Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

[mürmüdük]

Şehidimizin(inşallaH) eşi yaptığı açıklamada eşininden gurur duyduğunu ifade etti.
Ne mubarek saliha eşler var.
Rabbim böyle eşlerin sayıların arttırsın.
Böyle eşler sayeside müslümanlar ayakta durucak biiznillah.

Defne Bayrak: Eşimle Gurur Duyuyorum!

07 Ocak 2010
Afganistan'da 7 CIA ajanını öldüren Halil Ebu Mulal el Belavi'nin Türk eşi Defne Bayrak, eşiyle gurur duyduğunu söyledi.
Halil Ebu Mulal el Belavi'nin gazeteci Türk eşi Defne Bayrak, bugün, Fatih Vefa'da Mazlumder İstanbul Şubesi önünde bir açıklama yaptı.

Bayrak, eşinin bir arkadaşının Pakistan'dan kendisini arayarak haber verdiğini söyledi. Bayrak, "Afganistan'da eylem yaptığını CIA ajanlarını öldürdüğünü söylediler. Sabırlı olmamı tavsiye etti. Eşimin vasiyeti ve mektubunu göndereceğini söyledi" şeklinde konuştu.

Eşiyle en son bir, bir buçuk ay önce telefonla görüştüğünü 10 gün öncede internet üzerinde görüştüklerini kaydeden Bayrak," Türkiye gelecek uzmanlık yapacak havasına girmiştik. Bize bir şey demedi. Türk vatandaşlığı almak istiyorum gibi aksi şeyler bize yazıyordu" dedi.

Bundan sonra hayatına devam edeceğini ve Ürdün'e gitmeyi düşünmediğini kaydeden Bayrak, "Eşimin ajan olmasına ihtimal vermiyorum. Ajan olamayacak kadar Amerikan düşmanı bir insandı. Amerika'yı ve Ürdün'ü kullanmış olabilir." şeklinde konuştu.

Bir soru üzerine eşini özleyeceğini ifade eden Bayrak şunları söyledi: "Eşimle gurur duyuyorum. Böyle bir savaşta çok büyük bir operasyon gerçekleştirdi. Şehit ise Allah şahadetini kabul etsin" 2 çocuk annesi olduğunu da sözlerine ekleyen Bayrak, bu haberin magazinleştirilmemesini istedi.


Afganistan'daki CIA üssüne saldırdığı öne sürülen Balavi'nin Türk eşi Defne Bayrak, olanlara inanmıyor: 'CIA hesabına çalışıyorduysa niye onlara saldırdı?' Ürdünlü bir istihbaratçı faydalı bilgiler aldıkları Balavi'nin Kaideci olduğu iddiasını desteklemedi.

Eşinden böyle bir şey beklemediğini dile getiren Bayrak, "Garipsenecek şey, olayın CIA ve Ürdün istihbaratı ile bağlantılı olması" dedi.

Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Defne Bayrak, eşinden böyle bir eylem beklemediğini ifade etti. Haberi nasıl aldığı sorulan Bayrak, "Ben haberi Pakistan'dan aldım. Eşimin bir arkadaşı söyledi" dedi. Eşi hakkında çıkan haberlere inanıp inanmadığı sorulan Bayrak, "Mesele bunlara inanmak inanmamak değil. Böyle bir şey olabileceğini beklemiyordum. Çünkü eşim oraya okumaya gitmişti. Daha sonra orada çalışmaya başlamıştı. Mesele bu, yani inanıp inanmamam değil" şeklinde konuştu.


"TÜRKİYE'YE GELECEKTİ"

Eşi ile son konuşması sorulan Bayrak, "Son konuşmamız bir buçuk ay önce oldu. İnternet üzerinden de 10 gün önce görüşmüştük. Gayet normaldi, Türkiye'ye gelecekti." diye cevap verdi. Eşiyle nasıl tanıştığı sorusuna Bayrak, "Bu magazin sorusu kusura bakmayın. Hiç gerekli bir soru değil" karşılığını verdi. Eşinin görüşleri sorulan Bayrak, "Eşimin cihat forumlarında sürekli yazdığı basında çıktı zaten. Onun gidip o eylemi yapması garipsenecek bir şey değil. Garipsenecek şey, olayın CIA ve Ürdün istihbaratı ile bağlantılı olması. Burada da yapılabilecek tahmin sadece onların kullanmış olabileceği. Başka bir tahmin de yapılamaz" dedi.

"AJAN OLDUĞUNA İNANMIYORUM"

Bayrak, eşi hakkındaki ajanlık iddiasına inanıp inanmadığı sorusuna, "Ajan olduğuna inanmıyorum. Ajanlık yapacak fikirleri yoktu." cevabını verdi. Bayrak, "Allah eşime rahmet eylesin, eşimi çok seviyorum, o kadar. İnşallah şehittir. Ben şehittir ya da değildir deme hakkına sahip değilim." diyerek açıklamalarını tamamladı. (CİHAN)

 

[mürmüdük]

Cıa Eylemi Time Türk'e Künye Değiştirtti

08 Ocak 2010
Afganistan'da gerçekleştirdiği saldırı ile 7 Cıa ajanını öldüren Halil Ebu Mulal el Belavi'nin eşinin editörlüğü Time Türk Haber sitesinden silindi
Bilindiği üzre Afganistan'da 7 Cıa ajanının öldürülmesi ABD 'ye büyük bir şok yaşatmış ve bu hadiseden sonra Amerika hem Ürdün hem de Türkiye'ye CIA ajanları yollayarak bu hadisenin izlerini sürme gayesi ile araştırmalar yaptığı basında yer almıştı.
Bu saldırıyı gerçekleştiren Halil Ebu Mulal el Belavi'nin Türkiye'de üniversitede okuduğu ve Türkiye'den Defne Bayrak isminde bir hanım ile evli olduğunun ortaya çıkmasının ardından Türk basın ve yayın kuruluşlarınca her gün üzerinde durulmaya başlanmış ve Defne Bayrak ismi gündemin en üst sıralarına çıkarılmıştır.
Defne Bayrak Kimdir:
Defne Bayrak, 1979’da İzmit’te doğdu. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nden 2000’de mezun oldu. Aynı yıl Hürriyet gazetesinde bir ay kadar staj yaptı. Bir süre devlet memurluğu, 2005-2006 arasında gazetecilik yaptı. Saddam Hüseyin’in ABD’nin Irak işgalinden önce tamamladığı ‘Defol Git Lanetli’ isimli Arapça kitabın çevirisini yaptı.

Daha sonra El Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin’le batılı ve Arap gazetecilerin yapmış olduğu röportajların derlendiği “Usama Bin Laden: Doğu’nun Che Guevara’sı” isimli kitabını çevirdi. En son 2008’de “Neden Müslüman Oldular?” isimli bir kitap yayımladı. Bayrak, son olarak aralarında Time Türk Haber sitesinin de aralarında bulunduğu birçok gazete dergi ve haber sitesine Arap basınından haber ve makale çeviriyordu.Aynı zamanda Time Türk haber sitesinin editörlüğünüde yapmaktaydı.

Buraya kadar her şey normal...

Time Türk ismi ile islami duyarlılığı öne cıkararak haber yayını yapan internet sitesi Defne Bayrak haberlerinin yayılmasının ardından Künyesinden Defne Bayrak ismini kaldırmış ve künyesinde değişikliğe gitmiştir.Yıllardır Time Türk'e arapça çeviri ve haber editörlüğünde bulunan Defne Bayrak'ın Cia eylemi gerçekleştiren kişinin eşi olduğu için mi yoksa Time Türk'ün terör(!) yandaşı olarak Cıa ajanlarının fişlemesinden ürkerekmi bu kararı aldığı sorularına açıklayıcı bir cevap kamuoyu ve bu sitenin takipçileri tarafından beklemektedir.
Velhasıl facebook ve bazı internet sitelerinde ki yorumların içeriğini okuyanlar Time Türk'e yönelik sert eleştirilerle karşılaşmakta olup bu hususta Time Türk Haber Sitesinin bir açıklama yapıp yapmayacağı da oldukça merak konusudur.

İşte Time Türk'ün eski ve yeni KÜNYE'si


ESKİ KÜNYE :

YENİ KÜNYE:

 

[mürmüdük]

CIA'ye saldırının sır perdesi

08 Ocak 2010
Afghanistan'da düzenlenen saldırıda 7 kayıp veren CIA tarihin en büyük kaybını verdi. Peki saldırıda ölenler kimlerdi ve orada ne işleri vardı? İşte olayın perde arkası...
CIA üssüne düzenlenen saldırının ardından açıklama yapan El Kaide'nin üçüncü adamı, Afganistan'ın Host şehrindeki saldırının "intikam" amaçlı olduğunu açıkladı.

El Kaide, insansız hava araçları (Predator) ile üç ayrı mekânda havadan vurularak öldürülen üç liderinin intikamı için saldırının yapıldığını iddia etti.

Ürdün istihbaratı ve CIA'ye "bilgi taşıyan" Ürdünlü Doktor Humam Halil El Balawi, üzerinde "gizlenmiş" halde olan bombaları patlatarak 7 CIA ajanını öldürmüş, 6'sını da yaralamıştı.

Bugün yazarı Erhan Başyurt tuzağa düşen ajanların CIA'nin "Alec" olarak bilinen özel biriminden olduğunu iddia etti.

Peki nedir bu "Alec"? Ne zaman ve neden kuruldu? Afganistan'da neden bulunuyordu? İşte Erhan Başyurt "Alec"le ilgili tüm bu sorulara cevap veriyor yazısında...

"Alec" 1996'da CIA Anti-terör Merkezi içerisinde Bin Ladin'i yakalamak için kurulan bir birim.

Birimin çalışanları kendilerine ailesini katleden çılgın bir adamdan hareketle "Manson Family" adını veriyor.

Ladin'i, çılgınlığı yönüyle Charles Manson'a benzetiyorlar.

1999 yılı itibarıyla bu birimde çalışan insan sayısı 25.

O yıl CIA anti-terör biriminin başına Cofer Black getiriliyor.

Black, 1994'te Hartum Büyükelçiliği'nde CIA ajanı olduğu halde "diplomat" kimliğiyle çalışıyordu.

"Çakal Carlos"u yakalayan ekibi de o yönetti.

Aynı yıllarda Usame Bin Ladin de Suud ailesi ile ters düşüp, yüzlerce "Afgan mücahidi Arap" ile birlikte Hartum'a üs kuruyor.

Black'in Ladin'i takip ettiği deşifre olunca, aracına silahlı saldırı düzenleniyor. Son anda kurtuluyor.

Bu nedenle 1999'da CIA'deki görevinin başına gelince, Ladin'i yakalamak veya yok etmek ile bizzat ilgilendi.

Ladin'i vurmak için "Predator" kullanılması fikri o dönemde doğdu.

CIA, o sırada bu uçakları Bosna Savaşı'nda gören Türkiye'nin de 3 adet kiraladığını öğrenince şaşkına döndü.

(Türkiye, bugün o tür insansız uçaklara sahip değil. İsrail'e 10 adet Heron siparişi verildi. Onlar da yıllardır teslim edilmiyor.)

Ancak CIA, bu uçaklara havadan karaya isabetli "Hellfire" füzesi yerleştirdi.

Böylece, Virginia'daki merkezden düğmeye basıp Ladin vurulabilecek hale geldi.

(Türkiye'nin elindeki Predator uçakları füze yüklü değildi. İsrail'den alınacak Heron uçakları da bu özelliği taşımıyor. Yani Genelkurmay'da oturup, Kandil'dekini yok etmek halen mümkün değil.)

Özbekistan ile yapılan bir gizli anlaşmaya binaen bu uçaklar askeri bir üsten havalanıyor ve Afganistan içlerinde Ladin'i arıyordu.

Ancak Ladin'in yakın çevresi vurulabildiyse de Ladin ve ikinci adamı Eymen El Zevahiri her defasında bu uçakların "kartal gözü"ne yakalanmaktan kurtuldu.

Son saldırının gerçekleştiği Afganistan'ın Host askeri üssü de, bugün bu uçakların havalandığı askeri bir havaalanı aynı zamanda.

CIA'yi tuzağa düşüren Ürdünlü Doktor Balawi'nin Türk eşi Defne Bayrak, "Saldırıdan sonra bir arkadaşı beni onun telefonundan aradı. CIA ajanlarını öldürdüğünü söyledi. O sırada ölenlerin sivil olduğu sanılıyordu..." diyor.

Demek ki, El Kaide bu operasyona çok ciddi bir hazırlık yapmış.

CIA ve Ürdün istihbaratına "adam devşirme" yoluyla sızmış.

Ardından da kazanılan güveni kendilerince ses getirecek bir eylem için böyle kullanmış.

Geçen yıla kadar Cofer Black'in başkan yardımcısı olarak görev yaptığı Blackwater firmasının iki elemanı da son saldırıda hayatını kaybetti.

"Alec" 13 yıldır yok etmek için uğraştığı El Kaide'den inanılmaz bir darbe yedi.

CIA, tarihinin en büyük kaybını verdi.

Bundan sonra yaşanacaklar eminim çok farklı bir seyir izleyecek...

 

[mürmüdük]

Defne Bayrak'tan Newsweek Türkiye'ye Açıklamalar

09 Ocak 2010Anadolu Haber
7 CIA ajanınıı öldüren El Balavi'nin eşi NEWSWEEK Türkiye muhabirinin sorularını yanıtladı
Dünya, Afganistan'da düzenlenen intihar saldırısında Amerikan Merkezi Haberalma örgütü'nün (CIA) 7 ajanını öldüren Ürdünlü Doktor El Balavi'nin eylemini konuşuyor. El Balavi'nin Türk eşi Defne Bayrak, NEWSWEEK Türkiye muhabiri Adem Demir'in sorularını yanıtladı.
Bayrak'ın sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle:
Balavi'yle nasıl tanıştınız? Görücü usulü mü flört mü?
Buraya ilişkin bilgi vermek istemiyorum. Bu işin magazin tarafı. (Bayrak'a yakın bir kaynak chat'te tanıştıklarını açıkladı). Eşim İstanbul'da okuyordu. Ben de bu kentte yaşıyordum. Bir şekilde tanıştık. 2002'de Ürdün'e gittim.
öğrenciyken mi evlendiniz?
Evet. O İstanbul Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisiyken evlendik. Türkçesi, îngilizcesi ve Arapçası mükemmeldi. Okulda çok başarılıydı. Üniversitedeki sınavlarda hep birinci, ikinci oluyordu. Çok zekiydi. Pakistan'a "Okumaya gidiyorum" diyerek gitti. Birkaç ay sonra işlerin yolunda gitmediğini, şansını Türkiye'de denemek isteğini söyledi. O dönemeyince, bana 'Türkiye'ye gidin ve çocukları oradaki okullarda okutun' deyince ben de çocuklarımı alarak İstanbul'a geldim.
Nelere ilgi duyardı?
İnternetteki cihadi forumlara çok giriyordu. İlgisi oldukça fazlaydı. Genel olarak cihadi bir fikir yapısına sahipti. Ancak El Kaideci'ydi ya da Selefı'ydi diyemem. Zaten olayı Taliban üstlendi. Eşim, en çok "Neden cihada gitmiyoruz" diye yakınırdı. Fikirlerindeki farklılığın ortaya çıktığı dönem, Irak Savaşı'nm başlaması olmuştur. Bu aşamadan sonra düşünsel bir dönüm noktası yaşadığını söyleyebilirim, insanın kendisini patlatması kolay değil. Bence bu duygu onda uzun süredir yerleşmişti.
Bu süre içerisinde gruplardan konuşup görüştüğü birileri var mıydı?
Ocak 2009'da Ürdün istihbaratı tarafından tutuklandı. Üç gün sorguda kaldı. Belki de Ürdün ve ABD istihbaratları onunla yaptıkları görüşmelerde eşimi ikna ettiklerini düşünmüş olabilirler. Detaylarını gerçekten bilmiyorum. Ama şunu da söyleyeyim; eşim kolay ikna olan bir insan değil. Zaten ikna olmamış ki o olayı yaptı.
İki tarafa da (hem CIA hem Ürdün istihbaratına) çalışmış olabilir mi?
Bence eşim her iki istihbarat servisini kullandı. Onlar için çalışıyor olsaydı mutlaka onlara bir hedef gösterirdi. Onlar da dokuz ay içinde büyük bir hedefi vururlardı. Beni öldürseler de eşimin Amerika ya da Ürdün istihbaratına çalışacağına inanmam. Günde iki-üç kere mail attığı oluyordu. Eyleme ilişkin bana en ufak bir mesaj göndermedi. Ve helallik dilemedi.
Çok da şaşırmamışsınız.
Şahadet eylemi yapacağını sanmıyordum. Şaşkınlığım bundandır. Ama şimdi şaşkın değilim. Yapmıştır. Çünkü fikirleri belliydi. Cihatçı bir anlayışın savunucusuydu. Aynı düşünceleri taşıyorduk. Ayrıca eşimle birbirimizi çok seviyorduk. Onun yaptığı eyleme saygı duyuyorum. Kendi tercihiydi.

 

[mürmüdük]

ALLAHUEKBER...ALLAHUEKBER...ALLAHUEKBER...

MÜCAHİDLER KAFİRLERİ VURDU...
Afganistan'ı adeta Amerika'ya dar eden Taliban, saldırılarına her gün yenilerini ekliyor. 2009 yılında 310 askerini kaybeden ABD, Afganistan'da 65 bin olan asker sayısını ise artırarak Taliban ile mücadeleye çalışıyor.
Kunar eyaletinde Taliban güçleri, Chinock tipi askeri helikopteri roket ve ağır makineli tüfekli atış sonucu düşürdüler. Askeri araç taşıyan helikopter yere çakılırken, helikopterdeki 7 askerin öldüğü ileri sürüldü. Saldırı Taliban kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.
Ağır makineli silahlarını saldırıyı gerçekleştirecekleri yere taşıyan Taliban güçleri, silahlarını da ağaçların altında ateşleyerek ne kadar profesyonel olduklarını gözler önüne serdiler.

 

[mürmüdük]

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış,ebed bizimdir


nfk

Allahcc yar ve yardımcın olsun gönüldaş...
BESMELE...SELAM...DUA...

 

[turkistan]

_Şarktan garba - cenuptan şimale tüm mücahid komandolara selam olsun...

Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

 

[mürmüdük]

_Şarktan garba - cenuptan şimale tüm mücahid komandolara selam olsun...

Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!
Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak?
Selamun aleyküm gönüldaş..
Rabbimiz yar ve yardımcın olsun inşaALLAH..
Gönlünüze bereket..
SELAM OLSUN ALLAHCC VE RESULUNÜN KUTLU KOMANDOLARINA..
SELAM OLSUN BOLU ZINDANI YUSUFİYESİNDE İSLAM İNKILABININ NABZINI TUTAN KUMANDANA...
SELAM OLSUN RABBİMİZİN YOLUNDA,PEYGAMBERİMİZİN İZİNDE KOŞAN ŞANLI AKINCILARA...
BESMELE..DUA...

 

[mürmüdük]

Taliban Savaşçıları Kabil'i Sarstı!

18 Ocak 2010Anadolu Haber
En az 10 şehadet komandosunun devlet binalarına girdiği ve işgalci güçlere karşı büyük bir saldırı başlattığı belirtildi.
Taliban Savaşçıları Afganistan'ın başkenti Kabil'e adeta eşzamanlı saldırı başlattılar

Kabil'deki güvenlik yetkilisi Emir Muhammed, en az 10 iştihad komandosunun, aralarında alışveriş merkezleri ve bankaların bulunduğu binalara girdiğini ifade ederek, 200'den fazla Afgan güvenlik görevlisinin de bölgede konuşlandığını ve direnişçilerle çatıştığını söyledi.

Patlamaların sorumluluğunu üstlenen Taliban Savaşçılarının sözcüsü ise Associated Press haber ajansına, bazıları üzrinde bomba yüklü kemer taşıyan 20 kadar silahlı militanın Kabil'deki bakanlık binalarına girdiğini söyledi.Taliban, Serena Otelinde bulunan çok sayıda yabancının öldürüldüğü ve içeride bulunanların da kuşatma altına alındığını bildirdi.

Taliban'a ait bir internet sitesinde yayımlanan bildiride, militanların özellikle Devlet Başkanlığı Sarayı, Merkez Bankası, Sanayi ve Madencilik Bakanlığı ile Serena Otelini hedef aldığı vurgulandı.

BAŞKANLIK SARAYI YAKINLARINDA PATLAMA

Bu arada Kabil'deki çatışmaların, bir şehadet komandosunun Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin Devlet Başkanı Sarayı yakınlarında kendini havaya uçurmasından sonra başladığı belirtildi.

Görgü tanıkları, başkentte dumanların yükseldiğini, Afgan güçleriyle militanların çatıştığı kentte patlamalar duyulduğunu bildiriyor.

Savaşçılar ,Savunma ve Adalet Bakanlığı binalarının yanı sıra Batılıların tercih ettiği Serena Otelini de hedef aldı.

Afganistan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Muhib Safi, güçlü bir patlamayı silah seslerinin takip ettiğini belirterek, çalışanların bina içinde ve güvende olduğunu, militanların binaya girmediğini söyledi.

NATO'dan yapılan açıklamada da Merkez Bankası yakınında bir patlama rapor edildiği, uluslararası güçlerin Afgan askerleriyle bölgede güvenliği sağlamak için beraber çalıştığı kaydedildi.

NATO,yaptığı açıklamada 'bir Taliban Direnişçisinin Devlet Başkanı Sarayı yakınlarında kendini havaya uçurmasından sonra militanlarla Afgan güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda bir alışveriş merkezine giren iki silahlı militanın öldürüldüğünü belirtti.

Çatışmaların üzerinden iki saat geçmesinin ardından Dışişleri Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığının bulunduğu kavşakta şiddetli bir patlama daha olduğu, bölgede bir aracın yandığının görüldüğü kaydediliyor.

Uluslararası haber ajanslarının dünya basınına servis ettiği fotoğraflarda da Afganistan asker ve polislerinin, Taliban'ın saldırısıyla birlikte köşe buçak kaçtıkları gözlemlendi

Amerika Kınadı

Amerika, Taliban'ın bugün sabah gerçekleştirdiği bu saldırıyı kınadığını açıkladı, çirkin bir eylem olarak niteledi.

ABD'nin Pakistan ve Afganistan özel temsilcisi Richard Holbrooke, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de yaptığı açıklamasında, "Taliban'ın böyle bir eylemi gerçekleştirmiş olması şaşırtıcı değil. Bu tür eylemler tekrarlanacaktır. Fakat onlar başarılı olamayacaklar" dedi.

Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner de Taliban'ın Kabil'de böyle bir eylemi düzenleyebilmesini tehlikeli bir gelişme olarak niteledi.
Ayrıntılar geldikçe sizlerlede paylaşacağız...

 

[mürmüdük]

İsrail Konsolosluğu önünde Zafer kutlaması

18 Ocak 2010
Gazze zaferi, İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu önünde düzenlenen görkemli bir eylemle kutlandı.
Filistin İslami direnişinin bir yıl önce İsrail'e karşı elde ettiği zafer, Kardeşlik Platformu'nun İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu önünde düzenlediği görkemli bir eylemle kutlandı.


Filistin Başbakanı İsmail Heniyye'nin mesajının izletildiği kutlamalarda, İsrail'in Gazze'deki katliamlarını ve Filistin direnişinin gerçekleştirdiği füze saldırılarının yankılarını gösteren sinevizyon gösterimi yapıldı. Saat 19.30 sıralarında Beşiktaş 1. Levent otobüs durağında toplandı. İsrail aleyhtarı pankart ve afişlerin yanı sıra Mescid-i Aksa maketi taşıyan eylemciler, İsrail Konsolosluğu'na doğru yürümeye başladı.


Filistin'e destek veren grup, sık sık İsrail aleyhine slogan attı.http://forum.islamiyet.gen.tr/galeri/43-1-isciler-ekmek-icin-meydana-cikti.html
Levent Metro durağı önünde başlayan yürüyüş sırasında "Kudüs Anadolu'dur ,Anadolu İşgal altında!" "Müslümanlar bir olsa, uyansa, ayağa kalksa esir mi olurdu el aksa?" , "Siyonizm, tüm insanlığı tehdit eden bir tehlikedir" , "Siyonist İsrail'e Gazze direnişiyle yenilgiyi öğrettik" , "Aksa'da sistemli yıkımlara son" , "Soykırım suçlusu Ehud Barak yargılansın" , "Mescid-i Aksa onurumuzdur koruyacağız" , "Aksa'ya saldırı İslam'a saldırıdır" yazılı pankartlar taşındı.

Nurettin Şirin'de bir konuşma yaptı.İsrail Konsolosluğu önünde yapılan konuşmalarda, yapılan eylemin bir zafer kutlaması olduğu vurgulandı.
Kutlamalar, yapılan duayla sona erdi.

 

[mürmüdük]

 

[mürmüdük]

 

[mürmüdük]

 

[mürmüdük]

Mülteci kampında bir Rapçi

18 Ocak 2010Anadolu Haber
MC Tamarrud (MC İsyan) lakaplı Ferhan Ebu Siyam Filistinli mülteci kamplarında büyümüş, 21 yaşında

Nahr el-Bared, Kuzey Lübnan’da bulunan, Filistinli mültecilerin kaldığı bir mülteci kampı. Işıksız, çamurlu sokakları, yakılmışlığı ve yıkılmışlığı ile dışarıdan bakıldığında umutsuzluğun tecessümü gibi duracak olan mülteci kampının sokaklarında, Filistin’e özel, yaşanmışlıklardan doğan bir hip hop kültürü ilk filizlerini vermekte.

Nahr el-Bared’in ilk ve şimdilik tek hip hop sanatçısı olan MC Tamarrud (“MC İsyan”) lakaplı Ferhan Ebu Siyam Filistinli mülteci kamplarında büyümüş, 21 yaşında bir genç. Bölgedeki diğer birçok sanatçı gibi o da sanatını deneyimlerinin ötesine geçen siyasî ve sosyal bir mesajı vermek adına kullanıyor, halkının onlarca yıldır gördüğü zulme karşı sözleriyle duruyor.
Ben, kendi lehçemizde rap yapıyorum
Ebu Siyam gerek Filistin rap sanatı ve hip hop kültürünün babaları sayılan “DAM” ve “Ramallah Underground” gibi Filistin-bazlı gruplar, gerekse Lübnan’ın bir diğer mülteci kampı olan Burj el-Berajneh’de aktif olan “Katibe 5” ve “I-Voice” gibi gruplardan etkilenmiş. Her ne kadar Filistin kültüründe şu anda aktif bir rap alt-kültürü bulunsa da, halkın hâlâ Batı ile özdeşleştirdikleri bu müzik türüne karşı olumsuz yaklaştıklarını kabul ediyor ve durumu “Birçok kişi rap müziği sevmiyor zira Batı müziğine ve ‘beat’ gibi unsurlarına karşılar” diyerek özetliyor. ​

Bununla birlikte yaptığının Filistinli deneyimine özel olduğunu ve halkın rap müziğe de daha anlayışlı yaklaşmasını umut ediyor.

Parçalarında herhangi bir Batı dilini değil Arapçayı kullandığını vurguluyor: “Ben, kendi Filistin lehçemizde rap yapıyorum, içinde doğduğum ve büyüdüğüm kampların dilinde”.
Filistinliyim ve hiçbir ordunun idaresine girecek değilim
Ebu Siyam’ın büyüdüğü Nahr el-Bared bugün tam anlamıyla bir yıkıntı: yaklaşık iki buçuk yıl önce Lübnan Askerî Güçleri ve Filistinli olmayan, militan Fetah el-İslam örgütü arasındaki çatışmalara konu olmuş. Kampta yaşayanların birçoğu bugün kampın etrafındaki derme çatma barakalarda yaşama mücadelesi veriyor; kampta ise yaşam İsrail’in Filistin’in her yanına yaydığı geçiş noktalarını anımsatan ufak bir geçiş noktaları ağı ile Lübnan Askerî güçlerinin sıkı denetimi altında.
Nitekim Nahr el-Bared’in iç sızlatan hâli ve Lübnan Askerî Güçleri’nin kamp ve çevresindeki devamlı varlığı ve müdahaleleri, Ebu Siyam’ın rap parçalarında önemli bir tema: “Filistinliyim ve hiçbir ordunun idaresine girecek değilim / Bu duvarı örmeyi kes! / Seni ilk gördüğüm andan beri, biliyordum ne istediğini / ‘Hey sen, kimliğini göster, nerede hani iznin?’” Nitekim kendisi ve temsil ettiği halkının Lübnan otoritesine olan tavrını şu şekilde özetliyor: “Lübnanlıların düzenine karşı değiliz, fakat bizi haklarımızdan mahrum bırakıyorlar”.
Ebu Siyam’ın kayıtlarını da yaptığı el-Muhayyamat stüdyosu Lübnan’daki bir başka Filistin mülteci kampından, Burj el-Barajne’de . Özerk bir medya kolektifi olan “a-films”in de katkılarıyla kısa bir video klip de hazırlamış olan Ebu Siyam hâlen yeni parçaları üzerinde çalışmakta, umudu ve hayali ise Nahr el-Bared’in yeniden inşa edilmesi sonrası kampta kurulabilecek, şarkılarını burada kaydetmesine olanak sağlayacak bir müzik stüdyosu. ​

Türkçe alt yazılı röportajlı video klibi izlemek içintıklayın.​

Yandaki menüden parçanın tamamını dinleyebilirsiniz:​

DÜNYA BİZİM.COM​

 

[mürmüdük]

Irak'ta Direnişçi Güçler ABD'yi Sarsıyor

23 Ocak 2010 Anadolu Haber
Irak'ta işgalcilere karşı savaşan direniş güçleri son günlerde gerçekleştirdikleri saldırılarla ABD'ye adeta travma geçirttiler.

​

Allah'ın yardımı ve fazlı ile..Irakta bir Amerikan İşgalci Askeri daha öldürüldü.. Amerikan Ordusundan yapılan açıklamadı vavaş harici bir nedenden dolayı öldüğü söylensede bunun İşgalci hHaçlı yalanı olduğunu çocuklar bile biliyor...
http://www.iraq-amsi.com/Portal/news.php?action=view&id=41639&5c1c942d59d0f96c6f7c89054575c37e


Amerikan devriyesine yönelik bombalı eylem

Amerikan işgal kuvvetlerine bağlı konvoyunun Babil eyaletine bağlı Hille şehrinde mücahitlerin saldırısına maruz kaldığı ve ciddi maddi zayiat verdikleri kaydedildi.

Görgü tanıkları olayla ilgili olarak:

Yol kenarına yerleştirilen bombanın ,devriye arçlarının geçişi esnasında patladığını ve devriye araçlarından birinin tamamen tahrip olduğunu söylediler
Ayrıca Selahaddin eyaletine bağlı al Düceyl bölgesinde İşgalci Amerikan devriyesine yönelik bombalı bir eylem dah gerçekleştirildi.

• Iraklı Direnişçiler Bağdat'ın ortasında bulunan, İçerisinde kukla hükümet binalarının ayrıca Amerikan ve İngiliz elçiliklerin bulunduğu "Yeşil Bölge " yi Katyuşa füzeleriyle vurdu

Direnişçi mücahitler, Irak, Bakuba Şehirnin doğusunda işglaci Amerikan devriyesine yönelik gerçekleştirdikleri bombalı saldırıda devriyede bulunan araçlar içindekilerle beraber imha edildi. Görgü tanıkları patlamayla bereber araçların tamamen tahrip olduğunu söyledi.

( İşgalci Amerikan ordusu, Misan bölgesindegerçekleştirilen bombalı bir eylemde üç Amerikan askerinin yaralandığını duyurdu.

http://www.iraq-amsi.com/Portal/news.php?action=view&id=41498&eff735e3ac7ac0b525001cdcac357e5d









Facebookireniş ve Zafer

 

[mürmüdük]

ABD'ye mesajı kendisi verdi


25 Ocak 2010 Anadolu Haber
El Cezire televizyonu, El Kaide'nin lideri Usame bin Ladin'in yeni sesli mesajını yayımladı.
Delta Havayollarına ait uçağa 24 Aralık'ta saldırı girişiminde bulunmasının sorumluluğunu örgütün üstlendiğini ve 11 Eylül saldırıları gibi bu saldırının da bir mesaj olduğunu belirten Usame bin Ladin, şöyle konuşuyor:

"Kahraman Nijeryalı Ömer Faruk Abdülmuttalib ile size gönderilen mesaj, 11 Eylül kahramanları tarafından iletilen daha önceki mesajımızın teyididir. Mesajlarımızı size kelimelerle göndermek mümkün olsaydı, bunları uçaklarla göndermezdik." Bin Ladin ayrıca ABD Başkanı Barack Obama'ya hitaben, "Filistinliler için güvenlik olmadığı sürece Amerika'nın da asla güvenlik rüyasını göremeyeceğini" söylüyor.
El Kaide lideri, ABD'nin İsrail'i desteklemeye devam etmesi durumunda saldırıların devam edeceği tehdidinde bulunuyor.
Nijeryalı Ömer Faruk Abdülmuttalib, 24 Aralıkta Amsterdam-Detroit seferini yapan yolcu uçağına, iniş yapmak için alçaldığı sırada havaya uçurmaya çalışmıştı.
hurriyet

 

[mürmüdük]

86 İslam âliminden Mısır uyarı fetvası

86 Müslüman alim yayımladıklar fetva ile Gazze sınırına çelik duvar öven Mısır yönetimini uyardılar.
6 Müslüman âlim, Mısır ile ambargo altından Gazze Şeridi arasındaki Refah sınır kapısının kapatılmasının ve Gazze Şeridi ile sınır boyunca Mısır'ın çelikten duvar örmesinin haram olduğuna dair fetva verdi.

86 İslam âlimi, verdikleri fetvaya gerekçe olarak, Gazze Şeridi halkının uğrayacağı zarar ve darlık olduğunu gösterirken, Ezher Üniversitesi'nin çelik duvar hakkında fetvasının ise "batıl" olduğunu duyurdu.

"Duvarla utanç arasında Ezher" başlığını taşıyan bildiride

"Bizler Allah'tan korkumuz ve İslam ümmetine karşı sorumluluğumuz gereği üstten Refah sınır kapısının alttan da çelik duvarın kapatılmasının, Gazze halkını oradaki insani, İslami ve Arap kardeşlerimizin, komşumuzun ve cihad kardeşlerimizin daraltılmasının ve bu şekilde Siyonist-Amerikan diktesine boyun eğilmesinin haram olduğunu ilan ediyoruz" denildi.

Islam Online'da yayınlanan bildiride "Ezher Üniversitesi, bu duvarın yapılmasının caiz olduğuna dair fetva verirken değerli mesajını tersine çevirmiş, duvar inşası gibi bir suça kılıf uydurmuş, batılı şeklen ve içerik olarak bezemiştir, yoksa bu bir meşru içtihat değildir" ifadelerine yer verildi.

Ezher'in fetvasının geçersiz olduğu kaydedilen bildiride, Ezher'in fetvasına hiçbir delil sunmadığını, fetva üyelerinin davet edilmeden bu kararın çıkarıldığını, gereğince tartışma yapılmadığını, kimin destekleyip kimin reddettiğiniz bilinmediğini ve tüm bunların da fetva sürecine aykırı olduğuna dikkat çekildi.

Geçtiğimiz Aralık ayında Ezher İslami Araştırmalar Birliği, Mısır'ın Refah sınırına çelik duvar örmesinin caiz olduğunu açıklamış, Mısır'ın güvenliğini ve alttaki tünellerden ülkeye sızıldığını bu karara gerekçe göstermişti.

 

[mürmüdük]

Keşmir'de İsyan Ateşi Tutuştu

04 Şubat 2010
14 yaşındaki bir çocuğun katledilmesiyle başlayan çatışmalar durmuyor.Keşmirli gençler, bugün de Hind askerleriyle çatıştı.
Bugün çıkan çatışmalarda, 19 Hindu asker ve 21 Keşmirli genç yaralandı.
Başta başkent Srinagar olmak üzere Rawalpora, Bemina, Barmaloo ve Solina şehirlerinde sokaklara inen binlerce Keşmirli genç, Hind askerlerinde taşlarla saldırdı. Hindu askerler ise göz yaşartıcı gaz bombalarıyla karşılık verdi.

Keşmirlilerin Pazar günü düzenlediği protesto gösterilerine başına isabet eden bir göz yaşartıcı gaz bombası sonrasında hastaneye kaldırılan Wamik Faruk adlı çocuk, tüm çabalara rağmen yaşamını yitirmişti.

Bu olay üzerine Pazartesi, Salı ve bugün, Keşmir'in bir çok bölgesinde Hind askerleriyle Keşmirli gençler arasında çatışmalar yaşandı.

Keşmirli Liderlerden Grev Çağrısı

14 yaşındaki Keşmirli çocuğun katledilmesine, Keşmirli liderlerden de tepki geldi. Keşmir direnişinin manevi lideri Seyyid Ali Gilani ve Bütün Partiler Hürriyet Konferansı lideri Mirvaz Ömer Faruk, saldırıyı kınarken, tüm Keşmirlileri Salı günü genel greve çağırmıştı

Diğer yandan bugün Keşmirli liderlerin çağrısına uyan esnaf ve memurlar da genel greve destek verdiği bildirildi.


Keşmir'den Ocak Ayında 22 Şehit

Diğer yandan Keşmir Medya servesi, Ocak ayı içerisinde 22 Keşmirlinin, Hindu askerlerinin saldırıları neticesinde şehid olduğunu açıkladı. Şehidlerden üç tanesinin çocuk olduğu öğrenildi.

Yine Ocak ayı içerisinde 277 Keşmirli yaralanırken, 41 Keşmirli tutuklandı ve 7 Keşmirlinin evi yıkıldı.

Böylece, 1989 yılında başlayan Keşmir intifadasından bugüne kadar şehid olan Keşmirlilerin sayısı 93.119'a yükseldi.

israhaber

 

[mürmüdük]

Amerika: Ladin Öldürülmedikçe, El Kaide'nin Hedefindeyiz

04 Şubat 2010
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dennis Blair, Usame bin Ladin ele geçirilmediği sürece el Kaide'nin hedefinde olacaklarını söyledi
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dennis Blair, Usame bin Ladin ve Eymen Zevahiri, hayatta olduğu sürece Amerika'nın el Kaide'nin hedefi olmaya devam edeceğini söyledi.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dennis Blair, CIA Başkanı Leon Panetta, FBI Başkanı Robert Mueller ve istihbarat alanındaki diğer bazı üst düzey yetkililer, ABD Senatosu İstihbarat Komitesi'nde düzenlenen oturumda senatörlerin sorularını yanıtladı.

Komisyona yaptığı açıklamada Blair "Usame bin Ladin ve Eymen Zevahiri, öldürülmediği ya da tutuklanmadığı sürece, el Kaide Amerika'ya darbe indirmi niyetini koruyacaktır" dedi.

Detroit uçağına saldırı girişiminin Blair, el Kadie'nin Amerika'nın ticari merkezlerini vurmayı planladığını söyledi.

FBI Başkanı Mueller ise El Kaide'nin 3 ay sonra Amerika'ya bir saldırı girişiminde bulunmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.

CIA Başkanı Leon Panetta, "El Kaide'nin Amerika'ya her an saldırabilecek olması uykularımı kaçırıyor. En büyük korkum budur" dedi

isra haber

 

[Azerbaycan_li]

Amerika: Ladin Öldürülmedikçe, El Kaide'nin Hedefindeyiz

kafirler unutuyorlar bu ummette bir tane usame şehit olur, bin tane usame dogulur...ve usamelerin onlar gibi can kaygısı da olmaz...çünki canlarını çoktan satmışlardır Sahibine...

Allah şeyhi korusun...amin