Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Eğer doğruysa ben de inanmak istiyorum (4 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan Zzzaman
  • Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

sınan_06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
466
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
kardeşim ben rabbime ve rabbim tarafndan gelen bütün buyruklara inanıyorum allah inanmayan kardeşlerimizede vakit geç olmadan anlamalarını nasip eder inşallah senin içinde dua edicem..
 

can kırıkları

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Mar 2009
Mesajlar
1,967
Tepki puanı
13
Puanları
38
Yaş
38
okudum kardeşim. Geç gördüm biraz.

rahat okuya bildin mi yani onu merak ettim hastaya doktor neren ağrıyor der hasta şuram der doktor ona göre ilaç verir rahat okuya bildiysen sen turp gibisin inancın sağlam ama beynini nereye kaptırdığın önemli çünkü beynin ve kalbin inançlı ama içindeki bir yer de inançsızlık benliğin ağır basıyor oda benim yapabilceğim bişey değil
 
Z

Zzzaman


...
9. soruya gelince ben saygısız yazıyosun demedim ne olur yanlış anlama evet aramızda fikir ayrılığı var [allahın izni ile düzelecek bir ayrılık] fakat sen diyorsun ya allahın varlığına inanıyorum diye be mübarek rabbimin gönderdiği kitaba niye eksik diyorsun ozaman ya
Allah'a inanıyorum. Yani tanrıya, bir güç olduğuna inanıyorum. Allah'ın bir kitap gönderdiğine inanmıyorum.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Oruç

Kâfir - Bakın, ben namaza itiraz ettim ama, oruca hiçbir diyeceğim yok! Hattâ onun bir faydasına kaniim!

Mümin - Biz, sizin gibilerin zemlerini asılsız bulduğumuz kadar, medihlerini de esassız buluruz. Söyleyin bakalım, sizce neymiş orucun faydası?

Kâfir - Sıhhati düzeltmesi... Bütün bir yıl abur cuburla dolmuş mideleri tasfiye etmesi...

Mümin - Gördünüz mü? Sizin oruçta kabul ettiğiniz bu fazilet, onun namütenahi değerlerinden belki en küçüğüdür. Halbuki siz bu noktayı, orucun yegâne meziyeti diye görüyorsunuz. İşte onun için sizin medihlerinize kıymet verilemez.

Kâfir - Bu ne taassup yahu?

Mümin - Her sağlam ve tezatsız tavır, sizin gibilere taassup gibi gelir. Evet, biz sizin medihlerinizi de benimsemeyiz! Namaz için "iyi bir spordur" diyen niceleri var... Halbuki namazın vücuda verdiği bedenî terbiye kıymeti, onun faziletleri içinde, mülâhazasına bile yer olmayan bir değer... Gaye sadece ibadet... Bu gaye etrafında, insanın, düşünmeden elde ettiği daha nice kazanç olabilir. Ama bu kazançlardan hiçbirinin, aslî gaye önünde ismi geçemez.

Kâfir - Orucun sıhhati düzelttiğini söylemek kabahat mı?

Mümin - Asla! Fakat aslî gayeyi daima ibadet bildikten sonra... Orucun sıhhati düzelttiği o kadar aşikârdır ki, ana gaye yerine gelirken bu mesut neticeyi görmemek de mümkün değildir. Orucun başlıca fazileti, aslî gaye daima ibadet olmak şartiyle, nefs mücadelesi, nefsi yenmek, baskı altına almak borcu...

Kâfir - Sizi dinledikçe Müslümanlığın ne zor ve pahalı şey olduğuna dikkât ediyorum!

Mümin - Ben de sizi dinledikçe, küfrün ne kolay ve ne ucuz kazanıldığını görüyorum! Halbuki Müslümanlık, zor içinde en kolay, pahalılık içinde de bedava olan kurtuluş çaresidir.

__________________
 

sınan_06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
466
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
ozaman bugunumuzdeki olayları nasıl anlatıyorkitap 1500 yıl öncesinden kahinlermi gordu gelecegi (haşa)
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Ve Oruç

Kâfir - Haydi, orucun manevî faziletine de inanalım! Fakat bir zamanlar olduğu gibi, alenen oruç yiyenleri suçlandıran bir cemiyet ölçüsüne taraftar olunabilir mi?

Mümin - Alenen namaz kılmamak diye bir şey tasavvur edebilir miyiz? Edemeyiz! Zira namaz, ancak kılındığı zaman eda edildiği belli olan, yani müspet icra şekli ile, ancak icrası ânında meydana çıkan bir ibadet nev'idir. Oruçsa tamamiyle aksi... Oruç, tutuluşu ile değil, alenen yenilişi ile, menfi tarafından, bir riayetsizlik ânında belli olur. Onun içindir ki, bu riayetsizliği belli eden şahıs günahının üstünde, bütün müminlere ve müminlerin bağlı olduğu esaslara karşı, istihkar ve istihfaf tavrı takınmış olma vaziyetine geçer. Böyle bir vaziyette olmayı da, değil bir Müslüman, terbiyeli bir Yahudi, bir Hristiyan, bir putperest, bir Allah'sız bile kabul edemez. Gördünüz mü, şahıs hürriyeti ile başkalarının hakkına tecavüz etmemek arasındaki incecik hududu? Bu hududu ve inceliği, yalnız bizim memleketin tersinden yobazlarına anlatamazsınız! Var mı bir cevabınız?

Kâfir - Doğrusu, birdenbire cevap bulamıyorum! Ama öyle hissediyorum ki, oruç tutmadığı halde kendisini oruçlu göstermenin hali, onu gizlice yiyenin durumundan daha samimi olsa gerek...

Mümin - Oruç tutmayıp da kendisini oruçlu göstermek diye bir hal yoktur; sadece cinayetini ortaya dökmemek diye bir haya edası vardır. Zira oruçlu olduğunu göstermek zaten esasında mümkün değildir. Samimiyet dediğiniz de bu edanın idrakindedir. Öbürü samimilik gayretiyle düşülen katmerli çiya tavrı...

Kâfir - Kah; kah, kah! Olur şey değil yahu! Siz artık büsbütün sapıtıyorsunuz!

Mümin - Asıl sapıtan, cevaptan âciz kalandır! Allah'ın bilmediği, görmediği, zapt ve ihata etmediği şey yok... Böyle olunca bazı günahları, alenilik plânına çıkarmamak, onları Allah'tan gizlemek mümkün olmadığına göre Allah'ın kullarına tahsis ettiği izhar plânından gizleme suretiyle yine Allah'a karşı bir haya ifade eder. Tasavvufta "Hakkın zahiri halk, halkın bâtını Hak..." sözü, işte bu sırra işaret... Halkın suratına çarptıkları bir hadise, bâtın yoluyla yine Hakk'a gider; ve Hakk'ın zahirine karşı insan bütün edep ölçülerini halka göre tayin eder. Yoksa halk, tek başına ve yalnız kendi mânasından ibaret olarak hiçbir zaman gaye değildir. Haktan utanmayan halktan da utanmaz. Bir insanda, bol bol günah yaptığı halde onu halktan saklamış olmak, saklamaya mecbur olmak ukdesi o kadar büyük bir ıstırap doğurur ki, nihayet ahlâk ve samimilikten ibaret İslâm ruhu onda hiçbir günaha kudret bırakmaz. Yahut, günah yaptıkça utancından gözlerini topraktan ayıramaz. Yoksa, Hristiyanlıktaki alenî günah itirafı, Müslümanlıkta, o günah üstüne ayrıca bir günah bindirir ve ayrıca, insanı, günahıyla böbürlenmiş olmak gibi en feci vaziyete düşürür. İşte, zaten kulun kula karşı takındığı bu pervasızlık tavrıdır ki, neticede Allah'a karşı isyan ve korkusuzluk ifadesi olur ya... Yine mi anlamıyorsunuz?

Kâfir - İnsanı öyle içinden çıkılmaz vaziyetlere getiriyorsunuz ki, onda anlamaya yer bırakmıyorsunuz!

Mümin - Asıl siz kalbinizde imana yer bırakmadıkça anlamaya yer bırakmamış oluyorsunuz...
 
C

ceylin2009

niyet, hayat büyük bi SINAV ...bu SINAVLARDA olmasa insanlar nasil AYIKLANIR..umarim dogruyu yüreginde bulursun bu sorularinin cevabini yine kendin verirsin..Arkadaslarimiz ellerinden geldigi kadar zaten yazmis..













Allah Günahlarimizi Af Etsin Yar Ve Yardimcimiz Olsun..
 

sınan_06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
466
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
niyet, hayat büyük bi SINAV ...bu SINAVLARDA olmasa insanlar nasil AYIKLANIR..umarim dogruyu yüreginde bulursun bu sorularinin cevabini yine kendin verirsin..Arkadaslarimiz ellerinden geldigi kadar zaten yazmis..













Allah Günahlarimizi Af Etsin Yar Ve Yardimcimiz Olsun..


amin kardeşim amin...
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Allah'a inanıyorum. Yani tanrıya, bir güç olduğuna inanıyorum. Allah'ın bir kitap gönderdiğine inanmıyorum.

kardeşim bu konu hakkında sohbet etmeye varmısın yokmusun fakat sadece bu konuya odaklancan burası çözülürse gerisi çorap söküğü gibi gelir allahın izni ile varmısın seni elimden geldiğince aydınlatmaya çalışcam inşaallah
 
Z

Zzzaman

rahat okuya bildin mi yani onu merak ettim hastaya doktor neren ağrıyor der hasta şuram der doktor ona göre ilaç verir rahat okuya bildiysen sen turp gibisin inancın sağlam ama beynini nereye kaptırdığın önemli çünkü beynin ve kalbin inançlı ama içindeki bir yer de inançsızlık benliğin ağır basıyor oda benim yapabilceğim bişey değil
Hatasız okudum. Ama 7 kere okumak için hızlanınca biraz zorlandım tabi.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kâfir - Siz beni hiç konuşturmuyorsunuz ki!.. Nerede kaldı adalet?..

Mümin - Buyurun, konuşun, son kelimenize kadar dinleyeceğim.

Kâfir - Cevaplarınız evvelden malûm... Namaz ve Oruçtan sonra Hacc ve Zekâtın da sonsuz nimetlerinden ve sayısız faziletlerinden bahsedeceksiniz...

Mümin - Dikkât ederseniz bu ulvî vazife bahsinde bana bir fırsat düşmeden siz aksini yapıyorsunuz; ben de sadece size cevap yetiştirmekle kalıyorum. Yani, Hacc ile Zekât aleyhinde de söyleyecekleriniz mi var?

Kâfir - İşte bilemediniz! Bilâkis, Müslümanlar arasında uzak ve yabancı toplulukları bir araya getirmek ve her türlü ruh ihtilâflarına meydan vermek bakımından Haccın pek büyük faydaları olduğunu kabul edebilirim. Zekâta gelince, onu, bugünkü kapitalizma ve liberalizma rejiminin en zalim tarafını ve dahhameleşmiş sermaye saltanatını tedavi edecek kıymette görüyorum. Sadece Zekât sayesindedir ki, kapitalizmanin kötü tarafı gider ve iyi tarafı kalır, sosyalizmanın da iyi tarafı kalır ve kötü tarafı gider kanaatindeyim. Zaten İslâmiyet düşmanlarından hiç kimse, Hacc ve Zekâtı methetmekten başka bir şey yapmamış ki...

Mümin - Bitti mi sözünüz?

Kâfir - Evet...

Mümin - Sizin Hacc ile Zekâttan anladığınız da, onun kışrına ait ve artık göz kamaştıracak kadar belli bir iki kıymetin, görülür gibi olması kadar bir şey... Yani bunların da asılda ne olduğunun farkında değilsiniz!

Kâfir - Size yaranmak da kabil olmuyor!

Mümin - Gaye, şahıslara değil, hakikate yaranmaktır. Siz mücerret ruhları şunun için anlamıyorsunuz ki, Hacc ile Zekâtı değerlendirmeye çalışırken, hâlâ ve daima, kapitalizmanın kötü tarafını atıp sosyalizmanın iyi tarafını alacak bir vasıta düşünüyorsunuz.

Kâfir - Yani, eşya ve hadiseler arasında kıyas ve münasebet âlemi de mi yasak?

Mümin - Dâvaları öyle bir yakınlık noktasından mütalaaya alışmalısınız ki, orada bütün hak ve hakikat tecelli edebilsin; ve aslî hiçbir şey başka bir şeyin vasıtası ve peçesi olmak vaziyetinde kalmasın...

Kâfir - İslâmın dünya çapında bir muhasebesi olamaz mı?

Mümin - Olur ... O da şudur: Kapitalizma ve sosyalizma, nazizma ve liberalizma, materyalizma ve idealizma, âlemde dâva ve aks-i dâva halinde kaç mezhep, cereyan ve istikamet varsa, hepsinin talip olup da vasıl olamadığı hakikat İslâmlıktadır. Bunu böyle söyleyebilir misiniz?

Kâfir - Asla! Siz benim bazı İslâmi esaslar üzerindeki takdir hissimi de baltalıyorsunuz.

Mümin - İslâmlıkta ya olmak, ya olmamak vardır. Yarımın bizce sıfırdan farkı yoktur. Ya hep, ya hiç...

Kâfir - Hacc, İslâmın, üzerinde münakaşa ve mücadeleye girişmemiz imkânı olmayan bir buluştur.

Mümin - Devam, devam!..

Kâfir - Bir kere, o yeri elinde tutan, yollarına ve yol vasıtalarına hâkim olanlar için büyük iktisadî faide...

Mümin - Sonra, sonra?..

Kâfir - Sonra, İslâm âlemine mensup binbir milletin birbiri içinde kaynaşması ve büyük kütleler doğurması bakımından içtimaî faide...

Mümin - Daha sonra, daha sonra?..

Kâfir - Daha sonra, bir araya gelen bu kütlelerin, birbirinin ruh ve meşrep, tecrübe, usûl, âdet ve an'anesini tetkike imkân vermesi bakımından harsî faide...

Mümin - Dahası var mı?

Kâfir - Bu kadar ama, ararsam daha da bulabilirim. Seyahat, yol, müşahede ve binbir yenilikle temas bakımından da fikrî ve ruhî faide...

Mümin - Bu son madde, harsî faideye girer. Başka söyleyecekleriniz?

Kâfir - Siz İslâmın methedilişine de zemmi kadar kızıyorsunuz! Daha ne istiyorsunuz ki?

Mümin - Sadece gerçek imanı istiyorum! Haccı, evvelâ, buluş tabiriyle değil, emir tabiriyle ifade etmeli... Evvelâ ibadet, sonra ferdî ve içtimaî faide fikri... Hacc bütün bu saydığınız madde kıymetlerini maiyetine almış olarak, fâni dünyanın tükenip ebedî âlemin başladığı sınır noktası üzerinde ve etrafında, uzak mesafeler aşarak gelmeyi ve halkalanmayı emredici büyük iştir ve zaten lügat mânası da mudur: "Büyük iş"...- Bu büyük işte, maddî hareketiyle manevî hareketi meczeden ve en büyük mânayı madde ve harekete döken bir sır vardır ve bütün kıymet bu sırdadır. Gerisi, maiyet kelimesiyle ifade edilebilecek tâbi kıymetler... Anladınız mı?

__________________
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
kimkimdir allah razı olsun bilgilerin çok değerli fakat kardeşimizi dinlesek biraz lütfen kırılma gücenme yapma eğer kırılıyorsan söyle neolur
 

sınan_06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2009
Mesajlar
466
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Hatasız okudum. Ama 7 kere okumak için hızlanınca biraz zorlandım tabi.


bak ne güzel allahın ayetlerine inanmıyorsun ama ezberinde var kardeşim rabbim sana dogru yolu bulabilmen için bizlerle karsılastırdı sen sanıyomusun ki bu siteyi tesadüfen buldun;)
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Zekat

Kâfir - Zekâtı konuşalım.

Mümin - Konuşalım, neyse itirazınız bildiriniz...

Kâfir - Hiç bir itirazım yok, zekâttan daha üstün bir iktisadî adalet sistemi olamaz.

Mümin - Sizin bu sözünüzü bir materyalist ve marksist de söyleyebilir.

Kâfir - Yâ nasıl söyleyelim?-

Mümin - Zekâtın herşeyden evvel bir ibadet olduğunu bilecek ve ancak ondan sonra cemiyete getireceği nimetleri kabul edeceksiniz. Eğer onu, namazı spor telâkki etmeniz gibi, mücerret bir iktisadî sistem diye anlayacak olursanız bütünü parçaya feda etmek felâketi doğar ki, böyle bir anlayış, bizim için tam bir anlayışsızlıktan daha tehlikeli olur.

Kâfir - Yani bütün kabahatimiz, bir kıymet hükmünü yerine koyamayışımızdan ibaret mi?

Mümin - Bu kıymet hükmü bütün iman elbisesini tutan düğmedir. Şimdi zekât hakkında görüşünüzü lütfediniz!

Kâfir - Her zenginin, malından, her yıl kırkda birini dağıtmakla mükellef olmasındaki sır ferdî sermayenin, dahhameleşmesine, urlaşmasına, dev gibi büyümesine mâni biricik tedbirdir. Bu da, asrımızın biricik meselesi olan sömürücü kapitalizma sistemine karşı yegâne müdafaa silâhıdır.

Mümin - Şimdi beni dinleyin! Ben size Zekâtın, hiç anlamadığınız ve anlamaya yanaşmadığınız ibadet sırrından başlayıp, tâli bir fayda halinde bütün cemiyeti kurtarıcı içtimaî ve iktisadî teavün nüktesine kadar bütün faziletlerini sayayım: Zekâtın ibadet sırrı, onun, Allah tarafından emredilen bir farz olduğunu bilmekte, Allah için yerine getirmekte ve bir Allah emri olması bakımından onun her faziletini kabul etmektedir. Böylece menbadan munsaba doğru hareket edince, karşımıza çıkacak ilk düstur Zekâtın, malın pisliğini götüren bir mükellefiyet olmasıyla başlar. Evet, Zekât, veren için malın pisliğidir. Şüphesiz ki, buradaki pislik, maddî ve mevziî bir hadise değil... Bir had aşılmış, o haddin İlâhî vergisi tarhedilmiş; ve ehline, yani o haddin gerisindeki muhtaçlara hakları teslim edilmiş demektir. Aşılan had, ferdin, gereğinden fazla iktisabıdır. Buna rağmen ferdî iktisap fazlaları, meşru yoldan gelmek şartiyle İslâmiyette helâldir. Fakat helâl içinde bile, fazla malik olanların malik olmayanlara karşı muvazenesizliğini, malın, ona malik olan fert vasıtasiyle ibadet şeklinde ve İlâhî bir vergi halinde, Zekât telâfi eder ve geride kalan malı tüm helâl üstü helâl kılar. Böylece Zekâtta, İslâmiyetin hem ferdî iktisap ve mülkiyete rızası, hem de bu mülkiyetin kısım kısım ve derece derece cemiyete intikali gibi, iki zıddı birleştiren çok derin bir adalet ve ahenk tecellisi vardır. Öyle mânalar gömülüdür ki, zekât emirlerine, ferdi yalnız senelik kazanciyle değil, ana malı ve öz sermayesiyle de kuşatır ve hareketsiz bıraktığı kıymetleri budaya budaya sıfıra indirir. Sayıp dökeyim mi tek tek faziletlerini?..

Kâfir - Değmez! O faziletler üzerinde müşterekiz. İsterseniz ben sayıp dökeyim...

Mümin - İstemez! İşte o zaman sahte iştirak şeklinde ebedî ayrılığımız meydana çıkar!
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
kardeşim bu konu hakkında sohbet etmeye varmısın yokmusun son kez soruyorum fakat sadece bu konuya odaklancan burası çözülürse gerisi çorap söküğü gibi gelir allahın izni ile varmısın seni elimden geldiğince aydınlatmaya çalışcam inşaallah
 
Z

Zzzaman

kardeşim bu konu hakkında sohbet etmeye varmısın yokmusun son kez soruyorum fakat sadece bu konuya odaklancan burası çözülürse gerisi çorap söküğü gibi gelir allahın izni ile varmısın seni elimden geldiğince aydınlatmaya çalışcam inşaallah
Varım kardeşim.
 
Z

Zzzaman

Firavun mucizesini biliyorum. Ama çok bilgim yok. Bu çürümemiş ceset ne zaman bulundu ve fotoğrafı var mı?
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
allah razı olsun kardeşim
sen şimdi allah"ın varlığına değilde tanrı varlığınamı inanıyorsun?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt