Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Namazı Son Ana Mı Bırakıyosunuz??(Dikkat!!) (1 Kullanıcı)

ozlem_37

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
>***< namazim <***>

>***< namazim <***>

NAMAZIM
Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında:

-Oğlum,namaz hiç bu vakte bırakılır mı?
Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmıştı,ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar,yaşından
beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını
kılardı.Kendisi ise,nefsini bir türlü yenemiyordu.Hep ne oluyorsa?namaz son
dakikalara kalıyor,bu sebeple namazını alelacele edâ ediyordu.Bunu
düşünerek kalktı yerinden,gözü saate kaydı.Yatsı ezanının okunmasına on beş dakika
kalmıştı.Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak,”Yine geciktirdim namazı.”dedi kendi kendine…
Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendini odasına attı.Mecburen,hızlı hareketlerle namazını edâ etti.Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi…”Bu halimi görse,tatlı-sert kızardı yine
bana” dedi.Çok seviyordu onu…Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki,onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi.Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki,hicabından renkten renge girerdi.
O gün akşama kadar derse girmişti.Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde…Duâsını yaparken,başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu.Namazdan sonra bir süre bu şekilde tefekkür etmeyi severdi.Gözleri kapanır gibi oldu. “Ne kadar da yorulmuşum “dedi.Daldı gitti
öylece…
Kıyamet kopmuştu.Mahşeri bir kalabalık vardı.Her yön insanlarla
doluydu.Kimi donakalmış,hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor;kimi sağa sola koşuşturuyor,kimisi de diz çökmüş,başı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreği,yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor,soğuk terler döküyordu.Hayattayken kıyamet,sorgu sual ve mizan hakkında çok şey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı.Ama mahşer meydanındaki
ürperti,korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti.
Hesap ve sorgu devam ediyordu.Bu arada onun ismini de okudular.Hayretle bir sağa,bir sola baktı.”Benim ismimi mi okudunuz?”dedi,dudakları titreyerek…Kalabalık birden yarılmış,bir yol oluşmuştu önünde…İki kişi kollarına girdi.Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi.Kalabalık arasından şaşkın bakışlarla yürüdü.Merkezi bir yere gelmişlerdi.Melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi.Bütün hayatı,bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden…
Şükürler olsun dedi,kendi kendine ve devam etti;Gözlerimi dünyaya açtım,hep hizmet eden insanları gördüm.Babam sohbetlerden sohbetlere koşturuyor,malını İslâm yolunda harcıyordu.Annem eve gelen misafirleri ağırlıyor,yemek sofralarının biri kalkıp,bir yenisi kuruluyordu.Ben ise,hep bu yolda oldum.İnsanlara hizmete çalıştım.Onlara Allah’ı anlattım.Namazımı kıldım.Orucumu tuttum.Farz olan ne varsa yerine getirdim.Haramlardan kaçındım.Kirpiklerinden aşağıya gözyaşları dökülürken,”Rabbimi seviyorum,en azından sevdiğimi zannediyorum”diyordu.Ama bir yandan da “O’nun için ne yapsam az,Cennet’i kazanmaya yetmez diye düşünüyordu.Tek sığınağı Allah’ın rahmetiydi. Hesap sürdükçe sürdü.Boncuk boncuk terliyor; sırılsıklam olmuş,zangır zangır titriyordu.Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu.

Sonunda hüküm verilecekti.Vazifeli melekler ellerinde bir kâğıt,mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler.Önce ismi okundu.Artık ayakları tutmaz olmuştu.Neredeyse yığılıp kalacaktı.Heyecandan gözlerini kapamış,okunacak hükme kulak kesilmişti Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi.Kulakları yanlış mı duyuyordu?İsmi Cehennemlikler
listesindeydi.Dizlerinin üstüne yığıldı.Hayretten donakalmıştı.”Olamaaaaz.”diye bağırdı.Sağa-sola koşturdu.İnanamıyordu.”Ben nasıl Cehennemlik olurum?Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum.Onlarla beraber koşturdum.Hep Rabbimi anlattım.”diyordu. Gözleri sağanak olmuş,titrek vücudunu ıslatıyordu.Vazifeli iki melek kollarından tuttu.Ayaklarından sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehennem’e doğru yürümeye
başladılar.Çırpınıyordu.Medet yok muydu?Bir yardım eden çıkmayacak mıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük,yalvarmayla karışık döküldü. “Hizmetlerim…Oruçlarım… Okuduğum Kur’an’lar… Namazım… Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?” diyordu…Bağıra bağıra yalvarıyordu.Cehennem melekleri onu hiç dinlemediler,sürüklemeye devam ettiler.Alevlere çok yaklaşmışlardı.Başını geriye çevirdi.Son çırpınışlarıydı.
Rasulullah(s.a.v)”Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler,günde beş vakit namazda insanı günâhlardan söyle temizler” buyuruyordu.”Oysa ki benim namazlarım da mı beni kurtarmayacak?diye düşünüyordu. Namazlarım…Namazlarım…Namazlarım.”diye diye hıçkırdı.
Vazifeli melekler hiç durmadılar.Yürümeye devam ettiler;Cehennem çukurunun başına geldiler.Alevlerin hareketi yüzünü yakıyordu.Son bir defa dönüp geriye baktı.Artık gözleri de kurumuştu.Ümitleri sönmüştü.Başını öne eğdi.İki büklüm oldu.Kollarını sıkan parmaklar çözüldü.Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi.Vücudunu birdenbire havada buldu.Alevlere doğru düşüyordu.Tam iki metre düşmüştü ki,bir el kolundan tuttu.Başını kaldırdı.Yukarıya baktı.Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı.Kendisini yukarıya çekti.Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı.”Siz de kimsiniz İhtiyar gülümsedi: “Ben senin namazlarınım” “Neden bu kadar geç kaldınız?Son anda yetiştiniz.Neredeyse düşüyordum.”dedi…İhtiyar yüzünü gererek,tekrar güldü;başını salladı; “Sen beni hep son anda yetiştirdin,hatırladın mı

Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı.Kan-ter içinde kalmıştı.Dışarıdan gelen sese kulak
kabarttı.Yatsı ezanı okunuyordu.Bir ok gibi yerinden fırladı.Abdest almaya gidiyordu
 

gulsuyu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah ım namazımızı geciktirmekten Sen koru bizi...Amin...
 

Guo1903

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
2,657
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Çok güzel ve çok etkileyici bir anlatım olmuş..Nasiplenenlerden oluruz inşallah.
Kardeşim Allah razı olsun paylaşımın için..
 

NSBBZN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2008
Mesajlar
462
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Rabbim razı olsun harika bir paylaşım...
çok güzel anlatılmış....
selam ve daimi dua ile....
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
37
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
GECiKEN NAMAZ!!!!

GECiKEN NAMAZ!!!!

namaz1gy3.jpg
Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında: Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılır mı? Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmış, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı.
Kendisi ise, nefsini bir türlü yenemiyordu. Hep ne oluyorsa, namaz son dakikalara kalıyor, bu sebeple namazını alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden, gözü saate kaydı. Yatsı ezanının okunmasına on beş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak, “Yine geçiktirdim namazı.” dedi kendi kendine…
Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini tam kurulamadan kendisini odasına attı. Mecburen, hızlı hareketlerle namazı eda etti. Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi… “Bu halimi görse, tatlı-sert kızardı yine bana.” dedi. Çok seviyordu onu… Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi.
Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki, hicabından rekten renge girerdi. O gün akşama kadar derse girmişti. Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde duasını yaparken, başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu. Namazdan sonra bir süre bu şekil tefekkür etmeyi severdi. Gözleri kapanır gibi oldu. ” kadar da yorulmuşum. ” dedi. Daldı gitti öylece….
Kıyamet kopmuştu. Mahşeri bir kalabalık vardı. Her taraf insanlarla doluydu. kimi dona kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor; kimi sağa sola koşturuyor, kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreği yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor, soğuk soğuk terler döküyordu.
Hayattayken kıyamet, sorgu sual ve mizan hakkında çok sey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı. Ama mahşer meydanında ki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti.
Hesap ve sorgu devam ediyordu. Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa, bir sola baktı. “Benim ismimi mi okunuz? “dedi dudakları titreyerek…..
Kalabalık birden yarılmış, bir yol olmuştu önünde… Iki kişi kollarına girdi. Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi. Kalabalık arasından sakin bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi. Bütün hayatı, bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden….
”Şükürler olsun” dedi, kendi kendine ve devam etti; “Gözlerimi dünyaya açtım, Hep hizmet eden insanları gördüm. Babam sohbetlerden sohbetlere koşuyor, malını İslam yolunda harcıyordu. Annem eve gelen misafirleri ağırliyor, yemek sofralarının biri kalkıp, bir yenisi kuruluyordu. Ben ise, hep bu yolda oldum. İnsanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah’i anlattım.
Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım..” Kirpiklerinden aşağı gözyaşları dökülürken, “Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum. ” diyordu. Ama bir yandan da ” O’nun için ne yapsam az, Cennet’i kazanmama yetmez. ” diye düşünüyordu. Tek sığınağı Allah ‘in rahmetiydi. Hesap sürdükçe sürdü.
Boncuk boncuk terliyor;sırılsıklam olmuş, zangır zangır titriyordu. Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti. Vazifeli melekler ellerinde bir kagit, mahşer meydanında ki kalabalığa döndüler. Önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kulak kesilmişti.
Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulaklari yanlış mı duyuyordu? İsmi cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayretten dona kalmıştı. “Olamaaaazzzz” diye bağırdı. Sağa sola koşturdu. “Ben nasıl Cehennemlik olurum?Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep Rabbimi anlattım.” diyordu.
Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayaklarını sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehennem’e doğru yürümeye başladılar. Çırpınıyordu. Medet yok muydu?Bir yardım eden çıkmayacak miydi? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü.. ”
Hizmetlerim… Oruçlarım…. Okuduğum Kur’anlar…… Namazım…. Hiçbiri beni kurtarmayacak mı? ” diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu sürüklemeye devam ettiler. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı.
Resulullah, “Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insani günahlardan öyle temizler.” buyuruyordu. “Oysa ki benim namazlarım da mi beni kurtarmayacak?” diye düşünüyordu. “Namazlarım….. Namazlarım…. Namazlarım. ” diye diye hıçkırdı.
Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; Cehennem çukurunun başına geldiler. Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. Iki büklüm oldu. Kollarını sıkan parmaklar çözüldü.
Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birden bire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu. Tam bir iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu. Başını kaldırdı. Yukarıya baktı. Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı, kendisini yukarıya çekti.
Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı. “Siz de kimsiniz?” dedi. İhtiyar gülümsedi: “Ben senin namazlarınım.” “Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum. ” dedi…
İhtiyar yüzünü gererek, tekrar güldü; başını salladı;
“Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı?..”
Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan-ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu.
Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest almaya gidiyordu.

İNŞALLLAH FAYDALI OLUR
NAMAZ FARZDIR FARZ GÖREVIMIZDIR
ANLAYAN ANLATAN HAYAT GECIREN OLURUZ İNŞALLLAH.
 

Ravzadakinurunkölesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,770
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Allah razı olsun çok anlamlı bi konu olmuş inşallah,böyle yapan herkes okuyup payını alır...
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
71
ALLAH CC Razı olsun
Namazı dosdoğru kılanlardan olmak ümidiyle
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
selamünaleyküm kardeşim...
güzel bir paylaşımdı... teşekkürler...
Namazlarımızı hakkı ile eda edebilmemiz duası ile...
ALLAHA EMANET OLUNUZ
 

sefilkull

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
29
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah razı olsun ibretlik bir hikaye doğrusu inşallah ibret alanlardan oluruz selametle kardeşim...
 

ufuk35

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2008
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Okurken tüylerim diken diken oldu.Yüce Rabbim Cehennem ateşinden korusun tüm müminleri.
Amin
 

kübra sena

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eyl 2008
Mesajlar
23
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
gerçekten güzeldii allah kalbimizdeki namaz sevgisini artırsın olmayanlara da ihsan etsin
 

pinar1988

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 May 2008
Mesajlar
322
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Allah razi olsun rabbim inş. Herkesin yaptiği duayi kildiği namazi kabul eder.
 

abı_hayat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
5,186
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
41
Aylin26 kardeşim allah razi olsun. çok etkilendim bildiğim bir hikayeydi fakat ilk okuduğum andaki kadar çok etkilendim. Inşaallah ibret alanlardan olup,yaşamima geçirmeyi başarabilirim...
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
37
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
Okurken tüylerim diken diken oldu.Yüce Rabbim Cehennem ateşinden korusun tüm müminleri.
Amin

amin kardeşim amin
namazın hakkını verelim inşaALLAH zaman garantisi olmayan bi hayat suregelıo
ve her an kapımızı azrail calabilir
inşaALLAH hakkıyla namaz kılanlardan olalım
 

ŞEB-İ ARUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Mar 2008
Mesajlar
1,904
Tepki puanı
0
Puanları
36
Yaş
37
Konum
"Lâ taknetû min Rahmetillâh"
gerçekten güzeldii allah kalbimizdeki namaz sevgisini artırsın olmayanlara da ihsan etsin

amin kardeşim rabbim bizede kılamayanlarda ihsan eylesin hakkını verelim ki ödülünü alalım rabbim affeylesin bizleri bagışlasın ve takvalı hayatlar nasip eylesin
namazın hakkını vererek kılanlardan olalım inşaALLAH.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt