Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Kur’ana göre ibadet (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan Huyela
- Başlangıç tarihi
Ey kitaba gerektiğinden az dikkat edenler ayet size hitap ediyor
Nisa
(94) Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, "Sen mü'min değilsin" demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Nisa
(94) Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, "Sen mü'min değilsin" demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Ama sözünde durmuyorsun. Hani sadece kuran-ı kerimdi. Neden hâlâ yorum yapıyorsun. Bunların hepsi senin yorumun ne kıymeti olur.
Yanlız Kuran ... !
Yanlız Kuran ... !
Allahü teâlâ, (Resulüme uyun, Onun bildirdiği her şeyi kabul edin, haram ettiklerinden sakının, Resule uyan bana uymuş olur. Ona isyan eden bana isyan etmiş olur. Onun sözleri vahye dayanır. Onun sözünü benim sözüme aykırı görenler ve Allah’ın yolu ile Peygamberin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kâfirdir) buyurmuyor mu? İşte âyet-i kerime mealleri:
(Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20]
(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]
(Resulüm de ki; “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]
(Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için de çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan da kâfirdir. Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.)
(De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin! [İtaat etmeyip] yüz çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.) [Âl-i İmran 32] (Demek ki sadece Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren kâfirdir.)
(Kimi, ona [Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.) [Nisa 55-56] (Resulünün hadislerinden yüz çeviren kâfirdir.)
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]
(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Haram etme yetkisini Allahü teâlâ, Resulüne de vermiştir.)
(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]
(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]
(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]
(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]
(Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dini [İslamiyet'i] din edinmeyen kimselerle; zelil bir halde kendi elleriyle [boyun eğerek] cizye verinceye kadar savaşın.) [Tevbe 29]
(Biz her Peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]
(Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.) [Nur 51]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.) [Enfal 13]
(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]
(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
(Resulullahta sizin için [uyulması gereken] güzel örnekler vardır.) [Ahzab 21]
Yanlız Kuran ... !
Allahü teâlâ, (Resulüme uyun, Onun bildirdiği her şeyi kabul edin, haram ettiklerinden sakının, Resule uyan bana uymuş olur. Ona isyan eden bana isyan etmiş olur. Onun sözleri vahye dayanır. Onun sözünü benim sözüme aykırı görenler ve Allah’ın yolu ile Peygamberin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kâfirdir) buyurmuyor mu? İşte âyet-i kerime mealleri:
(Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20]
(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]
(Resulüm de ki; “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]
(Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için de çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan da kâfirdir. Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.)
(De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin! [İtaat etmeyip] yüz çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.) [Âl-i İmran 32] (Demek ki sadece Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren kâfirdir.)
(Kimi, ona [Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.) [Nisa 55-56] (Resulünün hadislerinden yüz çeviren kâfirdir.)
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]
(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Haram etme yetkisini Allahü teâlâ, Resulüne de vermiştir.)
(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]
(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]
(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]
(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]
(Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dini [İslamiyet'i] din edinmeyen kimselerle; zelil bir halde kendi elleriyle [boyun eğerek] cizye verinceye kadar savaşın.) [Tevbe 29]
(Biz her Peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]
(Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.) [Nur 51]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.) [Enfal 13]
(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]
(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
(Resulullahta sizin için [uyulması gereken] güzel örnekler vardır.) [Ahzab 21]
Çesit çesit insanların önderlerin bir dediği iki edilmez ama niyedir bu peygambere itaat bu insanları bu kadar zorlarki anlamış değilim olsa olsa kalplerin mühürlü olmasıdır herhalde mevlam hidayet eylesin.
Mevlam bizi, Kuran'ın istediği yaşamın pratiği olan, Muhammet Mustafa sellallahü aleyhi vesellemin yolundan sünnetinden ayırması inşaAllah.
Mevlam bizi, Kuran'ın istediği yaşamın pratiği olan, Muhammet Mustafa sellallahü aleyhi vesellemin yolundan sünnetinden ayırması inşaAllah.
Sevgili huyela kardeşim Ben bu güne kadar Hz. Muhammed'den direk bana intikal eden emir ve kitaba hiç bir yerde ve hiç bir zaman itaatsizlik yapmadım diyemem ama bence bunu içinizden kimse yapmadım diyemez ve hiç bir zaman peygamberimiz anlaşmazlıklarımda bana hakem olmadı
Şunu anlamanızda yarar var peygamberimiz vakte göre hüküm vermiştir ve bunlar kitaba bağlı kalarak vakte ve olaylara göre değişmez değildir yeterki kitap ile çelişmesin.
İşte ben senin cevap verdiğin kitap için ölürüm ama başka hiç bir dini kitabı kendime rehber olarak kabul etmem ama islam dini için faydasız da diyemem
Şunu anlamanızda yarar var peygamberimiz vakte göre hüküm vermiştir ve bunlar kitaba bağlı kalarak vakte ve olaylara göre değişmez değildir yeterki kitap ile çelişmesin.
İşte ben senin cevap verdiğin kitap için ölürüm ama başka hiç bir dini kitabı kendime rehber olarak kabul etmem ama islam dini için faydasız da diyemem
Size aliye aliye isimli arkadaşın daha önce forumda yazmış olduğu bir yazıyı aktarmak istiyorum
Selamün Aleyküm kardeşim, emeğinize sağlık..Güzel bir paylaşımdı..Kur'an-ı Mübin asırlar öncesinden bilimsel, toplumsal... kısacası dünyevi (aynı zamanda uhrevi) tüm meselelere ışık tuttu, satır aralarını okumasını bilenlere, henüz yeni yeni tespit edilen gerçekleri müjdeledi, haber verdi..Öğüt alıp, düşünenlerden oluruz inşallah..
Allah c.c razı olsun..Selam ve dua ile.
Selamün Aleyküm kardeşim, emeğinize sağlık..Güzel bir paylaşımdı..Kur'an-ı Mübin asırlar öncesinden bilimsel, toplumsal... kısacası dünyevi (aynı zamanda uhrevi) tüm meselelere ışık tuttu, satır aralarını okumasını bilenlere, henüz yeni yeni tespit edilen gerçekleri müjdeledi, haber verdi..Öğüt alıp, düşünenlerden oluruz inşallah..
Allah c.c razı olsun..Selam ve dua ile.
Sayın Gurbette bu ayetleri okumanızı tavsiye ederim
Allah Kuran'da bir kelime kullandığında eğer iki anlamı varsa bunun çelişki yaratacağını düşünerek isteseydi Resul kelimesini aşağıdaki ayetlerde kullanmayabilirdi.
Bakara 2. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.
Bakara2. Zalikel kitabü la raybe fıh* hüdel lil müttekıyn
YUSUF - 50
Ve kâlel meliku'tûnî bih(bihî), fe lemmâ câehur resûlu kâlerci' ilâ rabbike fes'elhu mâ bâlun nisvetillâtî katta'ne eydiyehunn(eydiyehunne), inne rabbî bi keydihinne alîm(alîmun).
Ve Melik: “Onu bana getirin.” dedi. Böylece ona, resûl (ulak, haberci) geldiği zaman Yusuf (A.S): “Efendine dön ve ellerini kesen kadınların hali (durumu) nedir, ona sor.” dedi. Muhakkak ki; Rabbim onların hilelerini en iyi bilendir.
İBRAHİM - 4
Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, hikmet sahibidir.
Allah Kuran'da bir kelime kullandığında eğer iki anlamı varsa bunun çelişki yaratacağını düşünerek isteseydi Resul kelimesini aşağıdaki ayetlerde kullanmayabilirdi.
Bakara 2. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.
Bakara2. Zalikel kitabü la raybe fıh* hüdel lil müttekıyn
YUSUF - 50
Ve kâlel meliku'tûnî bih(bihî), fe lemmâ câehur resûlu kâlerci' ilâ rabbike fes'elhu mâ bâlun nisvetillâtî katta'ne eydiyehunn(eydiyehunne), inne rabbî bi keydihinne alîm(alîmun).
Ve Melik: “Onu bana getirin.” dedi. Böylece ona, resûl (ulak, haberci) geldiği zaman Yusuf (A.S): “Efendine dön ve ellerini kesen kadınların hali (durumu) nedir, ona sor.” dedi. Muhakkak ki; Rabbim onların hilelerini en iyi bilendir.
İBRAHİM - 4
Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, hikmet sahibidir.
Sözlerin birbirini tutmuyor. Haşa bir peygamberin gönderilen kitaba aykırı söz söyleyeceğini hangi akıl kabul eder.
Bak çok net yazıyorum . Nerde hatta ettiğini buradan anla. Sen hadisi şerifler bize yalan yanlış dersen, biriside çıkıp o zaman Kuran-ı Kerimde değişmiştir. Oda insanların eliyle bize ulaştı derse ne cevab verirsin...?
EHLİ SÜNNET İTİKADINI REDDEDEN SAHABEYİ...SAHABEYİ REDDEDEN SÜNNETİ-HADİSİ-PEYGAMBERİ...PEYGAMBERİ REDDEDEN ALLAHI-KİTABI REDDEDER...SİLSİLEDİR BU..NAKİLDİR BU..KAYNAKLAR AYNIDIR...BİR KAYNAĞA LEKE DÜŞÜREN BÜTÜNE LEKE DÜŞÜRMÜŞTÜR...KİTAP..SÜNNET...İCMAA...KIYAS...Ben mübin nikli şahsı değil EHLİ SÜNNET VEL CEMAATI KENDİME İTİKAD EDİYORUM..NOKTA..
HZ MUSANIN ÜMMETİ 71 FIRKAYA AYRILMIŞTIR...70 İ ATEŞTE..BİRİ HAK YOLDA...HZ İSANIN ÜMMETİ 72 FIRKAYA AYRILMIŞTIR..71 İ ATEŞTE...BİRİ HAK YOLDA...BENİM ÜMMETİMDE ZAMAN GELECEK 73 FIRKAYA AYRILACAKTIR...72 Sİ ATEŞTE...BİRİ HAK YOLDA...BEN O YOL ÜZEREYİM...SAHABELERİM DE O YOL ÜZERİNDE..BÜTÜN SAHABEYİ SAHİPLENEN EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT...SADECE KENDİLERİNİ BUYURMALARI YETERKEN ARKADAŞLARINIDA BİLDİRMESİ...CEMAAT VE TOPLULUK HAKİKATİNE DELALET EDER...Allahcc doğru yolu üzere ayaklarımızı sabit eylesin...
sayın huyela Ben bazı hadislerin peygamber tarafından söylensede zamanla değiştirilip günümüze kadar geldiğini söylüyorum sözlerimin birbirini tutmaması diye bir şey yok.
Kurana inanmayandan başka kimse değiştirilmiş diyemez.
Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla
Sohbet başlığı KURANA GÖRE İBADET olmasına rağmen bu yazılanlardan hangi ibadet ile alakalı sohbetin devam ettiğini doğrusu anlamak biraz zor görünmekte belki
şöyle bir yol takip edilse daha faydalı olur kanaatindeyim
1 Kendisine Kuran vahy edilen Peygamberin Kuranı anlamaması ve ibadetlerini Kurana göre düzenlememesi düşünülemez
2 Sahabeden uygulamaları Yani sünneti aktaranların ya doğru söylediklerini kabul yada yalan söylediklerini kabul etmek durumundayız.
3 Mevcut elimizdeki kuran ile bize aktarılan sünnet arasında nasıl bir çelişki varki itirazımız var ?
Önce Kuranda İbadet Kavramı nedir birlikte bakalım
Tabi kabul ederseniz.
Fatiha suresi ayet 5
Biz yalnızca Sana ibadet eder
ve yalnızca Sen'den yardım dileriz.
Arapça "İbadet" kelimesi üç anlamda kullanılır:
a) Tapma ve bağlılık;
b) Boyun eğme ve itaat etme;
c) Hükmü altına girme ve kulluk yapma. Burada bu üç anlama da gelir;
yani: "Biz yalnız sana ibadet ederiz, yalnız senin kulların ve köleleriniz." "Yalnız Sen'le bu tür bir ilişki içindeyiz" ve "Bu üç anlamıyla da Sen'den başka hiç kimseyi mâbud kabul etmiyoruz."
"Senin yardımını diliyoruz, çünkü senin Alemlerin Rabbi olduğunu, herşeye kâdir olduğunu ve her şey üzerinde hükümran olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, istek ve ihtiyaçlarımızın karşılanması için yardımını isteyerek sana yöneliyoruz."
Bu ayetin muhatabı olarak ne yapacağız?
Sohbet başlığı KURANA GÖRE İBADET olmasına rağmen bu yazılanlardan hangi ibadet ile alakalı sohbetin devam ettiğini doğrusu anlamak biraz zor görünmekte belki
şöyle bir yol takip edilse daha faydalı olur kanaatindeyim
1 Kendisine Kuran vahy edilen Peygamberin Kuranı anlamaması ve ibadetlerini Kurana göre düzenlememesi düşünülemez
2 Sahabeden uygulamaları Yani sünneti aktaranların ya doğru söylediklerini kabul yada yalan söylediklerini kabul etmek durumundayız.
3 Mevcut elimizdeki kuran ile bize aktarılan sünnet arasında nasıl bir çelişki varki itirazımız var ?
Önce Kuranda İbadet Kavramı nedir birlikte bakalım
Tabi kabul ederseniz.
Fatiha suresi ayet 5
Biz yalnızca Sana ibadet eder
ve yalnızca Sen'den yardım dileriz.
Arapça "İbadet" kelimesi üç anlamda kullanılır:
a) Tapma ve bağlılık;
b) Boyun eğme ve itaat etme;
c) Hükmü altına girme ve kulluk yapma. Burada bu üç anlama da gelir;
yani: "Biz yalnız sana ibadet ederiz, yalnız senin kulların ve köleleriniz." "Yalnız Sen'le bu tür bir ilişki içindeyiz" ve "Bu üç anlamıyla da Sen'den başka hiç kimseyi mâbud kabul etmiyoruz."
"Senin yardımını diliyoruz, çünkü senin Alemlerin Rabbi olduğunu, herşeye kâdir olduğunu ve her şey üzerinde hükümran olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, istek ve ihtiyaçlarımızın karşılanması için yardımını isteyerek sana yöneliyoruz."
Bu ayetin muhatabı olarak ne yapacağız?