Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

§ Dil SUSAR, İnsan KURTULUR § (4 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Allah razı olsun kardeşim. İsabetli bir paylaşım olmuş.
Allah'a emanet olun.
Selam ve baki dua ile kalın.


Ve aleyküm Selam ve rahmetullahi ve berekatühü kardeşim..
Allah c.c sizden de ebeden razı olsun, ecrinizi en hayırlısıyla lütfeylesin inşallah..Teşekkür ederim kardeşim..Selam ve baki dua ile Rahman c.c'ye emanet olunuz.

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
SELAMEUN ALEYKÜM ALİYECİĞİM DİL İLE YAZILAR OLDUMU KENDİMİ ELEŞTİRMEDEN EDEMİYORUM.HATTA MSNME BİLE YAZIYORUM BAZI YAZILAR DİLLE İLGİLİ HATALARIM AKLIMA GELSİN DİYE.BEN ÇOK DOĞRUCU İNSANIM,HAKLIZLIĞA HİÇ GELEMİYORUM BAŞKASINADA OLSA O YÜZDEN ÇABUK PARLAYABİLİYRORUM.AMA BOŞ KONUŞMALARA KATILMAMAK DİNLEMEMEK BENCEDE ÇOK GÜZEL TARTIŞMA KONUSUNA GELİNCE AŞAGIDAKİ YAZI HERŞEYİ YALIN BİR ŞEKİLDE ANLATIYOR.SAYGILARIMLA ARZEDERİM

Modern hayatta Müslümanlar olarak en çok yaptığımız şeyin “tartışmak” olduğunu söylersem abartı yapmış olur muyum? Abartı yaptığımı düşünenler de, hak verenler de olacaktır. Bu hüküm cümlesinin de yeni bir tartışmaya vesile olmaması için araya bir “belki de” eklemek en iyisi. Ama bu bizi, meseleyi hafife alma hatasına düşürmemeli!

Problem birkaç noktada kendini gösteriyor:

Birincisi: Her şeyi, birkaç aşama sonra tartışmaya dönüşeceği açık olan bir konuşma tarzıyla halletmeyi tercih ediyoruz. İbn Teymiyye’nin tabiriyle “münasaha münazarası” değil, “muhasama münazarası” yapıyoruz. Hepimizin doğruları var ve hepimiz kendimizi o doğruları “batıldaki karşı taraf”a tebliğ etmekle mükellef sayıyoruz. Ama “karşı taraf”ın da tebliğ edilmeyi hak eden doğruları var? İşte bu gerçekle yüzleştiğimizde “konuşma” yerini “tartışma”ya bırakıyor.

İkincisi: Neleri tartışabileceğimizi ve neleri tartışmamamız gerektiğini kestiremiyoruz. Yani haddimizi, hududumuzu, sınırımızı, kapasitemizi, selahiyetimizi… göz önünde bulundurmadan dalıyoruz tartışma ortamlarına. İnternette, çayhanelerde, sokakta, okulda… Zaman zaman boyumuzu aşan meselelere daldığımızı fark ediyoruz belki, ama “yenilmiş” görüntüsü vermektense “direnme”yi sürdürmeyi tercih ediyoruz…

Hanefî mezhebinin ileri gelen imamlarından el-Hasen b. Ziyâd diyor ki: “Züfer ile münazara eden kimi gördüysem kendisine acıdım.” Bunun sebebi, münazara esnasında kişinin ilzam edilmiş olmayı nefsine yediremeyerek beyhude direnmeyi tercih etmesidir. Zikri geçen İmam Züfer’in şöyle dediği nakledilir: “Ben muhatabıma “hata etmişim” dedirtene kadar değil, muhatabım cinnet geçirene kadar münazaraya devam ederim.” Kendisine bunun nasıl olduğu sorulunca da şu cevabı vermiş: “Öyle bir noktaya gelir ki, hiç kimsenin söylemediği şeyleri söylemeye (yani saçmalamaya) başlar.”

Diyeceksiniz ki, “bu nakiller geçmiş ulemamızın da tartıştığını gösteriyor.” Doğru. Ama onlar, varlıklarına kasdetmiş küresel meydan okumalarla karşı karşıya değildiler. İslamî karakterini sürdüren, topluma, ilim anlayışına, varlık telakkisine, kalkış noktasına ve hedefe ilişkin temel kodların belirlendiği bir sistem içinde yaşıyorlardı. Onların “öteki”ni hem içeriden hem dışarıdan kuşatan küresel bir sisteme karşı varlık-yokluk mücadelesi vermek gibi bir mecburiyetle muhatap değildiler.

Tam tersine, İslam medeniyetinin kuruluş safhalarında, yani devletten medeniyete geçiş aşamasında yaptıkları bütün o tartışmaların devleti, ilmî hayatı, medeniyet ufkunu tahkim etmek gibi bir fonksiyonu da oluyordu. Bizimkiyle kıyası gayri kabil olan ilmî derinlikleri, dindarlıkları ve müktesebatları da ayrı bir bahis.

Biz ise daha kendi Müslümanlığımızın adamakıllı bir tanımını yapabilmiş değiliz. Genelleme yapmayalım, ama pek çoğumuz için durum maalesef böyle. Modern dünyanın görünür-görünmez propaganda mekanizmalarının etkisi altında bilincimizin ne ölçüde kirlenmeye/bulanmaya maruz kaldığını bilmiyoruz. Kanaatlerimizin, malumatımızın, değer yargılarımızın gerçek anlamda ne kadar “İslamî” olduğunu da bu çerçevede net olarak söyleyemiyoruz.

Bu gerçek ortadayken Din’in kaynaklarını dahi sınırsız bir “özgürlük” anlayışı içinde konuşmayı/tartışmayı normal, hatta “gerekli” görenlerimiz az değil. Hangi zeminde, hangi birikimle neyi tartışıyoruz?

Üstelik, üzerinde konuştuğumuz/tartıştığımız husus “din”! Allah Teala, kelamını bize tartışalım diye mi göndermiştir, yoksa tabi olup hidayeti bulalım, kurtuluşa erelim diye mi? B)B)
Dr. Ebubekir SİFİL


Ve aleyküm Selam, güzel ablacım..Emeğinize, yüreğinize sağlık olsun sizin de inşallah..Ebubekir Sifil Hoca'nın makalelerini beğeniyle okuyorum..Zira katkıda bulunduğunuz bu yazısı da harikaydı:G.Tartışma sanatı ile ilgili mükemmel bilgilere yer verilmiş..Rabbimiz c.c razı olsun, bu güzel ve anlamlı katılımınız için çok teşekkür ediyorum ablacım.. Susmak, basit gibi görülse de zor bir ibadettir ablam..En kolay yapılan ''zor ibadet'' diyebiliriz susmak için..Zira en güzel cevap olabildiği için, bence hiç öfke yapmaya lüzum yok değerli ablacım..Sakın parlamayın inşallah:)... O kadar zorluğuna rağmen, kişiye de zorluğundan çok daha fazla şey kazandırıyor. Rabbimiz c.c sükutumuzu da rızasından eylesin, sükutla ''konuşabilmeyi'' nasip eylesin inşallahü Teala..Samimi yorumunuz ve değerli katkınız için bir kez daha can-ı gönülden teşekkür ederim ablam..Baki dua ile kalın inşallah..En Emin'e emanetimsiniz.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
rabbim binlerce kez razı olsun bitanecik ablam benim..... böyle güzel ve anlamlı konulara değinmene bayılıyorum sayende bazı şeyleri tekrar hatırlıyorum ve öğreniyorum bu yüzden sana çok teşekkür ederim rabbime emanet ol ablam...


Güzel kardeşim. Rahman c.c sizden de daimen razı ve memnun olsun inşallah..Sevindim beğendiğinize..Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim güzel kardeşim...Dualarda buluşmak duası ile..Rabbimize emanetimsiniz inşallah..Selam ve baki dua ile..B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
SELAMIN ALEYKÜM HACI KARDEŞİM ...

KOSKOCA ORMANI BİR ÇEKİRDEĞE SIĞDIRAN RABBİMİZDEN , KALBİMİZE

CENNETİNİN LEZZETİNİ SIĞDIRMASINI TEMENNİ EDEREK SİZLERE ALLAH

(c.c.) RAZI OLSUN DİYORUM. ELLERİNİZE SAĞLIK VEDE GÖNLÜNÜZE...

SUSTUĞUMUZDA DA , KONUŞTUĞUMUZDA DA SAHİBİMİZ OLAN

RABBİMİZ SEBEBSİZ İLTİFATLAR EDEREK BİZLERİ SEVİNDİRSİN

İNŞAALLAH.


SUSKUNLUĞUMUZ EN İNCE YAKARIŞ ...

SESSİZLİĞİMİZ EN GÜZEL DUADIR ...

SÖZE GEREK YOK , SUSUŞUMUZ RABBİMİZE KELAMDIR .....

SELAM VE DUA İLE..........


Ve aleyküm Selam değerli Erdal abimiz.
Rahman c.c sizden de razı olsun ebeden ve daimen inşallah.. Sizin de ellerinize sağlık.. Çok güzeldi yorumunuz.. Değerli katkılarınız için çok teşekkür ederim..Cumanız mübarek olsun, duaların hayırlısıyla kabulüne vesile olsun inşallah. Rabbimize emanet olunuz..Selam ve baki dualar ile.

 

Çoban Uveys

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2008
Mesajlar
741
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
erciyesin eteklerinden
Ecdadımız ne güzel söylemiştir: “Sükût-u lisan, selamet-i insan!”




Selamunaleykum aliye ablam emeğinize saglik faydalı paylasımlarınız için Allah c.c. razı olsun A.e.olunuz hayırlı günler dilerim dua edin inşallahuteala
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Sükut hikmettir





Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi
Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah'a
amel-i sâlih ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.
Fatır Sûresi / 10. Ayet
Bu dünyada ihtiyacını duyduğumuz ve muhtaç olduğumuz en önemli şey sevgi, dostluk ve hoşgörüdür. Küçücük bir tebesüm ve tatlı dil, karşımızdakine verebileceğimiz en güzel hediyedir. Bunu yaparken de hayır olan konuşulmalı, iyilik emredilip, kötülükler men edilmelidir.
İnsan çok söz söylemekle değil, söylediği sözlerin yerinde ve faydalı olmasıyla, kadrini kıymetini yükseltir. Kalplerin katılığının güzel ve tatlı sözlerle ortadan kaldırılabileceği Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle
hatırlatılır: "Kullarıma söyle: (Herkesle) en güzel şekilde konuşsunlar."
İslâm boş meseleleri hoş karşılamadığı gibi, boş lakırdıları da tasvip etmemiştir. Boş sözler ömrü, insanın yaratılışına uygun olmayan, gayri ciddi ve neticesiz yerlerde tüketir. Müslüman az ve öz konuşmakla beraber, doğru ve hayırlı konuşmakla da mükelleftir.
Müslüman kendi konumu içinde ele alınıp tarifi yapılırken "Sükûtu tefekkür, konuşması da hikmettir" denilen insandır. Dolayısıyla onun konuşması Rabb'in rızasına matuf bir şekilde Kur'ân veya sünnetin şerhidir. Bu sebeple hakiki Müslüman İslâm'ın ruhuyla telifi imkansız olan hoş vakit geçirelim düşüncesiyle çok ve boş konuşmaz. O, konuşurken gözleri eşyanın perde arkasına kapalı olanların gözlerini açmak için konuşur. Etrafındakileri insanlığın zirve noktalarına çıkartmak için onlarla beraber olur. Aksi halde hem israf-ı kelâm hem de israf-ı zaman yapıyordur ki dinde bunun hükmü haramdır.
Çok konuşmak, aklın ve ruhun dengesizliğine dayanan bir marazdır. Makbûl söz, en kestirme yoldan ve muhatabın kafasını karıştırmadan ona bir şey anlatan sözdür. Muhataba bir şeyler anlatabilmek için uzun boylu konuşmaya gerek yoktur ve hatta çok defa uzun bir konuşma beraberinde bir kısım zararlar da getirir.
Sükut ise amellerin efdali, Allah'ın hikmetidir. Dil konuşunca gönül susar. Dil susunca gönül hikmet söyler. Söz gümüşse sükut altındır. Nice konuşanlar pişman, susanlar ise selamettedir. Sükut mü'minin seçkin vasfı olup ahiretini korur. Sükut esnasında kalp gözü açılır. Akıl artar ve rahat bulur.
Yerinde susmak, sözlerin en güzelidir. Az konuşmak, çok dinlemek bir fazilet ve ermişlik nişânesidir. Devamlı kendini dinlettirmek arzusu ise, her zaman bir cinnet eseri olduğu iddia edilmese bile, mutlak bir dengesizlik olduğunda şüphe yoktur.
İnsan, çok konuşma, kendi beyanını beğenme ve başkalarına söz hakkı tanımama hastalığından uzak kaldığı nispette Yaratan ve yaratıklara yakın ve onların nazarında sevimli olur. Aksine, ne Hakk katında ne de halk katında umduğunu bulamaz.
Ruhî melekelerin gelişmesinde insana ilk tavsiye edilen şey, lisanına hâkim olup lüzumsuz ve münâsebetsiz sözlerden sakınmasıdır. Zira her yerde ağzını açıp saçma-sapan söz edenlerin, kafa ve gönüllerinden daha büyük olan lisanları, ihtimal ki, onların daimi felâketlerine sebep olacaktır.
Hem burada hem de gerçek hayatta.
Az konuşmak ve sükutun faziletleri hakkında İbrahim Hakkı hazretlerinin sözlerinden bir kısmı şöyledir: "İnsanda iki önemli organ vardır: Kalp ve dil. Gerçi söz keramettir. Fakat sükut her beladan selamettir. Konuşma insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azı vakardır. Çok konuşmak utanç vericidir. Yüz kızartıcıdır. (Yerinde) sükut ise vakar ve onur vericidir.
İnsanın başına belalar getiren üç şey vardır: Şaka, alay etmek, saçma ve beyhude yere konuşmak. Doğru konuşmak selamete götürür. Çok gülmek ayıp ve hafifliktir. Fazla şaka cehaletin alametidir. Susmak vakar ve ağırbaşlılıktır."
İnsan sözüyle kendini gösterir ve davranışlarıyla ruh yüceliğini
aksettirir. Her sözü mutlaka onun söylemesi lâzım geliyormuş gibi lafı kimseye bırakmayan gevezeler, zamanla bütün dostlarından nefret ve tahkir görmeye başlarlar. Böyle bir durum ise, zaman zaman onların da söylemeye muvaffak olabilecekleri güzel sözlerin dinlenmemesini ve dolayısıyla çok yüksek hakikatlerin -bir geveze söylediği için- alay edilmesini netice verir ki, bu da o yüce hakikatlere karşı hürmetsizlik ve saygısızlık
demektir.
Hele yapmadıklar şeyleri söyleyenlerin hâli, bütün bütün acı ve onlar hesabına düşündürücüdür. Bu itibarladır ki, en doğru sözlünün beyanında dili muhafaza etme, cennetlere uçmanın birinci vesilelerinden sayılmıştır..
 

EBRARNISA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ağu 2007
Mesajlar
528
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm Aliye kardeşim.
canım yazıyı okıyamadım ama bir selam vermek istedin sadece .
akşamın hayır ve bereketli olsun inşallah. selam ve dua ile Yaradan'a emanet ol...:H
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm Aliye kardeşim.
canım yazıyı okıyamadım ama bir selam vermek istedin sadece .
akşamın hayır ve bereketli olsun inşallah. selam ve dua ile Yaradan'a emanet ol...:H



Ve aleyküm Selam değerli ablacım..
Sizin de geceleriniz hayırlı ve bereketli olsun inşallah..Ecmain..İnşallah iyisinizdir..Dualarımdasınız inşallah ablacım..Baki dualar ile kalın, Rabbimiz c.c her daim yar ve yardımcınız olsun inşallah..B)B)
 

nagihan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamun aleyküm evet doğru ve çok guzel bir yazı allah razı olsun
ama ben de çok konuşuyorum yalan değil ama boş konuşuyorum suskun olmayı deniyorum ama olmuyor
dua edin kardeşinize
selametle kalın
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Çok güzel bir konuya değinmişşin;konun güzel,emeğin güzel,yüreğin güzel...
Rabbim hepimizi hakkı hak için söyleyen kullardan eylesin.Yada hak için susan.


***********************************************************

Bir zamanlar İran'da bilginler ve şairler, "suskunlar meclisi" adıyla bir topluluk olusturmuslardi. Üye sayısı otuz kişiydi ve bunu artırmıyorlardı. Üyeliğin ilk şarti çok düşünmek, az yazmak ve çok az konuşmaktı. O zamanlar meshur sair ve bilgin Molla Cami, bu meclisin aşkındaydı.



Günün birinde suskunlar meclisinin bir üyesinin öldügünü duyunca, onun yerine aday olmak için bilginlerin bulunduğu köske geldi. Kendisini karsilayan kapiciya bir sey söylemeden, ismini bir kağıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan suskunlar meclisine gönderdi. Meclis üyeleri bu teklifi görünce biraz üzüldüler.

Molla Cami, oraya layık bir bilgindi ama ölen üyenin yerine baska birini almışlardı. Yeni bir üye için yer yoktu. Meclisin başkanı, bir bardağı tamamen suyla doldurduktan sonra Molla Cami'ye gönderdi. Zeki bilgin durumu kavramisti. Bir damla daha olsa bardak tasacakti. Bunun üzerine o da hemen oraciktaki bir gül dalindan küçük bir yaprak koparip, nazikçe suyun üstüne koyuverdi. Bardaktaki su tasmamisti. Bunu içeri gönderdi.



Meclistekiler bu kibar cevabin manasini anlamışlardı. Zarif insanların yeri baskaydi. Üyeler, bu degerli bilgini de aralarina almaya karar verdiler. Başkan listeye Molla Cami'nin adini ekledi. Otuz sayisinin sonuna bir sifir koyarak, 300 yazdi. Bununla Molla Cami sayesinde, meclisin değerinin on misli arttığını belirtiyordu. Listenin son şekli Molla Cami'ye gelince, meseleyi anladi. Ancak sayinin büyük gösterilmesinden hoşlanmadı. Sağdaki bir sıfırı silerek,otuz sayisinin soluna koydu. Yani 030 yazdı. Alçak gönüllü, mütevazi bilgin Molla Cami,böylece kendisini solda sıfr sayiyor, bardağı taşırmadığı gibi, o meclisin yapisini da etkilemeyeceğini söylemek istiyordu. Diğer üyeler bunu görünce, saygi ve hayranliklari bir kat daha artmis olarak suskunlar meclisinin yeni üyesini selamladilar.


***************************************************


[FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif]~*~*~*~*~*~*~*~*~[/FONT][/FONT][/FONT]

[FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif]Selamün Aleyküm Değerli Ablacım.[/FONT][/FONT][/FONT]
[FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif]Emeğinize, yüreğinize sağlık olsun inşallah..Çok anlamlı ve güzel bir kıssayı paylaşmışsınız..''Suskunlar Meclisi''ni bir kez daha severek okumuş oldum vesilenizle.. Allah c.c razı olsun ablacım..Rabbimize emanetimsiniz inşallah..Selam ve baki dualar ile..B)B)[/FONT][/FONT][/FONT]

[FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif]~*~*~*~*~*~*~*~*~[/FONT][/FONT][/FONT]
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Fuzuli konuşmalar ve gereksiz tartışmalar insanı günah yükü haline getirir. Onun için her insan Şeyh Sadi Şirazî’nin dediği gibi: “Konuşulacak yerde susmayı; susulacak yerde de konuşmayı” iyi ayarlamak lazımdır.


Esselamun aleyküm canım kardeşim
Paylaşımınız için teşekkür ederim kardeşim güzel emeklerinize sağlık olsun inşaallah.
Rabbim Efendimizin metodundan gitmeyi nasip etsin.Bizleri dilimizin esiri etmesin inşaallah.
Rabbim ecrinizi artırsın.Baki muhabetle selam ve dua ile...
Hayırlı geceler Aliyeciğim.


~*~*~*~*~*~

Ve aleyküm Selam ve rahmetullahi ve berekatühü canım kardeşim.B)
Allah c.c sizden de ebeden razı olsun inşallah..Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim gönlü güzel kardeşim. Eksik olmayın inşallah..Rahman c.c sizin de ecrinizi Firdevslerle bahşeylesin inşallah..Güzel dualarınıza kalbi aminler Zeynep Rukiyeciğim. Dilin afetlerinden Rabbimize sığınıyoruz..Baki dualar ve muhabbetle En Yüce'ye emanetimsiniz güzel kardeşim..B)

~*~*~*~*~*~

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Ecdadımız ne güzel söylemiştir: “Sükût-u lisan, selamet-i insan!”




Selamunaleykum aliye ablam emeğinize saglik faydalı paylasımlarınız için Allah c.c. razı olsun A.e.olunuz hayırlı günler dilerim dua edin inşallahuteala


~*~*~

Ve aleyküm Selam kardeşim. Allah c.c sizden de razı olsun inşallah..Yorumunuz için teşekkür ederim kardeşim.. Siz de Rabbimize emanet olunuz.Hayırlı günler.Selam ve dua ile inşallah.

~*~*~
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50




bir rüzgar misali savruluyorsa hayat
allah ın bıldığı vardır
sabır la beklıyorsak bız
ınan kı mükafatı vardır :evet
 

gecem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,631
Tepki puanı
0
Puanları
0
yuregıne saglık alıye...

dusunme ve konusmaya yetenıgımız gıbı nevsımızede sahıp cıksakk.....
bu yazdıklarını ınanıyorumkı ıdrak ederızz...

ıns hepımızz olması gerektıgı gıbılerden oluruzz. yazındakı son kısımm hergun hatırlanması gerekıyoo dostum

Diline sahip olan kendini selamette bulur. Yalnız insanlara verilmiş olan konuşma, bir tanışma, bir anlaşma aracıdır. Bu çok önemli özelliği gayesi dışında kullanmak sahibini hem geçici olan dünyada, hem de ebedi olan ahiret hayatında zelil ve rezil eder. Böyle bir akıbete düşmemek için dil denilen o küçük et parçasına ve ağzımızdan çıkan her söze, her kelimeye, her cümleye dikkat etmemiz ve kontrol altında bulundurmamız lazımdır.

Ecdadımız ne güzel söylemiştir: “Sükût-u lisan, selamet-i insan!”
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamun aleyküm evet doğru ve çok guzel bir yazı allah razı olsun
ama ben de çok konuşuyorum yalan değil ama boş konuşuyorum suskun olmayı deniyorum ama olmuyor
dua edin kardeşinize
selametle kalın


~*~

Ve aleyküm Selam kardeşim. Yorumunuz için teşekkür ederim.. Allah c.c sizden de razı olsun inşallah.. Rabbimize emanet olunuz. Selam ve dua ile.

~*~
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com


rosepluiekx2.gif

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt