Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"Peygamber Duaları" (1 Kullanıcı)

leyla-1

Altın Üye
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
39,167
Tepki puanı
5,689
Puanları
163
Yaş
51
300 subhanallah bendende

Selam Aleyküm kardeşim Allah razı olsun Rabbim hepimizin dualarını kabul etsin hayırlısıyla sınava giren kardeşlerim hayırlısıyla sınavı kazanmak hayırlı rızk iş kapıları nasip etsin Rabbim bizlerde inşallalh herşey gönlümüzce olsun inşallah.
Allah hepimizin yar ve yardımıcısı olsun her iki dünyada da umduklarımıza nail olmak nasip etsin Rabbim.
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun hayırlı bir çıkış kapısı hayırlı bir sebep göndersin Rabbim inşallah.
Selam ve dua ile Allah'a emanet olun herşey gönlünüzce olsun.
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Son defa tevbe için açıyorum ellerimi

Son defa tevbe için açıyorum ellerimi

Bu yollar, bu kaldırımlar ..
Bu deniz, bu dalgalar ..
Bu gemiler, vapurlar ..
Hiç biri boşuna değil !
Bu kalabalıklar,
Bu insan ! kümeleri,
Bu yığınlar !
Yığınaklar !
Kuru ağaçlar !
Çorak topraklar !
İmanlı görünen imansızlar !!!
Hiç biri boşuna değil !
Biri cennetlere,
Biri cehennemlere sebep:
BEN NEREDEYİM NEYE SEBEBİM ?..

Neler oluyorla başlıyor,
Ve verimsiz hasatla harmanlanıyor sorularım.
Cevaplar arıyorum !
Bulamıyorum !
Hayata dair güzel şeyler kaybolmuş,
Yoksa benmi zivanadan çıkmış yerlerdeyim,
Bilemiyorum !
Burada kelimeler anlamlarını yitirmiş,
Beyinler erimiş ..
Ya Rabbi ! Kıyamet mi yaklaştı ?
Kadim kitaplarda yazılanlar bir bir çıkıyor
En sona ramak kaldı
Ya Esfeli safiline / aşağıların en aşağısına
Ya da !!!

Zaman !
Ah bu zaman !
Bu zaman şüphesiz ahir zaman !
Kıyamete çeyrek kalmışken neden düzelmiyoruz ?!
DÜZELEMİYORUZ !?!
Sözler neden ismet tarlalarına giremiyor ?
Gözler neden iffet çeşmesinden su içmiyor ?
Yoksa ölümü öldürdük mü ?
Hani dönüşler O’ naydı ?
Hani galu Bela’ daki söz ?
Hani “Eseltu bi rabbikum” a “Bela” demiştik ?
Ya Rabbi ! Biz zalimlerden olduk !
“Lailahe illa ente subhaneke inni küntü minezzalimin”

Nerede o Kur’an-ı Hakim ?
Hangi duvara çakılmış çivide !?
Hangi anneannenin cehizliğinde !?
Nerede hadis kitapları ?
Sahih-i Müslim ?
Kedilerin Babası Hz Ebu Hureyre’ den nakledilen hadisler nerde ?
Nerde Sünneti Seniyye ?
Ya Rabbi ! Yok mu bir çare ?
Yok mu bir çıkar yol ?
Çıkmaz sokaktan çıkmak için ne yapmalı ?
Bu dünya isteğinden,
İhanetlerden,
Maskelerden,
Düzenbaz dillerden nasıl kurtulmalı ?...

Soru yumağı beynimde harç olurken,
Bir tokat düşüyor enseme
Kamer Suresi’ nin 17. ayeti doluyor gözlerime
Zira Rabb’ı Rahim o ayette ;
“Kuşkusuz biz Kur’an-ı da öğüt için kolaylaştırdık.
Öğüt alan var mı ?” diyor.
Kella diyorum acziyetimle !
Ve ağlamaya başlıyorum !
Ilık ılık göz yaşlarım dudaklarımı ıslatıp,
Ağzıma düşüyor ..
Çaresizliğin girdabında değilim !
Cehaletin mengenesine atmışım kendimi !
İntiharlığı seçmişim dünyalık için,
Ahiretim için intihar etmişim.
Oysa Üstad’ın ;
“Tel tel ve iplik iplik dikselerde ağzımı;
Tek ses duysalar, (Allah) … Yoklayanlar nabzımı.”
Şiirini okumuş ve yönümü çizmiştim
Önce “Estağfirullahel azim ve etubu ileyh” diyecektim
“Lailaheillallah” la devam edecektim.
Sonra “Allahumme salli ala seyyidina ”
Ve cennete her tesbihimde ağaç olacak olan;
“Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illallahu vellahu ekber
vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” i söyleyecektim
İşte yeniden şahlanıyor imanım.
Son defa tevbe için açıyorum ellerimi :
Ya Rabbi ! Tüm günahkarlığımla ve acziyetimle yeniden kapını çaldım.
Anladım ki Sen’ den başka gidecek yerim yok !
Anladım ki Sen’ den başka beni affedecek yok !
Okudum ki Sen affeden ve affetmeyi sevensin !
Okudum ki Sen üzerine rahmeti yazmışsın !
Okudum ki Sen’ i sevenleri Sen de seversin !
En Sevgili Sen’ i bilip kapına geldim !
Şüphesiz ki rahmetini diliyor, umud ediyorum
Bana gazap edersen de şüphesiz ki ben fazlasıyla hakkettim.
Bu günahkar kulunu affet Ya Rabbi !! , amin, amin ..
Elhamdulillahirrabbilalemin
Vesselatu vesselamu ala rasulina muhammedin ve ala alihi
Ve sahbihi ecmain …

Lokman HAMİTOĞLU
 

Peçeli-Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Şub 2008
Mesajlar
2,111
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
34
Konum
Malatya



Ramazan Ayı'nda Mü’minin yapacağı iş¸ kendini ve kırmadan dökmeden kardeşlerini "Tevbe Kapısı"nın eşiğine taşımaktır. O eşikte Allah’ın rahmetini kana kana yudumlamaktan daha güzel bir bahtiyarlık olabilir mi?
 

ecem24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
emeğinize sağlık ii akşamlar...

dua ile
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
sağolasınız arkadaslar yorumlarınız ıcın...
 

keltepe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,305
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Konum
BuR$A
amin amin amin...

Rabbim razi olsun kardeşim...
Hayirli geceler..
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Ya Hazretı İnsan...

Ya Hazretı İnsan...

"...O, onları, onlar da O'nu severler..."




rahmanurrahim__lale.jpg

Sevgi için, sevgili için yol aramak, yola koyulmak gerekir,
Sevgiliden bahseden, yol atası, yol eriyle yüz yüze gelmek gerek.
Secde izi taşıyan yüzleri
seyretmek için yeryüzündeki yollarda seyir halinde olmak gerektir.


"Onların işaretleri yüzlerindeki secde izleridir..."
Alınlarında secde izi olanlar, yol ayrımında oturup yol arayanlara
yol göstermeli, yol yordam öğretmeli, yol kesicilerin şerrinden korumalıdır.

Peki bu makama yola ne ile ve nasıl ulaşmalı?
"(Resulum!) De ki: eğer siz ALLAH,ı seviyorsanız, sevmek istiyorsanız
hemen bana uyun ki ALLAH da sizleri sevsin ve günahlarınızı bağışlasın"
Demek önce Habibullah'a aşık olmak gerekir, O sevgili (sav) ki Hz. Ömer'e(ra) ne buyurmuştu:
"Ben sana herkesten daha sevgili olmadıça iman etmiş olmazsın" [Buhari, İman, 8-9]

Şimdi mubarek Ramazan ı fırast bilip muhabbet için yakarış vaktidir:
"Rabbinizden mağfiret dileyin; O'na tevbe edin; doğrusu Rabbim merhamet eder ve çok sever."

"Eğer kullarım sana Benim hakkımda sorular sorarlarsa -(bilsinler ki) Ben çok yakınım;
dua edenin yakarışına her zaman karşılık veririm: Öyleyse onlar da Bana karşılık versinler
ve Bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler."

Hayırlara vesile olması, hâlimize iyi gelmesi niyazımızla

Vakt-i şerif, Ramazan, ömür ve şahsiyetlerimiz,
ahir ve akibet, zahir ve batınlarımız hayrola,
Aşkullah, Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola
Şefaat û nebi cümlemize nasib ola efendim

Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,
sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .

 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Hz. Mevlana’nın Dilinden Dua

Hz. Mevlana’nın Dilinden Dua

Yâ Rabbî!
Bizim hâlimize bakarak muâmele etme. Kendi ikrâm ve ihsânına göre bize muâmele eyle.
Yâ Rabbî!
Kerem ve lütfunla hidâyet ettiğin kalbi tekrar dalâlete, sapıklığa meylettirme. Belâları bizden sarf eyle, çevir ve değiştir. Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim!
O günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azâb etme.
Yâ Rabbî!
Biz nefis ile şeytana köpek gibi tâbi olduksa da sen, azab arslanını bize saldırtma.
Ey Hayy, ebedî diri olan Rabbim!
Taleb ve duâ üzerine nasıl olur da kerem etmezsin. Sen kerem sâhibisin.Ey mahlûkâtın, yaratıkların canlıların ihtiyâcını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak lâyık değildir.
Yâ Rabbî!
Rûhumda bir ilim katresi var. İlâhî onu hevâ rüzgarıyla ten toprağından muhâfaza eyle.
Ey ihsânı çok olan Rabbim!
Cefâ içinde geçip giden ömre merhamet et.
Ey affetmeyi seven Rabbim!
Bizi affeyle. İsyân derdimize çâre eyle.
Ey yardım isteyenlerin yardımcısı!
Bizi hidâyete çıkar.
Yâ Rabbî!
Duâ ve yakarışlarımızda sana lâyık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatâlarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslâh et ve duâmızı kabul buyur.
Çünkü sözlerin hâkimi ve sultanı ancak sensin.
Ey âlemin yaratıcısı!
Kasvetli, kararmış, katılaşmış âdetâ taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşat, feryâdımızı, âh u vâhımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin.
Bizi köle gibi kullanan bu serkeş nefisten bizi satın al.
O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zulmü canımıza yetti).
Yâ Rabbî! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizli ve açık her şeyi bilirsin.”
Hz. Mevlâna son demlerinde iken, dostu Siraceddin Tatari’yi yanına çagırarak, kendisine su duayı ögretmis ve sıkıntılı zamanlarında okumasını tavsiye etmistir:
“Ya Rabbi!
Bana ne senin zikrini unutturacak,
sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver.”
Ey Merhamet edenlerin merhametlisi!
Merhametinle bu duamı kabul et.
Hz. Mevlana’nın Sabah Namazından Sonra Okudukları Dua
Allah’ım kalbimi nurlandır, kulağımı nurlandır,
gözümü nurlandır, saçımı nurlandır, derimi nurlandır,
etimi nurlandır, kanımı nurlandır, önümü nurlandır, ardımı nurlandır, altımı nurlandır,
üstümü nurlandır, sağımi nurlandır, solumu nurlandır,
Allahım! nurumu artır, bana nur ver. Ey nurun nuru ey merhametlilerin merhametlisi Allahım merhametinle beni nur et.
Bu dua, ismi güzel, cismi güzel, teni güzel, canı güzel, ruhu güzel, huyu güzel
Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in dilindendir.
 

ebuzer25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
1,845
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Arefe günü efendimizin (sav)dua tavsiyeleri

Arefe günü efendimizin (sav)dua tavsiyeleri

Arefe Günü Efendimizin (S.A.V.) Dua Tavsiyesi..
Bayram Geceleri Mübarek midir?
Bayram, Helâl Dairesinde Allah'ın (C.C) Rızasını Gözeterek Nasıl Geçirilir?



Ramazan, muazzam bir maneviyat iklimi... Bu iklimin bize kazandırdığı maneviyatın ve bayram ile birlikte yok olup gitmemesi gerekir.



Bayramda, Ramazan boyunca bağlı bulunan şeytanlar salıverilecekler ve yoğun bir şeytani saldırıya maruz kalacağız..

Ramazanda yenilediğimiz iç alemimiz, maneviyatımız yani imanımız, ciddi bir saldırıya maruz kalacaktır. Bayram ile birlikte başlayacak bu saldırıdan nasıl korunmamız gerektiği hakkında bir fikriniz var mı?



Bayram ile gelen televizyonlarda eğlence adı verilen ve Ramazan iklimi ve Ramazan Bayramı ile uzaktan yakından alakası olmayan dansözlü, sazlı sözlü programlar, bu saldırının en önemli ayaklarından birini oluşturuyor şüphesiz..!



Oysa ki bir mü’min 30 gün boyunca orucu, ibadeti, tefekkürü, zikri, kısacası kullluğu ile Rabbine daha bir yakınlaşmış, daha bir tanıma arzusu ile yönelmiştir.



Ramazan Bayramı ise, tutulan orucun tamamlanabilmiş olmasının, her yönden bir şükür ile karışık sevincidir..! Mü’minin bayramıdır..! Rabbimize itaat ederek bu 30 günlük maratonu tamamlayabilmiş olmanın sevincidir..!



Ramazan Bayramı, hergün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder.



Bir mü’min Rabbi ile sevincini nasıl paylaşmalıdır?



30 günün sonunda şeytani saldırılara göğsünü açıp, “gelin Ramazan bitti, saldırın bana” mı demelidir? ya da “bayramdır ne yapsa kârdır” diyerek aklı başlndan Ramazan ile birlikte gitmiş gibi şirazeden çıkmalı mıdır?



Hazret-i Âişe (r.a.) şöyle anlatır:



"Bir grup Habeşli, bir bayram günü mızrak ve kalkanlarıyla gösteriler yaparken rakseder gibi oynuyorlardı. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam beni çağırdı. Başımı onun omuzuna dayadım. Bu vaziyette onların harp oyununa bakmaya başladık. Ta onlara bakmaktan ilk vaz geçen ben oluncaya kadar." Müslim, Salatiül-îydeyn, 20.



Bayram günleri, sevincin ifade edildiği günler olduğu için, helal dairesindeki oyun ve eğlencelere izin verilmiştir; ancak bayram günlerindeki sevincin gaflete dönüşecek kadar taşkınlığa varmaması gerektir. Eğlence helal dairesinde olmalıdır.



Bayram, Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm’ın mübarek ifadeleri ile “yeme içme günleri”dir. Allah'ın bize verdiği İlahi bir ziyafettir. Bu ziyafete, Allah'a isyan ile değil, şükür ile mukabele etmeye ihtiyacımız vardır.



Bayram günleri, sadece maddi değil, aynı zamanda manevi bir ziyafettir. Affın, mağfiretin, Allah’ın rahmetinin, mükafatının yağdığı günlerdir.



Sa'd bin Evs el-Ensârî anlatıyor: Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur :



Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler:
"Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.

"Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:
"Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir."el-Tcrgîb ve't-Terhîb Trc. 2:332.



"Bunun içindir ki, bayramlarda gaflet istila edip gayr-i meşru daireye sapmamak için, rivayetlerde zikrullaha (Allah'ı zikretmeye) ve şükre azim tergibat (büyük teşvikler) vardır. Ta ki, bayramlarda o sevinç ve sürür nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir,, gafleti kaçırır." Lem’alar, 230.



Bayram günlerinde, zikrimizi, fikrimiz, şükrümüzü arttırarak şeytanların şerlerine karşı mukavemetli bir set oluşturabiliriz.



Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm’ın “Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz.” buyurduğu gibi, bayramımızı süsleyebiliriz.



Bayramdaki adetlerimizi, sünnete ittiba ederek ibadete çevirebiliriz :



Bayram günlerinde erken kalkmak, gusül abdesti almak, misvâk kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giyinmek, namazdan önce tatlı yemek, yüzük takmak, câmiye erken gitmek, giderken tekbir söylemek, müminlere selâm vermek, güler yüzlü olmak, mü’minlerle bayramlaşmak, fakirlere sadaka vermek, dargınları barıştırmak, akrabayı ziyâret etmek, din kardeşlerini ziyâret etmek, ziyârette hediye götürmek, kabirleri ziyâret etmek, misâfirlere ikram etmek, çok duâ ve tevbe etmek, sünnettir.


Sünnete ittiba etmeye çalışmak, basit sandığımız hareketlerimizi bile ibadet haline getirir :



Mesela; “Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm bayram günlerinde erken kalkardı, Onun hali ve hareketleri Allah’ın rızasına en uygun olanı idi” diyerek, bayram sabahı erken kalkmak, sevap hanemize ibadet olarak işlenir. Küçük sandığımız bir hareket, güzel bir niyet ile büyük bir ibadet halini alabilir. Sünnete ittiba ile, işlerimizde şeytanı devreden çıkarmış olur, hem Efendimiz’in nurlu iklimine hem de Allah’ın rızasına yakın oluruz, inşaallah...



Bayramda, şeytanların tasallutundan korunmanın yollarından biri de bayram gecelerini ihyâdır :



Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah Aleyhissalâtu Vesselâm buyurdular ki: "Kim her iki bayramın da gecesini, Allah'tan sevap umarak ibadetle geçirirse kalplerin öldüğü günde kalbi ölmez."

Buhâri’de geçen bir hadisten öğrendiğimize göre arife günü şu duayı okuyan, şeytanın tasallutundan kurtulur, kendini muhafaza altına almış olur.
“Allahümme’c’al fi kalbi nûran ve fi basari nûran. Allahümme’şrah li sadri ve yessir li emri...”


(Allah’ım, kalbimi, gözümü, gönlümü nûrlu kıl. Allah’ım, kalbime genişlik, işlerime kolaylık ver.)



Peygamberimiz bayram günlerinde şu duayı çok okuyanın kalbinin ölmeyeceğini haber vermiştir :

“Yâ Hayyû, yâ Kayyûm, yâ bedia’s-semavati ve’l-ardı, yâ ze’l-celâli ve’l-ikram.”
(Ey Hayy ve Kayyûm olan Rabbimiz, ey semâvat ve arzın bedi’i, ey Celâl ve Kerem sahibi. Beni sen koru, sen istikamette daim eyle. Kötülük ve günahlardan muhafaza et, sırat-ı müstakimde dâim ve sabit eyle)

Bayram günlerinde, mü’minler -tanışsın tanışmasın- birbirleri ile bayramlaşırlar :



Asr-ı Saadette Sahabe birbirleri ile "Bârekâllâhü lenâ ve leküm" diyerek bayramlaşılardı, yani "Allah bizden de, sizden de kabul etsin" dedikleri rivayet edilir. Bu tebrikleşme bizim dilimizde "Bayramınız mübarek olsun, bayramınızı kutlu olsun, hayırlı bayramlar" gibi sözlerle ifade edilir.



Bayram sevinçlerimizin, Cennetteki sevinçlere dönüşmesi duası ile Ramazan Bayramı'mız Şimdiden Mubarek Olsun...
 

ebuzer25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
1,845
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
birde arkadaşlar besmele ile birlikte arefe günü 1000 tane ihlas okuyalım.
 

Mutlu Kul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Şub 2007
Mesajlar
1,006
Tepki puanı
0
Puanları
0
yeterki istemesini bil...

yeterki istemesini bil...

Ashaptan enes b. malik(r.a)anlatır:hz.peygamberin(sallallahu aleyhi ve sellem)ashabı içinde ebu ma'lek diye birisi vardı.bu zat,şam ile medine arasında tüccarlık yapardı.kendisi,allah tealaya tevekkül ederek bir kafileye katılmaz,yalnız gidip gelirdi.bir defasında şamdan medineye giderken önüne at üzerinde bir hırsız çıkarak,-dur,dur! diye bağırdı.tüccar durdu ve hırsıza,işte malım,al senin olsun;beni bırak dedi.hırsız,ben malı istemiyorum,seni öldürmek istiyorum dedi. tüccar, beni öldürüpte eline ne geçeçek?işte malım senin işine bu yarar,alda beni bırak dedi.hırsız aynı sözleri tekrar etti...tüccar,öyleyse bana biraz müsade et de bi abdest alıp namaz kılayım,yüce rabbime dua edeyim dedi. hırsız:istediğini yap dedi. ebu ma'lek,abdest aldı,nmaz kıldı;namazdan sonra ellerini açtı ve şöyle dua etti: YA VEDUD...YA VEDUD..YA ZEL-ARŞİ'L-MECİD YA MUBDİÜ YA MUİD YA FE'ALÜN LİMA YÜRİD ES-ELÜKE Bİ NURİ VECHİKELLEZİ MELEE ERKANE ARŞİK VE ES-ELÜKE Bİ KUDRETİKELLETİ KADERTE BİHA ALA HALKIK, VE Bİ RAHMETİKELLETİ VESİAT KÜLLE ŞEY'İN LA İLAHE İLLA ENTE YA MÜĞİS,EĞİSNİ. MANASI:ey yüce dost,ey yüce arşın sahibi! ey yoktan var eden,var ettiğini yok eden rabbim!ey her istediğini yapan allahım!arşının her yanını dolduran zatının nuru hurmetine, bütün mahlukata hükmettiğin kudretinin azametine,herşeyi kuşatan rahmetinin bereketine,senden istiyorum.senden başka ilah yoktur.ey çaresizlerin yardımına yetişen allahım,bana yardım et. bu duayı üç kez tekrarladı. duasını bitirir bitirmez boz renkli,yeşil elbiseli bir atlı belirdi.elinde nurdan bi mızrak vardı.hırsız atlıyı görünce,tüccarı bırakıp atlıya doğru yöneldi.hırsız kendisine yaklaşınca atlı ona hücum edip mızrağı öyle bi vurduki,hırsız atından yuvarlandı.sonra tüccara gelerek,kalk onu öldür dedi.tüccar:sen kimsin?ben bu zamana kadar hiç kimseyi öldürmedim.onu öldürmek hoşuma gitmez dedi.o zaman atlı gidip hırsızı öldürdü,sonra tüccarın yanına geldi ve ona şöyle dedi:ben üçüncü kat gökte bulunan bir meleğim.sen ilk dua ettiğin zaman göğün kapılarının gıcırdayıp ses verdiğini işittik ve yeni bi olay oluyor!dedik.sen ikinci kez dua yapınca göğün kapıları açıldı,cehennem ateşi gibi kıvılcımlar çıktı.sonra üçüncü kez du edince,gökten cebrail gelerek, şu darda kalmış kula kim yardım eder?dedi.ben yüce allahtan o hırsızı öldürme işini bana vermesini istedim,izin verildi ve sana yardıma geldim. ey allahın kulu,şunu bil, kim başına gelen her türlü sıkıntı ve musibette senin yaptığın dua ile dua yaparsa,allah teala onun sıkıntılarını giderir,kendisine yardım eder.. bu tüccar sağ salim medineye döndü,hz.peygamber'in(sallallahü aleyhi ve sellem)yanına geldi,başından geçenleri ve yaptığı duayı anlattı.hz. peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)ona,allah teala sana kendisiyle dua edilince kabul ettiği,bir şey istenirse verdiği güzel isimlerini öğretmiş.buyurdu.
 

.burcu.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eki 2008
Mesajlar
16
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Allah razı olsun kardeşim inşallah duaları kabul olunan kullardan oluruz
Ya dualarımız kabul olmazsa diye çok korkuyorum
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt