Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Namaz Kilmaya Gidiyoruz.Gaflette Olan,Nefsine Yenik Düşen Kalmasın. (10 Kullanıcı)

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Gerçek Sevgili ile buluşmaya gidelim..

NAMAZLARIMIZI eda edelim..



HAYDİ NAMAZA!

İKİNDİ NAMAZI Vakti..
(Mersin İçin)

Rabbim namazlarımızı, dualarımızı, tüm amellerimizi kabul eylesin inşaallah..
Dualarda buluşmak duasıyla..
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
[ındent][ındent]
[sıze=5]gerçek sevgili ile buluşmaya gidelim..
[/sıze]

[sıze=5][/sıze][sıze=5]namazlarımızı eda edelim..[/sıze]



[sıze=5]haydi namaza![/sıze]

[sıze=5]ikindi namazı [/sıze][sıze=5]vakti..
[sıze=2](mersin için)[/sıze][/sıze]

[sıze=3]rabbim namazlarımızı, dualarımızı, tüm amellerimizi kabul eylesin inşaallah..[/sıze]
[sıze=3]dualarda buluşmak duasıyla..[/sıze]
[/ındent]
[/ındent]

mersin de olmak nasıl bir duygu kalbun kesir canım kardeşim.
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
28
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Gerçek Sevgili ile buluşmaya gidelim..

NAMAZLARIMIZI eda edelim..



HAYDİ NAMAZA!

İKİNDİ NAMAZI Vakti..
(İSTANBUL )
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
mersin de olmak nasıl bir duygu kalbun kesir canım kardeşim.

:( Burası çok güzel, harika bir şehir.. Ağaçlar, yeşillik, çok güzel.. Havası çok sıcak.. ,
Ama İstanbul'un değeri, ondan uzak olunca anlaşılıyor..
Burada sanki yurt dışındaymış gibi hissediyorum. Estağfirullah ama Müslüman bir ülkede hissetmiyorum kendimi..
Buradaki insanlar çok farklı.. Bakışları rahatsız edici.. İnsana kendini kötü hissettiriyor. Kapalı yok denecek kadar az..
Zaten fazla dışarıya çıkmıyorum.. İçim çok dolmuş galiba=) Baya yazdım=)
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında:

— Oğlum, namaz hiç bu vakte bırakılır mı?

Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmıştı, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı.

Kendisi ise, nefsini bir türlü yenemiyordu. Hep ‘ne oluyorsa?’ namaz son dakikalara kalıyor, bu sebeple namazını alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden, gözü saate kaydı. Yatsı ezanının okunmasına onbeş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak, “Yine geciktirdim namazı,” dedi kendi kendine....

Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendini odasına attı. Mecburen, hızlı hareketlerle namazını edâ etti. Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi.... “Bu halimi görse, tatlı-sert kızardı yine bana.” dedi. Çok seviyordu onu... Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlığıyla seyrederdi. Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki, hicâbından renkten renge girerdi.

O gün akşama kadar derse girmişti. Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde... Duasını yaparken, başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu. Namazdan sonra bir süre bu şekilde tefekkür etmeyi severdi. Gözleri kapanır gibi oldu. “Ne kadar da yorulmuşum.” dedi. Daldı gitti öylece...

Kıyamet kopmuştu. Mahşeri bir kalabalık vardı. Her yön insanlarla doluydu. Kimi dona kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor; kimi sağa sola koşturuyor, kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu.

Yüreği, yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor, soğuk soğuk terler döküyordu. Hayattayken kıyamet, sorgu sual ve mizan hakkında çok şey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı. Ama mahşer meydanındaki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti.

Hesap ve sorgu devam ediyordu. Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa, bir sola baktı. “Benim ismimi mi okudunuz?”, dedi, dudakları titreyerek....

Kalabalık birden yarılmış, bir yol oluşmuştu önünde... İki kişi kollarına girdi. Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi. Kalabalık arasından şaşkın bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Melekler her iki yanından uzaklaştılar.

Başı önündeydi. Bütün hayatı, bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden.... “Şükürler olsun.” dedi, kendi kendine ve devam etti; “Gözlerimi dünyaya açtım, hep hizmet eden insanları gördüm. Babam sohbetlerden sohbetlere koşturuyor, malını İslâm yolunda harcıyordu. Annem eve gelen misafirleri ağırlıyor, yemek sofralarının biri kalkıp, bir yenisi kuruluyordu. Ben ise, hep bu yolda oldum. İnsanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah’ı anlattım. Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım.”

Kirpiklerinden aşağıya gözyaşları dökülürken, “Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum.” diyordu. Ama bir yandan da “O’nun için ne yapsam az, Cennet’i kazanmama yetmez.” diye düşünüyordu. Tek sığınağı Allah’ın rahmetiydi.

Hesap sürdükçe sürdü. Boncuk boncuk terliyor; sırılsıklam olmuş, zangır zangır titriyordu. Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu.

Sonunda hüküm verilecekti. Vazifeli melekler ellerinde bir kâğıt, mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler. Önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kulak kesilmişti.

Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulakları yanlış mı duyuyordu? İsmi Cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayretten donakalmıştı.

“Olamaaaaz.” diye bağırdı. Sağa-sola koşturdu. İnanamıyordu. “Ben nasıl Cehennemlik olurum? Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep Rabbimi anlattım.” diyordu. Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayaklarını sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehenneme doğru yürümeye başladılar. Çırpınıyordu. Medet yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacak mıydı?

Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü.

“Hizmetlerim... Oruçlarım…Okuduğum Kur’ân‘lar... Namazım... Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?” , diyordu...

Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu hiç dinlemediler, sürüklemeye devam ettiler. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı.

Resûlullah, “Evinin önünde akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insanı günahlardan öyle temizler.” buyuruyordu. “Oysa ki benim namazlarım da mı beni kurtarmayacak?” diye düşünüyordu.

“Namazlarım... Namazlarım... Namazlarım.” diye diye hıçkırdı. Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; Cehennem çukurunun başına geldiler. Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı, Artık gözleri de kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. İki büklüm oldu.

Kollarını sıkan parmaklar çözüldü. Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birdenbire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu.

Tam bir iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu. Başını kaldırdı. Yukarıya baktı. Uzun beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı. Kendisini yukarıya çekti. Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyarın yüzüne baktı. “Siz de kimsiniz?” dedi.

İhtiyar gülümsedi:

“Ben senin namazlarınım.”

“Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum.” dedi... İhtiyar yüzünü gererek, tekrar güldü; başını salladı;

“Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı?..”

Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan-ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu. Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest almaya gidiyordu...
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
namaz6.jpg



Vakit AKŞAM NAMAZI Vakti..

Haydi Namaza!
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Her namaz vakti gelince, melekler, "Ey insanlar, günahlarınız sebebiyle hasıl olan ateşi namaz kılarak söndürün!" derler.) [Taberani]


270350_10150239803114872_144074689871_69-1.jpg






Cündüb İbni Süfyân radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sabah namazını kılan kimse Allah'ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu! Allah, bizzat himayesinde olan bir konuda seni sorguya çekmesin." Müslim, Mesâcid 261-262. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 51, Fiten 6; İbni Mâce, Fiten 6 "Birtakım melekler geceleyin, diğer birtakımı da gün...düz vakti birbiri ardınca gelip sizin aranızda bulunurlar. Onlar sabah namazı ile ikindi namazında bir araya gelirler. Geceleyin aranızda kalmış olanlar Allah'ın huzuruna çıkarlar.


Allah Teâlâ, kullarının halini çok iyi bildiği halde, meleklere: -Kullarımı ne halde bıraktınız? diye sorar. Melekler: -Onları namaz kılarken bıraktık; yanlarına da namaz kılarken varmıştık, derler." Buhârî, Mevâkît 16, Tevhîd 23,33; Müslim, Mesâcid 210. Ayrıca bk. Nesâî, Salât 21 .. Ebû Züheyr Umâre İbni Ruveybe radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken işittiğini söyledi: "Güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılan bir kimse cehenneme girmeyecektir." Resûl-i Ekrem bu sözüyle sabah ve ikindi namazlarını kastetmişti. Müslim, Mesâcid 213-214. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 9 .....

alıntıdır allah paylaşanlardan razı olsun amin


4496.jpg

(İman ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır.) [Tirmizi]"


(Beş vakit namazı kasten, mazeretsiz terk eden, Allah’ın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace]

(Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym)


Yatsı ve Sabah Namazı nın Önemi..!

Bizimle münafıklar arasında yatsı ve sabah n...amazlarında hazır bulunma farkı vardır. Onlar bu iki namaza muktedir olamazlar.
(Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a 5)
Müslüman, Allah’ın indinde sabah namazının değerinin büyüklüğünü bilmelidir. Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki:

Ebu Musa (r.a)’dan, Resulullah s.a.v buyurdular ki; “Kim sabah ve ikindi namazını kılarsa Cennete girer.”
(Sahih-i Buhari, Namaz)

Ebu Hureyre (r.a) Resulullah sav.’i “Cemaatle kılınan namaz birinizin tek başına kıldığı namaza göre yirmi beş kat daha üstündür. Sabah namazında gece melekleri de gündüz melekleri de toplanır.” diye buyururken işittim demiştir. Sonra Ebu Hureyre (r.a)
“Dilerseniz <…sabah vakti de namaz kıl, çünkü sabah vakti de şahitlidir…> (İsra.78) ayetini buna delil olarak okuyunuz.” derdi.
(Sahih-i Buhari, Ezan)

“Aişe r.a şöyle dedi : Resulullah s.a.v buyurdular ki : Sabah namazının iki rekat sünneti dünyadan ve onun içerisindeki her şeyden daha hayırlıdır. “
(Sahih-i Müslim : 2.c.725.N)

“Aişe r.a şöyle dedi : Resulullah s.a.v. nafilelerden hiçbir namaz hakkında sabah namazının farzından evvelki iki rekat sünnet derecesinde şiddetle muhafazakar değildi. “
(Sahih-i Müslim : 2.c.724/94.N)

“Kim sabah namazını cemaatle kılarsa, bütün gece namaz kılmış gibidir.”
(Sahih-i Müslim, s. 454, h. No: 656, Tirmizi 221)

Ebu Hureyre ra.’dan, Rasulüllah sav. “Eğer insanlar ezan okumadaki ve birinci saftaki sevapları bilselerdi bunu elde etmek için sonunda kur’a çekmekten başka bir yol bulmasalar, kesinlikle kur’a çekerlerdi. Eğer namazı önce kılmadaki sevabı bilselerdi mutlaka bunun için yarış yaparlardı. Eğer yatsı ve sabah namazındaki sevabı bilselardi bu ikisine emekleyerek de olsa gelirlerdi.” buyurmuştur.
(Sahih-i Buhari, Namaz)

“Kim sabah namazını kılarsa o, Allah’ın himayesindedir.”
(En-Nihaye 21/168)

“Sizi gece ve gündüz ardarda daima takip eden melekler vardır. Sabah ve ikindi namazında toplanıyorlar (karşılaşıyorlar). Sizinle geceleyenler gök’e yükseliyorlar. Allahû Teâlâ, onlardan daha iyi bildiği halde, onlara "kullarımı ne hal üzerine terkettiniz? "diye sorar. Diyorlar ki: Onlar biz terkederken namaz kılıyorlardı ve onlara gittiğimizde de namaz kılıyorlardı.”
(Buhari Feth-ul Bari, 2/33)

“Allah’ın indinde en faziletli namaz cuma gününün cemaatle kılınan sabah namazıdır.”
(Ebu Naim El-Hilye 7/207, Es-Silsilet-ü Sahiha (1566))

Müslüman, sabah namazını kaçırmanın tehlikesini bilmesi lazım. Aşağıda ki hadis bu tehlikeyi beyan ediyor:

“Münafıka en ağır gelen namaz; yatsı ve sabah namazlarıdır. Eğer bilseydi o iki namazda ne var? Sürünerek dahi olsa onun ikisine gelirdi.”
(Müsned İmam Ahmed 52/424; Sahih-ul Cami’, 133)

İbn-i Ömer (r.a.)’dan rivayet edilen sahih hadiste “Yatsı ve sabah namazında (camide) göremediğimiz adam hakkında iyi düşünmezdik, kötü zanda bulunurduk." (Tabarani El-Muam El-Kebir (12/271))

Kötü zanda bulunmak sadece bu iki namaza gelmeyen hakkında idi. Çünkü bu iki namazı muhafaza etmek kişinin imanının ve sıdkının (sadık olmasının) ölçüsüydü. Bu ölçüde onun ihlasını ölçüyordu. Çünkü bu iki namazın dışındakiler (öğle - ikindi - akşam) kişi işi icabı ya da uyanık olduğundan bir problem yoktu. Sabah ve yatsı namazını kimse muhafaza etmeye güç yetirmez ancak kararlı ve sadık olan ki, onun için de hayır umulur.

Yine, sabah namazını kaçırmanın tehlikesine işaret eden hadislerden Peygamber (s.a.v.)’ın şu kelamı:

“Kim sabah namazını eda ederse o, Allah’ın himayesindedir. Allahû Teâlâ zimmetinden dolayı sizden birşey talep etmez. Kim onun himayesinden çıkmak isterse, ona yetişir sonra onu yüzüstü cehennem ateşine atar.Muslim s. 454

4497.jpg



Ebû Mûsâ radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aley...hi ve sellem şöyle buyurdu:
"İki serinlik namazını, sabah ve ikindiyi kılan kimse cennete girer."
Buhârî, Mevâkît 26; Müslim, Mesâcid 215





4498.jpg


--- Sonraki mesaj ---

Resulullah (sav) halka namaz kıldırırken, bazı kimseler açlık sebebiyle kıyam sırasında yere yıkılırlardı. Bunlar Ashab-ı Suffe idi. (Medine`de misafireten bulunan) bedeviler, bunlara delirmiş derlerdi. Efendimiz namazdan çıkınca yanlarına uğrar ve: "Eğer (bu çektiğiniz sıkıntı sebebiyle) Allah indinde elde ettiğiniz mükafaatı bilseydiniz, fakirlik ve ihtiyaç yönüyle daha da artmayı dilerdiniz" derdi.

Kütüb-ü Sitte 2092 Ravi: Fudale İbnu Ubeyd
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
burada simdi ögle vakti ezan okunuyor
Ey Allah'im kilmis oldugumuz namazlarimizi yapmis oldugumuz ibadetlerimizi sen kabul eyle. Amin
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
(mesajını çokkk beğendim kardeşim...)



Hadi sen de kendini Rabbine arzet aday ol!


Beni de seç Rabbim!

Bak ben de burdayım!

Bak ben de Senin içinim!


Vallahi Sana adadığım yorgunluklarım sadakalarım secdelerim var..

Sana adadığım "İlla Sen!" deyip dünyadan vazgeçtiğim bir yüreğim var!



Seç beni de ne olur!

İkindi Vakti Yaklaşıyor........
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
Eşimizi,dostumuzu akrabalarımızı namaz konusun da uyaralım yarın ahirette
''Sen kılıyordun ama beni hiç uyarmıyordun''
sözünü duymamak için elimizden geldiğince, tatlı dille namazın önemini anlatalım inşaALLAH.


kendini kandırma...!
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Kuran’ın en önemli emirlerinden biri kuşkusuz namaz kılmaktır. Namazın Kuran’da belirli vakitlerde farz olduğu ifade edilmektedir. Çevremizde namaz konusunda karşılaştığımız önemli sıkıntılardan biri de bazı kişilerin namaz kıldıkları sırada aklına başka şeylerin gelmesinden şikâyet etmesi. Ne yazık ki bu insanların bir kısmı namaz kıldıkları sırada aklına namaz dışında farklı şeyler gelmesinden rahatsızlıkları dolayısıyla namaz kılmayı bıraktıklarını ya da namazdan soğuduklarını bile ifade ediyorlar.Kuran’da namaz sırasında inananların huşu içinde olmalarından bahsetmektedir. Ancak yine Kuran’ı incelediğimizde görmekteyiz ki; namaz kılınması günün belirli saatlerinde inananlara farz kılınırken; namazın terk edilmesinin hiçbir şekilde mazur görülmediğini görüyoruz. Örneğin Kuran’da savaş sırasında bile namazın bırakılmasından bahsetmez. Tersine Allah bizlere savaş sırasında namazın kısaltılmasında sakınca olmadığını belirtirken; savaş sırasındaki tehlike nedeniyle bir grup namazı kılarken diğer grubun beklemesini tavsiye
ediyor.Bu durumda namazda aklına başka şeyler geldiği için namazı bırakanlar ya da namaz kılmaktan soğuyanlar ne yapmalıdır? Kuran’da Allah’ın, namazı kılınmamasını hiçbir şekilde hoş görmediği açıktır. Allah örneğin hasta
olanlara oruç tutmayabileceklerini ve bunu yerine daha sonra tutabileceklerini söylerken, hac ibadetini de sadece gücü yetenlere farz kılarken namazda böyle bir istisna ya da sınırlama getirmemiştir. Yani bir inanan ne olursa olsun namaz kılmaya özen göstermeye devam etmelidir.Namaz kıldığı sırada aklına başka şeyler gelmesini engellemek için ise namaz kılarken Arapça yerine kendi anadilimizde dua etmemiz, Allah’ı anmamız, O’na şükretmemiz ya da Kuran’dan ayetler okumamız faydalı olabilir. Arapça ezbere bildiğimiz dualar ya da ayetler ağzımızdan ezbere çıkarken namazda konsantrasyonu ve huşuyu sağlamak zor olduğu için bu durumda aklımıza namaz dışında alakasız şeylerin gelmesi de doğaldır. Ancak anadilde ibadet edildiğinde söylediklerimizi anladığımızdan namazla ilgisi olmayan şeylerden
daha iyi uzaklaşabiliriz.Namaz sırasında aklımıza başka şeylerin gelmesini engellemenin bir diğer yolu da özellikle gün içinde iş saatlerinde namaz kıldığımızda aklımızın takılabileceği bir şeyler varsa onları tamamladıktan sonra namaz kılmak olabilir. Böylece namaza ve Allah’ı anmaya daha iyi yoğunlaşabiliriz. Zaten Kuran’da da huşu kavramından bahsedilirken bunun kesin bir sınırı ve ölçüsü belirtilmemiştir. Buradan çıkaracağımız sonuç her inanan namaz kılarken olabildiğince huşu sağlamayı, olabildiğince dış dünya ve namaz dışı konularla ile irtibatı azaltmak için uğraşmalıdır. Allah inşallah hepimizi Allah’a namazlarını düzenli ve hakkıyla kılan iyi Müslümanlar yapsın.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Salat” ifadesi çok cami kelimelerden bir tanesidir. Kimden kime olmasına göre farklı manalar alır. Kuldan Allah'a olursa “namaz, ibadet, dua”, Allah'tan kuluna olursa “rahmet”, Efendimiz'den (sav) ümmetine olursa “şefaat, merhamet”, Allah'tan Efendimiz'e olursa “rahmet etmek ve şefaat hakkı vermek” manalarına gelir.

Efendimiz'in (sav) “salât-ı kübrâ”sı ise, bütün yeryüzü çapında Allah'a karşı yaptığı kulluğu, namazı ve duası manasınadır. Kıyamete kadar bütün ümmetinin namazını ve dualarını temsil eder. Sanki cezire ve yeryüzü, bütün ümmeti hatta melekler ve kainat onun namazıyla namaz kılar ve duasına amin der.

Salât-ı Kübrâ, bir manasıyla Efendimiz'in (sav) bütün peygamberlerin duasını ve ibadetlerini içine alacak bir namaz ve dua yapmasıdır.

Salât-ı Kübrâ, sadece kendisi için değil, bütün ümmetinin kıyamete kadar ihtiyaçları için ve hatta semavat ve arzın, hatta bütün mevcudatın O'nun (sav) duasına iştirak ederek “amin, amin” demeleri ve O'nun (sav) onlar namına Allah'a müracaatı demektir. Bu hususta On Dokuzuncu Mektup'ta geçen şu ifadeler salât-ı kübrâyı ifade eder;
“On Üçüncü Reşha: Acaba bütün efâzıl-ı benî Âdem'i arkasına alıp, arz üstünde durup, Arş-ı Âzama müteveccihen el kaldırıp duâ eden şu şeref-i nev-i insan ve ferîd-i kevn ü zaman ve bihakkın Fahr-i Kâinat ne istiyor?.."

"Bak, dinle; saadet-i ebediye istiyor, bekâ istiyor, likâ istiyor, Cennet istiyor. Hem, merayâ-i mevcudâtta ahkâmını ve cemâllerini gösteren bütün esmâ-i kudsiye-i İlâhiye ile beraber istiyor. Hattâ, eğer rahmet, inâyet, hikmet, adâlet gibi, hesabsız o matlûbun esbâb-ı mûcibesi olmasa idi, şu zâtın tek duâsı, baharımızın icadı kadar kudretine hafif gelen şu Cennetin binâsına sebebiyet verecekti."

"Evet, nasıl ki onun risâleti şu dâr-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi; öyle de, onun ubûdiyeti dahi, öteki dârın açılmasına sebeptir. Acaba ehl-i akıl ve tahkike لَيْسَ فِى اْلاِمْكَانِ اَبْدَعُ مِمَّا كَانَ
"İmkân dairesi dahilinde, şu andaki durumdan daha güzel yoktur." dediren şu meşhud intizam-ı fâik, şu rahmet içinde kusursuz hüsn-ü san'at ve misilsiz cemâl-i Rubûbiyet, hiç böyle bir çirkinliği, böyle bir merhametsizliği, böyle bir intizamsızlığı kabul eder mi ki, en cüz'î, en ehemmiyetsiz arzuları, sesleri ehemmiyetle işitip ifâ etsin, en ehemmiyetli, en lüzumlu arzuları ehemmiyetsiz görüp işitmesin, anlamasın, yapmasın? Hâşâ ve kellâ, yüz bin defa hâşâ; böyle bir cemâl, böyle bir çirkinliği kabul etmez, çirkin olmaz."

"Yâhu, ey hayalî arkadaşım! Şimdilik kâfidir, geri gitmeliyiz. Yoksa yüz sene şu zamanda, şu cezîrede kalsak, yine o zâtın garâib-i icraatını ve acâib-i vezâifini, yüzden birisine, tamamen ihâta edip, temâşâsında doyamayız. Şimdi, gel, üstünde döneceğimiz her asra birer birer bakacağız. Bak, nasıl her asır, o şems-i hidâyetten aldıkları feyiz ile çiçek açmışlar; Ebû Hanife, Şâfiî, Bâyezid-i Bistâmî, Şâh-ı Geylânî, Şâh-ı Nakşibend, İmâm-ı Gazâlî, İmâm-ı Rabbânî gibi milyonlar münevver meyveler veriyor.”
1
Ve sorduğunuz yerin haşiyesindeki bu izahlar da oldukça manidardır;
“Evet, münâcât-ı Ahmediye (a.s.m.) zamanından şimdiye kadar bütün ümmetin bütün salâtları ve salâvâtları onun duâsına bir âmin-i dâimî ve bir iştirâk-i umumidir. Hattâ ona getirilen herbir salâvât dahi onun duâsına birer âmindir ve ümmetinin herbir ferdi, herbir namazın içinde ona salât ve selâm getirmek ve kametten sonra Şâfiîlerin ona duâ etmesi, onun saadet-i ebediye hususundaki duâsına gayet kuvvetli ve umumi bir âmindir. İşte bütün beşerin fıtrat-ı insaniyet lisân-ı haliyle, bütün kuvvetiyle istediği bekâ ve saadet-i ebediyeyi, o nev-i beşer nâmına zât-ı Ahmediye (a.s.m.) istiyor ve beşerin nurânî kısmı, onun arkasında "âmin" diyorlar. Acaba hiç mümkün müdür ki, şu duâ kabule karîn olmasın?”2
Cenab-ı Allah çok namaz kılmak ve Efendimiz’e salat-u selam getirmek suretiyle, ahirette O’nun (SAV) büyük şefaatine mazhar eylesin…


RİSALE NUR
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
48
Konum
Gönlün olduğu yerde
" KAİNATTA İLK HAKİKAT İMAN , İKİNCİSİ İSE NAMAZ ' DIR ..."

Namazlarımızı Bırakmayalım!






La İlahe İllallah


 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
"Kitab'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle
iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz" (A'râf, 170).

Selamün Aleyküm...

Vanın minarelerinden yükseliyor Arşa sesler
o Muazzam Çağrı ile serinliyor yürekler...

Nasip Eyle Mevlam Alnımı hasret kaldığım Secdenin huzuruna süreyim.
Nasip eyle Arşa yükselen sesler ile dualarımı yollayayım.
Nasip eyle Miracıma yükseleyim...
AMİN...

Vakit.. ÖĞLE NAMAZI vakti...Haydı en güzel soluk ile biraz soluklanalım...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt