Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ResulALLAH (3 Kullanıcı)

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29



Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım mevlam seni

Su dibinde mahi ile
Sahralarda ahu ile
Derviş olup yâhû ile
Çağırayım mevlam seni

Gökyüzünde isa ile
Tûr dağında Musâ ile
Elindeki asa ile
Çağırayım mevlam seni

Derdi pekçok Eyyup ile
Gözü yaşlı yakup ile
Ol Muhammed mahbûb ile
Çağırayım mevlam seni

Yunus okur diller ile
Kumrular bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile Çağırayım mevlam seni
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
3ef5e554b9e9a5dc249d249659411737.jpg
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Bu dünyadan gider olduk
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara, selam olsun

Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara, selam olsun

Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizleri ılık su ile
Yuyanlara, selam olsun

Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yıkayıp da kefenimiz
Saranlara, selam olsun

Veda ettik postumuza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara, selam olsun

Dünyaya gelenler gider
Dönüşsüz bir yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara, selam olsun

Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere, selam olsun

 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Sonsuz Mutluluk mu?

Müminin geçici ve kısa bir süre için kaldığı dünyadaki hedefi Yüce ALLAH'ın hoşnutluğunu kazanmaktır. Çünkü bir gün gelecek ve kesin olarak ölecektir. Yüce ALLAH'ın huzuruna çıkacak ve dünya hayatı boyunca yaptığı her şeyin hesabını eksiksiz olarak verecektir. Bu hesap da onu ebedi yıkmaya da büyük bir kurtuluşa taşıyacaktır.

Cennete ya da cehenneme...
Ahiret sonsuz
virguli.gif
dünya geçicidir

Bu dünyadan ahirete götürülecek tek şey ALLAH rızası için yapılmış olan salih amel ve ibadetlerdir. Müminin asıl hedefi de sadece ahirettir. İnsan dünya hayatında kendisine Rabbimiz tarafından sunulan nimetlerle denendiği için bunlardan faydalanırken de ALLAH rızasını gözetir.

Bu dünya hayatı
virguli.gif
yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise
virguli.gif
asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi
virguli.gif
64)


Sonsuz hayat için ciddi çaba gerekir

Mümin
virguli.gif
yalnızca Yüce ALLAH'ı dost edinir. Ona güvenir
virguli.gif
Ona teslim olur ve Onun yolunda ciddi bir çaba" gösterir. Bu çabasına karşılık Rabbimiz'in rızasını
virguli.gif
rahmetini ve cennetini umar. Cennet
virguli.gif
Yüce ALLAH'a ve ahirete


"...kesin bir bilgiyle..." (Lokman Suresi
virguli.gif
4) iman edenlerin yurdudur. Yüce ALLAH mümine ahirette sonsuz güzel bir yaşam vaat etmektedir.

ALLAH
virguli.gif
iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır (Bakara Suresi
virguli.gif
257)


Asıl nimet: ALLAH'ın rızasını kazanmaktır

Mümin ahiretteki sonsuz cennet hayatını hedefler. Tüm hayatı ALLAH'ın rızasını ve bu büyük "kurtuluş ve mutluluk"u elde etmek üzerine kuruludur. Müminler için en büyük mutluluk dünya hayatında yaptıklarına karşılık Yüce ALLAH'ın rızası kazanmış olmaktır.

De ki: "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin Katında
virguli.gif
içinde temelli kalacakları
virguli.gif
altından ırmaklar akan cennetler
virguli.gif
tertemiz eşler ve ALLAH'ın rızası vardır. ALLAH
virguli.gif
kulları hakkıyla görendir." (Al-i İmran Suresi
virguli.gif
15)


Sonsuz Pişmanlık mi?

İnsanların hesap verecekleri günü düşünerek hareket etmeleri ve o gün gelmeden önce nasıl yaşadıklarını samimi olarak düşünüp gözden geçirmeleri gerekmektedir.


Geçici ve olana sarılmak akıl dışıdır

İnkar edenler
virguli.gif
"az bir yararlanma" dan (Al-i İmran Suresi
virguli.gif
197) başka bir şey olmayan dünyayı elde etmek için ellerinden gelenin "en çoğunu" yaparlar. Fakat bu sonu hüsranla bitecek olan bir oyalanmadır.

Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (En'am Suresi
virguli.gif
32)


Sonu olmayan cehennem azabı

Cehennem
virguli.gif
insanın hayal gücünün alamayacağı kadar büyük acıların yaşanacağı bir yerdir. İnkarcıların şiddetle bağlandıkları bu dünya ise büyük bir aldanıştan ibarettir. Dünya kıyametle birlikte yok olacaktır
virguli.gif
ama cehennem hep var olacaktır.

inkâr edenlerin velileri ise tağut'tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar
virguli.gif
ateşin halkıdırlar
virguli.gif
onda süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi
virguli.gif
257)

İman etmemiş olanlar için ölüm kesin bir yıkım ve felaketin başlangıcıdır. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayarak Yüce ALLAH'ı unutanlar
virguli.gif
ölüm geldiğinde pişmanlık duyacaklardır.

..."Kim ALLAH'ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse
virguli.gif
kuşkusuz o
virguli.gif
apaçık bir hüsrana uğramıştır." (Nisa Suresi
virguli.gif
119)


Sonsuz Pişmanlık

Kuran ahlakına uymayan her insan -ALLAH'ın dilemesi dışında- kıyamet günü büyük bir pişmanlık yaşayacaktır. Böyle büyük bir pişmanlık yaşamamak için insan şeytanın kendisini bu geçici dünya hayatı ile aldatıp oyalamasına izin vermemelidir.

(Şeytan) Onlara vaadler ediyor
virguli.gif
onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey va'detmez. (Nisa Suresi120)

Onların barınma yerleri cehennemdir ondan kaçacak bir yer bulamayacaklardır. (Nisa Suresi 121)
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
İnsan
virguli.gif
yaratılmışların en üstünüdür; eşref-i mahlûkâttır. Akıl gibi büyük bir nimetle donatılmış ve şu varlık âleminde kelâm-ı ilâhiye muhâtap olmak gibi bir ayrıcalığa sahiptir insan…
Kendisine Yaratıcısı tarafından gönderilen bir mesaj demek olan Allah kelâmının ne demek olduğunu anlamaya çalışmak ise
virguli.gif
elbette
virguli.gif
bu üstün niteliklere sahip olan yaratığın
virguli.gif
yani insanın görevi olmalıdır. Şu halde
virguli.gif
insan için
virguli.gif
kelâm-ı ilâhiden murâd-ı ilâhinin ne olduğunu anlamaya çalışmamak gibi bir noksanlık düşünülemez. Sözün özü şu ki; insan
virguli.gif
kendisine Yaratıcısı tarafından bağışlanmış ve kendisini diğer varlıklardan ayırıcı niteliği olan yüksek akıl nimetini
virguli.gif
yine O’nun mesajını anlamak gibi yüce bir gaye uğruna sarf etmelidir ve bu onun en başta gelen görevidir.
Kelimenin tam ve kâmil manasıyla azamet ve büyüklük sahibi olan Allahu zülcelâl
virguli.gif
Rahman’dır; yarattıklarına acıyandır. İnsan
virguli.gif
kulluk görevini yerine getirirken şaşırabileceği
virguli.gif
bütün donanımlarına rağmen aciz kalabileceği için merhamet sahibi Allah
virguli.gif
ona bir de kılavuz göndermiştir. Bu kılavuz ilk peygamberden başlamak üzere gönderilen sahife ve kitaplardır. İnsana şu dünya hayatını nasıl geçirmesi gerektiğini göstermek üzere gönderilen son kılavuz ise
virguli.gif
Son Peygamber Muhammed (a.s.) ile gönderilen Kur’an’dır. Kur’an’ın bu özelliğini anlatan âyetin (İsrâ suresi.9) meâli ise şöyledir:
“Şüphesiz ki bu Kur’an
virguli.gif
insanları en doğru ve en sağlam yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler.”
Kur’an’ın içinde bulunan gerçekleri ve insanlık için nasıl bir kurtuluş reçetesi ve kılavuzu olduğunu Allah Resûlü (s.a.v) meâlen şöyle açıklamıştır:
“Muhakkak ki ileride karanlık gece parçaları gibi fitneler olacak."
Ey Allah’ın Resûlü ondan kurtuluş nasıl olur? denildi. O buyurdu ki: "Yüce Allah’ın kitabı... Onda sizden öncekilerin haberleri
virguli.gif
sizden sonrakilerin haberleri ve sizinle ilgili hükümler vardır. O bir eğlence vasıtası değildir. Hak ile bâtılı ayıran bir kelâmdır. Onu kibirlenerek terk edenin Allah belini kırar. Kim doğru yolu ondan başkasından ararsa Allah onu sapıklığa düşürür. O Allah’ın sağlam ipidir. Ve apaçık nurudur. Hikmet dolu Kur’an’dır. Doğru yoldur. Nefsânî arzuların sapıtmamasına
virguli.gif
görüşlerin dağılmamasına yegâne sebep odur. Âlimler ona doymaz
virguli.gif
Allah’tan korkarak günah işlemekten çekinenler
virguli.gif
ondan usanmazlar. Onun ilmini bilen ileri gider
virguli.gif
onunla amel eden sevap kazanır. Onunla hükmeden adalet eder. Ona sımsıkı sarılan doğru yolu bulur.” (Ahmed bin Hanbel
virguli.gif
Müsned
virguli.gif
1
virguli.gif
91
virguli.gif
Elmalılı M. Hamdi Yazır
virguli.gif
Hak Dini Kur’an Dili. (Sadeleştirilmiş baskısı)1
virguli.gif
223)
“Kur’an” sözü
virguli.gif
bir manası da toplamak ve bir araya getirmek demek olan
virguli.gif
(Karae) fiilindendir. Bundan dolayı bazı bilginler bu kitaba Kur’an diye isim verilmesini onun Allah’ın diğer kitaplarının semeresini (meyve
virguli.gif
fayda
virguli.gif
netice ve mahsul) toplayıcı olduğuna ve hatta bütün ilimlerin semeresini toplayıcı olmasıyla açıklamışlardır. Bu açıklamadaki diğer ilâhi kitapların “semeresi=meyvesi” ifadesi dikkat çekicidir. Zira bahçelere dikilen ağaçlardan maksat bizzat kendileri değil meyveleri ve onlardan elde edilecek faydalardır. Bir ağacın faydası meyvesinde toplandığı gibi ilâhi kitapların faydalarının toplandığı meyve de Kur’an’dır. Böyle bir özetlemenin nasıl mümkün olduğunu ise yüz binlerce sayfalık kitapları küçücük bir hard diske sığdıran zamanımız insanının aklı herhalde rahat kavrayacaktır. Bu yüzdendir ki Kur’an indiğinden itibaren her çağda yaşayacak insanlara hitap edecek bir kitaptır. Kıyamette de Cenabı Hak insanları Kur’an ile muhakeme edecektir. Bu hakikate inanmayanlara ise Kur’an’ı tebliğ etmek ama asla zorlamamak gerektiğini yine Kur’an âyeti bize bildirmektedir.
Meâllerden istifadeyi teşvik ederken burada bir noktaya dikkat çekilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Unutulmamalıdır ki Kur’an anlaşılmaz bir kitap değildir. Kur’an düşünülüp ibret alınsın diye indirilmiştir. O kendisini bütün insanlığa duyurmak ve anlatmak için inmiş ve duyurmuştur.
İmam-ı Gazali’nin benzettiği gibi bir hükümdardan bir kimseye içinde bir takım emirler ve yasaklar bulunan mektup/mesaj gelse o kimse de o emir ve yasaklardan hiçbirine dikkat etmeksizin o mesajı tekrarlayıp dursa nasıl olumsuz yakışıksız bir durum sergilemiş olursa Kur’an’ı tekrarlayıp duran ama onun kendisine yönelik emir ve yasaklarını hiç düşünmeyen kimse de aynı duruma düşmüş olmaz mı?!
Ancak
virguli.gif
meâlleri okurken düşüne düşüne kendisine ibretler ala ala dersler çıkara çıkara okumalı ama “meâlciliğe” sapmamalıdır. Yani yeterli donanıma sahip olmayan kimselerin yaptığı gibi iki satır meâl okuyup kendisini müftü müctehid zanneden gafiller gibi davranmamalıdır. Haddini bilmelidir. Şair ne güzel demiş:
Çeşm-i insaf gibi akıle mizan olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz
Şu atasözümüz de anlayanlar için çok ibret vericidir: “İslam’ın şartı beştir. Altıncısı haddini bilmektir.”
Kur’an’ıKerim’i/meâlini/tefsirini sahabeler ve bu işe gönül vermiş kimseler gibi can-u gönülden okumalı; ilkbaharda bereketli yağmur damlalarıyla canlanan yeşeren toprak gibi Kur’an’ın feyziyle gönüllerimizi uyandırmalıyız. Rabbimizin sözlerini gaflet uykusundan uyanmış olarak ve şöyle bir yakarış içinde okuyup anlamaya çalışalım:
“Allah’ım Kur’an’ı kalbimin ilkbaharı eyle!”
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
animation1968qp9dl0ax9hq.gif

ÜMMETI ÜMMETI diyerek dogdu alemlerin peygamberi,
O nur ugruna yaratti Mevla bu alemi...

Biz senin yolunda ilerleyerek sünnetlerinle,
Aglayip gözyasi dökerek gecenin bir vaktinde,
Düşünerek halimizi kiyamet gününde,
Hasretini ekleyerek mahsul ibadetimize,
Şefaat edermisin bize, peygamberlerin Peygamberi?!

Cebrail aleyhisselam vahiy getirmeyip,
Mikail aleyhisselam mevsimlere karismayinca,
Azrail aleyhisselam her an baska tarafta,
Israfil aleyhisselam sur'unu üfledigi zaman,
Artik dünya yikilip ahiret kaldiginda,
Benide Ümmetin kabul edermisin Ya RASULULLAH?!

O gün ki herkes birbirinden kacacak,
Baba evladi tanimayip,
Evlad ana, babadan hesap soracak,
Kimse birbirine bakmayacak,
Benide Ümmetin kabul edermisin Ya RASULULLAH?!

Mevla'min önünde hesaba cekildigimde,
O inanilmasi güc sicaklikla eridigimde,
Günahlarim bana gösterildiginde,
O benim Ümmetimden deyip,
Benide Ümmetin kabul edermisin Ya RASULULLAH?!
animation1968qp9dl0ax9hq.gif
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
durriyektamm_9b166b3bc6tc9.jpg


Geceler ecelim oldu...
Vicdan azabına eş yanar oldu ta içim.
Kahreden bu yükü, çekemeyişim.
Kaldıramam mecalim kalmadı,
Neredesin Ya Resulallah

Bir gelsen....
Hazanda baharı yaşasam,
Müjdelerle gelsen beratım olsan Ya Resulallah
Ey aleme Allah diye fısıldayan deli rüzgar
Selam eyle aleme Resul gelecek
Ruhumun acıları dinecek
Kurumuş ağaca ALLAH dese yeşerecek...
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
dnyaneimisg9.jpg


Ey dünya cekil yolumdan!

Bütün cazibenle, haşmetinle, nefsime hoş gelen güzelliğinle karşıma geçmiş, beni kendine çağırıyorsun. “Bana gel, bana bak, beni sev” diyorsun. Halbuki, ben ruhlar âleminden yola çıkmış, senin bağrına inmiş, oradan da bir süre oyalandıktan sonra ebed tarafına doğru gidecek olan bir yolcuyum. Sen ise, yolumun üzerindeki bir konaklama yerisin.
Bir misafirhanesin.
Ama insanları oyalamak için o kadar çok çeşitli ve çok güzel oyuncakların var ki, gafil kalpler bunların gerçek ve ebedi olduğunu düşünerek bütün sevgilerini seni sevmek için kullanıyorlar. Yolculuğun diğer etaplarını unutup, senin yanında ebedi kalacaklarmış gibi yaşıyorlar. Sen de sahte bir sevgi ile onları bağrına basıyorsun…


Geçici güzelliklerinle insanları kandırdığını bilen feraset sahibi insanlar sana “Yalan Dünya” demişler. Geçici olduğun için de, “Fani Dünya” diyenler olmuş. Gerçekten de sen de benim gibi fânisin.

Yaşın milyarlara varsa da, bir gün gelecek senin de ömrün tükenecek. Seni ısıtan güneş tavanında nurlu bir kandil gibi parlayan ay ve etrafında ışıldayan diğer yıldızlar ve güneşlerle birlikte birgün sen de yok olacaksın. Yani de benim gibi fânisin. Halbuki benim Üstâdım, “faniyim, fani olanı istemem” diyor. Öyleyse, ben de seni istemiyorum. Ben, bütün duygularımın ebediyen tatmin olacağı ebedi bir âleme yönelmişim. Sahte sevgililerle beni oyalamaya, yolumdan eylemeye çalışma. Ey dünya, çekil yolumdan..


Ne insanlar geldi geçti üzerinden. Firavunları bağrında barındırdın. Senin haşmetli cazibene kapılarak kendilerini tek hâkim güç zannettiler. Gökyüzüne merdiven dayayıp ilâhlık iddiasında bulundular. Ama bir sineğe mağlup olarak göçüp gittiler.

Ne sultanlar geldi geçti üzerinden. Kendilerini saltanatın cazibesine kaptırıp, misafir olduklarını unuttular. Saltanatlarının ebediyyen devam edeceğini zannettiler. Ama görüldü ki, ne sultanlar ölümsüz, ne de saltanatları edebî imis

Askerlerinin çokluğuna, hazinelerinin zenginliğine, topraklarının genişliğine bakarak, “Acaba bu devlet yıkılır mı?” diye soranlar olduğu gibi “bu dünya bir padişaha çok, iki padişaha az gelir” diyenler de oldu. Ama onlar da sonunda bir mezarlık paylarına razı olup göçüp gittiler. Geride türkülere ve ağıtlara yansıyan hüzünlü ezgiler bıraktılar. Benim gibi bir âcizin ise, geride bırakacağı hiçbir şeyi bulunmuyor. Aczimden başka sermayem yoktur.

Ey dünya, ömür sermayem, çok az, yapmam gereken lüzumlu işler ise pek çoktur. Bana faydası olmayan, uzun yolculuğumda işime yaramayacak olan ve bana ayakbağı olmaktan başka bir işe yaramayan meşguliyetlerle beni oyalama.

işim acele, çekil yolumdan..

 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
zorgeldi.jpg

Senin Gibi Olmak Bize Zor Geldi Ey Rasûl….

Senin gibi olmak zor geldi bize ya Rasul!
Senin gibi anlamak, senin gibi ağlamak, senin gibi olmak zor geldi bize…
Neler yapmadık ki,neleri atmadık ki hayatımızdan,düşünmeden, anlamadan geçen nice zamanlarımız oldu…
Neler demedik düşünmeden…
Hep biz olmalıydık, dedik
Her şeyi ben bilir ben yaparım, dedik
Herkes bana bakmalı, benimle ilgilenmeli, benim olduğum yerde başkası olmamalı, dedik…
En yakışıklı erkek, en güzel kız ben olmalıydım nidaları hiç düşmedi dilimizden, bu uğurda neler yapmadık, kimleri harcamadık ki…
Hep büyük olmak istedik,her zaman her yerde tek olmayı, ulaşılmaz olmayı istedik…
Para dedik, parayı aradık ve onu bulduğumuz yerde herşeyi kaybettik…
Neler yaptırmadı ki bize, kimleri sevdirmedi, kimlerden nefret ettirmedi,
nice dostları kaybettik onu kazanmak için ve nice düşmanlar kazandık onu kaybetmemek için…
Para dedik parayla yandık…
Şöhret dedik şöhretle yandık…
Hep ben dedik benlikle yandık…
Ama ALLAH (c.c.) deyip ALLAH (c.c.) aşkıyla yanmak zor geldi bize…
İnsanları küçük görmek en büyük zevkimiz oldu.
Makamımız, mevkimiz enaniyetimizi körükledikçe bizden daha büyük kimse yok dedik.
Her halimiz, her sözümüz benlik emarelerinden kurtulamıyordu…
İsmimiz altın harflerle yazılmalıydı kitaplara…
Resmimiz yapılmalı ve her yere asılmalıydı…
Dillerden düşmemeli, akıllardan hiç çıkmamalıydık…
Ve istediklerimiz oldu…
İsmimiz altın harflerle olmasa da altın yaldızlı harflerle yazıldı kitaplara…
Resmimiz yapıldı ve resmimizin altına “işte o” yazıldı…
Heykellerimiz dikildi köşe başlarına ve herkes hayran gözlerle izledi…
Dillerden hiç düşmüyor, akıllardan hiç çıkmıyorduk.
İşte artık her şeye sahiptik…
Bütün bunları kazanırken bir tek ve en önemli şeyi kaybettiğimizi hiç düşünemedik…
Dünya öylesine sarmıştı ki bizi,
Gözlerimiz öylesine perdelenmişti ki
Kazandıklarımız öylesine tatlıydı ki…
En önemli kazancımızı; Dünya ve ahiret saadetimizin anahtarını gönlümüzün huzurunu,gözümüzün nurunu kaybettiğimizi göremedik, anlayamadık, hissedemedik.
Evet bunları kazanırken imanımız elden kaçıyordu.
Artık ALLAH (c.c.)’ı unutuyor, O (c.c.)’nun emirlerine karşı lakaytlaşıyorduk.
Bize sunulan nimetlere nankörlük ve emanetlere ihanet artık hayatımızın bir parçası haline gelmişti…
Bilemedik, anlayamadık…
Dönmek, doğruya yönelmek, hatalarımıza kalem çekmek zor geldi bize…
Ama ne pahasına olursa olsun;
Dünyanın her türlü nimetinden mahrum kalmak,
İnsanların alaylarına maruz kalmak,İtilmek,Kakılmak,Küçük düşürülmek…
Evet ne pahasına olursa olsun;artık vazgeçiyorum dünyanın bütün nimetlerinden.
Artık RABBiME yönelmenin, O (c.c)’nu bulmanın, O (c.c.)’nu anlamanın,O (c.c)’nun aşkıyla yanmanın, O (c.c)’nun varlığında yok olmanın zamanı gelmişti…
Bütün insanlara,
Bütün sahte dostlarıma,
Bütün düşmanlarıma,
Bütün fantezilere,
Bütün günahlara,
Bütün dünyaya sesleniyorum…
Ben Rabbimi buldum sizi kaybetsem ne olur…
Ben Rabbimi sevdim sizi sevmesem ne olur…
Ben Rabbime kul oldum size köle olmasam ne olur…
Ben gerçeği buldum siz anlamasanız, dinlemeseniz ne olur…
Artık bırakma vaktidir sizi,
Artık yönelme vaktidir Rabbime,
Artık secdeye varıp ağlama vaktidir bugün,
Artık Azraille olan buluşmaya en güzel bir şekilde hazırlanma vaktidir bugün,
Artık dünyadan göçüş müjdesi gelene kadar…
ALLAH (c.c.)’a kul olma,
ALLAH (c.c.) aşkıyla yanma,
ALLAH (c.c.)’ın varlığında yok olma vaktidir bugün!….
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29

Bir dem ki Huzura ermek
Bir dem ki dertlerin yok olması
Bir dem ki aşığın maşuğuna kavuşması
Vuslatı

Mevlam istedimki bu sayfayı
sana olan özlemimi dindirebilecek bir hatırlatıcı yapayım,
istedim ki dağılan halimi toparlayabileyim,

istedim ki sana sevgimi
dem dem gelip anlatabileyim
hasbihal edebileyim ….
Senin aşkın öyle bir iksir ki Mevlam,
geldiği anda yürekte ne sızı,
ne hüzün bırakıyor….
Şiddetli bir kış geçiren yeryüzü nasıl ki
ilkbahar neşvünemasıyla dirilirse
senin aşkında
bela ile yoğrulan,
kışa dönen gönülleri
bahar gülleri ile dolduruyor…
Sarmaşık gülleri sarıyor tüm benliğimizi
öyle bir sarıyor ki
benliğimiz senin aşkında yok oluyor eriyor….






Aşk: “SARMAŞIK” BAŞI; “Karışık”
ORTASI; “Karmaşık”
SONU; “Karmakarışık”
Aşk: “SARMAŞIK”
“Aşk, muhabbetin seveni kavraması, bütün vücûduna yayılması âdeta onu SARMAŞIK dalları gibi kucaklamasıdır.”
“Aşk yapışkan bir bitkidir. İnsanların sevgisine aşk denmesi, kalbe yapışmasındandır.”(Ferra)
Bu yapışkanın adı; “SARMAŞIK” tır. Ve “Işk” kelimesinden alınmıştır. SARMAŞIK sarıldığı yeri nasıl kaplarsa, aşk da girdiği kalbi öyle sarar, sarmalar, kök salar. Kalpte yeşerir, zamanla sararır ve sâhib-i kalbi de sarartır. Aşkın kolları öyle güçlüdür ki; ne aşka tutunanlar, ne de aşkta tutuklu kalanlar ondan kurtulamazlar. Karışan kafalarında aşka dâir sonu gelmeyen sorular belirir.
Aşk mıdır cân u dil mülkünü yağma eyleyen
Aşk mıdır sînemin içre gelip câ eyleyen
Aşk mıdır boynuma takıp belâ zincîrini
Gezdirip Mecnûnleyin âlemde rüsvâ eyleyen
(Muhibbî)
Aşk; âşıkların ışığıdır. Bütün yangınların âteşidir. Mansur’un celladı, Şîrin’in Ferhad’ıdır. Halîl’in “Verd” i, Züleyhâ’nın “Derd”idir.
Aşk imiş ışık veren âşıklara
Aşk imiş âteş veren yanıklara
Aşk imiş derde bırakan dem’i
Aşk imiş deva veren âşıklara
(Hicrânî)


VE İNCE BİR nimettir! Ve dahi hikmetle anlaşılmaya, şefkatle sevilmeye lâyıktır. İbrahimî “Lâ uhibbu’l-âfilîn” feryadının üç harf ve altı noktaya dökülmüş halidir aşk.
Güzelliğe iştiyaktır ve hakikî güzeli gösteren bir pusuladır.
Batıp yitenin sevgili olamayacağını haykıran bir dellâldır.
Kalbimin ebedî aşk için yaratıldığını ve sadece ama sadece Ona ayna kılınan o kalbe, kaybolup giden zeval mahkûmlarının giremeyeceğini anlatan bir işarettir.
Aşk ile ebede yönelirim ve aşk gözyaşlarıyla Ebedî Sevgili’yi ararım.
Geldim Mevlam kabul edermisin bu aciz kulunu


Ey Allah’ımSana aşkımı ilan ediyorum..
Seni Seviyorum! Seni Seviyorum Allah’ım!
Ne olur, ne olur sen de beni sev! Ne olur sen de beni sev!…
Beni sevginle yaşat ve Sevginle canımı al!
Sevginle dağıt bedenimi, Tekrar sevginle bir araya getir!
Sevginle çıkayım kabirden,
Sana koşayım yüreğimdeki sevginle!

Ya Nur! Alemleri ve gönülleri aydınlatan,
nur üstüne nur olan Allah’ım!
Nurunla nurlandır yüzümü,
Nurunla nurlandır bedenimi,
Nurunla nurlandır yüreğimi…
Ya Sultan! Kendine esir et beni!
Ya Canan! Kendine meftun et beni!
Ya Allah!
Ya Allah!
Ya Allah!
Ey En Büyük Sevgili!
Ben seni çok seviyorum yarabbi, ne olur sen de sev beni!
Varsın hiç kimse bilmesin beni,
Varsın hiç kimse sevmesin beni,
Yeter ki sen sev beni Allah’ım, yeter ki sen sev beni!….


http://img118.yukle.tc/images/9996KABE_KAPISI_KAPALI_HALI.jpg
Kabul edermisin?
Kapındaki gedanı…
Ebedi sevgilim…

İmanımı tazeliyorum Mevlam
La ilahe illallah Muhammeden Resulullah





http://www.rehberdergisi.com/gül.gif

http://i106.photobucket.com/albums/m265/azrash_puo/Allah_swt.jpg
Neyleyim Dünyayı Bana Allah’ım Gerek
Neyleyim Ukbayı Bana Allah’ım Gerek
Neyleyim Sensiz Yazı Kışı Baharı
Neyleyim Seni Bilmeyen Bir Beni
Mevlam Cemalullahına kavuştur bizleri

 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Malum gül maşuk bülbül de aşıktır. Bülbülün güle olan aşkının niçin olduğu konusunda bu güne kadar sayısız yazı yazıldı, şiirler söylendi, destanlar, hikayeler anlatıldı. Peki ama nedendi bülbülün güle olan aşkı? Nedendi ta seher vakti başlayıp tan yeri ağarıncaya kadar süren seranatın sebebi?
Bazıları bülbülün güle olan aşkının sebebinin, bülbülün güle her bakışında Kainata Rahmet olarak gönderilen Hak Nebi’yi hatırlatmasının sebep olduğunu söylerler. Evet bülbül güle her bakışında Efendiler Efendisine nisbet edilmekten dolayı kıymet kazanan ve etraf-ı alemde şan ve şöhret bulan gülde, O’nun Cemalini müşahede ediyor ve bu müşahedenin şevkiyle güle seranatta bulunuyor deniyor. Gülü bizatihi renginden, kokusundan, şeklinden şemalinden dolayı değil, O’nu hatırlattığı için seviyor. Zaten esasında gafiller ve dalalete sapanların dışında her şey kendi diliyle doğru söyledin ve Hakk’a tercüman oldun deyip O’nu anlatıp, risaletini tasdik ettiğini duymuyor mu? Hayvanattan tutun bitkilere oradan alın cansız taşa toprağa kadar her şey O’nun şahidi ve Risaletinin tasdik edicisi değil mi? Gerçi O’nun bu tasdiklere ve tasdik edicilere ihtiyacı yoktur ama bu tasdik ediciler bu şehadetleriyle kendileri kıymet kazanmakta ve bülbülü güle aşık etmektedir.
Kim bilir gül de bülbül de sessiz ve sözsüz konuşmalarında birbirlerine neler neler söylüyorlar… Aslında bizler de onlar gibi olunca mutlu olmuyor muyuz.. bizler de sesten ve sözden ziyade özden konuşunca, kalpten kalbe giden o yolu bulup muhabbete dalınca ve muhabbetlerimizde Muhammedî muhabbette varınca mesut olmuyor muyuz?
Belli mi olur, kimini bir insan kimini bir bülbül irşad eder. Din nedir diye sorulunca Din nasihattir buyuruyor Güllerin ve Gönüllerin Sultanı. Evet kimi zaman bir arkadaşımız, kimi zaman bir büyüğümüz, kimi zaman bir kitap, kimi zaman bir ezan, kimi zaman hastalar, kimi zaman bir ölüm haberi nasihat eder bize. Kulak verip duyanlar, dikkat kesilip hissedenler de kainatta her bir canlının kendine mahsus yaşayışı, birbirleriyle olan münasebetleri ve gayet hikmetli ve mizanlı vücutlarıyla ne kadar etkili birer nasih olduklarını hisseder, görür ve zevk ederler.
Bütün bülbüller kendi nevleri hesabına o muhabbet-i Muhammedi’den hissedar olmak için her gün bıkmadan usanmadan güllerin başına üşüşür ve o gül vasıtasıyla Güller Gülü’nün kokusunu duymaya çalışırlar. Güle dil döker, nameler yakar, ta ki O’ndan bir haber getirsin de ondan sonra canını versin.… Şakır… şakır… şakır… ta ki takatten kesilip bir başka bülbülün gelip gülden haber sorması için kanını güle akıtır, kanı ona hayat olsun da sonra ki bülbüller gülden haber sorsunlar diye. Bülbülün bu ısrarı bize bir şeyler anlatıyor olsa gerek. Sabır, sebat ve bütün samimiyetimizle Muhammedi kapıdan ayrılmama, sürekli tazarru ve niyaz ile halimizi ona arz etme ve O’ndan gelecek bir hüsn-ü işareti yakalama. İşte dünyalara değişilmeyecek bir hazine. Güllerin Sultanından gelecek bir işaret ve memnuniyet izharı, Rabbimizin de bizden razı ve hoşnut olacağının ciddi bir emaresidir.
Gül ile bülbül. Ümmet ve Hazret-i Muhammed (sallalahü aleyhi vesellem)…
Ey her şeye gücü yeten ve herkese sözü geçen Ululardan Ulu Yüce Allah’ım! Ne gülü bülbülden ne de bizi Efendimizden ayırma!…
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
EY NEBİ.......


" ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YA RESULLULLAH " diyen sahabeler gibi bende ;

" BU CAN SANA FEDA OLSUN YA RESULLULLAH " DİYEBİLMEYİ NE ÇOK İSTERDİM.




ALLAHÜMME SALLİ ALASEYYİDİNA MUHAMMDEİN VE ALA ALİ

SEYYİDİNA MUHAMMED
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
Bu yolda gidenler öyle iyi bilir ki Gülün Yolculuğunu
Haydi bilmeyenlerle bir yolculuğa çıkalım beraber…
Önce bu yola talip olmak gerekir, yoksa gülden başka çiçeklerde var, dikensiz,isteyen onlara gidebilir…

Ama madem yolun gülün yolculuğuna benziyor, talebin onu istiyor, o zaman hazır ol, karşılaşacaklarına…
Yola başladık…
Yol dikenli, başladı bile seni incitmeye,
canından can kanından kan damlar sızım sızım…
Yılmak yok devam,bak senden önce giden kardeşlerin var, onlarda gidiyor ayakları kanaya kanaya, yürekleri sızlaya sızlaya…
Bak ufukta yeşil yapraklar var bunlar senin ailen,dostların sevdiklerin,akrabaların…
Çok sevdin hepsini değilmi?
Varını yoğunu vermek istedin, canını isteseler verirdin, o kadar çok sevdin herkesi, çünkü
hamurunda SEVGİ vardı,VEDUD esması ağır basıyordu yaradılışında…
Elinde değildi ki sevmemek, çok kırdılar gönlünü, analı babalı yetim büyüdün, bilirsin kırık gönlün ne olduğunu…
Bu yüzden midir ki dayanazmadın bir kırık gönül görsen…
Sevdin herkesi şartsız sevdin, karşılıksız sevdin,beklentisiz sevdin….

Anlamadılar, incittiler seni, boynu bükük ayrıldın onlardan yada, onlar senden…
Bak yol devam ediyor ,gülün dalı uzun daha ,demek ki bitmedi bu yol daha…

Yinemi dikenler, ahh kanattı yine ayaklarımı olsun, alıştım acılara varsın kanatsın, yansın yüreğim
Ağlarsın kimsenin görmediği yerlerde, ağlarsın doyasıya, yağmur olur söndürür yanan yüreğinin acılarını…
Yine yeşil yapraklar çıktı, bari bunlara tutunayım, ne olur ihtiyacım var,sevgisiz yaşayamam ben ne olur sizde kırmayın beni,bari siz bana karşılık verin!!!!
Dersin….
Yokmu!! Bittimi!! Her yerde sevgiye neden bu kadar düşman herkes, neden menfaat olmuş tüm sevgiler, zormu karşılıksız sevmek zormu!!!!! ….
Tutundun sımsıkı bu yapraklara bırakmayacağım artık, aradığım belki bu sevgilerdi dersin…
Yok yok yine atıldın, itildin,yine vuruldun kalbinden…
Yarim,Eşim,evladım,komşum dedin, varını yoğunu fedaya hazırdın onlar için, ettinde …..
Ne mi oldu boş verin….
Hadi gönlüm yola devam, gül yolculuğuna madem girdik hadi devam edelim…

Elbet vardır bu yolun üzerinde olmamızın bir sebebi, Mevlam hiç bir kulunu boş yere bir yerde bulundurmaz vardır bir hikmeti.
Merkez efendinin dediği gibi herşey merkezinde….

Dikenler yine kanatıyor yüreğini taşlayan taşlayana …
Artık ümidini kaybetmek üzeresin…
Öyle bir sevgisiz kaldı ki yüreğin, tam bu dünyada sevgiye yer yok diyecektin ki…
Oda ne farklı bir şey çıkıyor önüne, bu karşılaştığın yapraklara benzemiyor,bu farklı, sanki içinde bir sır saklıyor gibi…
Aman Allah’ım bu ne güzellik, nereye geldim ben, dersin…
Nedir bu
kat kat kırmızı perdeler neyi anlatıyor sırrı nedir???…
Gül bahçelerini hep dışarda arardın, sanki artık yüreğinde gül bahçesini yaşıyorsun…
Evet sevgi bitmemiş demek, diğer sevgilerden vefa göremeyişinin sebebi bu olsa gerekti…

Eğer onlarda takılıp kalsaymışsın bu güzelliği göremeyecektin…
Bu sevgi ALLAH SEVGİSİ

Allahım tüm dertlerim bitti,artık yüreğim acımıyor sanki güneş benim içimde doğdu…
İçimdeki karanlıklar bitti, tüm kalp hastalıklarım yandı bitti.
Artık Mevlana h.z. leri gibi bakabiliyorum hayata, yaradılanları hoş görüyorum Yaradandan ötürü demiş Yunus, Onu’da anlıyorum artık….
Tüm resimlerle dolu kainat, Ressam sensin…
Marifetullah ne büyük bir ilimmiş Allah’ım, samanyolu küçücük kaldı senin ilminin yanında …
Dersin…

Meğer ne de boş şeyler için üzülmüşüm, asıl senden ayrı geçirdiğim saniyelere üzülüyorum artık…
Seni tanıdıkça Aşık oluyorum sana, hayranlığım kat be kat artıyor.
Hayretlerdeyim….
Neden! Neden!!!! Resimlerle oyalanmışım bunca zaman…
Leyla Leyla derken, Mevla’yı neden unutmuşum, halbuki Leyla sadece bir okulmuş, sana gelen yolu tarif eden bir okul…
Yürek kavruluyor ilahiaşkın ile dönüyorum, dönüyorum, aklım yerinde değil,bu kadar mı güzelmiş senin aşkın, bana verseler tüm kainatı, asla istemem…
Varsın saraylar, köşkler, huriler, gılmanlar, dünyalıklar, ukbalıklar isteyenlerin olsun

BANA SENİ GEREK ALLAH’IM BANA SENİ GEREK
Dersin…

Gülün çiçeğinde Muhabbetullah ilmini buldum Allah’ım...
Mevlamın sırrı ki çile çekmeden ele geçmiyor, bedel istiyor, ama aldıklarının karşılığında, öyle bir Hazine
veriyor ki, geri istemiyorsun verdiklerini…
Mevlam geri veriyor aldıklarını, bu sefer sen istemiyorsun….

Seni Seviyorum Allah’ım, Seni Seviyorum….
Sana Aşkımı İlan Ediyorum…

Duysun cümle alem,Aşığım aşık…
Dersin…


Varsın bu kulunda senin aşıklarından yazılsın,
Aşk hamalı olsun, bu öyle bir yükkü hürmetle taşınası.
Mevlam ne olur Cemallulah‘ından mahrum etme bu acizide…
Ne arzum ne dileğim kaldı şu fani dünyada…
Bir dileğim varsa Senin Cemalindir ancak…
Yüreğimdeki bu yangınını Cemalini seyretmek söndürür ahirette…
Bana düşen son nefesi beklemektir , aşkla hizmet gerekir tüm kullarına ki, olada bir kulu dua ederde Cemalullahı kazanabilir bu garip aşık….
Dersin…

Son nefesim Şeb-i aruz olsun ilahi…
Herkes gülsün, ağlamak yok, Cenazem Düğünümdür…
Mezarıma güller dikin, dikin ki
Muhabbetullahı herkes okusun, güllerin dallarında, yapraklarında, çiçeğinde….
Dersin…

Bir şey unuttum değilmi? Nedenmi kırmızı gül?...
Kurban olduğumdandır Mevlama, canımı O’na adadığımdandır…
Herkes bir şey için yaşar şu fani dünyada, varsın bu garip aşıkta O’nun için yaşasın,
şehitler gibi canını feda etsin, çokmu
O’na bir can feda etmişim, al Mevlam canım senindir…
Dersin….


Emanetin Senin’dir…
Ne zaman ki gönderdin AZRAİL A.S’I
HAZIRMISIN” dediğinde
HAZIRIM ARTIK GİDELİM” diyeceğim O’na
İNŞAALLAH….
Dersin….
yazan
Bezm-i elest….
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
200210291742385vs.gif


Yakup… Mecnun… Gül… O’nun icin Olmak…




Neden Hz Yakup yanında onca evladı varken illa Yusuf diye ağlayıp gözlerini kör eyledi. Sevgi sadece evlat sevgisi ise bu sevgiyi kendine yaşatacak hiç mi evladı yoktu.. diğer evlatları ona bu evlat sevgisini veremez miydi.. bir sevgi uğruna hele ki yanında bu sevgiyi giderecek başka kişiler olduğu halde gözler körleştirilebilir miydi.. ve Yusuf’un geleceği bilinmediği halde geleceğine dair bu kadar ümit beslenir miydi..

Neden Mecnun illa Leyla deyip çöllere düştü. Mecnun için başka bir sevgili bulunamaz mıydı.. Hiçbir kız Leyla’nın verdiğini veremez miydi Mecnun’a.. Eğer istek sadece dünya ise o çölde Leyla’dan daha güzelleri vardı.. yok eğer istek hem dünya hem ahiret ise o çölde yine bunu Mecnun’a verecek kızda vardı.. ama Mecnun illa neden Leyla diye çöllerde idi.. Neden Leyla’nın artık dünyadan göçtüğünü öğrendiği halde onu unutup gitmek yerine gidip Leyla’nın tabutuna uzanıp onsuz hayatı kendisine haram eyleyip o canı verenden ölümü istedi. Ve canı veren onun isteğini kabul edip o canı Leyla’sız dünyada bırakmadı..

Neden Bülbül Gül için ağlayıp durdu hep.. Gül’ün dikenlerinin her seferinde vücuduna batıp kendisine acı vereceğini bildi halde neden Bülbül hala güle konmaya gülü koklamaya devam etti. Bülbül için gül sadece bir çiçekse eğer gülün verdiği çiçekliği verecek bir çok çiçek vardı şu dünyada.. ama bülbül neden hiçbir çiçeği görmeden ısrarla gül için ağlayıp güle konup gülü kokladı..

Zannediyor musunuz ki Yakup için Yusuf sadece bir evlattı…

Zannediyor musunuz ki Mecnun için Leyla sadece bir sevgili idi…

Zannediyor musunuz ki Bülbül için Gül sadece bir çiçekti…

Eğer sadece Yakup için evlat.. Mecnun için sevgili.. Bülbül için çiçek olsaydı anlam

Ne Yusuf için gözler kör edilirdi… ve gelene kadar dünyaya küsülürdü..

Ne Leyla için çöllere düşülür ölümü ile ölünürdü..

Ne de Gül için onca dikenine rağmen gözyaşı dökülür ve hala üzerine konulup kokusu koklanırdı…

Bunu anlamak için Yakup olmak lazım.. sadece Yakup olmak değil Yusuf gibi evlat sahibi olmak lazım… bu da yetmez.. en önemlisi yakup gibi sevmek lazım.. ve Yusuf’un yokluğunda gözleri dünyaya körleştirecek sevgi lazım…

Bunu anlamak için Mecnun olmak lazım.. sadece Mecnun olmak değil Leyla gibi bir sevgili lazım.. ve Mecnun gibi sevmek lazım.. Leyla’sı Mevla’ya ulaştığında onunla Mevla’ya gitmeye hazır olmak lazım.. bu sevgiyi yüreğine canına işlemek lazım ki sevgi ve sevgili gittiğinde canı da onunla gitsin ki sevgili olmadığında o da olmasın..

Bunu anlamak için Bülbül olmak lazım.. sadece bülbül olmak değil Gül gibi bir çiçek lazım.. ve Gül’e bülbül gibi özlem duymak lazım.. koklamaya geldiğinde batan dikenlere katlanmak ve akan kanı görmemek lazım…

Yusuf gelmeden kim açabilirdi Yakub’un gözlerini..
Leyla ölünce kim yaşatabilirdi Mecnun’u..
Gül’ü koklarken akan kanın kan olmadığını kim anlatabilirdi Bülbül’e..


Tek bir olan biri…

Yakub’unda.. Mecnun’unda.. Bülbül’ünde Rabbi olan ALLAH
Yusuf’unda.. Leyla’nında.. Gül’ünde Rabbi olan ALLAH


İşte her şey tek bir şeyde cevap buluyor..
İşte her şey tek bir şeyde son buluyor..


O hükmü kestiyse.. O hükmü yazdıysa

Artık ne göz açılabilir O izin vermeden
Artık ne can hayatta kalabilir O canı vermeden
Artık ne akan kan durabilir O durdurmadan


Sonu yok bu sevdanın O sonu kesmeden
Açıklaması yok bu sevdanın sevdayı gönle yerleştiren açıklamasını yapmadan


İşte her şey tek bir şeyde cevap buluyor..
İşte her şey tek bir şeyde son buluyor..


Çünkü bu cevabı bulunca tüm sorular en güzel cevaba ulaşıyor
Çünkü bu sonu bulunca en güzel başlangıç oluyor
Çünkü O’nu bulunca kayıplar en güzel kazanç oluyor..


İşte körleşmek.. aslında kayıp ama en güzel kazanç oldu O’nunla..
İşte ölüm… yokluk gibi aslında ama en güzel varlık oldu O’nunla..
İşte kan.. en büyük acı aslında ama en güzel koku oldu O’nunla..


Yakup… ne güzel oldu Yusuf ile….
Mecnun… ne güzel oldu Leyla ile..
Bülbül… ne güzel oldu Gül ile..


Aslında hepsi en güzel bir güzel ile güzel oldu MEVLA ile…

O’nun için yaşamak.. O’nun için sevmek.. O’nun için olmak…

İşte her şey tek bir şeyde cevap buluyor..
İşte her şey tek bir şeyde son buluyor..


Alıntıdır….

 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
EY NEBİ.......


" ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YA RESULLULLAH " diyen sahabeler gibi bende ;

" BU CAN SANA FEDA OLSUN YA RESULLULLAH " DİYEBİLMEYİ NE ÇOK İSTERDİM.




ALLAHÜMME SALLİ ALASEYYİDİNA MUHAMMDEİN VE ALA ALİ

SEYYİDİNA MUHAMMED

Yoruma teşekkürler RABBim razı olsun :a15:
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
aglayan-cocuk.jpg

39-işte ogün (kıyamet günü) kesin olarak gelecek gündür O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun (karşısına çıkacak yüz edinsin)
40-Biz yakın bir azap ile sizi uyardık ogün kişi önceden yaptıklarına bakacak (bu dünyadan gönderdiği amellere) ve inkarcı kişi “keşke toprak olsaydım diyecektir”


müslüman akıllı kimsedir bu dünyada iyi ameller işleyip Rabbiminin huzuruna hazırlıklı çıkar Çünkü karşısına çıktığında yüzü olsun Düşünün ki bir misafirliğe yada önemli bir kişiye ziyarete gittiğimizde hemen birşeyler yani hediye götürürüz ayıp olmasın diye Peki bizi yaradana ne götüreceğiz hiç düşündük mü Yaptığımız ibadetlerin çoğunu kendimiz için yapıyoruz Ya ALLAH 'a cc ne götürelim Belki ALLAH cc için akıttığımız bir kaç damla gözyaşı başka neyimiz varki ALLAH 'ım bu gözyaşlarımı senin korkundan döktüm yaptıklarım yetmicek biliyorum ama şu iki damla gözyaşını kabul et Sana getireceğim en güzel hediye belki bu ben senin yolunda kanımı veremedim Dökemedim kanımı hazreti Hamza gibi ama birkaç damla gözyaşı döktüm onu kabul et ne demiş şair

Yaradan Rahmetini kahrından üstün saydı
Ne olurdu halimiz Gözyaşı olmasaydı

Biz hz Musab gibi belki kolumuzu başımızı veremeyiz O' nun yolunda O'nun yüzü var Rabbinin karşısına çıkmaya ya biz napalım ALLAH için bir tokat bile yemedik Keşke bir kaç damla gözyaşı dökebilsek en azından

sinek başı kadar ALLAH yolunda gözyaşı dökeni cehennem yakmazmış Öyle diyo Efendimiz aleyhisselam

Tirmizî’nin Sahih ve hasen olarak Ebû Hureyre’den rivayetinde, Resûl-i Ekrem;
“Sağılan süt memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan kimse de cehenneme girmez Allah yolunda çarpışırken meydana gelen tozla, cehennemin dumanı birleşmez” buyurmuştur

Buhâri ile Müslim’in rivayetinde Resûl-i Ekrem, Allah’ın cc azâbını hatırlayarak gözyaşı akıtanları da kıyamette Arş’ın altında gölgelenecek yedi sınıf insanlar arasında saymıştır

Mahşerde o büyük günde meydanda toplanmış ümmeti Muhammed Cehennem solda ateşini kusuyo ümmetin üstüne Peygamber efendimiz sa ümmetim diye diye feryat ediyo koşuşuturuyo sağa sola ateş yakacak ümmetini yoksa Ne yapsa ateş sönmüyo Tam bu sırada cebrail aleyhisselam gelir yanına

Bir bardak su verir
-Al şu bir bardak suyu dök cehennem ateşine der
Bir bardak suyu döker hemen cehennem ateşine Ateş anında söner.Hiç bir bardak suyla sönermi cehennem ateşi merak eder
-Ey Cebrail as bu birdak su neydiki hemen söndürüd ateşi
Şöyle der Cebrail as
-O birdak su varya ümmetinin ALLAH cc korkusundan, ALLAH cc rızası için döktüğü gözyaşlarıdır

Nedemiş bir büyük
-neden ağlıyorsunuz demişler
o mubarekte
-ağlamadan geçirdiğim o günlerime ağlıyorum demiş

Amr bin el-Âs’ın oğlu Abdullah da “Allah cc korkusundan ağlayan gözden gelen bir damla yaş, benim için altın sadaka vermekten daha sevimlidir” derdi

Kabirde sorgu sual çetin geçer Yaptıkları boşa çıkmıştır ve kulun cehennemlik olduğu görülür
bakalım sonra nolmuş

MELEK: Ey melekler bunu götürün cehenneme atın
MEFTAayır durun ne olur,Allah (cc) aşkına götürmeyin beni o cehennem ateşine,durun,ne olur size yalvarıyorum,bir şans daha istiyorum lütfen,lütfen…
KİPRİKLER: Durun,durun,götürmeyin onu
MELEK: Siz ne demek istersiniz ey kirpikler?
KİPRİKLER: Evet ey melek bu kul dünyada iken harama baktı,haram yedi,haram olan yerlere gitti.Ama buna rağmen bir gece Allah(cc)aşkı ile,iman tohumlarının verdiği sevgi ile büyük bir içtenlikle ağlamıştı.Halbuki Allah teala;Benim için bir damla gözyaşı dökene cehennem haramdır buyurmuyor mu?Müjde müjde ya kul yüce Allah cc seni affetti cennetliklerdensin


Ağla ey gözlerim ağla dünyalık şeylere ağladığına ağla
ağlamadan geçen günlerine ağla
namazsız geçen günlerine ağla
Kıymetini bilmediğin boş zamnlarına ağla

ibadetle geçirmediğin gençliğine ağla
ağla gözlerim ağla hiç olmazsa sinek başı kadar bir kaç damla
ağla gözlerim ağla ağladığın filmlere ağla
savaşların ortasındaki zulme uğrayan müslümanlara ağla
komşun açken onun farkında olmadığına ağla

gaflet içinde geçirdiğimiz ve ALLAH 'ı cc anmadan zikretmeden geçirdiğimiz anlara ağla
ağla gözlerim gülerek işlediğimiz günahlarımıza yalanlarımıza ağla
Ağlaki kıyamette O bardak içinde benimde bir damla gözyaşım olsun olsun ki bizi cehennem ateşinden korusunAmin,Amin,Amin
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt