hiç görmedim inan ki duaların silindiğini ilk defa görüyorum böyle bişey sitemiz çok güzeldir arkadaşlarımızda yardımseverdir. sen biraz sakinleş tekrar gir ama böyle inatlaşmak beddua yok. üye kurallarını bir daha oku. forum yönetimi bölümünde var. yardım istersen elimizden geleni yaparız. burası güzel bi site. Allaha emanet ol hakkını helal et.silacim bir konuya yazdim Peygamberimiz ve Kur’an hakkı için dualarımızı kabul buyur die onuda silmis kendini bilmez
Cimcime hanım kardeşim.Bu sahneyi bu sitede çok yaşadık.Sizin yaklaştığınız şekilde yaklaşan kardeşlerimiz olunca münakaşalar kalp kırmalar yaşandı.Lütfen daha sakin olmaya çalışın.Beddua etmeniz hiç yakışık almadı.anlayışla karşılayıp sebebini mail yoluyla sorun lütfen.
Sayın kardeşim cimcime;
Aslında hata yapan ve kul hakkına girenin kim olduğunu şüphesiz bilen ALLAH celle celaluh'tur.Sayın kardeşim siz siteye gelip özellikle bir kayıtlı üye hakkında,konularında saldırıya geçiriyorsunuz.
Ağır kelamlar ediyorsunuz,hakaret ve ağır bir şekilde sataşma,tahrik var.Eyerki o üye ile geçmişe ait bir hesaplaşmanız var ise bunu neden yüce adalet sahibi mevlamıza bırakmıyoruz.
Geçmiş mesajlarınız ve konularınız durmakta.Bunlar içinde hakaretler ve ağır ithamlar,iddialarınızda durmakta.Belki siz farkında olmadan sanal ortamda kişiye ve kişiliğe hakaret etmekten suçlu duruma düşüp ilgili kişinin şikayeti üzerinede dava bile edilebilirsiniz.
Sizden ricam sataştığınız üye hakkındaki zan'nınız devam ediyor olabilir,sevmiyor olabilirsiniz ama bunu mevlaya bırakalım,hükmü biz şaşar ve beşer aciz kullar olarak vermeyelim.
Konu hakkında şahsımada ciddi anlamda hakaret ettiniz ben bunu etkiye tepki olarak nefsinize uymanıza veriyor ve hoş görüyorum.
Sayın kardeşim vebal almayalım ve hakka girmeyelim,yaptığınız ve yapacağınız mesajlar kişi yada kişileri hedef almadığı sürece sorun yok,selametle kalınız kardeşim.
Bu vesile ile hayırlı cuma ve günler dilerim.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Kim haksızken tartışmayı bırakırsa, cennetin kıyısında onun için bir köşk yapılır. Haklı olduğu hâlde bırakırsa, cennetin ortasında onun için bir köşk yapılır. Kimin de ahlâkı güzel olursa, ona cennetin en üstünde köşk yapılır."
Ebû Ümâme radıyallahu anh. Tirmizî
Sual: Şefaati inkâr edenlerin delilleri nedir?
CEVAP
Delilleri yoktur. Misyonerler ile onların oyununa gelenler, kâfirlere şefaat olmadığını ve putların şefaat edemiyeceğini bildiren âyetleri ele alıp, (Peygamber de, melek de şefaat edemez) diyorlar. Kâfirlere şefaat yok demek, müminlere şefaat yok demek değildir. Şefaatin hak olduğu âyet ve hadislerle sabittir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]
(Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87]
(Bu iki âyette ancak Rahmanın izin verdikleri şefaat eder deniyor.)
(Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik edenler şefaat eder.) [Zuhruf 86]
(Putlar şefaat edemez, ama ehl-i hak şefaat eder deniyor.)
(Allah, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez, şefaati fayda vermez. Kalblerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere] “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler] ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi]” diyecekler.) [Sebe 23]
(Burada da ancak Allah’ın izin verdikleri şefaat eder deniyor.)
(Onlar, Onun [Allah’ın] rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.) [Enbiya 28]
(Şefaat yetkisine sahip olanlar bile, ancak Allah’ın hoşnut olduklarına şefaat edebilirler. Yoksa kâfirlere şefaat edilmez.)
(Sadece Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]
(Melekler de ancak, Allah'ın hoşnut olduğuna şefaat edebiliyor.)
(Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bekara 255]
(Allah’ın izni olmadan hiç kimse şefaatçi olamaz.) [Yunus 3]
(Allah, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez, şefaati fayda vermez.) [Sebe 23]
(Bu üç âyet de ancak şefaatin Allah’ın iznine bağlı olduğunu gösteriyor.)
(Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44]
(Demek ki şefaat çeşidi de, şefaat ediciler de çoktur.)
(Şefaat edicilerin [Peygamber, melek v.s.nin] şefaati, onlara [kâfirlere] fayda vermez.) [Müddesir 48]
(Demek ki şefaat sadece günahkâr müminleredir, kâfirlere şefaat yoktur.)
(O gün zalimler [kâfirler] için, müşfik bir dost, sözü dinlenecek şefaatçi de yoktur.) [Mümin 18]
(Zalimlere şefaat yok deniliyor, müminlere denmiyor. Kâfirler için dost ve şefaatçi yok demek, Müminler için dost ve şefaatçi var demektir. Mesela meleklerin müminler için dua ettiği bildirilmektedir. [Mümin suresi 7,8,9] Meleklerin duası elbette kabul olur.)
Bütün müfessirler, muhaddisler ve fakihler gibi, dört mezhep imamı da şefaatin hak olduğunu bildirmiştir. Âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı a’zam hazretleri de, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkâr müminlere şefaat edecektir) buyurdu. (Fıkh-ı ekber)
Hidaye'de şöyle yazmaktadır:
"Bir kimsenin dua ederken filanın hakkı için, filanın yüzüsuyu hürmetine veya Peygamberlerin, Nebilerin hakkı için demesi mekruhtur Zira; yaratılanın, Yaratan üzerinde hiçbir hakkı söz konusu değildir"
Hanefî fıkhının İmamlarından, Ebu Hanife'nin öğrencisi, İmam Ebu Yusuf da şöyle der:
"Falanın hakkı için veya Peygamberlerden birisinin hakkı için, Harem-i Şerif yahut Meşar-ı Haram hakkı için dua edilmesini kerih görürüm" (el-Kudûrî, Şerhu'l Kerhî, Kerahet Babı)
İmam-ı Azam Ebu Hanife şöyle der:
"Hiç kimsenin, Allah'tan başka biriyle Allah'a dua etmesi gerekmez Müsaade edilen ve emredilmiş olunan dua, Allah'ın şu ayetinden(Allah'a ait güzel isimler vardır O'nu o isimlerle çağırınız) yararlanılarak yapılandır" (Durru'l-Muhtar 2/630)
Mücahid kardeşim senin kaynağın bu yazılar,bize göre bağlayıcılığı yoktur ama verdiğin kaynakta da kerihtir diyor haram mı diyor?
her ne kadar bu kaynaklarda sizi bağlamazsa da ayrıca bu kaynakları incelemenizi tavsiye ediyoruz.Daha fazla tartışmak rahatsızlık vermek olacaktır siteye umarım anlayışla karşılarsınız.Selametle kalın.
Enbiya, evliya hürmetine veya yağan yağmur hürmetine, günahsız bebekler hürmetine, şu eşyanın hürmetine diye dua etmek caiz midir?
CEVAP
Hepsi de caizdir. Bunları delillerle açıklayalım. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sözlerine kulak asılmayan nice kimseler görürsünüz ki, bunlar, bir şey için yemin etseler, Allahü teâlâ bu sevgili kullarının hatırı için, o şeyi hemen yaratır.) [Müslim]
Bu hadis-i şerif, tasavvuf ilminin ve rehberin gönlünü kazanmaya çalışmanın doğruluğunu göstermektedir. Bu hadis-i şerifin açıklamasında buyuruluyor ki:
(Ya Rabbi! Şu Peygamberin, ölü veya diri, salih, Veli, âlim kulunun hürmeti, senin ona ihsan ettiğin kıymeti hürmetine senden istiyorum) demenin caiz olduğu, (Bezzaziyye) fetvasında yazılıdır. Birçok arifler, talebesine, (Allahü teâlâdan bir şey isteyeceğiniz zaman, benden isteyin! Allahü teâlâ ile aranızda, şimdi ben vasıtayım) demişlerdir. Ebül-Abbas-ı Mürsi hazretleri de, (Allahü teâlâdan bir şey isteyeceğiniz zaman, imam-ı Gazali’nin hürmeti için isteyin!) buyururdu. (Hadika, Berika, Hısn-ül-hasin)
Resulullah efendimiz, satın aldığı gömleği, dilenen bir köre verdi. Gömlekten misk gibi güzel koku geliyordu. Bunu, Resulullahın verdiğini anlayıp, (Ya Rabbi! Bu gömlek hürmetine, benim gözlerimi aç!) diye dua edince, iki gözü hemen açıldı. (Zad-ül Mukvin)
Resulullah efendimiz, gazalarda ve sıkıntılı zamanlarda, muhacirlerin fakirleri hürmetine dua ederdi. (Tergib, Taberani, Ebu Nuaym)
Resulullah efendimizi vesile ederek Allahü teâlâya yapılan dualar kabul olduğundan, Müslümanların halifesi hazret-i Ömer, Medine’de kıtlık olunca, Abbas bin Abdülmuttalib’i vesile ederek yağmur duasına çıkıp, (Ya Rabbi! Sevgili Peygamberini vesile yaparak dua ederiz! Resulünün muhterem amcası hürmetine, senden yağmur isteriz! Duamızı kabul buyur!) demiştir. (Kıyamet ve Ahiret)
Peygamberin hakkı için demek, Onun peygamberliği haktır; bir velinin hakkı için demek de onun evliyalığı haktır demek olur. Peygamber efendimiz de bu niyet ile, (Peygamberin Muhammed hakkı için) demiş ve harplerde Allahü teâlâdan, Muhacirlerin fukarası hakkı için yardım dilemiştir. İslam âlimlerinden, (Senden istedikleri zaman verdiğin kimseler hakkı için) ve (İmam-ı Gazalinin hakkı için) gibi dualar yapanlar ve kitaplarına yazanlar çok olmuştur. (Berika)
Enes bin Malik ve Ali bin Ebi Talib, rivayet ederler. Resulullah buyurdu ki:
Allahü teâlâdan dünyaya veya âhirete ait bir isteği olan, gece, gusledip veya abdest alıp, iki rekât namaz kılsa, her rekâtında bir Fatiha ve üç kere İhlâs okusa, selamdan sonra başını secdeye koyup, (Yâ Rabbi, benim isteğimi Ebu Bekr-i Sıddık hürmetine yerine getir) diye dua etse, Allahü teâlâ, Ebu Bekr-i Sıddık hürmetine isteğini verir. (Menakıb-i cihar yar-i güzin)
İmam-ı Birgivi şu hadis-i şerifi nakletmektedir:
(Bir müminin kabrini ziyaret ederken, yâ Rabbi! Muhammed aleyhisselam hürmetine, buna azap yapma denirse, Allahü teâlâ, kıyamete kadar azabını durdurur.) [Etfal-ül-müslimin]
Resulullah, Eshab-ı kiram ve Tabiinle, bunlar öldükten sonra da, Allahü teâlâya tevessül etmek, yani bunların hürmeti için, dilekte bulunmak caizdir. (Hadika)
Hacetlere kavuşmak için, iki rekât namaz kılıp, sevabını (Silsile-i aliyye)nin ruhlarına hediye etmeli, bunların hürmeti için diyerek dua etmelidir. (Mekatib-i şerife)
Ölü veya diri olan bir Velinin veya bir Nebinin ismini söyleyerek, bunun hürmeti için dilekte bulunmak caizdir. (Bezzaziyye)
Hazret-i Ömer, tavaf ederken, Hacer-ül esvede karşı, (Sen bir taşsın, bir şey yapamazsın; ama Resulullah öptüğü için, sünnet olduğu için seni öpüyorum) dedi. Hazret-i Ali, Resulullahın, (Hacer-ül esved, kıyamette insanlara şefaat eder) buyurduğunu ben işittim dedi. (İbni Hibban)
Hazret-i Ömer, Hacer-ül Esved’in şefaat edeceğini elbette biliyordu. Böyle demesi, Hazret-i Ali’nin o hadis-i şerifi naklettirip, dindeki bir hükmün vesika haline getirtmek içindi.
Roma ordularını yere seren, kaleleri, ülkeleri fetheden Halid bin Velid hazretleri, bütün bu başarılarının, sarığında taşıdığı bir sakal-ı şerif sayesinde olduğunu söylemiştir.
mektubat kardeş,bu verdiğin delillerin sayfa noları yokmu?
yazmışsın hadika diye?
İbni hibban diye...
bunların kaynaklarını net olarak yazın.
bizde size inanalım.
ayrıca bu konuda büyük mezheb imamı imam Ebu Hanefi ra ve diğer büyük imam Ebu Yusuf ra un görüşleri sizi daha az bağlıyor sanırım.
mezhebiniz sanırım Hanefi.
ama nedense Hanefi mezhebinden olan siz bu büyük imamların görüşlerine itibar etmiyorsunuz.
bu büyük imamların bir konu hakkında mekruh demeleri sizin için çok bağlayıcı olmuyor herhalde.
Anladım kardeşim ama maalesef sizi mutmainne edecek sayfa numaralarına kadar kaynak gösteremiyicem.Elhamdülillah benim dediğiniz gibi hanefi mezhebim.Diğer mezheplerde başımın tacı.O imamların izinde gidenler beni bağlıyor.sizinki hangi mezhep kardeşim.Dualarınızı da istirham ederim.