Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

kalbdenkalbe mesajlar(3 sual ve 1 cevap) (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
ÜÇ SUÂL VE BİR CEVAP

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler, Şems-i Tebrîzî;
"Sorun!" buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı.
Sormaya başladı:
"Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım."
Şems-i Tebrîzî hazretleri;
"Öbür sorunu da sor!" buyurdu.
O;
"Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi?" dedi.
Şems-i Tebrîzî;
"Peki öbürünü de sor!" buyurdu.
O;
"Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın!" dedi.
Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamânın kâdısına gidip, dâvâcı oldu.
Ve;
"Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu." dedi.
Şems-i Tebrîzî;
"Ben de sâdece cevap verdim." buyurdu.
Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı:
"Efendim, bana Allahü teâlâyı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim."
O kimse şaşırarak;
"Ağrıyor ama gösteremem." dedi.
Şems-i Tebrîzî;
"İşte Allahü teâlâ da vardır, fakat görünmez.
Yine bana, şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı.
Yine bana;
"Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhiret hayâtında niçin hak aranmasın?" buyurdu.


Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup, söz söyleyemez hâle düştü.
 

bican

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Mar 2007
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
üç sual bir cevap

üç sual bir cevap

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir ker****le teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler,

Şems-i Tebrîzî;

"Sorun!" buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı.

Sormaya başladı:

"Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım."

Şems-i Tebrîzî hazretleri;

"Öbür sorunu da sor!" buyurdu.

O;

"Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi?" dedi.

Şems-i Tebrîzî;

"Peki öbürünü de sor!" buyurdu.

O;

"Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın!" dedi.

Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamânın kâdısına gidip, dâvâcı oldu.

Ve;

"Ben, soru sordum, o başıma ker**** vurdu." dedi.

Şems-i Tebrîzî;

"Ben de sâdece cevap verdim." buyurdu.

Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı:

"Efendim, bana Allahü teâlâyı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim."

O kimse şaşırarak;

"Ağrıyor ama gösteremem." dedi.

Şems-i Tebrîzî;

"İşte Allahü teâlâ da vardır, fakat görünmez.

Yine bana, şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı.

Yine bana;

"Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhiret hayâtında niçin hak aranmasın?" buyurdu.

Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup, söz söyleyemez hâle düştü.
_________________
Ya göründüğün gibi ol. Ya da olduğun gibi görün...
 

2.diriliş

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Eki 2007
Mesajlar
54
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
üç Sual Bir Cevap

üç Sual Bir Cevap

ÜÇ SUÂL VE BİR CEVAP

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler, Şems-i Tebrîzî;
"Sorun!" buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı.
Sormaya başladı:
"Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım."
Şems-i Tebrîzî hazretleri;
"Öbür sorunu da sor!" buyurdu.
O;
"Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi?" dedi.
Şems-i Tebrîzî;
"Peki öbürünü de sor!" buyurdu.
O;
"Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın!" dedi.
Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamânın kâdısına gidip, dâvâcı oldu.
Ve;
"Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu." dedi.
Şems-i Tebrîzî;
"Ben de sâdece cevap verdim." buyurdu.
Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı:
"Efendim, bana Allahü teâlâyı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim."
O kimse şaşırarak;
"Ağrıyor ama gösteremem." dedi.
Şems-i Tebrîzî;
"İşte Allahü teâlâ da vardır, fakat görünmez.
Yine bana, şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı.
Yine bana;
"Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhiret hayâtında niçin hak aranmasın?" buyurdu.


Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup, söz söyleyemez hâle düştü
 

2.diriliş

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Eki 2007
Mesajlar
54
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
aleykum selam kardeşim sendende Allah razı olsun inşallah bu sitede hayırlı hadiselere vesile olacağız amin.
 

digiman64

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Eki 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
işte türk aklı
tam teslimiyet vede tam bir dervişlik
Allah onlardan razı olsun
onların hikayelerini gönderdiğin için sendende
 

_CpK_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Eki 2007
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Çok güzel Allah razı olsun paylaşımn için
 

beyzanurekin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 May 2007
Mesajlar
65
Tepki puanı
0
Puanları
0
yureğinize sağlık çokguzel bi konu seçmişşınız...Allah razı olsun...sizden bi isteğim olcak şırnakta şehit düşen askerlerimiz için yasini şerif dağıtıyom almak isterseniz benim konu başlıklarıma tıklayın yasını şerif kampanyasına 26/10/2007 tarihine kadar ekleğebilirsiniz...bende bu kampanyayı sabırla beklıyom umarım duyarlı arkadaşlar olurda kampanya tavan yapar...
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
39,424
Tepki puanı
5,751
Puanları
163
Yaş
51
Çok güzel bir paylaşımdı emeğinize sağlık Allah razı olsun sizden...
 

kasirga

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
142
Tepki puanı
0
Puanları
0
çok güzel bir paylaşım bu konuda bir şeyi paylaşmak istiyorum:

bu hikayeyin biraz daha değişik şeklini duymuştum. topraktan bir saksı vuruluyordu ilk iki soru aynıydı verilen cevaplarda aynı ama 3. soru farklıydı "kaza ve kader inancını anlamadığını yaşanan herşey insanın isteği ve irdadesi doğrultusunda olmuyor mu yaptuklarımızın neticelerini yaşamıyormuyuz gibi bir şey soruyordu?" alimin cevabıda " sen bugun kafana saksıyla vuracağımı biliyormuydun ya da rüyasını vs. görüp boyle bir olayın olacağını biliyor muydun der" adama "hayır nerden bileyim "diyor alimde "işte bizim kaza ve kader inancımız boyledir" diyordu.

ama kardeşimin paylaştığı 3 . soruda ve verilen cevapda çok yerinde.

paylaşandan ve yazandan Allah razı olsun. bu tarz yazılar bizim yol göstericimiz. oyle insanlar varki inanları nasıl köşeye sıkıştırırız inançları konusunda nasıl şüpheye düşürürüz diye saçma saçma sorular hazırlıyorlar. inançlı birisine ateist demişki "en büyük taşı yaradan mı büyüktür yoksa bu en büyük taş mı? cevabınız yaradan olacak elbet ama onların saçma bir cevabı varmış. kendinden büyük bir taş yaradamayan nasıl büyük olur gibi... kısır döngülü sorular sorarak insanların aklını karıştırmak istiyorlar. imanı zayıf olanı kolayca kendilerine çekiyorlar. bunun için dinimizi iyi tanımalıyız ve güzel bir şekilde anlatabilmeliyiz.

yaradan bizi doğru yol üzerinde sabit kılsın.
 

2.diriliş

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Eki 2007
Mesajlar
54
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
kasırga arkadaşım hikayenin 3.sorusunun değişik şeklinide bildirdiğin için Allah sendende razı olsun ben kitaptan okuduğumda öyle yazıyordu farketmez ha seninki ha benimki bu konuların aslı olup olamadığı Hoca Efendiye soruluyor o da diyorki böyle şeylerde asla değil fasıla bakılır ilğiniz için Allah razı olsun
 

kasirga

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
142
Tepki puanı
0
Puanları
0
kasırga arkadaşım hikayenin 3.sorusunun değişik şeklinide bildirdiğin için Allah sendende razı olsun ben kitaptan okuduğumda öyle yazıyordu farketmez ha seninki ha benimki bu konuların aslı olup olamadığı Hoca Efendiye soruluyor o da diyorki böyle şeylerde asla değil fasıla bakılır ilğiniz için Allah razı olsun

Allah razı olsun kardeşim. dediklerinize aynen katılıyorum. ben sadece inanmayanlar farklı bir sual sorursa onlara cevap verirken kullanabileceğimiz küçük bir misalde bu demek istedim. yoksa seninki benimki gibi saçma bir tartışmaya girmekten kendimi men ederim... verilen öğüt güzel olduğu mühletçe her misal benim için değerlidir.
kullandığınız şu cümle çok hoşuma gitti "asla değil fasıla bakılır"... paylaştıklarınız için tekrar Allah razı olsun.

hakkınızı helal ediniz.
selam ve dua ile....
 

efsude

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2006
Mesajlar
671
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamunaleykum
Allah (c.c) Sizden Razi Olsun Gercekten Cok Guzel Bir Kissaymis.emeginize Saglik.inancla Inancsizlik Arasinda Bocalayan Bir Kimse Icin Cok Yerinde Bir Hadise Olmus.
Selam Ve Dua Ile...
 

eminkms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2007
Mesajlar
1,299
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
Konum
BURSA
Üç Sual ve Bir Cevap

Üç Sual ve Bir Cevap

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler,
Şems-i Tebrîzî;

-Sorun! buyurdu.

İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı.

Sormaya başladı:

-Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım.

Şems-i Tebrîzî hazretleri;

-Öbür sorunu da sor! buyurdu.

O;

-Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi? dedi.

Şems-i Tebrîzî;

-Peki öbürünü de sor! buyurdu.

O;

-Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın! dedi.


Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamânın kâdısına gidip, dâvâcı oldu.

Ve;

-Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu. dedi.

Şems-i Tebrîzî;

-Ben de sâdece cevap verdim. buyurdu.

Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı:

- Efendim, bana Allahü teâlâyı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim.

O kimse şaşırarak;

- Ağrıyor ama gösteremem, dedi.
Şems-i Tebrîzî;


İşte Allahü teâlâ da vardır, fakat görünmez. Yine bana, "şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini" sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı.
Yine bana;"Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhiret hayâtında niçin hak aranmasın?" buyurdu.

Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup, söz söyleyemez hâle düştü.


Kaynak)
1) Said Nursi'nin Van'da bulunduğu yıllar, öğrencilerinden Molla Hamid anlatıyor. Nur Dede kitabından.
 

çağrı91

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
237
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Çok güzel paylaşım ellerin dert gormesın.
 

Kahramankentli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
641
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Allah (cc.) razı olsun kardeşim .. böyle kıssalar inananların imanını artırır inanmayanlarında imanı kazanmasına versile olur İnşallah.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt