Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Güzel Gören Güzel Düşünür... (1 Kullanıcı)

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0

Güneşli bir sabah Topkapı Sarayı'nın avlusunda bulunan Has Oda'nın kapısı açıldı.
Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru ilerledi.
Adı Süleyman'dı. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için böyle arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi.

O gün deniz, ağaçlar sanki bir başka güzeldi. Yalnız ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Yanlarına yaklaştı, inceledi: ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını. "Ağaçları ilaçlatmalı" diye düşündü. Böylece ağaçlar rahat bir nefes alacaklardı. Fakat biraz daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Öyle ya! Karıncalar da can taşıyordu. İşin içinden çıkamayınca hocası Ebussuud'un odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına, aklına takılan soruyu yazdı:

"Meyve ağaçlarını sarınca karınca,
Günah var mı, karıncayı kırınca?"


Bir ara hocasının odasına tekrar uğradı. Yine yerinde yoktu. Ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu fark etti. Eline aldı, okudu. Yüzünde bir tebessüm belirdi.

Hocası Ebussuud efendi sorusunu cevaplamıştı:

"Yarın Hakk'ın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca"
ALLAH Celle Celalühü razı olsun mavci abi.
Harika....
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0

Murat Han (III. Murat) o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:

- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?

- Akşam garip bir rüya gördüm.

- Hayırdır inşallah.

- Hayır mı, şer mi öğreneceğiz.

- Nasıl yani?

- Hazırlan dışarı çıkıyoruz.

Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri ve kararlı adımlarla Beyazıd’a çıkar, döner Vefa’ya. Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarlarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatli bakınır. İşte tam o sıra, orta yerde yatan bir ceset gözlerine batar. Sorarlar ‘Kimdir bu?’ Ahali ‘Aman hocam hiç bulaşma.’ derler, ‘Ayyaşın, meyhur’un biri işte!’

- Nereden biliyorsunuz?

- Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz.

Komşular öfkelidir

Bir başkası tafsilata girer. ‘Biliyor musunuz?’ der, ‘Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar Çarşısı’nda çalışır, nalının hasını yapar. Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem nerede namlı mimli kadın varsa takar peşine.’ Hele yaşlının biri çok öfkelidir:

‘İsterseniz komşulara sorun.’ der, ‘Sorun bakalım, onu bir kere olsun cemaatte gören olmuş mu?’

Hasılı mahalleli döner ardını gider. Bizim tebdil-i kıyafet mollalar kalırlar mı ortada. Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah önünü keser.

- Nereye?

- Bilmem. Bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.

- Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem. Ama biz gidemeyiz. Öyle veya böyle tebaamızdır. Defnini tamamlasak gerek.

- İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.

- Olmaz. Rüyadaki hikmeti çözemedik daha.

- Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?

- Mollalığa devam. Naaşı kaldırmalıyız en azından.

- Aman efendim. Nasıl kaldırırız?

- Basbayağı kaldırırız işte.

- Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini...

- Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasılhane bulmalıyız.

- Şurada bir mahalle mescidi var ama...

- Olmaz. Vefat eden sen olaydın nereden kalkmak isterdin?

- Ne bileyim Ayasofya’dan, Süleymaniye’den. En azından Fatih Camii’nden.

- Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkanı çoktur. Tanınmak istemem. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin. Haydi yüklenelim.

Ve gelirler camiye. Siyavuş Paşa sağa sola koşturur kefen, tabut bulur. Padişah bakır kazanları vurur ocağa. Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzü şakilere benzemez. Hem mânâlı bir tebessüm okunur dudaklarında.

Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin ona keza. Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine hayli vardır daha. Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır ‘Sultanım’ der, ‘Yanlış yapıyoruz galiba’.

- Nasıl yani?

- Heyecana kapıldık, cenazeyi sorup araştırmadan getirdik buraya, Kimbilir hanımı vardı belki, belki de yetimleri?

- Doğru. Öyle ya. Neyse, sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.

Vezir cüzüne, tesbihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur, nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler, sanki bu vefatı bekler gibidir. ‘Hakkını helal et evladım.’ der, ‘Belli ki çok yorulmuşsun.’ Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar.

Ağlar mı? Hayır. Ama gözleri kısılır, belki hatıralara dalar. Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından. ‘Biliyor musun oğlum?’ diye dertli dertli söylenir, ‘Bizim efendi bir âlemdi vesselâm. Akşamlara kadar nalın yapar, ama birinin elinde şarap şişesi görmesin, elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya.’

- Niye?

- Ümmet-i Muhammed içmesin, diye.

- Hayret.

Sizin zamanınızı satın almadım mı?

Sonra malum kadınların ücretini öder eve getirirdi. ‘Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım.’ derdi. ‘Öyleyse şimdi dinleseniz gerek...’ O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara. Mızraklı İlmihal, Hüccet-ül İslâm okurdum.

- Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki.

- Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescidlere giderdi. ‘Öyle bir imamın arkasında durmalı ki...’ derdi, ‘Tekbir alırken Kâbe’yi görmeli.’

- Öyle imam kaç tane kaldı şimdi.

- İşte bu yüzden Nişanca’ya, Sofular’a uzanırdı ya. Hatta bir gün ‘Bakasın Efendi!’ dedim,

‘Sen böyle böyle yapıyorsun; ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada’.

- Doğru öyle ya?

- ‘Kimseye zahmetim olmasın!’ deyip mezarını kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. ‘İş mezarla bitiyor mu?’ dedim. ‘Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?’

- Peki o ne dedi?

- Önce uzun uzun güldü, sonra ‘Allah büyüktür hatun.’ dedi, ‘
Hem padişahın işi ne?



Türbesi Unkapanı’nda
Nalıncı Baba’nın asıl adı, Muhammed Mimi Efendi’dir. Bergamalıdır. 1592’de vefat etti. Cenaze hizmetlerini bizzat padişah gördü ve onu evine defnetti. Kabri üzerine bir kubbe, önüne bir çeşme koydurdu. Bir tekke ile adını yaşattı. Türbesi Unkapanı’nda, eski Cibali Tütün Fabrikası’nın arkasında, Haraçzade Camii karşısındadır. Sultan Murad da 3 sene sonra rahmet-i Rahman’a kavuştu. Ruhlarına el-fatiha.
Hem padişahın işi ne?

Mavci abi çok
:T
ALLAH Celle Celalühü Razı olsun.
Çok güzel bir konu hazırlamışssın.
Ama ben nasiplenememişim...
Selam ve dua ile...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya

LUTFI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2007
Mesajlar
2,120
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ey aşık, hani özlem çekiyorsun ya sevgiliye !
Bil ki sevgilidendir özlemin özü.Odur asıl sana özlem duyan.
Çünkü o tutuşturmayınca alevi, kimsede olmaz ateş...
Ve aşk ateşi önce sevilene, ondan sonra sevene düşer
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Kandiller...

Esselamûaleykum...Hayırlı Kandiller...

Mevlid Kandili Hürmetine...
EN SEVGİLİ Hürmetine...

Allah Celle Celalühu hakkımızda herşeyin hayırlı ve güzel olanını nasip etsin...
Gönlümüzdekini hakkımızda hayırlı,hakkımızda hayırlı olanı gönlümüze razı eylesin..
Rabbim dertlilere deva, borçlulara eda, hastalara şifa versin inşallah...

AMİN...
 

Kemahlı_24

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2011
Mesajlar
5,140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Beylerbeyi
ve aleyküm selam hayırlı kandiller olsun

yaptığın bu güzel dua ya AMİN AMİN diyorum mavci KARDEŞ
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

167393_1669414428822_1641203044_1513113_116800_n.jpg
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Mevlid Kandili Hürmetine...
EN SEVGİLİ Hürmetine...

Allah Celle Celalühu hakkımızda herşeyin hayırlı ve güzel olanını nasip etsin...
Gönlümüzdekini hakkımızda hayırlı,hakkımızda hayırlı olanı gönlümüze razı eylesin..
Rabbim dertlilere deva, borçlulara eda, hastalara şifa versin inşallah...

AMİN...

Ve Aleykümselam ve Rahmetullahi ve Berakatühü
Amin inşaALLAH abim rabbim dualarımzı katınd akabul ve makbul eylesin..Yüreğine sağlık.
Allaha emanet olunuz..
selam ve dua ile..

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Ve Aleykümselam ve Rahmetullahi ve Berakatühü
Amin inşaALLAH abim rabbim dualarımzı katınd akabul ve makbul eylesin..Yüreğine sağlık.
Allaha emanet olunuz..
selam ve dua ile..

Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.

Allah Celle Celaluhu cümlemizden razı olsun kardeşim...
Duanıza gönülden amin...
Allaha emanet olun...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

167238_10150112358452249_121766397248_6410515_7652637_n.jpg


" Hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir."
RNK
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

180407_10150090801017638_89361212637_6449353_4406491_n.jpg


Hz. Peygamber (asm) anlatıyor:

Bir adam, başka bir beldede bulunan bir arkadaşını ziyâret etmek maksadıyla yola çıkmıştı. Allahu Teâlâ, adamın yolunda, insan sûretinde olan bir meleği vazifelendirip, bekletti.
Adam, o melekle karşılaşınca melek kendisine:
“Nereye gidiyorsun?” diye sordu.
Adam: “Şu beldede bir din kardeşim var, onu ziyâret için gidiyorum” diye cevap verdi.
Melek: “Onunla alâkalı yapacağın herhangi bir iş, bir görev mi var?” diye sordu.
Adam: “Hayır, öyle bir şey yok. Allah için sevmemden başka kendisiyle hiçbir işim yok” dedi.
Bunun üzerine o melek:
“Ben, senin o din kardeşini Allah için sevdiğin gibi, Allah’ın da seni sevdiğini sana bildirmek üzere vazifelendirilen, Allah’ın bir elçisiyim” dedi.

Bir Gül Demeti, s. 213
 

arzu74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2009
Mesajlar
2,336
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
50
Allah razı olsun paylaşım için.....
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

181668_501608942637_89361212637_6413500_1610962_n.jpg


Gönül Kokusu...

" Kokuların en güzeli gönül kokusudur; çünkü o koku Rabbin kokusudur.
O koku kırık gönüllerde mağlup ruhlarda bulunur…"

HZ.MEVLANA
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Ahir zmandayız

Bilgi kirliliğinin tam ortasındayız

Beynimizdeki fikir zıtlıkları oluşmuş olabilir gene

Bu kirliliği sadece kuran cözer

Kuranın ayetlerini özümseyerek okuyun

Fikriyatı da düzeltir cünkü;

kalbi de düzeltir.

İşte acıkcası fazileti cok bir kitap faydalanalım.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

183227_10150116902149101_587329100_6254684_3882858_n.jpg


Yeni bir sabaha uyanmak

Karanlık, sessiz bir gece daha bitti.
Yeni bir günün başlangıcında sabahı ilk karşılayan kuş sesleriydi...
Bir sabaha uyanmak ne güzeldi...
Yepyeni bir sabaha, herkesten evvel, kuşlarla beraber..
Sabahı başka başka renklere boyadı kainatın farklı yerlerinde Yaratıcımız.
Farklı seslerle süsledi..
Kainatın bir bölümü uykudayken, bir bölümünü sessizce uyandırdı, sessizce hayat verildi yeniden her şeye..
Nur yağdı sabahın bu ilk vakitlerinde gökten yere...
Melekler kuş sesleriyle birlikte sabaha uyananların saçlarını okşayıp bir rüzgarla, tebessüm edip geçtiler..
Günün hareketli ve gürültülü saatlerinin evvelinde böylesi pür-i pak bir zaman diliminden belki haberi yoktu kimilerinin..
Ama zamanın ve sabahın Rabbi her gün, dünyanın her yerinde yeni bir sabah yarattı...
Hayata yeni bir soluk katıldı, taptaze bir nefes..

Yeni sabahlara uyanabilmek,
O taptaze havayı soluyabilmek,
Sesimiz ve soluğumuzla sabah semalarına kuş cıvıltıları arasında katılabilmek dileğiyle..

Alıntı: La Edri
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

188340_10150114546987638_89361212637_6673943_6930429_n.jpg


Ben kederimi ve hüznümü sadece Allah'a söylerim;

Benim bildiğim Allah sizin bildiğiniz gibi değil.
" Yusuf Suresi 86'dan hissettiğim sitemi yansıtmaya çalıştım bu mealle; öbür türlü vurgu kaçıyor "
Allah'ı başkalarına şikayet etme; yoksa merhametliyi merhametsizlere şikayet etmiş olursun" diye hatırladığım hak bir sözün Yakub'un [as] kalbinde hep aktığını hissettim.
Ne zaman başına iş gelse, başkalarını Allah'a şikayet etmeyi tercih etmiştir.
"İyi ama, bana yapılan haksızlık karşısında kimseye içimi dökmeyeyim mi?" diye gıybete hazırlanan bana cevap oldu ayet.
"İçini dökeceğin Biri var ama sen O'nu içini dökeceğin, dertleşeceğin Biri olarak tanımıyorsun henüz.
" Allah'ı, içini döktüğünde seni dinleyeceğini bildiğin Biri olarak bilinceye kadar yürü;
O Allah senin bildiğin gibi değil "Bu hayat sana Yakub'un bildiği Allah ile senin bildiğin Allah arasındaki farkı kapatman için verildi.
Hâlâ ne duruyorsun; yürüsene, okusana, düşünsene..."

Senai Demirci
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,073
Tepki puanı
8,128
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

belki116katn9.jpg


Üzülme ...

Üzülme ve üzme güzel yanlarını...
Yıkılma dik kal...
İyi ki Rabbimin inşirahı var...
Unutma zorluk varsa önünde ve ardında kolaylık var...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt