mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 53
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com
Ah İstanbul İçi Yakan İstanbul
Ah İstanbul İçi Yakan İstanbul
Bir Araya Geldi (mi?) İki Yakan İstanbul
Seyrine doyulmaz, yedi tepeye kurulmuş,
İki yaka, iki ciğer İstanbul…
Dedelerimin hayran olduğu, hadisle şereflenen, büyük İstanbul…
Boğazı düşmana kaynar, dedelerimin aşkına karşı boynu bükük İstanbul…
Sana benden bir haber:
Gediklerin önce Fatih’e sonra kâfire açıldı.
Surlarının yarasını açmaya çalışan imansızları,
İmanla, kaynar boğazında erit, çürüt…
Kız kulen boşa ağlar, kendisine vapurlarla düşman taşınıyor.
Elinin üstüne, elin eli değdi,
Elimden bir şey gelmedi…?
Hani Fatih sana “Ey büyük İstanbul ya sen beni alırsın ya da ben seni” demişti de
Sen ağlamıştın ya, yine ağla (sen onu aldın)…
Yine ağla, taşırsın boğazını gözyaşın …
Yine ağla titret toprağını, ayakları birbirine girsin, yığılsınlar yere…
Nede olsa küffarda Hz. Musa’nın asası yok… içinden nasıl geçe…
Bilirsin Fatih’in değişti,
Sen sadece zâhirini gördün, hadisin
Dua et bâtınına ömrün yetsin…
Kâğıdımın üstüne gözümden damlayan iki damla gözyaşı,
Biriksin avuçlarımda, duyunca ağlama, ağladığımı, sakla gözyaşını…
Görüyorum geldi o günler devirdik devrimi, yıktık inkılâbı…
Sana vereyim diyorum avuçlarımda biriken gözyaşlarımı,
Ancak yaramaz işine, genç bir fidanın gözlerinden akıttığı …
Toprağının altından yılan delikleri açıldı…
Üstüne zehirler saçıldı..
Toprağının altı kendini zeki sanıyor, üstün zaten leş…
İnsan zannettiklerinin birçoğu kalleş…
İzin ver uzanayım toprağına bir daha kalkamayayım,
Al sinirlerimi de, işe yaramaz bedenimde al, gül yeşerteceksen gübre olayım...
Bütün varımı – yoğumu dök halicinden taşacak olan boğazına…
Dinçleşeceksen yut beni, sana gıdayım…
Şunu bil ki aldanırsan kâfire, bedenim boşa gider…
Ruhum bırakmaz iki yakanı…
İzin verirsen kâfire haram olur içtiğin şehit kanı…
Aldın Akşemseddin’ in yetiştirdiği Fatih’i … al beni de…
Benim adımda Fatih, yaşım küçük sadece
Kapat gediklerini ismimle…
Sakalı çıkmamış bıyık altı yalan atan kâfire, olsun ismim kılıcın…
Yaparsın bunları, varsa nefsine hıncın…
İslam’ın zaferi içindir savaşımız…
Sadece Türk’ e değil Müslüman’a durmak yakışmaz…
Ver bana bedenimi, ver ismimi de sallayayım kılıç gibi ikisini de…
Duysunlar namımı “Fatih geri mi döndü?” desinler,
Karı gibi kenara çekilip akıllarını, yesinler…
Koşalım “Allah, Allah…” nidalarıyla köpek leşinin üstüne,
Yine desin Mehmet Akif “ Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” diye…
Bende taklit edeyim Yavuz’u
“Siz gelmeseniz de tek başıma giderim” diye
Sallayalım seni yine,
Kızma bize…
Kaynar boğazına kafirin pis kanı döküldü diye…
Kızma… dökülürse, vardır bir hikmeti… de
Beraber salalım bu büyük korkuyu gönüllerine…
Gömelim onları toprağının derinliklerine…
Hz. Ömer öfkesi aşkına ne büyük bir imandır bu…
Müjdeler olsun size doğdu batmayan güneş…
Hu Allah Hu…
Elbette küfür bitmez… gevşeme İstanbul, yanarsın…
Sabret yeni kâfirlerle savaşlarımıza bakarsın
Başını uzatıp gül yatağından
Ve bir gün şahadetimize şahit olursun…
İşte şimdi ağlama İstanbul…
Gözüm kapalı, ruhum rahat gittim rabbimizin yanına…
Kim ağlar kim üzülür şehit olarak varmışsa yaradanına…
Fatih TOPÇU (Yaş 16)