mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 53
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com
HADİS-İ ŞERİFLERLE TASAVVUF YAŞANTISI
***
1328. [2:501, Hadîs No: 2389]
Enes'den (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır.
“Kalbler tıpkı demir gibi paslanır. Cilası ise istiğfardır.”
(Ibni Adiyin el-Kâmit'den)
1348. [2:511, Hadîs No: 2419]
İbni Ömer'den (r.a.) rivayetle:
“Her şeyin bir cilası vardır. Kalblerin cilası da Allah'ı anmaktır. Parçalanıncaya kadar kılınçla düşmana vurman dahil, Allah'ı zikretmekten daha fazla Allah'ın azabından koruyan hiçbir şey yoktur.”
(Beyhaki'nin Şi'bü'l-îmanından)
Tasavvuf kalbin zikir ve istiğfar ile temizlenmesine özel önem verir.. Çünkü dünya arzuları ve işlenen günahlar kalbe leke düşürüp onu kirletirler.. Bu kirlenmenin ilacı ise zikir ve istiğfara devam eylemektir.. Nitekim hemen her Tarikat günde 75 ya da 100 istiğfar sünnetini adet edip emretmiştir..
1080. [2:295, Hadîs No: 1888]
Ebû Derdâ'dan (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır:
“Allah, aşırı şefkatinden ve Allah korkusundan mahzun olan her kalbi sever.”
"Allah'ı mahzun kalplerde arayınız" emr-i şerifini hatırlıyoruz.. Bu mahzunluk ancak kişinin acziyetini idrakiyle; layıkıyla kulluğunu yapamadığını idrakiyle elde edilebilecek sıfatlardandır.. Nefsini karşısına alamayan bu idraklere ulaşamaz.. Nefsine şeriat kamçısı ile vurmayan bu kelamların sadece sözünde kalır.. Nefsiyle mücadele etmeyen, dünya arzularıyla çarpışmayan bunlar nedir tam kavrayamaz.. İşte Tasavvufun ilk hedeflerinden biri de bütün bu uğraşların ilmini ve usullerini salike öğretmektir.. Elbette bunlar, kitaplardan öğrenilecek şeyler değildir.. Kitaplarda bunların gereği anlatılır ama, nasıl yapılacağı öğretilmez.. Nasıl yapılacağını öğreten, bu eğitimi veren işinin ehli bir Mürşid-i Kamildir.. Her ilmin bir hocası vardır.. Her uğrasın bir ustası vardır.. Her maksudun bir mercii vardır..
Bir de burada "kalb"e özel bir işaret vardır.. Tasavvuf bütünüyle kalb ile meşgul olmaktan ibaret desek yeridir..
***
(Taberâni’nin Keşfi ve Hâkim'in Müstedrek'inden)
1169. [2:354, Hadîs No: 2031]
Enes'den (r.a.) rivayetle:
"Şeytan ağzını Âdemoğlunun kalbi üzerine koymuştur. Kişi Allah'ı zikrettiğinde geri çekilir, Allah'ı unuttuğunda ise kalbini yutar"
(Beyhaki'nin Şi'bü'i-îmar’ı ve Ebû Ya'la'nın Müsnedinden)
Hani demiştik.. Allah'ın emr-i şerifidir: "Beni içinizden gizli zikredin.." E, bakınız Şeytan kalbe nasıl musallat oluyor.. E bakınız zikir ona karşı ne güzel bir kalkan..
***
222. [1:259, Hadîs No: 387]
Ebû Zer (r.a,) rivayet ediyor:
“Allah bir kulu hakkında hayır dilerse, kalbinin kilitlerini açar ve ona kuvvetli îmanla doğruluk kor. Gittiği yolu kalbine iyice kavratır. Kalbini temiz, dilini doğru, huyunu istikametli kılar.”
(Ebu'ş-Şeyh'in Serabından)
Kalbin kilitlerinin açılması; Kalb aleminin sırlarının sahibine aşikar olmasıdır.. Kuvvetli iman ve doğruluk ise Takvadır; güzel ahlaktır.. “Gittiği yolu kalbine iyice kavratır” Burada açıkca “gittiği yoldan” yani “Tarikatten” bahis edilmiş.. Kalbin, dilin ve huyun sıfatları ise Tasavvufun ana konusudur zaten..
***
1328. [2:501, Hadîs No: 2389]
Enes'den (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır.
“Kalbler tıpkı demir gibi paslanır. Cilası ise istiğfardır.”
(Ibni Adiyin el-Kâmit'den)
1348. [2:511, Hadîs No: 2419]
İbni Ömer'den (r.a.) rivayetle:
“Her şeyin bir cilası vardır. Kalblerin cilası da Allah'ı anmaktır. Parçalanıncaya kadar kılınçla düşmana vurman dahil, Allah'ı zikretmekten daha fazla Allah'ın azabından koruyan hiçbir şey yoktur.”
(Beyhaki'nin Şi'bü'l-îmanından)
Tasavvuf kalbin zikir ve istiğfar ile temizlenmesine özel önem verir.. Çünkü dünya arzuları ve işlenen günahlar kalbe leke düşürüp onu kirletirler.. Bu kirlenmenin ilacı ise zikir ve istiğfara devam eylemektir.. Nitekim hemen her Tarikat günde 75 ya da 100 istiğfar sünnetini adet edip emretmiştir..
1080. [2:295, Hadîs No: 1888]
Ebû Derdâ'dan (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır:
“Allah, aşırı şefkatinden ve Allah korkusundan mahzun olan her kalbi sever.”
"Allah'ı mahzun kalplerde arayınız" emr-i şerifini hatırlıyoruz.. Bu mahzunluk ancak kişinin acziyetini idrakiyle; layıkıyla kulluğunu yapamadığını idrakiyle elde edilebilecek sıfatlardandır.. Nefsini karşısına alamayan bu idraklere ulaşamaz.. Nefsine şeriat kamçısı ile vurmayan bu kelamların sadece sözünde kalır.. Nefsiyle mücadele etmeyen, dünya arzularıyla çarpışmayan bunlar nedir tam kavrayamaz.. İşte Tasavvufun ilk hedeflerinden biri de bütün bu uğraşların ilmini ve usullerini salike öğretmektir.. Elbette bunlar, kitaplardan öğrenilecek şeyler değildir.. Kitaplarda bunların gereği anlatılır ama, nasıl yapılacağı öğretilmez.. Nasıl yapılacağını öğreten, bu eğitimi veren işinin ehli bir Mürşid-i Kamildir.. Her ilmin bir hocası vardır.. Her uğrasın bir ustası vardır.. Her maksudun bir mercii vardır..
Bir de burada "kalb"e özel bir işaret vardır.. Tasavvuf bütünüyle kalb ile meşgul olmaktan ibaret desek yeridir..
***
(Taberâni’nin Keşfi ve Hâkim'in Müstedrek'inden)
1169. [2:354, Hadîs No: 2031]
Enes'den (r.a.) rivayetle:
"Şeytan ağzını Âdemoğlunun kalbi üzerine koymuştur. Kişi Allah'ı zikrettiğinde geri çekilir, Allah'ı unuttuğunda ise kalbini yutar"
(Beyhaki'nin Şi'bü'i-îmar’ı ve Ebû Ya'la'nın Müsnedinden)
Hani demiştik.. Allah'ın emr-i şerifidir: "Beni içinizden gizli zikredin.." E, bakınız Şeytan kalbe nasıl musallat oluyor.. E bakınız zikir ona karşı ne güzel bir kalkan..
***
222. [1:259, Hadîs No: 387]
Ebû Zer (r.a,) rivayet ediyor:
“Allah bir kulu hakkında hayır dilerse, kalbinin kilitlerini açar ve ona kuvvetli îmanla doğruluk kor. Gittiği yolu kalbine iyice kavratır. Kalbini temiz, dilini doğru, huyunu istikametli kılar.”
(Ebu'ş-Şeyh'in Serabından)
Kalbin kilitlerinin açılması; Kalb aleminin sırlarının sahibine aşikar olmasıdır.. Kuvvetli iman ve doğruluk ise Takvadır; güzel ahlaktır.. “Gittiği yolu kalbine iyice kavratır” Burada açıkca “gittiği yoldan” yani “Tarikatten” bahis edilmiş.. Kalbin, dilin ve huyun sıfatları ise Tasavvufun ana konusudur zaten..