Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sen oradan ben buradan... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
gazze-ve-bomba.png

kuddus-m%C3%BCcahidi.png
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
FBI'ın Katlettiği İmam'a muhteşem uğurlama!
ABD'de, FBI tarafından vurularak katledilen İmam 'ı binlerce Müslüman uğurladı. ABD'li Müslümanların öfkesi büyürken, FBI hakkında soruşturma açılacağı iddia ediliyor.
Yüzlerce Amerikalı Müslüman, FBI ajanları tarafından Detroit’e yakın bir yer olan Dearborn’da öldürülen yerli imama son kez saygılarını sunmak için toplandı ve Detroit Özgür Basın’ı tarafından 1 Kasım Pazar günü bildirilen olayla ilgili soruşturma başlatılmasını talep etti. Dearborn Tepeleri’ndeki İslamî Hikmet Evi’nin başkanı Muhammed El-Ahi, yas içindeki kalabalığa ‘Adalet istiyoruz’ dedi.

‘Bu olayla ilgili adilane ve dürüstçe yönetilen bir araştırma başlatılmasını ümit ediyoruz.’

Gayri-resmi rakamlara göre binden fazla Müslüman, Luqman Emin Abdullah’a (53) son övgülerini sunmak için Detroit Saturday’deki Müslüman Merkezi’ni tıka basa doldurdu.
FBI Abdullah’ı ‘aşırı köktenci bir Sünnî grubun yüksek yetkilere sahip lideri’ olarak tanımladı ve silahlı bir çatışmada FBI ajanları tarafından öldürüldüğünü söyledi.
Abdullah’ın görev yaptığı cami, öldürülen imamın radikal bir grubun üyesi olduğu yönündeki iddiaları reddetti.
İmam El-Ahi, FBI ajanlarının Abdullah’ı nefs-i müdafaa için öldürdüğü iddiasını gülünç bulduğunu söyledi.

‘Vurmakla öldürmek farklı şeyler’

FBI ajanlarının Abdullah’ı çalıntı mal satma ve ruhsatsız ateşli silah bulundurma ve satma ithamları üzerine tutuklamak üzerine aradığı söyleniyor.

Ancak federal sorumlular ona ya da camideki diğer insanlara karşı terörizm soruşturması yürütmeye kalkmadı.
Detroit Müslüman Merkezi’nden İmam Abdullah El-Emin, ‘Uzun zaman önce bunun önemsiz bir operasyon olduğunu biliyorlardı ve durdurabilirlerdi.’ dedi.

Amerikalı Müslümanlar Birliği, Filistin İçin Uğraşan Amerikalı Müslümanlar ve Amerika-İslam İlişkileri Meclisi de dahil belli başlı ulusal Müslüman organizasyonlarının koalisyonu olan Amerikalı Müslümanlar Sivil Haklar ve Seçimler Çalışma Kolu da, Abdullah’ın ölümüyle ilgili bağımsız bir soruşturma yürütülmesini istedi.

Yaslı katılımcılar Abdullah’ı bir imam olarak İslam’ın emirlerine uyan merhametli bir adam olarak tanımladı.
Arkadaşı olan imamlar, onun cömert bir insan olduğunu söylediler ve FBI’ın onun acımasız ve anarşist bir ideolojiye sahip olduğu yönündeki iddiaları reddedip onu övdüler.

New York’tan İmam Abdur-Raşid, konuşmasında karşısındaki yaslı kalabalığa ‘Allah’a onu şehit edilenlere vaat edilmiş ödülle mükâfatlandırması için dua ediyoruz.’ dedi.

Müslüman liderler cenazedeki geniş çaplı katılımın Abdullah’ın karakteriyle ilgili söylemek istedikleri şeyleri çok güzel ifade ettiğini ve kanıtladığını söyledi.
Rochester Tepeleri’ndeki Daha Büyük Bir Detroit İçin İslami Birlik’ten İmam Ali Lela ‘Bu onun sadece Müslümanlara değil aynı zamanda yardıma ihtiyacı olan gayrî-Müslimlere de yardım eden çok iyi bir insan olduğunun ifadesi.’ dedi.
Amerika’da kaç Müslüman olduğuna dair resmi bir rakam yok.
2007de Pew Anket’in yaptığı bir araştırmaya göre %35i Afro-Amerikan olan 2.35 milyon Amerikalı Müslüman var.

Fakat, Müslüman kuruluşlar ABD’de 7 milyondan fazla Müslüman olduğunu söylüyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
66807.jpg



Afgan polisi beş İngiliz askerini öldürdü


Afganistan'da Afgan polisinin açtıkları ateşle 5 İngiliz askeri öldü.




Afganistan'ın Helmand Eyaletinin Nad-e'Ali bölgesinde bir Afgan polisi açtığı ateşle 5 İngiliz askerini öldürürdü.

İngiliz Ordu Komutanlığı sözcüsü Afganistan'da bir polis kontrol noktasında meydana gelen olayı doğruladı.

Afganistan'da bulunan İngiliz Ordusu'nun sözcüsü Yarbay David Wakefield Skynews'e yaptığı mülakatta, 5 İngiliz askerini öldüren Afgan polisinin bulunamadığını da sözlerine ekledi.

İngiliz medyası ordu yetkililerini olayla ilgili suçlarken, İngiliz askerlerinin ölümlerinin Falklan Adaları'nı işgal eden İngiliz askeri kayıplarına yaklaştığı yorumları yapıldı.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD'de askeri üsse saldırı: 12 ölü
Amerikan ordusu şokta... Üç Amerikan askeri ABD'nin Teksas eyaletindeki Fort Hood Askeri Üssü'ne saldırı düzenledi. Saldırıda 12 asker öldü, 31 asker de yaralandı.
ABD'nin Teksas eyaletindeki Fort Hood Askeri Üssü'ne düzenlenen silahlı saldırıda 12 asker öldü.

Üs sözcüsü Korgeneral Bob Cone, olayla ilgili düzenlediği basın toplantısında, saldırıda yaralananların sayısının 31 olduğunu kaydetti.

061120090108472222703_3.jpg


Saldırganlardan birinin öldürüldüğünü, 2'sinin ise yakalandığını belirten Cone, bu kişilerin tamamının ABD askeri olduklarını bildirdi.

Saldırının askerler için tıbbi gözlemler yapılan Askeri Hazırlık Merkezi'nde meydana geldiğini belirten Cone, olayın bir askerin elinde 2 tabancayla ateş etmesiyle başladığını dile getirdi.



İLK SALDIRGANIN İSMİ: MALİK NADAL HASAN
CNN yetkililerden aldığı bilgilere dayandırdığı haberinde saldırganın isminin Malik Nadal Hasan olduğunu ve yaşını 40 civarında olduğunu söyledi.

Teksas'taki üste yaklaşık 50 bin asker bulunuyor.

REUTERS: ÖFKE NÖBETİ OLABİLİR

Reuters haber ajansı, ABD'nin Teksas'ta eyaletinde bulunan dünyanın en büyük askeri üssü olarak belirtilen yerde yaşanan olayın öfkelendikten sonra rastgele etrafa ateş açan bir asker tarafından gerçekleştirildiğini bildirdi.

Ajans Üsteki üst düzey komutanlara dayandırarak verdiği haberde, saldırıyı gerçekleştiren askerin öldürüldüğünü ve iki askerin de olayla ilgisi bulunduğu şüphesiyle göz altına alındığını açıkladı.
OBAMA: ŞİDDET PATMASI
ABD Başkanı Barack Obama da, Washington'da İçişleri Bakanlığı'nda katıldığı bir etkinlik sırasında olayla ilgili açıklamalarda bulundu. Obama olayla ilgili 'dehşet veren bir şiddet patlaması' açıklamasını yaptı.

Obama, "Askerlerin ABD topraklarında böyle bir saldırıya maruz kalmış olması dehşet verici bir olaydır' dedi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
2267729_230x230.jpg




Beyaz dişdaşasını giydi gülerek savaşa gitti


6 Kasım 2009

ABD’nin Teksas Eyaleti’ndeki 878 km2’lik bir alanda 50 bin asker barındıran dünyanın en büyük askeri üssü Fort Hood’da görevli Psikiyatrist Binbaşı Nidal Malik Hasan’ın önceki gün dehşet saçtığı kışlada can kaybı 13’e çıktı. 30 da yaralı var.





Bir kadın polis tarafından dört kurşunla vurulan 39 yaşındaki Hasan’ın yaralı ele geçirildiği, şimdilik bilinci kapalı olsa da iyileşebileceği bildirildi.

Hasan, katliam sabahı, yerel saatle 06:20’de, üs içindeki süpermarketten patates kavurması ve kahve alırken görüntülendi. Filistin asıllı olan ABD doğumlu Müslüman subay, geleneksel Arap entarisi dişdaşasını giymiş ve takkesini takmıştı. Marketin kendisi gibi Arap asıllı olan sahibiyle sohbet ettikten sonra dışarı çıktı. Neşeli görünüyordu.


Doktor önlüğüyle tekbir


Hasan, tam 7 saat sonra gerçekleştirdiği katliam için, Irak ve Afganistan’dakiler başta olmak üzere ABD dışındaki üslere gönderilen askerlerin son muayenelerinin yapıldığı Askeri Hazırlık İşlem Merkezi’ni seçti.
Silah taşımanın yasak olduğu binaya, biri yarı otomatik olmak üzere iki tabanca getirmişti. Üstünde de doktor önlüğü vardı. “Allahü ekber” diye bağırarak aniden çevreye rastgele ateş açtı.

Bir ordu yetkilisi, ölü ve yaralılardan bazılarının, üsteki diğer askerlerin saldırgana karşılık verdiği sırada “dost ateşi” ile vurulmuş olabileceğini belirtti.

Aynı dehşeti yaşayan üniversiteden mezun

Nidal Malik Hasan, 1970’de Virginia’da doğdu.

Hasan, iki yıl önce Kore asıllı bir öğrencinin cinnet geçirip 32 kişiyi öldürdükten sonra intihar ettiği Virginia Tech Üniversitesi’nden 1997’de mezun oldu.



10 yıl önce ailesini kaybettikten sonra dine döndü.


Psikiyatri doktorasının ardından, 2003 yılından birkaç ay öncesine kadar Walter Reed Askeri Tıp Merkezi’nde staj yaptı. Irak ve Afganistan’dan ağır yaralanmış, psikolojileri altüst olmuş bir halde dönen askerleri tedavi ediyordu.

Irak’a gönderileceğini birkaç ay önce öğrenince hayatı altüst oldu. Eski komutanı ise Irak’a değil Afganistan’a gönderilmek üzere olduğunu söyledi.


Kamuflajla namaz kılar çöpçatanla kısmet arardı


ÜS yakınlarındaki Silver Spring Müslüman Cemaat Merkezi’nin imamı Feyzul Han, Hasan’ın “çok dindar” olduğunu, günde en az bir kez namaza geldiğini, cuma namazlarını da aksatmadığını söyledi. Evinin kapısının üstünde de besmele yazardı.


Genelde askeri kamuflajla namaz kılan Hasan’ın fazla arkadaşı yoktu, bekardı ve merkezin çöpçatanlık bölümüne başvurmuştu. Hasan, başvurusunda, “sakin ve içine kapanık” olsa da, kendisini “komik, müşfik ve samimi” olarak gördüğünü belirtmişti. Kışla içindeki süpermarketin sahibi olan Arap arkadaşına da sık sık “kısmet aradığını” söylerdi. Ancak arkadaşları, Hasan’ın “mutlaka beş vakit namazında bir kız istediğini ve bu yüzden bir türlü eş bulamadığını” belirttiler.

Cihad için savaştı

İlk olarak Felluce web sitesinde yayınlandıktan sonra internete yayılan bir videoda da Nidal Malik Hasan’ın bu katliamı ‘cihad’ için yaptığı öne sürüldü. Videoya göre, Hasan, Irak’a gidip Müslüman kardeşlerine karşı savaşmak istemedi, aksine “Allah’ın düşmanlarıyla” savaşırken ölmeyi yeğledi. Video şöyle devam ediyor: “Hasan Irak’a gitmek üzere emir almıştı ve böyle bir savaşın parçası olmak istemedi. O üste cihad başlattı ve 12 günahkarı öldürdü, düşman saflarında terör ve kaos yaratmayı tercih etti. O İslam’ın oğludur.”


İşgalcilere karşı ayaklanmak lazım


SALDIRGANIN kuzeni olan Nadir Hasan, Fox News’a yaptığı açıklamada, psikiyatrist binbaşının Ortadoğulu etnik kimliği yüzünden orduda ayrımcılığa uğradığını öne sürdü.
Hasan’ın “radikalleştiğine” dair iddialar da var. Bir defasında da bir asker arkadaşına, “ABD’nin Irak ve Afganistan’a girmesi baştan beri hataydı. Müslümanların ayağa kalkıp savaşması lazım” demişti.

İntihar bombacısına övgü


İnternette bir foruma “NidalHasan” ismiyle gönderilen bir mesajda da, intihar bombacıları için, “Onlara intihar etti denemez. Onlar asil bir dava için canlarını feda ettiler” ifadesi yer alıyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Amerika'yı Yasa Boğan Yiğit Müslümanın Öyküsü
Amerika'nın Texas eyaletinde bulunan dünyanın en büyük askeri üssü Fort Hood'da 13 askeri öldürüp 31 tanesini de yaralayan Müslüman asker

061109top.jpg

Amerika'yı Yasa Boğan Yiğit Müslümanın Öyküsü
Amerika’nın Texas eyaletinde bulunan dünyanın en büyük askeri üssü Fort Hood’da 13 askeri öldürüp 31 tanesini de yaralayan Müslüman asker Nidal Malik Hasan ile ilgili yeni bilgiler yayınlanmaya devam ediyor.

Malik Hasan’ın Amerika’nın Virginia eyaletinde blunan Great Falls’taki Daru’l Hicre camisine gittiği, b caminin o vakitlerde 11 Eylül eylemlerini gerçekleştiren El Kaide savaşçılarının gittiği cami olduğu, Malik Hasan’ın annesinin de aynı vakitlerde o camide cenaze namazının kılındığı belirtildi.

El Kaide bağlantısı var mı?

The Sunday Telegraph gazetesinin haberine göre, 2001 yılında Daru’l Hicre camiinin Yemen kökenli ve Amerikan doğumlu imamı Enver el Avleki’nin “El kaide”nin propagandasını yaptığı gerekçesiyle Londra’da vaaz vermesinin yasaklandığı bildirildi.

Teksas’taki askeri üste görev yapan başka bir Müslüman asker de Nidal Malik Hasan’ın Avleki’nin düşüncelerine sempati ile baktığını ileri sürdü.

Askeri üsteki silahlı eylemi sorgulayan ABD’li güvenlik uzmanları ise yaptıkları açıklamada, Malik Hasan’ın hareketlerini ve zihin yapısın yakın takibe alarak, Malik Hasan’ın Daru’l Hicre camisine devam etmiş olmasının, konunun aydınlatılması için önemli bir parça olduğunu, zira cami imamı Enver el Avleki’nin Ocak 2001 yılında Daru’l Hİcre camisinde görev yapmaya başladığını, 3 ay sonrasında da 11 Eylül eylemlerini gerçekleştirenlerden Navaf el Hamza ile Hani Hancur’un Enver el Avleki’nin hizmetine girdiğini, üçüncü bir eylemcinin de California’da onlara katıldığını belirtiyor.

ABD FBI ajanları, Nidal Malik Hasan’ın da aynı vakitlerde Daru’l Hicre camisine gittiğini belirterek, 11 Eylül eylemcileriyle görüşüp görüşmediğinin araştırıldığını bildirdi.

ABD Merkez İstihbarat Servisi eski şeflerinden Charles Allen, Enver el Avleki’nin şimdilerde Yemen’de yaşadığını, El Kaide’yi desteklediğini, 11 Eylül eylemini gerçekleştiren üç El Kaide savaşçısının manevi lideri olduğunu, Yemen’de internet vasıtasıyla Amerikalı Müslümanları “terörist” saldırılar gerçekleştirmeleri için kışkırtıcıcı yayınlar yaptığını ileri sürdü.

ABD ordusunda psikiyatrist doktor olarak görev yapan Binbaşı Nidal Malik Hasan’ın Batı Şeria’dan Amerika’ya göç eden Filistinli bir ailenin oğlu olduğu da açıklandı.

Amerika’nın Afganistan ve Irak işgalinden dolayı Amerikan yönetimine karşı tepki gösterdiği belirtilen Malik Hasan Fort Hood askeri üssünde mezuniyet törenine katılan ABD askerleri iki silahla birlikte “Allahuekber” diye bağırarak kurşun yağmuruna tutmuş, bir askeri polis tarafından vurulup düşünceye kadar da ABD askerlerini kurşun yağdırmaya devam etmişti.

Malik Hasan eylemi gerçekleştirdiği günden kısa bir süre önce komşularına Kur’an-ı Kerim hediye ettiği belirtildi.

Amerika'nın savaşı İslam'a karşı bir savaştır

Fort Hood askeri üssünde 2007-2008 yılları arsında kamu sağlığı üzerinde kurs alan Dr Val Finnell, Malik Hasan’ın gerçekleştirdiği eylemle ilgili olarak “Perşembe günkü saldırıyla ilgili haberleri öğrendiğimde şok oldum ama şaşırmadım. Ben onun terörizm ile mücadeleyi, İslam’a karşı bir savaş olarak gördüğünü duymuştum” derken üsteki bir başka asker de Malik Hasan’ın “saatli bir bomba” olduğu konusunda komutanları uyardığını, zira Malik Hasan’ın “intihar saldırsı gerçekleştirenler”le ilgili sunumlarının olduğunu ileri sürdü.

Müslümanlar Amerika'ya karşı ayağa kalkmalıdır

Üsteki bir başka asker Terry Lee ise Malik Hasan ile ilgili tanıklık yaparken, “Malik Hasan, Müslümanların Amerikan saldırılarına karşı ayağa kalkması gerektiğini inanıyordu, o bu düşüncelerini gizleme ihtiyacı hissetmiyordu” dedi.

Sürekli Kur'an okurdu

Malik Hasan’ın amcası Refik Hamad da yaptığı açıklamada Malik Hasan’ın anne ve babası nın1998 ve 2001 yıllarında vefat etmesinin onu daha dindar bir hale dönüştürdüğünü belirterek “Anne ve babasını kaybetmesinin ardından Kur’an-ı Kerim ve dini kitaplar okumaya verdi kendisini. Onun bir kız arkadaşı yoktu, dans etmez, barlara gitmezdi” dedi.

Evleneceğim bayan hicablı ve namaz kılan olmalıdır

Washington Müslüman Cemaati’nde bir hanım, Malik Hasan’ı bir bayan ile evlendirmek istediğini, onun da evleneceği hanımın hicablı olması ve günde beş vakit namazını kılması gerektiğini belirttiğini söyledi.

Nidal Malik Hasan ile ilgili haber ve gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

VELFECR
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Pakistanlı generalAmerika'nın suyu ısındı...
Pakistan'ın eski istihbarat başkanı, ABD'nin artık Afganistan'da tutunamayacağını düşünüyor.
Afganistan eski başbakanı Gulbettin Hikmetyar'ın Usame Bin Ladin'in hayatta olduğu açıklamasının ardından Pakistan eski askeri istihbarat (ISI) başkanı ve emekli Generali Hamid Gül, "Hikmetyar çok bilgili bir komutanıdır eğer Usame'nin hayatta olduğunu söylüyorsa doğrudur" dedi.

Yerel televizyonla konuşan emekli General Hamid Gül, "ABD'nin Afganistan'dan askerlerini çekme zamanı yaklaştı ancak ABD bunu geciktirmek istiyor. Her ne olursa olsun ABD 2 seneden fazla Afganistan'da kalamaz. Ne kadar fazla ABD askeri Afganistan'a gelirse Taliban da güçlenir. ABD Generali Afganistan'a 40 bin asker daha istiyor. ABD 40 bin askeri daha gönderse bile bu savaşı kazanamaz" dedi.

Hamid Gül, "Şu anda ABD'de %55 ile %57 halkı Afgan savaşına karşı. ABD Cumhurbaşkanı Obama bu oranının %60'a kadar yükselmesini bekliyor" iddiasında bulundu.

Hamid Gül Afganistan'daki durumu açıklarken, "Afganistan'da cihad devam ediyor ve Molla Omer bunun bir örneğidir. Halk kendi bölgelerde kendi başına ABD'ye karşı kendi hürriyetleri için mücadelesini devam ediyorlar. Ve bu düşünce kolay kolay değişmez. ABD Afganistan'da 2 seneden fazla kalamaz." dedi.

Hamid Gül ayrıca Hikmetyar'ın Usame iddiasıyla ilgili olarak, "Gulbettin Hikmetyar çok bilgili ve aydın komutanı olmakla birlikte Pakistan'da sevilen biridir. Eğer Usame bin Ladin'in hayatta olduğu hakkında iddia etmişse o zaman doğrudur" dedi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Patanili Müslüman Devrimciler
Kendilerini Müslüman, Devrimci ve Anti-Kapitalist olarak tanımlayan Patanili Öğrenciler Tayland Krallığına karşı verdikleri mücadeleyi anlattılar.
Atıf Şekür ve arkadaşlarıyla Tayland’ın başkenti Bankong’taki Remkamheng Üniversitesi’nin Kampüsü’nde tanıştık. PNYS isimli öğrenci grubuna başkanlık yapan Siyasal Bilgiler Fakültesi son sınıf öğrencisi Atıf ve arkadaşları kendilerini Müslüman, Devrimci ve Anti-Kapitalist olarak tanımlıyorlar. Hasan el Benna, Seyyid Kutup, Yusuf el Kardavi, Fethi Yeken ve Malcom X gibi şahsiyetleri kendilerine örnek alan PNYS üyeleri son derece idealist gençlerden oluşuyor. Remkamheng Üniversitesi’nin Kampüsü’nde Müslüman gençlere ait olan mescidin önünde yaptığımız röportajı ilgiyle okuyacağınızı ve bu cesur gençleri seveceğinizi düşünüyorum.

Röportaj:Adem Özköse

- Tayland Yönetimi’ne karşı mücadele eden Patanili Müslüman Öğrenci Hareketleri’nin tarihi hangi yıllara kadar dayanıyor?


Tayland işgaline karşı Patanili Öğrenciler tarafından ilk örgütlü mücadele 1978 yılında Patani Devrimci Öğrenciler Birliği tarafından başlatıldı. Bankong’ta okuyan Patanili Öğrenciler tarafından kurulan Devrimci Öğrenciler Birliği’nin amacı Müslüman Gençler arasında İslami düşünceyi yaymak, onlara devrimci bir ahlâk aşılamak ve öğrencilerin kalplerinde işgalci Tayland Yönetimi’ne karşı mücadele ruhu oluşturmaktı. Devrimci Öğrenciler Birliği mücadele tarihimiz açısından çok önemlidir. Daha sonraki yıllar Devrimci Öğrenciler Birliği’nin içinden bir çok grup doğdu.

“ANTİ-KAPİTALİST’İZ”

-Sizin grubunuz olan PNYS’yi daha yakından tanımak istiyorum. Örneğin ideoloji olarak kendinizi hangi kesime daha yakın görüyorsunuz? İslam Dünyası’ndan etkilendiğiniz fikir ve mücadele adamları kimler?


Biz kendimizi Müslüman, Devrimci ve Anti-Kapitalist olarak görüyoruz. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Mekke’deki müşrik ve diktatör rejimi yıkarak tarihin en büyük devrimlerinden birini gerçekleştirdi. Bize göre Hz. Muhammed tarihin tanık olduğu en kararlı devrimci liderdir. Müslümanlar olarak özgürlüğümüz ve işgal altındaki topraklarımızın bağımsızlığa kavuşması için mücadele etmeyi Peygamberimiz’den öğrendik. Bundan dolayı dünyanın farklı yerlerindeki Müslümanlar özgürlüklerine kavuşmak için mücadele ediyorlar. PNYS olarak Tayland işgaline karşı verdiğimiz özgürlük mücadelesinde en büyük öğretmen olarak Peygamberimiz’i görüyoruz. PNYS’nin bünyesindeki arkadaşlarımız genel olarak Hasan el Benna’nın, Seyyid Kutup’un, Fethi Yeken’in, Yusuf el Kardavi’nin kitaplarını okuyorlar. Ayrıca Malcom X’e hem kişilik, hem de verdiği mücadele nedeniyle bir çoğumuz hayranız. Ben kişisel olarak Seyyid Kutup’un kitaplarını özellikle de “Yoldaki İşaretler” isimli kitabını çok beğeniyorum. Seyyid Kutup özgürlüğün ne olduğunu çok iyi anlamış ve özgürlük için bedel ödemiş bir adamdır. PNYS ismini Patani’deki 4 eyaletin baş harflerinden alıyor. P harfi Patani’yi, N harfi Narativa’yı, Y harfi Yala’yı, S harfi de Satun’u temsil ediyor. Patanili Müslümanların geneli gibi biz de vatanımızın tarihte olduğu gibi tekrar özgür olarak İslam Hukuku’na göre yönetilmesini istiyoruz.

-Tayland Yönetimi tarafından herhangi bir baskıyla karşılaşıyor musunuz?

Sürekli olarak baskı altındayız. Bankong’ta okuyan arkadaşlarımız Tayland Polisi tarafından sebepsiz yere gözaltına alınıp tehdit ediliyorlar. 1 sene önce beni ve PNYS’nin içinde aktif olarak çalışan Patanili bir arkadaşımızı gözaltına almışlardı. Beni bir hücreye kapatan polisler bir taraftan tehditler savurdular; diğer taraftan da üzerime çullanıp bana vurdular. PNYS’deki öğrencilerin protesto gösterileri sonucunda 4 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldım. Arkadaşım ise 9 gün gözaltında tutulup çeşitli işkencelere maruz kaldı. Bizim tek suçumuz özgür olmayı istemek. Tayland Yönetimi bizi susturmak istiyor. Fakat biz mücadelemizi her şeye rağmen sürdüreceğiz. Diktatörler ve işgalciler size hiç bir zaman özgürlük ikram etmezler. Özgürlüğü onlardan siz almalısınız.

- Bankong’ta okuyan Patanili Öğrenciler’in geneli size destek veriyor mu?

PNYS’nin bünyesinde aktif olarak görev alan 500’den fazla öğrenci var. Bir protesto gösterisi için çağrı yaptığımızda 2 bine yakın öğrenci bize destek oluyor. Ayrıca bir çok etkinliğimize bizim gibi üniversitelerde örgütlü olan Müslüman Öğrenciler Birliği isimli öğrenci grubu da katılıyor. Müslüman Öğrenciler Birliği’nin içindeki arkadaşlarımızın yarısından fazlası asıl olarak Patanili. Bize destek vermeyen ve bizi verdiğimiz mücadele nedeniyle eleştirenler daha çok Bankong’ta yaşayan Taylandlı Müslümanlar’dan oluşuyor.

121120091940274951466_3.jpg


“ZENGİN MÜSLÜMANLAR BİZE KARŞI”

-Taylandlı Müslümanlar sizin mücadelenize niçin karşı çıkıyorlar?


Çünkü onlar Tayland’daki yönetimi tamamen benimsemişler ve bir çoğu zengin olan bu insanlar rahatlarının bozulmasını istemiyorlar. Ben bir Müslüman olarak onlardan utanıyorum.

-Patani’nin içinde de çalışmalarınız var mı?

Evet. Sık sık Patani’ye ziyaretler yaparak gençlere Patani Tarihi hakkında bilgi veriyoruz. Ayrıca Patanili yetimler ve dullara da elimizden geldiği ölçü de destek olmaya çalışıyoruz.

-Bankong’taki üniversitelerde Budist Öğrencilerle birlikte eğitim görüyorsunuz. Onlarla ilişkileriniz nasıl?

Özgürlük hakkımıza saygı duyan Budistlerle aramızda herhangi bir sorun yok. Budist arkadaşlarımız arasından mücadelemizi haklı bulanlar ve manevi olarak bizi destekleyenler de var. Fakat Taylandlı Faşist Öğrencilerle anlaşamıyoruz. Aşırı kralcı olan bu öğrenciler en temel insani haklarımıza saygı göstermiyorlar. Bütün faşistler gibi onlar da bir çok insani duygularını yitirmişler.

“SİLAH TEK BAŞINA ÇÖZÜM DEĞİL”

-Patani’nin içinde Tayland işgaline karşı silahlı mücadele veren Müslüman gruplar da var. Bu silahlı gruplar Patani’yi bağımsızlaştırabilirler mi?


Biz bu grupların niçin silahlara sarıldıklarını anlıyoruz. Vatanı işgal altında olan her insan toprağını savunmak ister. Fakat PNYS olarak dinimize, vatanımıza ve halkımıza hizmet etmek için silahlı gruplardan farklı bir metod benimsiyoruz. Patani’de yıllardır Tayland işgaline karşı silahlı direniş sürüyor. Silahlı mücadele tek başına çözüm olsaydı Patani şimdiye kadar çoktan özgür olurdu. Tek başına silahların Patani’yi özgürleştireceklerini düşünmüyorum. İşgal nedeniyle Patani Halkı cahil kaldı. Biz Patanili gençler arasından kültürlü, cesur, vatanını ve halkını seven Müslümanlar’ın çıkmasını istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz.

-İslam Dünyası’nda ilişki içerisinde olduğunuz gençlik veya öğrenci teşkilatları var mı?

Malezya’daki bir takım İslamcı öğrenci teşkilatlarıyla ilişki içerisindeyiz. Patani’deki Furkan Mescidi’nde Patanililer katledildiğinde Malezya’daki arkadaşlarımız ülkelerindeki Tayland Elçiliği’nin önünde gösteri yapmışlardı. İslam Dünyası’ndaki, özellikle de Türkiye’deki gençlik teşkilatlarıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Müslümanlar kendi aralarındaki ilişkileri geliştirmeliler. Hepimizin birbirine karşı sorumlulukları var. İslam Dünyası Patani’nin, Irak, Filistin ve Afganistan’dan farkı olmadığını unutmamalı. İsrail Ordusu Gazze’ye saldırırken biz PNYS olarak 3 gün üst üste İsrail’i protesto etmek için Bankong’daki İsrail Elçiliği’nin önünde protesto eylemi düzenledik. Bu eylemlerimize yüzlerce Patanili Öğrenci katıldı. Bundan sonra da özgürlük mücadelesi veren Müslüman kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz.

-Türkiye hakkında neler biliyorsunuz?

Türkiye hakkında pek fazla bilgimiz yok. Ekmeleddin İhsanoğlu isimli bir Türk’ün İslam Konferansı Örgütü’nün genel sekreteri olduğunu biliyoruz. Ayrıca Türkler’in dedeleri olan Osmanlılar hakkında bir çok bilgiye sahibiz. Türkiye’de Patani’yi bilen insanların olduğunu duyuyoruz. Hatta Furkan Mescidi Katliamı yaşandığında Türkiyeli kardeşlerimiz Tayland Elçiliği’nin önünde protesto gösterisi düzenlemişler. Bu gösterinin resimlerini internetten gördük ve çok mutlu olduk. Bu gösteriyi düzenleyen Türkiyeli Müslümanlara çok teşekkür ediyoruz. Türkiye’deki kardeşlerimizden sadece Patani için değil; işgal altında yaşayan bütün Müslümanlara dua etmelerini, onlara olan desteklerini daha da arttırmalarını talep ediyoruz.

Kaynak: Gerçek Hayat
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Brezilya sokaklarında 'Şimon Hitler' sesleri
Latin Amerika turuna Brezilya'dan başlayan Şimon Perez, Filistin'e destek veren gruplar tarafından protesto edildi.

Brezilya'da büyük petrol firmalarıyla anlaşmaya ülkeye gelen İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez, Filistine'e destek veren gruplar tarafından Sao Paolo'daki meydanlarda 'Şimon Hitler' şeklinde slogan atılarak protesto edildi.
peres.jpg

İsrail YNET adlı gazetenin verdiği habere göre Brezilya'da Filistin' destek vren gruplar, Sao Paolo'da İsrail Büyükelçiliği önüne gelerek Şimon Perez karşıtı sloganlar attı. Grublar elçilik önünde düzenlediği eylemde hazırladıkları bildiriyi okuyarak önce Lieberman'ın daha sonra Perez'in ülkelerine gelmelerinden dolayı duydukları rahatsızlıklarını dile getirdi.

peres2.jpg

İsrail'in Gazze'de insanlık suçu işlediğini dile getiren gruplar, Perez'i Alman diktatörü Hitler'e benzeten dövizlerle İsrail'in katliamlarını durduruna kadar ülkelerine gelmemesini istediler
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Direnişe tanık olmak için
Irak'ta bir mücadele var ve bu mücadeleyi aktarmayı görev edinmiş insanlar var.
Çağımızda başımıza gelen en kötü felaketlerden birisi hiç şüphesiz kendi meselelerimize ilişkin malumatlara sıhhatsiz bir şekilde ulaşıyor olmamız. Bunun bahanesi artık iletişim araçlarından yoksunluk olamaz. Ne olabilir peki? Ben birkaç basit sebep sıralayabilirim; evvela ‘buhranlarımızın’ farkında değiliz. Bir buhran yaşadığımızı düşünmüyoruz. Dünyamızdan ve ahiretimizden emin bir şekilde günlük haber kanallarını gezinmekle bizi ilgilendiren ‘şeyler’ hakkında yeterli ve sağlam bilgilere ulaştığımızı zannediyoruz. Haliyle ne ‘meselemiz’ dendiğinde kurabileceğimiz birkaç cümle var ne de bir yerlerden kulağımıza çalınmışsa belki ‘meselelerimiz’ hakkında bir merakımız. Takip ettiğimiz bir dizinin hangi gün saat kaçta olduğu bilgisi kadar bilgimiz yok ‘meselelerimiz’ hakkında. Haliyle bu meraksızlıktır, meselesizlik/bilgisizliktir bizi malumatsızlığa gark eden. Bu felaketi aşabilmenin en güzel yollarından birisi de iyiliği yaymaktır. Bu yazının niyeti de bu.
irakdirenis.wordpress.com adlı yeni bir blog yayın hayatına başladı. Amaçlarını ve kim olduklarını şöyle özetliyorlar; Irak Direnişi adlı site; doğru kaynaklardan beslenerek sağlam bilgiler vermek ve sağlıklı analizler yaparak kamuoyunu bilgilendirmeye matuf olarak kurulan, bölgeyi yakından takip eden ve çeşitli kaygıları olan araştırmacı, akademisyen ve ilgililerin kurduğu bir sitedir. Herhangi ideolojik ve kar amaçlı bir amaç gütmeyen site sadece Irak’taki direniş hareketlerini yakından irdeleyecek ve Türkçe okuyan kitleleri bilgilendirecektir. İnşallah…
9152.jpg
Biliyor ve görüyorsunuz, son zamanlarda Irak’ta neler olup bittiğiyle ilgili haberler yok. Bir sessizlik hâkim. Sandırılmaya çalışılıyor ki kayda değer şeyler olmuyor. Tıpkı diğer direniş bölgelerinde gösterilmeye çalışıldığı gibi Irak’ta da bir gevşeklik söz konusu sanki. Hâlbuki işgal ve direniş, her ikisi de tüm hızıyla devam ediyor. Oysa kamuoyu var olan işgali de direnişi de görmemekte ya da çarpıtıp her ikisinin de özünü değiştirmekte ısrar ediyor. Irak Müslüman Alimler Heyeti (HEYET) Basın ve Enformasyon Sorumlusu Dr. Müsenna Haris ed Dari’nin dediği gibi “Dünya kamuoyunda direnişe (Irak direnişine) dair bir şey bulmak çok zor, tüm sabık özgürlük ve direniş hareketlerinin aksine çok büyük bir saptırmaca sözkonusu.” İşte adını andığımız ve yayın hayatına yeni başlayan bu site medyadaki malum saptırmaların tedavi yeri olarak görülebilir. Irak direnişi ile alakalı sağlam ve güvenilir bilgilere, Irak’taki direniş grupları hakkında detaylı ve doğru haberlere, orada neler olup bittiğine, işin esasına müteallik tüm ‘merak ettiklerinize’ buradan ulaşabilirsiniz. Sitede direnişi anlatan görsel malzemeler oldukça fazla ve bunlar indirilebiliyor.
Şimdilik bu yeni ve güzel siteden sizleri yalnızca haberdar etmek istedim. Siz de bu güzel haberi yaygınlaştırabilir, etrafınızdakilerle paylaşabilirsiniz.
Ayrıca şu iki siteyi de yine direnişle alakalı güvenilir bilgilere ulaşabileceğiniz kaynaklar olarak not edelim;
www.heyetnet.org ve Arapçası olanlar için www.alboraq.info
Merakınız bol olsun.
dünya bizim
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
feywy1Cxegy.jpg

İsrail, ABD Yankeesi'nin Kanlı Kanadıdır
Venezuela Cumhurbaşkanı Çavez, katil İsraili ABD Yankeesinin kanlı kanadı olarak tanımlayıp, Şimon Perez'in ciddiyetsiz bir küstah...
Venezuela Cumhurbaşkanı Çavez, katil İsrail'i ABD Yankeesinin kanlı kanadı olarak tanımlayıp, Şimon Perez'in ciddiyetsiz bir küstah olduğunu vurguladı

Katil 'İsrail ABD'nin kanlı kanadıdır” diyen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, ülkesini ziyaret eden İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile ortak basın toplantısında, Ahmedinejad'ı çağın yiğit Cumhurbaşkanı olarak tanımladı.

Ahmedinejad'la yaptıığ ortak basın toplantısında ABD "emperyalizmini" kınayan Çavez, katil İsrail için de "Yanki imparatorluğunun kanlı kanadı" ifadesini kullanarak işgalci İsrail içiçn yeni ve tutarlı bir sıfat ı daha dünya siyasi literatürüne eklemiş oldu.

İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr Mahmud Ahmedinejad'ı sıcak biçimde karşılayan Chavez, iki ülkenin de "aynı imparatorluğun" tehditlerine direnmesinden memnun olduğunu söylerken Cumhurbaşkanı Ahmedinejad da Chavez'i, "emperyalizmin saldırılarına bir dağ gibi karşı durduğunu" söyleyerek övdü ve "Kendimizi burada evde ve kardeşlerimizin arasında hissediyoruz. Sonuna kadar birlikte olacağız" dedi. Devlet Başkanlığı sarayı önünde yanında Ahmedinejad'la yaptığı açıklamasında Chavez,İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in bu ay içinde Güney Amerika'yı ziyareti sırasında sarf ettiği "Chavez ve Ahmedinejad'ın iktidardaki günlerinin sayılı olabileceği" yolundaki sözlerine değindi.Chavez, katil "İsrail devletinin neyi temsil ettiğini biliyoruz: ABD Yankee imparatorluğunun kanlı bir kanadıdır o!!. İşgalci İsrail Cumhurbaşkanının söylediğini bir tehdit telakki ediyoruz.

Bilindiği üzere Venezuela, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarını protesto etmek için Ocak ayında katil İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesti ve bu kararını hala uyguluyor.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Saddam TV yayında
saddam2.jpg

Saddam Hüseyin'in idamının üçüncü yılında adına tv kanalı kuruldu

30.11.2009 Irak'ın Devrik Lideri Saddam Hüseyin'in İdamının Üçüncü Yılında Arap Dünyası Saddam Tv ile Tanıştı.

2006 yılında Kurban Bayramı’nın ilk günü idam edilen Saddam Hüseyin’in görüntüleri eşliğinde konuşmalarının ve Amerikan bayrağının yakıldığı görüntüler eşliğinde “vatanımızı kurtarmalıyız” temalı şiirlerin yayınlandığı uydu kanalı bayramın ilk günü yayına başladı. Avrupa’dan yayın yaptığı belirtilen ve resmi olarak “Sancak” ya da “Arap” adıyla yayın yapan kanalın kimler tarafından finanse edildiği ise şimdilik bilinmiyor.

HABERTURK.COM
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
url

Castro: Obama tebessüm eden Bush
Küba'nın efsanevi lideri Fidel Castro, ABD Başkanı Obama'nın yüzünde hoş bir tebessümle Bush'un saldırgan siyasetini sürdürdüğünü söyledi.

Küba lideri Fidel Castro, ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama'yı kendisinden önceki başkan George Bush'un izlediği saldırgan siyaseti yüzünde bir tebessümle sürdürdüğü suçlamasında bulundu.

Castro, bölge ülkeleri zirvesinin sonunda kadim dostu olan Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez tarafından okunan yazılı mesajında, 'İmparatorluk yeniden saldırıya geçti. Honduras'taki darbe ve Kolombiya'ya 7 askeri üs tesis edilmesi, ABD'nin yeni Başkanının göreve gelmesinden sonra olan yeni olaylardır' ifadesini kullandı.

Geçirdiği rahatsızlık ve ameliyattan sonra siyasetten çekilerek görevi kardeşi Raul Castro'ya devreden Castro, Bush'un, son dünya savaşından yarım yüzyıl geçtikten sonra ve artık Sovyetlerle soğuk savaş dönemi bitmişken IV. filosunu Karayipler'e yeniden konuşlandırmış olduğunu da hatırlatarak, 'İmparatorluğun gerçek emelleri, bu kez hoş bir tebessümle ve Afrikalı Amerikalı Barack Obama'nın yüzüyle, apaçık ortada' ifadesini kullandı.

Chavez, Castro'nun mesajını, kardeşi Raul Castro, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega ile Honduras'ın devrik yönetimi, Ekvator ve Karayipler'den 3 ülkenin temsilcilerinin önünde okudu.

AA
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
72153.jpg

Host'taki bir patlamada ölen sekiz Amerikalı'nın CIA ajanı olduğunu ABD kabul etti, saldırıyı Taliban üstlendi.
Afganistan'da bir askeri üsse düzenlenen intihar saldırısında sekiz Amerikalı öldü. Ölenlerin Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'in mensupları olduğu belirtiliyor. Pentagon sözcüsü, bir soru üzerine ölenlerin 'CIA ajanı olma ihtimalinin yüksek' olduğunu söyledi!
Saldırı, 2001 yılından bu yana Afganistan'da CIA görevlilerini hedef alan en ağır saldırı.
Bölgeden gelen haberlerde, eylemcinin, Pakistan sınırındaki Host ilindeki askeri üsse, güvenlik çemberini yararak girmeyi başardığı bildiriliyor. Eylemcinin, burada yabancılar tarafından kullanılan bir spor salonunda eylemini gerçekleştirdiği ifade ediliyor. Saldırıda kaç kişinin yaralandığı henüz tam olarak bilinmiyor.
Saldırının gerçekleştiği üssün hem CIA'in operasyonları hem de yeniden yapılanma faaliyetleri için kullanıldığı belirtiliyor.
CIA, Pakistan sınırındaki bölgelerde insansız uçaklarla saldırılar düzenliyor.
Afganistan'da bulunan uluslararası barış gücü ISAF, saldırıda ölen ya da yaralanan Amerikan askeri olmadığını açıklamıştı.
TALİBAN ÜSTLENDİ
Afganistan'ın doğusunda sekiz Amerikalının ölümüne yol açan bombalı saldırıyı Taliban üstlendi. Taliban sözcüsü Zebilullah Mücahid, Associated Press (AP) haber ajansına yaptığı açıklamada, patlayıcı yeleği giyen Taliban bombacısının askeri üniformayla Host'taki üsse girdiğini, spor salonunda üzerindeki bombaları patlattığını söyledi.
Mücahid, Reuters haber ajansına ise, saldırının "yürekli bir Afgan ordusu üyesi" tarafından, CIA ajanlarının mücahidler hakkında bilgi edindiği sırada düzenlendiğini ifade etti.
5 KANADALI ÖLDÜ
Afganistan'ın güneyindeki bir diğer saldırıda ise beş Kanadalı öldü. Kandahar'da yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucunda ölenlerin dört Kanadalı asker ile bir kadın gazeteci olduğu belirtildi.
Afganistan'ın Kandahar eyaletinde yabancı askeri güce ait bir devriye aracına yapılan bombalı saldırıda Kanadalı 4 asker ile Kanadalı bir gazeteci öldü.
Ölen gazetecinin ise ülkede yayınlanan "Calgary Herald" gazetesinin sağlık muhabirliğini yapan 34 yaşındaki Michelle Lang olduğu belirtildi.
Bu da iki yılı aşkın süredir Afganistan'da görev yapan Kanada vatandaşlarının uğradığı en ağır saldırı olarak nitelendiriliyor. Böylece Afganistan'da ölen Kanada vatandaşlarının sayısı da 138'e ulaştı.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
kurt.jpg

NALLARI DİKMEKTEN SON ANDA KURTULDU...
KISMET BİRDAHAKİ SEFERE...
02 Ocak 2010



Eli baltalı bir Somalili, çizdiği Hz. Muhammed karikatürleriyle Müslüman dünyasında öfkeye yol açan karikatürist Kurt Westergaard'ın evine girdi. Westergaard'ı ölümle tehdit eden saldırgan polis tarafından vuruldu.
BBC, 28 yaşındaki bir Somalilinin, Westergaard'ın Aarhus'deki evine bıçak ve baltayla girdiğini bildirdi.

Habere göre, Danimarkalı karikatürist alarm düğmesine basarak polis çağırdı ve daha sonra da evindeki özel güvenli odaya sığındı.

Hemen Westergaard'ın evine gelen polis karikatüristi ölümle tehdit eden saldırganı dizinden ve elinden vurdu.

Saldırının, "terör bağlantılı" olduğunu söyleyen polis yetkilileri, zanlının Somali'deki aşırı dinci Eşşaab örgütü ve Afrika'nın doğusundaki El Kaide liderleriyle yakın ilişkileri olduğunu bildirdi.

Danimarka'da oturma izni bulunan Somalili zanlının cinayete teşebbüsle suçlanacağı açıklandı.

Aralarında Westergaard'ın da bulunduğu Danimarkalı karikatüristlerin Hz. Muhammed'e hakaret içeren 12 karikatürü ilk kez 2005'te bir Danimarka gazetesinde yayımlanmıştı. Daha sonra karikatürlerin başka ülkelerde de yayımlanması İslam dünyasında protesto gösterilerine yol açmıştı.

WESTERGAARD PİŞMAN OLMADIĞINI SÖYLEMİŞTİ


Westergaard, İslam dünyasında protestolara ve 29 kişinin ölümüne yol açan karikatürlerden birini çizdiği için pişman olup olmadığı yönündeki soruya “hayır” yanıtını vermişti.

Westergaard, sanatçıların ne isterlerse onu ifade etme hakkı olduğuna inandığını da savunmuştu..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
CIA bombacısının Türk eşi: Anlatılana inanmıyorum!

07 Ocak 2010
CIA'in sekiz ajanını öldüren eylemcinin Türk eşi ilk kez konuştu.
Afganistan'daki CIA üssüne saldırı düzenleyen intihar bombacısı Ürdün doğumlu Humam Halil Abu Mulal El Balavi'nin Türk eşi Defne Bayrak, ''Eşim, Afganistan'a tıpta uzmanlık eğitimi için bir üniversiteye kayıt olmaya gitmişti'' dedi.

Bayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşini, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitim gördüğü dönemde tanıdığını ve 2001 yılında evlendiklerini söyledi.

2002 yılında eşinin tıp fakültesini bitirmesinin ardından Ürdün'e taşındıklarını ifade eden Bayrak, ''Eşim Ürdün'de mesleğini yapmaya başladı. 2003 ve 2004 yıllarında da kızlarımız dünyaya geldi. Mutlu bir evliliğimiz vardı'' dedi.

2009 yılının Ekim ayında ise kesin olarak yeniden Türkiye'ye dönüş yaptıklarını belirten Bayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ben burada bazı basın kuruluşlarına makaleler yazmaya başladım. Eşim, Afganistan'a tıpta uzmanlık eğitimi için bir üniversiteye kayıt olmaya gitmişti. Orada işlerini tamamladıktan sonra dönecekti. Kendisiyle yüz yüze en son Mart ayında görüşmüştük. Telefonda en son 10 gün önce görüştük. Afganistan'da uzmanlığını yapmaktan vazgeçtiğini, Türkiye'de eğitimini tamamlamak istediğini söylemişti. Olmadı. Çok üzgünüm.''

Bayrak, eşinin ''CIA ve El Kaide bağlantıları olduğu'' yönündeki iddiaları gazetelerden okuduğunu, ancak kendisinin böyle bir bağlantısı olduğuna asla inanmadığını kaydetti.

''Eşim CIA adına çalışsaydı neden onlara saldırdı?'' diyen Bayrak, söz konusu iddiaların tamamen asılsız olduğunu savundu.

Defne Bayrak, ''Eşinizin cenazesinden haberiniz var mı?'' sorusuna da ''Şu an için cenazeden haberimiz yok. Evimde taziyeleri kabul ediyorum. Çok üzgünüm. Çocuklarım da babalarının vefatını bilmiyorlar'' cevabını verdi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Beş CIA ajanı Türkiye'de iz peşinde

07 Ocak 2010
CIA üssüne yaptığı saldırıyla ismi duyulan Balavi'nin Türkiye'deki bağlantılarını araştırmak için CIA ajanları iş başında.
Afganistan'daki CIA üssünde 8 ajanın ölümüne yol açan Ürdünlü Balavi'nin izini süren CIA, 5 ajanını apar topar Türkiye'ye gönderdi. Ajanlar, ailesi İstanbul'da yaşayan Balavi'nin Türkiye'deki olası örgütsel ilişkilerinin peşine düştü

Akşam'daki habere göre, Afganistan'da Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın (CIA) merkez üssüne saldırı düzenleyerek 7'si CIA ajanı, biri de Ürdünlü istihbaratçı toplam 8 ajanın ölümüne neden olan Humam Halil Ebu Mulal El Balavi'nin Türkiye bağlantılarını incelemek üzere 5 CIA ajanı Türkiye'ye geldi.

ABD'li ajanların Balavi'nin evli olduğu Türk gazeteci Defne Bayrak'ı araştırmak için geldiği öne sürülüyor. ABD'nin Afganistan'daki insansız uçaklara ev sahipliği yapan Chapman Üssü'nde 30 Aralık'ta yaşanan intihar saldırısında 7 CIA ajanı ölmüştü. Saldırıyı düzenleyen 33 yaşındaki Doktor Humam Halil Ebu Mulal El Balavi'nin Türkiye'de burslu olarak İstanbul Tıp Fakültesi'nde okuduğu ve 2002 yılında mezun olduğu ortaya çıkmıştı.

Bir Türk gazeteciyle evli olduğu ortaya çıkınca Belavi'nin Türkiye'deki bağlantılarını ve saldırının detaylarının araştırmak için CIA'den 5 ajan önceki gün Ankara'ya geldi. ABD'li ajanların Balavi'nin Türk eşiyle görüşmek istedikleri iddia ediliyor.

CIA'nin apar topar ajanlarını Türkiye'ye göndermesinde son dönemdeki güvenlik zafiyeti tartışmasının payının büyük olduğu düşünülüyor. ABD Başkanı Barack Obama, önceki gün yaptığı toplantıda CIA yetkililerini istihbarat zayıflığı nedeniyle eleştirmişti.
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Beş CIA ajanı Türkiye'de iz peşinde

07 Ocak 2010
CIA üssüne yaptığı saldırıyla ismi duyulan Balavi'nin Türkiye'deki bağlantılarını araştırmak için CIA ajanları iş başında.
Afganistan'daki CIA üssünde 8 ajanın ölümüne yol açan Ürdünlü Balavi'nin izini süren CIA, 5 ajanını apar topar Türkiye'ye gönderdi. Ajanlar, ailesi İstanbul'da yaşayan Balavi'nin Türkiye'deki olası örgütsel ilişkilerinin peşine düştü

Akşam'daki habere göre, Afganistan'da Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın (CIA) merkez üssüne saldırı düzenleyerek 7'si CIA ajanı, biri de Ürdünlü istihbaratçı toplam 8 ajanın ölümüne neden olan Humam Halil Ebu Mulal El Balavi'nin Türkiye bağlantılarını incelemek üzere 5 CIA ajanı Türkiye'ye geldi.

ABD'li ajanların Balavi'nin evli olduğu Türk gazeteci Defne Bayrak'ı araştırmak için geldiği öne sürülüyor. ABD'nin Afganistan'daki insansız uçaklara ev sahipliği yapan Chapman Üssü'nde 30 Aralık'ta yaşanan intihar saldırısında 7 CIA ajanı ölmüştü. Saldırıyı düzenleyen 33 yaşındaki Doktor Humam Halil Ebu Mulal El Balavi'nin Türkiye'de burslu olarak İstanbul Tıp Fakültesi'nde okuduğu ve 2002 yılında mezun olduğu ortaya çıkmıştı.

Bir Türk gazeteciyle evli olduğu ortaya çıkınca Belavi'nin Türkiye'deki bağlantılarını ve saldırının detaylarının araştırmak için CIA'den 5 ajan önceki gün Ankara'ya geldi. ABD'li ajanların Balavi'nin Türk eşiyle görüşmek istedikleri iddia ediliyor.

CIA'nin apar topar ajanlarını Türkiye'ye göndermesinde son dönemdeki güvenlik zafiyeti tartışmasının payının büyük olduğu düşünülüyor. ABD Başkanı Barack Obama, önceki gün yaptığı toplantıda CIA yetkililerini istihbarat zayıflığı nedeniyle eleştirmişti.

Şehidimizin(inşallaH) eşi yaptığı açıklamada eşininden gurur duyduğunu ifade etti.
Ne mubarek saliha eşler var.
Rabbim böyle eşlerin sayıların arttırsın.
Böyle eşler sayeside müslümanlar ayakta durucak biiznillah.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Şehidimizin(inşallaH) eşi yaptığı açıklamada eşininden gurur duyduğunu ifade etti.
Ne mubarek saliha eşler var.
Rabbim böyle eşlerin sayıların arttırsın.
Böyle eşler sayeside müslümanlar ayakta durucak biiznillah.
Allahcc razı olsun kardeşimiz...
BESMELE...SELAM....DUA...
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ABD Türkiye ;den yolcu bilgileri istiyor!

07 Ocak 2010
Yeni bir saldırı paranoyası yaşayan ABD, Ankara'nın reddettiği talebini, yeniden gündeme getirmeye hazırlanıyor.
Amerikan Los Angeles Times gazetesi, Amsterdam-Detroit uçağının Nijeryalı Ömer Faruk Abdülmuttalip tarafından havaya uçurulma girişimi idtdiasından sonrabaşlayan tartışmaların eski bir talebi yeniden gündeme getireceğini iddia etti.
Yeni bir "11 Eylül faciasının yaşanmaması için" Washington'ın önlemler arayışında olduğunu belirten gazete, bu çerçevede "teröristlerin önemli geçiş kavşak noktalarından biri" olarak görülen Türkiye'den de ABD'ye giden yolcu bilgilerinin isteyeceğini ileri sürdü.

LA Times, Washington yönetiminin 27 üyeli Avrupa Birliği'nden ABD'ye gidecek yolcuların listesini ve uçuş manifestolarını istemek üzere Brüksel'de temaslarda bulunduğunu da bildirdi. Gazeteye göre, bu talebe sıcak bakmayan Avrupa Birliği ile Washington arasında gerginlik başgösterdi.
Los Angeles Times benzer gerginliğin geçen yıl Türkiye ile de yaşandığını belirterek, "Geçen yıl Türk hükümeti FBI'dan gelen, yolcu bilgilerini paylaşma talebini geri çevirdi. Amerikan ulusal güvenlik kaynaklarına göre Türkiye, Irak, Suriye, Pakistan ve Çeçenistan gibi sıcak noktalardan gelen teröristler için önemli bir kavşak noktası konumunda... Amerika Birleşik Devletleri, Detroit saldırısından sonra bu talebi yeniden gündeme getirebilir" diye yazdı.
Los Angeles Times'a konuşan ancak adı gizli tutulan bir ulusal güvenlik yetkilisi de, muhtemel girişimi doğruladı. Yetkili, "Yabancı ülkelerden uçuş manifestolarını ve transit yolcu belgelerini almak her zaman sorun olmuştur. Ancak yabancı ortaklarımızla karşılıklı oturup bizimle istihbarat ve bilgi paylaşmaları için daha sert bir politika izleyeceğiz" dedi.
FBI BAŞKANI BİZZAT ANKARA'YA GELEREK BU BİLGİLERİ İSTEMİŞTİ
Geçtiğimiz yılın Kasım ayı ortalarında Ankara'da temaslarda bulunan FBI Başkanı Robert Mueller, kara, hava, deniz ve demiryollarını kullanan şüphelilerin biyometrik bilgisini istemişti. FBI'ın bu talebine Ankara, "Avrupa ülkesiyiz, sadece şüphe üzerine bunu yapamayız" cevabını vermişti.
Ankara'da halen 10 sene önce açılan bir temsilciliği bulunan FBI'ın talebi, Türkiye'de ve Türkiye üzerinden seyahat eden tüm yolcuların biyometrik verilerinin toplanarak, ABD ile paylaşılmasını içeriyor. Mueller, Türkiye'den başta 'terör zanlıları' olmak üzere liman ve havalimanlarını, hava, deniz ve demiryollarını kullanan bütün 'şüpheli' yolcuların nereye, ne zaman, ne için gittiği gibi bilgilerin takip edilmesini isterken, söz konusu takibin biyometrik verilerle yapılmasını da istiyor.
BİYOMETRİK VERİ NEDİR?
Biyometrik, kendine özgü fiziksel veya biyolojik niteliklerine dayalı olarak insanların kimliğini tespit için dijital teknolojiden faydalanma bilimi olarak biliniyor. 11 Eylül saldırıların ardından ABD'nin öncülük ettiği ülkeler, 'parmak izi', 'Ses', 'Yüz' ve 'Retina/İris' gibi her insanda ayrı özellikler taşıyan fiziksel verileri elektronik tabanlı ortamlarda toplayıp sınıflandırmaya başlamıştı.
Özel yazılımlar, spontane alınan biyometrik veriyi, hızlı bir şekilde veri tabanındaki verilerle karşılaştırıp, şüphelilerin kimlik tespitinde kullanılmaya başlanmıştı. Henüz Türkiye'de ve dünyanın çoğu noktasında bulunmayan özel cihaz ve yazılımlar gerektiren bu yöntem kesin sonuçlar elde edilmesini sağladığı için de güvenlik sektörünün yeni iş sahası olmuş durumda.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt