Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"Eyne ihvânî?" (Kardeşlerim Nerede) (2 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
pal%20kid%20-%20child%20abuse.jpg


Ben Filistinli çocuk…
Sizin yuvanız gibi sıcacık,
Benim de yuvam vardı ufacık
Siz ne kadar şanslısınız!
Rüyalarınız bile şen, şakrak,
Ben ise rüyamdan bile ağlayarak,
Gece uykumun arasında,
Uyanıyorum korkarak!
Siz yaşadınız mı hiç:
Top mermileri arasında bağırarak,
Tankların altında ezilirken,
Korkuyla uykudan uyandığınızı,
Gördünüz mü hiç?

Gündüz böyle,gece böyle, rüyada böyle,
Hangisi gerçek, hangisi düş,
Bilmiyorum ben de
Ben böyleyim işte,
Ben, Filistinli çocuk! …

Sımsıcak yuvalarınızda,
Anneniz, babanız, kardeşleriniz,
Neşeyle yaşıyorsunuz siz
Ya ben? Ya ben nasılım?
Zindanlarda sürünen,
Haylini bile unuttuğum babam!
Kim bilir nerede?
Yaşıyor mu acaba?
Belki de hiçbir zaman,
Artık olmayacak babam!
Keşke ben de sizler gibi,
Koşup “Baba! ” diyebilseydim…
Kollarına atılıp, sarılsaydım boynuna,
Oyunlar oynasaydım onunla
Üzülüp ağladığım zaman,
Gelip başımı okşayan,
Göz yaşlarımı silen bir babam olsaydı!
Ama yok artık benim babam!
Çünkü ben, babası zindanlarda çürüyen,
Ona ağıtlar yakıp üzülen,
Filistinli çocuk!

Elinize bir diken batsa,
Bir yeriniz kesilse, kanasa,
Hele kolunuz, bacağınız kırılsa,
Canınız nasıl yanar!
Nasıl ağlarsınız değil mi acı acı!
Ya ben nasılım?

İsrailli askerler tarafından,
Kolları taşlarla kırılan,
Bacakları tekmeyle, dipcikle ezilen,
Feryadıma hayvanlar bile dayanamazken,
Herkes tarafından seyredilen,
Ben, Filistinli çocuk!

İşte ben buyum,
Ben, Filistinli çocuk!
Benim acılarımı ancak,
Ağaçlar, kuşlar kadar,
Duyabiliyor musun sen?

Nerde buzullar arasında sıkışıp kalan
Balinaları kurtarmaya çalışanlar?
Nerede petrole batan kuşlara,
Üzülüp ağıtlar yakanlar?
Nerede sokak köpeklerine acıyıp,
Onlara yardıma koşanlar?

Bir balina, bir kuş, bir köpek kadar,
Benim de değerim var
Yıllardır dinmedi gözyaşım,
Ben hep ağlıyorum!
Göz yaşlarım bile kurudu,
Tıpkı çöller gibi!
Sen benim gözlerimden yaşların,
Aktığını mı sanıyorsun?
Senin gördüklerin gözyaşı değil,
Onlar, gözyaşı yerine akan,
Damarlarımdan süzülüp gelen kan!
Ben kan akıtıyorum gözlerimden!
Ben kan ağlıyorum ciğerimden!
Yakında o da kuruyacak,
Tıpkı göz yaşlarımın kuruduğu gibi!
Çünkü ben olmayacağım artık!

Sizler gülüp oynayın,
Halay çekip türkü çağırın!
Balinalara yardıma koşun,
Petrole batan kuşları kurtarın!
Onlar için göz yaşı dökün!
Köpekleri kurtarın siz!

Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!
 

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
nediceğimi bilemiyorum yapıcak çok şey varken yapıcak hiç bişeyimiz yok :( allah yar ve yardımcıları olsun...
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
yaramderindires6.jpg


Gözyaşlarımı sunuyorum, Gözlerindeki Allah'a...
Senin için en gür yerinden çıkıyor sesim..
Geç kaldığımı biliyorum, zalimin gölgesiyle hemhal olduğum yerde..
Ancak gözlerim nemlenince anlıyorum, yağmursuzluğun gizemli sükutunun ve mevsimsiz bombaların ne demek olduğunu...
Gözlerim...Gözlerin ve ellerin.. Birgün değer mi ellerim yüreğine? Birgün değer mi gözlerim gözlerine? ..
Seninki kadar taze ve ölüm kokan düşlerim yoktu..
Sayfalarsa hep boş kalacaktı baharsız yanlızlığımda... İsmini boşluğa yazacaktım. Boşlğa kanacaktı geceler.. Geceler .. ve sen ..

Şarkını dinliyorum bu gece.. ve sana utanç kokulu bir aşk gönderiyorum..
Sanki annenin haykırışı koşuyor kulaklarıma;

Adınla büyü bebeğim, adın Şehadet!
Yolunda yürü bebeğim, yolun Şehadet !

Sahi, Şehadet miydi adın?
Gözyaşlarımın kazasını döküyorum seccademe...
Dökmeyi unuttuğum bütün yaşların ağırlığı gitsin diye..
Bir 'ah'ın kadar uzundu secdem..
Bir bomba sesiyle bölünmemişti hiç..

Ben hiç hergün ölmemiştim..
Ben hiç 'hiç'liğimi hissetmemiştim..
Ve başım yastığa hiç bu kadar gömülmemişti.
Terk-i dünyam hiç bu kadar vurmamıştı...
Ve sen ey Çocuk! kimse kadar yaralamamıştın beni...

Hani bir kaç besteyle avutursun ya kendini..
Hani birden dolarsın ve taşacak yüzün olmaz. İşte böule birşey senin çığlığını duymak..
Şarkını dinliyorum ve sana utanç kokulu bir nedamet gönderiyorum;

Büyümeyen bebelerin yerine ben ölürüm.
Ölür müyüm senin yerine? Yoksa ölümün , ölmeme yeter mi? Hadi çek vur..
Suskunluğumun tam orta yerinden, üşüdüğü zaman ellerimden, ağlamayı unuttuğu zaman gözlerimden vur. Sakın ağlama ! SÖZ SÖYLETMEM KURŞUNLARA, LÜMÜM ELİNDEN OLACAKSA..
Güneşin gölgesinde takip et haksızlığın dudak çatlatan isyanlarını...
Ab-ı hayat gibi iç yudum yudum umutlarını ..
Oyuncağını bul tozlu yollardan ve gel benim şehrime..
Odamdan kokla çocukluk hatıralarını ..
Senin yerine ben alırım sapan taşlarını..

Gözyaşlarımı sunuyorum gözlerindeki Allah'a ..
Gözlerine bahşedilern Nur'un çehreme yansıması alıp götürüyor beni Sabraya ..
Gözlerindeki Allah'a yalvarıyorum yuvasından sürgün edilmiş çocukların sevdası için..
Hangi söz yeter dua'ya ?
Kaç tane edebiyat şaheseri anlatır toprağının izlerini?..
Kaç tane müze sergiler, zulmün tablolarını?
Kaçı ayak başar zulme? Kaç insan anlar , kediyi uyandırmamak için ceketini kesenin rahmetini?
Kaç yürek kuşların yuvalarını bozmadan yürür sessizliğe?..

Ve sen ey Çocuk, kuşlar ve kediler kadar huzur bulamadın mı bu ellerde?..
Biliyorum... asırlar öncesinin iklimini istiyorsun.
Şefkat Eli'nin yetim saçlarına dokunmasını bekliyordun , büyük bir umutla..
Bir ses çıkmalı değil mi? Biri kuşlara aldırmadan sessizliği bozmalı?!..
Eb-u Hureyre'ler kedileride uyandırıp haykırmalı değil mi?
Dağları, ağaçları ,yıldızları, sevdaları..
En çok sevdaları uyandırmalı değil mi?

SiLahımın NamLusu GüL Kusmaktan Usandı
Uyandırın öFkeLeri kudursun.
Söyleyin anama , ÖLECEK ÇOCUKLAR DOĞURSUN!
Ölecek çocuklar doğmalıydı. Ölecek çocuklar Yaren'im olmalıydı.
Hayır...! Ben ölmeliydim .../ Ben ölmeye bile layık değilim / ...
Şarkını dinliyorum..ve sana utanç kokulu bir 'umut' gönderiyorum;

Zindanlar, işkenceler ve zulüm halkaları
Yarında seni bekler , bekler yavrum.
Anneciğine söyle , sakın ha ! ağlamasın.
Mutlaka kavuşuruz mahşerde yavrum ..

İntifada kardeşiniz..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Gazze uyan geç kaldın okula. Erken yat diyorum sana. Uykunu alamıyorsun. Gazze uyan yüzünü yıka kızım.

Gazze kahvaltın hazır hala uyanmadın mı? Sütün soğuyor ama.

Gazze pazarlık yok! Tabağındakiler bitecek, az bir şey koydum zaten. Hadi kızım oyalanma okula geç kalıyorsun.

Gazze çantan hazır mı? Kitapların çantanda mı?

Annen seni bekliyor tarağı ve tokalarını al. İstediğin renkleri alabilirsin. Biraz sabret ağlama hemen. Saçların içiçe geçmiş. Açılmazsa sonra daha çok acıtır.

Gazze çıkıyoruz kızım. Derslerine dikkat et, öğretmenine iyi kulak ver. Merak etme gelirim, seni ne zaman okulda bıraktık kızım? Her zaman aynı şeyi söylüyorsun. Tamam geç kalmam. Üzerine bir şeyler giymeden bahçeye çıkma Gazze. Hava çok soğuk, hasta olursun.

İyi dersler Gazze.

**

Okul nasıl geçti kızım? Beslenme çantandakileri yedin mi Gazze?

Tamam giderken dergi alırız kızım. Ama bu sefer diğerinden alalım hep aynı dergiyi tutturuyorsun Gazze. Hem bak o kız hiç bize benzemiyor. Saçmalama kızım senin saçların daha güzel. Hem herkesin saçlarının düz ve sarı olması gerekmiyor.

Senin saçların daha güzel Gazze.

Tamam bugün birlikte okuruz kızım. Şiir de okuruz Gazze.

Gazze annene yardım edecek misin mutfakta? Tamam çorbayı sen karıştır kızım. Fazla televizyona takılmak yok ona göre. Ödev verdi mi öğretmenin? Yardım ederim kızım.

Sümeyye’lere hafta sonu gideriz Gazze. Ona da dergi alırız elbette.

**

Kızım bu saatte dışarı çıkılmaz.

Gazze onlar havai fişek değil kızım. Onlar bomba! İçeri gir kızım pencereden bakma. Gökyüzünde parlayan her şey bomba Gazze.

Misket, bombanın adı Gazze.

Bombanın adı misket.

**

Akşam erken yat Gazze olmaz mı? Üstünü açıp duruyorsun geceleri, dikkat et.
Ama ölme Gazze lütfen.

Gazze ölme…

Ölme kızım.

TARIK TUFAN
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!
 

ping_pong

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2008
Mesajlar
691
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
EY FİLİSTİN,
EY ACILARIN EN ACISIYLA DEBELENEN MASAL,
EY ASUDE RÜYANIN KAN TERLEYEN KABUSU,
EY BUHARLAŞAN SU,YAĞMAYAN YAĞMUR,
KİLİME DÜŞEN ATEŞ,KABUKSUZ YARA...
EY EN UZUN GECE,
ÇATLAMAK BİLMEYEN SABIR TAŞI,YORGUN DÜŞEN ÇIĞLIK...
EY GİTTİKÇE AÇILAN BEYAZ,AY KOZASIZ KELEBEK,
EY KÜSKÜN AŞK!
EY HER İNDİFADA İLE RUHUMU TİTREMELERE SALAN VAVEYLA!
SEN SÖYLE FİLİSTİN SEN SÖYLE,HANGİ ADINLA ÇAĞIRAYIM SENİ?
NE KADAR BAĞIRSAN DA SESİN ÇIKMIYOR.
KİMSECİKLER DUYMUYOR SENİ.
ÜZERİNDEKİ EN KALIN ATLASIDIR GAFLETİN.
SEN ÇIĞLIKLARINI RABBİNE DUYUR.
MUTLAKA O GELİR İMDADA.
UĞRAŞMA KULAĞINA KURŞUN DÖKÜLENLERLE...

....
....
....

Bekir Biçer
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com

"Söz dokuz boğumdan geçer" derdi babam

Oysa benim hiç sözüm yokmuş meğer

Granitten ses geldi

Demirden, taştan, mermerden ses geldi

Elimle ve dilimle dokunamadığımdan beri

Üstüme kanlı bebek ölümleri dökülürken

Yolumun dikenleri dile geldi

Kaldım öyle, geçemedim

Hicran ve küf kokan bu viraneden


Örtün üstümü simsiyah bir kefenle

Aynalar görmesin beni

Baharlara değmesin başım

Anneler keremini öpemezken eskisi gibi

Ben çırılçıplak bir zillet içindeyim hala
Üç yaman kahpe çeliktenmiş anladım bunu

Biri kadimeden kan pıhtısı

Korku cellâdı öteki

Bir diğeri dev aynası

Bunların ortasından güpegündüz çocuk cesetleri yağarken

Bebek vücutlar yırtılırken parça parça

Sonra yan yana dizilirken eksilmiş küçücük bedenler

Benim hiçbir sözüm yokmuş meğer

Pazularım erimiş

Kaburgalarım sökülmüş

Vicdanım ezik bir böceğe dönmüş

Gene de dönüp dönüp

Bozguna uğramış çiğdemlere bakıyorum

Çiğnenmiş başaklara dönüyorum yüzümü

Boyunları kırılmış papatyalara su veriyorum

Ortasından ikiye bölünmüş bir Şehit cesedi için

Kırıntıları kalmışsa öfkemin ve kardeşliğimin

Ve Ebabillerin kanatları kopmamışsa hala

Kalbime dönüyorum

"Söz dokuz boğumdan geçer" derdi babam

Kalbime dönüyorum buğz için

Ve yaralı bir Güvercin gibi

Kalbimi öpüyorum

Sıcak ve kanlı

Ferman KARAÇAM​
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
asw1.jpg

Bu yazı okunduğu zaman çoktan unutulmuş olacak, ölen çocukların donuk bakışları…

Belki bu satırlar, yükselen, ama duyulmayan bir feryattan başka bir işe yaramayacak...

Bu insanlık ayıbı, beyaz sayfalarda, sıcak evimizde bilgisayarımızın tuşlarına dokunarak ortaya koyduğumuz duygularla ne kadar hissedilebilir ki?!..

Belki yepyeni mezâlimler üretecek insanoğlu, aynı dünyayı paylaştığı hemcinslerine… Ve hep öyle olmadı mı?

Altı yüz yıllık Osmanlı çınarı yıkıldı yıkılalı, dünyanın hangi coğrafyasından mutluluk haberleri geldi ki?!. Yüzyıllarca dünyaya adâlet dağıtan Osmanlı’nın yerini almış olan sözde süper güçler (!), gözyaşı ve kandan başka ne hediye ettiler insanlığa!..

Dünyanın her yanından insan feryatları geliyor, Filistin’deki annelerin sesinde birleşerek…

Bir ara kan ağlayan coğrafyaların fotoğrafını bir kenara koyuyorum ve dışarı bakıyorum. Dışarıda kar, âheste âheste yağmaya devam ediyor. Dünya, bu günlerde yeni bir yıla giriyor. Herkesin içinde mânâsız, ama kendilerine göre önemli bir heyecan var:

“Yeni yıla girecek dünya.”

İşte tam da yeni yıl çılgınlıkları eşliğinde Filistinli çocukların başına bombalar yağıyor. Kimin umurunda?!

Penceremin önünden gelip geçen çocuklara bakıyorum. Hepsinin gözlerinden hayat fışkırıyor. Hepsi cıvıl cıvıl... Ve hepsi, akşam annelerinin sıcak kucağına kavuşmak için adımlarını atıyorlar. Kartopu oynuyorlar. Gülüyorlar, eğleniyorlar. Bir son dakika haberi daha geçiyor haber ajansları:

“Filistinde atılan bombalar sonucu, yirmi beş kişi daha öldü. Ölenlerin on ikisi çocuk!..”

İşte sözün sükût sûretine büründüğü an…

Ama onlar… Ama Filistin’de başlarına, şu kış gününde bembeyaz kar yağması gerekirken, misket bombaları yağan mâsum çocukların cansız bedenleri, annelerinin önünde solmuş çiçek gibi duruyor.

Hangi acıyı, hangi dramı, hangi insanlık ayıbını yazsın bu kalem!.. Hep Filistin oluyor bütün dünyanın coğrafyaları... Hep Filistin…

Sadece televizyon ekranlarından görebildiğimiz, ama hiçbir zaman lâyıkıyla hissedemeyeceğimiz acıları ne kadar yazabilir insan?!

Öyle ya, bu, artık insanlığın ve îmânın tükendiği noktadır; buğz etmek!..
Anne olan her kadın bilir; yavrusunun en ufak bir hastalanmasında ne kadar yüreğinin parçalandığını… Basit bir öksürükte, az bir ateşlenmede bile

uykusuz gecelere tahammül etmek vız gelir bir anneye…

Filistin’de anne olmak… Hangi kelime altından kalkabilir bilmiyorum, bunu tarif etmeyi...

Uzaktan uzağa ağlamak, sadece, ama sadece ekranlardaki acının dehşetinden gözyaşlarına boğulmak, onların acısını dindirir mi hiç?!. Keşke dindirseydi!..

“İnsan Hakları” adına üretilen ve lügatlerde bulunan bütün kelimeler, inandırıcılığını yitiriyor, o mâsum çocukların cansız bedenlerinde…

Bir anne olarak öfkem o kadar büyüyor ki… Bu insanlık suçunu işleyenlere, sessiz kalanlara, netice vermeyecek tepkilere, “kınamalara” ve bütün dünyaya…

Penceremin buğusuna yazacak bir kelime bulamıyorum, bu insanlık dramı karşısında...

Ağlamak mı?

Güldürse keşke Filistinli donmuş bakışlı çocukların yüzünü…

Haykırmak mı; kim duyabilir ki… Kulakları sağır eden bombaların sesinden...

Sessiz kalmak mı, elbette hayır!.. Sığındığımız yegâne liman: Duâ!..

Onların çektiği acılar, bizim acılarımız; onların dertleri bizim dertlerimiz... Her namaz sonrası değil, her gece vakti değil, her ân dua… Her dakika duâ!..

Yıllarca süren ve hep tekrarlanacak olan bu acı, bizim yüreğimizi kanatmaya devam ediyor ve edecek.

İnşâallâh en kısa zamanda bu acı kesilir, bu kan, bu kin durur. Ve devam eder kalbî ve amelî duâlarımız!..


Şefika Kaya Meriç
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
nerdesinn.jpg


Kardeşim dedim,

Acılarıma da kardeş olur musun?

Cahit Zarifoğlu

Kardeşim, benim; gözümün ışığı, canımın yarısı, hâldaşım, gönüldaşım, arkadaşım... Seninle aynı yerde merhaba dedik dünyaya... Bir anne ve bir babamız vardı... Biz bir bütündük, gözyaşımız ayrı akmaz, yüzümüz ayrı gülmezdi. Sevincimiz hiçbir zaman birimize ait olmamıştı, hüznümüz gibi... Sana hastalık dokunduğunda ben hâlsizleşir, sabahlara kadar uykusuz kalırdım. Ateşin beni de sarar, benim de iştahımı keserdi.

Ya şimdi?

Bazen yanyana olduğumuz hâlde, ben, bir ucundayım dünyanın sen bir ucunda... Feryadım sana ulaşmaz oldu, gözyaşım sana dokunmaz oldu, ateşim seni sarmaz, gönlüm seni ısıtmaz oldu. Nerdesin sen?

Ben dağbaşında, ayazda üşürken;

Ben, diğer kardeşlerimizi sırtlanmış ak karlar içine gömerken,

Ben, bacılarımıza musallat olmuş, kara sinekleri kovmaya çalışırken,

Annem-babam gözlerimizin önünde yerlere düşerken,

Kolum kanadım taşlarla kırılırken,

Üzerimize kan, bomba, nefret, düşman yağarken,

Ben, oğuklarda, izbelerde nöbet tutarken,

Gözyaşıyla yıkadığım, kapkara geceleri ağartmaya çalıştığım seherlerde boynum bükük beklerken,

Herkesin binler olup üzerime yağdığı anlarda, bir başıma, göğsümün en ulaşılmaz yeriyle onları karşılamaya çalışırken,

Nerdesin sen?

Komşun değil, kardeşin aç, nerdesin sen?

Bizden değilsen, kimdensin sen?

Kaskatı çağ, seni de mi yuttu? Göğü kaplayan çığlıklarım, sana mı ulaşamadı? Yüreğim lime lime olurken, senin üzerine de bir damla sıçramadı mı?

Binlerce masum kardeşinin boğazlandığı bir dünyada, senin eteklerin temiz mi kaldı?

Sen temiz misin?

Yoksa kardeşinin kanında boğuldun da habersiz misin?

Bütün düşmanlarım burada, sen nerdesin?



Not:Bu yazı, Ömer Faruk Demireşik’in “Kardeşim Sen Nerdesin” (Şebnem Kitapları, 2008) adlı eserinden alınmıştır.
 

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
Genç kız, portakal bahçelerinden gelen kokulara açardı penceresini sabah namazlarının ardından. Güneş ışıldardı, genç kız gülümserdi. O gülümsedi diye, sevdiği genç de gülümserdi bahçelerin içinden. Ona bir demet çiçek uzatırdı. Kız utanır kaçardı içeri. Duvara yaslanıp, “Nefesim kesilmesin” diye dua ederdi. Duvarda en sevdiği şairin dizelerinin olduğu bir afiş asılı dururdu. Kurşun kalemiyle yanına düştüğü notlarına göz kırpardı tam o sırada. Birkaç gün önce uzanıp o gencin elinden aldığı sarı çiçeği kitabının arasından çıkarıp öperdi.

Genç kız, üniversiteye giden kardeşini uğurlamak için açardı penceresini. Yaşadıkları evler mütemadiyen yıkılmadığı için sadece İnşaat Mühendisliği hayali kuruyor olmazdı kardeşi. Turizm okurdu, Maliye okurdu, Psikoloji okurdu… Onun da yavuklusu olurdu. Sınıfından… Ela gözlü. Küçük ellerinde büyük büyük kitaplar taşıyan o kızı daha çok görebilmek için hiçbir dersi savsaklamaz, onunla konuşabilmek için sadece ondan ders notları isterdi.

Genç kız, ağrı kesici bağımlısı olmadan yaşayan küçük kardeşine seslenmek için açardı penceresini. Çocuklar tünellerin adreslerini değil, maç yapacak sahaların yerlerini bilirdi. Sahalarda terleyip yüzü gözü kir içinde olan kardeşinin elbiselerini değiştirirdi genç kız. Yıkayıp paklardı. Akşam olmadan fırına gönderirdi, taptaze, sıcacık ekmek alsın diye. Fırının önünde kuyruk… Mahalleli ilk çıkan ekmekleri almak istiyor.

Genç kız, mahalledeki arkadaşlarının sesine karşılık vermek için açardı penceresini. Şarkılar söyleyerek vardıkları sahilde denizin keyfini çıkarırdı. Sepetteki meyveleri neşeyle yerlerdi. Yeni aldığı bileziği gösterirdi okuldan arkadaşlarına. Modayı takip ederdi, 2009 kışının pardesülerini şimdiden internetten görür, beğenirdi. Facebook’ta, “Gazze’nin güzelliklerine hayran olanlar” grubuna üye olurdu. Yeni indirdiği virüs temizleme programının özelliklerini anlatırdı. Söz dönüp dolaşıp aşka gelirdi. Bütün kızlar susardı. O da susardı. Denizi ve gökyüzünü sessizce seyre dalardı hepsi.

Genç kız, annesiyle birlikte misafir olarak geleceklerini haber vermek için açardı penceresini. “Müsaitseniz size geleceğiz!” Komşusu sevinerek kabul ederdi bunu. Evlerini şenlendirecek, bereketlendirecek misafirlerine hazırlanırdı hemen. Allah ne verdiyse… Börek yapardı, çayın yanına. Ispanaklı samosa hazırlardı. Yasaklanmadığı için yabani kekikle süslerdi yiyeceklerini. Televizyondan yeni öğrendiği keki denerdi misafirleri şerefine. Kek kabarmayınca, gülüşerek ikram ederdi. “Yine de tadı güzel” derdi genç kız. Tarifi ister, küçük bir kağıda yazardı.

Genç kız, akşam yorgun argın eve dönen balıkçı babasını karşılamak için açardı penceresini. Sokağın bir ucundan göründüğünde, koşarak merdivenleri inerdi. Kardeşleriyle babasının elindeki yükü alırken, “Nasıl oldun baba?” diye sorardı; “Doktorun verdiği ilaçlar iyi geldi mi?” Doktorun verdiği ilaçlar iyi gelmiş olurdu. Babası artık iyileşmiş olurdu… Doktorlar olurdu… Hastaneler… İlaçlar… Gazlı bezler… Akşam yemeğinde yine balık olurdu. Ama kimse bıkmazdı bundan. Yanına salata… Şöyle bol limon… Arkasından enfes bir tatlı. Bal veya.

Genç kız, akşam olup da cırcır böcekleri iyiden iyiye cıngar çıkardığında, üzerine yağmur düşmüş mis gibi toprak havası almak için açardı penceresini. Yağmur bereketli topraklara düşerdi. Toprak binbir çeşit ürün verirdi. Bereketlenirdi evler. Tarlalarından neşeyle dönerdi çiftçiler… Şarkılar söyleyerek. Genç kız, akşam serinliğinde o şarkıları dinlerdi. Sevdiği gence yazdığı şarkıları da söylerdi kısık sesle… Sahi, o genç! O genç yine aklına düşerdi. Sabah yine onu göreceğini umarak kapardı penceresini.

İsrail, Gazze’yi 60 yıldır bombalamasaydı…

Ümmühan Atak
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Unuttuk seni ey filistin
hatırımızdan çıktın ey gazze,
arada bir görürsek haberlerde
tanık olursak resimlere içler açısı fotoğraflara
sizlerin zor durumuna
kendimiz korkaraktan belki iç sızlatırız
unuttuk seni filistin
hiç hatırlamadıkkı
yapmadık bir kardeşlik
unuttuk seni ey gazze.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt