Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ResulALLAH (2 Kullanıcı)

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Anlatamam gerekçemi
Affet beni yüce Rabbim
Sundum sana dilekçemi
Affet beni yüce Rabbim

Haram helal demez yerdim
Tükenmezdi benim derdim
Artık sana gönül verdim
Affet beni yüce Rabbim

Haddi aştım yasak deldim
Neler yanlış bunu bildim
Aç kapını sana geldim
Affet beni yüce Rabbim

Çok isyankâr âsi kuldum
Günahıma pişman oldum
Sana giden yolu buldum
Affet beni yüce Rabbim

Mazim kirli, kötü kulum
Haram idi sağım solum
Belli oldu artık yolum
Affet beni yüce Rabbim

Ateşlerde çok yandım ben
Himmet geldi uyandım ben
Artık sana dayandım ben
Affet beni yüce Rabbim
Senin affın elbet çoktur
Affet beni yüce Rabbim
Yalvarmaya yüzüm yoktur
Affet beni yüce Rabbim

İsyan ettim pek çok zaman
Perişanım halim yaman
Diliyorum senden aman
Affet beni yüce Rabbim

Hesap soran Kahhâr sensin
Ayıp örten Settâr sensin
Çok affeden Gaffâr sensin
Affet beni yüce Rabbim

Hak borcum çok, ödemedim
Gerçek kulluk edemedim
Emrin üzre gidemedim
Affet beni yüce Rabbim

Parçalandı yandı sine
Ağlasam da yüz bin sene
Ümit kesmem senden yine
Affet beni yüce Rabbim
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v)Allahü teâlânın emri ile Mekke-i mükerremeden hicret etmek dilediği zemân,

-Benim ile bu yolda kim yol arkadaşı olur. Cânına ve başına kim kıyar, dediği zemân, herkesden önce hazret-i Ebû Bekr (r.a) ileri atılıp,

- Anam ve babam, mal ve cânım, cümlesi yoluna fedâ olsun; yâ Resûlallah. Bu şerefli hizmete ben kulunu kabûl eyle diye ilticâ ve tazarru' edince, hazret-i Fahr-i Enbiyâ (s.a.v) kabûl buyurdu. Gece ile berâber, ay ve zuhâl yıldızı gibi yola çıkdılar. Sıddîk (r.a) o Resûl-i Rabbil âlemîn hazretlerini sakınıp, kâh ardına, kâh önüne, kâh sağına ve kâh soluna geçer ve kâh, mubârek ayağı parmakları üzerine basardı. Düşmânlar izlemesin diye.

Bu esnâda Habîb-i Hudâ hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v)buyurdular ki,

- Yâ Ebâ Bekr, ne ızdırâb çekersin. Kendi nefsin için mi korkarsın.

Cevâb buyurdular ki,

- Hâşâ, sümme hâşâ ki, Ebû Bekr bu yolda kendi cânını sakınıp, kayırsın.Ve lâkin, yâ Resûlallah! Mubârek cesedinin bir kılına halel gelir diye, korkarım ki, benim gibi binlerce kimsenin başı düşse yeridir. Sen din serâyının mi'mârısın.

Resûlullah (s.a.v),

- Üzülme, Allahü teâlâ bizimledir!' buyurdu.

Mağaraya geldiler. Ebû Bekr (r.a) dedi ki,

- Yâ Resûlallah! Bir mikdâr sabr edin. O mağaraya ben kulun gireyim. Yılan, akreb cinsinden nesne var ise, zararı Ebû Bekre olsun!

Resûlullah (s.a.v)izin verdi. Mağara içine girince, ne kadar mahlûkat var ise, târûmâr olup, herbiri deliğine girdi. Hazret-i Ebû Bekr (r.a) sırtından mübârek gömleğini çıkarıp, parça-parça edip, parçalar ile, o deliklerin temâmını tıkadı. O deliklerden biri açık kaldı. Ona parça yetişmedi. O deliğe de, ayağının tabanını iyice tıkadı. O büyük sultâna, şimdi se'âdet ile, içeri buyurun diye hitâb eyledi. İki cihân serveri de, Besmele söyliyerek, mağara içine girdi. Sabâha kadar orada kaldılar. Sabâh oldu. Hazret-i Ebû Bekrin (r.a) gömleğini arkasında göremeyince, sebebini sordular. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk (r.a),

- Yâ Resûlallah! Yolunda, gömleğimi yırtıp, akrep ve yılan deliklerini tıkayıp, şerlerini def' eyledim; dedikde,

Resûl-i ekrem(s.a.v),

- Allahım! Ebû Bekri, kıyâmet günü, benim derecemde, benimle berâber bulundur!, buyurdu.

Nakl edilmişdir ki, bu esnâda Fahr-i âlem (s.a.v), hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîkın (r.a) mubârek yüzlerinde değişiklik görüp, süâl etdikde, meydâna gelen hâdiseyi anlatdı.

- Mağarada olan delikleri birbir tıkayıp, lâkin, cübbe parçası bir deliğe yetmedi. O delik de açık kalmasın diye tabanımı dayamışdım. Bir yılan, birkaç def'a tabanımı sokdu. Ayağımı delikden çekmeğe korkdum ki, o yılan delikden dışarı çıkıp, zât-ı şerîfine bir elem verip, ızdırâb eder, diye cevâb verdi. Resûlullah (s.a.v)

- Onunla benim aramı aç, bırak çıksın buyurdu.
O an Ebû Bekr-i Sıddîk (r.a) mubârek ayağını delikden çekdi. İçeriden görünüşü hüzn ve gam veren zehirli bir yılan çıkdı. Fahr-i âlem (s.a.v):

- Ey utanmaz yılan! Benim mağara arkadaşımı ve esrârıma vâkıf olanı, Allahü teâlâdan korkup, benden hayâ etmedin mi, ayağını sokarak eziyyet etdin, diyerek hitâb edip, azarlayınca,

Yılan cevâba kâdir olup, dedi ki,

- Yâ Habîbi rahmân! Ey insanların ve cinnin Peygamberi! Senin âşıkın sâdece insanlar değildir. Belki hayvân zümresinden kuşlar, yılanlar, karıncalar, cemâline âşıkdır. Hattâ ben kulun, birçok yaşlı, gözü nemli, kendi cinsimiz olan büyüklerimizden yüksek vasflarınızı dinleyip, ışık saçan yüzünüzü görmeğe müştak ve hayrân ve kendinden geçmiş, şaşkın şeklde ağlıyarak, mâl ve mülkünü terk edip, âşık divânen olmuşdum. Bu mağarayı şereflendireceğini öğrenmişdim. Onun için nice zemândan berî, bu sıkıntılı mağarada gece-gündüz demeyip, yolunuzu bekliyordum. Böylece, sizin buraya teşrîfiniz ile, ayrılık acısına ve içimdeki derde merhem edeyim. Çünki, en mes'ûd bir zemânda, bu karanlık mağarada, arkadaşın [mağaraya girince], sabâh güneşi gibi zâhir olup, devlet güneşim doğdu. Ammâ ne var ki, arkadaşın yine perde oldu. Bu sebeble, korku ve hayâ ben kulundan kalkıp, zarûrî olarak, bu küstahlık benden vâkı' oldu; diye özr dileyince,

Seyyid-üs-sekaleyn, dünyâ ve âhıretde bulunanların şefâ'atcisi, yılanın küstâhâne özrünü kabûl etdi.

Hazret-i Ebû Bekrin yarasına, mübârek ağızlarının suyundan sürdü. O ânda acısı şifâ buldu.

Kaynak: Menakıb-i Çihar Yar-i Güzin
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
namaz11ch0.jpg
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamı rüyada hakiki şekliyle görebilmek için düzgün itikada sahip olmak, ibadetleri yapıp haramlardan kaçmak ve çok salevat-ı şerife getirmek lazımdır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el Kürsi, 15 İhlâs okuyup selam verdikten sonra bana bin salevat okuyan, öteki Cumaya varmadan beni rüyada görür.) [Şir'a]

Hz. Ömer, (Bir mümin, Abher namazını kılıp da Resulullahı rüyasında görmezse, ben Ömer değilim. Yemin ederim ki, Allahü teâlâ, bu namazı kılanın işini görür, dilediğini verir, günahı ne kadar çok olsa da, hepsini affeder, ölürken susamaz, kabrine çiçekler döşenir. Kabrinden kalkarken de, başına keramet tacı konur) buyurdu.

Hz. Ali de, (Resulullahı görmek istediğim zaman, Abher namazını kılarım) buyurdu.

Abher namazı,
4 rekatlık nafile bir namazdır. İkinci rekatta, oturulunca Et-tehiyyatüden sonra salli barik okunur. Her rekatta bir Fatiha, on defa Kadir suresi okunur.

Sonra rüku’dan önce, 15 defa Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber tesbihi okunur,

sonra rükuya varılır, rükuda 3 defa Sübhane rabbiyel azim dendikten sonra 3 defa yukarıdaki tesbih okunur.
Sonra doğrulup, kavmede, yani ayakta iken aynı tesbih 3 defa daha okunur. Secdeye varılır, 3 Sübhane Rabbiyel a’la’dan sonra, aynı tesbih 5 defa okunur.

Daha sonra ikinci secdeye gidilir. İki secde arasında tesbih okunmaz. Diğer 3 rekat da böyle tamamlanır.
Selamdan sonra konuşmadan Kadir suresi on defa okunur.

Sonra aynı tesbih 33 defa okunup Cezallahü Muhammeden anna ma hüve ehlühü denir.

Resulullahı rüyada gören kimse, ölene kadar o halini muhafaza ederse Cennetliktir.
Efendimiz’i rüyada görmek için zevat tarafından şunlar tavsiye edilmiştir:

Akşam yatmazdan evvel, normal namaz abdesti alınır ve iki rekât Allah için namaz kılınır.

Namazda her rekâtta Fâtiha’dan sonra üçer yahut yedişer İhlâs (Kul huvallahu ahad) sûresi okunur. Böylece namaz bitirildikten sonra 101 kere:

“Estağfirullah el azim ve etûbu ileyh” istiğfarı; ve bunun akabinde 121 defa:
“Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âli seyyidina Muhammed kad dâkat hiyleti edrikniy ya Rasûlullah”
salâvatı okunur.


Bundan sonra Allah’tan , rüyamızda Efendimiz’le görüşmeyi nasip etmesi dua edilir ve kiç kimse ile konuşmadan yatılır.

Çok tecrübe edilmiştir ki, bunu yapanlar, neticede Efendimiz’i görmüşlerdir..

Eğer bir defada çıkmazsa , üç defa yapılması dahi tavsiye edilmektedir..Ve Efendimiz Aleyhisselâm daha sonraları namaz için şöyle demişti:”Her biriniz namazına durduğu zaman şüphesiz Rabbi ile münâcaat eder. Rabbi, kendisi ile kıblesi arasındadır..
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
“Gül Yüzünü Rüyamızda Görelim Ya Resulallah…
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
YA RESULALLAH...

Halimiz ne ola mahşerde,
Cümle alem düşer derde,
O dar günde seni nerde bulayım ya Resulallah,
O dar günde seni nerde bulayım ya Habiballah,

Selatullah Selamullah Aleyke Ya Resulallah...
Selatullah Selamullah Aleyke Ya Habiballah...

Sana geldim ey ya Sultan,
Lutfeyle derdime derman,
Uğruna Canımı Kurban vereyim Ya Resulallah,
Uğruna Canımı Kurban vereyim Ya Habiballah,

Selatullah Selamullah Aleyke Ya Resulallah...
Selatullah Selamullah Aleyke Ya Habiballah...

Sana geldim Yasin sinde,
Bu gönlüm kir pas içinde,
Hep ömrüm iflas içinde Ne olayım Ya Resulallah,
Hep ömrüm iflas içinde Ne olayım Ya Habiballah,

Selatullah Selamullah Aleyke Ya Resulallah...
Selatullah Selamullah Aleyke Ya Habiballah...

Rahmeyle gel Şefat kıl,
Ümmet diye eyle kabul,
Efendimden uzak nasıl kalayım Ya Resulallah,
Efendimden uzak nasıl kalayım Ya Habiballah,

Selatullah Selamullah Aleyke Ya Resulallah...
Selatullah Selamullah Aleyke Ya Habiballah...

Miskin Ahmet boyun eğer,
Seni görmek ister meğer,
Uğrunda ölmeye değer Öleyim Ya Resulallah,
Uğrunda ölmeye değer Öleyim Ya Habiballah,

Selatullah Selamullah Aleyke Ya Resulallah...
Selatullah Selamullah Aleyke Ya Habiballah..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt