, mü’min bir harama nazar, bir hilaf-ı vaki beyan ya da bir gıybetten dolayı ömür boyu ızdırap duymalı...
***
Yeryüzü din-i İslam’a, din ise hakkıyla temsile muhtaçtır.
***
Sizden öncekiler hakkında suizan etmezseniz, arkadan gelenlerin zihinlerini ve dillerini kirletmezsiniz.
 

_hayalet_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2009
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
+rep varmıydı burda neyse paylaşımlar süper eline ve emeğine sağlık :) devamını 4 gözle bekliyoruz
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Abdullah-i Antâkî (r.a) buyurdu ki;

5 şey vardır ki kararan kalplerin ilacıdır:

1. Salih kimselerin sohbetinde bulunmak
2. Manasını düşünerek Kur'ân-ı Kerim okumak
3. Az yiyerek mideyi boş tutmak
4. Gece kalkıp namaz kılmak
5. Sabah vaktinde tazarruda bulunmak,gecenin sonuna doğru ağlayarak niyâzda bulunmak.

 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
“Resulüm! Rabblerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na yalvaranları kovma!” (En’am; 52) Hz Ömer (Radıyallahu Anh)’den rivayetle Hz Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ameller niyetlere göredir (eline geçecekte odur) Kimin hicreti Allah’a ve Resulüne ise, onun hicreti Allah’a ve resulüne sayılır Kimin hicreti kazanmak istediği dünyalığa yahut nikahlamayı düşündüğü bir kadınaysa, onun hicreti niyet ettiği bu şeylere olmuştur” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
Burada geçen hadis-i şerifin ışığı altında, insan kendisine çeki düzen vermelidir ki, bütün amellerde niyetin sadece ve sadece Allah için olması gereklidir
Niyet kalbin bir amelidir Dil ise ancak bir tercümandır Kalbin, Allah için karar vermediği şey sahih bir niyet olmaz İnsanın kalbinde hayır niyeti bulunursa, o niyet amele dönüşmese bile hayır niyet ettiği için, Allah-u Zülcelal o kişiye yine yapmış gibi sevap verir Demekki amellerin direği niyettir Nitekim Hz Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Bir kimse iyi amel işleyene imrenip, keşke imkanım olsaydı bende o ameli işleseydim derse, niyeti iyi amel yerine geçer ve bir kimse kötü amel işleyene özenip, keşke imkanım olsaydı bende o ameli işleseydim derse, bunun niyeti de kötü amel yerine geçer” (Tirmizi, İbn Mace)
Hadis-i şerifte de geçtiği üzere niyet böyledir Salih amellere niyetin mükafatı kat kat fazladır Bir insan düşünün bütün gücünü sarfederek hacca gidiyor ve ancak bunları amel defterine yazdırabiliyor Hacca gitmeye gücü yetmeyen bir insan hakiki niyetle yarulmadan zahmet çekmeden aynı sevaba erebiliyor Nitekim Hz Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Nice kimseler yataklarında öldükleri halde, niyetlerinden dolayı şehitlik mertebesini kazanırlar” (Ahmed b Hanbel)
Anlatıldığına göre, adamın biri iyice acıktığı bir sırada, yolu kumdan bir tepeye uğradı Aç olan midesi ile kuma bir baktı ve; “Keşke bu kum yığını bir un olsa ben bunu bütün yoksullara dağıtırdım” dedi Allah-u Zülcelal o zamanın peygamberine vahyderek şöyle buyurdu: “O kuluma git söyle, Allah senin sadakanı kabul ve iyi niyetine teşekkür ediyor, bir o kadar da sevap senin defterine yazıyor”
Her insan, Allah-u Zülcelal’in razı olabileceği iyi bir amelle karşılaştığında hemen niyetini kontrol etmeli ve Allah için olmasına çalışmalıdır İnsan bütün amellere bu şekilde başladığı zaman, o insan kolay kolay hata da işlemez ve daima hayır amellere niyetli olur
Ve böylelikle ihlas meydana gelir
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Dost istersen Allah yeter. "Evet, O dost ise herşey dosttur."

Yârân istersen Kur’ân yeter. "Evet, ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder."

Mal istersen kanaat yeter. "Evet, kanaat eden iktisat eder; iktisat eden bereket bulur."

Düşman istersen nefis yeter. "Evet, kendini beğenen belâyı bulur, zahmete düşer; kendini beğenmeyen safâyı bulur, rahmete gider."

Nasihat istersen "ölüm" yeter. "Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan(Dünya sevgisi) kurtulur ve âhiretine ciddî çalışır."
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
* Kıskançlık ateştir, insanı yakar.
* Faydasız söz söylemeyin.

* İnsanların kalıbıyla değil, kalbiyle meşgul olun. Onların kalıbıyla değil, kalbiyle iş görün. Muhatabınız kalıp değil, kalb olsun. Müslüman din kardeşinin kalbini kıran, Kâbe�yi yıkmaktan daha büyük günaha girer. Müslümanın kalbi, nazargâh-ı ilâhidir, çok dikkat edin.

* Hayrın en iyisi; doğru söz, kötülüğü düşünmeyen kalb ve itaat eden hanımdır. Şerlerin (kötülüklerin) de en fenası; yalan söz, fena kalb ve itaat etmeyen hanımdır.

* Veli kulların hatırına diyerek yardım, her zaman değil, her çare bitip tükendiğinde istenir.

* Kurtulmak için kurtulanlarla beraber olmak lazım.

* Bütün kötülükler, hırlaşmalar almak üzerinedir. Bütün iyilikler, vermek üzerinedir.

* Menfaate dayanan iyilik iğrençtir.

* İlim maldan kıymetlidir. Mal kalbi sıkar, ilim öğrenenin ise kalbi ferahlar.

* İlim öğrenmeye ehemmiyet vermeyen, kıymet vermeyen küfre kadar gider. İslamiyet iki temel üzerine kurulmuştur: Öğrenmek ve öğrendiğini öğretmektir. Öğretmek için en güzel yol, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını dağıtmaktır.

* Aklı olan İslamiyet�e uyar, Müslüman olur, insanlara hizmet eder. Nefsine, şeytana uyan küfre kayar. İslamiyet�e uyan Cennete, nefsine uyan Cehenneme gider. İki ilaç:
1) La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah...
2) Estağfirullah...
Birincisi küfrün ilacı, ikincisi günahların ilacı.

* Kimseye zulmetmeyin. Zalimin cezası daha dünyada iken verilir.

* Müslümanlar bir araya gelince, kalbden kalbe, suyun aktığı gibi feyz akar. Bileşik kaplar gibi. Hiç konuşmasalar da feyz alırlar. Feyz gelmenin alameti şu: Feyz varsa, haramlara karşı istek azalır, nefret başlar. Feyz yoksa, dünyaya karşı muhabbet artar.

* İmanlı olmak, ehl-i sünnet olmak, elinde ateş tutmak gibidir.

* Aman dikkat edin, sakın iman nimetini kaptırmayın, çaldırmayın. Her taraf hırsızlarla dolu. Hırsız kuyumcuya mı gider yoksa taş ocağına mı? Bu nimetin tek bir şükrü vardır: O da birbirinizi sevmenizdir. Birbirinizle görüşmeyi sakın kesmeyin, kusurlarınızı görmeyin, hep birbirinize güler yüzlü olun. Yoksa bu iman nimetini kaçırırsınız.

* İnsanın hayatı üç safhadan ibarettir; Annesinin karnı, dünya hayatı, ahiret hayatı. İlk ikisi çok kısadır, bir nefes gibidir, ama ahiret hayatı sonsuzdur. Akıllı olan sonsuzu tercih eder, ahmaklar, ancak dünyayla meşgul olurlar.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
"Sana bir zarar verilirse tahammül et.
Zira affetmekle günahlardan temizlenirsin.

Ey Kardeş! Madem ki sonunda toprak olacak ve toprak haline gerleceksin, o halde ölmeden evvel toprak ol."

(Sadi )
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt