Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İŞTE MÜSLÜMANLARA YAPILANLAR...Guantamono.. (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ABD'li Müslümanlara yasadışı takip

americanmuslimdayparadewindsthroughnewxmdc4z66sbll.jpg


ABD'li Müslümanlar, yıllardır devam eden psikolojik baskının yanında istihbari takip ile de karşı karşıya. Bu amaçla ABD polisi camileri dinliyor, Müslümanların gittiği kafe ve kitapçıları takip ediyor

11 Eylül saldırılarının 10. yıldönümü yaklaşırken; ABD’li Müslümanlara yönelik istihbarat faaliyetleri yürütülmeye devam ediyor.ABD’de faaliyet yürüten ve Müslümanlar tarafından kurulan bir sivil toplum örgütü dün yaptığı açıklamada, CIA’nın New York polisine kentte bulunan cami ve Müslüman topluluklar ile ilgili istihbarat vermesine dikkat çekiliyor.
Açıklamada, CIA’nın Müslümanlar ile ilgili istihbarat toplaması eleştirilirken; federal yetkililer ve senatoya çağrı yapılarak konu ile ilgili soruşturma açılması istendi.
Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi avukatlarından Gadeir Abbas, Müslümanlara yönelik CIA ve polisin istihbarat toplamasının ABD Anayasası’nın gizlilik yasasına ve CIA’nın Amerikalılar ile ilgili istihbarat toplamasına aykırı olduğunu dile getirdi.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Bayram arefesinde İslam Dünyası

74823.jpg


Puslu vadide yol aranıyor İslam dünyası yeni bir Ramazan Bayramı'nı kutlamaya hazırlanıyor. Ancak, Fas'tan Endonezya'ya, Yemen'den Kafkasya'ya kadar İslam dünyası ya esaret altında, ya işbirlikçi yöneticiler tarafından yönetiliyor ya da fiili bir işgal altında. Son 50 yılın en karmaşık sürecinden geçen İslam dünyası, özellikle Arap ülkelerindeki halk ayaklanmasıyla beraber puslu bir vadide kendine yol arıyor.

İzzetli ve şahsiyetli bir gelecek için ayaklanan kitleler kendi geleceklerini kendileri mi belirleyecek yoksa Batılı devletler İslam coğrafyasında yeni bir tür sömürgecilik dalgası mı başlatacak? Afganistan ve Irak'tan sonra fiili işgal altında olan devletlere bir de Libya eklendi. Suriye ve İran NATO'nun bir sonraki hedefleri olarak gösteriliyor İşte bayramın arefesinde İslam dünyası.
AFGANİSTAN: 2001'de 11 Eylül saldırıları bahane edilerek ABD tarafından işgal edildi. İşgalin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen ABD ve NATO güçleri hala çekilmediler. Sayıları yüz binleri bulan insan öldürüldü. Ülkede, ABD öncülüğündeki NATO katliamlarının yanı sıra kanlı bir iç savaş hüküm sürüyor. Dahası, her gün ortalama 5 sivil sadece NATO'nun yanlışlıkla vurduğunu iddia ettiği saldırılar sonucu öldürülüyor. Ülkede savaş ve sefalet günlük hayatın olağan bir parçası haline geldi.
İRAN: Ülke, terör örgütü PKK'nın bir kolu olan PJAK'ın terör saldırılarına maruz kalıyor. Batılı devletler 30 yılı aşkın bir süredir İran'a ağır bir ambargo uyguluyor. İsrail ve ABD'nin İran'a nükleer çalışmaları bahane ederek saldıracağı ise sıkça gündeme geliyor. Dünyanın en büyük enerji rezervlerine sahip olan İran, uluslar arası yaptırımlardan dolayı eski yolcu uçaklarını bile yenileyemiyor. Bu nedenle her yıl ülkede onlarca insan uçak kazalarından dolayı hayatını kaybediyor.
PAKİSTAN: El Kaide'yi bahane eden ABD, insansız savaş uçaklarıyla her gün Pakistan'ın birçok bölgesine hava saldırıları düzenliyor. Haftada onlarca sivil bu saldırılarla katlediliyor. Pakistan, İslam ülkeleri arasında nükleer silaha sahip tek ülke ve Batılı devletler bu silahların teröristlerin eline geçeceğini bahane ederek ülkeyi yoğun bir saldırı altında tutuyorlar. Pakistan hükümeti ve ordusu ise daha fazla saldırıya maruz kalmamak için olanlara göz yumuyor.
AZERBAYCAN: Ülkede hızlı bir sekülerleşme süreci yaşanıyor. Müslümanlar yoğun bir baskı altında tutulurken Azerbaycan hükümeti son dönemlerde Başörtüsü yasağı ve cami kapatmalarla gündeme geliyor. Azerbaycan muhalefeti ise tutuklama ve susturmalara maruz kalıyor. Başörtüsü yasağı her kademede uygulanıyor.
TUNUS: Ülkeyi 21 yıl yöneten Bin Ali, halk ayaklanmasıyla devrildi. Ancak hemen sonrasında köklü reformlara başlanacağı sözü verilmiş olmasına rağmen ciddi hiçbir adım atılmadı. Ülke hızla Fransa'nın denetimine giriyor.
MISIR: Ülkeyi 31 yıl ABD'nin istekleri doğrultusunda yöneten Hüsnü Mübarek, halk ayaklanmasıyla devrildi. Binlerce insan öldürüldü. Ancak Hüsnü Mübarek sonrasında onunla beraber ülkeyi 30 yıldır yöneten kadro olduğu gibi kaldı ve şu anda Yüksek Askeri Komite adı altında ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Yani Hüsnü Mübarek devrildi ancak has adamları Mısır'ı yönetmeye devam diyor.
FİLİSTİN: Filistin adlı bir ülkeden bahsetmek aslında doğru değil. Çünkü fiili olarak böyle bir devlet yok. Filistin Batı Şeria ve Gazze olmak üzere ikiye ayrılmış durumda. Gazze yoğun bir İsrail kuşatması altında. Batı Şeria ise tamamen İsrail denetiminde. Gazze'de bir insanlık dramı yaşanıyor. İsrail'in Dökme Kurşun Operasyonu'yla yerle bir edilen şehirde ölüm kol geziyor. Uluslar arası güçler olayı seyretmekle yetiniyor. Ancak koca bir şehir ölüme terkedilmiş durumda
SURİYE: Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın talimatıyla özgürlük ve adalet talebi için sokaklara inmiş olan halkın üzerine rast gele ateş ediliyor. Son 5 ay içinde 2 binden fazla kişi Suriye güvenlik güçlerince öldürüldü. NATO güçleri Suriye'ye müdahaleden bahsetmeye başladılar. Suriye, sıradaki ülke olabilir. Hapishaneler ağzına kadar mahkûm dolu. Bu mahkûmların büyük bir kısmı Müslümanlardan oluşuyor. Sokaklara çıkma yasağı var ve şehirler adeta terkedilmiş gibi görünüyor.
SOMALİ: Ülke tarımı BM tarafından sistematik bir biçimde bitirildikten sonra Somali kuraklık ve kıtlığın pençesinde kıvranıyor. Her gün onlarca çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. ADB ise ülkedeki insani dramı es geçerek başkent Mogadişu'da yeraltı hapishaneleri inşa ediyor. Bu hapishanelerde Irak'taki Ebu Gureyb Cezaevi'nde gerçekleştirilen işkencelerin aynısıyla ülkedeki İslami grupların üyeleri her gün yok ediliyor. Somali Hükümeti ise ABD ile işbirliği içinde olayı görmezden gelmeyi tercih ediyor.
YEMEN: Devlet Başkanı Salih, 32 yıllık iktidarını bırakmamakta ısrarlı. Muhaliflerle devlet güçleri arasındaki bir çatışmada yaralanan Salih, Suudi Arabistan'da tedavi altına alındı. Ancak ülkede sert bir iç savaş hüküm sürüyor. ABD ise El Kaide'yi bahane ederek kendince gerekli gördüğü hedefleri vurmaya devam diyor. Ülke fiili olarak bölünmüş durumda. Sefalet ve kan ülkenin olağan durumu haline geldi.
LİBYA: NATO tarafından işgal edilen üçüncü İslam ülkesi. 42 yıllık Kaddafi iktidarı devrildi ancak NATO burada da kalıcı olmanın yollarını arıyor. ABD'li emlak kralı Donald Trump "Libya petrolü bizim savaş ganimetimiz" diyerek Libya'daki asıl niyetlerini açıkladı. Libya'nın doğal kaynakları Batılı ülkeler arasında paylaştırılmaya hazırlanılıyor. Son 6 ay içinde 25 bin kişi öldürüldü. NATO bombardımanı birçok bölgede hala devam ederken, Libya'nın Libyalılara bırakılmayacağı iddia ediliyor.
TÜRKİYE: Uluslararası güçler tarafından beslenen terör örgütü PKK ülkenin güneydoğusunda adeta bir iç savaş ortamı hazırlamaya çalışıyor. Son bir aylık süre içinde gerçekleştirilen saldırılarla onlarca asker şehit edildi. Ortadoğu'yu karıştıran güçler benzer bir iç kargaşayı Türkiye'de de oluşturmaya çalışıyor.
IRAK: 11 Eylül saldırıları ve kitle imha silahları bahane edilerek 2003'te ABD tarafından işgal edildi. 17 günlük bir savaşın ardından Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin devrildi. Bir yıl sonra ise idam edildi. Ancak yapılan tüm aramalara rağmen kitle imha silahlarına rastlanmadı. Daha sonra açıklanan belgelerle aslında ABD'nin Irak'ta kitle imha silahları bulunmadığını zaten bildiği ortaya çıktı. İşgalin üzerinden 8 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen ABD askerleri Irak'ta kalmaya devam ediyor. Irak'ın tüm petrolü ABD denetiminde. Irak bölünmenin eşiğinde ve mezhep savaşları yaşanıyor. Açıklanan rakamlara göre 1,5 milyon insan öldürüldü, 2 milyon sakat var. 4 milyon insanın ise göç etmek zorunda kaldığı ifade ediliyor.
ÇEÇENİSTAN: Bir dönem Müslümanların başlıca ilgi alanlarından biri olan Çeçenistan, Rusya ve ABD'nin aralarında anlaşmalarıyla Müslümanların da gündeminden düştü. Çeçenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra Rusya tarafından adeta yerle bir edildi. Daha sonra Putin'in Rusya devlet başkanı seçilmesiyle Çeçenistan'a ikinci bir saldırı başladı. Çeçen şehirleri hayalet şehirlere dönüştürüldü. Yüz binlerce kadın ve çocuk katledildi. Tecavüzler ve göçe zorlamalar ise cabası. Şimdi, Rusya ile işbirliği içinde olan Kadirov Hükümeti tarafından yönetilen ülkede Müslümanlar hâlâ yoğun bir baskı altında.
SUDAN: Ülkedeki iç çatışmalar bahane edilerek Sudan resmen ikiye bölündü. Kuzey Sudan ve Güney Sudan olarak ikiye bölünen ülkeye Batılı devletler hâlâ ambargo uyguluyor. Yüz binlerce kişi ilaç ve gıda yetersizliğinden dolayı öldü. ABD, ilaç fabrikalarını bile silah üretiliyor iddiasıyla bombaladı. Afrika'nın en verimli topraklarına sahip olan Sudan açlık ve sefaletin pençesinde.


Milli Gazete
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
BM Raporu İsrail'le Birlikte Hazırlandı !

261590yrttyyw.jpg


BM geçmişte Gazzeye uygulanan abluka yasadışı kararı almıştı. Palmer raporuyla geçmişteki tüm kararlar yok sayıldı.Rapora Türkiye adına şerh koyan ve raporu imzalamayan Özdem Sanberk,Palmer ve yardımcısı İsrail yandaşı dedi.

Başkanlığını Yeni Zelanda’nın eski başbakanı Geoffrey Palmer’ın, başkan yardımcılığını ise Kolombiya’nın eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe’nin yaptığı heyette, İsrail’den Joseph Ciechanove ve Türkiye’den Özdem Sanberk yer alıyordu. Türkiye’nin, Mavi Marmara gemisinde 9 Türk’ün ölümüyle sonuçlanan operasyonu ‘meşru’ kabul ettiği ‘BM Palmer Raporu’nu imzalamadığı ve ablukayı tanıyan karara ilişkin yazıyla rapora şerh koyduğu öğrenildi. Birleşmiş Milletlerin’in Mavi Marmara katliamı için kurulan dört kişilik heyette yer alan Türk üye emekli büyükelçi ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Özdem Sanberk, STAR’a yaptığı açıklamada “Palmer Raporu”nda Gazze raporunun meşru gösterilmesine karşın, BM İnsan Hakları Raporu’nda Gazze ablukasının gayrimeşru olduğunun tesip etildiğini, raporun bir önemi olmadığını söyledi. Sanberk, “Gazze abkulasının meşruiyetini kabul etmedik ve imzalamadık. İsrail de, askerlerin suçlu gösterilmesine karşı çıktı, imza atmadı” diye konuştu.

TÜM İTİRAZLAR KAYDA GEÇİLDİ


Komisyonda yer alan Türkiye temsilcisi Özdem Sanberk yazdığı çekincelerde,“Raporda yer alan ifadelerin, kurbanların maruz kaldıkları mezalimin gerçek boyutlarını yansıtmaktan uzak olduğunu” belirtti. Sanberk, BM tarafından yayımlanan raporun ekinde yer alan çekince metninde, raporun “İsrail tarafından Gazze’ye uygulanan ablukanın meşruiyeti meselesi”, “Yardım konvoyunun eylemleri”, “Genel anlamda deniz ablukaları” ve “Uluslararası hukuk ilkeleri” başlıkları altında işlenen hususlarda komisyonun Başkan ve Başkan Yardımcısıyla mutabık olmadığını kayda geçirdiğini bildirdi. Çekince metninde Özdem Sanberk,“Buna rağmen, Komisyon Başkanı ve Yardımcısı İsrail ile yandaşlık içine girmişler ve Türkiye tarafından sunulan hukuki savların uluslararası camianın çok geniş bir bölümü tarafından desteklenmesine karşın, diğer tarafın görüşlerini bütünüyle dışlamışlardır” dedi.

‘SEYRÜSEFER SERBESTİSİ DE VAR

Uluslararası sularda seyrüsefer serbestisi ve güvenliğinin uluslararası hukukun evrensel biçimde kabul gören bir hükmü olduğuna işaret eden Sanberk, yine evrensel nitelikte bir görüş birliği oluşmadıkça, bu köklü ilke bağlamında bir istisnanın sözkonusu olamayacağını bildirdi. Sanberk, şunları kaydetti: “Uluslararası sularda saldırıya uğramışlardır. Kendi güvenliklerini sağlamak amacıyla direnmişlerdir. İsrail askerleri 9 sivili öldürmüş, daha pek çok sivili de yaralamıştır. Deliller, kurbanların en azından bazılarının İsrail askerlerince kasten öldürüldükleri yönünde kuşkuya yer bırakmamaktadır. Raporda yer alan ifadeler, kurbanların maruz kaldıkları mezalimin gerçek boyutlarını yansıtmaktan uzaktır. Bu hususlar ışığında, raporun özet kısmının bulgular bölümünün çeşitli paragraflarında ifadesini bulan, raporun tüm ilgili bölümlerini reddediyor ve bağım olmadığını kayda geçiriyorum.”

BAŞKAN PALMER’İN RAPORU

Sanberk, raporu değerlendirerek, şu açıklamada bulundu: “Raporda ablukanın meşru olduğuna ilişkin bir bölüm var. Başka bir BM kurumu da, ablukanın gayri meşru olduğunu ileri sürüyor. Raporun ikinci kısmında, ölümlerle ilgili sorumluluğun İsrail askerine ait olduğu açıkça belirtiliyor. İsrail’in tazminat ödemesi ve af dilemesi gerekiyor. Bu raporun birinci kısmı, abluka ile ilgili hukuki durum. Biz bunu kabul etmiyoruz. O nedenle Türkiye imzalamadı. İkinci kısım olaylarla ilgili. Orada İsrail silahlı kuvvetleri suçlu bulunuyor. İsrail de bunu imzalamadı. BM, Komisyon Başkanı Palmer ve yardımcısı Urib’e, eğer oybirliği yoksa, kendileri rapor yazabilme yetkisini veriyor. Bu onların raporu. Ne Türkiye, ne İsrail, bu raporda mutabık değil. Başka BM kurulları da, raporun meşru olmadığını öne sürmekteler. Türkiye’nin 5 maddelik yaptırım paketi doğru bir tepki. Son derece yerinde.”

‘ABLUKA YASADIŞI’ DENİLMİŞTİ

Gazze ablukasının gayri meşru olduğuna ilişkin 56 sayfalık 29 Eylül 2010 tarihli BM İnsan Hakları Konseyi (UNHRC) raporu, ABD’nin karşı oyuna rağmen 30 üyenin oyuyla onaylandı ve ‘İsrail’in uluslararası hukuku çiğnediğine’ karar verildi. Rapor, biri Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin eski yargıçı Trinidad-Tobago’dan Karl Hudson-Phillips, BM Savaş Suçları Savcısı Britanya’dan Sir Desmond de Silva ve insan hakları uzmanı Malezya’dan Mary Shanthi Dairiam tarafından İstanbul’dan Londra’ya kadar 100’den fazla görgü tanığı dinlenerek hazırlandı. Raporun 57’inci Maddesi’nde Mavi Marmara gemisinin İsrail için askeri tehdit oluşturmadığı belirtildi. Gazze’ye karşı uygulanan ambargonun da “yasadışı” olduğunun altı çizildi. Raporda, İsrail’e taammüden adam öldürme, işkence, insanlık dışı muamele suçlarından dava açılması için kanıtlar bulunduğu sonucuna varılmıştı.

mavimarmara.jpg

Star
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Son durum fiili durumdur:

Ülkede hala Nato üssü var, başörtüsü yasak, militarizm okullarda, faşizan söylemler ayyukta, 6 yaşından 19 yaşına dek milyonlarca talebe protokolün keyfi için yağmur çamur demeden saatlerce bekletiliyor.



Kıyılar işgal altında, Ayasofya mahzun, siyonizmin borazanı Maccabi Telaviv şu saat itibariyle Beşiktaş’a gelmekten vazgeçmedi, şehirlerin sosyal dokusu neredeyse bizden çıktı, fiyatlar tekelci sermayenin insafında, ekmeğin karpuzun etin domatesin tadı kaçtı.



Nerede milyonluk Çağlayanlar, gür sesli akıncılar nerede?



Hayye alel felah!
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kurban Bayramı'nda Müslümanları Kurban Edin

islami-stk-lardan-israil-ve-fuze-kalkani-aciklamasi_m.jpg


Fransa'da İslam düşmanı bazı Facebook kullanıcısı, Facebook'ta açmış oldukları sayfayla Müslüman Öldürmeye davet ediyor.

Fransa'da İslam karşıtı bir gurup 7 Eylül Çarşamba günü facebook'da Müslümanları Kurban bayramı günü Müslümanları Kurban edelim sayfası oluşturarak, İslam düşmanı olanları Kurban Bayramı günü Müslümanları öldürmeye davet etti.

Fransa İslam Düşmanlığıyla Mücadele derneği CCIF, İnternet'te Müslümanların öldürülmesine davet için hazırlanan bu sayfaya tepki göstermek amacıyla, Fransa Devlet bakanlığına, Adli polis merkezi yönetimine vermiş olduğu dilekçe ile bu sayfayı kuranların tespit edilmesi istendi. Fransa İslam Düşmanlığıyla Mücadele derneği ayrıca Facebook internet sitesi sorumlularına yazmış olduğu mektupla bu sayfanın kaldırılması talebinde bulundu.

Fransa polisi yapılan başvuruyu şu ana kadara dikkate almamış ve Facebook sosyal paylaşım sitesinde bu sayfa çalışmalarını devam ettirmektedir.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Müslüman öğrencilere 'İsrail' cezası

california-ogrenciler.jpg


ABD'de bir mahkeme, 10 Müslüman öğrenciyi İsrail Büyükelçisi'nin bir üniversitede geçen yıl yaptığı konuşmayı kestikleri gerekçesiyle suçlu buldu.

ABD'nin California eyaletinde bir mahkeme, 10 Müslüman öğrenciyi İsrail Büyükelçisinin bir üniversitede geçen yıl yaptığı konuşmayı kestikleri gerekçesiyle suçlu buldu.

2010 yılının Şubat ayında meydana gelen ve ifade özgürlüğü tartışmalarına yol açan olayda, İsrail Büyükelçisi Michael Oren'ın University of California Irvine'da ABD-İsrail ilişkileri üzerine verdiği konferans, Müslüman öğrenciler tarafından protesto edilmişti.

Konferans salonunda tek tek ayağa kalkarak daha önceden hazırladıkları bildiriyi okuyan ve İsrail elçisine "cinayet propagandası yapmak ifade özgürlüğü değildir" diye bağıran öğrenciler, savcılar tarafından kanunları çiğnemek ve Oren'ın programını yarıda kesmesine neden olmakla suçlanıyordu.

Jüri üyeleri, öğrencileri ayrıca, Oren'in konuşmasını kesmek için plan yapmaktan da suçlu buldu.

Öğrencilerin avukatları, bugün görülen duruşmada, öğrencilerin saygısızlık yapmış olabileceğini ancak protesto hakları olduğu için yasaları çiğnemediklerini savundu.

Duruşmayı izleyen yaklaşık 200 kişi, davayı vatandaşların vergilerinin boşa harcandığı ve öğrencilere sırf Müslüman oldukları için ayrım yapıldığı gerekçesiyle eleştirdi.

Öğrencilerin avukatlarından Reem Salahi, müvekkillerinin Oren'in konuşmasını kesmek gibi bir niyetleri olmadığını, sadece İsrail hükümetinin Gazze'deki uygulamaları hakkında görüşlerini ifade etmek istediklerini söyledi.

Güney California İslam Konseyi'nden Shakeel Syed mahkemenin kararı karşısında çok şaşırdığını belirterek, "Bu karar, İslamofobi'nin hala canlı ve büyümekte olduğunun teyididir. Bence bu, ifade özgürlüğünü ve fikri muhalefeti bastırmak için tüm ülkede bir emsal olarak kullanılacaktır. Bu, demokrasinin ölümüdür" diye konuştu.

2010 yılındaki olaydan sonra öğrenciler gözaltına alınmış fakat daha sonra serbest bırakılmıştı. Üniversite yönetimi, öğrencilere disiplin cezası vermişti. Bugünkü mahkeme kararının kesinleşmesi durumunda ise öğrenciler 6'ş ar ay hapis cezası alabilecek.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
3500 Filistinli Tutsağın Açlık Grevi 10. Gününe Girdi

14520.jpg


İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli tutsakların 27 Eylülde başlattıkları süresiz açlık grevi onuncu gününe girerken eylem giderek genişliyor.

Filistin kaynakları son katılımlarla birlikte açlık grevindeki tutsak sayısının 3500'ü aştığını bildirdi.

Açlık grevi eylemi geçen hafta Siyonist İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Hamas'ın elinde bulunan İsrailli esir asker Gilad Şalit'in bırakılmasını sağlamak gerekçesiyle cezaevlerindeki baskıları artırması üzerine başlamıştı.

İnsan hakkı örgütleri görüş yasakları, kelepçeli olarak avukat görüşmelerine çıkarma, tedaviden mahrum bırakma gibi uygulamalarla tutsaklar üzerinde ağır baskı kurulduğunu belirtiyorlar.

Tutsaklar cezaevi yönetimlerinin rencide edici baskılarına son verilmesini, koşullarının iyileştirilmesini, iki yıldır tecrit altında tutulan Filistinli lider Ahmad Saadat üzerindeki tecridin kaldırılmasını ve 2007 Temmuzundan beri yakınlarını görmeleri engellenen Gazzeli tutsakların görüş koşullarının sağlanmasını talep ediyor.

Eylemleri Ramallah yönetimi de destekliyor. Filistin haber ajansı Wafa'ya konuşan Salam Feyyad, eylemcilerin taleplerini bütünüyle desteklediklerini belirterek, tutsakların özgürleşmesini Filistin'in özgürleşmesinden ayrı görmediklerini söyledi.

Ramallah yönetiminin cezaevlerinden sorumlu bakanı Issa Qarake ise, açlık grevi yapan bazı tutsakların zorla yerlerinin değiştirildiğini ve birçok tutsağın şu an nerede tutulduğunu bile bilmediklerini söyleyerek uluslararası kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.

Cezaevlerindeki gerginlik sokaklarda da yankısını buluyor. Gazze, Nablus ve Ramallah'ta binlerce Filistinli tarafından tutsakların taleplerini desteklemek için gösteriler düzenlenirken Ramallah’ta tutsaklara destek için oturma eylemi yapan Filistinlilere İsrail askerleri göz yaşartıcı gazla müdahale etti.

İsrail cezaevlerinde aralarında 285 çocuk ve HAMAS mensubu 22 seçilmiş milletvekilinin de bulunduğu 6000'den fazla Filistinli tutsak bulunuyor. Filistinli yetkililer, açlık grevine katılmayan diğer tutsakların da haftada üç gün yemek yemeyi reddederek eyleme destek verdiğini belirtiyor.

İsrail'in tutsaklar üzerinde baskıyı artırmak için vesile olarak kullandığı İsrailli asker Gilad Şalit beş yılı aşkın süredir Hamas'ın elinde bulunuyor. İsrail tarafı Şalit'in koşulsuz olarak bırakılmasında ısrar ederken, Hamas, esir askeri bırakma karşılığında bin Filistinli tutsağın serbest bırakılmasını talep ediyor.

***
El-Hayye, Esirlere Destek İçin Direnişin Eylem Yapmasını İstedi

İslamî Direniş Hareketi (Hamas)’ın Siyasi Birim üyesi Dr. Halil El-Hayye, haklarının iadesi için açlık grevi başlatan Filistinli esirlere destek için birlik çağrısı yaparak, esirlere yapılan zulme karşı direniş güçlerinin etkin eylem yapmalarını istedi.

Hamas hareketinin esirlerle dayanışmak için Gazze’de düzenlediği gösteriye katılan El-Hayye “Esirlerimizi destekliyor ve her yerde işgale karşı direneceğimizi ilan ediyoruz. Bütün esirleri kurtarmadıkça rahat etmeyeceğiz. Esirleri kurtarmanın tek yolu ise kapsamlı bir direniştir. Esirleri kurtaracak, onur ve izzetlerini muhafaza edecek, hayatlarını koruyacak tek çözüm direniştir” dedi.

Siyonist rejimin Filistinli esirlere karşı sürdürdüğü zulmün karşılıksız kalmayacağını söyleyen El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaş suçlusu olarak liderlerini yargılayacağız ve yaptıklarının bedelini ödeteceğiz. Yedi bin esirin hayatından sadece işgal rejimi sorumludur.”
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
231020111053338908958.jpg


Bu yapılanın ne müslümanlıkla, ne insanlıkla alakası vardır, hatta hayvanlıkla bile alakası olamaz, ölmüş bir insana bunları yapmak, ölüsünü sergilemek, yanında sırıtarak fotoğraf çektirmek hayvanlar bile bu kadar aşağılaşamaz!












İşte bir insanlıktan nasibini almamış yaratık daha!
 

cemcemil

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Şub 2011
Mesajlar
177
Tepki puanı
1
Puanları
16
Yaş
32
hepsi dini kullanıyorlar nefret ediyorum
 

gülkoksam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
969
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
hüngür hüngür ağlamak geldi içinden daha fazla bakamıcam ama allah kahhardır bunu kimse unutmasın
 

ecthelion

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2008
Mesajlar
531
Tepki puanı
0
Puanları
0
Hatay Fm’de Ayhan Gümüşsoy’la Hatay Gündemi programının çarşamba günkü canlı yayın konuğu Araştırmacı yazar Şakir TARIM oldu.
Hatay’a Anadolu Gençlik Derneği’nin çalışmalarının usulüne, resmiyetine, dernekler kanununa uygun şekilde yürütülmesi konusunda bu işi yürütenlere rehberlik etmek için geldiğini ifade eden TARIM aynı zamanda 4 mayıs 2009′da bilge köyü katliamında şehit olan 24 yaşındaki imamın hayatını kitaplaştırarak herkese örnek olacak imamın hayatının anlatıldığı kitabı Antakya’da imzalama fırsatı bulduğunu söyledi.
Anadolu Gençlik Derneği 4. bölge sorumlusu olan Şakir TARIM Ankara ve Konya’nın da içinde bulunduğu 8 ili genel merkez adına takip ediyor.
Mekkenin fethinin günümüze verdiği mesajları anlatan Tarım, günümüzdeki İslam dünyasının içler acısı durumunun en büyük sebebi olarak okumayışımızdan dolayı cahilliğimizden kaynaklandığını söyledi
Hatay fm dinleyicilerine tavsiyelerde bulunan Tarım. Makam mevki, dünya hayatı gelir geçer. Makam ve mevkileri insanlığın hizmeti için kullanırsak fayda temin etmiş oluruz. Bugün varız yarın yokuz. Kimseyi kırmayalım incitmeyelim iyilikleri yaygınlaştırıp her insanın Allah’ın kulu olduğunu unutmayalım dedi
Son olarak Yunus Emrenin bir dörtlüğüyle sözlerini tamamladı.
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz.

(alıntı)
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ABD saldırısında 21 Türkiyeli hayatını kaybetti
Türkiye'den Afganistan'a giden 21 Türkiyeli genç ABD'nin düzenlediği bir hava saldırısı sonucu yaşamını yitirdi


serdar.jpg



Türkiyeli gençlerin öldürüldüğüne ilişkin açıklama internet sitelerine gönderilen bir taziye ilanıyla yapıldı.
Napalm benzeri olduğu iddia edilen ve kimyevi bir madde ile yapılan saldırıda hayatını kaybeden gençlerin 18'inin isimleri de açıklandı. Üçünün kimliği tesbit edilemedi.
Adana, Diyarbakır, İstanbul, Tokat, Van ve Bursa kentlerinden Afganistan'a ABD Ordusuna karşı savaşmak üzere giden gençlerin bağlı bulunduğu birliğin tamamen yok olduğu ifade edildi.
İşte Taziye Bildirisinin tamamı:
Bismillahirrahmanirrahim
İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun
Allah'a Hamd, O'nun Rasulüne Salat ve tüm inananlara selam olsun.
İslam Hilafetinin dağılmasından sonra bir tespihin taneleri gibi paramparca olup coğrafi ve ulusal sınırlara bölünen İslam ümmeti tarihi olaylara tanıklık etmektedir. Bir yandan işgal edilen topraklar her türlü fedakarlık gösterip milliyetçilik kirlerinden temizlenen değerli bir cihad nesli tarafından savunulurken, diğer yandan zalim diktatörlerin bir bir devrildiğine şahid oluyoruz. Dünyayı, ekini ve nesli ifsad edecek şekilde dizayn edip batıl sistemlerini İnsanlığa dayatmak isteyen Batı devletleri bu Yeni Dünya Düzeni projelerinin önündeki en büyük engel olan İslam Dünya'sına karşı 10 yılı aşkın bir süredir tarihin şahid olduğu en sistematik ve acımasız işgal kampanyasına devam etmekteler. Bütün askeri, ekonomik ve politik güçlerini devreye sokan Modern Haçlı Koalisyonu imparatorluklar mezarlığı olan Afganistan'ı tam 44 Hiristiyan ülkenin yüzbinlerce askerini seferber ederek işgal ettiler. Ancak Allah bu şerli ittifaka Müslümanlar'a karşı şefkatli, kafirlere karşı ise pek şiddetli olan mücahidler eliyle büyük mağlubiyet ve acılar tattırmaktadır. Emperyalist güçlerin bütün projeleri Afganistan, Somali, Yemen, Irak ve sabır diyari Kafkasya'da akamete uğradı. Cihad cephelerinde aldıkları büyük askeri, politik ve ekonomik kayıplar nedeniyle İslam alemindeki siyasal etkinlikleri de oldukça azalan Batı devletleri İslam aleminde devam eden halk devrimleri karşısında tam anlamıyla şaşkına döndü. Mücahidlerin kararlı mücadeleri karşısında ordular seferber edip iç güvenlik ve askeri projelere trilyon dolarlar harcayan ABD ve Batı ülkeleri bugün cihadın bereketi olarak büyük bir ekonomik kriz yaşamaktadır. Aslında bu kriz Batı medeniyetinin ve kapitalizmin ahlaki krizidir.
Düşmanın savaş ahlakı tanımayan, sivil- asker ayrımı yapmayan ve adaletsiz bir medya kampanyası kullanarak yürüttüğü bu ahlaki ve hukuki dayanaklardan yoksun işgaline rağmen Afganistan'daki mücahid kardeşleriniz İslam'ın savaş ahlakına riayet ederek destansı mücadelelerine devam ediyorlar. Mücahidlere karşı düşük yoğunluklu uranyum ve Napalm gibi uluslararası kurallara göre yasak silahları çekinmeden kullanan ABD ve NATO, direniş güçleri karşısında aldığı her yeni hezimet sonrası daha da saldırganlaşıyor.
Afganistan-Pakistan sınırında geçtiğimiz aylarda düzenledikleri büyük operasyonlarda yüzlerce işgal askerini öldüren mücahid birliklerinden biri geçtiğimiz hafta ABD insansız uçaklarının saldırısına hedef oldu. Türü belirlenemeyen kimyevi bir silahla gerçekleştirilen saldırıda aralarında bir çok Türkiyeli kardeşimizin de bulunduğu 21 mücahid şehid oldu. Kurtuluş savaşında ülkemizdeki Fatih'in ve Selahaddin Eyyübi'nin torunları olan dedelerimize büyük fedakarlıklarda bulunarak yardım eden Afgan halkına vefa borçlarını ödemek için 21. yüzyıl cihad karargahı Afganistan'a gelen bu değerli kardeşlerimizin şehadeti mübarek olsun. Türkiye'li Müslümanlara zaferin ufukta apaçık görüldüğünü, düşmanın mücahid birlikleri karşısında aldığı büyük hezimetlere ekonomik, askeri ve siyasal açıdan daha fazla dayanamayacağı müjdesini vermek istiyoruz. Yarın bekleyenler için pek yakındır ve zafer mutlaka inananların olacaktır. Küresel Haçlılar'ın Afganistan'daki hezimeti aynı zamanda Kudüs'ün de kurtuluşu olacaktır. Bizler Afganistan'da savaşıyoruz fakat gözlerimiz Mescid-i Aksa'ya bakıyor.
Şehid olan kardeşlerimizin isimleri ve Zübeyr İslam kardeşimizin vasiyeti aşağıdadır.
Afganistan'da Cihad Eden Kardeşleriniz.
17/11/2011 PERŞEMBE GÜNÜ.
1 -RAMAZAN ÇIRAK(İSTANBUL)
2 - ALİ KEMAL.(ADANA)
3 - YAVUZ ACAR(VAN)
4 - ORHAN KILIÇ(TOKAT)
5 - MUHARREM UÇAR(VAN)
6 - MURAT KURT (ADANA)
7 - TARKAN ALMAN (ADANA)
8 - MÜCAHİD EYMEN (İSTANBUL)
9 - ERKAN ÖZERK ZÜBEYR (ADANA)
10 - SERDAR ÖZERK ZÜBEYR (ADANA)
11 -MEHMET YILMAZ (İSTANBUL)
12 - FATİH (DİYARBAKIR)
13 - NAZIM(BURSA)
14 - MUAMMER (İSTANBUL)
15 - YAKUP TAMER
16 - MUHİDDİN EKŞİ
17- E. MUKATİL
18-KENAN GÖKÇE

SERDAR ÖZERK ZÜBEYR'İN VASİYETİ
vasiyet.jpg

serdar-1_1.JPG

serdar-2.JPG












 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
NATO, Afganistan'da katliama devam ediyor

NATO_Afghanistan.jpg

NATO, Hamid Karzai karşı çıkmasına rağmen direnişçilere yönelik gece saldırılarının devam edeceğini bildirdi.

NATO
sözcüsü Tuğgeneral Carsten Jacobsen, Karzai'nin daha önce operasyonları defalarca protesto etmesine rağmen, Afgan özel kuvvetlerinin gece saldırılarının neredeyse tamamına katıldığını ve katılımlarının giderek arttığını ifade etti. Jacobsen, gece saldırılarındaki sivil kayıplarının ise toplam ölümlerin yüzde 1'inden bile az olduğunu iddia etti.

Afganistan'da gece direnişçileri yakalamak ve öldürmek için düzenlenen baskınlar ile Afgan ya da Amerikan güçlerince yürütülen gözaltına alma operasyonları yabancılara karşı tepkiye neden oluyor.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
bugnbirnisan.jpg


Endülüste,Haçlılar Müslümanları Katlederken
 

Dejavu0107

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eyl 2011
Mesajlar
71
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Resulullah (sav): "Herc atmadıkça kıyamet kopmaz!" buyurmuşlardı. (Yanındakiler): "Herc nedir ey Allah'ın Resulü?" diye sordular. "Öldürmek! Öldürmek!" buyurdular.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
78034.jpg



Nijerya'da müslümanlar vahşice katledilmiş




Dört gün boyunca korkunç bir katliamın yaşandığı Jos'ta kuyulardan cesetler çıkmaya devam ediyor, bugün 200 ceset bulundu



Cami ve hükümet yetkilileri, Nijerya'daki Jos kenti yakınlarındaki bir kasabada kuyular ve kanalizasyon çukurları içinden cesetler çıkarmaya devam ederken, bölgede planlı bir katliam yapıldığı da belgelendi.

Jos'ta incelemelerde bulunan Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü, yaşananların tam anlamıyla "müslümanlara yönelik planlanmış bir katliam" olduğunu söyledi, soruşturma başlatılmasını istedi.

Nijerya hükümeti yüzlerce müslümanın, hristiyanlar tarafından vahşice katledildiği olaylara dört gün sonra müdahale etmişti.

Jos'daki defin işlemleriyle ilgilenen cami görevlilerinden Muhammed Tanko Şittu, Kuru Karama köyünde bugün 200'den fazla ceset bulunduğunu açıkladı.

Kuyulara atılan ve etrafta terkedilmiş çok sayıdaki müslümanın, 20 ocak günü çoğunluğu müslüman olan Kuru Karama'da "diri diri yakılan ya da kaçmaya çalışırken öldürülenler" olduğu bildirildi. Görgü şahitleri, kendilerine saldıranların "satır, tüfek, sopa ve taş torbaları" ile köye girdiğini ve "camileri, evleri ateşe verip, herkesi öldürdüklerini" anlattı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, köyde yanmış ve parçalanmış 30 civarında çocuk cesedi bulunduğunu, balta ile yaralanan 11 ile aylık kız çocuğunun da hastanede olduğunu kaydetti.


nijerya-jos-musluman.jpg


BİNLERCE KİŞİ KAÇTI

Nijerya'nın kuzeyindeki Jos şehrinde dört gün süren olaylarda çoğu Müslüman 500'ü aşkın kişi öldü. 17 bin kişinin evlerini terketmek zorunda kaldığı şehirde, sokağa çıkma yasağının kalkmasına ve askerlerin bölgeye sevkedilmesine rağmen binlerce insan geri dönmek istemiyor.


Kaynak: Reuters
.........................................................
Görüntüler yeni ortaya çıktı.
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Bundan sonra Herkeze Rabbimiz kahret onları deyip kıyıya cekilmeyi yasak ediyorum.

ümmetin dağınık olması toparlanması bir zaman meselesidir. tamam.

Toplanana kadar herkez şöyle dua etsin:

Rabbimiz bizi uyandır ve birleştir.

bizim herşeyimiz senindir. Onları bizim ellerimizle kahreyle...

Nerde zulum varsa islam erlerini oraya ilet bizide iclerinde eyle.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt