Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
namaz (2 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan dost_37
- Başlangıç tarihi
Namazdaki Tesbihler
Namazdaki Tesbihler
-Allahu Ekber; Allah en büyüktür,en yücedir.
-sübhane rabbiyel azim;azim olan rabbim bütün noksanlıklardan beridir ve münezzehtir.
-semialla hülimen hamideh; bütün varlıkların halıkı olan Allah kendine hamd edenin hamdini işitir ve kabul eder.Ey rabbimiz hamdü sena ancak sana mahsustur,hemde tek layık olan yüce varlık ancak yalnız ve yalnız sensin.
-sübhane rabbiyel a'la; pek yüce olan rabbimi her türlü eksiklik ve noksanlıklardan tenzih ederim.
-esselemü aleyküm ve rahmetullah; Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun.
-Allahümme entesselemü ve min kesselem.teberakte ye zelceleli vel ikram; Allah'ım sen selamsın bütün noksanlıklardan berisin.dünya ve ahiret selametide senin yardım ve inayetinledir.sen mukaddessin.Ey!celal ve ikram sahibi olan Allah'ım
Namazdaki Tesbihler
-Allahu Ekber; Allah en büyüktür,en yücedir.
-sübhane rabbiyel azim;azim olan rabbim bütün noksanlıklardan beridir ve münezzehtir.
-semialla hülimen hamideh; bütün varlıkların halıkı olan Allah kendine hamd edenin hamdini işitir ve kabul eder.Ey rabbimiz hamdü sena ancak sana mahsustur,hemde tek layık olan yüce varlık ancak yalnız ve yalnız sensin.
-sübhane rabbiyel a'la; pek yüce olan rabbimi her türlü eksiklik ve noksanlıklardan tenzih ederim.
-esselemü aleyküm ve rahmetullah; Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun.
-Allahümme entesselemü ve min kesselem.teberakte ye zelceleli vel ikram; Allah'ım sen selamsın bütün noksanlıklardan berisin.dünya ve ahiret selametide senin yardım ve inayetinledir.sen mukaddessin.Ey!celal ve ikram sahibi olan Allah'ım
Kaza namazı_?
Kaza namazı_?
Esselamunaleykum kardeşlerim kafamı çok mesgul eden bi konuda yardım istiyorum.Kaza namazları ile ilgili çok söylenti var bu aralar bazıları bilerek kılınmayan namazların kazası olmaz diyorlar,bazılarıda(imamlar vb)borcu ödemek için mecbur kılmak lazım diyorlar.Sizin bu konudaki bilgilerinizden faydalanmak istiyorum.Allah (c.c) yardımcımız olsun.amin.
Kaza namazı_?
Esselamunaleykum kardeşlerim kafamı çok mesgul eden bi konuda yardım istiyorum.Kaza namazları ile ilgili çok söylenti var bu aralar bazıları bilerek kılınmayan namazların kazası olmaz diyorlar,bazılarıda(imamlar vb)borcu ödemek için mecbur kılmak lazım diyorlar.Sizin bu konudaki bilgilerinizden faydalanmak istiyorum.Allah (c.c) yardımcımız olsun.amin.
hic böyle birsey duymadim.bilerek yada istemeyerek kilinmayan namazin kesinlikle kazasi sarttir.bundan asla kacis yoktur.öyle olsaydi hickimse kaza namazi kilmaz yasantisina günlk namazlarla devem ederdi.kaza borctur Rabbimize bunu ödememiz gerekir dyie acizana düsünüyorum.egre nyietliysen hic durma hemen basla
selametle.a.e.o
selametle.a.e.o
Allah razı olsun ablam bilgiler için.A.E.OL.
namaz üzerine farz olduktan sonra kılmadığın her vakit namaz kazaya kalmış olur ve bu kalan namazlarıda kılman mecburdur. bilerekte olsa bilmeyerekte olsa kılınmayan bütün namazlar kişinin borcudur. kaza yapılmalıdır.
örneğin kişi namaz farz olduktan 5 sene sonra namaza başladı ve kılacağı namazlarda her vakit namazından sonra o vakitin kaza farzını 5 sene boyunca kılarak kişi borcunu ödemiş olur.
yani: sabah vakit namazından sonra kazaya kalmış sabahın farzı
öğlen vakit namazından sonra kazaya kalmış öğlenin farzı
ikindi vakit namazından sonra kazaya kalmış ikindi farzı
akşam vakit namazından sonra kazaya kalmış akşam farzı
yatsı vakit namazından sonra kazaya kalmış yatsı farzı ve vitir namazı kazaları 5 yıl boyunca kılınır
(kaza namazlarında birde yatsıyı kazaya bıraktıysanız yatsının farzı ve vitir namazı kılınır diğer namazlarda sadece farz kılınır)
Eğer namazınızı eda edemediyseniz mutlaka kazasını kılmanız gerekir. Şöyle düşünün siz bir arkadaşınızla randevulaştınız. Ama acil işiniz çıktı ve gidemediniz. Ona telefon açar özür dilersiniz değil mi? Öyleyse arkadışınızdan özür diliyorsunuz da Allah'tan neden af dilemiyorsunuz? Kaza namazı da bir özürdür, tevbedir. Allah'a emanet olun.
Bir Profesörün ilk Namazı
Bir Profesörün ilk Namazı
Bir Profesörün ilk Namazı
Amerika'nın muhtelif üniversitelerinde görev yapan matematik Prof. Jefri Lang islam’a giriş hikayesini yazmış olduğu 'Melekler soruncaya kadar' isimli eserinde derin felsefi düşüncelerle, ruhani duygular arasında ilk namazını şöyle dile getiriyor:
“Müslüman olduğum gün cami imamı, bana namazın kılınışını açıklayan bir kitap verdi. Ancak Müslüman talebelerin buna endişelerini gördüm, bana: “Acele etme, rahat ol, zamanla yavaş yavaş yaparsın” dediler. Ben de kendi kendime, namaz bu kadar zor mu? Dedim ve talebeleri duymamazlıktan gelerek, hemen vaktinde beş vakit namaz kılmaya karar verdim. O gece, loş ve küçük odama çekilerek kitaptan abdest ve namaz hareketleri eksersizlerini yaptım, namazda okunacak bazı surelerin Arapça okunuşlarıyla ingilizce anlamlarını ezberlemeye çalıştım. Bu çalışmalar saatlerce devam etti.
ilk namaz denemesi için kendime güven gelince yatsı namazını kılmaya karar verdim. Vakit gece yarısıydı, kitabı alıp banyoya girdim, kitabı açarak, mutfaktaki ilk yemek denemesi yapan aşçı gibi kitaptaki talimatları dikkat ve incelikle bir bir uyguladım. Abdest bitince odanın ortasında durup, kapı ve pencerelerin kilitli ve kapalı olmasından emin olduktan sonra kıble olarak bildiğim tarafa yöneldim, derin bir nefes aldım ve elimi kaldırarak alçak bir sesle Allahu Ekber dedim. Kimsenin beni işitmemesini ve görmemesini umuyordum, yavaş yavaş Fatiha suresi ile kısa bir sureyi Arapça olarak okudum. öyle zan ediyorum ki herhangi bir Arap beni dinlemiş olsaydı benim okumamdan bir şey anlamayacaktı. ikinci bir tekbir alarak Rükua gittim, rükuda biraz tedirginlik hissettim, çünkü hayatımda hiç kimseye eğilmemiştim. Odada yalnız olduğumu hatırlayınca sevindim. Subhane Rabbiyel azim dediğimde kalbimin hızla çarptığını hissettim. Tekrar tekbir getirerek doğruldum ve artık secdeye varma zamanı gelmişti. Secdeye varmak üzere ellerimi ve dizlerimi yere koyunca dona kaldım, secdeye gidemiyordum, efendisinin önünde başını yere koyan köle gibi yüzümü, burnumu yere koyup kendimi zillet sandığım bir duruma düşüremiyordum, üstelik bacaklarım da katlanamıyordu,
utandım gülünç duruma düştüm zannettim. Bu durumda beni gören, arkadaş ve tanıdıklarımın önünde acınacak ve alay edilecek halimi düşündüm, arkadaşlarımın kahkahalarını duyar gibi oluyordum. 'San Francisco'da Araplar çarptı bu hale düştü' gibi sözler sarf edeceklerini tahayyül ederek zavallı duruma düştüğümü his ettim. Bir müddet tereddüt ettikten sonra derin bir nefes aldım başımı seccadeye koydum, zihnimdeki bütün düşünceleri attım, dikkatimi dağıtacak düşüncelere yer vermeden ikinci secdeye de vardım. Bu esnada kendi kendime “Daha önümde üç tur daha var” diye düşündüm ve kararlıydım: Neye mal olursa olsun bu namazı tamamlayacağım. Kalan rekatlarda işler gittikçe daha da kolaylaşıyordu. Son secdede tam bir sükunet hissettim. Nihayet teşehhütten sonra selam verim.
Selamdan sonra bulunduğum yerde olduğum gibi kaldım, geriye dönüp nefsimle giriştiğim savaşı aklımdan geçirdim, bir savaştan çıktığımı hissettim sonra başımı önüme eğerek mahçup bir şekilde “Allah'ım geri zekalılığımdan ve tekebbürümden dolayı beni bağışla, uzak bir yerden geldim ve daha önümde kat edilecek uzun bir yol var” diye dua ettim.
Bu esnada daha önce hiç yaşamadığım bir şeyi hissettim. Bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Vücudumu, kalbimin bir noktasından çıktığını hissettiğim ve anlatmaktan aciz kaldığım bir dalga kapladı, soğuk gibiydi, ilk etapta irkildim, vücuduma olan etkisinden ziyade garip bir şekilde duygularımı etkiledi ve görünür bir rahmetin varlığını hissettim. Bu rahmet sonra içime nüfuz ederek içimde kaynamaya başladı. Sonra sebebini bilmeden ağlamaya başladım, ağlamam artıp göz yaşlarım aktıkça, rahmet ve lütuftan harika bir gücün beni kucakladığını hissettim. Günahkar olmama rağmen, günahlarımdan, veya utanç ve sevinçten dolayı ağlamıyordum. Sanki büyük bir set açılmış ve içimdeki korku ve keder sel olup gidiyor. Bu satırları yazarken kendi kendime diyordum: “Allah’ın rahmet ve mağfireti, sadece günahları affetmiyor, o aynı zamanda bir şifa ve bir sekinedir”. Uzun bir süre başım eğik bir şekilde öylece diz üstü kaldım.
Ağlamam durunca, yaşadığım deneyin akıl ile izah etmenin mümkün olmadığını anladım, Bu esnada idrak ettiğim en önemli husus ise, benim Allah’a ve namaza şiddetle muhtaç olduğum gerçeği oldu. Yerimden kalkmadan önce de şu duayı yaptım: “Allah’ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür ve bu hayattan kurtar, hata ve eksiksiz yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, ancak şunu yakînen biliyorum ki, bir tek gün dahi olsa sensiz yaşamak senin varlığını inkar etmem mümkün değildir”.
Bir Profesörün ilk Namazı
Bir Profesörün ilk Namazı
Amerika'nın muhtelif üniversitelerinde görev yapan matematik Prof. Jefri Lang islam’a giriş hikayesini yazmış olduğu 'Melekler soruncaya kadar' isimli eserinde derin felsefi düşüncelerle, ruhani duygular arasında ilk namazını şöyle dile getiriyor:
“Müslüman olduğum gün cami imamı, bana namazın kılınışını açıklayan bir kitap verdi. Ancak Müslüman talebelerin buna endişelerini gördüm, bana: “Acele etme, rahat ol, zamanla yavaş yavaş yaparsın” dediler. Ben de kendi kendime, namaz bu kadar zor mu? Dedim ve talebeleri duymamazlıktan gelerek, hemen vaktinde beş vakit namaz kılmaya karar verdim. O gece, loş ve küçük odama çekilerek kitaptan abdest ve namaz hareketleri eksersizlerini yaptım, namazda okunacak bazı surelerin Arapça okunuşlarıyla ingilizce anlamlarını ezberlemeye çalıştım. Bu çalışmalar saatlerce devam etti.
ilk namaz denemesi için kendime güven gelince yatsı namazını kılmaya karar verdim. Vakit gece yarısıydı, kitabı alıp banyoya girdim, kitabı açarak, mutfaktaki ilk yemek denemesi yapan aşçı gibi kitaptaki talimatları dikkat ve incelikle bir bir uyguladım. Abdest bitince odanın ortasında durup, kapı ve pencerelerin kilitli ve kapalı olmasından emin olduktan sonra kıble olarak bildiğim tarafa yöneldim, derin bir nefes aldım ve elimi kaldırarak alçak bir sesle Allahu Ekber dedim. Kimsenin beni işitmemesini ve görmemesini umuyordum, yavaş yavaş Fatiha suresi ile kısa bir sureyi Arapça olarak okudum. öyle zan ediyorum ki herhangi bir Arap beni dinlemiş olsaydı benim okumamdan bir şey anlamayacaktı. ikinci bir tekbir alarak Rükua gittim, rükuda biraz tedirginlik hissettim, çünkü hayatımda hiç kimseye eğilmemiştim. Odada yalnız olduğumu hatırlayınca sevindim. Subhane Rabbiyel azim dediğimde kalbimin hızla çarptığını hissettim. Tekrar tekbir getirerek doğruldum ve artık secdeye varma zamanı gelmişti. Secdeye varmak üzere ellerimi ve dizlerimi yere koyunca dona kaldım, secdeye gidemiyordum, efendisinin önünde başını yere koyan köle gibi yüzümü, burnumu yere koyup kendimi zillet sandığım bir duruma düşüremiyordum, üstelik bacaklarım da katlanamıyordu,
utandım gülünç duruma düştüm zannettim. Bu durumda beni gören, arkadaş ve tanıdıklarımın önünde acınacak ve alay edilecek halimi düşündüm, arkadaşlarımın kahkahalarını duyar gibi oluyordum. 'San Francisco'da Araplar çarptı bu hale düştü' gibi sözler sarf edeceklerini tahayyül ederek zavallı duruma düştüğümü his ettim. Bir müddet tereddüt ettikten sonra derin bir nefes aldım başımı seccadeye koydum, zihnimdeki bütün düşünceleri attım, dikkatimi dağıtacak düşüncelere yer vermeden ikinci secdeye de vardım. Bu esnada kendi kendime “Daha önümde üç tur daha var” diye düşündüm ve kararlıydım: Neye mal olursa olsun bu namazı tamamlayacağım. Kalan rekatlarda işler gittikçe daha da kolaylaşıyordu. Son secdede tam bir sükunet hissettim. Nihayet teşehhütten sonra selam verim.
Selamdan sonra bulunduğum yerde olduğum gibi kaldım, geriye dönüp nefsimle giriştiğim savaşı aklımdan geçirdim, bir savaştan çıktığımı hissettim sonra başımı önüme eğerek mahçup bir şekilde “Allah'ım geri zekalılığımdan ve tekebbürümden dolayı beni bağışla, uzak bir yerden geldim ve daha önümde kat edilecek uzun bir yol var” diye dua ettim.
Bu esnada daha önce hiç yaşamadığım bir şeyi hissettim. Bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Vücudumu, kalbimin bir noktasından çıktığını hissettiğim ve anlatmaktan aciz kaldığım bir dalga kapladı, soğuk gibiydi, ilk etapta irkildim, vücuduma olan etkisinden ziyade garip bir şekilde duygularımı etkiledi ve görünür bir rahmetin varlığını hissettim. Bu rahmet sonra içime nüfuz ederek içimde kaynamaya başladı. Sonra sebebini bilmeden ağlamaya başladım, ağlamam artıp göz yaşlarım aktıkça, rahmet ve lütuftan harika bir gücün beni kucakladığını hissettim. Günahkar olmama rağmen, günahlarımdan, veya utanç ve sevinçten dolayı ağlamıyordum. Sanki büyük bir set açılmış ve içimdeki korku ve keder sel olup gidiyor. Bu satırları yazarken kendi kendime diyordum: “Allah’ın rahmet ve mağfireti, sadece günahları affetmiyor, o aynı zamanda bir şifa ve bir sekinedir”. Uzun bir süre başım eğik bir şekilde öylece diz üstü kaldım.
Ağlamam durunca, yaşadığım deneyin akıl ile izah etmenin mümkün olmadığını anladım, Bu esnada idrak ettiğim en önemli husus ise, benim Allah’a ve namaza şiddetle muhtaç olduğum gerçeği oldu. Yerimden kalkmadan önce de şu duayı yaptım: “Allah’ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür ve bu hayattan kurtar, hata ve eksiksiz yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, ancak şunu yakînen biliyorum ki, bir tek gün dahi olsa sensiz yaşamak senin varlığını inkar etmem mümkün değildir”.
ben de İslamı kabul ettiğim zaman benzeri duygular yaşadım şu anlamda,yani ağladım.ama çok şükür secdede tereddüt etmedim bilakıs doyamadım tadına ,ayrıca ilk abdest aldığım zaman anlatmam mümkün olmayan bir haz duydum.Gönül bu işte Yaradanını arar bulunca da ağlar ,Senden ayrı nasıl yaşadım diye .
Arabça da öyle güzel bir dil ki hemen esir etti beni,aslında arabça da değildi Zikir idi ,Kuranın aslı Arabça ya ,'Biz Onu besbelli olan arab dilinde indirdik' buyuruyor Allahü Teala(c.c),Cennet dili.
Neyse ki İslamı kabul ettikten sonra bir çok sapıkla karşılaştık,Allaha çok şükür beni yolundan ayırmadı.
Sana kul olabilmeyi hepimize nasib eyle Allahım,gerçek müslüman gibi yaşamaya,gerçek müslüman gibi ölmeye nasib eyle
نعىمة;528666' Alıntı:
kardeşim senın adına cok mutlu oldum rabbim ne ğüzel hıdayet nasıp etmış
rabbım ayırmasın inşallah
benım teyzemın gelinide babası kırğız annesı almandı müslüman oldu tüm aile cok heyecanlandık öyle mutlu oldukkı anlatamam kendi aileside cok mutlu oldu
şimdi teyze oglundan daha dinine sahıp ilk namaz kıldıgı zaman yaşadıgı duyguları paylaşmiştı
benımle sizinle benzer duygu lar yaşamış gunlerce aglamıştı secdede
rabbim herkese nasıp etsın inşallah allaha emanet olun selametle
ALEYKÜMSELAM KASIM HADİ RAB NAMAZLARIMIZI HEP BU TATLA GEÇİRMEMİZİ NASİP EDER İNŞA SECDE ANINDA UHREVİ ALEMDE KAYBOLAN OLMAK TEMENNİSİYLE,BU TÜR OLAYLARI KTAPLARDA OKUYORDUM İNANKİ ONLARIN HEYECANINI YAŞAMAK O KADAR GÜZEL OLUYORKİ ANLATAMAM :H