Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinde şahsi görüş olmaz (3 Kullanıcı)

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Allah u teala razı olsun ...
alıntı:Said Nursi ve Cemaati ile ilgili daha fazla söyleyecek sözümüz yok, bilgimiz yok netice olarak fikrimiz yok. Olması gibi bir isteğimiz de yok! Bununla kaybedecek vaktimiz hiç yok!
Bu parağraf biraz insanın yüreğini burkuyor.İnsan bilmediğinin düşmanıdır.Eğer said nursi ehli sünnet yolunda bir alimse bilmemiz gerekiyor,hayatı ve ortaya koyduğu eserler hakkında fikrimiz olması gerekiyor bunlara ulaşmak içinde vakit ayırmamız gerekiyor eğerki ehli sünnet itikadına aykırı görüşleri varsa ona ittiba eden arkadaşlarımıza kardeşlerimize usulünce söyleyecek sözümüz olması gerekiyor diye düşünüyorum.Lütfen biraz daha hoş görü.
Zikir ehli bir abimizin (Mithat Cemal Kuntay)duası:AAllah ım eğer fitne ve fesat için kullanacaksam bana şuur verme akıl verme AMİN....


Amin kardeşim Allahü teala cümlemizden razı olsun.

Olması gibi bir isteğimiz yok derkeni biraz açmak da fayda var. Herkesin öğrenmeye devam ettiği, okuduğu, feyz almaya çalıştığı ehli sünnet alimleri vardır. Bununla beraber bir de kapasitesi ve nasibi vardır. Biz birilerini öğreniriz paylaşırız, siz birilerini öğrenirsiniz ve paylaşırsınız. Herkes nasibini bulur. Biz bildiklerimizi paylaşıyoruz, bilenler de bildiklerini paylaşsın. Biz nakletmeye devam ederken; bilenler varsa eğer, onların paylaşmamalarının ceremesini biz çekmeyelim.

Haklısınız kardeşim ifadeden sizin anladığınız gibi anlaşılıyor. Halbuki biz forum ortamında tartışmalarla vakit kaybetmemeli, üzerimize vazife olan işlerle vakitlerimizi kıymetlendirmeliyiz demek istemiştik.

Efendim, takdir edersiniz ki herkes herşeyi bilemez. Biz bilmediğimizi ifade ettik. İnşallahü teala bilen kardeşlerimiz nakiller yaparlarsa biz de istifade ederiz. Bilmediğimiz bilginin düşmanı değiliz aksine öğrenmeye her zaman hevesliyiz. :)

Uyarınız için teşekkür ederim bu şekilde algılanmaya devam edilmesini istemezdim. İfade eksikliğimizden kaynaklanan yürek burkulmanız içinde özür diliyorum, hakkınızı helal edin kardeşim. Allahü teala razı olsun efendim. Selametle kalın, dualarınızı istirham ederiz.
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
Allah u teala razı olsun ...
alıntı:Said Nursi ve Cemaati ile ilgili daha fazla söyleyecek sözümüz yok, bilgimiz yok netice olarak fikrimiz yok. Olması gibi bir isteğimiz de yok! Bununla kaybedecek vaktimiz hiç yok!
Bu parağraf biraz insanın yüreğini burkuyor.İnsan bilmediğinin düşmanıdır.Eğer said nursi ehli sünnet yolunda bir alimse bilmemiz gerekiyor,hayatı ve ortaya koyduğu eserler hakkında fikrimiz olması gerekiyor bunlara ulaşmak içinde vakit ayırmamız gerekiyor eğerki ehli sünnet itikadına aykırı görüşleri varsa ona ittiba eden arkadaşlarımıza kardeşlerimize usulünce söyleyecek sözümüz olması gerekiyor diye düşünüyorum.Lütfen biraz daha hoş görü.
Zikir ehli bir abimizin (Mithat Cemal Kuntay)duası:AAllah ım eğer fitne ve fesat için kullanacaksam bana şuur verme akıl verme AMİN....

nedemek bu simdi ? Nursi imanli gayri muslim dese de olur mu demek istiyorsunuz ? bunu soyleyen ve soyleyeni de tasdik eden kendisi gayri muslim olur bir kere

gayri muslim de kafir demektir

ne yani Nursi Kurana ve Sunnete uymak zorunda degil mi ?
ne isterse onu soyler isterse Isaya iftira atar hristiyanlikla hukmedecek der
siz bize bunlari hosgorun mu diyorsunuz ?

zaten butun kufurler hosgoru sayesinde ayakta duruyor
kufru hosgormek ise ihanettir kufurdur

VESSELAM
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
Amin kardeşim Allahü teala cümlemizden razı olsun.

Olması gibi bir isteğimiz yok derkeni biraz açmak da fayda var. Herkesin öğrenmeye devam ettiği, okuduğu, feyz almaya çalıştığı ehli sünnet alimleri vardır. Bununla beraber bir de kapasitesi ve nasibi vardır. Biz birilerini öğreniriz paylaşırız, siz birilerini öğrenirsiniz ve paylaşırsınız. Herkes nasibini bulur. Biz bildiklerimizi paylaşıyoruz, bilenler de bildiklerini paylaşsın. Biz nakletmeye devam ederken; bilenler varsa eğer, onların paylaşmamalarının ceremesini biz çekmeyelim.

Haklısınız kardeşim ifadeden sizin anladığınız gibi anlaşılıyor. Halbuki biz forum ortamında tartışmalarla vakit kaybetmemeli, üzerimize vazife olan işlerle vakitlerimizi kıymetlendirmeliyiz demek istemiştik.

Efendim, takdir edersiniz ki herkes herşeyi bilemez. Biz bilmediğimizi ifade ettik. İnşallahü teala bilen kardeşlerimiz nakiller yaparlarsa biz de istifade ederiz. Bilmediğimiz bilginin düşmanı değiliz aksine öğrenmeye her zaman hevesliyiz. :)

Uyarınız için teşekkür ederim bu şekilde algılanmaya devam edilmesini istemezdim. İfade eksikliğimizden kaynaklanan yürek burkulmanız içinde özür diliyorum, hakkınızı helal edin kardeşim. Allahü teala razı olsun efendim. Selametle kalın, dualarınızı istirham ederiz.

''Bir kimse bidat ehli birine (dinde yeni icadlar çıkarıp değiştirene) bakarken Allah için buğuzla bakarsa Allah onun kalbini güven ve imanla doldurur.
Bir kimse bidat ehli olanı Allah için buğz edip kovarsa Kıyamet günü Allah onu bütün kötülüklerden emin kılar.
Bir kimse bidat ehli birini hakir görürse Allah onun cenneteki derecesini yüz kat yükseltir.
Bir kimse bidat ehli sevinçle karşılar ise ve onu sevindirirse Muhammede gelen Kuranı küçümsemiş olur''
dedi Resulullah (sav) Efendimiz ve ''Bir kimse dini değiştirmek kasdı ile yeni bir şey çıkarır ise yahut o niyetle çıkarılmış şeye sığınır ise Allahın,meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerine olsun.
Bu duruma gelen birinin ne farz ibadeti makbul olur, ne de nafile''

"Bir bid'at ehlinin namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbesi, farzı, nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz, hamurdan [yağdan] kıl çıkar gibi, dinden çıkması kolay olur. "[İbni Mace]

"Üç haslet vardır. Bunlar kimde varsa imanın tadını duyar: Allah ve Resûlünü bu ikisi dışında kalan herşeyden ve herkesten daha çok sevmek, bir kulu sırf Allah rızası için sevmek, Allah, imansızlıktan kurtarıp İslâm'ı nasib ettikten sonra tekrar küfre, inançsızlığa düşmekten, ateşe atılmaktan korktuğu gibi korkmak."

Buhârî, İman 9, 14, İkrâh 1; Müslim, İman 67, (43); Tirmizî, İman 10, (2626); Nesâî, İman 3, (8, 96); İbnu Mâce, Fiten 23, (4033).


Ebu Ümâme (radıyallahu anh), Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle dediğini rivayet ediyor:

"Kim Allah için sever, Allah için buğzeder, Allah için verir, Allah için vermezse imanını kemâle erdirmiştir".

Ebu Dâvud, Sünnet 16, (4681).
 

dünyaa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ocak 2009
Mesajlar
155
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
nedemek bu simdi ? Nursi imanli gayri muslim dese de olur mu demek istiyorsunuz ? bunu soyleyen ve soyleyeni de tasdik eden kendisi gayri muslim olur bir kere

gayri muslim de kafir demektir

ne yani Nursi Kurana ve Sunnete uymak zorunda degil mi ?
ne isterse onu soyler isterse Isaya iftira atar hristiyanlikla hukmedecek der
siz bize bunlari hosgorun mu diyorsunuz ?

zaten butun kufurler hosgoru sayesinde ayakta duruyor
kufru hosgormek ise ihanettir kufurdur

VESSELAM
Selamün aleyküm kardeşim,konuya muhatap smmmtuba arkadaşımız konuya vakıf olup gerekli hassasiyeti gösterdiler Allah anlayış sahiplerinden razı olsun,anlayıştan uzak olanlarımızada okuduğunu anlama ve idrak etme durumlarını ihsan etsin inşaallahu teala. Polemiğe gerek yok kardeşim..

susmam asaletimdendir,
yoksa bende söyleyecek söz çok
biri bana laf söyleyince bakarım
söylediği laf lafmıdır,ve
döner söyleyene bakarım söyleyen adamımıdır..
HZ. MEVLANA
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Oysa Bediüzzaman Şapka inkılâbına karşı çıkmış, millete batıcı laik bu uygulamanın meşru olmadığını dile getirmiş kendisi ise bir kez bile başına şapka koymamış sarığını kafasından çıkarmamıştır. Hatta kendisine zamanın valisi Nevzat TANDOĞAN tarafından zorla şapka giydirilmek istenir. Ancak Bediüzzaman kafasındakini işaret ederek; “Bu külah ancak bu baş ile birlikte çıkarılır” şeklinde cevap verir.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Selamün aleyküm kardeşim,konuya muhatap smmmtuba arkadaşımız konuya vakıf olup gerekli hassasiyeti gösterdiler Allah anlayış sahiplerinden razı olsun,anlayıştan uzak olanlarımızada okuduğunu anlama ve idrak etme durumlarını ihsan etsin inşaallahu teala. Polemiğe gerek yok kardeşim..

susmam asaletimdendir,
yoksa bende söyleyecek söz çok
biri bana laf söyleyince bakarım
söylediği laf lafmıdır,ve
döner söyleyene bakarım söyleyen adamımıdır..
HZ. MEVLANA

Allahcc razı olsun...BESMELE...SELAM...DUA...
 

dünyaa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ocak 2009
Mesajlar
155
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Amin kardeşim Allahü teala cümlemizden razı olsun.

Olması gibi bir isteğimiz yok derkeni biraz açmak da fayda var. Herkesin öğrenmeye devam ettiği, okuduğu, feyz almaya çalıştığı ehli sünnet alimleri vardır. Bununla beraber bir de kapasitesi ve nasibi vardır. Biz birilerini öğreniriz paylaşırız, siz birilerini öğrenirsiniz ve paylaşırsınız. Herkes nasibini bulur. Biz bildiklerimizi paylaşıyoruz, bilenler de bildiklerini paylaşsın. Biz nakletmeye devam ederken; bilenler varsa eğer, onların paylaşmamalarının ceremesini biz çekmeyelim.

Haklısınız kardeşim ifadeden sizin anladığınız gibi anlaşılıyor. Halbuki biz forum ortamında tartışmalarla vakit kaybetmemeli, üzerimize vazife olan işlerle vakitlerimizi kıymetlendirmeliyiz demek istemiştik.

Efendim, takdir edersiniz ki herkes herşeyi bilemez. Biz bilmediğimizi ifade ettik. İnşallahü teala bilen kardeşlerimiz nakiller yaparlarsa biz de istifade ederiz. Bilmediğimiz bilginin düşmanı değiliz aksine öğrenmeye her zaman hevesliyiz. :)

Uyarınız için teşekkür ederim bu şekilde algılanmaya devam edilmesini istemezdim. İfade eksikliğimizden kaynaklanan yürek burkulmanız içinde özür diliyorum, hakkınızı helal edin kardeşim. Allahü teala razı olsun efendim. Selametle kalın, dualarınızı istirham ederiz.

Allah razı olsun...
Cevaben yaptığınız bu yorumlarınız tesbitleriniz hakkınızda yanılmadığımı gösterdi bana .Yani art niyetle söylememiştiniz siz ifade tarzınız öyleydi belki biraz tahrikane veya öylede anlaşılabilirdi ama yiğitlik gösterdiğinizi düşünüyorum teşekkür ederim.
Ve o kadar doğru şeyler söylüyorsunuzki BEDİÜZZAMAN ın düşünce tarzıyla paralellik içindesiniz,zira aklın yolu 1 Hasta tedaviye başlayınca gelişi güzel doktor değiştirirse iyileşme süresi zora girebilir, ve hatta mazallah kötüyede gidebilir,o yüzden herkesin nasiplendiği kapı farklı farklıdır EHLİ, SÜNNET VEL CEMAAT yolu olmak kaydı şartıyle Allah celle celaluh hepsinden razı olsun..
Senin mürşidin benimkinden iyi ,bizim yolumuz falancadan üstün vs gibi düşünce ve akımlar tehlike ve yasaktır dikkat etmek lazım ve ehli sünnet yolundaki gerçek alimlerden hangisi olursa olsun bir vesile ile sana tanıttırıldı,bildirildi ise eteğine yapışıp sözünden dışarı çıkmamak lazım vesselam. Afiyet ve selamet cümle ümmeti Muhammed in (sav) üzerine olsun AMİN..
 

titretttinhoca

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2009
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
87
`eger Allahtan utanmiyorsan istedigini yap` ` atese dayanabileceginiz kadar gunah isleyin`


baska bir sey demiyorum ...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
37.jpg
Ehli Sünnetin ayırt edici vasfı 18/03/2009 - 12:51
Ebubekir Sifil Ehl-i Sünnet'i diğerlerinden ayıran hususiyetlerin neler olduğunu bilmenin en kestirme yolu Sahabe'ye bakmaktır. Sahabe neye nasıl inanmış ve neyi nasıl yapmışsa, o hususlarda onlar gibi davranmak Ehl-i Sünnet'in ayırt edici vasfıdır.
Daha önce de değişik vesilelerle ifade etmeye çalıştığım gibi, Mu'tezile'nin bir kısmı ve Haricîler dışında hiçbir fırka bir kurum olarak Sünnet'i toptan inkâr ve reddetmemiştir. Ancak bu durumun onları "Sünnet Ehli" yapmaya yetmediğine dikkat edilmelidir.
Günümüzde de bir kısım çevreler Sünnet'i bir kurum olarak toptan reddetmediklerini söylemektedir. Ancak onlar da tıpkı selefleri gibi, "Fakat..." diye başlayıp arkasından getirdikleri kayıt ve şartlarla Ehl-i Sünnet'ten farklı düşündüklerini ortaya koymaktadır. Gerek Sünnet olmadan İslam'ın gerçek anlamda yaşanamayacağı gerçeğinin kendisini dayatmasından, gerekse "suret-i haktan görünme" endişesinden kaynaklanan bu ikiyüzlü tavır, Sünnet'e mesafeli duranlar için aynı zamanda bir "samimiyet" problemini de gündeme getirmektedir.
Meselenin mihverini, hadisle sabit hususların itikad umdesi olarak telakki ve imanın konusu edilip edilmediği sorusu oluşturmaktadır. Bunların başında kıyamet alametleri (Deccal'ın zuhuru, Hz. İsa'nın nüzulü, güneşin batıdan doğması...) ile ahiret ahvaline ilişkin hususlar (kabir azabı, sırat, mizan, şefaat, Allah Teala'nın mü'minler tarafından görülmesi...) gelmektedir. Bütün bu hususlardaki rivayetlerin haber-i vahid kategorisinden daha yukarıda yer aldığına ve bu sebeple itikad kitaplarına girdiğine dikkat edilmelidir.
Herhangi bir kimsenin Ehl-i Sünnet olup olmadığını öğrenmek isteyenler, bu hususlardaki yaklaşımına bakmalıdır. Bütün bu hususlara inandığını tereddütsüz bir şekilde söyleyen Ehl-i Sünnet, "Bunlar hadislerle sabittir, ilgili hadislerse kesinlik ifade etmez..." gibi bildik tavırları sergileyenlerse ehl-i bid'attır!
Bir kimsenin Ehl-i Sünnet olup olmadığını tesbit etmenin bir diğer yolu da Sahabe hakkındaki tavrına/görüşüne bakmaktır. Şu veya bu mülahazayla Sahabe hakkında olumsuz şeyler söyleyen, Sahabe arasında cereyan etmiş hadiseler konusunda ölçüsüz tavır takınan ve bir kısım sahabîlerin güvenilmez oldukları anlamına gelen iddialar ileri süren kimsenin Ehl-i Sünnet'le bir ilişkisi yoktur. Sahabe'nin udul kabul edilmesi Ehl-i Sünnet'i diğerlerinden ayıran en önemli hususlar arasında yer alır. Bu gerçeğe ister "ilmî/akademik araştırma" görüntüsü altında, isterse mezhebî mülahazalarla mesafeli duranların konumunu teşhiste tereddüde mahal yoktur.
Hadisler ve Sahabe konusundaki tavır, bir bütün olarak "Din" telakkisine de dolaysız biçimde yansıyacağından, başta Kur'an'ın anlaşılması olmak üzere İslam'ın kaynak, kavram ve kurumlarıyla ilgili olarak bütünüyle farklı, Ehl-i Sünnet dışı bir tavır söz konusu olmaktadır.
Günümüzde özellikle gençlerin zihnini bulandıran ve bu hususta tereddüt oluşturan bir kısım noktalar vardır. Bunların başında, hadisler ve Sahabe hakkında ilmî/akademik araştırma adı altında yapılan çalışmalar gelmektedir. Bu çalışmalarda iddiaların, herhangi bir mezhebî terim kullanmadan ileri sürüldüğü malumdur. "Bu meselede falanca mezhebin görüşü şudur" gibi yönlendirmelerin, zihinlerde o meselenin mahiyeti hakkında doğrudan bir kanaat oluşturacağını bildikleri için, kimlerin görüşünü dile getirdiklerinden bahsetmezler. Bir de "Ümmet'in birliği" meselesini önemsiyor görüntüsü vererek, meseleleri, Ehl-i Sünnet vurgusu yapmak "mezhepçilik"miş gibi takdim etmeye özen gösterirler.
Bu kimselerin aramızda bulunması, bizimle aynı safta yer alıp aynı imamın arkasında namaz kılmaları yahut yerel ve küresel ölçekte Ümmet'in meseleleriyle ilgilenmeleri onları ehl-i bid'at olmaktan çıkarmaz. Tarih içinde de aynı durumun mevcut olduğunu bilmek bu noktada önemlidir. Ümmet'in problemleriyle ilgilenmeyen bir Haricî veya Mu'tezilî düşünmek mümkün değildir. En azından fırkaların geneli itibariyle durum böyledir. Ancak bu durumun onları bid'at ehli olmaktan çıkarmadığı gibi, bugünkü haleflerini de aynı kategoride yer almaktan çıkarmayacağı bilinmelidir. Dolayısıyla itikadı öğrenilmek istenen kişinin ameline bakmanın aldatıcı olacağı hatırdan çıkarılmamalıdır.
Burada meselenin bir başka boyutu daha var: Ehl-i Sünnet olduğunu söyleyen bir kısım çevrelerin küresel emperyalizm, ekonomik ve kültürel işgal, sömürü... gibi Ümmet-i Muhammed'in maruz bulunduğu tehdit ve tehlikeler sanki onların meselesi değilmiş gibi bir tavır takınmasını da Ehl-i Sünnet hassasiyetiyle bağdaştırmak mümkün değildir. Günümüzde "Ehl-i Sünnet" kavramının ve duruşunun özellikle genç kuşaklar nezdinde örselenmesi, yıpratılması ve içinin boşaltılması bu çevrelerin sebebiyet verdiği arızalar olarak kaydedilmelidir.
Ehl-i Sünnet olmanın üzerimize hem itikad, hem de amel, eylem, zihniyet ve tutum/duruş olarak yüklediği mükellefiyetler bir bütün olarak anlaşılmak ve hayata aktarılmak durumundadır. Aksi durumda, mutlaka arızalı yapılar ortaya çıkacaktır/çıkmaktadır...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
(Bid’atler yayılıp, bu ümmetin sonra gelenleri, öncekilere lânet edince, ilim sahipleri bunu herkese bildirsin! Bildirmeyip ilmini gizleyen, Kur’an-ı kerimi gizlemiş sayılır.) [İ. Asakir]
Her Müslüman gücü nispetinde Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerini yaymaya çalışarak bu vebalden kurtulmaya çalışmalıdır. Bozuk kitapların dağılmasına sebep olmak ayrıca vebaldir.

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt