selamunaleykum hafize anne sabah sabah çok guzel geldi çook begendim yavv ALLAH razi olsun ben guldum rabimde seni guldursun insallah selam ve dua ile..
ALEYKÜMSELAM HER DUYDUĞUMUZA İNANMAYALIM DEMİ :K
selamunaleykum hafize anne sabah sabah çok guzel geldi çook begendim yavv ALLAH razi olsun ben guldum rabimde seni guldursun insallah selam ve dua ile..
allah iyiliğini versin annem.:Kvalla yakışmış.
sa.cok güzel bir örnek emegine saglık.zaten haydar efendide tencere ve tava ile ugraşarak güçlendi ve yönetime talip inş gelir.a.e.oنعىمة;522247' Alıntı:“Bir memlekette devlet başkanı kuş uçurarak seçilirmiş, bu devlet kuşu kimin başına konarsa o adam o memleketin başkanı olurmuş. Böyle bir seçim günü kuş uçurulunca gidip bir nalbantın başına konmuş, fakat halk, nalbantın çok cahil bir adam olduğunu görünce, bu olmadı, tekrar uçurulsun demişler ve uçurmuşlarsa da, yine gidip onun başına konmuş. Halk üçüncü bir defa uçurulmasını istemişler. Uçurulmuş, yine de bu devlet kuşu o nalbantın başına gidip konuvermiş.
Nihayet mecburen:
–Haydi bakalım beyefendi, geç başkanlık makamına otur, demişler. O da devlet başkanlığı makamına oturup kurulmuş, etrafına toplanmış olan devlet adamlarına sormuş:
–Beyefendiler! Devlet bütçesinde ne kadar külçe altın var?
–Şu kadar ton altın var, demişler.
Bunun üzerine:
–Hemen onları getirip sarayımın bahçesine yığın, emrini vermiş. Devlet adamları hayret ederek, hepsi birbirine manalı manalı bakıştıktan sonra:
–Sayın başkanımız! Bu altınları ne yapacaksınız? demişler. O da:
–Bu altınların hepsini at ve merkep nalı haline getireceğim ve devlete ait merkeplerin, atların ayakları altına çaktıracağım, benim tarihimde merkeplerle atların nalları bile altından olduğu cihana yayılsın ve tarihler bunu böyle yazsın, diye cevap vermiş. Berikiler her ne kadar:
–Aman efendimiz!.. Bu altınlar devletimizin bütçesidir, bunlar tükenirse, devletimiz de çöker gider demişlerse de:
–Ben başka şeyden anlamam! Ben zamanımın parlaklığını ve devletimin hayvanlarının ayakları altındaki nalların altından yapılmış olmasıyla zenginliğini ortaya koymak ve herkese bildirmek isterim, demiş. Bu ısrar karşısında birşey yapamamışlar “emir emirdir” diyerek, bütün altınları getirmişler ve sarayın bahçesine yığmışlar. Başkan nal ustalarını çağırarak, merkep ve at nalı yapmalarını emretmiş, ustalar da bütün altınları merkep ve at nalı haline getirmişler. Tamamlandığını haber verince, başkan:
–Bu nalları merkeplerin, atların ayakları altına çakın, diye emretmiş. Nalbantlar emri yerine getirmişler. İki ay sürmemiş (altın yumuşak maden olduğu için) eskimiş. Haber vermişler, yine çakın, demiş. Hülasa, eskidikçe tekrar çaktırarak altınların hepsini tüketmiş. Ondan sonra ise:
–Efendiler! Benden bu kadar, bundan sonrasını siz idare edin, diyerek makamından kalkmış, eski işinin başına yani nalbant dükkanına dönmüş.”
Fıkra hakkındaki düşüncelerime geçmeden önce Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nu içten ve heyecanla konuşmaları arasında kameraya dönüp, eliyle işaret ederek, “Ey millet” hitabı ile konuşur. Bu tenbih ve dikkat çekme cümlesiyle bende:
–Ey millet!.. diyorum.
Adamların mantığına bakın. Nalbant cahildir, devlet idare edemez diyorlar. Öbür taraftan yine ülke idaresini emanet edecekleri kişiyi “kuşların uğuru” ile, falcılıkla seçiyorlar. Sonra da ah, vah ediyorlar.
Elbette idareyi emanet edeceğimiz kişilerin, ehil kimseler olması lazımdır. Bununla birlikte cemiyeti meydana getiren fertlerin kalitesini de unutamayız.
Şeyh Edebali “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözü ile ne güzel ifade etmiş.
Yıllar önce bu formülleşmiş hakikati Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in öncülüğünde çıkan İcmal dergisiyle görerek, anlayarak şahit olduk. İcmal; öz, toplam, birlik, bütünlük manalarına geldiği gibi, aynı harf sayısıyla insan kalitesini, özünü, önemini, ortaya koyuyordu.
Fikri olgunlaşmış, sorumluluk bilinci gelişmiş, işinde başarılı fertler elbette “kuş konmasına” güvenip hareket etmezler.
Hepsi çok güzel ve komikti! Çok güldüm :K :K Allahta sizi güldürsün :H
süperrrrrrrrrrrrrrr a.e.o
Gerçektende trajikomik.....
A.E.OLUN DUA İLE...