Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

~*~ Kin Ve Din ~*~ (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Kin, kötü ahlâka ait niteliklerdendir. Bu nedenle İslam'ın onaylamadığı, ortadan kaldırmayı amaçladığı huylardandır. Karşıtı olan bağışlama (af) ise güzel ahlâkın niteliklerindendir; Islâm tarafından teşvik edilen davranışlar arasında yer alır. Kin kötü bir duygu ve huy olduğu kadar birçok kötü tutum ve davranışın da başlıca nedenidir.




Kur'an'a göre kinin başlıca kaynağı sapkınlık ve azgınlıktır. Bu nedenle öncelikle kâfirlere özgü bir niteliktir. Hristiyanlara ilişkin bir âyette bu ilişki şöyle açıklanır: "Biz Hristiyanız diyenlerin de sözünü almıştık, ama uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. Bu yüzden Kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin (bağda') saldık. Yakında Allah onlara bu yaptıklarını haber verecektir." (el-Mâide, 5/14).




Yahudiler de sapkınlık ve azgınlıkları yüzünden düşmanlık ve kine salınmışlardır: "Andolsun, Rabbinden sana indirilen onların (Yahudilerin) çoğunun azgınlığını ve küfrunü artıracaktır. Biz onların aralarına ta Kıyamet'e kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. (Onlar) yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Allah da bozguncuları sevmez" (el-Mâide, 5/64). Içlerindeki düşmanlık ve kin yalnız kendileri arasında etkili olmakla kalmamakta, müslümanlara da yönelmekte ve zarar vermektedir. Bu nedenle Müslümanlar ilişkilerinde dikkatli olmalıdırlar: "Ey iman edenler, kendinizden başkasını kendinize dost edinmeyin; onlar sizi ifsat etmekten geri durmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isterler. Onların ağızlarından öfke taşmaktadır. Göğüslerinde sakladıkları (kin) ise daha büyüktür " (Alu Imrân, 3/118).

Kin, küfür ve azgınlıkla olduğu kadar isyan ve itaattan çıkmakla da bağlantılıdır. Allah'a itaat eden, hayatlarını O'nun emir ve yasakları doğrultusunda düzenleyen mü'minler doğal olarak kin ve benzeri duygulardan korunacaklar, uzak olacaklardır. Kur'an, mü'minleri bu konuda uyararak şeytanın oyununa gelmemeleri konusunda uyarır: "Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak istiyor. Artık (bunlardan) vaz geçtiniz değil mi?" (el-Mâide, 5/98). Allah'ın koyduğu kurallara uygun hareket eden mü'minler, itaatlarının ödülü olarak Cennet'e konulacaklardır. Cennetteki mü'minler tanımlanırken onların kin ve nefretten arındırılmış oldukları belirtilir: "Onların göğüslerindeki kini çıkarıp atmışızdır; (hepsi) kardeşler olarak köşkler üzerinde karşı karşıya oturur" (el-Hicr, 15/47). Aynı olgu diğer bir yerde de şöyle dile getirilir: "Göğüslerinden kinden ne varsa hepsini çıkarıp atmışızdır. Altlarından ırmaklar akmaktadır" (el-A'raf, 7/43). Mü'minlerin bu durumu, onların bu dünyadaki durumlarının doğal sonucudur. Başka bir deyişle mü'minler dünyada düşmanlık ve kin duyguları ile bunların nedenlerinden ve yol açtığı kötülüklerden, uzak oldukları gibi Cennet'te de uzaktırlar.




Kin duygusunun psikolojik nedenlerini inceleyen Islâm ahlâkçılarına göre yapılan bir kötülüğe karşı koyamamanın, intikam alamamanın yol açtığı öfke kalbe yerleşerek gizli bir düşmanlık duygusuna, kine dönüşür. Bu nedenle kinin başlıca ruhsal kaynağı öfke ve intikam hırsıdır. Kin birçok ruhsal ve ahlâki hastalıkların da kaynağıdır. Bunların başlıcaları hased, ilişkileri kesmek, aşağılamaya çalışmak, gıybet, sırları açıklamak, çeşitli biçimlerde eziyetler yapmak, borç ve benzeri hakları yerine getirmemek, felaketlere sevinmektir. Bunların tümü haram olan ve insanı yüksek ahlâkî niteliklerden uzaklaştıran davranış ve huylardır.




Hz. Peygamber (s.a.s), birçok hadisinde mü'minlerin kinden uzak olmaları gerektiğini belirtir. "Mü'min kin tutmaz" buyuran Hz. peygamber (s.a.s) bir başka hadisinde kin tutmamayı hayırlı insanların nitelikleri arasında sayar. Bu hadise göre, insanların hayırlısının kim olduğu yolundaki soruya "Kalbleri mahmum olan herkes" diye cevap veren Hz. Peygamber (s.a.s), kalbi mahmum olanları "muttaki olanlar, kin ve hasetten temiz olanlar" biçiminde tanımlamıştır (Ibn Mace). Hz. Peygamber (s.a.s), Hz. Aişe (r. anha)'ya verdiği bir öğütte de Allah'a "kalbinin kinini gidermesi ve fitne sapıklıklarından koruması" şeklinde dua etmesini buyurur.




Kur'an mü'minleri kin ve benzeri kötü huylara karşı uyarır, onları kinin zıddı olan bağışlayıcılığa yönlendirir. Hz. Ebû Bekir'in, Hz. Aişe'ye atılan iftiraya katılan akrabalarından Mıstah'a bir daha yardım etmeyeceğine yemin etmesi üzerine gelen âyette bağışlamanın önem ve üstünlüğüne dikkat çekilerek şöyle buyrulur: "Sizden fazilet ve servet sahibi kimseler, yakınlığı bulunanlara, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere birşey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, geçsinler. Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz?" (en-Nur, 24/22). Diğer bir âyette de cahillere uyulmaması, af yolunun tutulması emredilir (el-A'raf, 7/199). Bağışlama takvaya daha yakın olan bir davranıştır: "Sizin affetmeniz takvaya daha yakındır" (el-Bakara, 2/237). Hz. Peygamber (s.a.s) de bağışlamayı üstün ahlâkın üç niteliği arasında sayar: "Ey Ukbe, dikkat et, sana dünya ve âhiret ehlının en üstün ahlâkından haber vereyim. Gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve sana kötülük edeni bağışlamandır" (Ibn Ebi'd-Dünya).


~*~ B)B) ~*~
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
SELAMÜN ALEYKÜM KARDEŞİM .
YAZIN HERZAMANKİ GİBİ ÇOK GÜZEL OLMUŞ EMEĞİNE SAĞLIK
UZUN ZAMANDIR SİTEDEN UZAKTIM YİNE ŞEHİR DIŞINDA OLACAĞIM İÇİN DAHA SONRA SİTEDE GÖRÜŞMEK ÜZERE ALLAH A EMANET OLUNUZ :H

Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü yuvamızın değerli büyüklerinden Emin Abim.Beğendiğinize sevindim..Allah c.c razı olsun, sağolunuz..Evet abim, bir müddettir görünmüyordunuz..İnşallah afiyettesinizdir..Rabbimiz c.c'nin yardımı ve ihsanı her daim sizinle olsun inşallah..Dualarımızdasınız..En kısa zamanda dönmeniz duasıyla inşallah Emin abim..
En Emin'e emanet olun..Selam ve dua ile..Hayırlı ve bereketli cumalar inşallah..B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
ÖFKE (GAZAB ) - KİN

3/134: O Takva sahipleri ki... kızdıklarında kin ve öfkelerini yutarlar ve insanların kusurlarını affederler...
3/118: Ey iman edenler! Sizden olmayanları dost edinmeyin... Onlar sıkıntıya düşmenizi isterler... Ağızlarından kin ve öfke taşmaktadır...

Nefsin yıkıcı sıfatlarından olan öfke, kalbin intikam hissi ile coşmasıdır. Bu tür benlikler; olur olmaz her şeye hiddetlenir, kızar. Haşin, sert ve acımasızdır. Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: " Öfkeden korkunuz! Çünkü o, Ademoğlunun kalbinde yakılan bir közdür. "

Kin; öç almak için fırsat kollamak, intikam hissi ile dolmak demektir. Türlü nedenlerle hırsla kirlenen nefsin kalbi kararır, aklı fikri yalnız intikam alma hissi ile dolar. Bu duygu onu devamlı öfke halinde tuttuğundan, içten sevgi ve gerçek iman ile Cenâbı Hakk'a kulluk etmesine imkân vermez.

Kin ve öfkenin insan nefsindeki yıkıcılığını önlemenin yolunu Kur'ân, yukarıdaki ayetle açıklamıştır: " Takvâ sahiplerini yaptığı gibi, kin ve öfkelerinizi yutunuz ve insanların kusurlarını da affediniz ki iyiye ve güzele yönelebilesiniz. "
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Kin ve Öfke


Öfkeyi, şehveti, hırsı terk etmek erliktir. Bu peygamberlik damarıdır.

Ustası, şaşı çırağına “içeriye gir, raftaki şişeyi dışarıya getir” demiş;
Şaşı (çırak) “o iki şişeden hangisini getireyim?” diye (sormuş).
Ustası cevap vermiş: “O, iki şişe değil, git şaşılığı bırak; (biri iki) görme.”
(Çırak) “usta beni (niye) azarlıyorsun” deyince ustası “(öyleyse) o iki şişenin birini kır” diye (karşılık vermiş).
Şişe bir taneydi, ama onun gözüne iki görünüyordu.(...)
(Çırak) birini kırınca diğeri de gözden kayboldu. İnsan da arzuları ve öfkesi sebebiyle (böyle) şaşı olur.

Öfke ve şehvet insanı şaşı yapar, ruhu doğruluktan ayırır.

Kin (duygusu) gelince hünerler görünmez olur, gönülden göze yüz perde iner.

Kin tutma! (Zira) kin yüzünden yol azıtanların kabirlerini kin tutanların yanına kazarlar.

Kızgınlığın cehennem ateşinin tohumudur. Kendine gel de şu cehennemini söndür. Çünkü o bir tuzaktır.

Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, cehennem ateşinin aslı oldun gitti, demektir.

Ateşin burada nasıl insanları yakarsa, ondan meydana gelen eser de orada seni yakar.

(V/4026, I/327-334, II/0273, III/3480, 3472, 3473)

Mesnevi’den
 

kartanesi53

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2008
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
çok güzel bir konu..ALLAH razı olsun güzel kardeşim....:(:H
 

yalniz_yolcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
634
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Konuyu öyle Açiklamişsin Ki Ablam Okurken Kendimden Bişeyler Bulmadim Deil... Emeğine Sağlik Allah Razi Olsun Rabbim Hepimizi Takva Sahibi Kullardan Eylesin.. Selametle Kal Inş.
 

yalniz_yolcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
634
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
konuyu öyle Açiklamişsin Ki Ablam Okurken Kendimden Bişeyler Bulmadim Deil... Emeğine Sağlik Allah Razi Olsun Rabbim Hepimizi Takva Sahibi Kullardan Eylesin.. Selametle Kal Inş.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Konuyu öyle Açiklamişsin Ki Ablam Okurken Kendimden Bişeyler Bulmadim Deil... Emeğine Sağlik Allah Razi Olsun Rabbim Hepimizi Takva Sahibi Kullardan Eylesin.. Selametle Kal Inş.


Selamün Aleyküm güzel kardeşim. Güzel duanıza kalbi aminler olsun inşallah..
Bu yazı, bizim konferanslarımızın birinde hocalarımızdan birinin sohbet konusu olmuştu..Hocamızdan, konunun yazılı metnini istedim ve sizlerle paylaşmak istedim..Beğendiğinize sevindim kardeşim. Allah c.c sizden de ebeden razı olsun inşallah. Teşekkür ediyorum yorumunuz için..Rahman ve Rahim olan Mevlamıza emanetsiniz..Selam ve baki dua ile..B)
 

yalniz_yolcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2008
Mesajlar
634
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
çok Güzel Olmuş Iyiki Yazmişin Ablam.. Emeğine Sağlik..
 

DuaLar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2008
Mesajlar
1,107
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Çok güzel bir paylaşımdı kardeşim...

Kinlerini din haline getiren ham kişiler

Ne kadar dogru bir söz
Ellerinize emeginize
Yüreginize saglık
Varlıgınız eksik olmasın inşALLAH...
 

MUDİR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
384
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
aliye_aliye kadeşimden alıntı....Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapacaksan, önce şefkatle, dostça, muhabbetle başla işe.
Yeter! Bitsin artık bu kinler, dinsiz çekişmeler, düşmanlıklar!...
Parolamız muhabbet olsun.
Kin değil, sevgi…



Bize bu muhabbet ortamını sağlayan parmaklarınıza, paylaşmayı nakış nakış işleyen yüreğinize sağlık Allah razı olsun selametle kalın.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Çok güzel bir paylaşımdı kardeşim...

Kinlerini din haline getiren ham kişiler

Ne kadar dogru bir söz
Ellerinize emeginize
Yüreginize saglık
Varlıgınız eksik olmasın inşALLAH...


Allah c.c razı olsun değerli ablam sizden de..Eksik olmayınız inşallah..Bu aralar yoksunuz, inşallah iyisinizdir ve bir sorun yoktur inşallah..En kısa zamanda güzel paylaşımlarınızla tekrar aramızda bulunmanız dileğiyle.. Selam ve baki DuaLarımla En Emin'e emanetimsiniz inşallah..B):H
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
aliye_aliye kadeşimden alıntı....Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapacaksan, önce şefkatle, dostça, muhabbetle başla işe.
Yeter! Bitsin artık bu kinler, dinsiz çekişmeler, düşmanlıklar!...
Parolamız muhabbet olsun.
Kin değil, sevgi…



Bize bu muhabbet ortamını sağlayan parmaklarınıza, paylaşmayı nakış nakış işleyen yüreğinize sağlık Allah razı olsun selametle kalın.


Allah c.c razı olsun abi..Teşekkürler yorumunuz için..Rabbimize emanet olun..Selam ve dua ile inşallah.
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Kalbte yerleşen, öç almaya yönelik şiddetli düşmanlık. Arapça'da hıkd, gıll ve bağdâ gibi kelimelerle karşılanır. Kin tutmak, kin beslemek, kin gütmek, kin bağlamak gibi deyimler düşmanlık duygusunun kalbte yerleştiğini ve süreklilik gösterdiğini dile getirir.

Kin, kötü ahlâka ait niteliklerdendir. Bu nedenle İslâm'ın onaylamadığı, ortadan kaldırmayı amaçladığı huylardandır. Karşıtı olan bağışlama (af) ise güzel ahlâkın niteliklerindendir; İslâm tarafından teşvik edilen davranışlar arasında yer alır. Kin kötü bir duygu ve huy olduğu kadar birçok kötü tutum ve davranışın da başlıca nedenidir.

Kur'an'a göre kinin başlıca kaynağı sapkınlık ve azgınlıktır. Bu nedenle öncelikle kâfirlere özgü bir niteliktir. Hristiyanlara ilişkin bir âyette bu ilişki şöyle açıklanır: "Biz Hristiyanız diyenlerin de sözünü almıştık, ama uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. Bu yüzden Kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin (bağda') saldık. Yakında Allah onlara bu yaptıklarını haber verecektir." (el-Mâide, 5/14). Yahudiler de sapkınlık ve azgınlıkları yüzünden düşmanlık ve kine salınmışlardır: "Andolsun, Rabbinden sana indirilen onların (Yahudilerin) çoğunun azgınlığını ve küfrunü artıracaktır. Biz onların aralarına ta Kıyamet'e kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. (Onlar) yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Allah da bozguncuları sevmez" (el-Mâide, 5/64). İçlerindeki düşmanlık ve kin yalnız kendileri arasında etkili olmakla kalmamakta, müslümanlara da yönelmekte ve zarar vermektedir. Bu nedenle Müslümanlar ilişkilerinde dikkatli olmalıdırlar: "Ey iman edenler, kendinizden başkasını kendinize dost edinmeyin; onlar sizi ifsat etmekten geri durmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isterler. Onların ağızlarından öfke taşmaktadır. Göğüslerinde sakladıkları (kin) ise daha büyüktür " (Alu İmrân, 3/118).

Kin, küfür ve azgınlıkla olduğu kadar isyan ve itaattan çıkmakla da bağlantılıdır. Allah'a itaat eden, hayatlarını O'nun emir ve yasakları doğrultusunda düzenleyen mü'minler doğal olarak kin ve benzeri duygulardan korunacaklar, uzak olacaklardır. Kur'an, mü'minleri bu konuda uyararak şeytanın oyununa gelmemeleri konusunda uyarır: "Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak istiyor. Artık (bunlardan) vaz geçtiniz değil mi?" (el-Mâide, 5/98). Allah'ın koyduğu kurallara uygun hareket eden mü'minler, itaatlarının ödülü olarak Cennet'e konulacaklardır. Cennetteki mü'minler tanımlanırken onların kin ve nefretten arındırılmış oldukları belirtilir: "Onların göğüslerindeki kini çıkarıp atmışızdır; (hepsi) kardeşler olarak köşkler üzerinde karşı karşıya oturur" (el-Hicr, 15/47). Aynı olgu diğer bir yerde de şöyle dile getirilir: "Göğüslerinden kinden ne varsa hepsini çıkarıp atmışızdır. Altlarından ırmaklar akmaktadır" (el-A'raf, 7/43). Mü'minlerin bu durumu, onların bu dünyadaki durumlarının doğal sonucudur. Başka bir deyişle mü'minler dünyada düşmanlık ve kin duyguları ile bunların nedenlerinden ve yol açtığı kötülüklerden, uzak oldukları gibi Cennet'te de uzaktırlar.

Kin duygusunun psikolojik nedenlerini inceleyen İslâm ahlâkçılarına göre yapılan bir kötülüğe karşı koyamamanın, intikam alamamanın yol açtığı öfke kalbe yerleşerek gizli bir düşmanlık duygusuna, kine dönüşür. Bu nedenle kinin başlıca ruhsal kaynağı öfke ve intikam hırsıdır. Kin birçok ruhsal ve ahlâki hastalıkların da kaynağıdır. Bunların başlıcaları hased, ilişkileri kesmek, aşağılamaya çalışmak, gıybet, sırları açıklamak, çeşitli biçimlerde eziyetler yapmak, borç ve benzeri hakları yerine getirmemek, felaketlere sevinmektir. Bunların tümü haram olan ve insanı yüksek ahlâkî niteliklerden uzaklaştıran davranış ve huylardır.

Hz. Peygamber (s.a.s), birçok hadisinde mü'minlerin kinden uzak olmaları gerektiğini belirtir. "Mü'min kin tutmaz" buyuran Hz. peygamber (s.a.s) bir başka hadisinde kin tutmamayı hayırlı insanların nitelikleri arasında sayar. Bu hadise göre, insanların hayırlısının kim olduğu yolundaki soruya "Kalbleri mahmum olan herkes" diye cevap veren Hz. Peygamber (s.a.s), kalbi mahmum olanları "muttaki olanlar, kin ve hasetten temiz olanlar" biçiminde tanımlamıştır (İbn Mace). Hz. Peygamber (s.a.s), Hz. Aişe (r. anha)'ya verdiği bir öğütte de Allah'a "kalbinin kinini gidermesi ve fitne sapıklıklarından koruması" şeklinde dua etmesini buyurur.

Kur'an mü'minleri kin ve benzeri kötü huylara karşı uyarır, onları kinin zıddı olan bağışlayıcılığa yönlendirir. Hz. Ebû Bekir'in, Hz. Aişe'ye atılan iftiraya katılan akrabalarından Mıstah'a bir daha yardım etmeyeceğine yemin etmesi üzerine gelen âyette bağışlamanın önem ve üstünlüğüne dikkat çekilerek şöyle buyrulur: "Sizden fazilet ve servet sahibi kimseler, yakınlığı bulunanlara, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere birşey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, geçsinler. Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz?" (en-Nur, 24/22). Diğer bir âyette de cahillere uyulmaması, af yolunun tutulması emredilir (el-A'raf, 7/199). Bağışlama takvaya daha yakın olan bir davranıştır: "Sizin affetmeniz takvaya daha yakındır" (el-Bakara, 2/237). Hz. Peygamber (s.a.s) de bağışlamayı üstün ahlâkın üç niteliği arasında sayar: "Ey Ukbe, dikkat et, sana dünya ve âhiret ehlinin en üstün ahlâkından haber vereyim. Gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve sana kötülük edeni bağışlamandır" (İbn Ebi'd-Dünya).




Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim. Selam ve dua ile kalın
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Kalbte yerleşen, öç almaya yönelik şiddetli düşmanlık. Arapça'da hıkd, gıll ve bağdâ gibi kelimelerle karşılanır. Kin tutmak, kin beslemek, kin gütmek, kin bağlamak gibi deyimler düşmanlık duygusunun kalbte yerleştiğini ve süreklilik gösterdiğini dile getirir.

Kin, kötü ahlâka ait niteliklerdendir. Bu nedenle İslâm'ın onaylamadığı, ortadan kaldırmayı amaçladığı huylardandır. Karşıtı olan bağışlama (af) ise güzel ahlâkın niteliklerindendir; İslâm tarafından teşvik edilen davranışlar arasında yer alır. Kin kötü bir duygu ve huy olduğu kadar birçok kötü tutum ve davranışın da başlıca nedenidir.

Kur'an'a göre kinin başlıca kaynağı sapkınlık ve azgınlıktır. Bu nedenle öncelikle kâfirlere özgü bir niteliktir. Hristiyanlara ilişkin bir âyette bu ilişki şöyle açıklanır: "Biz Hristiyanız diyenlerin de sözünü almıştık, ama uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. Bu yüzden Kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin (bağda') saldık. Yakında Allah onlara bu yaptıklarını haber verecektir." (el-Mâide, 5/14). Yahudiler de sapkınlık ve azgınlıkları yüzünden düşmanlık ve kine salınmışlardır: "Andolsun, Rabbinden sana indirilen onların (Yahudilerin) çoğunun azgınlığını ve küfrunü artıracaktır. Biz onların aralarına ta Kıyamet'e kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. (Onlar) yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Allah da bozguncuları sevmez" (el-Mâide, 5/64). İçlerindeki düşmanlık ve kin yalnız kendileri arasında etkili olmakla kalmamakta, müslümanlara da yönelmekte ve zarar vermektedir. Bu nedenle Müslümanlar ilişkilerinde dikkatli olmalıdırlar: "Ey iman edenler, kendinizden başkasını kendinize dost edinmeyin; onlar sizi ifsat etmekten geri durmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isterler. Onların ağızlarından öfke taşmaktadır. Göğüslerinde sakladıkları (kin) ise daha büyüktür " (Alu İmrân, 3/118).

Kin, küfür ve azgınlıkla olduğu kadar isyan ve itaattan çıkmakla da bağlantılıdır. Allah'a itaat eden, hayatlarını O'nun emir ve yasakları doğrultusunda düzenleyen mü'minler doğal olarak kin ve benzeri duygulardan korunacaklar, uzak olacaklardır. Kur'an, mü'minleri bu konuda uyararak şeytanın oyununa gelmemeleri konusunda uyarır: "Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak istiyor. Artık (bunlardan) vaz geçtiniz değil mi?" (el-Mâide, 5/98). Allah'ın koyduğu kurallara uygun hareket eden mü'minler, itaatlarının ödülü olarak Cennet'e konulacaklardır. Cennetteki mü'minler tanımlanırken onların kin ve nefretten arındırılmış oldukları belirtilir: "Onların göğüslerindeki kini çıkarıp atmışızdır; (hepsi) kardeşler olarak köşkler üzerinde karşı karşıya oturur" (el-Hicr, 15/47). Aynı olgu diğer bir yerde de şöyle dile getirilir: "Göğüslerinden kinden ne varsa hepsini çıkarıp atmışızdır. Altlarından ırmaklar akmaktadır" (el-A'raf, 7/43). Mü'minlerin bu durumu, onların bu dünyadaki durumlarının doğal sonucudur. Başka bir deyişle mü'minler dünyada düşmanlık ve kin duyguları ile bunların nedenlerinden ve yol açtığı kötülüklerden, uzak oldukları gibi Cennet'te de uzaktırlar.

Kin duygusunun psikolojik nedenlerini inceleyen İslâm ahlâkçılarına göre yapılan bir kötülüğe karşı koyamamanın, intikam alamamanın yol açtığı öfke kalbe yerleşerek gizli bir düşmanlık duygusuna, kine dönüşür. Bu nedenle kinin başlıca ruhsal kaynağı öfke ve intikam hırsıdır. Kin birçok ruhsal ve ahlâki hastalıkların da kaynağıdır. Bunların başlıcaları hased, ilişkileri kesmek, aşağılamaya çalışmak, gıybet, sırları açıklamak, çeşitli biçimlerde eziyetler yapmak, borç ve benzeri hakları yerine getirmemek, felaketlere sevinmektir. Bunların tümü haram olan ve insanı yüksek ahlâkî niteliklerden uzaklaştıran davranış ve huylardır.

Hz. Peygamber (s.a.s), birçok hadisinde mü'minlerin kinden uzak olmaları gerektiğini belirtir. "Mü'min kin tutmaz" buyuran Hz. peygamber (s.a.s) bir başka hadisinde kin tutmamayı hayırlı insanların nitelikleri arasında sayar. Bu hadise göre, insanların hayırlısının kim olduğu yolundaki soruya "Kalbleri mahmum olan herkes" diye cevap veren Hz. Peygamber (s.a.s), kalbi mahmum olanları "muttaki olanlar, kin ve hasetten temiz olanlar" biçiminde tanımlamıştır (İbn Mace). Hz. Peygamber (s.a.s), Hz. Aişe (r. anha)'ya verdiği bir öğütte de Allah'a "kalbinin kinini gidermesi ve fitne sapıklıklarından koruması" şeklinde dua etmesini buyurur.

Kur'an mü'minleri kin ve benzeri kötü huylara karşı uyarır, onları kinin zıddı olan bağışlayıcılığa yönlendirir. Hz. Ebû Bekir'in, Hz. Aişe'ye atılan iftiraya katılan akrabalarından Mıstah'a bir daha yardım etmeyeceğine yemin etmesi üzerine gelen âyette bağışlamanın önem ve üstünlüğüne dikkat çekilerek şöyle buyrulur: "Sizden fazilet ve servet sahibi kimseler, yakınlığı bulunanlara, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere birşey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, geçsinler. Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz?" (en-Nur, 24/22). Diğer bir âyette de cahillere uyulmaması, af yolunun tutulması emredilir (el-A'raf, 7/199). Bağışlama takvaya daha yakın olan bir davranıştır: "Sizin affetmeniz takvaya daha yakındır" (el-Bakara, 2/237). Hz. Peygamber (s.a.s) de bağışlamayı üstün ahlâkın üç niteliği arasında sayar: "Ey Ukbe, dikkat et, sana dünya ve âhiret ehlinin en üstün ahlâkından haber vereyim. Gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve sana kötülük edeni bağışlamandır" (İbn Ebi'd-Dünya).



Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.

Allah razı olsun kardeşim. Selam ve dua ile kalın

Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü kardeşim.
Değerli ve istifadeli katkınız için çok teşekkür ederim..Rahman c.c sevabınızı yazsın, razı olsun sizden inşallah..Selam ve baki dua ile En Emin'e emanet olunuz.

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt