Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,593
- Tepki puanı
- 957
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Zaman!
Zaman denen kısıtlı bir ömür bizi bırakmadan, hazır olmak varken yine bir sabah uykudayım ve ezanlar rüyalarımda okunuyor. Uzaklarda sıla denen özlemi yaşıyorum, minarelerden ezanları duymaya hasretim, mezarlarımı ziyarete hasretim, memleketin anadolumun havasına hasretim, suyuna insanına hasretim, yüreğimde daima bir kıpırtı ve bu hasret 40 yıldır hiç bitmedi taptaze. Buradaki insanım uzanan elleri göremeden, selam veren sesleri duyamadan, kıpırdanan dudaklarını ne dediğini bilemeden, sanki kendime bir dünya oluşturmuşuz. Kimileri tamamen kaybolmuş kimileri biryerlere tutunmaya çalışıyor. Ama zaman denen bir mefkum var. Seneler, aylar, günler, saatler, dakikalar, saniyeler, saliseler farkında olmadan eriyor. Biz ise o kıymetli vakitleri bozuk para gibi çar çur ediyoruz. İnsanımıza bile sahip çıkamadan ve kaybeden zaman değil biz oluyoruz. Buradaki insanımıza sahip olamadığımız gibi anavatanımdakilerde bir, bir kayboluyor okyanuslarda. Hedefimiz bencillik, özellik, yaşama standardı, para, lüks, borç, iş, aş ve kaybolan nesiller çocuklar geleceğimiz. Birbirimizden sakındığımız ise biraz sevgi biraz gülümseme bir selam ve hal hatır sorma yaşamı sevince döndürme evet bütün bunlar varken hala batılı olmak adına değermi. Hem bu dünya imtihan dünyası derken hemde sadece hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama devam ediyor dengeleri bozuyoruz. Kendi İslami kültürümüzden taviz vermemek varken, kendimizden utanıyoruz. Nereden nereye geldik. ALLAH c.c. bizleri ahirette utandırmasın. Selam ve dua ile.
M.S.A.
Zaman denen kısıtlı bir ömür bizi bırakmadan, hazır olmak varken yine bir sabah uykudayım ve ezanlar rüyalarımda okunuyor. Uzaklarda sıla denen özlemi yaşıyorum, minarelerden ezanları duymaya hasretim, mezarlarımı ziyarete hasretim, memleketin anadolumun havasına hasretim, suyuna insanına hasretim, yüreğimde daima bir kıpırtı ve bu hasret 40 yıldır hiç bitmedi taptaze. Buradaki insanım uzanan elleri göremeden, selam veren sesleri duyamadan, kıpırdanan dudaklarını ne dediğini bilemeden, sanki kendime bir dünya oluşturmuşuz. Kimileri tamamen kaybolmuş kimileri biryerlere tutunmaya çalışıyor. Ama zaman denen bir mefkum var. Seneler, aylar, günler, saatler, dakikalar, saniyeler, saliseler farkında olmadan eriyor. Biz ise o kıymetli vakitleri bozuk para gibi çar çur ediyoruz. İnsanımıza bile sahip çıkamadan ve kaybeden zaman değil biz oluyoruz. Buradaki insanımıza sahip olamadığımız gibi anavatanımdakilerde bir, bir kayboluyor okyanuslarda. Hedefimiz bencillik, özellik, yaşama standardı, para, lüks, borç, iş, aş ve kaybolan nesiller çocuklar geleceğimiz. Birbirimizden sakındığımız ise biraz sevgi biraz gülümseme bir selam ve hal hatır sorma yaşamı sevince döndürme evet bütün bunlar varken hala batılı olmak adına değermi. Hem bu dünya imtihan dünyası derken hemde sadece hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama devam ediyor dengeleri bozuyoruz. Kendi İslami kültürümüzden taviz vermemek varken, kendimizden utanıyoruz. Nereden nereye geldik. ALLAH c.c. bizleri ahirette utandırmasın. Selam ve dua ile.
M.S.A.