aliye_aliye
Altın Üye
- Katılım
- 25 Eki 2006
- Mesajlar
- 16,828
- Tepki puanı
- 4
- Puanları
- 38
- Konum
- ~* پایتخت آن بهشت *~
- Web Sitesi
- www.fizikist.com
.
Son düzenleme:
konuyu paylaşyan kardeşimden allah sonsuz razı olsun inş.
SELAMÜN ALEYKÜM CANIM KARDEŞİM.YİNE NE GÜZEL BİR PAYLAŞIMDA BULUNMUŞSUN.ALLAH RAZI OLSUN.HERŞEYİ NE KADARDA YANLIŞ ANLAMIŞIZ.BİR ARKADAŞIMLA BU KONUYU TARTIŞMIŞTIK.MÜSLÜMANLAR CİHAT CİHAT DEYİP NEDEN KAN AKITMAK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPIYORLAR DEMİŞTİ.BİRDE DİNDE ZORLAMA YOK DİYORSUNUZ CEVAP VEREMEMİŞTİM.ÇIKTISINI ALIYORUM HELAL ET ARKADAŞIMA GÖNDERİCEM.ALLAH RAZI OLSUN.
ALLAH razı olsun kardeşim çok güzel bi paylaşım olmuş.
"Ey iman edenler! ALLAH(CC)'dan korkun ve O'na yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa erebilesiniz"MAİDE:35
"Sizler gerek ağırlıksız ve gerek ağırlıklı olarak seferber olunuz ve mallarınızla canlarınızla ALLAH(CC) yolunda cihad ediniz.Eğer bilirseniz,bu sizin için daha hayırlıdır."TEVBE:41"
Ebu Cebel'den(r.a.);Allah(CC)'ın Resülü(SAV)'ne soruldu:
-Allah yolunda cihadın sevabına denk olacak (amel) nedir Ya Resulüllah ?
-O'na güç yetiremezsiniz..
Sahabiler suallerini iki-üç kez daha Efendimiz(SAV)'e arzettiler. Her bir soruşlarında aynı şekilde "ona güç yetiremezsiniz" cevabını verdi, son olarak şu açıklamayı buyurdular:
-Allah yolunda cihad eden kişinin benzeri ancak "Gündüzleri oruç tutup,Geceleri Allah(CC)'ın ayetlerini okuyarak namaz kılan,fakat Allah yolunda cihad eden kişi dönünceye kadar da oruca ve namaza hiç mi hiç ara vermeyen kişidir.(Et-Tac 4/327..Teysirül-vusül K.cihad vel mücahidun 1/215)
Selamunaleyküm Yeğenim;Allah(CC) razı olsun,küçük bir katkımın mahsuru yoktur inşaallah.Selam ve dua ile..
Esselemü alayküm verahmetullahi vebereketuh
Kelimelerle ifade edilemiyecek kadar güzellikte olan paylaşımı bize sundunuz Allah c.c sizden razı olsun.Güzel paylaşımlarınızın tekrarını bekleriz inşallah,Allah yar ve yardımcınız olsun...
Allahın c.c. emirlerini haykırmanın şu zamanda kendini çok bilmiş bazı çevrelerce suç sayıldığı şu zamanda böyle güzel paylaşımları okumak insanı sevince boğuyor.Paylaşımı okuyunca bir kez daha anlıyoruz ki bu dava öksüz kalmadı,yetim kalmadı ve de hiç bir zaman da kalmayacak kafirler istemese de...
Benim gözlemlediğim kadar cihat ve cihatla ilgili ayetler,bir oruç gibi,bir zekat gibi,bir namaz gibi her yerde anlatılmadı kapalı kapılar ardında tutuldu.Halbu ki Allah c.c. cihatı müslümanlara farz kıldı.
Alllah c.c. kutsak kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bizlere şöyle buyuruyor.
Siz hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ın bakım ve onarımını, Allah'a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden kimse(lerin amelleri) gibi mi tuttunuz? Bunlar Allah katında eşit olmazlar. Allah zâlim topluluğu doğru yola erdirmez. (Tevbe Suresi 19 ayet)
Rabbim bizleri inşallah kendi rızası doğrultusunda yaşamayı ve şehit olmayı nasib eylesin aminnnnn.....:A:A:A
Cihad Üzerine
"Allah uğrunda hakkını vererek cihad ediniz. O sizi ideal ümmet olarak seçti. Din konusunda, sizin üzerinizde (geliştirmenizi önleyecek) hiç bir zorluk (baskı) getirmedi. Atanız İbrahim'in milletinin (ilkelerinin) aynısını (model alınız)."
Enes (r.a)'dan naklen Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Allah yolunda bir sabah yahut bir akşam cihada çıkmak, bütün dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır." (Buhari, Müslim ve Tirmizi)
Ebu Hureyre (r.a)'dan naklen Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Allah kendi uğrunda cihada çıkanı güvencesi altına alır. Zira sadece benim uğrumda cihadı, bana gerçekten imanı ve benim resulümü kendi davranışlarıyla onaylaması o kulumu yola çıkarmıştır. Bu nedenle ya onu cennete koymak veya sabahleyin cihad niyetiyle çıktığı eve, elde ettiği ecirle yahut ganimetle birlikte döndürmek benim üzerime borçtur. Muhammed'in canı elinde olana andolsun ki, o kulun Allah yolunda konuştuğu hiç bir söz yok ki, kıyamet günü, o sözü konuştuğu günün yapısı gibi huzura gelmesin, rengi o günün kah renginde, kokusu o günün misk-ü amber kokusundadır. Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a andolsun ki, eğer müslümanlara zor olmasaydı Allah yolunda sefere çıkan hareket timinden kimseyi geri bırakmazdım. Fakat kendimde yetenek bulamıyorum ki onları taşıyabileyim. O müslümanlar da hem kendilerinde yetenek bulamıyorlar, hem de benden vazgeçmeleri onlara ağır geliyor. Nefsim denetimi altında olan Allah'a yemin ederim ki Allah uğrunda savaşa katılsaydı/n da ölseydim, tekrar katılsaydım da ölseydim. Olmazsa tekrar savaşa katılsaydım da ölseydim; ne kadar çok isterim!" (Ebu Davud ve İbni Mâce dışındaki dört Sünen)
Yine ondan naklen Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurur:
"Yâ Resûlallah (s.a.v) Allah yolunda cihada hangi amel denk gelir? diye sordular. Resûlullah:
—Sizin gücünüz yetmez, buyurdu ve ekledi: —Allah yolunda cihad yapan kişinin dönmesine kadar, gündüzleri oruçlu ve geceleri ayakta olan, ayrıca Allah Teâlâ'nın âyetleri içine dalan kişidir. Mücahid cihadından dönünceye kadar ne orucundan ne de namazından hiç ayrılmaz" (Ebu Davud dışında kalan beş hadis kitabı)
Ebu Said (r.a)'dan naklen Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurur:
"Şimdi beni dinler misiniz? Size en iyi insan en kötü insan dengesini anlatayım?
En hayırlı insan atının sırtında, yahut devesinin sırtında. Yahut ayakları üzerinde ölüm gelip çatıncaya kadar Allah yolunda sâlih amel işleyen adamdır. En kötü adam, Allah Teâlâ'nın kitabını okuyup üzerinde yaşaması gerekirken hiç bir şeyine zerre miktarı saygı göstermeyen adamdır." (Nesâi)
Kuşkusuz Allah Tebâreke ve Teâlâ mü'minlere şöyle sesleniyor:
"Ey inananlar! Sizi acı azaptan kurtaracak ticaretli işi size göstereyim mi? Allah'a ve Resulü'ne inanır, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Böylece O, sizin günahlarınızı yarlığar. Sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere; Adn cennet indeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz diğer bir kazanç daha var; İşte Allah yardımı ve Allah zaferidir. Mü'minlere bunları müjdele." (Saff, 10-13)
Fakih kişiler kitaplarında, İslâm ülkesinin topraklan düşman çizmesi ile çiğnendiği zaman cihadın farz-ı ayn olduğunu belgeleriyle belirtmişlerdir. El-Muğni yazarı şöyle diyor:
"Cihad şu üç pozisyonda belirlenir:
A) İki ordu karşı karşıya gelip iki birlik de karşılaştığı zaman orada bulunanın geri kaçması haram olur. Allah Teâ-lâ'nın şu fermanına göre savaş yerini alması onun için kesinleşmiş olur:
"Ey iman edenler! Bir düşman topluluğuyla karşılaştığınız zaman kararlılık gösterin ve Allah'ın adını çok anın ki kurtulabilesiniz." (Enfâl, 45)
Ayrıca:
"Direnç gösteriniz. Zira Allah direnenlerle beraberdir." (Enfâl, 46)
Diğer bir âyet-i kerimede:
"Ey mü'minler! Toplu halde kâfilerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. Tekrar savaşmak için kaçar gibi bir tarafa çekilmek veya diğer başka bir birliğe katılıp savaşmak amacıyla olan dışında kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'ın gazabı içinde yerini alır. Zaten onun yeri cehennemdir." (Enfâl, 15-16)
B) Kâfir orduları herhangi bir şehre girip konakladıklarında müslümanın savaşmaya hazır olması ve onları geri püskürtmesi farz olmuş olur.
C) Yönetici imam, bir kavmini savaşa çağırırsa her gücü yetenin o imama katılmaları zorunludur. Zira, Allah Teâlâ, şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Size ne oldu ki: Allah yolunda savaşa çıkın!' denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz?" (Tevbe, 38)
Resûlullah (s.a.v) de şöyle buyuruyor;
"- Savaşa katılmanız istendiği zaman hemen katılınız."
Bütün İslâm fıkhı kitaplarında, mezheplerin ufak-tefek ayrılıklarına rağmen sonuç hepsinde aynıdır.
İlk müslümanlar bu gerçekleri çok iyi kavramışlardır. Onlar ya ibadet ediyor, ya ticaretle uğraşıyor veyahut savaşçı oluyordu. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz senin, gecenin üçte ikisine yakın bölümünü, bazan yarısını, bazan da üçte birini yatmadan geçirdiğini ve beraberinde bulunan topluluğun da böyle olduğunu Rab bin belgeleriyle biliyor. Gece-gündüzü dengeye koyan ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı (fazlasını yapamayacağınızı) bildiği için sizi bağışladı. Artık siz, kolay olan bölümü uygulamaya koyunuz. Allah Teâlâ bilir ki içinizden hastalananlar olacak, diğer
kısmınız Allah'ın takdir buyurduğu rızkı aramak amacıyla yeryüzünde yol tepecekler. Başka bir bölümünüz de Allah yolunda çarpışacaklardır. Artık siz, kolayınıza gelen mesleği uygulayınız. Namazınızı dosdoğru kılın, zekâtınızı verin, en güzel bir borçlandırmayla Allah (kullarına (kredi) veriniz; harcayınız." (Müzemmil, 20)
İyi dinleyiniz; bugün İslâm'ın yaşandığı ülkeler ve şehirler müslümanların yakından tanıdığı ve tam bir kavrayışla kavradığı şu düzeydedir: İslâm karapara ticareti yapanların ve kirli işlerle uğraşan maceracıların ellerinde parsellenmiş talan malları durumundadır. Öyleyse böyle kişilere savaş açmak şu anda en muhkem bir görev ve üst düzeyde zorunluluktur.
Müslüman ülke krallarına veya cumhurbaşkanlarına halkı bu yönde sevk ve idare etmeleri, savaşı başlatmaları ve halkı topyekün savaşa çağırmaları da onlara farzı ayındır. Bu yolla hem dünyada üstün başarı, onurluluk ve destek görmek ayrıcalıkları onların olduğu gibi, âhirette de ödüllendiriliş ve cennet onların hakkıdır. Şöyle ki:
"Her kim onu işittikten ve kabullendikten sonra değiştirirse, günahı yalnızca onu değiştirenleredir. Şüphesiz Allah sonsuz işiten ve sonsuz bilgi sahibidir." (Bakara, 181)
En büyük Allah! Hamd yalnız O'nadır.
Yazar:Şehit Hasan EL BENNA
Herkese uğradın sen bana küsülümüsün
Bir coğuna göz kırptın bana yeminlimisin
Ben senin askın ile kavrulurken burada
Ey sehadet sen bana neden nazlar edersin .
Bilsemki ne zaman denk gelecek o gelisin
Damat gibi hazırlanıp güzelce süslenirdim
Kanımı toplardım tam fışkıracağı yerden
Ey sehadet sen benim aşkımsın can özümsün .
Ey sehadet kurtulus azadelik sendedir
İzzet seref ar namus yolunun üstündedir
Kanımın fışkırması gelişine mujdedir
Ey sehadet cabuk gel bana getir müjdemi .
Ahde sadık olanlar evliya enbiyalar
Gözlerini kırpmadan sana talip oldular
Bir gülü koklar gibi haz ile kokladırlar
Ey sehadet kokunun lezzetine vardılar .
Gerçi her isteyene nasip olmadıysada
Duam şudur rabbimden nasip olsun banada
Nasip olsun yarabbaim bu aşkla yananlara
Sehadet kokusuyla bütün küfrü devirir.
HAYAT GEÇ KALANLARI AFFETMEZ..!