Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cemaatler arası karalama yapmayalım (1 Kullanıcı)

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum,

Duygularını en içten şekli ile bizlerle paylaşan konuyu açan kıymetli kardeşim...
Sizin yukarıda belirttiğiniz husus hakkında MAHMUT TOPTAŞ hoca efendi tefsir derslerinin birinde şöyle demişti;
''Birgün bana dediler ki,Hoca efendi hep kafirlerden bahsediyorsun hiç islamiyet içinde ki tarikatlerden bunların söyledikleri sözlerden veya işledikleri fiillerden veya kendi hatalarından bahsetmiyorsun sence bu ne kadar doğrudur, Ben ona cevaben dedim ki - Elbette kafirlerin hatalarından bahsedeceğim bana bunu ALLAH TEALA kur'an ı keriminde kendisi bahsederek buyuruyor kafirlerin hatalarını rablerine olan isyanlarını insanlığa olan zararlarını müslümanlara olan kinlerini ben onlar dururken zaten bizim olan müslüman kardeşlerimin hatalarını tartışıp onların kalbini niye kırayım ki !!! ben önce kafirleri düzelteyim sonra kendi kardeşlerimi düzeltirim sonra kendi hatalarımı düzeltirim'' dedi...
Demek istediki bizim müslüman kardeşlerimiz ALLAH TEALA ya gönülden bağlıdır aralarımızda ufak tefek farklılıklar fıtrat gereği vardır ben bu hususlar hakkında onlarla tartışarak zaten bir takım küfür ehlinin içimize sokmak istedikleri kardeşi kardeşe vurduralım planlarını neden bile bile hayata geçireyim ki !
O zaman bu hususlar hakkında bizlerde elimizi yada dilimizi kana veya gıybet kirine veya iftira pisliğine bulaştırmayalım hele hele hepsinin ehli sünet olduğuna inandığımız tarikat veya cemaat olan müslüman kardeşlerimize ise hiç dil uzatmayalım...
Herkesin hesabını eğrileri ve doğruları ile görecek olan ALLAH TEALA dır.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Esselamu aleykum,

Duygularını en içten şekli ile bizlerle paylaşan konuyu açan kıymetli kardeşim...
Sizin yukarıda belirttiğiniz husus hakkında MAHMUT TOPTAŞ hoca efendi tefsir derslerinin birinde şöyle demişti;
''Birgün bana dediler ki,Hoca efendi hep kafirlerden bahsediyorsun hiç islamiyet içinde ki tarikatlerden bunların söyledikleri sözlerden veya işledikleri fiillerden veya kendi hatalarından bahsetmiyorsun sence bu ne kadar doğrudur, Ben ona cevaben dedim ki - Elbette kafirlerin hatalarından bahsedeceğim bana bunu ALLAH TEALA kur'an ı keriminde kendisi bahsederek buyuruyor kafirlerin hatalarını rablerine olan isyanlarını insanlığa olan zararlarını müslümanlara olan kinlerini ben onlar dururken zaten bizim olan müslüman kardeşlerimin hatalarını tartışıp onların kalbini niye kırayım ki !!! ben önce kafirleri düzelteyim sonra kendi kardeşlerimi düzeltirim sonra kendi hatalarımı düzeltirim'' dedi...
Demek istediki bizim müslüman kardeşlerimiz ALLAH TEALA ya gönülden bağlıdır aralarımızda ufak tefek farklılıklar fıtrat gereği vardır ben bu hususlar hakkında onlarla tartışarak zaten bir takım küfür ehlinin içimize sokmak istedikleri kardeşi kardeşe vurduralım planlarını neden bile bile hayata geçireyim ki !
O zaman bu hususlar hakkında bizlerde elimizi yada dilimizi kana veya gıybet kirine veya iftira pisliğine bulaştırmayalım hele hele hepsinin ehli sünet olduğuna inandığımız tarikat veya cemaat olan müslüman kardeşlerimize ise hiç dil uzatmayalım...
Herkesin hesabını eğrileri ve doğruları ile görecek olan ALLAH TEALA dır.


aleykum selam hocam ..

fikirlerini belirten cümle kardeşlerimizden ALLAH razı olsun ..

MAHMUt TOPTAŞ hocamızın bu konudaki makalesin tamamı bu başlıkta var ..


http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-sohbet/83995-muslumanlarin-yanlislarini-yazacagim.html
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat:
Ehl-i sünnet ve'l-cemaat, Peygamber, -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine, ashabının ve onların yollarını izleyenlerin sünnetine itikad, söz ve amel hususlarında sımsıkı sarılanlar ile bu şekilde dosdoğru tabi olup, bid'atlerden uzak duran kimselerdir. Bunlar kıyamet gününe kadar ilahi yardıma mazhar olarak kalacaklar, varlıklarını sürdüreceklerdir. Bunlara uymak hidayet, muhalefet etmek ise sapıklıktır.
Ehl-i sünnet ve'l-cemaat birtakım nitelik ve özellikleriyle diğerlerinden ayrılırlar. Bunların bazıları şunlardır:
1- Ehl-i sünnet ve'l-cemaat ister itikad, ister ahkam, ister yasayış bakımından ifrat ile tefrit, aşırı gitmek ile katılık arasında vasat ve itidal üzere olanlardır. O halde bu ümmet diğer ümmetler arasında vasat olduğu gibi, onlar da bu ümmetin fırkaları arasında vasat olanlardır.
2- Dinin hükümlerini sadece kitab ve sünnetten alırlar. Bunlara gereken önemi verirler. Bunların nasslarına teslim olur ve selef yönteminin gereklerine göre bunları kavrarlar.
3- Onların, sözlerinin tamamını aldıkları ve ona uymayan herşeyi bir kenara bıraktıkları, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dışında tazim ettikleri herhangi bir imamları yoktur. Rasulullah'ın hallerini, sözlerini ve fiillerini insanlar arasında en iyi bilenler onlardır. Bundan dolayı insanlar arasında sünneti en çok seven, ona tabi olma gayretini en çok ortaya koyan ve bu sünnet ehlini en çok sevenler de onlardır.
4- Din hususunda düşmanlıkları terkederler, düşmanlık yapanlardan uzak kalırlar. Helal ve haram meselelerinde tartışmayı bir kenara bırakırlar, dinin tamamını esas alır ve kabul ederler.
5- Selef-i Salih'i tazim eder, selef yolunun en esenlikli, en ilme uygun ve en muhkem olduğuna inanırlar.
6- Tevili kabul etmezler, şeriata teslim olurlar. Bununla birlikte nakli, akıldan (zihni tasavvurlar) öncelikli kabul ederler ve ikincisinin, birincisine boyun eğmesini sağlarlar.
7- Aynı mesele ile ilgili değişik nassları birlikte ele alırlar ve müteşabih olanları muhkem'in ışığında anlamaya çalışırlar.
8- Hak üzere sebatları, akide hususları üzerinde ittifak edip, değişip duran kanaatlere sahih olmamaları, ilim ve ibadeti şahıslarında toplamaları, Allah'a tevekkül etmekle birlikte sebeplere yapışmaları, dünya nimetlerini elde ederken dünyaya karşı zâhidâne yaşayışları, korku ile ümit, sevgi ile buğz duygularını birlikte taşımaları, mü'minlere karşı merhametli ve yumuşak olmakla birlikte, kafirlere karşı ise sert ve haşin olmaları, zaman ve mekanın değişmesi ile birlikte değişikliğe uğramamaları suretiyle hakka hidayet eden ve dosdoğru yolu gösteren salihlerin önderleridirler.
9- Onlar İslam, sünnet ve cemaatin dışında herhangi bir isim almazlar.
10- Sahih akideyi, dosdoğru dini yaymaya, insanlara bunları öğretip, doğruya iletmeye, onlara içten nasihat edip, onların işleriyle ilgilenmeye önem verirler.
11- İnsanların sözlerine, inançlarına ve davetlerine karşı, insanlar arasında en çok sabredenler, tahammül gösterenler onlardır.
12- Cemaate ve kaynaşmaya çokça gayret ederler, buna davet eder, insanları buna teşvik ederler. Ayrılıkları ve tefrikayı bir kenara bırakırlar, insanları bunlardan sakındırırlar.
13- Yüce Allah onları birbirlerini tekfir etmekten korumuştur. Başkaları hakkında da ilme ve adalete uygun olarak hüküm verirler.
14- Birbirlerini severler, birbirlerine karşı merhametlidirler. Kendi aralarında yardımlaşırlar, birbirlerini tamamlarlar. Ancak dini esaslara bağlı olarak başkalarını dost ya da düşman bilirler.
Özetle ehl-i sünnet ve'l-cemaat, insanlar arasında huyları en güzel olanlar, yüce Allah'a itaat etmek suretiyle nefislerini temizlemeye en çok gayret gösterenlerdir. En geniş ufuklu insanlar, en uzak görüşlüler, başkalarının görüş ayrılıklarına en çok tahammül gösterenler, bunun adabını ve usulünü en iyi bilenler onlardır.
Özetle söylenecek olursa, ehl-i sünnet ve'l-cemaat'in anlamı şudur:
Ehl-i sünnet ve'l-cemaat Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in fırkalar arasında kurtuluşu vaadettiği kesimdir. Bu vasfın eksenini ise sünnete uymak ve sünnette gelmiş olan itikad, ibadet, hidayet yaşayış ve ahlaka tabi olup, müslüman topluluğuna bağlı olmaktır.
Böylelikle ehl-i sünnet ve'l-cemaat'in tanımı, selefin tanımının dışına çıkmamaktadır. Selefin ise kitab ile amel eden, sünnete sımsıkı sarılan kimseler olduklarını öğrenmiş bulunuyoruz. O halde selef, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kastettiği ehl-i sünnet, ehl-i sünnet de selef-i salih ile onların yolları üzerinden giden kimselerdir.
İşte ehl-i sünnet ve'l-cemaat'in özel tanımı budur. Bid'atçi ve hevalarının peşinden giden hariciler, cehmiye, mürcie, rafıziler ve diğer bid'at ehlinden olan bid'atçi kesimler bu kapsamın dışında kalmaktadır.
Çünkü burada sünnet bid'atin karşısında, cemaat de tefrikanın, ayrılığın karşısındadır. İşte cemaate bağlanmak ve tefrikadan ayrılmak hususunda varid olmuş hadislerden maksat da budur.
Abdullah b. Abbas -radıyallahu anhuma-'nın yüce Allah'ın: "O günde kimi yüzler ağaracak, kimi yüzler kararacaktır. " (Al-i İmran, 3/106) buyruğunu tefsir ederken söylediği: "Ehl-i sünnet ve'l-cemaat'in yüzleri ağaracak, bid'at ve tefrika ehli kimselerin yüzleri ise kararacaktır." (7) şeklindeki açıklamasında kastettiği de budur.
Ehl-i sünnet ve'l-cemaat'in genel kapsamlı anlamına gelince, rafızilerin dışında İslam'a intisab edenlerin hepsi girer.
Kimi zaman bid'at ehli ve hevalarının peşinden giden birtakım fırkalar hakkında da ehl-i sünnet ve'l-cemaat denildiği olur. Çünkü bunlar sapık fırkalar karşısında itikadi birtakım meselelerde katıksız ehl-i sünnet'e uygun kanaat belirtirler. Ehl-i sünnet alimleri tarafından bu anlamı ile kullanımı azdır. Çünkü bu sadece birtakım itikadi meseleler ile kayıtlıdır ve muayyen birtakım taifelere karşılık kullanılan bir isimdir. Mesela, hilafet ve ashab-ı kiram meselelerinde rafızilerin karşısında ehl-i sünnet vasfının kullanılması ile diğer itikadi meseleler hakkında kullanılması buna örnek gösterilebilir.
Ehl-i sünnet'in karşısında ehl-i bid'at yer alır. Bunların belli başlıları ise hariciler, rafıziler, mürcie, kaderiye ve cehmiye olmak üzere beş fırkadırlar.
Buna göre selef-i salih tabiri muhakkik ehl-i sünnet alimlerinin ıstılahında, ehl-i sünnet ve'l-cemaat ile eş anlamdadır. Aynı şekilde onlar hakkında ehlu'l-eser, ehlu'l-hadis, et-taifetu'l-mansura (ilahi yardıma mazhar kesim), el-fırkatu'n-naciye (kurtuluşa eren fırka), ehlu'l-ittiba' (sünnete tabi olanlar) isimleri de kullanılır. Bu isim ve tabirler selef alimleri tarafından çokça kullanılır.



Yüce Allah'tan amelimi yüce zatı için ihlaslı kılmasını, benden kabul buyurup onunla müslümanları faydalandırmasını dilerim. O'nun kitabına ve peygamberinin sünnetine salih selefimizin anlayışına muhalif olan herbir şeyden uzak olduğumu belirtirim. Eğer kasti olmayarak böyle bir şey yaptı isem hayatta iken de, ölümümden sonra da ondan döndüğümü ifade ediyorum.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yüce Allah'ın Rahmet'i İmam Malik'e olsun, o şu beyti çokça okurmuş:
"Dinin en hayırlı olanı sünnet olanıdır, En kötü işler ise sonradan ortaya çıkmış bidatlerdir."
İbadet edenlerin en faziletlisinin Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- olduğunda görüş birliği vardır. O'nun ibadetine uymayan herbir ibadet elbette bir bid'attir. O ibadet kişiyi Allah'a yakınlaştırmaz, aksine onun ancak Allah'tan uzaklaşmasını arttırır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Sonra biz seni dinden bir şeriate sahip kıldık. Sen de artık ona uy, bilmeyenlerin hevalarına uyma." (el-Casiye, 45/18); "Kendini bilmezden başka kim İbrahim'in dininden yüz çevirebilir." (el-Bakara, 2/130). "İyilik yaparak kendisini Allah'a teslim eden ve İbrahim'in hanif dinine uyan kimseden daha güzel din sahihi kim olabilir?'' (en-Nisa, 4/125)
Müslümanların birlik olmalarının yolunun akide birliğinden geçtiğinde hiçbir şüphe yoktur. Tertemiz akide ise bu ümmetin selefi olan ilk neslin inandığı esaslardır. Onlar bu akide ile dünyaya adaletle ve itidal ile hükmettiler.
Sözün özü şudur; Bizler önemliden önce daha önemli olan ile işe başlamadığımız sürece ne ıslah olabilir, ne de davetimiz başarılı olabilir. Bu da bizim davetimize tevhid akidesinden başlayarak siyasetimizi, hükümlerimizi, ahlakımızı, adabımızı ve ilişkilerimizi onun üzerinde yükseltmekle mümkün olur.
Bütün bunları yaparken de kitab ve sünnetin hidayet yolundan ümmetin selefinin anlayışına uygun olarak yola koyulmalıyız. İşte yüce Allah'ın bize bağlanmayı emretmiş olduğu dosdoğru yol ve sağa sola sapmayan yol budur. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Şüphesiz ki bu benim dosdoğru yolumdur. O halde ona uyun, başka yollara uymayın. Sonra sizi onun yolundan ayırırlar. İşte sakınasınız diye Allah size bunları tavsiye etti." (el-En'am, 6/153)
Ümmetin halinin kendisiyle düzeleceği biricik yol selefin akidesidir. Selef-i Salih'in yolunun bize gösterdiği gibi, bizi onlardan kılmasını, yaratıkların efendisi, şefaat edecek ve şefaati kabul olunacak olan Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'ın sancağı altında onlarla birlikte bizi de haşretmesini, bizi hidayete ilettikten sonra kalblerimizi saptırmamasını, onun yolunda çalışan muvahhid ve salih kullarından kılmasını niyaz ederiz. Şüphesiz ki O buna güç yetirendir, O herşeyi işitendir, duaları kabul edendir.
Peygamberimiz Muhammed'e, onun aile halkına ve bütün ashabına Allah salat ve selam eylesin.
 

MEVA_İSLAM

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ocak 2010
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Müslüman müslümanın kardeşidir cematler içersindede

böyledir cemaatlerin birine dil uzatmakta büyük bir vebalin altına girmektir

ettiğimiz sözü kırk kere attığımız adımıda ikikere düşünmeliyiz cemaatlerin bir

çoğunu bilen ve yakinen takip eden biriyim herbiride benim önem ve değer

verdiğim kişilerdir öyleki insan bu konuda konuşurken dikkat etmelidir bukonuda

manevi yönden hassas bir konu yazıyı okudum ve düşüncelerimide acizhane

yazmak istedim Allah razı olsun kardeşim paylaşımına teşekkürler selam ve

münacatla .....
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
aleykum selam hocam ..

fikirlerini belirten cümle kardeşlerimizden ALLAH razı olsun ..

MAHMUt TOPTAŞ hocamızın bu konudaki makalesin tamamı bu başlıkta var ..


http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-sohbet/83995-muslumanlarin-yanlislarini-yazacagim.html

Esselamu aleykum,

Kıymetli kardeşim derdimize lisan olduğunuz için ALLAH TEALA sizlerden razı olsun, kıymetli hocamızın bu husus hakkındaki söylediklerini bizim aklımızda kalan ama detaylarını tam hatırlayamadığımız bir zaman da çıkarıp göstermeniz büyük bir inceliktir,makaleyi okuyunca MAHMUT TOPTAŞ hoca efendinin sözlerini anlamada ve anlatmada hata yapmadığımızı sayenizde görmüş olduk ALLAH TEALA yardımlarınızdan dolayı sizlerden ebedi razı olsun...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Esselamu aleykum,

Kıymetli kardeşim derdimize lisan olduğunuz için ALLAH TEALA sizlerden razı olsun, kıymetli hocamızın bu husus hakkındaki söylediklerini bizim aklımızda kalan ama detaylarını tam hatırlayamadığımız bir zaman da çıkarıp göstermeniz büyük bir inceliktir,makaleyi okuyunca MAHMUT TOPTAŞ hoca efendinin sözlerini anlamada ve anlatmada hata yapmadığımızı sayenizde görmüş olduk ALLAH TEALA yardımlarınızdan dolayı sizlerden ebedi razı olsun...


alykum selam degerli kardeşim. .
güzel bir makale bu sitede onu okumayan kalmasın ,
rabbimiz izniyle idrak edemiyen kalmasın istiyoruz ..
rabbim cümlemizden razı olsun kardeşim ..
selam ve dualarımla
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berakatühü ammar bin yasir ve Nakşibendi kardeşlerim.

Allah celle celalüh sizlerden ve cümle müslüman kardeşlerimizden razı olsun inşaAllah.


Başkalarının yaptıklarıyla övünmek kişiye bir şey kazandırmaz, bu kesin. Bu tavır sadece boş bir avuntudur. Bunun tersi de geçerli: Başkalarının yanlışlarını kendi fazileti bilmek. Bu da bir avuntu, belki birincisinden daha kötü, sonuçları itibarıyla daha vahim.

Peki, o halde bize düşen ne?

Bilmek ve tanımak!


Neyi?


Her şeyi; kendini, Allah'ı, mahlukatı, Rasul'ü, dostu, düşmanı, iyiyi, kötüyü, tarihi ve bugünü...



Bilmenin ve tanımanın yolu çalışmaktan geçer. Her ba*şarı ciddi ve zorlu bir gayretin ürünüdür. Bu, hayatın yasası; Sünnetullah'tır. Tek çıkar yol bu ölümsüz yasaya uymak; alın teri, zihin teri, yürek teri dökmek...
Rabbimi sizdende razı olsun kardeşim sağolun inşaallah..
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
-Ammar Bin Yasir- ALLAH razı olsun kardeş

''Evet Yarabbi bu cemaatler senin adına da çalışıyordu ama benim tasvip etmediğim yanları vardı bende onları eleştirdim gıybetlerini yaptım'' diyerek Rabbimizden takdir mi bekleyeceğiz
Peki emekler yapılan faydalı çalışmalar ne olacak bunların önemi yokmu???
herkes elini vicdanına koysun bizim ayrılığımız kafirler topluluğunu sevindirir.
Ehli sünnet vel cemaatiz Elhamdülilah gereğini bize yakışanı yapalım....
sağolun kardeşim
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
Esselamu aleykum,

Duygularını en içten şekli ile bizlerle paylaşan konuyu açan kıymetli kardeşim...
Sizin yukarıda belirttiğiniz husus hakkında MAHMUT TOPTAŞ hoca efendi tefsir derslerinin birinde şöyle demişti;
''Birgün bana dediler ki,Hoca efendi hep kafirlerden bahsediyorsun hiç islamiyet içinde ki tarikatlerden bunların söyledikleri sözlerden veya işledikleri fiillerden veya kendi hatalarından bahsetmiyorsun sence bu ne kadar doğrudur, Ben ona cevaben dedim ki - Elbette kafirlerin hatalarından bahsedeceğim bana bunu ALLAH TEALA kur'an ı keriminde kendisi bahsederek buyuruyor kafirlerin hatalarını rablerine olan isyanlarını insanlığa olan zararlarını müslümanlara olan kinlerini ben onlar dururken zaten bizim olan müslüman kardeşlerimin hatalarını tartışıp onların kalbini niye kırayım ki !!! ben önce kafirleri düzelteyim sonra kendi kardeşlerimi düzeltirim sonra kendi hatalarımı düzeltirim'' dedi...
Demek istediki bizim müslüman kardeşlerimiz ALLAH TEALA ya gönülden bağlıdır aralarımızda ufak tefek farklılıklar fıtrat gereği vardır ben bu hususlar hakkında onlarla tartışarak zaten bir takım küfür ehlinin içimize sokmak istedikleri kardeşi kardeşe vurduralım planlarını neden bile bile hayata geçireyim ki !
O zaman bu hususlar hakkında bizlerde elimizi yada dilimizi kana veya gıybet kirine veya iftira pisliğine bulaştırmayalım hele hele hepsinin ehli sünet olduğuna inandığımız tarikat veya cemaat olan müslüman kardeşlerimize ise hiç dil uzatmayalım...
Herkesin hesabını eğrileri ve doğruları ile görecek olan ALLAH TEALA dır.
ve aleykümselam kardeşim sağolun inşaallah hayırlı yorumlarınız için sağolun inşaallah ne güzel böyle hayırlı düşünmek Rabbimize emanet olun inşaallah
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
Müslüman müslümanın kardeşidir cematler içersindede

böyledir cemaatlerin birine dil uzatmakta büyük bir vebalin altına girmektir

ettiğimiz sözü kırk kere attığımız adımıda ikikere düşünmeliyiz cemaatlerin bir

çoğunu bilen ve yakinen takip eden biriyim herbiride benim önem ve değer

verdiğim kişilerdir öyleki insan bu konuda konuşurken dikkat etmelidir bukonuda

manevi yönden hassas bir konu yazıyı okudum ve düşüncelerimide acizhane

yazmak istedim Allah razı olsun kardeşim paylaşımına teşekkürler selam ve

münacatla .....
sağolun kardeşim güzel bir özetleme yapmışsınız Rabbim sizdende razı olsun inşaallah
 

leon.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2010
Mesajlar
131
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
SAİD NURSİ HAZ. den
vâiz ve âlim zâta benim tarafımdan selâm söyleyiniz.
Benim şahsıma olan
tenkidini,
itirazını,
başım üstüne kabul ediyorum.
Sizler de, o zâtı ve onun gibileri münakaşa
ve münazaraya sevk etmeyiniz.
Hattâ tecavüz edilse de bedduayla da mukabele etmeyiniz.
Kim olursa olsun,
madem imanı var,
o noktada kardeşimizdir.
Bize düşmanlık da etse, mesleğimizce mukabele edemeyiz.
........Çünkü, daha müthiş düşman ve yılanlar var..........

....Hem elimizde nur var, topuz yok...
Nur kimseyi incitmez, ışığıyla okşar.
Ve bilhassa ehl-i ilim olsa,
ilimden gelen enaniyeti de varsa,
enaniyetlerini tahrik etmeyiniz.
Mümkün olduğu kadar,
وَاِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا
(“Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman,
izzet ve şereflerini muhâfaza ederek oradan geçip giderler.” Furkan Sûresi, 25:72. )
düsturunu rehber edininiz. K.L

ve bununla alakalı 22. mektupta ortadadır
 

Islamasigi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2006
Mesajlar
128
Tepki puanı
0
Puanları
0
"ALLAH C.C. "razı olsun kardeşim...
tefrikaya düşmeyelim kavmiyet gütmeyelim...
dua ile...
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
SAİD NURSİ HAZ. den
vâiz ve âlim zâta benim tarafımdan selâm söyleyiniz.
Benim şahsıma olan
tenkidini,
itirazını,
başım üstüne kabul ediyorum.
Sizler de, o zâtı ve onun gibileri münakaşa
ve münazaraya sevk etmeyiniz.
Hattâ tecavüz edilse de bedduayla da mukabele etmeyiniz.
Kim olursa olsun,
madem imanı var,
o noktada kardeşimizdir.
Bize düşmanlık da etse, mesleğimizce mukabele edemeyiz.
........Çünkü, daha müthiş düşman ve yılanlar var..........

....Hem elimizde nur var, topuz yok...
Nur kimseyi incitmez, ışığıyla okşar.
Ve bilhassa ehl-i ilim olsa,
ilimden gelen enaniyeti de varsa,
enaniyetlerini tahrik etmeyiniz.
Mümkün olduğu kadar,
وَاِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا
(“Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman,
izzet ve şereflerini muhâfaza ederek oradan geçip giderler.” Furkan Sûresi, 25:72. )
düsturunu rehber edininiz. K.L

ve bununla alakalı 22. mektupta ortadadır
sağolun kardeşim katkınız için zaten Bedüizzaman Said Nursi Hazretlerini az çok tanımaya vakıf olan insanlar onun ne kadar Ulvi bir kişiliğe sahip olduğunu bilirler ....
Alimler Alemlerin kandili gibidir alimin ölümü alemin ölümü gibidir.Hz Muhammed Mustafa SAV
Ehli Sünnet olan bütün cemaatlere ön yargıyla yaklaşılmasa zaten sorun kalmaz inşaallah...
 

lokman25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 May 2009
Mesajlar
38
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
rabbim konuyu açandanda katkı sağlayan kardeşlerimizdende razı olsun.çok faydalanıyoruz.inşaallah ümmetin birliyi yolunda bir adım olur.selam ve dua ile.
 

dorinx1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2010
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
SAİD NURSİ HAZ. den
vâiz ve âlim zâta benim tarafımdan selâm söyleyiniz.
Benim şahsıma olan
tenkidini,
itirazını,
başım üstüne kabul ediyorum.
Sizler de, o zâtı ve onun gibileri münakaşa
ve münazaraya sevk etmeyiniz.
Hattâ tecavüz edilse de bedduayla da mukabele etmeyiniz.
Kim olursa olsun,
madem imanı var,
o noktada kardeşimizdir.
Bize düşmanlık da etse, mesleğimizce mukabele edemeyiz.
........Çünkü, daha müthiş düşman ve yılanlar var..........

....Hem elimizde nur var, topuz yok...
Nur kimseyi incitmez, ışığıyla okşar.
Ve bilhassa ehl-i ilim olsa,
ilimden gelen enaniyeti de varsa,
enaniyetlerini tahrik etmeyiniz.
Mümkün olduğu kadar,
وَاِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا
(“Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman,
izzet ve şereflerini muhâfaza ederek oradan geçip giderler.” Furkan Sûresi, 25:72. )
düsturunu rehber edininiz. K.L

ve bununla alakalı 22. mektupta ortadadır

ALLAH razı olsun
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
ALLAH razı olsun hepsi aynı iş için uğraşıyor......
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt