Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İçinden geçeni paylaş... (2 Kullanıcı)

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
hayırlı geceler:)
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Canım inşallah sınavın iyi geçmiştir herşey gönlünce olsun inşallah.
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Ey Rabbimiz bize dünya ve ahirette iyilik ver, bizi Cehennem azabından koru!

- Ey Rabbimiz, bize çok sabır ver, Müslüman olarak canımızı al!

- Ey Rabbim, bana hikmet ver ve beni salihler arasına kat!

- Ey Rabbim, beni ve neslimi namazı devamlı kılanlardan eyle;

duamı kabul et, kıyamette hesab olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Ya Rabbi, sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle!
- Ya Rabbi, faydasız ilimden, makbul olmayan ibadetten ve kabul edilmeyen duadan, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalıktan, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan
kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım!
- Bildiğimiz-bilmediğimiz bütün iyilikleri ver, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün kötülüklerden muhafaza et,
her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından bizi koru!
- Bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabreden ve şükredenlerden eyle!
- İşinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan, doğru konuşanlardan eyle!
Sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk ver! Kaza ve kaderine rıza gösterenlerden eyle!
- Kulağıma, gözüme sıhhat ver!
Küfürden, fakirlik ve kabir azabından, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.
- Kusurlarımızı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımızı ödememizi nasip eyle!
- Ölünceye kadar ibadet etmemizi, ömrümüzün hayırlı amellerle sona ermesini nasıp et ve Cennetini ihsan eyle!
- Ya Rabbi, bize dünya ve ahirette güzellik ver ve Cehennem azabından bizi koru!
Yâ Rabbî! Kıldığım namazı kabûl eyle! Âhir ve âkıbetimizi hayr eyle. Amin
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun hayırlı günler nasip etsin Rabbim.
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Allah her zaman iyi insanlarla karşılaştırmak nasip etsin Rabbim.
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
AFFINA GELDİM...

Yâ Rab! Hâlimi görüyorsun,
Yoksulluğumu biliyorsun.
Gizli niyazımı duyuyorsun.
Beni Sen'den ümit kesenlere katma,
Kusuruma bakma,
Daha fazla bekletme, ümitsizliğe atma.
Rahmetine güvenim tamdır.
Gönlümdeki aşk ateşini yandır,
Beni muhabbetine kandır,
Sevgini eksik etme gönlümüzden..

Senin azametin Önünde boyun eğdim,
Dize geldim, secdeye kapandım,
Beni gufranına boğ,
Azabından esirge.

Allah ım!
Dünyâdan sıyrılıp huzuruna gelirken beni,
Kelime-i Tevhit i unutturma.
Senin nârın da hoş, nurun da hoştur.
Senin rahmetinden ümit kesmek ne boştur.

Rabbim!
Malların ve oğulların fayda vermediği
O, korkunç günde senin affına nail olmak isterim,
Bana affın yeter,
Beni ve bütün kardeşlerimi lütfunla bağışla.
Amin.
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Gülün değdiği yer!!





Söylediğimiz her sözün üzerinde bir tebessüm olmalı değil mi?Gül yaprağı gibi zerafetle hem suyun üzerinde kalan hem batmayan,hem ıslanan hem ıslanmayan.En önemlisi bardak ne kadar dolu olursa olsun suyu taşırmayan..Sözü dolduran ancak taşırmayan bir tebessüm.

Öykü şöyle:

Dergahın kapısı hikmeti arayan herkese açıktı.Hakikatin peşine düşen herkes kabul ediliyordu.Dergahta geçerli olan incelik;anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.Bir gün dergahın kapısına bir yabancı geldi.Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi.Burada sessizce ve sezgiyle buluşmaya inanılıyordu,o yüzden kapıda herhangi bir tokmak,çan veya zil yoktu.Bir süre sonra kapı açıldı,içerdeki mürid ,kapıda duran yabancıya baktı.Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı.Gelen yabancı,dergaha girmek,fikir halkasına dahil olmak,burada kalmak istiyordu.Mürid bir süre kayboldu,sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve kabı yabancıya uzattı.Bu "Yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz"demekti.Yabancı dergahın bahçesine döndü,aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı.Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.İçerideki mürid saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeri aldı.Dergahta suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.


Kalbin sükununu bozmayan sözler su üzerinde gül yaprağı gibidir.Kalbinde böylesi sözlere yer olsun her zaman..Dostun damağında yetişen gül yaprağı dimağında gülistan olacak nasılsa..Suyu taşırmadan,sükunu bozmada,kalbi yormadan,sadrı daraltmadan...


Haydi bir gül...

Alıntı
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Beni bir mü'min kulun gördü.
Yanımdan geçiyordu, beni fark etti.

Durdu geri döndü, geldi.
Yüzüme uzun uzun baktı.

Önce gözleriyle, sonra elleriyle okşadı Kokladı,
kokladı..
Bir öpücük kondurdu yanaklarıma ayrılmadan.
" Ne guzel yaratmış!" dedi sessizce.
İste o an, niçin var oldugumu anladım.
Melekler sardı etrafimızı ansızın, imrenerek seyrettiler olup biteni.
Görmedigi Rabbine görmüş gibi inanan bir insanın yuceliğini görduler.
Ve herseyi en ince ayrıntısıyla kaydettiler.
Çekilen resimlerde ben de vardim.
Ey dualara cevap veren Rabbim, ben cansız bir tohumdum.
Dualarımı kabul ettin, guzel bir çiçek oldum.
Senin kudretinle canlandım, Senin san'atınla süslendim, Senin lütfunla
güldüm.
Simdi bir duam daha kaldi mahşere sakladığım:
Beni gören gozleri ateşte yakma,

Ya Rabbi


Alıntı
 
G

Goldenrose

Hz. Musa a.s., köy köy, şehir şehir dolaşıp; insanlara Allah'ın dinini öğretirken, bir gün yolu Allah'ın, ceza olarak bütün halkını yaktığı bir köye düştü ve:

"Ey Rabbim" dedi. "Bu köyde yaşayanlar arasında çocuklar, günahsız, suçsuzz kimseler ve hayvanlar da vardı. Sadece suçluları ve günahkarları cezalandırabilecekken, böyle yapmayıp tüm köyü cezalandırmışsın. senin şefkatin ve acıman sınırsıdır ve sen tüm canlılara bu şefkatinle davranırın. Sen işlerini de bizim aklımıızn eremediği yüksek bilginle yaparsın. Buna olan inancım tamdır. Fakat ben merak ettim; günahkarlarla beraber masum insanları niçin yaktın?" diyerek,fazla oyalanmadan, yoluna devam etti.

Bir müddet sonra hem bir şeyler yemek, hem de yol yorgunluğunu biraz olsun üzerinden atmakbir ağacın altına oturdu. Ağacın az ötesinde büyük bir karınca yuvası vardı. Karıncalar harıl harıl çalışıyordu. Bu karıncalarda bir tanesi gelip dinlenmekte olan Hz.Musa aleyhisselamı ısırdı. Musa a.s karıncaya öfkelendi Yerdeki kurumuş odunlardan birini ateşle tutuşturdu, geldi, tüm karınca yuvasını ateşe verdi. Tüm karıncalar yanarak öldü. Musa a.s bildiren dini hükümler arasında karınca yakmak günah değildi.

Bunun üzerin Allah (c.c) şöyle seslendi:

"Ey Musa! Seni sadece bir tek karınca ısırmışken, sen bütün karınca yuvasını ateşe mi verdin. Bir karınca yüzünden koca karınca ülkesini her ana hamde eden, beni en güzel sözlerle öven bir toplumu yakıp yok ettin, öyle mi?"

Hz.Musa a.s. gerek kendi gördüğü karşısında söyledikleri, gerek yaptığı karşısında Cenab-ı Hakk'ın seslenişinden öğrenmiş oldu ki;

Suçlularla beraber olanlar, kendileri suçsuz olsalar dahi aynı cezaya uğrarlar. Ancak Allah c.c. hesap gününde onları birbirinden ayırır, her birine hak ettiği karşılığı fazlasıyla verir.

Bizler de kötü insanlarla beraber olmamalı, onların yaşadıkları yerlerde bulunmamalıyız. Bulunmak zorunda kalırsak onları uygun bir lisan ile uyarmalı, oradan bir an önce uzaklaşmaya bakmalıyız.


Kaynak: Büyük Dini Hikayeler, İbrahim Sıddık İmamoğlu, Osmanlı Yayınevi
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Peygamber imizin Öğrettiği Tövbe Duası:

1- Câbir İbni Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, Câbir demiştir ki, "bir adam Resûlüllah Sallallah u Aleyhi ve Selleme gelip şöyle dedi: Günahlardan yazık oldu bana, vay başıma!... İki kez yahut üç kez söyledi. Bunun üzerine Resûlüllah Sallallah u Aleyhi ve Sellem ona dedi ki, sen şöyle söyle:
"Allâhümme mağfiretüke evsau min zünûbî verahmetüke ercâ indîmin amelî."
"Allah'ım! Senin mağfiretin benim günahlarımdan çok daha geniştir, rahmetin de benim nazarımda yaptığım amelden çok daha güvencelidir."
Adam bu sözleri söyledi. Sonra geygamber (s.a.v) ona bu duayı tekrarla dedi. Adam tekrarladı. Sonra tekrarla dedi, adam da tekrarladı. Bunun üzerine peygamber (s.a.v) ona: haydi kalk, günahların bağışlanmıştır, dedi."

2- Ebû Ümâme'den (Radiyalla hu Anh) yapılan rivayette demiştir ki, Resûlüllah Saİlallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Yâ erhamerrâhimîn. (Ey merhamet edenlerin en merhametl isi!) diyen kimse için Allah'ın görevli bir meleği vardır. Kim bunu üç defa söylerse, melek ona şöyle der: Merhamet edenlerin en merhametl isi (olan Allah) sana teveccüh etmiştir. iste..."
 
G

Goldenrose

Emevi halifelerinin büyüğü Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, devlet başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet hususunda çok titiz davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken kullanır, öbürünü ise devlet ve millet işleriyle ilgili yazışmalarda kullanırdı. Halife, birden fazla gömleği olmayan, varlıksız biriydi.

Yakınlarından birisi Ömer b. Abdülaziz'e bir elma hediye göndermişti. O da elmayı biraz kokladıktan sonra sahibine geri gönderdi. Elmayı geri götüren görevliye şöyle dedi:

- Ona de ki, elma yerini bulmuştur.

Fakat görevli itiraz edecek oldu:

- Ey müminlerin başkanı! Rasulullah Aleyhisselâm hediye kabul ederdi. Bu elmayı gönderen de senin yakınlarındandır.

Halife cevap verdi:

- Evet ama, Rasulullah s.a.v.'e verilen hediye idi. Bize gelince, bize verilen hediyeler rüşvet olur.

Valilerin maaşlarını çok bol verirdi. Sebebini şöyle açıklardı:

- Valiler para sıkıntısı çekmezler, bütün ihtiyaçları karşılanırsa, kendilerini halkın işlerine vakfederler.

Bir gece halifenin yanında bir misafiri vardı. Kandilin yakıtı tükenmişti. Misafir dedi ki:

- Hizmetçiyi uyandıralım da kandilin yağını koyuversin.

- Hayır, bırak onu uyusun. Ben ona iki ayrı işi yaptırmak istemem.

- Öyleyse ben kalkıp kandile yağ koyayım.

- Olmaz, misafire iş gördürmek yiğitlikten sayılmaz.

Kendisi kalktı, kandilin yağını koyup yerine döndü ve şöyle dedi:

- Ben kalkıp iş yaparken de Ömer'dim; gelip oturdum, yine aynı Ömer'im.

İki buçuk yıllık halifelik döneminde İslâm aleminde adaleti hakim kılmıştı. Büyük dedesi Hz. Ömer r.a. gibi adalet ve basiret sahibiydi. Henüz kırk yaşlarında iken onu çekemeyenler tarafından bin dinar altın para karşılığında hizmetçisi eliyle zehirlenmişti. Hizmetçisi suçunu itiraf ettiğinde, Ömer b. Abdülaziz, paraları adamdan alarak devlet hazinesine koymuş, kendisini serbest bırakmış, öldürülmekten kurtulması için de kaçmasını söylemişti.
 

leyla-1

Altın Üye
Ayın En İyi Üyesi
Katılım
4 May 2007
Mesajlar
40,296
Tepki puanı
6,167
Puanları
163
Yaş
51
Senin azabından çok rahmetine; korkundan çok şefkatine muhtacım. Ve
şunu da bütün kalbimle biliyorum ki; Sen istersen severim, sen sevdirirsen
severim! Fakat Sen sevmezsen, sevdirmezsen ben sevemem, hissedemem.
"Kulum bana bir adım yaklaşırsa, ben ona koşarak gelirim" buyuruyorsun.
Ya Rabbi, bana yardımcı ol, Sana doğru bir adım olsun atayım. Ki, o benim
vuslatım olsun. Beni o vuslata kavuşturmadan yanına alma Allâh'ım!...
Her hareketimiz, yalnız sana olan muhabbetimizden kaynaklansın. Öyle bir
muhabbet ki hep coşsun, coşsun hiç durmasın. Ve Sensiz bir anımız geçmesin,
Allâh'ım.
Verdiğin nimetin şükrünü yerine getirebilenlerden eyle, nankörlerin
listesinde ismimiz bile geçmesin Allâh'ım. Benim kalbimi, dilimi ve bütün
amellerimi rızandan ayırma. Bize daima râzı olacağın amelleri işlemeyi nasip
eyle!..
Ya Rabbi, Senden isteyeceğimiz şeyleri de bilemiyoruz. Eksiklerimizi,
noksanlarımızı, hatalarımızı ört, Sen rahmet ve mağfiretinle onları hayra
tebdil eyle.
Şu güzel bahar günü, ağaçlardaki tomurcuklar, dallardaki çiçekler nasıl
açmışsa, Sen de yalnız kalbimizde sevgi çiçeklerini açtır.
Gönlümüzde ise iki cihan güneşimiz habibinin ve bütün sevdiklerinin
muhabbet goncaları açsın!..
Gönlümüzü, gülümüzü soldurma Allâh'ım!
Hazan gelmesin, yaprakları dökülüp boyunları bükülmesin, daima canlı ve
taze kalsın. Ve öyle bir rayiha yayılsın ki içimize, onu her zerremizde
hissedelim, bütün nefeslerimizle...
Ya Rabbi, Sen affedicisin, afvı seversin, biz günahkar kullarını da
affet.
Biz senden gelecek her hayra muhtacız Allâh'ım.
Bir yavru annesine ne kadar dil döker, yalvarır, naz yaparsa; annesi de o
kadar sevinir!.. Kırgınsa bile alır bağrına basar, "Yavrum!.." der.
Çok iyi biliriz ki, Rabbim, annelerin sevgi ve şefkatinin kaynağı da
sensin!.. Ve Sen bütün annelerin merhametinden daha fazla merhamete
sahipsin!.. O halde bu aciz, zayıf, gönlü kırık, ve günahkâr kullarını da
Afv et, Allah'ım.. Bizlere acı, günahımızı yüzümüze vurma!
"Ben, yüzlerini görmediğim kardeşlerimi çok özledim" buyuran Rasûlümüze
layık kardeş ve ümmet eyle, Allâh'ım.
Bizleri öğrendiklerimizle amel eden, senin yolunda canını, her şeyini
feda eden Mus'ablar, Rumeysalar, Enesler, Âişeler, Fâtımalar, Sümeyyelerden
eyle!..
Senden gelecek her türlü hayra muhtacız Allâh'ım…
Kara yüze ak desem, beni benden al desem; Rahmetinle sar desem, sarar
mısın? Allâh'ım.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt