Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den... (2 Kullanıcı)

ararat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
292
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

dinci yazdı:
ararat yazdı:
selamun aleyküm..hayırlı geçeler muaz kardeşim ...RABBİM senden razı olsun çok güzel şeyler yazmışsın ..çoğundan haberim bile yok varsa bile yarım yamalamak inşallah bu sitedeki kardeşlerim sayesinde ben bir şeyler öğrenicem yanlız zikir nasıl yapılır ..Allah rıızası için bunu banada öğretin ...birde bir şey daha dikkatimi çekti anlamını bilmiyorum rabıta ne demek bu konudada yardımcı olurmusunuz bana ..şimdiden hakkınızı hella edin .Allaha emanet olun ..ve selamun aleyküm
SA ARARAT KARDEŞİM YAZINI OKUDUM İSMİN DİKKATİMİ ÇEKTİ BEN DOĞUBEYAZITLIYIM ARARAT AĞRI DAĞININ ESKİ ADI ACABA MEMLEKETLİMİYİZ ALLAHA EMANET OL




VE ALEYKÜM SELAM ...ARARAT AĞRI DAĞININ ESKİ ADI HAKLISINIZ BEN AĞRI DAĞINI ÇOK SEVERİ RÜYALARIMDABİLE GÖRÜRÜM ..AĞRILI DEĞİLİM AMA ÇOK UZAKTA SAYILMAM BEN KARSLIYIM ..AMA ŞU ORALARDAN ÇOK UZAĞIM ..İNŞALLH RABBİM BİR GÜN GİTMEYİ NASİP EDER HEM MELEKETİME HEMDE AĞRI DAĞINA ..ALLAHA EMANT OLUN ..VE SELAMUN ALYKÜM
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

Muaz hayırlı akşamlar bende bu sözlerle katılıyorum yorumun çok güzeldi B)B)

Ebubekir-i Sıddık (R.A.) den:

? Karanlık beş türlüdür. Onun beş (türlü) çırası vardır:

1 ? Dünyayı (aşırı) sevmek, karanlıktır; takva onun çırasıdır:

2 ? Günah (işlemek) zulmettir: tevbe onun çırasıdır.

3 ? Ka­bir karanlıktır. «La ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah» onun çırasıdır.

4 ? Âhiret karanlıktır iyi amel onun çırasıdır.

5 ? Sırat (köprüsü) karanlıktır, yakın onun çırasıdır.

Allah bizleri aydınlıga çıkan kullarından eylesin (amin)
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

s.a kardeşim.. konu içinde de şu şekilde geçtiği için, bağlantılıdır diye düşünmüştüm.

Onun yerine "Dörtler"den biri r0;Sâhib-i Yeminr1; olur,
Onun yerine "Kırklar"dan biri "Evtâd'' olur. "Yedilerr1;e alınır.
Onun yerine "Üçyüzlerden" biri r0;Kırklarr1;a alınır.
Onun yerine "Birler"den biri "Üçyüzler"e alınır.
Onun yerine sâlih kullardan biri "Binler"e alınır.
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

hafize yazdı:
Muaz hayırlı akşamlar bende bu sözlerle katılıyorum yorumun çok güzeldi B)B)

Ebubekir-i Sıddık (R.A.) den:

? Karanlık beş türlüdür. Onun beş (türlü) çırası vardır:

1 ? Dünyayı (aşırı) sevmek, karanlıktır; takva onun çırasıdır:

2 ? Günah (işlemek) zulmettir: tevbe onun çırasıdır.

3 ? Ka­bir karanlıktır. «La ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah» onun çırasıdır.

4 ? Âhiret karanlıktır iyi amel onun çırasıdır.

5 ? Sırat (köprüsü) karanlıktır, yakın onun çırasıdır.

Allah bizleri aydınlıga çıkan kullarından eylesin (amin)


HAYIRLI SABHLAR ANNE..ALLAH C.C RAZI OLSUN İNŞ...
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

nigdeli yazdı:
s.a kardeşim.. konu içinde de şu şekilde geçtiği için, bağlantılıdır diye düşünmüştüm.

Onun yerine "Dörtler"den biri r0;Sâhib-i Yeminr1; olur,
Onun yerine "Kırklar"dan biri "Evtâd'' olur. "Yedilerr1;e alınır.
Onun yerine "Üçyüzlerden" biri r0;Kırklarr1;a alınır.
Onun yerine "Birler"den biri "Üçyüzler"e alınır.
Onun yerine sâlih kullardan biri "Binler"e alınır.


A.S KARDEŞİM BİRR FİKRİM YOK ..BASKA BİR ANLAM TASIYOR OLABİLİR ..SELAMETLE..
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

ararat yazdı:
dinci yazdı:
ararat yazdı:
selamun aleyküm..hayırlı geçeler muaz kardeşim ...RABBİM senden razı olsun çok güzel şeyler yazmışsın ..çoğundan haberim bile yok varsa bile yarım yamalamak inşallah bu sitedeki kardeşlerim sayesinde ben bir şeyler öğrenicem yanlız zikir nasıl yapılır ..Allah rıızası için bunu banada öğretin ...birde bir şey daha dikkatimi çekti anlamını bilmiyorum rabıta ne demek bu konudada yardımcı olurmusunuz bana ..şimdiden hakkınızı hella edin .Allaha emanet olun ..ve selamun aleyküm
SA ARARAT KARDEŞİM YAZINI OKUDUM İSMİN DİKKATİMİ ÇEKTİ BEN DOĞUBEYAZITLIYIM ARARAT AĞRI DAĞININ ESKİ ADI ACABA MEMLEKETLİMİYİZ ALLAHA EMANET OL
KARDEŞİM ALEYKÜM SELAM İNŞALLAH BİRGÜN GELİRSİN BENİM MİSAFİRİM OLURSUN ALLAHA CC EMANET OL




VE ALEYKÜM SELAM ...ARARAT AĞRI DAĞININ ESKİ ADI HAKLISINIZ BEN AĞRI DAĞINI ÇOK SEVERİ RÜYALARIMDABİLE GÖRÜRÜM ..AĞRILI DEĞİLİM AMA ÇOK UZAKTA SAYILMAM BEN KARSLIYIM ..AMA ŞU ORALARDAN ÇOK UZAĞIM ..İNŞALLH RABBİM BİR GÜN GİTMEYİ NASİP EDER HEM MELEKETİME HEMDE AĞRI DAĞINA ..ALLAHA EMANT OLUN ..VE SELAMUN ALYKÜM
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,770
Tepki puanı
77
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

m_muaz yazdı:
İNSANIN KALBİ SAĞLAM OLURSA BÜTÜN VÜCUTU DA SAĞLAM OLUR.KALP

BOZULMUŞSA BÜTÜN VÜCUT BOZULMUŞ OLUR.KALP ALLAH TEALANIN ZİKRİNİN YAPILDIĞI

YERDİR. KALP ÖLÜRSE BÜTÜN VÜCUT YOK OLUR. NAKŞİBENDİLİKTE ASIL ÖNEMLİ OLAN KALBİ

ISLAH ETMEKTİR. ZİKİRDEN MAKSAT , KALP BÜTÜNÜYLE ÇALIŞMAKTADIR.ÇALIŞMAYA

BAŞLAYAN KALP, SAAT GİBİ İŞLER. O ZAMAN KALBİN SAHİBİ HANGİ İŞLE MEŞGUL OLURSA

OLSUN KALP ZİKRETMEYE DEVAM EDER.BÖYLECE İNSANIN HER ANI ZİKİRLE VE İBADET İLE

GEÇER.RABBÜ'L-ALEMİN MAHZUN KALPLERE RAHMET EDER.MAHZUN GÖNÜLLERİ ÇOK

SEVER.ÇÜNKÜ MAHZUN KALPLERİN HUZUR BULMASI , ANCAK ALLAH TEALA'NIN MERHAMET

ETMESİ İLE RAHATLAR.O ZAMAN YÜCE ALLAH'IN NAZARGAHI OLAN KALPLER DE

YÜCELENİR.İLAHİ SEVGİ İLE DOLAR.BU, KALBE ALLAH ZİKRİNİN YERLEŞMESİDİR.AMA DÜNYA

SEVGİSİ İLE DOLU OLAN KALPLER , ALLAH'TAN GAFİLDİR.KİŞİ NE KADAR MAHZUN OLUR VE

ALLAH'A MUHTAÇ OLDUĞUNU İDRAK EDERSE , O KADAR ALLAH KATINDA DEĞERLİ GÖRÜLÜR.




´´Nasil ki herkes,iyi kötü,zalim,fena bütün millet gelir,köprüden gecer de köprü hic ses cikarmadan,daralmadan hepsinin gecmesine müsaade ederse insan da iste bu köprü misali,herkesle iyi gecinmeli,muhatabi ister zalim,ister münafik,ister hirsiz,isterse fasík olsun idare edip iyi gecinmelidir!´´


(SEYYİD ABDÜLHAKİM BİLVANİSİ (k.s.))
S.ALEYKÜM ALLAH RAZI OLSUN..İNŞALLAH KALBİNİ DÜNYA SEVGİSİYLE DEĞİL ALLAH SEVGİSİYLE DOLDURAN KULLARDAN OLABİLİRİZ..ALLAH MUHTAÇ OLDUĞUMUZU AKLIMIZDAN HİÇ ÇIKARAMAYIZ İNŞALLAH..HAYIRLI GÜNLER...
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

ve a.selam recep kardeşim..amin..inş...Rahman razı olsun inş..selametle..
 

nigdeli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
4,908
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

m_muaz yazdı:
nigdeli yazdı:
s.a kardeşim.. konu içinde de şu şekilde geçtiği için, bağlantılıdır diye düşünmüştüm.

Onun yerine "Dörtler"den biri r0;Sâhib-i Yeminr1; olur,
Onun yerine "Kırklar"dan biri "Evtâd'' olur. "Yedilerr1;e alınır.
Onun yerine "Üçyüzlerden" biri r0;Kırklarr1;a alınır.
Onun yerine "Birler"den biri "Üçyüzler"e alınır.
Onun yerine sâlih kullardan biri "Binler"e alınır.


A.S KARDEŞİM BİRR FİKRİM YOK ..BASKA BİR ANLAM TASIYOR OLABİLİR ..SELAMETLE..

ALLAH RAZI OLSUN..SELAM VE DUA İLE İNŞ...
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

nigdeli yazdı:
m_muaz yazdı:
nigdeli yazdı:
s.a kardeşim.. konu içinde de şu şekilde geçtiği için, bağlantılıdır diye düşünmüştüm.

Onun yerine "Dörtler"den biri r0;Sâhib-i Yeminr1; olur,
Onun yerine "Kırklar"dan biri "Evtâd'' olur. "Yedilerr1;e alınır.
Onun yerine "Üçyüzlerden" biri r0;Kırklarr1;a alınır.
Onun yerine "Birler"den biri "Üçyüzler"e alınır.
Onun yerine sâlih kullardan biri "Binler"e alınır.


A.S KARDEŞİM BİRR FİKRİM YOK ..BASKA BİR ANLAM TASIYOR OLABİLİR ..SELAMETLE..

ALLAH RAZI OLSUN..SELAM VE DUA İLE İNŞ...

ecmain selametle..inş..
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

selamün aleyküm çok güzel bir yazıydı.. ibret almamız gerekiyor.. içimizde imandan gelen manevi saflığı hiç kaybetmemek ve de kalbimizi hiç kirletmemek duasıyla inşallah.. ayette de geçtiği gibi ''KALPLER ANCAK ALLAH'I ANARAK MUTMAİN OLUR..''emeğinize sağlık. Allah razı olsun. selametle ..
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

aliye_aliye yazdı:
selamün aleyküm çok güzel bir yazıydı.. ibret almamız gerekiyor.. içimizde imandan gelen manevi saflığı hiç kaybetmemek ve de kalbimizi hiç kirletmemek duasıyla inşallah.. ayette de geçtiği gibi ''KALPLER ANCAK ALLAH'I ANARAK MUTMAİN OLUR..''emeğinize sağlık. Allah razı olsun. selametle ..

ve .a.selam..Allah c.c. razı olsun sizden..haklısınız amin duanızada sağolasınız..selametle kalın...
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Seyyid Abdülhakim bilvanisi'den...

SEYYİD ABDÜLBAKİ HAZRETLERİ
Bilvanis, Siyanüs, Taruni, Havil, Dilibey, Nurşin, Kasrik ve Gadir köylerinden soluklayarak Menzil’i mekan edinen Gavs Hz.leri ve oğulları (Seyda Hz.leri ve Seyyid Abdülbaki Hz.leri) kıyamete dek sürecek irşad faaliyeti sergilemektedirler. Peygamber soyundan gelen bu aile, Şah-ı Nakşibendi (k.s.)’ın Kasr-ı Arifan’da başlattığı irşadın ikincisini her türlü çileye rağmen, devam ettirmektedirler. Bu yüzden Menzil’e Seyda Hz.leri (k.s.) ikinci Buhara demiştir. Gerek Gavs Hz.leri, gerek Seyda Hz.leri ve gerekse Seyyid Abdulbaki Hz.lerinin bu yerlerde Allah’ın rızasını kazanmaktan başka gayeleri olmamıştır. Rıza-ı Bari hayatlarının parçası olmuş ve bu uğurda diyar diyar gezmişler ve bu uzun yürüyüşten sonra , Menzil en son durakları olmuş. Böylece göç ve hicret hayatını yaşayarak Resulüllah’a mutabaat yaptılar.

Bu yürüyüşü önce Gavs Hz.leriyle köy köy gezerek başlamış Seyda Hz.leri döneminde kalabalıklara dönüşmüş ve Seyyid Abdülbaki Hz.lerin de ise zirveye ulaşmıştır. Bu irşad halkasının içinde Şeyh Abdurrahman-ı Tahi, Şeyh Fethullah, Şeyh Muhammed Diyauddin, Şeyh Ahmed-el Haznevi gibi sadatlar sıralanmış, mekan değiştirenlerin yerine Gavs Hz.leri, Seyda Hz.leri ve Seyyid Abdülbaki Hz.leri aynı heyecanla bu yolu bugüne dek taşıyarak onların yollarını takib etmişlerdir.

Nöbeti devraldığı zat, hem kardeşi, hem yol arkadaşı, hem mürşidi Seyda Hz.leridir. hayattayken arkasında iki büklüm bir vaziyette büyük bir adabla peşisıra yürümesiyle dikkati çeken Seyyid Abdulbaki Hz.leri ilerisini haber verircesine nöbeti Seyda Hz.lerinden devralmıştır. Babaları Gavs Hz.leri olan bu ikili, ailenin gözbebekleridir adeta.

Seyyid Abdulbaki Hz.leri tâ çocukluk yaşlarda hastalığa yakalanmış, zayıf ve bitap düşmüştür. Malum bizim gibi zayıf insanlar için hastalık günahlara kefaret olan ilaçtır ama, büyük zatlar için makam almalarına veya bir basamak ilerisine sıçramak için verilen ilaçtır. Verem hastalığına yakalanmış, ama hasta haliyle Siirt’te, oradan da Van’a okumaya gitmeyi ihmal etmedi. O zamanları medrese talebeliğinin yanısıra , tevbe de veriyordu. Bir yandan hastalık, bir yandan talebelik ve bir yandan da Gavs Hz.lerinin emri doğrultusunda irşada yardımcı olmasıyla alametlerini tâ o günlerde belli etmesi büyüklüğüne işarettir.

Gavs Hz.leri Van’a gönderdi. Van’da ne oldu? Kısa zamanda irşad halkası genişledi ve çoğaldı. Kötü hallerini bırakan halkaya dahil oluyordu. Tabii bu arada rahatsız olanlar muhalefet etmeye başladılar. İstemeyenler ve çekemeyenler oldu. Münkirler boş durmadılar, hemen şikayet ettiler. İki-üç gün tevkif edildikten sonra Seyyid Abdulbaki Hz.lerini genç yaşta 30 gün süreyle tutukladılar. Molla Ahmed bu durumu Gavs Hz.lerine açıklamaya çekinir, rahatsızlık duyacağını hesap ederek önce tereddüt etti ve nihayet Seyyid Sıtkı’ya söyler. Zaten Seyyid Abdülbaki Hz.leri hastaydı. Bir de hapishane hayatı eklenince, bütün bunları Gavs Hz.leri işitirse ne yapar düşüncesiyle Molla Ahmed’in anlattıklarını dayıları açıklar.Dayıları Seyyid Sıtkı diyor ki:

“Ben Gavs Hz.lerine söyleyince, Gavs Hz.leri öyle oldu ki, öyle ferahlandı ki, inanın çiçek gibi açıldı. Öyle tebessümle bana dedi ki:

-Ondan büyük nimet ne var? Allah’a şükredelim. İmam-ı Rabbani, Şah-ı Nakşibendi, Abdulkadir Geylani, Şah-ı Hazne hepsi içerde mapus kaldı. Onlara mutabaatı oldu. Bazıları hata yapıyor, suç işliyor, tevkif ediliyor ve ceza altına giriyor. Bu Allah’ın yolunda tevkif edilmiş ve nezaret altına alınmış ne kadar büyük nimettir. Ne kadar şükretsek azdır.”

O yörenin insanları kötü işleri bırakıp, yola gelmesinden rahatsızlık duyanlar Yüzbaşı’ya şikayet ediyorlar, o da huduttaki yüzbaşıya bildiriyor, derken yirmibeş muhtardan imza toplayarak gözaltına alıyorlar.

30 günden sonra serbest bırakıyorlar. Gerçi şikayet edenlerin ekserisi hakikati görünce pişmanlık duymuşlar ve yola girmişler. Baktılar ki ne kadar çile çekiyorsa bu zat, o kadar Allah (C.C.) daha fazla veriyor. Bu durumu idrak edenler hemen diz çöküp halkaya dahil oluyorlardı. 30 günden sonra Menzil’e geliyorlar, daha sonraları tekrar okumak için gidip geliyorlardı. Allah’ın dostları hepsi çekmiş, eziyet onlar için lezzet ve taddır.Seyyid Abdulbaki Hz.lerinin terbiyesinde başta Gavs Hz.lerinin ve Molla Derviş gibi Hocaların katkısı büyüktür. Seyda Hz.leri nasıl ki Gavs Hz.lerinin emrinde nasıldı, Seyyid Abdülbaki belki iki-üç misli daha fazla Seyda (k.s.)’ın emrindeydi. Seyda Hz.leri ağabey-kardeş ilişkisinin ötesinde can yoldaş idiler. Seyyid Abdulbaki Hz.leri Gavs (k.s.)’ın döneminde bile Seyda Hz.lerinin karşısında sanki ölü ve cansız gibiydi, yani teslimiyet çoktu. Zaten Seyyid Abdülbaki Hz.lerinin bu halleri , onun ileride Seyda Hz.lerinden sonra büyük bir zat olacağını haber veriyordu. Adabı ve halleri “Seyda Hz.lerine layık olmaya çalışacağım” mesajını ortaya koyuyordu.

Nitekim de Seyda Hz.leri bu dünyadan göç ettikten sonra irşad daha da kat kat arttı.Seyyid Abdulbaki Hz.leri hastalık çektiği için genç yaşlarda çok zayıfmış, ince yapılıymış. Gavs Hz.lerini Ankara’ya yolladı, o hastalık geçti, dönüşte kilo almaya başladı. Böylece o zayıflık da üzerinden alınmış yerine heybet hakim olmuş. Hem de öyle bir heybet ki, sima olarak artık babası Gavs
Hz.lerine benziyordu. Seyda Hz.lerinin sofilerinden Gavs’ı tanımayanlara, Seyyid Abdulbaki’yi görmeniz kâfi deniliyor. Gerçekten de, Gavs’ı görenler yüzcek benzediğini söylüyorlar. Hastalık, hapis, eziyetler derken sabır yürüyüşünü Seyda Hz.lerinin arkasında adapla yapıyordu. Seyda Hz.lerinin halifelik öncesi ve sonrası emrinden çıkmayan birisi varsa o da Seyyid Abdulbaki Hz.leri idi. Hayatında iki şey mukaddes biliyordu: birisi Gavs Hz.leri ve Seyda Hz.leri, diğeri ise Kur’an ve hadis…

Öyle ki , Seyda Hz.leri şu işi yap, hemen yapıyordu. Ağabey-kardeş ilişkisi teslimiyet çerçevesinde geçti. Zaten Mürşid-i Kâmil’in alameti âdâbıdır. Gavs Hz.leri vefat edince bütün işleri Seyda Hz.leri yapıyordu. O yıllar en büyük yardımcısı Seyyid Abdulbaki (k.s.)idi. Hayatını âdâb ve teslimiyet üzerine tanzim etmişti. Gavs Hz.lerine de öyle candan ve aşktan bağlıydı ki,
onun dar-ı bekâya irtihali Seyyid Abdulbaki (k.s.)’ın iç dünyasında fırtına estirmiş, adeta şok hali yaşamasına sebep oldu. Öyle bir şok ki beraber yaşadıkları Seyda Hz.lerini bile bir an unuttururcasına, 21 gün biat etmemiş Gavs Hz.lerinin merkadına günlerce yüz sürmüş ve onu kaybetmenin hüznünü yaşıyordu. Tabii bu şoktan çıkmama hali Seyda Hz.lerine beyatını
geciktirmesine sebep olmuş. Seyyid Abdulbaki Hz.lerinin bu haline itiraz edenler olmuş ama , o bütün bunlara aldırış etmeden Gavs (k.s.)’ın merkadına yapışmıştı. Yine birgün Seyyid Abdulbaki Gavs’ın merkadında, Seyda Hz.leri de merkadda o arada Kur’an okuyor. İşte o sıra ne olduysa orda oluyor, Seyda Hz.leri:

“Abdulbaki otur…” diyor ve beyatı o anda gerçekleşiyor. Hatta, maneviyatta Gavs’ın (k.s.) Seyda Hz.lerine üç sefer:

“- Raşid, S. Abdulbaki’ye dikkat et. Onu sana teslim ettim” dediği rivayet ediliyor. Böylece, Seyda Hz.leri bu ikaz karşısında Seyyid Abdulbaki (k.s.)’ına “otur” diyerek emaneti veriyor. Kelimenin tam anlamıyla bu emanet Seyyid Abdulbaki’ye (k.s.) verilen en büyük hediyeydi. Artık o şok hali
üzerinden kalkıyor, yeni bir hayata başlamanın sevinci üzerini kaplıyordu. Gavs (k.s.)zamanındaki beraberlik eskisinden daha da çok koyulaşarak Mürşid-Halife ilişkisine dönüşüyor. Seyda Hz.leri halifeliği Molla Abdulbaki ile beraber ikisinin icazetini bir perşembe akşamı veriyor. Seyda Hz.lerinin sofileri Menzil’e ziyarete gittiğinde hep onu Seyda Hz.lerinin arkasında iki büklüm gördü ve hafızalarımızda hep o hali kaldı. Ayrıca Seyyid Abdulbaki sırt ağrılarından dolayı Seyda Hz.lerinin emriyle ameliyat da olurlar.Seyda Hz.leri de dar-ı bekâya irtihal edince bütün yük Seyyid Abdulbaki Hz.lerinin omuzlarına binmiştir. Nasıl ki, Gavs zamanında en büyük destekçi

Seyda Hz.leri idi, Seydamızın döneminde de en büyük yardımcı Seyyid Abdulbaki Hz.leri idi. Şimdi Menzil’in işleri daha da yoğunlaşmıştır. Bir yandan camii inşaatı, diğer yandan merkad inşaatı ve diğerleri bunun en büyük göstergesidir. Menzil artık gelen misafirleri maddeten kaldıramadığı için, Seyyid Abdulbaki Hz.leri büyük çapta inşaat ve imar faaliyetlerini başlatarak, Gavs (k.s.) ve Seyda (k.s.)’ın bıraktığı temelleri daha da genişletmişlerdir.

Önce Türk-i Cumhuriyet’lere yönelik bir seyahatı başlatırlar. Daha sonra bu yolculuktan sonra umre hazırlığına koyulur. Türk-i iller ve Umre yolculuğu derken, Menzil’e döner dönmez merkad ve camii inşaatını gerçekleştirir. Sene içinde de Afyon’u ve Pursaklar’ı ziyaret ederek hem irşad hem de mutabaat yapıyorlar. Seyda Hz.lerinden devraldığı yük, beş-on misli daha da artarak
bu dönemde şeritle (iple) tevbe verme metodunun görülmesi bu dönemin en belirgin özelliğini ortaya koyması bakımından mühimdir. O kadar yük artmış ki, Allah’ın rahmeti ve kudreti olmasa hiç bir insanın bu yükü taşıması mümkün değildir. Bütün bu eziyetleri Allah için çekiyorlar. Her türlü insanın nefes kokusuna normal bir insan, değil bir gün, bir saat bile dayanamaz. Öyle oluyor ki, camii tıklım tıklım, üstüste secde ediliyor, nefessizlikten dayanılmaz hale geliyor. Böyle olduğu halde, hem camii inşaatı, hem Menzil’in işleri, hem sırt ağrıları, hem de irşad faaliyetlerini bıkmadan usanmadan, aralıksız bir şekilde yürütüyorlar. Fakat, Allah-ü Teala ona göre kuvvet vermiş. Allah’ın muhabbeti olmazsa ve sadatların muhabbeti olmazsa bütün bu işlerin yapılması imkânsızdır.

Bel ağrılarına rağmen yine de irşaddan geri kalmıyor, devamlı sofilerin hizmetinde. Rahatsızlığını bile hiçbir zaman dile vurmaktan haya edinen bir mizacı var. Hastalığını soranlara, sıkılgan bir vaziyette anlatmaktan imtina ediyor, ancak ve ancak sırtını çeviremediğini görerek anlaşılıyor. Dikkatle bakıldığında kendini ve sırtını çeviremediği gözlerden kaçmıyor. Bunlara rağmen irşad faaliyetlerine yılmadan usanmadan ve sorumluluk duygusuyla devam ediyorlar. Bu vazifeyi madem yapacaksan, tam yapacaksın şuuruyla hareket ediyor. Allah (C.C.) ecirlerini artırıyor.

Seyyid Abdulbaki Hz.leri denilince ilk evvela âdâb akla geliyor. Gavs (k.s.)’ın Şah-ı Hazne’ye bağlılığı ve Seyda Hz.lerinin Gavs’a teslimiyeti, Seyyid Abdulbaki (k.s.)’ında zirveye çıkarak âdâba dönüşmüştür. Diğer halifelerde de var ama, Seyyid Abdulbaki’de tarif edilmez bir şekilde
bambaşka…

Seyda Hz.lerinin ardından merkadı ve camiiyi yapması, evlere ve çeşmelere el atması gibi faaliyetlerine de akıl sır ermiyor. Yani tasarrufatına akıl ermiyor ve çok hızlı başladı. Tabii hep Allah’tan geliyor. Bu dönemde çorba daha da fazla kaynıyor, ekmek daha çok çıkıyor, tabiri caizse on misli oldu.

İşte bu yoğun faaliyetinde Seyyid Abdulbaki Hz.lerinin dilinden sohbet bile işitemez olduk. Zaten fırsat yok. Sohbet ederse, tevbe veremezsin ve irşadın aksamasına yol açar. O bakımdan hiç boş durmuyor, o yüzden sohbete sıra gelmiyor. Seyda Hz.leri Gavs’tan sonra yaklaşık iki sene çok sohbet etti, sonradan birdenbire bıraktı. Vefatına yakın veda niteliğinde sohbetleri oldu o kadar. Fakat, Seyyid Abdulbaki Hz.leri irşadı devraldıktan sonra sohbet etmemesi, yukarıda işaret ettiğimiz hususlardan kaynaklanmaktadır. Bu dönemde amel, zikir ve akıl ön planda. Muhabbetten ziyade çalışmak, bu dönemin en belirgin özelliği.

[big]İşin özü, fazla söze ne hacet, Seyyid Saki Hz.lerinin de buyurduğu gibi:[/big]

[big]Artık emeklemeyi bitirdik, şimdi Amel zamanı[/big]
 

arayis

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
bende bu güzül yolda olmak istiyorum yardıcı olurmusunuz
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
bende bu güzül yolda olmak istiyorum yardıcı olurmusunuz


esselamun aleykum kardeşim kafileler olur adıyaman menzil köyüne araştırın uturdugunuz yerlerde var ise ordan bilgi alabilirsiniz gidin görüşün inşaALLAH Rahman daim eder yolunuzu inşaALLAh selam ile...
 

arayis

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
bulunduğum ortamda kime tanışacağımı bilmiyorum
 

arayis

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
bu yolda neyapılır nasıl ortamdır acaba dua almak bizede nasip olurmu
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt