Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dini siirler (1 Kullanıcı)

feyza85252

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2006
Mesajlar
223
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler



Sen Yoktun



Sen yoktun...
Hz Âdem’deydi nurun
Önce cenneti,
Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
Âdem nuruna affedildi
Arafat bu affa şâhitti

Sen yoktun
Nuh’un gemisindeydi Nurun...
Dalgalar yeryüzünü boğarken
Taprağın bağrındaki su
Gökyüzüyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
Tûfan, nurunu selamladı edeple...

Sen yoktun...
Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
“Rabbimiz” dedi,
“Onlara kendi içlerinden
Senin ayetlerini okuyacak
Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elçi gönder,
Amin dedi on sekiz bin âlem
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
Amin dedi İsmail.
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

Sen yoktun...
Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..
Çünkü bu âlemin reisi geliyor...
Bekleyin Ahmed geliyor.
Kainata rahmet geliyor.
Havarilerin yüzünü okşayan,
Ölüleri dirilten bir nefes oldun
Ama sen yoktun...


Sen yoktun Sultânım,
Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
Başı eğik gezerdi mazlum
Huteyle göklerden seni sorardı
Varaka seni arardı semada
Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
Ağlayarak süslediler ölüme...
Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
Sen yokken,
Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.
Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...
En son çocuk atılırken çukura
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
Melekler süslüyordu hirâyı.
Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
Efendisine hazırlanıyordu mekke.
Âlem Efendisine hazırlanıyordu
Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
Toprak yalvarıyordu rabbine,
Allahım gönder artık diyordu.
Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada


Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Önünde cebrail!
Ardında yalın kılıç melekler!
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
Herşey sus pus olmuştu.
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu.
Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
Muhammed!
Melekler öptü o nurdan ellerini.
Muhammed!
Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız


Artık sen vardın
Susuz topraklara rahmet indi seninle
Annenden sonra anne halime sevindi seninle
Yağmura mı ihtiyaç var?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah.
Sonra tut ağacın yaprağını,
Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
Yeterki sen iste,
Sen iste yarasulallah
Deki ben kimim?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulullah desin.

Sen vardın
Bedir kârdı,
Uhut dardı
Hendek yârdı.
Yiğitlerin vardı.
Ölmek için yarışan yiğitler...


Hele bir enesin vardı senin.
Enes bin malik...
Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
Onlar da
“Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
Enes kükremiş:
“ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
Hem de ne şehit ey nebi!
Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...

Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
Uhut’ta sancağını taşıyan.
Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

Ebu hureyren vardı...
Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
Sen anlardın,
Ya Ebâhir gel! Derdin.


Ve sen gittin...
Bir gidişle gittin
Ardında hüznün kaldı.
Hasretin kaldı göklerde.
Bilal ezan okuyamaz oldu
Ne zaman teşebbüs etse
Muhammed rasulullah demeye
Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.

Sonra günler ay,
Aylar yıl oldu.
Ve asırlar oldu
Sensizliğe açtık gözlerimizi.
Ama sen bırakmazsın bizi.
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile ölmezken
Sana nasıl yok deriz.
Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
Ne anam var ne babam...
Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.


Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
Bırakma bizi!
Hayatı seninle öğretti Rahman.
Kulluğu seninle tanıdık.
Duayı senden öğrendik sevgili!
Hz Ömer umre için senden izin isteyince,
“Kardeşcik” dedin ona,
Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
Bizler Ömer değiliz ama
Bütün dualarımız senin için

Ey Rabbimiz!
Rasulünü anışımızdan haberdar et!
O’na binler salat, binler selam!
Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
O’na vesileyi lutfet.
O’nu refik-i Âlâya yükselt
Bizi de affet
O’nun hatrına affet
Zatının hatrına Affet.

Dursun Ali Erzincanlı
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

ALLAH’A SIĞINIRIM İçimde bir mutluluk,
Küçük yüreğimden taşar.
Dilimde Allah adı,
Ruhum onunla coşar.

Bana güç kuvvet verir,
Yüreğimdeki iman.
Verdiği nimetlere,
Şükrederim her zaman.

Annem der ki her zaman,
“Yardımcın olsun Allah!”
O’na sığınır derim,
Her işimde bismillah.

Doğru dürüst yaşayıp,
İyiliği överim.
Yaratılanı yalnız,
Allah için severim.

El açıp yüreğimden,
Allah’a yalvarırım.
Kötülükten, günahtan,
Allah’a sığınırım.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Gül Kasîdesi




Bir damla düşer toprağa bak hâresi güldür




Pervâne döner harda fakat, çâresi güldür!




Bülbül, sana yâr olmak için nârlara düştü



Dâim yakışan hep sana, bir kırmızı güldür.




Dünyâ ki harâp olsa yeter gûl-i Muhammed (s.a.v)



Billûr dudağından dökülen her sözü güldür.




Kim derse eğer, nerde alâmet bize O’ndan?



Baksın hele dünyâya da her gördüğü güldür.




Hem kan tükürenlerle zaman kardeş olunca



Şâhid sana, ardında bu çöl kumları güldür.




Sensiz bu mekânlar karadır, darmadağındır



Dünyâdaki tüm renklerin en kutsalı güldür.




Aşk sende bulur kendini, yurdun ki gülistân



Âlemleri aydınlatacak gözyaşı güldür.




Ey gül! Yok olur yokluk eğer sen var olunca



Cân buldu cihân, âb-ı hayât varlığı güldür.




Taştan taşa çarpıp su, gülistâna akar hep,



Fermân tanımaz kalplere, aşk âteşi güldür.




Sen, yağmur olup sîneye şefkat bırakırsın,



Aşk bahçesinin sâhibi sen, sunduğu güldür.




Çağlar kapanır gitme, kıyâmet kapımızda



Ey yâr! Gidişin gurbet olur, vuslatı güldür.




Ardında hüzünler bırakıp gitme efendim



Efsûn mu değil, bizde karanlık sızı güldür.




Güller küle râm oldu firâkınla, bizi güldür



Bu âteş-i aşkın, gece yıldızları güldür.




Gül yüzlüyü yazmakla biter sancılı günler



Sevdâların en kutsalı kalplerdeki güldür.




Tarife ne hacet gülü, meydanda bütün gün



İnsanlığı kurtarmak için sunduğu güldür.
 

@ebruli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2006
Mesajlar
811
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Konum
belcika /bursa
RE: Dini siirler

ellerinize saglik.ALLAH bizlerede o mubarek yerlere gitmek nasip eylesin insaallah
 

feyza85252

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2006
Mesajlar
223
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

aminnn sizdende Allah razı olsun inşallah
gönülden isteyen herkese nasip etsin Rabbim
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Alır mısın selamı?

Ey alemlerin rahmeti
Şefaat bekler kemter ümmeti
Kah gönderirim seher ile salavatı
Tenezzülen alır mısın selamı...

Ey bağrı yanıkların ilacı
Boynu bükük aşıkların sertacı
Çağlayanlarla gönderirim salavatı
Kabul eder misin; bu sefilden selamı

Bazan gün doğarken bazen geceden
Bazen söz ile de bazen heceden
Bazen kalp ile de bazen inceden
Ay ile gönderirim alır mısın selamı...

Bülbül kesilir zakirler
Yardımını umar fakirler
Ne yüzle sana gelir hakirlere
Rüzgar ile gönderirim alır mısın selamı...

Seherde yeller ile
Al kınlı turnalarla
Deryalara giden sular ile
Gönderirim alır mısın selamı...

Sensin sultanı aşıkların
Sensin dermanı maşukların
Sensin fermanı mahkumların
Bululara katarım alır mısın selamı...

Gülleri koklayıp, kokun alarak
Rüzgarı yüzüme sürüp, dermen bularak
Ravzana yönelip, yanarak
Güneş ile gönderirim alır mısın selamı ...

Kah ağlayarak kah gülerek
Pervane misali, huzurunda dönerek
İnleyip, can evinden gözyaşı dökerek
Meleklerle gönderirim alır mısın selamı...

Çok özlerim, arzular yanarım ama
Cismim ile yüz süremem ravzana
Ruhumu ile dururum yüce divana
Kabul eder misin bu garibi şefaatına

Divane; yazamaz O’nu hiçbir kalem
İdrake sığmaz, anlatamaz vasfını kelam
Yaratıldı şanına on sekiz bin alem
Cümle alemle gönderirim alır mısın selamı...(S.A)
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Şol Cennetin Irmakları
Şol Cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu

Salınır Tüba dalları
Kur'an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu

Kimi yiyip kimi içer
Hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hulle biçer
Diker Allah deyu deyu

Altındandır direkleri
Gümüştendir yaprakları
Uzandıkça budakları
Biter Allah deyu deyu

Aydan arıdır yüzleri
Misk-ü amberdir sözleri
Cennet'te huri kızları
Gezer Allah deyu deyu

Hakka aşık olan kişi
Akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı
Söyler Allah deyu deyu

Ne dilersen Hak'tan dile
Kılavuzla gir bu yola
Bülbül aşık olmuş güle
Öter Allah deyu deyu

Açıldı gökler kapısı
Rahmetle dolu hepisi
Sekiz Cennet'in kapısı
Açar Allah deyu deyu

Rıdvan-dürür kapı açan
İdris-dürür hulle biçen
Kevser şarabını içen
Kanar Allah deyu deyu

Miskin Yunus var dostuna
Koma bu günü yarına
Yarın Hakk'ın divanına
Varam Allah deyu deyu
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

ESME DELI RÜZGAR


ESME DELI RÜZGAR ESME


VARAM GIDEM MUHAMMEDE
VARAM GIDEM RAVZASINA
SEVDIGIME SULTANIMA


ESME DELI RÜZGAR ESME
SEN DEVASIN SU GÖNLÜME
YAGMA YAGMUR DOLU YAGMA
CENNET KAPISINI KAPAMA


SU KULUNU AL YANINA
NURLAR YAGDIR MEZARIMA
YAGMA YAGMUR DOLU YAGMA
SEN DEVASIN SU YARAMA



DURMA YOLLAR DAGLAR DURMA
CENNET YOLU UZAK BANA
ERISILMEZ KOSA KOSA
EL ACIP ZIKRET ALLAHA


DURMA YOLLAR DAGLAR DURMA
SEN DEVASIN SU YARAMA
ESME RÜZGAR YAGMA YAGMUR
GÖNLÜM ASIK HALIM TALAN


HASRETIN BAGRIMDA YANAN
KÖLE SANA KULUN MEVLAM
ÖZLEMIN BAGRIMDA YANAN
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Benim olacak
Yürü dünya dön dünya
Sana sevgim son dünya
Senin gibi on dünya
En az benim olacak

Senden bıktım diyorum
Bırakıp gidiyorum
Seni terkediyorum
Bu naz benim olacak

Ben seni boşuyorum
Menzile koşuyorum
Bir umut taşıyorum
Niyaz benim olacak

Seni sevmek pişmanlık
Bu dünya da sultanlık
Verilse de bir anlık
Biraz benim olacak

Yıllar gün gibi geçti
Beni ayakta biçti
Kazandığım bir hiçti
Ayaz benim olacak

İstersen unut beni
İster isen yut beni
Bağrında uyut beni
Son gaz benim olacak

Dürülmüştür sahifen
Yok senin ağan, efen
Kara bağrında kefen
Beyaz benim olacak

Bal der bitti savaşım
Ahirettir telaşım
Hayırlı bir ulaşım
Feyyaz benim olacak
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

NA'T-I ŞERİF
Muhammeddir anın ism-i şerifi
Mutahhardır anın cism-i latifi
Cemi-i enbiyanın efdalidir
Bu mahlûkat içinde ekremidir
Anınla buldu rahmet cümle âlem
Şifâlar buldu dert ehli dahi hem
Kim olmuştur anın hil’ati levlâk
Anın çün halk olundu cümle eflak
Ana müştak oluptur cümle âlem
Nebi mürselmelekler zümresi hem
Anınla buldular şevki melekler
Anın aşkına devreder felekler
Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl
Hüdâ’nın zatına hem oldu vâsıl
Habip etti anı kendiye Mevlâ
Anın şanı durur gayrette a’la
Anın hürmetine hep enbiyalar
Necat buldu kabul oldu dualar
Hüdâ’ya âşık olmuştu ezelden
Ki daim söyler idi lemyezelden
Severdi cümle halkı can ü dilden
Dahi kin tutmadı hergiz gönülden
Kamu küffâra ederdi duayı
Hidayet vir deyü idüp ricayı
Dahi kimseye hor bakmazdı ol şah
Ki incüdüp gönül yıkmazdı ol mah
Şefaat eder idi suçlulara
Komazdı hiç birini yüzü kara
Hüdâ’dan ister idi ümmetini
Gece gündüz ider de himmetini
Habibin hürmeti çün ya ilahî
Suçumuz avf edüp mahvet günahı
Suçuna ger mukır olsa günahkâr
Umaram avf eder ol Rabb-i Gaffar
İlâhi umarız senden atayı
Şefi’ edüp Muhammed Mustafa’yı
Anın hürmetine bizi kabul et
Rızana yol bulam anı şefi’ et.
 

feyza85252

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2006
Mesajlar
223
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

B)B)B)AY YÜZLÜMB)B)B)

Ay yüzlüm, apaçık sözlüm rûhum Sana kurban;
Gönlüm Sana hayran!.

Nergis bakışlarının tesiri ne de yaman!
Sultânım el-amân..!

Bak sînemde bir ok var, derûnumda bir acı,
Sen’dedir ilâcı...

Ey varlığı nûr, dünyası sürûr, sözü Kur’ân!
Her derdime derman...

Pür-âteşim bırakma hicranda beni zinhâr!
Rûhumda âh u zâr...

Hem mahzûn, hem de perişan dertlerle kıvrandım;
Kapına dayandım!

Bilmem başka kor, başka ateş, ben Sana yandım;
Sen’inle uyandım.

Ey dünyaya arştan gelen nûr, ey meh-i tâbân!
Aydınlattı ziyân...

Bakıp da evsâfına hep dîdârını andım;
Aşkınla kıvrandım.

Ey taptaze gül, kâkülü amber, saçı reyhan!
Câziben ne yaman!

Görmemiştir cihanda gözler Sen gibi dilber...
Güneşten de enver...

Aç lütufla bağrını aç ki kıtmîr kulundur!
Dergâhın uludur...

Deryâlara denk kereminden bir katre ihsân,
Ey gönlüme Sultân!

Lütfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok!
Derdim herkesten çok.
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

ASHÂB-I MUHAMMED
Ne zaman saadet asrını düşünsek,

Arkadaşlarından,

O güzîde ashabından biri ağlar gönlümüzde.

Önce sen ağlarsın.

Abdullah bin Mesud’a

“Bana Ku’ran oku” demiştin.

“Ya Rasulallah! Kur’an sana indirilmişken

Sana mı Kur’an okuyayım” demişti.

“O’nu başkasından dinlemeyi de severim” buyurmuştun

İbn-i Mesud nisa suresini okumuş,

Bir ayete gelmişti:

“Her ümmetten birer şahit,

Onların üzerine de Habibim

Seni bir şahit olarak getirdiğimiz zaman

Onların hali nice olur”

“Şimdi yeter” demiştin.

İbn-i Mesud gözlerini kaldırıp bakmıştı sana,

Gözyaşların mübarek sakalına inmişti
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

DOĞMAZDI KALBE İMAN


Doğmazdı kalbe iman, inmezdi arza Kur'an,
Meçhul olurdu esmâ, Levlâke yâ Muhammed!
( Sensiz cânım Muhammed)

Mâtem tutardı gökler, gülmezdi hiç melekler,
Mahzûndur Arş-i alâ, levlâke yâ Muhammed!

Feyzinle güldü âlem, gufrâna erdi âdem,
Ağlardı belki hâla, Levlâke yâ Muhammed!...

Sayende erdi insan Tevhîde, yoksa putlar,
Mâbûd olurdu -hâşâ- Levlâke yâ Muhammed!..

Şefkatli annesinden öksüz kalan yetîme,
Benzerdi sanki eşyâ, Levlâke yâ Muhammed!..

Gün görmeden baharlar, sislerle örtülürdü,
Zindan olurdu dünyâ, Levlâke yâ Muhammed!..

İnler dururdu sesler, her nağme hıçkırıkdı;
Tutmuştu Arşı şevkâ, Levlâke yâ Muhammed!..

Dünyâda tek hakîkat uğrunda can verenler,
Bulmazdı derde kimyâ, Levlâke yâ Muhammed!..

Al kan, figan içinde te'yîd ederdi zulmû;
Binlerle kanlı sehpâ, Levlâke yâ Muhammed!..
 

feyza85252

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2006
Mesajlar
223
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

MEKKEİ MÜKERREMEDE BİR GÜL


Yüzü dolunay gibi parlak
teni pembeye çalan beyaz renginde
saçları hafif dalgalı
açıkrenli ve hilal kaşlı
iki kaşının arasında bir damar, öfkelendiğinde şişen..

Mekke-i Mükerreme'de bir gul

saçları omuzuna düşer, sakalı gür gözleri kara üzüm gibi siyah
o siyah gözleri daima yerde, gökten daha çok yere bakar
bakışları düşünceli
boynu gümüş beyazlığında, fil dişinden yapılmış bir suret gibi
ashabından ardından yürür ve "
benim arkamı meleklere bırakın"
der
bir şeye hayret ettiğinde elini çevirir
konuştuğunda ellerini bir araya getirir
öfkelendiğinde yüz çevirir
sevindiğinde hafifçe gözlerini kapar
gülmesi tebessüm
o gülünce dişleri dolu taneleri

Mekke-i Mükerreme'de bir gul

yüzünde azamet ve hakimiyet
sözünde tatlılık
tane tane konuşan
sesi gür,
teri GüL
geçtiği sokaklarda gül kokusu bırakan

giyimi sade çoğunlukla sırtında bir ihram
en çok sevdiği renk sarı ve beyaz
yediği yemek ateşin üzerinde unla karıştırılan öğütülmüş yulaf
biraz zeytinyağı biber baharat
sofrada oturşu hamd ile, şükürle

bir GUL
ikinci yurdu Medine..

Medine-i Münevvere'de bir gul...

insanlık aleminin en şereflisi,
iman hakikatlerinin merkezi
ihsani tecellilerin turu
rahmani sırların iniş yeri
memleketi rabbaniyenin seması
peygamberler gerdanlığının ortasındaki en büyük mücevher
peygamberler kervanının öncüsü
bütün varlıkların en üstünü
izzet sancağının sancaktarı
ezel sırlarının şahidi
ilmin, hilmin ve hikmetlerin kaynağı
yerle gök alemlerinin göz bebeği
iki cihanın ruhu
dünya ve ahiret hayatının gözü


Medine-i Münevvere'de bir gül

aslın ve asaletin nurlu ağacı
yaratılışta insanların en üstünü
cismani suretlerin en mükemmeli
asıl mülk ve gerçek nimetin göz kamaştırıcı güzelliğin ve yüce rütbenin sahibi
kalplerin habibi ve ilacı
bedenlerin afiyet ve şifası
gözlerin nuru ve ışığı
asırlarca sevilen
yeniden sevilen
taptaze duygularla sevilen
en seçkin makamlara sahip olan
en büyük dost
en şerefli sevgili
Abdulmuttalib'in torunu, Abdullah oğlu

Efendimiz Hazreti Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem...


Medine-i Münevvere'de bir gül
herşeye rağmen ona sevdalı
milyarlarca bülbül
sevinç bayrak açmış her sinede
çünkü o gül hâla Medine'de..
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

Medineye Varamadım

Medine'ye varamadım
Gül kokusun alamadım
Muhammede doyamadım
Yaralıyam yaralıyam
Kâbe'nin örtüsü kara
Açtı yüreğimde yara
Bulunmadı derdime çare
Yaralıyam yaralıyam
Hacerül esvedin taşı
Akıttı gözümden yaşı
Bulunmaz resülün eşi
Yaralıyam yaralıyam
Elimden tut kaldır beni
Ya vuslata erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Yaralıyım yaralıyım yaralı
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

AŞIĞIYIM

Aşkında oldum avare
Düşürdün beni yollara
Secde etmedim ellere
Aşığıyım, Aşığıyım

Gönül dostu der iyiyi
Hak bildirdi hep doğruyu
Güzel adı MUHAMMED'in
Aşığıyım, Aşığıyım

O kervanda yolcu olmak
Ahiri hatırda tutmak
Aşığı olup kül olmak
Aşığıyım, Aşığıyım

Boşluk kalır sen gidince
Aşkın ölmez ten gitsede
Bedir olur sevdan bende
Aşığınım, Aşığınım
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

AŞIĞIYIM

Aşkında oldum avare
Düşürdün beni yollara
Secde etmedim ellere
Aşığıyım, Aşığıyım

Gönül dostu der iyiyi
Hak bildirdi hep doğruyu
Güzel adı MUHAMMED'in
Aşığıyım, Aşığıyım

O kervanda yolcu olmak
Ahiri hatırda tutmak
Aşığı olup kül olmak
Aşığıyım, Aşığıyım

Boşluk kalır sen gidince
Aşkın ölmez ten gitsede
Bedir olur sevdan bende
Aşığınım, Aşığınım
 

feyza85252

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2006
Mesajlar
223
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

ASHÂB-I MUHAMMED


Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri ağlar gönlümüzde.
Önce sen ağlarsın.
Abdullah bin mesud’a
“ Bana kuran oku” demiştin.
“Ya Rasulallah! Kur’an sana indirilmişken
Sana mı kur’an okuyayım” demişti.
“O’nu başkasından dinlemeyi de severim” buyurmuştun
İbn’i mesut nisa suresini okumuş,
Bir ayete gelmişti:
“Her ümmetten birer şahit,
Onların üzerine de Habibim
Seni bir şahit olarak getirdiğimiz zaman
Onların hali nice olur”
“Şimdi yeter” demiştin.
İbn-i mesud gözlerini kaldırıp bakmıştı sana,
Gözyaşların mübarek sakalına inmişti.

Hani bir defasında ashabına kuran okuyordun;
“ Sakının o ateşten ki
Onun yakıtı insanlar ve taşlardır” diyordun.
Önünde oturan siyahi bir adam,
yüksek sesle ağlamaya başlamıştı.
O ağlayışa Cibril inmişti semadan.
“ Ya rasulallah, huzurunda ağlayan bu zat kimdir?” demişti
Sen de
“ Habeşli biri” demiş ve onu övmüştün.
Cebrail’se şu müjdeyi vermişti;
“Allah buyuruyor ki:
İzzet ve celâlime, arş üzerindeki hakimiyetime yemin ederim ki
Dünyada benim korkumdan ağlayan bir kulun gözünü
Cennette çok güldüreceğim.”

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Hesap gününden korkar gönlümüzde.

Şeddat bin evs korkar yatağına girdiğinde
Sağına soluna döner durur, uyuyamaz.
“Allah’ ım!” der,
“ Cehennem ateşi uykumu kaçırdı”
Sonra kalkar sabaha kadar namaz kılar.
Ebu derdâ düşer gönlümüze:
“Keşke ailemin koçları olaydım da
Kendilerine misafir geldiğinde beni yedirselerdi.” der.
Imran bin husayn’ düşer gönlümüze;
“Keşke bir tepede kül olaydım da
Fırtınalı bir günde rüzgâr savursaydı.” der.

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Peygamber sevgisini öğretir bize.

Ashabından biri sana gelmişti;
“Ya Rasulallah” demişti
“Seni o kadar çok seviyorum ki
Aklıma geldiğinde gelip seni görmesem
Canım çıkacak gibi oluyor.
Sonra ahireti düşünüyorum.
Cennete girsem bile
Seninle birlikte olamayacağım
Aşağı mevkilerde kalacağım
Bu da zoruma gidiyor.
İstiyorum ki ahirette de yanında olayım.”
Sen de;
“Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmuştun.

Abdurrahman bin Sad anlatıyor Ya Rasulallah!
Diyor ki;
“Bir gün Ömer’in oğlu Abdullah’la otururken ayağı kasılıp kaldı.
Ayağına ne oldu? dedim
Şuradan itibaren sinir toplandı, dedi
Ben de dedim ki,
En çok sevdiğin insanın adını an da iyileşsin.
“Ya Muhammed!” dedi ve hemen ayağını uzattı.”

Ya rasulallah,
Sen abdest aldığında
Ashâb-ı Güzîn efendilerimiz koşarak
Abdest suyunu alır yüzlerine sürermiş.
Bir defasında sormuşsun;
“Niçin böyle yapıyorsunuz?”
“Bereket ve hayır umuyoruz” demişler
Sen de buyurmuşsun ki;
“Allah ve Rasulünün sevgilisi olmak isteyen,
Doğru söylesin, emanete riayet etsin,
Komşusunu incitmesin.

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Hamd eder Allah’a, şükrü öğretir bize.

Eba Eyyûb-el Ensâri ona öğrettiğin kelimeleri söyler;
“Allah’tan başka ilâh yoktur. Mülk ve saltanat O’nundur.
Hamd O’nun hakkıdır, O’nun ortağı yoktur.”



DURSUN ALİ ERZİNCANLI
 

guner

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
319
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

BEN_BİR "BAŞÖRTÜLÜYÜM"

ELİMİZDE İSLAM SANCAKLARI
GÖNLÜMÜZDE UMUT PARILTILARI
HERGEÇEN GÜN KAYBOLAN ÜMİTLERLE
BEN BİR BAŞÖRTÜLÜYÜM

PAÇAVRA GİBİ YERLERE ATILAN ÖRTÜMÜZ
HABİBİN MİRASIDIR BİZE BAŞÖRTÜMÜZ
İTİLİP ÇEKİŞTİRİLMEKLE GEÇEN BU ÖMRÜMÜZ
SÖYLÜYORUM BİZ BAŞÖRTÜLÜYÜZ

İÇİMİZ YANIYOR BU ZULÜMLERE
AYŞE FATMA,ZEYNEPLERE...
DAVAMIZDAN HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEYE
TAKTINIZ SİZDE BİR BAŞÖRTÜYE

İSLAM SANCAĞI ELİMİZDE
KOR GİBİ TAŞIRIZ ONU YÜREĞİMİZDE
BU MİRASDIR EBEDE GÖTÜRÜLEN ÖMRÜMÜZDE
KURAN ,SÜNNET, BAŞÖRTÜMÜZLE

MAPUSLARA GİRİLDİ ÇİLELER ÇEKİLDİ..
KALBİMİZDE YANKILANAN İSMİN LE DUALAR EDİLDİ
MÜSLÜMAN GENÇLERİZ DUA EDERİZ
BAŞÖRTÜMÜZE LEKE SÜRDÜRMEYİZ

OKUL KAPILARINDAN DÖNDÜRDÜLER
PAÇAVRA GİBİ SAÇIMIZDAN ÇEKTİLER
GÖNÜLLERİ SIZLAMAYAN O KARDEŞLERE
EDİVERDİK ÇOK DUA BİZLERDE..

BAŞÖRTÜLÜYÜM ÇEKİYORUM ÇİLELERİ
BAŞÖRTÜLÜYÜM GURURLA SÖYLÜYORUM BU SÖZLERİ
EBRU KARDEŞİNİZ SESLENİVERDİ TÜM İMANSIZLARA
BİTMİYECEK BİLSİNLER Kİ BU DAVAMIZDA
 

feyza85252

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Tem 2006
Mesajlar
223
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Dini siirler

KAYBEDENLER


Mescidi nebevide ayakkabısını kaybeden çocuk
Kaç defa aradılar sana onları
Kaç defa döne döne Ama her defasında buldunya
Bir işarettir bu aramalar Bulmaların sevincini taşır içimde
Her arama bulmaların önsözüdür hakikatte
Aramalarda şirin mi olurmuş böyle
Hele ardından medine kokulu bir çay
Otel odalarından yayılan uhuvveti taşırdı Peygamber misafirlerine
İkindi sonrası pazar yerinede gezinmeler mescidin bahçesinde sağında solunda heryerinde
Çeşit çeşit hurma ve bir çocuğun ilgisini çekecek o kadar süslü pazarlar
Ve bir cuma sabahı
Bilinen sabahlardan değil bilinen cumalardan değil
Oraya has bir sabah oraya has bir cuma
Yalnız yapılan uzunca bir yolculuk
Genç yolda ihtiyarsa hasta vaziyetinde otelde
Hastaymışya ziyaret iptal
Oysa kendisi iptal oldu farkında değil
Bir bilse gitmenin kalmaktan faydalı olduğunu
O topraklardaki bir adımın ne anlama geldiğini bir bilse
O toprakları eşsiz yapan sevgiliyi bir bilse
Bilecek birgün ama çok uzaklardaki bir bilgi olacak
Ve bir akşam uçaklara bakacak ve bir sabah gözleri uçaklarda
Batan güneş gökyüzünü kana buladığında oralarda olmaya can atacak ama nafile
Mescidi nebevide ayakkabısını kaybeden çocuk
Öyle kaybetmeler var ki bulmak yok sonunda
Medine i Münevverede bulunması gerekeni bulduysan kaybetme onu çünkü o varsa herşey var




DURSUN ALİ ERZİNCANLI
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt