Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir başka hadis-i şerifin de şöyle buyurmuştur. "Bütün insanlar Allah'ın ailesi durumundadır. Bu aile içindeki insanların en hayırlısı onlara en faydalı olandır.' Ve yine "Bir mümin kardeşimin ihtiyacını ı görmek için yürümen bana şu mescitte oturup bir ay itikafa girmekten daha sevimlidir." buyurmuştur.
(Ebu Ya'la el-Müsned, 6/65.)
Devs kabilesine mensup Tufeyl bin Amr (Radiyallahü Anh), (kavmi içinde artık yapılacak bir hizmetin kalmadığını görünce) kendi vasıtası ile imana gelen arkadaşlarını da yanına alarak, birlikte Medine’ye hicret etmişti.
Tufeyl’in hicret arkadaşlarından biri, Medine’de çok şiddetli hastalandı. Hastalığın ızdırabına sabredemedi. Parmaklarını keskin bir okla kesti. (Kan kaybından dolayı da) vefat etti.
Ölümünden sonra Tufeyl, intihar eden bu arkadaşını rüyada gördü. İşlediği günah yüzünden azap içinde olması beklenen o zat, güzel bir halde idi. Ancak elleri örtülü idi.
Tufeyl:
– Rabbin sana bu yaptığından dolayı nasıl muamele etti? diye sordu.
Adam:
– Allah’ın Resûlünün (Aleyhisselatü Vesselam) yanına hicret ettiğimden dolayı, bütün günahlarımı affetti, dedi. Tufeyl:
– Ne diye ellerini böyle bağlı görüyorum? dedi.
Adam:
– Bana, senin bozduğun şeyi düzeltmeyeceğiz, denildi, cevabını verdi. Tufeyl, derhal Allah Rasûlüne gitti. Gördüğü bu rüyasını ona anlattı.
Peygamberimiz (Aleyhisselatü Vesselam) bunun üzerine:
– Ya Rab, onun elleri dolayısıyla yaptığı günahı da affet, ellerini bağışla, diye dua buyurdu.
(Müslim)
açıklaması: Görüldüğü gibi, mü’minin günahı ne kadar büyük te olsa, işlediği iyilikler, yaptığı hizmetler daha büyükse, affa nail olabilmektedir.
Nitekim Tufeyl’in arkadaşı, hicret sevabından dolayı, intihar gibi büyük bir günahı işlemesine rağmen, affa ermiş ve azaptan kurtulmuş, sadece intihar yeri olan ellerini muvakkaten kullanma nimetinden mahrum edilmiştir. Peygamberimiz onun bu halini duyunca ellerinin bağışlanması için, Cenab-ı Hakk’a dua etmiştir.
Şu halde, hiçbir günah sahibi, işlediği günahtan ye’se düşmemeli, rahmet-i İlahiyyeden ümitli olarak tevbeye, iyilik yapmaya, sevap ve hizmetlerini artırmaya devam etmelidir.
Hz. Peygamber (s.a.a) bir grup ashabı savaşa gönderdi, döndüklerinde şöyle buyurdu: “Çok hoş geldiniz; ne mutlu küçük cihadı yapıp boyunlarında büyük cihat kalan kavme!” Ya Resulellah, büyük cihat nedir?” diye sorduklarında; “Nefisle cihat etmektir.” buyurdular.
“Ey insanlar! Ben aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa düşmezsiniz; onlar, Allah’ın kitabı ve Ehl-i Beyt’imdir.”