Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Namazı Son Ana Mı Bırakıyosunuz??(Dikkat!!) (1 Kullanıcı)

haktas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2007
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
S.A.
Allah razı olsun.

Namazı zamanında hakkıyla eda edenlerden olalım inşallah.
 

Y.e.K.M

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2007
Mesajlar
116
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Herşey Zamanında Yapılmalı

Herşey Zamanında Yapılmalı

Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında: 'Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılırmı?' Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmış, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı. Kendisi ise,nefsini bir türlü yenemiyordu. Ne oluyorsa, hep... namaz son dakikalara kalıyor, bu sebeple namazını alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden, gözü saate kaydı. Yatsı ezanının okunmasına on beş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak, "Yine geciktirdim namazı." dedi kendi kendine. Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendisini odasına attı. Mecburen, hızlı hareketlerle namazı eda etti. Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi. "Bu halimi görse, tatlı-sert kızardı yine bana." dedi.
Çok seviyordu onu... Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi. Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki... hicabından renkten renge girerdi. O gün akşama kadar derse girmişti. Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde. Duasını yaparken, başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu. Namazdan sonra bir süre bu şekil tefekkür etmeyi severdi. Gözleri kapanır gibi oldu. "Ne kadar da yorulmuşum." dedi. Daldı gitti öylece.... Kıyamet kopmuştu. Mahşeri bir kalabalık vardı. Her yön insanlarla doluydu. Kimi dona kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor; Kimi sağa sola koşturuyor, kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreği yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor,soğuk soğuk terler döküyordu. Hayattayken kıyamet, sorgu sual ve mizan hakkında çok şey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı. Ama mahşer meydanında ki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti. Hesap ve sorgu devam ediyordu.
Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa, bir sola baktı. "Benim ismimi mi okudunuz?" dedi dudakları titreyerek..... Kalabalık birden yarılmış, bir yol olmuştu önünde. İki kişi kollarına girdi. Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi. Kalabalık arasından şaşkın bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi. Bütün hayatı, bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden...." Şükürler olsun " dedi, kendi kendine ve devam etti; " Gözlerimi dünyaya açtım, Hep hizmet eden insanları gördüm. Babam sohbetlerden sohbetlere koşuyor, malını islam yolunda harcıyordu. Annem eve gelen misafirleri ağırlıyor, yemek sofralarının biri kalkıp, bir yenisi kuruluyordu. Ben ise, hep bu yolda oldum. İnsanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah'ı anlattım. Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım. "Kirpiklerinden aşağı gözyaşları dökülürken, "Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum." Diyordu. Ama bir yandan da "O'nun için ne yapsam az, Cennet'i kazanmama yetmez." Diye düşünüyordu.Tek sığınağı Allah'ın rahmetiydi.
Hesap sürdükçe sürdü. Boncuk boncuk terliyordu. Sırılsıklam olmuş, zangır zangır titriyordu. Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti. Vazifeli melekler ellerinde bir kağıt, mahşer meydanında ki kalabalığa döndüler. Önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kulak kesilmişti. Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulakları yanlış mı duyuyordu? İsmi cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayretten dona kalmıştı." Olamaaaazzzz" diye bağırdı. Sağa sola koşturdu. "Ben nasıl Cehennemlik olurum? Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep rabbimi anlattım." Diyordu.
Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayaklarını sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehennem'e doğru yürümeye başladılar. Çırpınıyordu. Medet yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacak mıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü.."Hizmetlerim... Oruçlarım.... Okuduğum Kur'anlar... Namazım... Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?" diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu sürüklemeye devam ettiler. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı. Resülullah, "Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insanı günahlardan öyle temizler." Buyuruyordu. "Oysa ki benim namazlarım da mı beni kurtarmayacak?" diye düşünüyordu. "Namazlarım... Namazlarım... Namazlarım." diye diye hıçkırdı. Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; Cehennem çukurunun başına geldiler.
Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. İki büklüm oldu. Kollarını sıkan parmaklar çözüldü. Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birden bire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu. Tam bir iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu. Başını kaldırdı. Yukarıya baktı. Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı. kendisini yukarıya çekti. Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı. "Siz de kimsiniz ?" dedi. İhtiyar gülümsedi: " Ben senin namazlarınım." "Neden bu kadar geç kaldınız ? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum\"dedi.... İhtiyar yüzünü gererek, tekrar güldü; Başını salladı; " Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı? Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan-ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu.Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest almaya gidiyordu. [ Ya kılmayanlar..!?]
 

gül_i rana~~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Şub 2008
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Namazını geç kılanlara.?

Namazını geç kılanlara.?

Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında: ''Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılırmı?'' Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmış, ama ezan
okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı.


Kendisi ise,nefsini bir türlü yenemiyordu. Ne oluyorsa, hep... namaz son dakikalara kalıyor, bu sebeple namazını alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden, gözü saate kaydı. Yatsı ezanının okunmasına on beş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak, "Yine geciktirdim namazı." dedi kendi kendine.


Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendisini odasına attı. Mecburen, hızlı hareketlerle namazı eda
etti. Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi. "Bu halimi görse, tatlı-sert kızardı yine bana." dedi. Çok seviyordu onu ...Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi. Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki... hicabından renkten renge girerdi.


O gün akşama kadar derse girmişti. Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde. Duasını yaparken, başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu. Namazdan sonra bir süre bu şekil tefekkür etmeyi severdi. Gözleri kapanır gibi oldu. "Ne kadar da yorulmuşum." dedi. Daldı gitti öylece....


Kıyamet kopmuştu. Mahşeri bir kalabalık vardı. Her yön insanlarla doluydu. Kimi dona kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor; Kimi sağa sola koşturuyor, kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreği yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor,soğuk soğuk terler döküyordu. Hayattayken kıyamet, sorgu sual ve mizan hakkında çok şey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı. Ama mahşer meydanında ki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti.


Hesap ve sorgu devam ediyordu. Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa, bir sola baktı. "Benim ismimi mi okudunuz?" dedi dudakları titreyerek.....


Kalabalık birden yarılmış, bir yol olmuştu önünde. İki kişi kollarına girdi. Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi. Kalabalık arasından şaşkın bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi. Bütün hayatı, bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden...." Şükürler olsun " dedi, kendi kendine ve devam etti; " Gözlerimi dünyaya açtım,Hep hizmet eden insanları gördüm. Babam sohbetlerden sohbetlere koşuyor, malını islam yolunda harcıyordu. Annem eve gelen misafirleri ağırlıyor, yemek sofralarının biri kalkıp, bir yenisi kuruluyordu. Ben ise, hep bu yolda oldum. İnsanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah'ı anlattım. Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım. "Kirpiklerinden aşağı gözyaşları
dökülürken, "Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum." Diyordu. Ama bir yandan da "O'nun için ne yapsam az, Cennet'i kazanmama yetmez." Diye düşünüyordu.Tek sığınağı Allah'ın rahmetiydi.


Hesap sürdükçe sürdü. Boncuk boncuk terliyordu. Sırılsıklam olmuş, zangır zangır titriyordu. Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi
bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti. Vazifeli melekler ellerinde bir kağıt, mahşer meydanında ki kalabalığa döndüler. Önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kulak kesilmişti.


Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulakları yanlış mı duyuyordu? İsmi cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayretten dona kalmıştı." Olamaaaazzzz " diye bağırdı. Sağa sola koşturdu. "Ben nasıl Cehennemlik olurum? Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep rabbimi anlattım." Diyordu.


Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayaklarını sürüyerek ve kalabalığı yararak
alevleri göklere yükselen Cehennem'e doğru yürümeye başladılar. Çırpınıyordu. Medet yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacak mıydı?


Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü.."Hizmetlerim... Oruçlarım.... Okuduğum Kur'anlar......Namazım....Hiçbiri beni kurtarmayacakmı?" diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu hiç sürüklemeye devam ettiler. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı.


Resülullah, "Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insanı günahlardan öyle temizler." Buyuruyordu. "Oysa ki benim namazlarım da mı beni kurtarmayacak?" diye düşünüyordu.


" Namazlarım.....Namazlarım....Namazlarım." diye diye hıçkırdı. Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; Cehennem çukurunun başına geldiler. Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. İki büklüm oldu.


Kollarını sıkan parmaklar çözüldü. Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birden bire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu. Tam bir iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu.


Başını kaldırdı. Yukarıya baktı. Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı. kendisini yukarıya çekti. Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı.


"Siz de kimsiniz ?" dedi.
İhtiyar gülümsedi: " Ben senin namazlarınım."


"Neden bu kadar geç kaldınız ?Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum."dedi....


İhtiyar yüzünü gererek, tekrar güldü; Başını salladı;


" Sen beni hep son anda yetiştirirdin, ...hatırladın mı?



Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan-ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu.Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest almaya gidiyordu.
 

elmedja

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2007
Mesajlar
264
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
ŞEHZADELER ŞEHRİ MANİSA
Allah Razi Olsun Ne Guzel Bir Konu Bu...
Evet Bakalim Biz Hasir Meydaninda Ismi Okununca Ve Ameller Ve Gunahlar Teraziye Konunca Ne Olacak... Allah'im Bizi Affet... Namazlarimizi Duzgun Ve Zamaninda Kilmayi Nasip Et... Amin... Yureginize Saglik... Aeo Selam Ve Dua Ile
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamünaleyküm kardeşim.güzel bir paylaşım.yazacaklarım size değildir.genel olarak fikir belirtmek isterim.

umarım cümlemiz burada paylaştığımız bu kadar ince ve değerli konuları önce kendimiz uyguluyor sonra başka kardeşlerimize vesile olmaya çalışıyoruzdur.

mesela örnek olarak bir kardeşimiz forum açıyor içeriği namaz.ama kendisi namaz kılmıyor peki neden kendisinin yapmadığı bir konu hakkında burada paylaşım gösteriyor.desinler diyemi?

yoksa burada farklı bir kimliğe bürünmek nefsini çok mu mutlu ediyor.mevlam dışı görüntü itibariyle müslüman içi sadece dilde müslüman olanlardan muhafaza buyursun.

selam ve saygılarımla.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamünaleyküm kardeşim.güzel bir paylaşım.yazacaklarım size değildir.genel olarak fikir belirtmek isterim.


umarım cümlemiz burada paylaştığımız bu kadar ince ve değerli konuları önce kendimiz uyguluyor sonra başka kardeşlerimize vesile olmaya çalışıyoruzdur.

mesela örnek olarak bir kardeşimiz forum açıyor içeriği namaz.ama kendisi namaz kılmıyor peki neden kendisinin yapmadığı bir konu hakkında burada paylaşım gösteriyor.desinler diyemi?

yoksa burada farklı bir kimliğe bürünmek nefsini çok mu mutlu ediyor.mevlam dışı görüntü itibariyle müslüman içi sadece dilde müslüman olanlardan muhafaza buyursun.


selam ve saygılarımla.
Ve Aleyna Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhü..Tamamen destekliyorum kardeşimizin yazdıklarını ..Konu içinde ayrıca teşekkürler.Çok içten.Duayla kalınız inşaAllah..
 

gül_i rana~~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Şub 2008
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
esselamun aleykum .ALLAH hu ALEM razı olsun ınsallah . haklısınız kardesım ama o degınızı HAKKI bılmeyen korkmayan yapar.sonucta sadece bırbırımızı kandırırız.O nu asla kandıramayız.ılmı ıle amel etmeyene resul s.a.v huzuru mahserde atesten bır gem vurulur agzına buyurmakta ALLAH c.c bızlerı ole kullardan olmaktan muhafaza buyursun ınsaALLAH.hakkınızı helal edın selamların en guzelı sızlerın uzerıne olsun selam ve dua ıle
 

gül_i rana~~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Şub 2008
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
esselamunaleykum..mubın kardesım o bır hıkaye sızde takdır edersınız kı gercek olmadıgı asıkar.fakat orda bızım namaz dakı maatteesuf bızım nefslerımıze agır gelmesı adına guzel bır hıkayecık yazılmıs bıze dusen yargılamak degıl kıssadan hısse almak ınsaallah kıssadan hısse alanlardan oluruz.selamların en guzelı uzerınıze olsun .selam ve dua ıle
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
mevlam razı olsun kardeşim.amin.

selam ve baki dua ile saygılarımla.

esselamun aleykum .ALLAH hu ALEM razı olsun ınsallah . haklısınız kardesım ama o degınızı HAKKI bılmeyen korkmayan yapar.sonucta sadece bırbırımızı kandırırız.O nu asla kandıramayız.ılmı ıle amel etmeyene resul s.a.v huzuru mahserde atesten bır gem vurulur agzına buyurmakta ALLAH c.c bızlerı ole kullardan olmaktan muhafaza buyursun ınsaALLAH.hakkınızı helal edın selamların en guzelı sızlerın uzerıne olsun selam ve dua ıle
 

CeNGiZ_eF

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Şub 2008
Mesajlar
38
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
selamun aleykum çokkk güzel olmuş
bende çok etkilendim.. allah (c.c.) razı olsun senden
güzel bi paylasım olmuş
selam ve dua ile...
 

gül_i rana~~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Şub 2008
Mesajlar
21
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Ve aleykümüsselam Verahmetullahi Veberakatüh.
Kıssadan hisse diyerek bin türlü şey uyduruyorlar bu yüzden rahatsız oluyorum siz yanlş anlamayın sadece size özel yazılmış değil bu yazım. bende bazen geciktiriyorumda üzerime alındım

esselamun aleykum .kardesım haklısınız ama musluman herseyı guzel tarafından gormeye ve almaya calısır.bu yazı kendı nefsıme ben kıssadan hıssemı okudum gun aldım ıns.ben ozel almadım zaten ıns soruyu bende genel soledım.nese umarım kırılmadınız.ALLAH c.c kendı nazarında kucuk ınsanların nazarında buyuk eylemesın ınsaALLAH.Selamların en guzelı uzerınıze olsun.ALLAH bızlerı sevsın ınsALLAH.selam ve dua ıle.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Namazlarınızı ihtiyarlatmayın!

Namazlarınızı ihtiyarlatmayın!

Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında: Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılır mı? Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmış, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı.

Kendisi ise, nefsini bir türlü yenemiyordu. Hep ne oluyorsa, namaz son dakikalara kalıyor, bu sebeple namazını alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden, gözü saate kaydı. Yatsı ezanının okunmasına on beş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak, “Yine geçiktirdim namazı.” dedi kendi kendine…

Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini tam kurulamadan kendisini odasına attı. Mecburen, hızlı hareketlerle namazı eda etti. duasını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi… “Bu halimi görse, tatlı-sert kızardı yine bana.” dedi. Çok seviyordu onu… Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi.

Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki, hicabından rekten renge girerdi. O gün akşama kadar derse girmişti. Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde duasını yaparken, başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu. Namazdan sonra bir süre bu şekil tefekkür etmeyi severdi. Gözleri kapanır gibi oldu. ” kadar da yorulmuşum. ” dedi. Daldı gitti öylece….

Kıyamet kopmuştu. Mahşeri bir kalabalık vardı. Her taraf insanlarla doluydu. kimi dona kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor; kimi sağa sola koşturuyor, kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreği yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor, soğuk soğuk terler döküyordu.

Hayattayken kıyamet, sorgu sual ve mizan hakkında çok sey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı. Ama mahşer meydanında ki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti.

Hesap ve sorgu devam ediyordu. Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa, bir sola baktı. “Benim ismimi mi okunuz? “dedi dudakları titreyerek…..

Kalabalık birden yarılmış, bir yol olmuştu önünde… Iki kişi kollarına girdi. Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi. Kalabalık arasından sakin bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi. Bütün hayatı, bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden….

”Şükürler olsun” dedi, kendi kendine ve devam etti; “Gözlerimi dünyaya açtım, Hep hizmet eden insanları gördüm. Babam sohbetlerden sohbetlere koşuyor, malını İslam yolunda harcıyordu. Annem eve gelen misafirleri ağırliyor, yemek sofralarının biri kalkıp, bir yenisi kuruluyordu. Ben ise, hep bu yolda oldum. İnsanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah’i anlattım.

Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım..” Kirpiklerinden aşağı gözyaşları dökülürken, “Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum. ” diyordu. Ama bir yandan da ” O’nun için ne yapsam az, Cennet’i kazanmama yetmez. ” diye düşünüyordu. Tek sığınağı Allah ‘in rahmetiydi. Hesap sürdükçe sürdü.

Boncuk boncuk terliyor;sırılsıklam olmuş, zangır zangır titriyordu. Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti. Vazifeli melekler ellerinde bir kagit, mahşer meydanında ki kalabalığa döndüler. Önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kulak kesilmişti.

Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulaklari yanlış mı duyuyordu? İsmi cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayretten dona kalmıştı. “Olamaaaazzzz” diye bağırdı. Sağa sola koşturdu. “Ben nasıl Cehennemlik olurum?Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep Rabbimi anlattım.” diyordu.

Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayaklarını sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehennem’e doğru yürümeye başladılar. Çırpınıyordu. Medet yok muydu?Bir yardım eden çıkmayacak miydi? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü.. ”

Hizmetlerim… Oruçlarım…. Okuduğum Kur’anlar…… Namazım…. Hiçbiri beni kurtarmayacak mı? ” diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu sürüklemeye devam ettiler. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı.

Resulullah, “Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insani günahlardan öyle temizler.” buyuruyordu. “Oysa ki benim namazlarım da mi beni kurtarmayacak?” diye düşünüyordu. “Namazlarım….. Namazlarım…. Namazlarım. ” diye diye hıçkırdı.

Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; Cehennem çukurunun başına geldiler. Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. Iki büklüm oldu. Kollarını sıkan parmaklar çözüldü.

Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birden bire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu. Tam bir iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu. Başını kaldırdı. Yukarıya baktı. Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı, kendisini yukarıya çekti.

Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı. “Siz de kimsiniz?” dedi. İhtiyar gülümsedi: “Ben senin namazlarınım.” “Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum. ” dedi…

İhtiyar yüzünü gererek, tekrar güldü; başını salladı;

“Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı?..”Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan-ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu.

Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest almaya gidiyordu.
__________________
 

derya86

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2007
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Selamun Aleykum Kardeşim. Daha önce Başka Biryerde De Okumuşrum Bu Anlamli Yaziyi. Sayende Birkez Daha Hatirlamiş Oldum. Rabbim Razi Olsun. Namaza Ilk Başladiğim Zamanlar Nedense Hep Ikindi Namazini Kilmada Gevşek Davranirdim Onu Hatirladim Yine Bu Yaziyi Okuyunca Annem Ne çok Kizardi. Rabbime çok şükür Ki Hatami Anladim Ikindi Vaktinin Ne Büyük Bir Hazine Olduğunu çok Iyi Biliyorum Artik. En Güzel Amel Vaktinde Kilinan Namazdir. Hepimize En Iyi şekilde Zamaninda Namazlarimizi Kilmayi Nasip Eylesin Güzel Rabbim Inşallah. Selam Ve Dua Ile Rabbimize Emanet Ol Kardeşim.
 

Sevgi Gülü

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
277
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
s.a emeğine sağlık bu hikayeyi duymuştum ama ilkkez duymuşum gibi okudum tüylerim tiken tiken oldu RABBİM bizleri namazını hakkıyla eda eden kullarından eylesin amin
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Selamun Aleykum Kardeşim. Daha önce Başka Biryerde De Okumuşrum Bu Anlamli Yaziyi. Sayende Birkez Daha Hatirlamiş Oldum. Rabbim Razi Olsun. Namaza Ilk Başladiğim Zamanlar Nedense Hep Ikindi Namazini Kilmada Gevşek Davranirdim Onu Hatirladim Yine Bu Yaziyi Okuyunca Annem Ne çok Kizardi. Rabbime çok şükür Ki Hatami Anladim Ikindi Vaktinin Ne Büyük Bir Hazine Olduğunu çok Iyi Biliyorum Artik. En Güzel Amel Vaktinde Kilinan Namazdir. Hepimize En Iyi şekilde Zamaninda Namazlarimizi Kilmayi Nasip Eylesin Güzel Rabbim Inşallah. Selam Ve Dua Ile Rabbimize Emanet Ol Kardeşim.

aleyküm selam kardeşim ,
sagolunuz , rabbim sizdende razı olsun inşallah,
"namaz sancıma ilaç yanık yerime merhem
onsuz ebedi hayar benim olsada istemem,
duanıza bende amin diyorum,
hayırla kalın
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt