Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem- Efendimiz gece namazını
hiç terk etmezdi. Öyle ki hastalanacak veya ağırlık hissedecek
olsa oturarak kılardı. (Ebû Dâvûd, Tatavvu', 18) "Sabah namazından
önce kılınan iki rek'at nâfile namaz dünyanın tamamından daha
hayırlıdır." (Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn, 96) buyururdu.
Gözümün nûru diye tavsif ettiği namazı geceleri daha bir iştiyak
ve arzû ile kılardı. Ayakları şişecek kadar kendinde geçerek kıldığı
teheccüd namazına olan iştihâsını şöyle dile getirmişti:
"Allâh her peygamberde belirli birşeye karşı aşırı bir
istek yaratmıştır. Benim en çok hoşlandığım şey de gece ibâdetidir..." (Heysemî, Mecmau'z-zevâid, II, 271)
Allâh'a yaklaştıran en mühim ibâdet olması hasebiyle ümmetinin
de bu nimetten nasiblenmelerini arzû ederlerdi. Öncelikle yakın
akrabasından tebliğe başlayan Efendimiz, bir gece Ali ile Fâtımâ
-radıyallâhu anhümâ-'nın kapısını çalmış ve onlara:
- "Namaz kılmayacak mısınız?" (Buhârî, Teheccüd,
5) buyurarak geceyi boş geçirmemelerini istemişti.
Diğer ashâbına da:
"Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki
sâlih kimselerin âdeti ve Allah'a yakınlıktır. (Bu ibâdet) günahlardan
alı kor, hatalara kefâret olur ve bedenden dertleri giderir." (Tirmizî, De'avât, 101) buyurarak onları huzûrun kaynağına
yöneltmek istemişti.
Âile içinde kadın ve erkeğin Allâh'a ibâdet ve sâlih ameller
işleme husûsunda birbirlerine destek olmalarının önemine dikkat
çeken Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bilhassa gece namazına
kalkmada bu yardımlaşmanın daha da önemli neticeler hâsıl edeceğini
şöyle ifâde etmiştir:
"Geceleyin kalkıp namaz kılan, hanımını da kaldıran,
kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah rahmet etsin.
Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran,
uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah
rahmet etsin." (Ebû Dâvud, Tatavvu, 18, Vitir, 13)
"Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin
ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah'a yakınlık günahlara kefaret
olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır."
(Tirmizi, Deavât, 101)
Allâh Teâlâ çok sevdiği ve kâinâtı hürmetine yarattığı Habîb-i
Edîb'ne daha fazla lütuflarda bulunmak için teheccüd namazını
ona farz kılmıştı.
"Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir
nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur'ân ile teheccüd namazı kıl,
Yakındır ki Rabbin seni bir makam-ı mahmuda eriştire." (el-İsrâ/17, 79)