Nikko yazdı:
Selâmınaleyküm.
Şeytan her dem insanın yanına gelecektir, vesvese vermeye çalışacaktır. Bu olay gençlerde çok görülür. Bunun nedeni, yapmamız gerekenleri doğru yapmamamızdır.
Abdest alırken meleklerin karşısında, küçük günâhlarımızın suyla birlikte akıp gittiğini düşünmüyoruz, bunu biliyoruz ama o sırada düşünmüyoruz. Peki ne düşünüyoruz? Biraz önce ne geldiyse başımıza onu düşünüyoruz, yandakilerin kusurlarına takılıyoruz,...
-Camiden içeri girerken, ALLAH'ın evine girdiğinizi,
-Günâhlarınızdan çekinerek içeri giriyor muyuz?
-Namaza başlamadan önce Sıraat Köprüsü'nden geçiyor gibi oluyor muyuz?
-Tekbir getirirken ALLAH'ın huzuruna gittiğimizi, elimizin tersiyle günâhlarımızı arkamıza atarak geldiğimizi düşünüyor muyuz?
-ALLAH'ın içinizden geçenleri, kafanızda düşündüklerinizi, geçmişte ne yaptığınızı bilerek, sizi takip ettiğini, namazınızın ya kabul edilmezse diye dikkatli namaz kılıyor muyuz?
-Namazdaki hareketleri doğru yapabilmek için gayret edebiliyor muyuz?
-Selâm verirken bütün mahlukata ALLAH'ın selâmını söylerken gözlerinizi kapatıp oradaki melekleri görebiliyor muyuz?
MAVI HUZUN yazdı:
GÜZEL NAMAZ KILABİLİYOR MUYUZ?
Hâtem-i Zâhid (k.s.)hazretleri Âsım İbn-i Yûsuf hazretlerinin yanına geldiğinde Âsım (kuddise sırruh) ona sordu:
-Ey Hâtem namaz kılmayı güzel becerebiliyor musun?
O da 'Evet'deyince, Âsım (k.s.):
-Peki, nasıl kılıyorsun? diye sordu. Hâtem-i Zâhid hazretleri başladı anlatmaya:
-Namaz vakti yaklaştığında abdestimi sünnet üzere tazeliyorum ve namaz kılacağım yere dikiliyorum. Tâ ki her uzvum yerleşiyor.
Sonra Kâbe'yi iki kaşımın arasında, Makâm-ı İbrahimi göğsümün hizasında, Allah Teâlâ'yı mekândan münezzeh (pâk ve uzak) olduğu halde başımda hâzır ve kalbimdeki her şeyi bilir halde görüyorum.
Sanki ayağım sırat köprüsünün üzerinde; cennet sağımda, cehennem solumda, ölüm meleğini de arkamda hissediyorum ve kılacağım namazın son namazım olduğunu düşünüyorum.
Sonra ihsan ile (Mevlâ'yı görür gibi) iftitah tekbirini tekbirini alıyorum, tefekkürle okuyorum, tevâzû ile rükûa eğiliyorum, tazarrû ile secdeye kapanıyorum.
Sonra tamamıyla oturuyor, ümitle teşehhütte bulunuyor ve sünnet üzere selâm veriyorum.
Sonra da o namazı ihlâsa teslim ediyor, korkuyla ümit arasında kalkıyorum ve bu hâl üzere sabra devam ediyorum.
Bunu duyan Âsam hazretleri:
-Ey Hâtem!Senin namazın böylemi? diye sordu. O da:
- Evet otuz senedir böyle namaz kılıyorum! deyince Âsım hazretleri ağlayarak şunları söyledi:
-Ben daha bu zamana kadar hiç böyle bir namaz kılamadım!
Bunları düşünmeyen akıl tabiki nefsinin istediği şeyleri düşünür. Kafanızı islâmla meşgul edin, nefsinizi Kur'an ile meşgul edin, bedeniniz namazla, ibadetle meşgul edin.