Essalamu aleykum ve rahmetullahu ve berakatuhu daimen ve ebeden InsaAllah degerli kardesim ; Cezakallahu hayran..Rabbim razi olsun çok Güzel bir konuya deginmissiniz.ülkemizin en büyük sorunlarindan biri gençlerimiz , bizim gençlerimiz Hep batiya özentiden geldi bunlar..Bizim yarinimiz olan gençlerimiz ne halde Ya Rab Sen toplayasin Sen birakmayasin gençlerimizi.. Rabbim razi olsun kardesim..Kainatin efendisine emanet olasin..Baki selam ve dua ile insallahu teâlâ.B)
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
''LİSE GENÇLİĞİ'' UÇURUMUN KIYISINDA (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan aliye_aliye
- Başlangıç tarihi
Gençlerin sorunları
Herkes gibi gençlerin de sorunları çok. Ama nedense onlar bunun pek farkında değil. Ya da dile getiremiyorlar.
Gençlerle geçen hafta değişik platformlarda uzun uzadıya sorunlarını tartıştık. 60'lı, 70'li, 80'li yılların gençleri gibi isyankâr değiller. Bunda, devlet tarafından özellikle apolitize edilmeleri kadar anne babalarının da payı büyük. Çünkü kendi çektiklerini çocukları da çeksin istemiyorlar. Bu yüzden de ya her şeyin çok uzağında kaldılar ya da verilenle yetinmeyi öğrendiler.
Öyle ki çok zor koşullarda öğrenimlerini sürdürmeye çalışmalarına rağmen, içlerinde hiçbir sorunumuz yok diyenler de var. Ama sabırla dinlediğinizde, konuştuklarında başlarının ağrımayacağına ikna ettiğiniz de madalyonun arka yüzünde bastırılan pek çok sorunun varlığını görebiliyorsunuz.
Peki bu sorunlar ne? İşte üniversiteli gençlerin en önemli sorunlarınız nedir sorusuna verdikleri cevaplardan bazıları:
İşsizlik
Staj yeri bulamama
Barınma
Ulaşım
Üniversitelerin yetersizliği
Hayat pahalılığı
Bursların azlığı
Harçların yüksek olması
Üniversiteye giriş ÖSS
Uygulamaya yönelik eğitimin olmaması
Kitapların pahalı olması
Türban yasağı
Mediko-sosyal tesislerin yetersizliği
Sivil toplum örgütlerinin yeterince güçlü olmaması
Kalitesiz eğitim
Gelecek kaygısı
Aile içi baskı
Spor yapacak tesislerin bulunmaması
Fikirlerin rahatça ifade edilememesi
Yabancı dil
Liseler ne diyor?
Liseli gençliği dinlediğinizde ise en büyük hedefleri ÖSS barajını aşıp üniversiteli olmak. Üniversiteye girdiklerinde her şeyin yoluna gireceğine öylesine inanmışlar ki başka bir şeyi gözleri görmüyor. Oysa üniversite gençliğinin hali ortada.
Gençlerin giderek hemen her konuda duyarsız hale gelmelerinin belki de en önemli nedenlerinden biri de bu. Çalışıyorlar, çabalıyorlar, en zoru başarıyorlar ama her defasında elleri boş kalıyor.
Bizden hatırlatması.
Kanuna göre, Karaman, Ağrı, Sinop, Siirt, Nevşehir, Karabük, Kilis, Çankırı, Artvin, Bilecik, Bitlis, Kırklareli, Osmaniye, Bingöl, Muş, Mardin ve Batman'da üniversite kuruldu.
Karaman'da "Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi", Ağrı'da "Ağrı Dağı Üniversitesi", Kilis'te "Kilis 7 Aralık Üniversitesi", Çankırı'da "Çankırı Karatekin Üniversitesi", Artvin'de "Artvin Çoruh Üniversitesi", Bitlis'te "Bitlis Eren Üniversitesi", Osmaniye'de "Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi", Muş'ta "Muş Alparslan Üniversitesi", Mardin'de "Mardin Artuklu Üniversitesi" adıyla üniversite kurulurken, diğer yeni kurulan üniversiteler illerin ismini taşıyacak.
Peki iyi mi oldu yoksa kötü mü? Bu konudaki söylemler çok farklı. Benim bu konuya bakış açım da tartışılan görüşlerin çok ötesinde. Özetin özeti: Konuşulacak o kadar çok iş varken!..
Abbas GÜÇLÜ
Herkes gibi gençlerin de sorunları çok. Ama nedense onlar bunun pek farkında değil. Ya da dile getiremiyorlar.
Gençlerle geçen hafta değişik platformlarda uzun uzadıya sorunlarını tartıştık. 60'lı, 70'li, 80'li yılların gençleri gibi isyankâr değiller. Bunda, devlet tarafından özellikle apolitize edilmeleri kadar anne babalarının da payı büyük. Çünkü kendi çektiklerini çocukları da çeksin istemiyorlar. Bu yüzden de ya her şeyin çok uzağında kaldılar ya da verilenle yetinmeyi öğrendiler.
Öyle ki çok zor koşullarda öğrenimlerini sürdürmeye çalışmalarına rağmen, içlerinde hiçbir sorunumuz yok diyenler de var. Ama sabırla dinlediğinizde, konuştuklarında başlarının ağrımayacağına ikna ettiğiniz de madalyonun arka yüzünde bastırılan pek çok sorunun varlığını görebiliyorsunuz.
Peki bu sorunlar ne? İşte üniversiteli gençlerin en önemli sorunlarınız nedir sorusuna verdikleri cevaplardan bazıları:
İşsizlik
Staj yeri bulamama
Barınma
Ulaşım
Üniversitelerin yetersizliği
Hayat pahalılığı
Bursların azlığı
Harçların yüksek olması
Üniversiteye giriş ÖSS
Uygulamaya yönelik eğitimin olmaması
Kitapların pahalı olması
Türban yasağı
Mediko-sosyal tesislerin yetersizliği
Sivil toplum örgütlerinin yeterince güçlü olmaması
Kalitesiz eğitim
Gelecek kaygısı
Aile içi baskı
Spor yapacak tesislerin bulunmaması
Fikirlerin rahatça ifade edilememesi
Yabancı dil
Liseler ne diyor?
Liseli gençliği dinlediğinizde ise en büyük hedefleri ÖSS barajını aşıp üniversiteli olmak. Üniversiteye girdiklerinde her şeyin yoluna gireceğine öylesine inanmışlar ki başka bir şeyi gözleri görmüyor. Oysa üniversite gençliğinin hali ortada.
Gençlerin giderek hemen her konuda duyarsız hale gelmelerinin belki de en önemli nedenlerinden biri de bu. Çalışıyorlar, çabalıyorlar, en zoru başarıyorlar ama her defasında elleri boş kalıyor.
Bizden hatırlatması.
Kanuna göre, Karaman, Ağrı, Sinop, Siirt, Nevşehir, Karabük, Kilis, Çankırı, Artvin, Bilecik, Bitlis, Kırklareli, Osmaniye, Bingöl, Muş, Mardin ve Batman'da üniversite kuruldu.
Karaman'da "Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi", Ağrı'da "Ağrı Dağı Üniversitesi", Kilis'te "Kilis 7 Aralık Üniversitesi", Çankırı'da "Çankırı Karatekin Üniversitesi", Artvin'de "Artvin Çoruh Üniversitesi", Bitlis'te "Bitlis Eren Üniversitesi", Osmaniye'de "Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi", Muş'ta "Muş Alparslan Üniversitesi", Mardin'de "Mardin Artuklu Üniversitesi" adıyla üniversite kurulurken, diğer yeni kurulan üniversiteler illerin ismini taşıyacak.
Peki iyi mi oldu yoksa kötü mü? Bu konudaki söylemler çok farklı. Benim bu konuya bakış açım da tartışılan görüşlerin çok ötesinde. Özetin özeti: Konuşulacak o kadar çok iş varken!..
Abbas GÜÇLÜ
selamun aleyküm;
Günümüzde karşılaşılan ve geleceğe dair giden yolda gençelrin başlıca sorunları bu türlü nedenlerden kaynaklanmakta.
Bir müslüman olarak çözümü aslında biliyoruz ben buna El Ele Eğitimi adını taktım. ilk eğitim süreci anne baba. Nitekim hiçbir anne baba evladını ateşe atmak istemez sorarsanız aman der. Ama dünyevi işlerden dizimizin dibindeki yavrumuzu göremiyor ve onu nasıl yönlendireceğimizi bilemiyoruz. Burda en buyuk pay ve belki de en önemli pay Anne ve Babalara düşüyor. Yarın çocuğunuzun psikolojik buhranlara düşmesini istemiyorsak önce ona iman aşılayıp sonra aklını yönlendirmesine yardımcı olmalıyız. İlim kucaktan başlar. Allah kısmet ederse benimde inşallah bir evladım olursa bu bilinçle yetiştireceğim inşallah. Saygılar, selametle.
Günümüzde karşılaşılan ve geleceğe dair giden yolda gençelrin başlıca sorunları bu türlü nedenlerden kaynaklanmakta.
Bir müslüman olarak çözümü aslında biliyoruz ben buna El Ele Eğitimi adını taktım. ilk eğitim süreci anne baba. Nitekim hiçbir anne baba evladını ateşe atmak istemez sorarsanız aman der. Ama dünyevi işlerden dizimizin dibindeki yavrumuzu göremiyor ve onu nasıl yönlendireceğimizi bilemiyoruz. Burda en buyuk pay ve belki de en önemli pay Anne ve Babalara düşüyor. Yarın çocuğunuzun psikolojik buhranlara düşmesini istemiyorsak önce ona iman aşılayıp sonra aklını yönlendirmesine yardımcı olmalıyız. İlim kucaktan başlar. Allah kısmet ederse benimde inşallah bir evladım olursa bu bilinçle yetiştireceğim inşallah. Saygılar, selametle.
selamünaleyküm aliyecim..
eğitim tabiki önemli, ama bu sadece okullarda kalmamalı...
ahlaki eğitim de görülmasi gereken mecburi derslerinden olmalı hayatın......
aile ve öğretmenler.. ne denli çalışıyorsada, çevresel faktörlerden dolayı bazen yetersz kalabiliyor..
özelliklede tv nin dayattığı kültürde öyle bir çark işliyorki, bu şu anda gençliğin ne gibi girdaplara düşeceğine dahi karar vermekte bu bozuk düzen..
rabbim cümlemizi muhafaza etsin..
Bir insanı ahlaken değilde, sadece zihnen eğitmek, topluma bela kazandırmaktır..
ahlaki eğitim de görülmasi gereken mecburi derslerinden olmalı hayatın......
aile ve öğretmenler.. ne denli çalışıyorsada, çevresel faktörlerden dolayı bazen yetersz kalabiliyor..
özelliklede tv nin dayattığı kültürde öyle bir çark işliyorki, bu şu anda gençliğin ne gibi girdaplara düşeceğine dahi karar vermekte bu bozuk düzen..
rabbim cümlemizi muhafaza etsin..
Bir insanı ahlaken değilde, sadece zihnen eğitmek, topluma bela kazandırmaktır..
ALLAHA EMANET OLUNUZ
Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü güzel kardeşim..Rabbimiz c.c razı olsun, yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Ellerinize, yüreğinize sağlık..Sağolunuz. ''Dinsizlik'' akımlarının ve ''izm''lerin asırlardır ülke topraklarımıza bilinçli ve planlı bir şekilde uygulandığı gerçeğini hatırlarsak, bu asırlar öncedir vücut bulan sinsi bir planın ulaştırdığı neticedir..İslami ve manevi değerlerimizi bir bir yıkıp yerine asi, isyankar, kimliğini, kişiliğini bulamamış, yanlış insanları kahraman edinmiş, özenti, bunalımlara meyilli, dini gereksiz ve yobaz gören bir karakter oluşturdular..Medya, televizyon v.s de bunu tetikledi ve destek çıktı..Allah c.c yolumuzdan şaşırtmasın bizleri ve Hakkı Hak olarak yaşayanlardan eylesin inşallah güzel kardeşim.Sorun, elbette ki İslam ahlakının yaşanmamasındandır.Allah c.c ahir zamanda hepimizin yar ve yardımcısı olsun inşallah..Rahman ve Rahim olan Rabbimize emanetsiniz güzel kardeşim..Selam ve baki dua ile inşallah..B)
Ve aleyküm selam, yorumunuz için çok teşekkür ederim..Allah c.c razı olsun..Burada aile içi eğitime değinmeden önce meselenin köklerini, evliliklerin amaç ve manasında aramak gerektiğini düşünüyorum..Aileler bir araya gelirken acaba kaç tanesi, gerçekten İslami bir evlilik istediğinin şuuruyla gelebiliyor? Daha kendileri bu şuurda değilken, evlatlarına ne verebilirler? Herşey anne ve babanın, öncelikle İslami evliliğin neler olduğunu, bunun gereklerini ve kapsamını kavrayıp, yaşamaya da azmetmelerinden geçiyor..Allah c.c hakkınızda hayırlısını nasip eylesin inşallah..Sağolunuz.Yorumunuz ve tespitleriniz için çok teşekkür ederim..Selam ve baki dua ile.
Ve aleyküm selam Yasemin kardeşim.. Evet haklısınız kardeşim. Durum bu şekilde yazık ki...Ailenin ağırlığı baştan hissettirilirse, çevresel faktörlerin olumsuz etkisi en aza indirilebilir inşallah..Burada insiyatifi, aileler başından itibaren bilinçli bir kontollülükle ele almalı ve bunu sürdürmeliler..Bu konuda da en büyük yardımcımız, Efendimiz (s.a.v)'in ve Hz. Fatımatüzzehra validemizin (r.a) eğittiği sistemdir..Bugün batılılar dahi bu sistemin sırrını yeni yeni keşfetmekteler ...Tüm psikolojik teori ve hipotezleri havada kalmakta, insan yapısına ve çağın gereklerine hitap edememekte..Kırmızı ile belirttiğiniz söz çok güzeldi..Bu eğitimin hayata geçmesi duasıyla inşallah..Merhametliler merhametlisine emanetsiniz güzel kardeşim..Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim..Selam ve baki dua ile.:H
~*~ B) ~*~
>>>>Asagidaki mektubun yazari bir
>>>>ogretmen... Ancak, adını
>>>>ve nerede çalistigini gizlemek zorunda kalmis;
>>>>tahmin
>>>>edebileceginiz nedenlerle...
>>>>Mektup, asagidaki haliyle bir
>>>>üniversitemizin"Ögretmenler
>>>>Günü" toplantısında da okunmus,
>>>>gözyaslarıyla...
>>>>Merhaba!
>>>>Istanbul'da bir lisede ögretmenlik yapiyorum. >>>>Çalistigim okul, çogunlugu Anadolu'nun en ücra
>>>>köylerinden gelip
>>>>yerlesen (yerlesemeyen) insanlarin oturdugu bir
>>>>çevrede.
>>>>Etrafimiz gecekondu mahalleri. Gecekondu olmayan
>>>>yerlerde de derme çatmabinalar var.
>>>>Istanbul'un pek çok yerinde artik görmeye
>>>>alistigimizbir manzara
>>>>var aslinda burada da. Sözünü ettigim yerlesim
>>>>yerinin 5 dakikalik
>>>>mesafesinde modern bir alisveris merkezi
>>>>var!
>>>>Atardamarin hemen üzerinde bu okul.
>>>>BUNLARIN HEPSI GERÇEK:
>>>>*Biliyor musunuz, bu yil lise1. sinifta okuma
>>>>yazma
>>>>bilmeyen bir ögrenci var.
>>>>*Biliyor musunuz, bir ögrenci okula "satir"
>>>>getirmekten uzaklastirma cezasi aldi.
>>>>*Biliyor musunuz, iki hafta önce okulun önünde
çikan
>>>>bir kavgada
>>>>bir ögrencimin boynu döner biçagi ile kesildi;
>>>>28 dikis atildi.
>>>>(Çok sükür sah damarina gelmedi)
>>>>*Biliyor musunuz, bu çevrede kimse kisin aksam
>>>>besten
>>>>sonra sokakta yalniz yürümüyor.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz hafta, bebek bekleyen
müdür
>>>>yardimcimiz bir ögrenci tarafindan karni
>>>>tekmelenmekle
>>>>tehdit edildi.
>>>>*Biliyor musunuz, disaridan elini kolunu sallaya
sallaya
>>>>giren bir
>>>>adam, kendisini disari çikarmaya çalisan kat
>>>>nöbetçisi
>>>>bayan ögretmeni biçakla tehdit etti.
>>>>*Biliyor musunuz, derste sikinti yarattigi için
ögretmeni
>>>>tarafindan cezalandirilan ögrencinin asiret
>>>>olan
>>>>ailesi okulu basti.
>>>>*Biliyor musunuz, bir ögretmenimiz sinifta
>>>>biraktigi
>>>>ögrenciden tehdit telefonlari aldi.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerimizin %86'si sigara içiyor.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerimizin %42'si hap kullaniyor.
>>>>*Biliyor musunuz, okulun etrafinda hap satanlari, okulun
içinde hap
>>>>kullananlari polis biliyor.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerimizin %23'ü ensest iliski
magduru.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil bir kiz ögrencimizin babasi
>>>>çocugundan(ögrencimizden) dayak yedigi için okula
>>>>sigindi.
>>>>*Biliyor musunuz, yalnizca koridorda birbirlerine
çarptiklari için
>>>>kavgaya tutusan iki kiz ögrencinin aileleri okulun
>>>>önünde
>>>>birbirlerine yumruk yumruga saldirdilar.
>>>>*Biliyor musunuz, bazi kiz ögrenciler 100 kontör karsiliginda
>>>>minibüs soförlerine, hali saha sahiplerine
>>>>kendilerini
>>>>kullandirtiyorlar (cinsel anlamda)
>>>>*Biliyor musunuz, bu yil bir erkek ögrenci, bir kiz
ögrencinin
>>>>kendisine cinsel tacizde bulundugunu söyleyerek
>>>>sikayette bulundu.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil bir anne, kizinin saçinin
boyali
>>>>olmasi üzerine okula çagirildiginda, kizini okula koca
>>>>bulmak için
>>>>gönderdigini bu nedenle de süslenmesi gerektigini
>>>>söyledi.
>>>>*Biliyor musunuz, velilerin %42'si kayittan sonra
>>>>bir
>>>>daha okula ugramiyor.
>>>>*Biliyor musunuz, maddi yetersizlikten dolayi üç,
>>>>dört
>>>>aile bir oda-bir salon bir evi
>>>>paylasiyorlar.(Sayilari
>>>>azimsanamayacak ölçüde.)
>>>>*Biliyor musunuz, her ay ögretmenler aramizda para
toplayip bir
>>>>ögrenciye bot, palto veya okul araç gereçleri
>>>>aliyoruz.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil cuma okul kapanisi töreninde
>>>>bayginlik geçiren bir ögrencinin iki gündür hiçbir sey
>>>>yemedigini
>>>>ögreniyoruz.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerin çogunun hayatinda kan davasi,
>>>>intihar, bosanma, dayak, kaçma, kaçirilma, hapis gibi
>>>>hikayeler var.
>>>>(Ailelerinde yasanmis)
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil iki gün boyunca evine
gitmeyen bir
>>>>ögrenciyi velisi gelip okulda ariyor. (Kizin biriyle
>>>>kaçtigi
>>>>anlasiliyor daha sonra.)
>>>>*Biliyor musunuz, annesi babasi ayri veya bosanmis olan
>>>>ögrencilerin
>>>>çogu uzak akrabalarin yaninda kaliyor. Anne ya da baba
>>>>olmak
>>>>istemiyorlar veya üvey anne babalar istemiyor.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil sorun çikardigi için müdür
>>>>tarafindan tartaklanan bir ögrenci mahalleden
>>>>topladigi
>>>>tanidiklariyla müdürün odasini basip tehditler
>>>>savurdu.
>>>>*Biliyor musunuz, veliler toplantilara "ocakta yemeklerini
>>>>birakarak", ayakkabilarinin topuguna
>>>>basarak,
>>>>mantolarini omuzlarina atarak geliyorlar.
>>>>*Biliyor musunuz, velilerin büyük bir çogunlugu ögretmene nasıl
>>>>hitap edilecegini bilmiyor. (Güzelim, hanim
>>>>kizim,
>>>>sen, hocaaaaa, ablasi!?)
>>>>*Biliyor musunuz, sakalli, salvarli, cüppeli bir veli
toplantilara
>>>>gelip yalnizca erkek ögretmenlerle görüsüyor!
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil 1000 ögrenci kapasitesi olan
>>>>okulda kütüphaneye üye olanlarin sayisi 7(yedi)'ydi.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrenci tanima formlarindaki "Çaldiginiz
müzik
>>>>alet(ler)i" bölümüne radyo, teyp, walkmen
>>>>yazan
>>>>azimsanamayacak sayida ögrenci var. >>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerin azimsanamayacak bir bölümü
dogum
>>>>tarihlerinin gün ve ay kisimlarini dogru yaziyorlar
>>>>ancak yil
>>>>bölümüne 2004 yaziyorlar!
>>>>ogretmen... Ancak, adını
>>>>ve nerede çalistigini gizlemek zorunda kalmis;
>>>>tahmin
>>>>edebileceginiz nedenlerle...
>>>>Mektup, asagidaki haliyle bir
>>>>üniversitemizin"Ögretmenler
>>>>Günü" toplantısında da okunmus,
>>>>gözyaslarıyla...
>>>>Merhaba!
>>>>Istanbul'da bir lisede ögretmenlik yapiyorum. >>>>Çalistigim okul, çogunlugu Anadolu'nun en ücra
>>>>köylerinden gelip
>>>>yerlesen (yerlesemeyen) insanlarin oturdugu bir
>>>>çevrede.
>>>>Etrafimiz gecekondu mahalleri. Gecekondu olmayan
>>>>yerlerde de derme çatmabinalar var.
>>>>Istanbul'un pek çok yerinde artik görmeye
>>>>alistigimizbir manzara
>>>>var aslinda burada da. Sözünü ettigim yerlesim
>>>>yerinin 5 dakikalik
>>>>mesafesinde modern bir alisveris merkezi
>>>>var!
>>>>Atardamarin hemen üzerinde bu okul.
>>>>BUNLARIN HEPSI GERÇEK:
>>>>*Biliyor musunuz, bu yil lise1. sinifta okuma
>>>>yazma
>>>>bilmeyen bir ögrenci var.
>>>>*Biliyor musunuz, bir ögrenci okula "satir"
>>>>getirmekten uzaklastirma cezasi aldi.
>>>>*Biliyor musunuz, iki hafta önce okulun önünde
çikan
>>>>bir kavgada
>>>>bir ögrencimin boynu döner biçagi ile kesildi;
>>>>28 dikis atildi.
>>>>(Çok sükür sah damarina gelmedi)
>>>>*Biliyor musunuz, bu çevrede kimse kisin aksam
>>>>besten
>>>>sonra sokakta yalniz yürümüyor.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz hafta, bebek bekleyen
müdür
>>>>yardimcimiz bir ögrenci tarafindan karni
>>>>tekmelenmekle
>>>>tehdit edildi.
>>>>*Biliyor musunuz, disaridan elini kolunu sallaya
sallaya
>>>>giren bir
>>>>adam, kendisini disari çikarmaya çalisan kat
>>>>nöbetçisi
>>>>bayan ögretmeni biçakla tehdit etti.
>>>>*Biliyor musunuz, derste sikinti yarattigi için
ögretmeni
>>>>tarafindan cezalandirilan ögrencinin asiret
>>>>olan
>>>>ailesi okulu basti.
>>>>*Biliyor musunuz, bir ögretmenimiz sinifta
>>>>biraktigi
>>>>ögrenciden tehdit telefonlari aldi.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerimizin %86'si sigara içiyor.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerimizin %42'si hap kullaniyor.
>>>>*Biliyor musunuz, okulun etrafinda hap satanlari, okulun
içinde hap
>>>>kullananlari polis biliyor.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerimizin %23'ü ensest iliski
magduru.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil bir kiz ögrencimizin babasi
>>>>çocugundan(ögrencimizden) dayak yedigi için okula
>>>>sigindi.
>>>>*Biliyor musunuz, yalnizca koridorda birbirlerine
çarptiklari için
>>>>kavgaya tutusan iki kiz ögrencinin aileleri okulun
>>>>önünde
>>>>birbirlerine yumruk yumruga saldirdilar.
>>>>*Biliyor musunuz, bazi kiz ögrenciler 100 kontör karsiliginda
>>>>minibüs soförlerine, hali saha sahiplerine
>>>>kendilerini
>>>>kullandirtiyorlar (cinsel anlamda)
>>>>*Biliyor musunuz, bu yil bir erkek ögrenci, bir kiz
ögrencinin
>>>>kendisine cinsel tacizde bulundugunu söyleyerek
>>>>sikayette bulundu.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil bir anne, kizinin saçinin
boyali
>>>>olmasi üzerine okula çagirildiginda, kizini okula koca
>>>>bulmak için
>>>>gönderdigini bu nedenle de süslenmesi gerektigini
>>>>söyledi.
>>>>*Biliyor musunuz, velilerin %42'si kayittan sonra
>>>>bir
>>>>daha okula ugramiyor.
>>>>*Biliyor musunuz, maddi yetersizlikten dolayi üç,
>>>>dört
>>>>aile bir oda-bir salon bir evi
>>>>paylasiyorlar.(Sayilari
>>>>azimsanamayacak ölçüde.)
>>>>*Biliyor musunuz, her ay ögretmenler aramizda para
toplayip bir
>>>>ögrenciye bot, palto veya okul araç gereçleri
>>>>aliyoruz.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil cuma okul kapanisi töreninde
>>>>bayginlik geçiren bir ögrencinin iki gündür hiçbir sey
>>>>yemedigini
>>>>ögreniyoruz.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerin çogunun hayatinda kan davasi,
>>>>intihar, bosanma, dayak, kaçma, kaçirilma, hapis gibi
>>>>hikayeler var.
>>>>(Ailelerinde yasanmis)
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil iki gün boyunca evine
gitmeyen bir
>>>>ögrenciyi velisi gelip okulda ariyor. (Kizin biriyle
>>>>kaçtigi
>>>>anlasiliyor daha sonra.)
>>>>*Biliyor musunuz, annesi babasi ayri veya bosanmis olan
>>>>ögrencilerin
>>>>çogu uzak akrabalarin yaninda kaliyor. Anne ya da baba
>>>>olmak
>>>>istemiyorlar veya üvey anne babalar istemiyor.
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil sorun çikardigi için müdür
>>>>tarafindan tartaklanan bir ögrenci mahalleden
>>>>topladigi
>>>>tanidiklariyla müdürün odasini basip tehditler
>>>>savurdu.
>>>>*Biliyor musunuz, veliler toplantilara "ocakta yemeklerini
>>>>birakarak", ayakkabilarinin topuguna
>>>>basarak,
>>>>mantolarini omuzlarina atarak geliyorlar.
>>>>*Biliyor musunuz, velilerin büyük bir çogunlugu ögretmene nasıl
>>>>hitap edilecegini bilmiyor. (Güzelim, hanim
>>>>kizim,
>>>>sen, hocaaaaa, ablasi!?)
>>>>*Biliyor musunuz, sakalli, salvarli, cüppeli bir veli
toplantilara
>>>>gelip yalnizca erkek ögretmenlerle görüsüyor!
>>>>*Biliyor musunuz, geçtigimiz yil 1000 ögrenci kapasitesi olan
>>>>okulda kütüphaneye üye olanlarin sayisi 7(yedi)'ydi.
>>>>*Biliyor musunuz, ögrenci tanima formlarindaki "Çaldiginiz
müzik
>>>>alet(ler)i" bölümüne radyo, teyp, walkmen
>>>>yazan
>>>>azimsanamayacak sayida ögrenci var. >>>>*Biliyor musunuz, ögrencilerin azimsanamayacak bir bölümü
dogum
>>>>tarihlerinin gün ve ay kisimlarini dogru yaziyorlar
>>>>ancak yil
>>>>bölümüne 2004 yaziyorlar!
Selamünaleyküm Güzel Paylaşımcı Kardeşlerim...
Allah razı olsun sayın "aliye_aliye".
Ben bu konuyu Sanal ortamın dışında da dile getirmeye çalışanlardan biriyimdir.
Tek sorun Aile'dir. Büyüklerimizdir..
Gençliğin; bu yazılan, dile getirilen tüm sorunlarına sebebiyet Ailelerin Dini Eğitimdeki noksanlıklarıdır. Bunu A'ya B'ye hiç yormayalım.
--Gençlere Tv alışkanlığı nasıl sağlandı? -Evine Tv alarak..Tv alıp büyüklerin de tv başında saatlerini harcayarak.
--Gençlere Makyaj nasıl öğretildi? -ya izlediği Tv'den ya da etrafındaki Büyüklerinden! Arkadaşı derseniz de, şunu düşünün arkadaşı nerden öğrenir?.. ki sebebin uzantısını düşünürseniz de uç nokta Büyüklerdir.Çünkü Örnek alınanlardır Büyükler..
Ne ekerler ise, Onu biçerler.. Bunun aksini söyleyemezlerki..
Bir de Ekmedikleri halde Biçme çabasında olanlar yokmu... Ne yapıyorsunuz siz..!
Gençlik elden gitti denilir tabi.. Ne verdiniz ne bekliyorsunuz..
Elinizdeki çiçeği sulamazsanız ne olur!!! yabancı otlar olmazmı yanında.. kurumazmı o çiçek..
Yavrum dediğin Çiçeğin değilmidir senin...!
Nasıl kıyarsın Göz göre göre yabana atarsın yavrunu..
Ey Büyüklerimiz! Modernleşmek diyorsunuzya...!
-Sabah yavrun nereye gidiyor bilmelisin,
-arkadaşları kim bilmelisin,
-ne yiyor ne içiyor bilmelisin,
-ne yazıp ne çiziyor bilmelisin,
-ne düşünüyor bilmelisin,
-hayalleri nedir bilmelisin,
-ufkunu paylaşımlarınla sen de genişletmelisn yavrunun...
Sen Aile'sin...Anne Baba Sensin..
Ama ne yapıyorsunuz.... Kendi Dini Eğitiminizin olduğunu söyleyenleriniz yokmu.. Allah'ım affetsin.. ee güzel Büyüğüm! biliyorsan neden öğretmiyorsun! ve zamanında öğretmen gerekenleri de öğretmeyip, aksine daha da olumsuz davranışlara sen yavrun küçük iken sevkediyorsun.. Sana hoş geliyor inkar etme! küçük iken öğrettiğin davranışlar gözüne hep hoş geldi.. sonra büyüdü yavrun.. lise dönemi yavrunun en güzel çağı.. dikkat gerektiren bir dönem.. Ama sen ne yapıyorsun... İpleri yavruna verip, kenarda oturup seyir ediyorsun.. ama neyi seyir ediyorsun.. Tv.yi , Pc.yi vb..Reklam aralarında yavruna baktığında görmen gerekeni gördüğünü sanıyorsun değilmi...
Al yavrum sana Computer ! Türkçe bile konuşmaya gerek yok değilmi..alırsan computer'i interneti de sağlarsan...
Ne bekliyorsun; anlatmadan zararını, faydasını... alabileceği ilime katkısını anlatmadan verirsen elinin altına computer...Beklememelisin olumlu biçim..
Yani hani sen ektiğini sanıyorsunya sadece computer alıp anlatmadan doğruyu yanlışı..
işte bu noktada vermediğin için (sadece madden verdin maneviyat ortada yok)bekleme olumlu bir biçim.. İnterneti, gençliğin şuanki durumundaki payı ile yabana atmayalım..
Sonra kıyafet hususunda...Allah'ım affetsin... Annelerimiz sizler örtünmeyi bilinçli olarak yaptığınızı söylüyorsunuzya hani.. eee.. bilinçli yapılan yavrusuna çiçeğine neden aksedilmiyor.. O yavrun senin gölgen değilmi... Ona bu Örtünme adabını öğretmeyeceksin de git istediğin yerde konuş örtünmeyle ilgili.. Sen önce sorumluluğuna bakmalısın.. Ona verebildiklerine.. Veremediklerine de bakmalısın kendini tamamlamak adına.. Örtünme nedir bildiğini söylüyorsun ama kızını oğlunu tesettüre riayet etmeyen bir topluma da ellerinle iteleyebiliyorsun..tesettürü sadece kızlar için düşünmemek gerekir.Erkekler için de bulunduğu ortamdakilerin riayetine de bakılmalıdır. Anne baba olarak yavrunun eğitiminde bu konuya nekadar dikkat etin ki yavrunun eteğini kısaltması sana garip geliyor! kızaltır tabi eteğini..öğrettinmiki örtünme adabını.. bir Müslüman Bayan olarak nasıl olması gerektiğini anlattın mı! ya da Sen örnek oldun mu ki bekliyorsun kızından örtünme adabını..
Ahir Zamanda olduğunu nasıl görmezden gelirsin..
Sen yavrunun Ahiretini nasıl düşünmezsin.. Bir anne nasıl anlatmaz kızına örtünmeyii.. insanın gözleri yaşarır ahiretimizi anlatırken.. Allah rızası için Dinimizin gereğini yapalım..yapalım..yapalım..
Güzel kardeşlerim bu konuda yazacağım çok ama çok ibretlik durumlar vardır.. bu kelamlarımla sınırlandırıyorum..
Allah(c.c.) Cümlesine Hidayeti Nasip Eyler inşaALLAH...
İşin özünü yinelemek gerekirse; aileler önce kendilerine baksın.. Büyüklerimiz doğru işlerle uğraşıp doğru adımlar atsınlar ki yavrusuna da hem örnek olup hem de doğru yolu uslubunca gösterebilsin..
Yanlış bir uslubum ya da kelamım olduysa da affola..
Selametle..
Dua ile...
----------tipello.net - i am not referring you, i just DO recommend it.
Allah razı olsun sayın "aliye_aliye".
Ben bu konuyu Sanal ortamın dışında da dile getirmeye çalışanlardan biriyimdir.
Tek sorun Aile'dir. Büyüklerimizdir..
Gençliğin; bu yazılan, dile getirilen tüm sorunlarına sebebiyet Ailelerin Dini Eğitimdeki noksanlıklarıdır. Bunu A'ya B'ye hiç yormayalım.
--Gençlere Tv alışkanlığı nasıl sağlandı? -Evine Tv alarak..Tv alıp büyüklerin de tv başında saatlerini harcayarak.
--Gençlere Makyaj nasıl öğretildi? -ya izlediği Tv'den ya da etrafındaki Büyüklerinden! Arkadaşı derseniz de, şunu düşünün arkadaşı nerden öğrenir?.. ki sebebin uzantısını düşünürseniz de uç nokta Büyüklerdir.Çünkü Örnek alınanlardır Büyükler..
Ne ekerler ise, Onu biçerler.. Bunun aksini söyleyemezlerki..
Bir de Ekmedikleri halde Biçme çabasında olanlar yokmu... Ne yapıyorsunuz siz..!
Gençlik elden gitti denilir tabi.. Ne verdiniz ne bekliyorsunuz..
Elinizdeki çiçeği sulamazsanız ne olur!!! yabancı otlar olmazmı yanında.. kurumazmı o çiçek..
Yavrum dediğin Çiçeğin değilmidir senin...!
Nasıl kıyarsın Göz göre göre yabana atarsın yavrunu..
Ey Büyüklerimiz! Modernleşmek diyorsunuzya...!
-Sabah yavrun nereye gidiyor bilmelisin,
-arkadaşları kim bilmelisin,
-ne yiyor ne içiyor bilmelisin,
-ne yazıp ne çiziyor bilmelisin,
-ne düşünüyor bilmelisin,
-hayalleri nedir bilmelisin,
-ufkunu paylaşımlarınla sen de genişletmelisn yavrunun...
Sen Aile'sin...Anne Baba Sensin..
Ama ne yapıyorsunuz.... Kendi Dini Eğitiminizin olduğunu söyleyenleriniz yokmu.. Allah'ım affetsin.. ee güzel Büyüğüm! biliyorsan neden öğretmiyorsun! ve zamanında öğretmen gerekenleri de öğretmeyip, aksine daha da olumsuz davranışlara sen yavrun küçük iken sevkediyorsun.. Sana hoş geliyor inkar etme! küçük iken öğrettiğin davranışlar gözüne hep hoş geldi.. sonra büyüdü yavrun.. lise dönemi yavrunun en güzel çağı.. dikkat gerektiren bir dönem.. Ama sen ne yapıyorsun... İpleri yavruna verip, kenarda oturup seyir ediyorsun.. ama neyi seyir ediyorsun.. Tv.yi , Pc.yi vb..Reklam aralarında yavruna baktığında görmen gerekeni gördüğünü sanıyorsun değilmi...
Al yavrum sana Computer ! Türkçe bile konuşmaya gerek yok değilmi..alırsan computer'i interneti de sağlarsan...
Ne bekliyorsun; anlatmadan zararını, faydasını... alabileceği ilime katkısını anlatmadan verirsen elinin altına computer...Beklememelisin olumlu biçim..
Yani hani sen ektiğini sanıyorsunya sadece computer alıp anlatmadan doğruyu yanlışı..
işte bu noktada vermediğin için (sadece madden verdin maneviyat ortada yok)bekleme olumlu bir biçim.. İnterneti, gençliğin şuanki durumundaki payı ile yabana atmayalım..
Sonra kıyafet hususunda...Allah'ım affetsin... Annelerimiz sizler örtünmeyi bilinçli olarak yaptığınızı söylüyorsunuzya hani.. eee.. bilinçli yapılan yavrusuna çiçeğine neden aksedilmiyor.. O yavrun senin gölgen değilmi... Ona bu Örtünme adabını öğretmeyeceksin de git istediğin yerde konuş örtünmeyle ilgili.. Sen önce sorumluluğuna bakmalısın.. Ona verebildiklerine.. Veremediklerine de bakmalısın kendini tamamlamak adına.. Örtünme nedir bildiğini söylüyorsun ama kızını oğlunu tesettüre riayet etmeyen bir topluma da ellerinle iteleyebiliyorsun..tesettürü sadece kızlar için düşünmemek gerekir.Erkekler için de bulunduğu ortamdakilerin riayetine de bakılmalıdır. Anne baba olarak yavrunun eğitiminde bu konuya nekadar dikkat etin ki yavrunun eteğini kısaltması sana garip geliyor! kızaltır tabi eteğini..öğrettinmiki örtünme adabını.. bir Müslüman Bayan olarak nasıl olması gerektiğini anlattın mı! ya da Sen örnek oldun mu ki bekliyorsun kızından örtünme adabını..
Ahir Zamanda olduğunu nasıl görmezden gelirsin..
Sen yavrunun Ahiretini nasıl düşünmezsin.. Bir anne nasıl anlatmaz kızına örtünmeyii.. insanın gözleri yaşarır ahiretimizi anlatırken.. Allah rızası için Dinimizin gereğini yapalım..yapalım..yapalım..
Güzel kardeşlerim bu konuda yazacağım çok ama çok ibretlik durumlar vardır.. bu kelamlarımla sınırlandırıyorum..
Allah(c.c.) Cümlesine Hidayeti Nasip Eyler inşaALLAH...
İşin özünü yinelemek gerekirse; aileler önce kendilerine baksın.. Büyüklerimiz doğru işlerle uğraşıp doğru adımlar atsınlar ki yavrusuna da hem örnek olup hem de doğru yolu uslubunca gösterebilsin..
Yanlış bir uslubum ya da kelamım olduysa da affola..
Selametle..
Dua ile...
----------tipello.net - i am not referring you, i just DO recommend it.
Ve aleyküm selam kardeşim...Rabbimiz c.c sizden de ebeden razı olsun inşallah..Yorumunuz, değerlendirmeleriniz yerinde ve güzeldi..Çok teşekkür ediyorum, ilginiz için..Ben evvelinde de gençlik ile ilgili birkaç kez daha konu açmıştım..Sebebi ise, gençliğin sahip olduğu potansiyelin bilincine varmamız gerektiğidir, ki bu potansiyel başı boş bırakılırsa veya yanlış eğitilirse bunlar bir başkasının değil bizlerin başını ağrıtacaktır..Evlatlarına İslami bir ahlak kazandıramayan, daha doğrusu önce kendilerinin islam ahlakının ne olduğunu bilmeyen anne ve babalar, yapacağınız her şeyin zararının ilk önce kendinize dokunacağını unutmayın. Bunun bir de uhrevi boyutu vardır ki, Rabbimiz c.c'ye hesap vereceksiniz.. Okullardan artık kimse bir şey beklememekte, bekleyememektedir. Din dersleri haftada sadece 1 saat verilmekte, bu din dersleri ise resmen ''fenleştirilmeye çalıştırdıkları ve öğrencilerin, olayları kafasına göre değerlendirilmeye zorlandıkları bir ders konumuna'' gelmiş..Öğrenci din adına bir şey bilmiyor ki, okuduğunu yorumlayabilsin..Bir ayetin, bir hadisin yorumunu neden ders kitapları açıklamıyor da bu, öğrencinin anlayışına terk ediliyor.. ''Ben İslamı nasıl anlıyorsam öyle yaşarım.'' diyen bir zinhniyet türüyor bu kez..Bu sebeple okullardan ahlaki eğitim alanında bir şeyler öğrenebilmenin günümüzde artık pek mümkün olmadığına inanıyorum..
Bunu yapacak olan, bu terbiye, ahlak ve bilinci kazandıracak olan sadece ailelerdir..Tabi bunlar da İslamı biliyor iseler...Ülkemiz, genç nüfusa sahip bir ülke..Sadece sosyal ve pozitif bilimlerdeki bilgileri öğreterek bir ülkeyi, bir toplumu kurtaramazsınız... Belki uzaya çıkabilir, insan klonlayabilirsiniz ama ahlaken içi boş, maneviyatı zayıf, şişirme bir gençlik türetirsiniz.. Ahlaken de belli bir birikim ve seviyede olmayanların ise bir gün bunalımlarla intihar ettiğini, dünyanın yükünü kaldıramadıklarını görürsünüz..Üniversite mezunu ve hatta akademik kariyere sahip proflar dahi, evliyken eşlerine şiddet uygulayabilmekte, eğitim seviyelerine hiç yakışmayan şekilde hayat sürebilmektedirler, veya dünyanın sıkıntılarını kaldıramayarak gazetelerde intihar ettiklerini okursunuz..Her şeyi var, işi var, gücü var, maaşı var ama, ''iç huzuru yakalayamamış'' dersiniz..
Ben de acizane, gerçek hayatta bu konuda birçok çalışmalar yapıyorum ve elde ettiğim dökümanları burada paylaşıyorum..Gençliğin sorunlarının farkına varmamız ve çözebilmemiz adına..İnşallah bir nebze de olsa faydalı olabilir diyelim..Rabbimize emanetsiniz kardeşim..Selam ve dua ile.
Bunu yapacak olan, bu terbiye, ahlak ve bilinci kazandıracak olan sadece ailelerdir..Tabi bunlar da İslamı biliyor iseler...Ülkemiz, genç nüfusa sahip bir ülke..Sadece sosyal ve pozitif bilimlerdeki bilgileri öğreterek bir ülkeyi, bir toplumu kurtaramazsınız... Belki uzaya çıkabilir, insan klonlayabilirsiniz ama ahlaken içi boş, maneviyatı zayıf, şişirme bir gençlik türetirsiniz.. Ahlaken de belli bir birikim ve seviyede olmayanların ise bir gün bunalımlarla intihar ettiğini, dünyanın yükünü kaldıramadıklarını görürsünüz..Üniversite mezunu ve hatta akademik kariyere sahip proflar dahi, evliyken eşlerine şiddet uygulayabilmekte, eğitim seviyelerine hiç yakışmayan şekilde hayat sürebilmektedirler, veya dünyanın sıkıntılarını kaldıramayarak gazetelerde intihar ettiklerini okursunuz..Her şeyi var, işi var, gücü var, maaşı var ama, ''iç huzuru yakalayamamış'' dersiniz..
Ben de acizane, gerçek hayatta bu konuda birçok çalışmalar yapıyorum ve elde ettiğim dökümanları burada paylaşıyorum..Gençliğin sorunlarının farkına varmamız ve çözebilmemiz adına..İnşallah bir nebze de olsa faydalı olabilir diyelim..Rabbimize emanetsiniz kardeşim..Selam ve dua ile.
Ve aleyküm selam Fatıma kardeşim. Amin inşallah kardeşim. Allah c.c razı olsun yorumunuz için..Rabbimiz c.c cümlemizin yardımcısı olsun inşallah. Rabbimize emanetsiniz...Selam ve baki dua ile..B)
haklısın ablacım bende lise 1. sınıf öğrencisiyim anlattığın örnekleri çoğu arkadaşımda görüyorum kendim olabildiğince uymamay çalışıyorum ama herkes lisede ortamın nasıl olduğunu bilmiyor bunu güzel örneklerle anlatıp paylaştığın için çok teşekkür ederim... ALLAHH RAZI OLSUN.. RABBİME EMANET OL İNŞ..
Allah c.c razı olsun sizden de kardeşim. Yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.. Çağımızın imtihanlarından biri de bu olsa gerek..Rabbimiz c.c yar ve yardımcınız olsun inşallah..Allah c.c hep iyilerle karşılaştırsın..Rabbimize emanetsiniz kardeşim.Selam ve dua ile inşallah.
selamün aleyküm..;
bize göre bu hadise gerçekten dehşet verici bir boyutta...
lakin..! birde düzen'in gözlüğü ile bakın...;
eğitim sistemini düzenleyenler bunların hiçbirinden rahatsız değiller...esas tehlike,esas rahatsız oldukları şey...
lise öürencileri namaz kılıyormuş..felakete bak..
lise kızları'ndan başlarını örtenler varmış...laiklik tehtit altında....
bir lise öğretmeni öğrencilerine.. müfredat dışında dini bir kitap okumalarını tavsiye etmiş...irticacı öğretmen,,hemen asılmalı...
bir lisede kutlu doğum haftası adına bir merasim yapılmış...hemen soruşturma açılmalı ve suçlular! en ağır şekilde cezalandırmalı...sürgün edilmeli...vs.vs.
malesef durum bu..!
insan fıtratı icabı kadın ve erkek birbirine meyillidir...bu iki cinsi bir arada tutmaya çalışmak her dönem tehlikelidir...isterse 50 yaşlarında ihtiyarlar olsun yinede kadın erkek birbirinden ayrı tutulmalıdır...bu islamın emridir...heyhat..kaldı ki; 14-18 yaşında kileri bir arada tutmaya çalışmak...felaket değilde nedir....
bu lise öğrencileri arasında olup biten çirkin işlerden..açığa çıkanlar varya..emin olun gizli kalanların yanında devede kulak kalır...
ALLAH cc. bu gibi şerlerden bizi ve neslimizi muhafaza etsin...
bize göre bu hadise gerçekten dehşet verici bir boyutta...
lakin..! birde düzen'in gözlüğü ile bakın...;
eğitim sistemini düzenleyenler bunların hiçbirinden rahatsız değiller...esas tehlike,esas rahatsız oldukları şey...
lise öürencileri namaz kılıyormuş..felakete bak..
lise kızları'ndan başlarını örtenler varmış...laiklik tehtit altında....
bir lise öğretmeni öğrencilerine.. müfredat dışında dini bir kitap okumalarını tavsiye etmiş...irticacı öğretmen,,hemen asılmalı...
bir lisede kutlu doğum haftası adına bir merasim yapılmış...hemen soruşturma açılmalı ve suçlular! en ağır şekilde cezalandırmalı...sürgün edilmeli...vs.vs.
malesef durum bu..!
insan fıtratı icabı kadın ve erkek birbirine meyillidir...bu iki cinsi bir arada tutmaya çalışmak her dönem tehlikelidir...isterse 50 yaşlarında ihtiyarlar olsun yinede kadın erkek birbirinden ayrı tutulmalıdır...bu islamın emridir...heyhat..kaldı ki; 14-18 yaşında kileri bir arada tutmaya çalışmak...felaket değilde nedir....
bu lise öğrencileri arasında olup biten çirkin işlerden..açığa çıkanlar varya..emin olun gizli kalanların yanında devede kulak kalır...
ALLAH cc. bu gibi şerlerden bizi ve neslimizi muhafaza etsin...
Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü kardeşim.
Güzel tespitler içeren yorumunuz için çok teşekkür ediyorum..Rabbimiz c.c razı olsun inşallah.. Hepimizin bildiği üzere bu eğitim sistemi, şer'i eğitim sistemimizi çökertmek adına Avrupa'yı takliden, piyonlarca Türkiye'ye monte edilmiş bir sistemdir..Bugün ise bu sözümona sistemin zararlarını saymakla bitiremeyiz.. Ahlaki çöküntüler, eğitim sistemindeki kalitesizlik ve bayağılık, ezberci zihniyet gibi hem eğitime hem de nesillerimize sayısız zararları dokunmaktadır.. Sizin de belirttiğiniz gibi bizler sadece şahit olduğumuz kadarını veya medyaya yansıtılan kadarını biliyoruz. Her şeyde olduğu gibi eğitimde de öncelikli hedef, İslami değerleri gündemden düşürmek ve bu bilinçten yoksun olan gençler yetiştirmekti amaçları..Şu an çevremize baktığımızda da yazık ki bunu başardıklarını görüyoruz. İslam'dan başka herşeyi bilen bir nesil var çevremizde..En ufak bir rüzgarda alabora olan bir nesil...
Güzel tespitler içeren yorumunuz için çok teşekkür ediyorum..Rabbimiz c.c razı olsun inşallah.. Hepimizin bildiği üzere bu eğitim sistemi, şer'i eğitim sistemimizi çökertmek adına Avrupa'yı takliden, piyonlarca Türkiye'ye monte edilmiş bir sistemdir..Bugün ise bu sözümona sistemin zararlarını saymakla bitiremeyiz.. Ahlaki çöküntüler, eğitim sistemindeki kalitesizlik ve bayağılık, ezberci zihniyet gibi hem eğitime hem de nesillerimize sayısız zararları dokunmaktadır.. Sizin de belirttiğiniz gibi bizler sadece şahit olduğumuz kadarını veya medyaya yansıtılan kadarını biliyoruz. Her şeyde olduğu gibi eğitimde de öncelikli hedef, İslami değerleri gündemden düşürmek ve bu bilinçten yoksun olan gençler yetiştirmekti amaçları..Şu an çevremize baktığımızda da yazık ki bunu başardıklarını görüyoruz. İslam'dan başka herşeyi bilen bir nesil var çevremizde..En ufak bir rüzgarda alabora olan bir nesil...
İslamı her alana nüfuz ettireceğimiz günlerin umudu içerisindeyiz hepimiz..Allah c.c sonumuzu hayır eylesin, yar ve yardımcımız olsun inşallah.. İslam düşmanlarının ve onların buradaki her uzantısının da muvaffak olmaması için, kendi çamurlarında boğulmaları için duacıyız Rabbimize..
Rabbimize emanet olun kardeşim. Selam ve dua ile.
Sağlık Bakanlığı'nın 7 ilimizde yaptırdığı araştırmanın sonucuna göre, Türkiye'de uyuşturucu madde ve alkollü içecek
kullanımında korkunç bir artış yaşanıyor. Yapılan araştırma, gençlerin nasıl bir felaketin eşiğine geldiğini ortaya koyması
bakımından son derece önemli. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Raporu'na göre ise, dünyada 200 milyon insan uyuşturucu
kullanıyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Selahattin Kaptanağası, uyuşturucu kullanımının önüne geçilmesi için acil
olarak bazı önlemlerin alınması gerektiğini söylüyor.
Sağlık Bakanlığı'nca zararlı alışkanlıklarla ilgili yapılan araştırmada, uyuşturucunun Türkiye'yi bir ahtapot gibi sardığına dikkat çekiliyor. Türkiye'nin 7 büyük ilindeki liselerde okuyan öğrenciler arasında yapılan araştırma sonucuna göre; öğrencilerin yüzde 53'ü esrarı deniyor, yüzde 22'si arasıra kullanıyor, yüzde 8.5'i sürekli kullanıyor. Eroini deneyenler yüzde 10, sürekli
kullananlar yüzde 4. Öğrencilerin 8.8'i kokaini denerken, yüzde 4'ü sürekli kullanıyor. Yüzde 35'i yapıştırıcı ve uçucu
madde deniyor, yüzde 6'sı devamlı kullanıyor. Tüm öğrenciler üzerindeki genel sonuç ise şöyle; yüzde 32'si esrarı, yüzde
22'si ilaç ve hapı, yüzde 6'sı morfini, yüzde 5'i de kokaini deniyor.
İlk defa uyuşturucu madde kullananların kullanma nedenleri de oldukça ilginç. Yüzde 83'ü arkadaş grubuyla, yüzde 28'i
merak, yüzde 25'i arkadaş etkisi, yüzde 5'i bilmeden, yüzde 13'ü başka nedenlerle madde kullandığını söylüyor. Sağlık
Bakanlığı'nın incelemelerine göre, madde kullanım oranları sıralamasında İzmir ilk sırada yer alıyor. İzmir'den sonra
Diyarbakır ve İstanbul geliyor. Konya, Bursa, Ankara, Adana illeri de birbirini takip ediyor. Araştırmaya katılan her 5 kişiden
biri çevresinde bir kişinin madde kullandığını itiraf ediyor.
Uzmanlar, uyuşturucu ve benzeri maddelerin doğudan batıya sevkiyatında Türkiye'nin önemli bir köprü görevi yaptığını,
okullarda uyuşturucu kullanım rakamlarının giderek arttığını ve ülkemizde 5 milyon ilaç bağımlısı olduğunu ifade ediyorlar.
Sigara ve alkollü içeceklerde de büyük bir artışın gözlendiği Türkiye'de, 22-23 milyon sigara tiryakisi, 20 milyon alkol dostu, 5 milyon alkol bağımlısı ve 5 milyon ilaç bağımlısı bulunuyor.
Konuyla ilgili bir bülten hazırlayan Türkiye Yeşilay Cemiyeti yetkilileri, son pişmanlık sınırına gelmeden bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini ifade ediyorlar. Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Selahattin Kaptanağası, alınmasını istedikleri önlemleri ise şöyle sıralıyor:
- Kanunlar işletilmeli; Anayasa'nın kesin hükümleri gereği olarak uyuşturucuyla mücadele konusunda ilk sorumlu devlettir.
Devlet bu konudaki sorumluluğuna sahip çıkmalı, yapılan parakende çalışmaları ve daha neler gerekiyorsa, hepsini bir plana bağlı olarak yürütmelidir.
-En güçlü ve yaygın eğitim ve yönlendirme kurumu olan medyaya bu konularda mutlaka bir disiplin getirilmelidir. Medyanın bu
konularda uyarıcı ve koruyucu çalışmalar yapması sağlanmalıdır.
- Ekranlara çıkan veya çıkarılan kişiler, gelişi güzel konuşmamalı, kamuoyunu ve sorumlu makamları yanıltıcı ifadelerden
kaçınmalıdır.
Bu konularda milli eğitim başta olmak üzere, ülkenin neresinde eğitim veren kurum ve kuruluş varsa, hepsinde bu mücadele
önemli ve ayrı bir konu olarak ele alınmalı. İnsanlar aileler, yöneticiler ciddi programlara bağlı olarak bilgilendirilmelidirler.
Öğretmen eğitimine dönük askeri personel ve din görevlileri uzmanlaştırılmalı, gerekirse bu hizmetler yasallaştırılmalıdır.
- Mücadele, sigara ve biradan itibaren bütün uyuşturucu nitelikli maddeleri kapsamalıdır.
- Cezaevleri disipline edilmeli. Uyuşturucu anarşisinde olumsuz rolü kamuoyunca da bilinen cezaevleri, ciddi biçimde ıslah
edilmelidir. Ve mutlaka cezaevlerimiz bir eğitim kurumu; hayra, hizmete, becerilere dönük birer ıslahevi durumuna getirilmelidir.
- İlk ve ortaöğretim okullarına, zararlı alışkanlıklar konusunu en faydalı biçimde işleyecek zorunlu 1-2 saatlik ders konulmalıdır.
kullanımında korkunç bir artış yaşanıyor. Yapılan araştırma, gençlerin nasıl bir felaketin eşiğine geldiğini ortaya koyması
bakımından son derece önemli. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Raporu'na göre ise, dünyada 200 milyon insan uyuşturucu
kullanıyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Selahattin Kaptanağası, uyuşturucu kullanımının önüne geçilmesi için acil
olarak bazı önlemlerin alınması gerektiğini söylüyor.
Sağlık Bakanlığı'nca zararlı alışkanlıklarla ilgili yapılan araştırmada, uyuşturucunun Türkiye'yi bir ahtapot gibi sardığına dikkat çekiliyor. Türkiye'nin 7 büyük ilindeki liselerde okuyan öğrenciler arasında yapılan araştırma sonucuna göre; öğrencilerin yüzde 53'ü esrarı deniyor, yüzde 22'si arasıra kullanıyor, yüzde 8.5'i sürekli kullanıyor. Eroini deneyenler yüzde 10, sürekli
kullananlar yüzde 4. Öğrencilerin 8.8'i kokaini denerken, yüzde 4'ü sürekli kullanıyor. Yüzde 35'i yapıştırıcı ve uçucu
madde deniyor, yüzde 6'sı devamlı kullanıyor. Tüm öğrenciler üzerindeki genel sonuç ise şöyle; yüzde 32'si esrarı, yüzde
22'si ilaç ve hapı, yüzde 6'sı morfini, yüzde 5'i de kokaini deniyor.
İlk defa uyuşturucu madde kullananların kullanma nedenleri de oldukça ilginç. Yüzde 83'ü arkadaş grubuyla, yüzde 28'i
merak, yüzde 25'i arkadaş etkisi, yüzde 5'i bilmeden, yüzde 13'ü başka nedenlerle madde kullandığını söylüyor. Sağlık
Bakanlığı'nın incelemelerine göre, madde kullanım oranları sıralamasında İzmir ilk sırada yer alıyor. İzmir'den sonra
Diyarbakır ve İstanbul geliyor. Konya, Bursa, Ankara, Adana illeri de birbirini takip ediyor. Araştırmaya katılan her 5 kişiden
biri çevresinde bir kişinin madde kullandığını itiraf ediyor.
Uzmanlar, uyuşturucu ve benzeri maddelerin doğudan batıya sevkiyatında Türkiye'nin önemli bir köprü görevi yaptığını,
okullarda uyuşturucu kullanım rakamlarının giderek arttığını ve ülkemizde 5 milyon ilaç bağımlısı olduğunu ifade ediyorlar.
Sigara ve alkollü içeceklerde de büyük bir artışın gözlendiği Türkiye'de, 22-23 milyon sigara tiryakisi, 20 milyon alkol dostu, 5 milyon alkol bağımlısı ve 5 milyon ilaç bağımlısı bulunuyor.
Konuyla ilgili bir bülten hazırlayan Türkiye Yeşilay Cemiyeti yetkilileri, son pişmanlık sınırına gelmeden bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini ifade ediyorlar. Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Selahattin Kaptanağası, alınmasını istedikleri önlemleri ise şöyle sıralıyor:
- Kanunlar işletilmeli; Anayasa'nın kesin hükümleri gereği olarak uyuşturucuyla mücadele konusunda ilk sorumlu devlettir.
Devlet bu konudaki sorumluluğuna sahip çıkmalı, yapılan parakende çalışmaları ve daha neler gerekiyorsa, hepsini bir plana bağlı olarak yürütmelidir.
-En güçlü ve yaygın eğitim ve yönlendirme kurumu olan medyaya bu konularda mutlaka bir disiplin getirilmelidir. Medyanın bu
konularda uyarıcı ve koruyucu çalışmalar yapması sağlanmalıdır.
- Ekranlara çıkan veya çıkarılan kişiler, gelişi güzel konuşmamalı, kamuoyunu ve sorumlu makamları yanıltıcı ifadelerden
kaçınmalıdır.
Bu konularda milli eğitim başta olmak üzere, ülkenin neresinde eğitim veren kurum ve kuruluş varsa, hepsinde bu mücadele
önemli ve ayrı bir konu olarak ele alınmalı. İnsanlar aileler, yöneticiler ciddi programlara bağlı olarak bilgilendirilmelidirler.
Öğretmen eğitimine dönük askeri personel ve din görevlileri uzmanlaştırılmalı, gerekirse bu hizmetler yasallaştırılmalıdır.
- Mücadele, sigara ve biradan itibaren bütün uyuşturucu nitelikli maddeleri kapsamalıdır.
- Cezaevleri disipline edilmeli. Uyuşturucu anarşisinde olumsuz rolü kamuoyunca da bilinen cezaevleri, ciddi biçimde ıslah
edilmelidir. Ve mutlaka cezaevlerimiz bir eğitim kurumu; hayra, hizmete, becerilere dönük birer ıslahevi durumuna getirilmelidir.
- İlk ve ortaöğretim okullarına, zararlı alışkanlıklar konusunu en faydalı biçimde işleyecek zorunlu 1-2 saatlik ders konulmalıdır.